Atabekü’l-Asâkir: Naibü’s-Saltana’dan sonra rütbe ve makam bakımından Atabekü’l-Asâkir gelirdi. Atabekü’Asâkir’e, Emîr-i Kebir veya Atabekü’l-Cüyûş da denirdi. Atabekü’l Asâkir, Memlûk ordusunun başkomutanı olup bugünkü Genelkurmay başkanı demekti. Atabekü’Asâkir, ordu komutanı ve ümera arasında en kuvvetli kişi olarak devlet yönetiminde büyük bir nüfuza sahipti.
Re’sü’n-Nevbe: Sultanın memlûklarının yani merkezi ordunun (kapıkulu askerlerinin) kumandanı olup, bu askerlerin her türlü talim, terbiye ve terfi gibi durumlarıyla ilgilenmek Re’sü’n-Nevbe’nin görevleri arasındaydı. Bunun rütbesi Mukaddeminden yani Emir-î Mie (yüzler emîrinden) olmaktı. Bunun da maiyetinde üç tane Tablhanah emîrinden (kırklar emîrinden) yardımcısı vardı.
Sultanın memlûkları, kendi aralarında herhangi bir ihtilaf veya bir problem olduğunda Re’sü’n- Nevbe’ye gelirler ve o da bu problemleri halletmeye çalışırdı, gerektiği zaman Res’ün-Nevbe askerler arasında hapsedilmesi icap edenleri tevkif ettirirdi.
Dostları ilə paylaş: |