ÜÇÜNCÜ fasilarafat ve müzdeliFE'de telbiYE



Yüklə 1,14 Mb.
səhifə22/34
tarix17.01.2019
ölçüsü1,14 Mb.
#97982
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   34

1) İsnadda Kalb:

Kalb, senette vukûa geldiği gibi metinde de vukûa gelir. Kalb, bazan kasden bazan da sehven ârız olur. Senette Ka'b İbnu Mürre diyecek yerde Mürre İbnu Ka'b denmesi sehven vukûa gelen bir kalbtir. Ancak, halkın rağbetini artırmak için, Sâlim'den meşhur olan hadîsi Nâfi'den rivâyet etmek, kasde mebni bir kalbtir. Âlimler, böyle garabet maksadıyla, senetten birinin atılarak, yerine aynı tabakadan birinin konması işine sarakat (hırsızlık) demişlerdir. Bunu yapana da sârik (cemi: sürrâk) denir.

Bunun örneği Amr İbnu Hâlid el-Harrânî'nin, Hammâd en-Nasîbî ani'l-A'meş an Ebî Sâlih an Ebî Hüreyre tarîkinden merfû olarak rivâyet ettiği şu hadîstir: "Yolda müşrîklerle karşılaştınız mı, onlara önce siz selam vermeyin...".

Bu hadîs maklûbdur ve bunu Hammâd kalbederek A'meş'e mal etmiştir. Halbuki rivâyet Süheyl İbnu Ebî Sâlih an Ebîhi şeklinde meşhurdur ve Müslim'de böyle gelmiştir. Müslim bu şekilde Şu'be, Sevrî, Cerîr İbnu Abdilhamîd, Abdü'l-Aziz ed-Derâverdi'nin rivâyetleri olarak kaydeder, hepsi de hadîsi Süheyl'den rivâyet ederler.

Muhaddisler, garib rivâyetlerin peşine düşmeyi bu yüzden tavsiye etmezler. Çünkü, nâdiren sahîhine rastlanır. 344

Bir ravinin rivayeti olarak meşhur olan hadisi, hem ğarib hem de mağrub göstermek için o ravi yerine yine aynı tabakadan bir başka raviyi ikame ederek yapılan rivayete de mesruk denir.

Ayrıca iki metnin senedlerini değiştirme şeklindeki kalb’e de Cezeri, kalb-i mürekkeb adını vermektedir. Bu, bir çeşit sened uydurma demektir. Bu, Buhari, Hasan b. Süfyan’a yapıldığı gibi imtihan maksadıyla yapılırsa uydurma sayılmaz. İbn Hacer bu tür senedi muztarib hadis olarak değerlendirir.

Sikat’ın zikretmediği bir ravinin sened arasında yanlışlıkla sikredilmesine de Mezid fi Muttasılı’l-Esanid denir.345



2) Metinde Kalb:

Kalb bazan metinde meydana gelir. Bunun örneği, Habîb İbnu Abdirrahmân'ın halası Üneyse (radıyallahu anhâ)'den yaptığı şu merfu rivâyettir: "Ümmü Mektum ezân okuduğu zaman yiyip içmeye devam edin. Ne zaman Bilâl okursa yiyip içmeyi kesin..." Bu hadîsi Ahmed İbnu Hanbel Müsned'de, İbnu Huzeyme, İbnu Hibbân da Sahîh'lerinde rivâyet ettiler. Hadîsin meşhur olan şekli, İbnu Ömer ve Hz. Aişe (radıyallahu anhüma) tarafından rivâyet edilmiştir ve şöyledir: "Bilâl geceleyin (erkenden) ezan okur, İbnu Mektum'un ezanını işitinceye kadar yiyip içmeye devam edin...". Bunun hilafına olan rivâyet mahlûktur.

Ancak, İbnu Hibbân ve İbnu Huzeyme hadîsi maklûb addetmediler. Hz. Bilâl ile Hz. Ümmü Mektum (radıyallahu anhüma) arasında münâvebe olabilir ihtimalini ileri sürerek iki rivâyeti cemederler. Ancak bazı rivâyetlerde: "Ümmü Mektum âmâ idi, kendisine haydi ezanı oku, sabah oldu diye ihtar edilmedikçe ezan okumazdı" diye gelen sarahatler karşısında hadîsteki kalb ihtimalinin devamına hükmetmek daha doğrudur.

Hâfız Sirâcu'd-Dîn el-Bukînî, kalbin bu çeşidine ma'kus adını vermiştir. 346

Müslim'de Ebu Hureyreden şöyle rivayet ediliyor; “Sol elinin verdiğini sağ eli bilmeyecek şekilde gizlice sadaka veren kimse”347 Bu hadis Buharî’de; "Sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek şekilde gizlice veren kimse”348 şeklindedir. Görüldüğü gibi Müslim'in ravilerinden biri "Yemîn: Sağ" sözünü takdim; "Şimâl: Sol" sözünü de tehir ederek hadisi maklûb olarak rivayet etmiştir.349

Taberani Ebu Hureyre’den şöyle bir hadis rivayet etmiştir:

Size bir şey emrettiğimde onu yapınız; bir şey yasakladığım zaman da gücümüzün yettiği kadar ondan kaçınız.”

Bu hadisin Buhari ve Müslim’deki şekli oldukça farklıdır:

Size bir şeyi yasak ettiğim zaman ondan kaçınınız; emrettiğim şeyleri de gücünüz yettiğince yerine getiriniz.”350

3) Mürekkep Kalb:

Kalbin bir de kalb-i mürekkeb denen şekli vardır. Bu, bir hadîsin senedini alıp bir başka hadisin metninin başına koymaktır. Muhaddisler, bu çeşit davranışların kasda mebnî olmasını şiddetle yasaklamışlardır. Ancak hocanın talebesini imtihan veya muhatabın hadîs bilgisini denemek maksadıyla yapılabileceğini de söylemişlerdir. Nitekim, Buhârî'yi işlerken de belirttiğimiz gibi, Bağdat ûleması, yüz kadar hadîsin senetleriyle metinlerini değiştirip kalb ederek, Buhârî'ye sorarlar. Buhârî bunları yerli yerine koyar.

Bu çeşit imtihan Buhârî'den başka nice muhaddislerin başından geçmiştir.351

Diğer bir kalb çeşidi de iki ayrı hadisin senedlerinin birbiriyle yer değiştirilmesi şeklinde yapılanıdır. Buna ıstılahta "Kalb-i Mürekkeb" denilmektedir.352

Hadisçilerin çoğu bir kısım hadisleri bilerek maklûb hale sokmuşlardır. Onların böyle davranmaktaki gayeleri, hadis uydurmak veya kalbettikleri hadisi ayrı bir hadis olarak kabul ettirmek değildir. Kendilerini Rasulullah (s.a.s)'den sahih olarak rivayet edilen hadisleri toplayıp hıfzetmeye adamış muhaddisler, hadis almak için gittikleri kimselere, başkalarının telkinlerinin tesir edip etmediğini ve hıfzdaki durumlarını ölçmek için hadisleri kalb ederek okurlar ve böylece onları imtihan ederlerdi.

Yahya b. Maîn, Ebu Nuaym'ı denemek için onun otuz tane hadisini bir kâğıda yazdı ve her on hadisten sonra Ebu Nuaym'a ait olmayan bir hadis ekledi. Ahmed b. Hanbel'le birlikte, Ebu Nuaym'a giden İbn Maîn, bu hadisleri ona okumaya başladı. İlk on hadisi okuduktan sonra on birinci hadisi okuduklarında, Ebu Nuaym "ben böyle bir hadis nakletmedim" diyerek onu reddetti. İbn Maîn hadislerin tamamını okuduğunda gayesini anlayan Ebu Nuaym, onu kovalayarak evinden dışarı attı. Bunun üzerine Ahmed b. Hanbel, İbn Maîn'e, "ben sana yapma, o sağlamdır demiştim" dediğinde, İbn Mâîn; "Böyle bir kovulma, yaptığımız yolculuktan daha hayırlıdır" cevabını vermişti.353

İmam Buharî, Bağdat'a gittiği zaman, Bağdat’taki âlimler onu imtihan gayesiyle, senet ve metinlerini değiştirerek yüz hadis hazırlamışlar ve ona okumuşlardı. Maklûb hadislerin okunması bitene kadar "bilmiyorum" diyen Buharî, peşinden, maklûb hadislerin isnat ve metinlerini yerli yerine koyarak onları tashih etmişti.354 Bu onun hıfzının kuvvetini açıkça ortaya koyan bir imtihan olmuştu.

Ancak hadis tenkidcileri, Resulullah (s.a.s)'ın yasaklamasından dolayı bu tür yanıltmaları çok çirkin bulmuşlardır.355




Yüklə 1,14 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   34




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin