İBRAHİM PAŞA SARAYI
Eminönü Ilçesi'nde Sultanahmet Meyda-nı'nda 16. yy'dan kalma saray. Tarihi belgelerde adı Atmeydanı Sarayı, Mehterhane Kasrı ya da Köşkü, Çadır Mehterleri Kasrı ve Hıyamiye Kasrı olarak da geçmektedir.
I. Süleyman (Kanuni) dönemi (1520-1566) sadrazamlarından ibrahim Paşa'mn 1536'da katledilmesinden sonra Atmey-danı'nda bulunan sarayı birçok kez el değiştirerek, hattâ bazı bölümleri Acemioğ-lanlar Ocağı, Arslanhane, Tımarhane, Kâr-hane, Defterhane, Maliye Evrak Hazinesi, Milli Müdafaa Evrak Hazinesi, Kolordu Anban, genel hapishane, adliye arşivi, askerlik şubesi gibi değişik işlevler üstlenerek günümüze kadar gelebilmiştir. Bu kul-
lanımlar sırasında saraya kimi zaman ekler yapılmış, kimi bölümleri de yıkılarak zamanla yok olmuştur. 1908'de yanında Tapu ve Kadastro binası, 1935-1947 arasında da hemen arkasında Adliye Sarayı inşa edilirken yapının korunması uzun tartışmalara neden olmuş; bazı bölümlerinin yıkılmasına engel olunamazken gene de sarayın bir ölçüde kimliğini koruyabilmesi sağlanmıştır. Saray, 1983'ten bu yana Türk ve islam Eserleri Müzesi'ne ev sahipliği yapmaktadır.
Saraya adını veren ibrahim Paşa'mn geçmişi ve kişiliği hakkında çeşitli rivayetler bulunmaktadır, ibrahim Paşa daha yaşadığı dönemde ve sonrasında yerli ve yabancı araştırmalara konu olmuş, ancak yaşamına dair birçok nokta henüz aydınla-tılamamıştır. Önce "makbul" ve sonra "maktul" olarak tarihe geçen ibrahim Paşa, I. Süleyman'ın şehzadeliği zamanından beri yanından ayırmadığı bir nedimi iken, geleneklere aykırı bir tarzda hızla sadrazamlığa yükselmiş ve 13 yıl bu görevde kalmıştır. Ancak saray entrikaları sonucu gözden düşen ibrahim Paşa, 1536' da Topkapı Sarayı'nda boğularak öldürülmüştür.
I. Süleyman'ın o sırada hasodabaşısı olan ve kendisiyle birlikte 1521'de Belgrad seferine çıkan İbrahim Ağa'ya, bu tarihte masraflarım üstlenerek bir ev yaptırdığına dair bir belge bulunmaktadır. Ancak söz konusu evin İbrahim Paşa Sarayı'nın ilk yapısı olduğu kesinlik kazanamadığı gibi,
Melling'in bir gravüründe ibrahim Paşa Sarayı, 18. yy. Melling, Voyage Ara Güler fotoğraf arşivi
sarayın yapılış tarihine dair çelişik bilgiler de söz konusudur. Bir yandan, Atmeyda-m'ndaki İbrahim Paşa Sarayı'nın 1520'de geçirdiği onanma dair bir belge, burada bu tarihten önce de bir yapı bulunduğunu kanıtlarken, 17. yy'da kaleme alınmış cilan Solakzade Tarihi'nde sarayın II. Baye-zid döneminde (1481-1512) yapıldığı kaydedilmekte, ama banisi ve kesin yapılış tarihi belirtilmemektedir. Onarımı 1521'de tamamlanan sarayın ilk konuğu I. Süleyman olmuştu. 1524'te ise saray İbrahim Paşa'mn evlenmesi dolayısıyla yapılan ve 15 gün 15 gece süren düğüne mekân olurken, Mehterhane bölümü Atmeydanı'na hâkim bir noktada olduğundan I. Süleyman için burada bir taht kurulmuştu. Çeşitli kaynaklardan bu düğünle ilgili bilgi edinmek mümkün olmaktaysa da, İbrahim Paşa'mn I. Süleyman'ın damadı olduğu yolundaki rivayetler kesinlik taşımamaktadır.
İbrahim Paşa'mn düğününü takiben, I. Süleyman'ın üç şehzadesinin sünnet düğünü (1530) ile dördüncü şehzadesi Bayezid (1539) ve III. Murad'ın (hd 1574-1595) oğlu Şehzade Mehmed'in sünnet düğünleri de Atmeydanı'ndaki sarayda yapılmıştı. 1616'da Sultan Ahmed Camii'nin tamamlanması nedeniyle yapılan töreni yabancı elçiler caminin tam karşısındaki İbrahim Paşa Sarayı'ndan izlemişlerdi Celalzade Mustafa Efendi, Peçevî, Rüstem Paşa, Solakzade, Selanikî, Naîmâ gibi Osmanlı va-kanüvisleri sık sık saraydan söz ettikleri gibi, Beyan-ı Menâzil-i Sefer-i Irakeyn (1537), ///. Murad Surnamesi (1582), Hü~ nemame'mn 2. cildi (1588), ///. Murad Şe-binşabnamesi'nin 2. cildi (1592-1597) ve Zübdetü'l-Eş'ar(l582) gibi eserlerde de sarayın ve bu törenlerin tasvirleri yer almakta, ayrıca yabancı seyyahların gözlemleri, desen ve gravürleri de sarayın geçmişine ışık tutmaktadır.
1536'da İbrahim Paşa'mn öldürülmesiyle hazine-i hümayuna geçen saray, 1566' da vezir, daha sonra Mısır ve Anadolu beylerbeyi olan Zal Mahmud Paşa'ya tahsis e-dildi. Zal Mahmud Paşa 1574'te II. Selim' in (hd 1566-1574) kızı Şah Sultan üe evlenmişti. Bu dönemde, artık Atmeydanı Sarayı diye anılmaya başlamış olan sarayın bir bölümü bazı metinlere göre acemioğlan-larma, başka bazı metinlere göre de iç-oğlanlanna ayrılmıştı. Zal Mahmud Paşa ve Şah Sultan 1580'de art arda öldüler. 1584' te saray, acemioğlanlarma tahsis edilen kısmı dışında kalan bölümleriyle, III. Murad' in kızı Ayşe Sultan ile evlenen Sadrazam Bosnalı ibrahim Paşa'ya geçti. İbrahim Paşa'mn 1601'de ölümünü takiben malları ve sarayı, ertesi yıl eşi Ayşe Sultan ile evlendirilen Sadrazam Yemişçi Hasan Paşa' ya tahsis edildi. Ancak Hasan Paşa'mn sadareti kısa sürdü; paşa l603'te katlolundu. Saray bu sefer de Ayşe Sultan'ın üçüncü eşi Güzelce Mahmud Paşa'ya geçti. 1605' te bu kez Güzelce Mahmud Paşa ve Ayşe Sultan art arda öldüler, löll'de saray muhtemelen III. Mehmed'in (hd 1595-1603) kızlarından birisi ile evlenmiş olan Kap-tan-ı Derya Damat Kara Mehmed Paşa'ya, daha sonra da gene Kaptan-ı Derya Topal
ikinci avludan
İbrahim Paşa
Sarayı'nın
genel
görünümü
(üstte) ve
bu avludan
sarayın diğer
bölümlerine
geçişi sağlayan
kapılar.
Fotoğraflar
Nurdan Sözgen/
Onyx, 1994
Receb Paşa'ya geçti. Topal Receb Paşa, I. Ahmed'in (hd 1603-1617) kızı Gevherhan Sultan ile evliydi. Uzun süre Receb Paşa' nın adıyla anılan saray, l632'de sadrazam olan paşanın aynı yıl IV. Murad (hd 1623-1640) emriyle katledilmesi üzerine, bu padişahın silahdarı Mustafa Ağa'ya törenle temlik edildi. 1640'ta IV. Murad'ın ölümünden sonra sarayın, bir başka silah-dara, Sultan ibrahim'in (hd 1640-1648) en gözde musahibi olan ve l645'te padişahın 3 yaşındaki kızı Fatma Sultan ile evlendirilen Kaptan-ı Derya Yusuf Paşa'ya verildiği görülmektedir. Düğünden l yıl sonra idam edilen Yusuf Paşa'mn sarayı, bu kez Fatma Sultanla evlendirilen bir diğer padişah musahibi Damat Fazlı (Fazlullah) Paşa'ya verilmiş olsa dahi, bu son çiftin burada yaşamadıkları, Fazlı Paşa'mn İstanbul dışı görevlerle uzaklaştırıldığı, sarayın da 1648'de Sultan ibrahim'in sekizinci hasekisine hediye edildiği anlaşılmaktadır. Bundan sonra da 17. yy boyunca sarayın sahipleri sadrazamlar, kaptan-ı deryalar ya da beylerbeyi gibi bürokrasinin en yüksek üyeleri ve hanedana damat devlet ricali olmaya devam etmiştir. Evliya Çelebi, Atmeydanı Sarayı'nın İstanbul'daki vezir saraylarının en büyüğü olduğunu kaydetmektedir.
Ancak 16. yy'da Mimar Sinan, daha sonra Hasan Ağa ve Sedefkâr Mehmed Ağa tarafından onarılmış bulunan İbrahim Paşa Sarayı, 17. yy'm ikinci yansında her şeye rağmen giderek gözden düşmüş olmalıdır. 1652 ve 1660 yangınlarında zarar gören sarayın bir bölümünde yaşayan ace-mioğlanlan (ya da içoğlanlari) l666'da dağıtılmıştır. 1675'teki depremde de tahrip olduğu anlaşılan sarayın, 17. yy'm son çeyreğine girerken Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşa tarafından kapatıldığına dair bir kayıt bulunmaktadır. Gene de yüzyıl sonunda, l699'da dahi hâlâ önemli misafirleri ve çok sayıda insanı barındırdığı anlaşılan saray, asıl 18. yy'da bir saray olarak işlev görmekten uzaklaşmış olmalıdır. Nitekim Atmeydanı Sarayı 17l6'da bir a-hır olarak kullanılmakta, 1725'te burada bir boyahane yapımı söz konusu olurken, aynı sıralarda Defterhane, Mehterhane o-larak da kullanılmaya başladığı görülmektedir. 1777'de ise Hindistan'dan getirilen bir fil, İbrahim Paşa Sarayı'na konmuştur. 1755 Hocapaşa yangını ile 1808 Alemdar Vakası sonrasında çıkan yangınlarda kısmen tahrip olan sarayın 18. yy'm sonuna kadar çeşitli onarımlar geçirmesi söz konusudur. 1827'de bir seyyah burada delilerin yaşadığını kaydederken, bir bölümü-
Dostları ilə paylaş: |