Attilâ İlhan
Nurdan Sözgön / Onyx, 1993
tanbul(1964) senaryosu, eski bir Tepeba-şı otelinin köhnemiş günlerinden başlayarak, kentin bohem, eğlence ve fuhuş çevrelerine ilginç göndermelerle yüklüdür. Böylece, 50 yılı aşkın bir yazarlık emeğinde İlhan, İstanbul'u Türkiye'nin en büyük kenti olarak kaleme getirmek istemiş, bu büyük kentin hayatındaki olumlu olumsuz bütün yönleri saptamayı denemiştir.
SELİM İLERi
İLKOKULLAR
İstanbul, Türkiye genelinde en çok ilkokula ve ilkokul çağındaki nüfusa sahip illerin başında yer alır. Osmanlı Devleti'nin son döneminde istanbul'da hızlı bir artış gösteren okullaşma özellikle ilkokul düzeyinde yoğundu. "İptidai", "numune mektebi", "taş mektep", "ilk mektep" denen bu okullar, Cumhuriyet'in ilanından sonra 1924' te yürürlüğe giren Tevhid-i Tedrisat Kanunu'na göre yeni bir düzenlemeden sonra "ilkokul", "şehir yatı mektebi", "köy yatı mektebi" vb adlarla öğretimlerini sürdürdüler. Yapıları veya konumlan uygun olmayanlar da kapandı. Cumhuriyet'in ilk döneminde bu okullara İstanbul'un her semtinde, birden başlayan numaralı adlar verilmişti. Örneğin Kadıköy 2. İlkokulu gibi.
Aynı dönemde, İstanbul ilkokullarının tüm yapım, onarım giderleri, öğretmen aylıkları ve diğer masrafları Şehir Meclisi'n-ce kabul edilen il bütçesinden karşılanıyordu. Şehir Meclisi'nin İstanbul'un toplum yapısını ve birçok çocuğun hem annelerinin hem de babalarının işçi ya da kamu görevlisi olarak çalıştıklarını dikkate alarak getirdiği ve başka illerde örneği bulunmayan birtakım yenilikler de vardı. Örneğin, paralı yatılı ilkokul konumunda bir eğitim kurumu istanbul 1. Yatı Okulu a-dıyla 1938'de açıldı. Bu okulun öğrenci başına yıllık ödentisi 100 lira idi. Yine 1930' lu yıllarda İstanbul'un kırsal bölgeleri sayılan Büyükçekmece, Beykoz-Bozhane, Şile-Teke Köyü, Şile-Kurallı Köyü'nde de parasız köy yatı okulları açılmıştı.
istanbul'da ilk kez ilkokul öğrencilerine dönük bir çocuk kampı da 1936 yaz
Dostları ilə paylaş: |