İstinye Tersanesi
Bünyad Dinç
İstinye Havuz ve Destgâhları Anonim Şirketi" olan bir tersane kurmuşlardır. Koyun güneyinde kurulan tersanenin çekirdeği, Istinye'nin o zamanki Neslişah Sultan Mahallesi'nde, daha önce depoların bulunduğu bölgede, sonraları tersaneye genel müdür olacak Mösyö Negri'nin arsası üzerindeydi. Şirket bu arsa çevresindeki diğer arsaları da alarak tersane alanını genişletmiştir. 8.500 ton kapasiteli tulumbaları buhar gücü ile çalışan bir havuz satın alınmış; 11.400 m2 alana dökümhane, makine ve inşaat atölyeleri kurulmuş ve İstinye Tersanesi 20 Aralık 1912' de Mösyö Negri yönetiminde hizmete girmiştir.
I. Dünya Savaşı'na kadar Fransız şirketin işlettiği tersaneye askeri öneme sahip olduğu için, donanmanın bakım ve onarımının burada yapılması amacıyla el konmuştur. Goeben (sonra Yavuz) ve Breslau (sonra Midilli) adlı iki Alman zırhlısı Ağustos 19l4'te Boğaz'dan içeri alınarak Goeben, İstinye Koyu'nun güneyine, Breslau ise kuzeyine bağlanmış, bunlar üs olarak İstinye Koyu ve Tersanesi'ni kullanmışlardır. Almanların tersane binalarından birinin kapısına "Yavuz Kışlası" yazarak, gemiye sokmadıkları Türk deniz erlerini burada yatırdıkları nakledilir. 10 Temmuz 1917' de bu iki savaş gemisini batırmak amacıyla saldıran ingiliz uçaklarının attığı bombalar, iki gemiye zarar vermemiş, ancak "Ya-digâr-ı Millet" adlı muhrip isabet almıştır.
Tersane 1918'de Mondros Mütarekesi'n-den sonra İngiliz kuvvetleri tarafından işgal edilmiş, daha sonra işgal yıllarında tersaneyi Fransızlar ele geçirip 1928'e kadar da çalıştırmışlardır. O yıl devlet tarafından satın alınan kuruluş, nisan ayında Deniz-bank'a, ertesi yılın temmuzunda Devlet Denizyolları Işletmesi'ne, 1944'te de Devlet Denizyolları ve Limanları Umum Mü-dürlüğü'ne bağlanmıştır. 1952'de Denizcilik Bankası'nm bünyesinde yer alan işletmenin genişletilmesi ve modernleştirilmesi için çalışmalara başlanmış, yöne-
tim ve sosyal hizmet binaları yapıldıktan başka ambarlar ve diğer yardımcı üniteler de inşa edilmiştir. Tersanenin son zamanlara kadar kullanılan müdüriyet binası bir zamanlar Iran Sefiri Muhsin Han'ın yazlığı iken sonradan Şûra-yı Devlet azası Şerif Hüseyin'e satılmış, daha sonra da Müşir Fuad Paşa tarafından satın alınmıştı. Bu bina bugün de durmaktadır,
26.000 rrf'lik bir alan üzerinde kurulu tersanenin rıhtımı 600 m kadardı. Birincisi 137,15 m uzunluğunda, 21,3 m genişliğinde; ikincisi 67,32 m uzunluğunda, 29,4 m genişliğinde; üçüncüsü de 152,1 m uzunluğunda, 29,4 m genişliğinde üç a-det yüzer havuzu vardı, ikinci ve üçüncü havuzlar birleştirilerek 192,5 m uzunluğunda büyük bir havuz elde ediliyordu.
Yıllarca Türk ya da yabancı pek çok geminin havuzlandığı ve onarıldığı tersane 1985'te uygulamaya giren 2960 no'lu Boğaziçi Yasası'nın 12. maddesi gereğince kapatılmış ve bu alan turizm merkezi ilan edilmiştir. 26 Ağustos 1991'de tesisin nakledilmesine başlanmış, havuzlar ve makine bölümü Pendik Tersanesi ile izmir'deki Alaybey Tersanesi'ne nakledilmiştir. Büyük yüzer havuz da römorkörlerle yerinden alınarak, önce yer hazırlanmadığı için Tophane rıhtımına bağlanmış, bir süre sonra da Pendik Tersanesi'ne götürülmüştür. Bugün atölyeler ve ambar binaları yıktırılmış olup tersanenin kapladığı alan boşaltılmış durumdadır.
Bostancı (1956), Caddebostan (1956), Çengelköy (1956), Ortaköy (1958), Maltepe (1962), Suadiye (1964), Şehit Temel Şimşir (1977), Aydın Güler (1981), Büyü-kada (1988), Rumelifeneri (1988), Kızıltop-rak (1988) yolcu vapurları, ayrıca Celal Atik (1988) ve Hamit Kaplan adlı tarak gemileri de (1988) İstinye Tersanesi'nde inşa edilmiştir.
BibL G. Alakan, "İstinye Tersanesi; Sanayi Mekânının Değişimi", (1. Tarih ve Deniz Sempoz-yumu'na sunulan bildiri), ist., 1993.
İSTANBUL
Dostları ilə paylaş: |