Cumhuriyet'ten 1950'lere istanbul işçileri: Cumhuriyet'in kuruluşundan 1950' lere kadar geçen süre içinde, İstanbul'un sınıfsal toplumsal yapısındaki değişikliklerden en az etkilenen kesimlerden birinin işçi kesimi olduğunu söylemek olanaklıdır. İşçilerin iş ve yaşam koşullarında bütün bu dönem boyunca ciddi bir düzelme olmamıştır. 1929-1933 dünya ekonomik bunalımının Türkiye'ye yansıması-
Yedikule Gazhanesi'nde çalışan bir işçi. Yücel Tunca/Onyx, 1990
nın etkilerini en fazla İstanbul işçi kesimi yaşamış, ekonomik koşullarının ve yaşam düzeyinin daha da gerilediğini görmüştür. II. Dünya Savaşı yıllarında yaşanan zorlukların ağırlıklı bölümünü yine işçiler yüklenmiş; bir yandan zaten her zaman çok uzun olan işgünleri savaş gerekçesiyle daha da uzatılmış, öte yandan reel ücretlerde ciddi düşmeler olmuştur. Eldeki yetersiz ve durumu olduğundan iyi göstermek için zorlanmış resmi istatistik verilerine göre yapılan hesaplar bile, 1938-1943 arasında İstanbul'da nominal ücretlerin yüzde 114 artmasına karşılık geçim endeksinin yüzde 247 yükseldiğini, yani reel ücretlerde yüzde 60 civarı bir düşme olduğunu ortaya koymaktadır. 1950'lere kadar kadın ve çocuk işçilerin erkek işçilerden tekstilde 2-4 kat daha az ücret aldıkları; tütün fabrikalarında erkek işçilerin ücretleri 400-450 kuruş arasındayken kadınlarınkinin 225 kuruş, çocukların gündeliklerinin 175 kuruş olduğu bilinir. Ücretlerin bir bölümünün ayni, yani çoğunlukla çalışılan işyerinde üretilen malla ö-denmesi, işçiler açısından geçimi büsbütün güçleştiren bir durumdur.
İstanbul işçilerinin içinde yaşadıkları güç ekonomik koşullar, iş bulunabildiği ölçüde, işçi ailelerinin kadın çocuk bütün fertlerinin iş hayatına atılmasına yol açmış, İstanbul'da sadece aile reisinin değil, ailenin diğer üyelerinin de işçilik yaptığı işçi aileler ortaya çıkmıştır. Başta tekstil, tütün, sigara, gıda olmak üzere, hafif imalat sanayii işyerlerinde kadın işçiler çoğalmıştır. İstanbul'un, Bursa, İzmir vb birkaç sanayi kenti hariç, diğer Anadolu kentlerine göre ücretli kadın emeği açısından geleneği ve üstünlüğü vardır. İki savaş a-rası dönemde bu üstünlük belirginleşmiştir. 1950'lerden sonra İstanbul'da hızla gelişen, 1965 sonrasında ise ana istihdam dallarından birini meydana getiren imalat sanayiinde giderek daha çok işçi ça-
lışmaya başlamış, işçi sınıfının bu nicel gelişmesi Türkiye'nin 1960 sonrası toplumsal, siyasal değişme ve harekeüenmesiyle birleşince, bu hareketliliğin ve gelişmenin merkezi olan İstanbul'da işçi sınıfının gerek yaşam koşulları, gerek toplum içindeki yeri, gerekse bilinç ve örgütlülük düzeyinde önemli yükseliş görülmüştür.
1950'lerden 1980'lere istanbul İşçileri: 1950 sonrasında, nüfusun çoğunluğunu işçilerin oluşturduğu gecekondu mahalleleri hızla artmış ve yaygınlaşmıştır. Önce Zeytinburnu-Kazlıçeşme bölgesinde başlayan, sonra Haliç sırtlarına ve adlarının sonunun "tepe" ile bitmesinden de anlaşılacağı gibi, İstanbul'un çeşitli tepelerine kurulan (Gültepe, Kuştepe, Çeliktepe, Fi-kirtepe vb) gecekondu mahalleleri sanayileşmeye, İstanbul'a göçe, işçileşmeye bağlı olarak yaygınlaşmıştır (bak. gecekondu). 40 yıl içinde yüzlerce gecekondu mahallesi, sanayi bölgelerinin çevresinde yüzlerce işçi semti oluşmuştur. Bazı gecekondu mahalleleri ve işçi semtleri 1965-1980 arasındaki yoğun siyasal hareketlilik ve solun yükselişi döneminde, kendi tarihlerini, sınıfsal yaşam biçimlerini, buna uygun siyasal eylemleri yaratmışlar ve İstanbul'da ilk kez, işçi sınıfının kimi yaşam ve düşünce biçimi özelliklerinin yansıdığı işçi mahalleleri görülmüştür. 1965-1980 döneminin fabrikalardaki işçi direnişleri, grevleri, işçi eylemleri bu mahallelere taşmış; fabrikalarla mahalleler bütünleşmiş; sol çevrelerin, özellikle gençliğin öncülüğünde işçi semt ve mahallelerinde kültür dernekleri, sosyalist parti veya grupların lokalleri açılmış, çalışma grupları kurulmuş, kadınlar arasında çalışmalara hız verilmiş; 1976 sonrasının çalışmalı siyasal ortamında, bazı gecekondu ve işçi mahallelerinde "kurtarılmış bölgeler" adıyla da anılan, dış müdahale ve saldırılara karşı mahallenin kendini korumasını amaçlayan yapılar doğmuştur.
Dostları ilə paylaş: |