İSHAK EFENDİ (Başhoca)
(l 774 ?, Narda [bugün Yunanistan 'da] - Şubat 1836, iskenderiye yakınları [bugün Mısır'da]) Mühendis.
Mirat-ı Mekteb-i Mühendishane adlı eserinde îshak Efendi'nin biyografisini veren Mehmed Esad Efendi ve bu biyografiden yararlanarak îshak Efendi hakkında yazı yazan tarihçiler, onun ihtida etmiş (sonradan Müslüman olmuş) bir Musevinin oğlu olduğunu söylemekte ise de arşiv kayıtları babasının değil kendisinin ihtida ettiğini göstermektedir.
Genç yaşta babasını kaybeden îshak Efendi, kardeşi Esad Efendi üe birlikte ilk tahsillerim tamamladıktan sonra, farklı sahalara yönelmişlerdir. Kardeşi Esad Efendi Rumeli Ordu-yı Hümayun defterdarı olmuştur, îshak Efendi ise 18. yy'm sonu ile 19. yy'ın başında, Osmanlı Devleti'nde yenileşme teşebbüsleri içinde kurulan ve geliştirilmeye çalışılan askeri teknik okullardan Mühendishane-i Berri-i Hümayun'da tahsil görmüştür.
îshak Efendi'nin Mühendishane'deki tahsilinden önceki eğitimi hakkında herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Ibranice, Yunanca, Türkçe, Arapça, Farsça, Latince ve Fransızca bilmesinden yola çıkarak hayatı ve muhiti hakkında bazı değerlendirmeler yaptığımızda, onun îbraniceyi aile muhitinde, Yunancayı doğduğu kasabada, Türkçe, Arapça ve Fars-çayı ise islamiyet! genç yaşta kabulünden sonra medrese veya benzeri bir tahsilden geçerek öğrenmiş olması mümkün görünmektedir.
îshak Efendi 1806-1815 arasında Mü-hendishane'de tahsil görmüştür. Bu tahsili sırasında zekâsı, bilgisi ve çalışkanlığıy-
la zamanın Mühendishane başhocası olan Hüseyin Rıfkı Tamani'nin dikkatini çekmiştir. 18l6'da Medine'deki mübarek binaların tamirine giderken îshak Efendi'yi yardımcı olarak yanına alan Hüseyin Rıfkı Tamani 1817'de Medine'de vefat edince, yerine îshak Efendi teklif edilmiş, ancak II. Mahmud bu göreve başka bir mühendisi tayin etmiştir. Daha sonraki tayinlerinde de II. Mahmud'un îshak Efendi hakkında bazı tereddütleri olmuştur.
Medine'deki görevini bitirip istanbul'a dönen îshak Efendi, Mühendishane'deki tahsiline kaldığı yerden devam etmiştir. 1823'te birinci sınıfta (mezuniyet sınıfı) okuduğu sırada, birçok lisana aşina olması sebebiyle, devletin en mühim vazifelerinden biri olan Diyan-ı Hümayun tercümanlığına getirilmesi düşünülmüştür. Ancak II. Mahmud'un "îshak Efendi Babıâli' ye birkaç defa celb olunup bazı evrak tercüme ettirilerek mahareti olup olmadığı tecrübe olunsun" şeklindeki hatt-ı hümayununda olduğu gibi bazı mülahazalar ve tereddütlerden sonra îshak Efendi, Temmuz 1824'te bu vazifeye tayin edilmiştir. Damadı Halil Esrar Efendi ile oğlu Sami Efendi'yi de maiyetine almıştır.
Mühendishane'deki "tarikine (kariyerine) halel gelmeden" 1829'a kadar bu vazifesini sürdüren îshak Efendi, bu yılın son aylarında Balkanlar ve sahillerdeki istihkâmları kontrol ve tamir etmekle görevlendirilmiştir. Bu göreve tayin edilmesinin asıl sebebi, kendisi hakkında ileri sürülen itimatsızlık ve tedbirsiz hareket etme gibi töhmetlerdi. Ancak kendisinin devlet sırlarını yabancılara ifşa etme gibi bir durumu söz konusu olmayıp, devlet adamları sırf tedbirli davranmak için bu yola başvurmuşlardır. Tarihçi Lütfi Efendi de îshak Efendi hakkında ileri sürülen töhmetin yersiz olduğunu ve bu durumun Reisül-
îshak Efendi'nin ölümünden sonra yapılmış yağlıboya portresi. Ekmeleddin Ihsanoğlu arşivi
Dostları ilə paylaş: |