Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə331/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   327   328   329   330   331   332   333   334   ...   877
İSHAK EFENDİ

196

197

ishak paşa hamamı

küttab Pertev Efendi'nin düşmanlığından doğduğunu belirtmektedir.

îshak Efendi kısa süren bu sürgün vazifesinden istanbul'a döner dönmez, 1830 sonlarına doğru, Mühendishane'ye baş-hoca olarak tayin edilmiştir. Mühendisha-ne'nin bozulan nizamını düzeltmek, tedrisatın seviyesini yükseltmek ve bunu başaramadığı takdirde cezalandırılmak şartıyla bu göreve getirilmiştir. Başhocalığa tayin edilir edilmez, mektebin düzenini sağlamak için ilk olarak ehliyetsiz hocaların işine son vermiştir.

Bu şekilde tedrisatı düzene sokmaya çalışan tshak Efendi'nin Mühendishane' de kurmuş olduğu yeni eğitim düzeni hakkında, 1831-1832'de istanbul'a gelerek Mühendishane'yi de ziyaret eden ve Ishak Efendi ile görüşen Amerikalı seyyah J. De Kay, onun şahsiyeti, davranışları ve meziyetleri yanında, okulun, talebelerin ve derslerin durumu hakkında da bazı bilgiler vermektedir. Bu bilgilerle 1833'te dönemin tek ve resmi gazetesi olan Takvim-i Vekayi'de yazılanlar tshak Efendi'nin bu kısa zaman süresinde Mühendishane'de-ki tedrisatta, özellikle daha önce talebelerin yerde oturmalarına karşılık, iskemle tedarik edilmesi, sınıfa hocanın dersi işleyebileceği bir karatahtanın konulması ve talebelerin işlem yapabilmeleri için her bi-

rine birer yazı tahtası verilmesi gibi yenilikleri gerçekleştirmiş olduğuna işaret etmektedir.

îshak Efendi'nin başhocağılı sırasında Mühendishane'nin birinci sınıfında biri tatbikat olmak üzere 5 ders yapılıyordu. Derslerin birçoğu Ishak Efendi'nin hazırlamış olduğu Mecmua-ı Ulum-ı Riyaziye, Usulü's-siyaga, Usul-i Istihkamat ve Ka-vaid-i Ressamiye gibi eserlerinden okutuluyor ve tatbikatları yapılıyordu. Aynı yıllarda gerek malzeme tedarikinde, gerek öğretimde Mühendishane'de yeni düzenlemeler yapılmıştır. Ayrıca Ishak Efendi, bu dönemde sürdürdüğü eğitim faaliyetleri yanında, Osmanlı Devleti'nde fen e-ğitimi için ihtiyaç duyulan birçok kitabı telif veya tercüme yoluyla kazandırmış ve bunları bastırmıştır.

Ishak Efendi 1834'te, başhocalık vazifesine ek olarak, Medine'deki mübarek binaların tamiriyle görevlendirilmiştir. 1836 başlarında buradaki işlerini tamamlayıp istanbul'a dönerken yolda vefat etmiştir. Hatırasına, Hasköy'deki Mühendishane yakınındaki mezarlığa, üzerinde "Divan-ı Hümayun sabık ser-halifesi ve Mühendis-hane-i Hümayun Başhocası el-Hacc Hafız Ishak Efendi" ibaresi bulunan bir taş dikilmiştir.

Ishak Efendi çalışkan, üstün bir zekâ

îshak


Efendi'nin

Usulü's-siyaga

adlı eserinde

yer alan top

dökümüne


ilişkin

bir resim.



Ekmeleddin

îhsanoğlu arşivi

ve kabiliyete ve güçlü bir şahsiyete sahip, çevresindeki kimselerin takdir ve hayranlığını kazanmış bir bilim adamıydı. Bu hayranlık yanında, birçok kimsenin de "çeke-memezlik" yüzünden husumetine hedef olmuştur. Ayrıca onun hırslı, paraya ve şöhrete düşkün bir şahıs olduğu da anlaşılmaktadır. Bu iki yönüyle îshak Efendi, devlet adamları tarafından çalışkanlığı ve kabiliyeti dolayısıyla takdir edilip görevlerinde desteklenirken, zaafları sebebiyle onlar nezdinde tam bir itimat ve takdire mazhar olamamıştır. Hakkındaki tereddütlü ve ihtiyatlı tavır en çok II. Mah-mud'un hatt-ı hümayunlarında görülür.

Vazifesine düşkün, gece gündüz tercüme ve telifle uğraşan, çok çalışkan bir bilim adamı olan İshak Efendi, derslerinde gayet ciddi, talebeleri tarafından sevilip sayılan, çok renkli bir şahsiyetti. Kendine has bazı huyları ve merakı olan, bilhassa nargile içmeyi seven îshak Efendi, günlük hayatında Sami Efendi ve Bahai Efendi a-drndaki iki oğlu ve kardeşi Esad Efendi ile birlikte istanbul'un Yavuzselim semtinde, Çukurbostan Mahallesi'nde oturuyordu. Mühendishane'de dersi olmadığı günler e-vinde kalır, namazını Sultan Selim Camii'n-de kılardı. Vaktini hiçbir zaman boşa geçirmeyen Ishak Efendi, Kuran-ı Kerim'i çok kısa bir zamanda ezberlemiş ve el-Hacc lakabı yanında el-Hafız diye de anılmıştır.

Hazırladığı birçok eseriyle talebelerin yetişmesine katkıda bulunduğu gibi Türk bilim ve eğitimine getirdiği yenilikler, onu devrin diğer âlimlerinden ayırır. 20 yıla yakın bir süre içerisinde değişik görevlerde ve farklı mevkilerde bulunan îshak Efendi, 1830'da başhoca olunca kendisi için bir nişan talep etmiş, hattâ madalyasının resmini bizzat tasarlayıp sunmuştur. Ancak II. Mahmud, daha az gösterişli bir başka nişan madalyası hazırlanıp Ishak Efendi'ye verilmesini emretmiştir.

Ishak Efendi'nin eserleri, Divan-ı Hümayun tercümanlığı ve başhocalık zamanı olmak üzere iki dönemde incelenebilir. Divan tercümanlığı döneminde iki e-ser hazırlamıştır. Bunlardan ilki Rekz ve Nasbu'l-hıyam, ikincisi ise Tuhfetü'l-üme-rafi Hıfzı '1-kıldâ.ır.

1830'da başhoca olduktan sonra hazırladığı ilk eser, 1831'de basılan Medhal fi'l-Coğrafya'dır. Eser, eski başhoca ve İshak Efendi'nin hocası olan Hüseyin Rıf-kı Tamani'nin astronomi ile ilgili bir eserinin coğrafyaya dair bölümünün özetidir. Eseri hocası adına hazırlamıştır. Başhocalık yılları onun eser hazırlamadaki en verimli yıllarıdır. Yine 1831'de Fransızca kitaplardan aktarma yoluyla hazırladığı top dökümü konusundaki Usulü's-siyaga adil eseri Mühendishane'de ders kitabı olarak okutulmuştur.

Ishak Efendi haklı şöhretini, dönemin Avrupa fen kitaplanndan faydalanarak hazırladığı Mecmua-ı Ulum-ı Riyaziye adlı 4 ciltlik büyük eseriyle kazanmıştır. Eser 1831-1834 arasında II. Mahmud'un emriyle basılmıştır.

1831'e kadar yayımlanmış Osmanlı bi-

lim literatürü göz önüne alındığında, matematik, fizik, astronomi, biyoloji, botanik, zooloji ve mineraloji gibi birçok tabii ve riyazi bilimlerin basılı Türkçe metinlerini bir arada sunan eser, kimya konusunda Türkiye'de basılan ilk Türkçe makaleyi de ihtiva etmektedir. 19. yy'da Avrupa'da yayımlanan benzer eserlere yakın seviyede olan Mecmua-ı Ulum-ı Riyaziye^ 1841-1845 arasında Mısır'da basılmış ve orada da etkilerini göstermiştir.

Ishak Efendi'nin diğer eserleri arasında, 1832'de tamamladığı ve ancak 1834'te basılan Usul-ı htihkâmâtı sayabiliriz. Ishak Efendi'nin, Belvan adlı bir Fransız mühendisin kitabından tercüme ettiğini belirttiği, 461 sahife ve 21 tablodan oluşan tek ciltlik bu eser, üç makale halinde düzenlenmiştir. Bunlardan birinci makalede harp sanatı, muharebe ve orduların kurulması, ikinci makalede hafif istihkâmlar, üçüncü makalede ise ağır istihkâmlar ele alınmıştır. Mühendishane'de ders kitabı olarak o-kutulan bu eserden başka, yine 1832'de telif ettiği ve 1835'te basılan Aksü'l-mera-ya fi Ahzi'z-Zevaya adlı bir kitabı daha bulunmaktadır. 122 sahife ve 4 tablodan oluşan üç bölümlük eser, okant, sekstan ve daire-i inikas (cercle achromatique) gibi yükseklik ve uzaklık ölçme aletlerinin kullanımı ile ilgili bilgileri ihtiva etmektedir.

Yazma halindeki eserleri ise, arazi ölçme kaidelerinden ve tatbikatından bahseden Kavaid-i Ressamiye ile, Risale-i Ceyb adındaki astronomi eseri ve buharlı gemilerin mucidi ve ilk uskurlu (arkadan pervaneli) denizaltıyı yapan Amerikalı gemi mühendisi Robert Fulton'ın (1765-1815) Torpedo war and submarine explosions adlı eserinin Fransızcasmdan (Le torpedo, ou moyen defaire sauter en mer leş navi-res ennemis) tercüme ederek hazırladığı el-Risalat el-Berkiyefi Alat el-Ra 'diyye adlı eserdir.

Ömrünü, Divan-ı Hümayun tercümanlığı ve Mühendishane-i Berri-i Hümayun gibi iki önemli müessesede devlet hizmetiyle geçirmiş olan Ishak Efendi, modern Avrupa biliminin Osmanlı Devleti'ne girişinde ve gelişmesinde önemli rol alan şahsiyetlerden biridir. Eğitimine medresede başlamış, Mühendishane'de devam etmiş bir Osmanlı mühendisi ve hocası olan İshak Efendi, özellikle yeni ilmi terminolojinin yerleşmesinde büyük katkılarda bulunmuştur.




Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   327   328   329   330   331   332   333   334   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin