İSTİKLAL CADDESİ
Beyoğlu'nda Tünel ve Taksim meydanları arasında uzanan ve bir asra yakın zamandır ülkenin en ünlü caddesi olma vasfını koruyan cadde.
Caddenin ilk şekillenmeye başlaması Halic'in istanbul yakasının ve karşısındaki Galata'nın(-0 aksine, Bizans döneminden sonraya rastlar. Bizans döneminde Galata surlarla çevrili bir Cenova kolonisiy-ken (bak. Cenevizliler) ve çeşitli Latin topluluklarım, Katolik ruhbanının kilise ve manastırlarını bulundurur ve Halic'in bu yakasına Pera (karşı yaka) adı verilirken, nüfusun hemen tamamı surlar içindeydi. Haliç ve Boğaziçi arasında burun yapan Galata sırtlarının en yüksek noktasını ortalama 110 m eğrisinden geçen uzunlamasına ve bugün burunda dar açıyla başlayıp sonra genişleyen Beyoğlu Platosu denilen morfolojik yapı oluşturmaktaydı. Doğuda Boğaziçi'ne, batıda ise Halic'e hâkim olan bu tepe, bağlarla mezarlık, koruluk ve av alanlarıyla kaplıydı. Galata Kulesi'nin biraz kuzeyindeki sur kapısının ilerisinde yokuş yukarı, kent dışına çıkı-lınca sırtın güney ucuna varılıyor (bugünkü Tünel Meydanı), ondan sonra da mezarlıklar, bağlar, bahçeler arasında dar bir yol uzanıyordu. Burada tek tuk bağ evleri ya da yazlık konutlar bulunmaktaydı. Bizans döneminde Galata'nın canlılığı ve ticari özellikleri, kentin Osmanlılara geçmesinden sonra çeşidi güvencelerle daha da gelişince, surlar içine sığamayan Latinler, dışarı doğru taşmaya, gerek Boğaz'a, gerek Halic'e bakan yamaçlara taşınmaya başladılar. Bu arada sırt boyunca uzanan dar yol da yavaş yavaş değerlendiriliyor ve Grand Rue de Pera'mn nüvesi o-luşuyordu. Galata'nın ve giderek Pera'mn ticari önemi arttıkça, istanbul yakasındaki Venedik, Pisa, Amalfi kolonileri de Pera bağlarına göçecekler, ayrıca Avrupa'dan hem italya Yarımadası'ndan, hem de Osmanlı imtiyazlarına sahip Fransızlardan, ama aynı zamanda Hollandalılar ve ingilizlerden de gelip yerleşenler olacaktı. 16. yy'da iyice belirginleşen bu nispi Avrupalı akını sonucunda, Galata surlan içinde açılan Fransız Sefareti, bir veba salgınından sonra Pera (Beyoğlu) bağlarının içindeki ve bugünkü istiklal Caddesi'ne çok yakın bir konuta taşınacak, sonra da Maison de France (Fransız Sarayı) inşa edilecekti (bak. Fransız Elçiliği binası).
Bu binayı, biraz ötede, ama sırtın Halic'e bakan kesiminde inşa edilecek ingiliz Sarayı izleyecekti (bak. ingiltere Elçiliği binası). Bugünkü istiklal Caddesi a-lanına giren yöredeki ilk Müslüman yerleşimleri ise İ491'de II. Bayezid'in armağan olarak verdiği arazi üzerinde iskender Paşa'nın bir Mevlevî tekkesi kurmasıyla başlar (bak. Galata Mevlevîhanesi).
Gene II. Bayezid, o zaman "Dörtyol" (Rumca Stavrodromion) denilen mevkide bir mescit yaptırmıştı. Aşmalı olmasından dolayı böyle bir tanımlama sıfatıyla anılan mescit bugün yerinde yoksa da, adı Asma-lımescit Sokağı'nda(->) yaşamaktadır. Aynı dönemde, bugünkü Galatasaray mevkiin-
Dostları ilə paylaş: |