HAYRULLAH EFENDİ
(1817, İstanbul - Aralık 1866, Tahran). Hekim ve tarihçi.
Hekimbaşı yetiştirmekle ünlü Hekim-başızadeler(-0 ailesine mensuptur. Babası Hekimbaşı Abdülhak Molla(->), amcası Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi(->), anne tarafından dedesi Hekimbaşı Büyük Hayrullah Efendi'dir. Dedesi ile aynı adı
HAYVAN TÜRLERİ
35
HAYVAN TÜRLERİ
taşıdığından tıp tarihinde Küçük Hayrullah Efendi adıyla bilinir. Şair Abdülhak Hamid Tarhan'ın babasıdır.
Medrese öğreniminden sonra, 1844'te babasının nazır olarak görev yaptığı Mek-teb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane'yi bitirdi. Henüz tıbbiye öğrencisiyken 1842'de ilmiye sınıfında izmir payesine, 1843'te ise Mekke payesine yükselmiştir. Tıp öğrenimi süresince başarılı çalışmalar yapan Hay-rullah Efendi, 1840'ta ders nazırıydı (sınıflar müdürü). Sınavlar için hazırladığı tezlerini Makâlât-ı Tıbbiye (ist., 1843) ve Dûrûrü'l-Mubâtdsî., 1844) adlarıyla yayımladı. Makâlât-ı Tıbbiyede hocası K. A. Bernard'm(->) Avusturya Hastanesi'nde yaptığı disseksiyonları anlatırdı. Türkiye' de otopsi izni 1841'de verildiğinden bunlar ilk otopsi protokolleri kabul edilmiştir. "Vizita" sözcüğü bu kitapla Türkçeye girmiştir. Birinci bölümün sonunda bazı de-ontolojik kurallar ve konsültasyon anlatılmaktadır. Kitabın sonunda yer alan "Ve-sâyâ-yı Etibba"da (hekimlere vasiyetler), Hippokrat'ın vasiyetlerini ilaveler veya çıkarmalar yaparak vermiştir. Bazı araştırmacılar kitaptaki bu bilgilerin, o tarihte Mekteb-i Tıbbiye'de deontoloji dersinin o-kutulduğunu gösterdiği kanısındadır. Dü-rûrü'l-Mubât'to belsoğukluğu, cinsel ilişki ve livata yoluyla bulaşan hastalıklar, frengi ve erkeklerin bu hastalıklardan korunması gibi konuları ele almıştır.
Bir tıp ansiklopedisi sayılabilecek basılmamış eseri "Lugat-ı Tıbbiye"de, bitkiler, hayvanlar, madenler, hastalıklar ile anatomi ve tedavi terimleri yer almaktadır. Tıbba dair diğer basılmamış kitapları "Mecmua-i Mualecât-ı Tıbbiye fi Beyan-ı Evzaü'l-Edviye"', "Terbiye ve Tedavi-i Et-fal" (Sıhhatnüma-i Etfal) adlarını taşır.
Hayrullah Efendi mezun olduktan sonra da ders nazırlığı görevine devam etmiş ve 1846'da ek olarak Ziraat Meclisi'ne tiye seçilmiştir. Bu görevi sırasında, Fransız-cadan çevirdiği Beyt-iDebkâni(lst, 1848, 2 c.) adlı bir ziraat kitabı yayımlanmıştır. İkinci cildindeki "Tıbb-ı Dehkâni" bölümünde, daha çok çiftlik hayatında karşılaşılabilecek hastalıklara yer vermiştir.
Hayrullah Efendi 1849'da ders nazırlığı görevinden ayrılmış, Meclis-i Maarif-i Umumiye azası olmuştur. 1851'de bu görevine ek olarak, Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye azası seçilmiştir. 1851'de açılan En-cümen-i Dâniş'in(->) nizamnamesini hazırlayanlar arasında yer almış ve ikinci başkan seçilmiştir. 1854'te Mekâtib-i Umumiye nazırlığına atanmış, 1856'da ise Maarif-i Umumiye Nezareti müsteşarlığına getirilmiştir. Eğitim ile ilgili bu görevlerden sonra 1859'da Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane nazırı olmuştur. 1862-1863'te Altıncı Daire-i Belediye(-») başkanlığı yapan Hayrullah Efendi 1864'te yeniden Meclis-i Vâlâ üyesi seçilmiş ve 1865'te de Tahran'a ortaelçi olarak gönderilmiştir. Tahran'da. vefat etmiş ve Şah Abdülaziz Türbesi yakınında bir yere gömülmüştür.
Çok yönlü bir kişiliği olan Hayrullah Efendi tıp dışında, doğa bilimleri, tarım, tarih ve tiyatro eserleri de vermiştir. Bun-
Dostları ilə paylaş: |