Kamer Hatun Camii
Yavuz Çelenk, 1994
tir. Eskiden caminin dışarıdan görülebilen tek cephesi olan arka cephenin düzenlenmesine özen gösterildiği belli olmaktadır. Bu cephede, minarenin solunda kalan ha-rim duvarı, ortadaki çıkıntılı mihrap aksına göre simetrik olarak düzenlenmiş, kesme taşla yapılan orta bölüm dışarıya doğru taşırılarak belirlenmiştir.
Yarım sekizgen planlı ve üzeri yarım bir kubbeyle örtülü, kesme taşla yapılmış mihrabın iki yanında, altta dikdörtgen, üstte ise penci kemerli birer pencere bulunmakta, bu kemerli pencerelerden bir tane de müezzin odasına yapıldığı görülmektedir. Üst pencere kemerlerinin köşe-leriyle mihrap üzerindeki panonun içine turkuvaz renkli çiniler döşenmiş, panoların üst kenarlarına Türk üçgeni motifli silmeler geçilmiş, saçak düzeyinde, tüm arka cephe boyunca uzanan mukarnaslı silmenin üzerine, kiremit kaplı çatıyı gözden saklayan palmet motifli bir çatı eteği yerleştirilmiştir. Bu eteğin mihrap üzerine gelen bölümünün tepelik biçiminde yapıldığı dikkati çekmektedir.
Tarlabaşı Caddesi açılmadan önce, yoğun bir yapı dokusu içinde yer alan Kamer Hatun Camii'nin bu eski dokuya göre düzenlenmiş cepheleri, girişleri, kütlesel yapısı ve bitişiğindeki apartmanları aşmayacak biçimde boyutlandmlmış olan minaresi, bu yöredeki yıkımlardan sonra, çevreleriyle bütünleşme özelliklerini yitirmiştir. Bu arada, bir zamanlar caminin çevresindeki apartmanların oluşturduğu, üzeri koyu gölgeli sarmaşıklarla kaplı, sakin avlu da yok olmuştur. Vakıf malı olması nedeniyle yıkılmadan kurtulmuş olan cami, günümüzde, Tarlabaşı Caddesi üzerinde, ters yöne cepheli, ilginç bir I. Ulusal Mimarlık Dönemi yapısı olarak varlığını sürdürmektedir.
Bibi. Yavuz, Mimar Kemalettin, 117-124; Öz, istanbul Camileri, II, 34.
YILDIRIM YAVUZ
Dostları ilə paylaş: |