Gediz ve Küçük Menderes arasında kalan bölgede kurulmuştur.
Başkentleri Sardes’dir.
Kurucusu Giges’dir.
Küçük merkezi krallıklar halinde yönetilmiştir.
Kibeleyi en büyük tanrıları olarak görmüşler ayrıca Yunan tanrılarına da inanmışlardır..
Ölen kralı ve asilleri Tümülüs adı verilen odalara gömmüşlerdir.
Ticarete çok önem veren Lidyalılar Efes’den Asur başkenti Ninova ya kadar uzanan Kral Yolunu yapmışlardır.
M.Ö. 700’lü yıllarda parayı bularak takas sistemine son vermişlerdir.
NOT:Lidyalılar denizlerde Yunanlılar ve Fenikelilerle rekabet edemediklerinden kara ticaretine önem vermişlerdir.
NOT:Lidyalılar paranın her şeyi çözeceğine inanmışlar ve orduya önem vermemişlerdir. Ücretli asker beslemişler bu durum yıkılışlarını hazırlamıştır.
M.Ö.546.Persler son vermişlerdir.
İYONYALILAR
İzmir ve Büyük Menderes arasında kalan bölgelerde yaşamışlardır.
Polis denilen şehir devletleri önce krallar tarafından sonra asiller tarafından oligarşik bir yönetimle idare edilmiş sonra demokratik bir yönetimine kavuşmuştur.
NOT: Lidyalılar İyonyalılar’ın Anadolu ve Ön Asya ile ticaret yapmalarını engellemişler bunun üzerine rekabete başlayan İyonyalılar Akdeniz ve Karadeniz’e açılarak koloniler kurdular. Güney Fransa, Marsilya ve İspanya kıyılarında kolonileri vardı.
Yunan tanrılarına inanmışlardır.
İyonlar kolonilerini vatan gözüyle görmüşlerdir.
Toplum sınıflara ayrılmıştır.
Köleler yarım insan kabul edilmiş ve cezaları yarı yarıya uygulamışlardır.
NOT: Dini taassup olmadığı için, bilim faaliyetleri İyonya’da çok ilerlemiştir. Her alanda Yunanlıları etkileyen İyonyalılar,
Avrupa medeniyetinin temelini oluşturmuşlardır.
İyon Nizamı adı verilen bir yapı tarzı ortaya çıkarmışlardır.
Ünlü filozof Diyojen, gölgelerden cisimleri yüksekliğini hesaplayan Tales, ilk deneyi yapan Anaksimandes, anahtarı bulan Teodorus, atom sözcüğünü bugünküne yakın anlamıyla ilk defa kullanan Demokritus, dünya’ nın yuvarlak olduğunu söyleyen Pisagor, Tıbbın babası sayılan Hipokrat İyonyalıdır.
Dünyanın 7 harikasından biri olan Artemis Tapınağı İyonyalılara aittir.
Lidyalılar zayıflatmış ve Persler son vermişlerdir.
URARTULAR (M.Ö. 900-600)
Van Gölü ve çevresinde yaşamışlardır.
Başkentleri Tuşbadır.
Kurucusu I. Sardur’dur.
Doğu Anadolu’da büyük bir federasyon kurmuşlardır.
Çok tanrılı bir din anlayışı vardır. Haldi savaş tanrılarıdır.
NOT: Ölümden sonra hayata inanmışlardır ve bu inançlarından dolayı mezarlarını oda ve ev biçiminde yapmışlar içerisine ölünün değerli eşyalarını koymuşlardır.
Madencilik ve maden işleme alanlarında çok ilerlemişlerdir.
Çavuştepe, Altıntepe ve Toprakkale Urartulara aitti.
Tarımın gelişmesi için su kanalları yapmışlardır.
Medler tarafından yıkılmışlardır.
NOT: Anadolu da kurulan devletlerde kral yargıç, komutan ve rahiptir.
NOT: Eski Anadolu toplumları dindar olmadığından rahip sınıfları fazla güçlenmemiştir. DOĞU AKDENİZ MEDENİYETİ
FENİKELİLER
Lübnan ve Suriye’nin Akdeniz kıyı kesimlerinde yaşamışlardır.
NOT: Bulundukları arazinin tarıma el verişli olmaması sebebiyle denizciliğe önem vermişler Akdeniz ve Karadeniz’de koloniler kurmuşlardır. Ancak kolonilerini vatan gözüyle görmemeleri kalıcı olmalarını engellemiştir.
Fenikeliler siteler halinde yaşamışlar merkezi bir devlet kuramamışlardır.
NOT: Fenikeliler kara ve özellikle deniz ticaretiyle Doğu ve Asya kültür ve medeniyetini Ege bölgesine taşıyarak kültür etkileşimini sağlamışlardır.
İlk alfabe Fenikeliler tarafından kullanılmıştır.
Camcılık ve fildişi işletmeciliğinde ve boyama tekniklerini içine alan endüstride ileriydiler.
İBRANİLER
Tek tanrı inancının görüldüğü ilk toplumdur.
Tevrat ve Yahudilik Hz. Musa zamanında İbranilere gönderilmiştir.
NOT: Yahudilik İbraniler tarafından kavim dini olarak algılanmış ve bu durum Yahudiliğin yayılmasını engellemiştir.
Süleyman Mabedi Yahudilere aittir
NOT: İbranilerin en önemli merkezi olan Kudüs, Hıristiyan ve Müslümanlar için de kutsaldır. İSKENDER İMPATORLUĞU DÖNEMİ
Makedon kralı İskender Persleri yenerek Anadolu’ya hakim olmuştur.
NOT: Büyük İskenderin Asya seferi sırasında eski Yunan medeniyeti ile doğu medeniyetleri birbirlerini etkiledi. Bunun sonucunda ortaya çıkan medeniyete Helenistik Medeniyet (M.Ö. 330-30) denir.
NOT: Helenistik medeniyetinin doğmasında Yunan, Anadolu, Mezopotamya, İran ve Mısır medeniyetlerinin etkisi olmuştur.
İskender in ölümünden sonra devlet parçalandı.
Makedonya da Antigonitler Krallığı .
Trakya Anadolu ve Hindistan da Selevkoslar Krallığı
Mısırda Ptolemeler Krallığı kuruldu.
Selevkosun M.Ö 280 de ölümü üzerinde Anadolu da yeni krallıklar ortaya çıktı. Bunlar;
Kuzey Batı Anadolu’da Bitinya,
Karadeniz’in güney kıyılarında Pontus,
Orta Anadolu da Kapadokya,Kuzey batı Anadolu da Bergama krallıklardır.
NOT: Bergama ve Bitinya Krallıkları Yunan, Pontus Krallığı’da Doğu uygarlıklarının temsilcisi olmuştur.
Helenistik dönem boyunca Milet, Efes ve Bergama dünyanın başlıca kültür merkezi haline geldi.
Bergama krallığında Parşömen kağıt icat edilmiştir.
Dünya’nın 7 Harikasından biri olan Zeus Tapınağı bu döneme aittir ve Almanlar tarafından Bergama’dan sökülerek Berlin Müzesine götürülmüştür.
İskenderiye Feneri İskender tarafından yapılmıştır.
ROMA İMPARATORLUĞU DÖNEMİ
Latinler tarafından kurulan Roma şehri zamanla büyük bir imparatorluğun ismi ve merkezi olmuştur.
Roma imparatorluğu krallık, cumhuriyet ve imparatorluk olmak üzere üç dönem yaşamıştır.
Roma döneminin en önemli özelliklerinden biri 12 Levha Kanunları’dır.
NOT: Bu kanunlar bugünkü modern Avrupa hukukunun temelini oluşturmuştur. Bu kanunlarla Roma’nın soylu sınıfı olan Patricilerle alt sınıfı olan Plepler arasındaki mücadelenin önlenmesi amaçlanmıştır.
Romalılar günümüzde kullanılan Latin alfabesini geliştirmiştir.
Roma imparatoru Sezar, Julyen takvimini yapmış ayrıca 13.Gregor miladi takvimi bu günkü haline getirmiştir .
Önceleri Yunan inançlarını devam ettiren Romalılar 312’de Milano Fermanı ile Hristiyanlığı kabul ettiler.
381 de Hıristiyanlık Roma’nın resmi dini oldu.
Roma İmparatorluğu 395’de kavimler göçü sonucunda parçalandı.
Batı Roma İmparatorluğu 476’da yıkıldı.
NOT: Seçim sisteminin bozulması, barbar kavimlerin Roma’yı istilası, imparatorluğun değişen şartlara ayak uyduramaması, zenginliğe değer verilip bilimin aşağılanması, sefahatın artması Roma İmparatorluğunun yıkılmasına sebep olmuştur.
Anadolu kültürü Roma kültürü ile aynı seviyede olduğundan Romalılar, Anadolu’yu etkileyememiştir.
Ayrıca Romalılar ele geçirdikleri bölgelerde yerel kültürlere dokunmamışlardır.
Bozdoğan Su Kemeri, Çemberlitaş, Ogüst Mabedi, Aspendos Tiyatrosu Romalılardan kalmıştır.
İSKİTLER (Sakalar)
Tarihte önemli rol oynayan ilk Türk topluluğudur.
Ünlü hükümdarları Alp Er Tunga’nın yaşamı destanlara konu olmuştur.
M.Ö. 6. y.y da Heredot’un bahsettiği Tomris de bilinen ilk kadın hükümdardır.
Göçebe yaşamışlar ve hayvancılıkla uğraşmışlardır.
Altın ve gümüş işçiliğinde ustadırlar ve sanatta hayvan üslubunu kullanmışlardır.
Göktanrı dinine inanmışlardır.
NOT: Amazon kadın savaşçılarının İskit olma ihtimali yüksektir.
Yâkut Türkleri İskitlerin torunlarıdır.
SOĞDLAR
İlk çağ tüccar toplulukları içinde yer alan ve Merkezi Semerkand olmak üzere birçok şehir devletinden oluşan Soğdlu tüccarlar Göktürk koruması altında ipek yolu üzerindeki kolonileri vasıtasıyla ticareti uzun yıllar sürdürmüşlerdir.
BİZANS İMPARATORLUĞU DÖNEMİ
Kavimler göçü sonucunda ikiye ayrılan Roma Doğu kolu oldu. Bizans
zamanla Helenistik Doğu kültürünü benimsedi. Mezhep olarak Ortodoks mezhebini seçtiklerinden Katoliklerle anlaşamadılar.
NOT: Papa imparatoru atıyordu bu durum Avrupa’da kilise ve papanın krallar üzerindeki baskısını arttırıyordu. Bizans’ta ise durum bunun tam tersidir.
Dördüncü Haçlı seferi sonucunda hızla zayıflayan Bizans’a 1453’te Fatih Sultan Mehmet son vermiştir.
NOT: 4.Haçlı seferi sonucunda İstanbul’dan kaçan Rumlar İznik ve Trabzon’da iki ayrı devlet kurdular. SASANİLER
İran’da büyük bir imparatorluk kurup 416 yıl (226-642) hüküm sürmüş olan ünlü hanedandır.
Hanedanın kurucusu, Istahr şehrinden Sasan adlı bir din adamının torunu ve Şiraz Kralı Babek’in oğlu olan I. Ardeşir’dir.
Hanedanın en büyük hükümdarlarından sayılan, aynı zamanda adaletiyle ün yapan, 531-579 yılları arasında saltanat süren ve Göktürkler ‘den İstemi Kağan’ın kızıyla evlenen I. Hüsrev (Nuşirevan) Arabistan’ın içlerine nüfuz ederek Habeşler’e karşı Yemen sultanını desteklemiştir.
Nuşirevan’ın torunu olan ve 590-628 yılları arasında hükümdarlık yapan 2. Hüsrev(Hüsrev Perhiz) ise imparatorluğun sınırlarını en çok genişleten hükümdar olmuş; Antakya, Şam, Kudüs, İskenderiye, Mısır, Yemen ve Rodos’u almış; 609, 617, 619 ve 626 yıllarında dört defa İstanbul’u kuşatmıştır.
Ömer döneminde saldırıya geçen Araplar 637’de Kadisiye, 638’de Calula, 642’de Nihavend meydan savaşlarında Iran ordusunu ağır yenilgiye uğratarak bütün Irak ve İran’ı almışlar ve Sasani İmparatorluğu’nu ortadan kaldırmışlardır.
Devletin resmî dini Zerdüşlüktü. Öteki dinlere karşı baskı yapılmamış olmasına rağmen, Zerdüşt dinine mensup bir kimsenin başka bir dine girmesi ölümle cezalandırılırdı.
MOĞOL İMPARATORLUĞU
Asıl adı Temuçin olan Cengiz, Moğol kabilelerini bir yönetim altında toplayarak 1196’da Moğol Devleti’ni kurdu. Doğuya ve batıya yaptığı seferlerle ülkesinin sınırlarım genişletti.
1227’de öldüğünde İmparatorluğun sınırları, doğuda Çin Denizi’nden batıda Orta Avrupa içlerine, kuzeyde Sibirya ortalarından güneyde Himalaya dağlarına kadar uzanıyordu. Cengiz, sağlığında Moğol töresine göre İmparatorluğu dört oğlu arasında paylaştırdı.
Ölümünden sonra yerine geçen hükümdarlar siyasi birliği koruyamadılar. İmparatorluğun parçalanması sonucu Altın Orda, İlhanlılar, Çağataylılar ve Kubilay Hanlığı kuruldu.
Kubilay Hanlığı (1280 – 1368): Cengiz’in torunu Kubilay Han, Çin’de başkent Han Balık (Pekin) olmak üzere Kubilay Hanlığı’nı kurdu. Benliğini koruyamadı Hristiyanlaştı.
Çağatay Hanlığı (1227 – 1369): Cengiz’in oğlu Çağatay Han tarafmdan Doğu Türkistan’da kuruldu.
Altın Orda Hanlığı (1227 – 1502): Cengiz’in oğlu Batu Han tarafından Karadeniz’in kuzeyindeki topraklarda kuruldu. Timur’un saldırıları sonucu zayıfladı ve 1395’ten sonra parçalanma sürecine girdi. Altın Orda toprakları üzerinde çeşitli hanlıklar (Kırım, Kazan, Nogay, Özbek, Buhara, Hive, Hokand, Sibir ve Kâsım) ortaya çıktı. 1502’de Kırım Hanı Mengli Giray, Altın Orda Hanlığı’na son verdi.
İlhanlılar (1256 – 1336): Cengiz’in torunu Hülagû Han tarafmdan İran’da kuruldu. 14. yüzyılın başlarında çıkan iç karışıklıklar sonucu 1336’da yıkıldı.
NOT: Moğol devletleri Kubilay Hanlığı hariç Türk-İslam coğrafyasında kuruldukları için zaman içerisinde benliklerini koruyamamışlar ve Türkleşip Müslümanlaşmışlar ve Moğol özelliklerini kaybetmişlerdir.
İNSAN VE GÖÇ
İnsanlığın yeryüzündeki serüveninde toplumların sosyal ve ekonomik aşamaları; avcılık- toplayıcılık, çobanlık, tarım ve uygarlık şeklinde sıralanıbilir.
Nüfus artışları toplumları arayışa itmiş bunun sonucunda toprağı işlemeyi öğrenmişler ve hayvanları evcilleştirmişlerdir.
MÖ 1230’lu yıllarda Deniz Kavimleri Hareketi olarak da ifade edilen Ege Göçleri meydana gelmiştir.
Göçleri gerçekleştirenler Ege ve Akdeniz’deki adalardan geldiklerinden Ege Göçleri adı verilen bu hareket Mısır ve Hititleri etkilerken, Mısır varlığını korumuş, Hititler ise yıkılmıştır.
Babil Göçleri (Amurru) Elam ve Sümer Devleti’nin yıkılmasında etkili olmuştur.
Akad Göçleri sonucunda bölgeye gelen Akadlar Sümer kültürünün etkisi altına girmişlerdir.
MÖ III. Bin yılın sonlarında kuzeyden gelen Hurriler Doğu Anadolu’dan Filistin’e kadar geniş bir bölgeye yayılmışlardır.
Frigler Makedonya ve Trakya’dan boğazlar üzerinden Anadolu’ya göç etmişlerdir.
Roma’nın Hristiyanlar üzerine yaptığı baskı yeraltı şehirlerinin oluşmasına neden olmuştur.
KABİLEDEN DEVLETE (MÖ 7500-MÖ 350)
İMPARATORLUK: Bünyesinde çeşitli milletleri ve unsurları toplayan devlet biçimi.
TEOKRASİ: Yöneticilerin yönetme gücünü tanrıdan aldıkları devlet biçimi.
MONARŞİ, MUTLAKİYET: Tek kişiye dayanan yönetim biçimi.
OLİGARŞİ: Siyasi gücün bir grubun elinde bulunduğu yönetim biçimi.
CUMHURİYET: Siyasi gücün halkın elinde bulundurduğu yönetim biçimi.
TİRANLIK: Yunan medeniyeti içinde aristokratlara ve halka karşı güç kullanarak yönetimi ele geçiren tiran adı verilen kişilerce oluşturulan yönetim biçimi.
Tarım üretimiyle başlayan yerleşik hayat siyasi organizasyonlarda gelişim ve değişime yol açtı. Ailelerden oluşan topluluklar büyüyerek kabile konfederasyonlarını oluşturdular.
Kabile konfederasyonları devletlerin kuruluşunda etkin rol oynadılar.
Köyler ve kabile konfederasyonları zamanla şehir devletlerini kurdular. Bu devletlere Sümerler “Site”, Mısırlılar “Nom” İyon ve Dorlar “Polis” adını verdiler,
Coğrafi yapısından dolayı siyasi birliğini sağlayamayan Sparta, Atina gibi Yunan şehir devletleri uzun süre varlıklarını devam ettirmişlerdir.
İlk Çağ’da Fenike, İyon ve Asur gibi medeniyetler kolonicilik faaliyetinde bulunmuşlardır.
NOT: Ülkelerin ele geçirdikleri uzak topraklara vatandaşlarını yerleştirerek ticari faaliyet için oluşturdukları idarelere koloni denir.
İlk Çağdaki siyasi oluşumların çoğu Monarşi ile yönetilmişlerdir.
Krallar güçlerinin meşruluğunu tanrıdan almışlardır. Hitit kralları da güçlerini tanrıdan aldıklarına inanmışlar ancak kendilerini tanrı olarak görmemişlerdir.
Urartu yaptıkları işleri Tanrı Haldi adına yaptıklarına inanırlardı.
Yani krallar tanrı değillerdi ancak onun yerine hükmederlerdi.
Girit’de halkı soylular ve Kral tarafından yönetilirdi.
İyonlar Yunan tanrılarına inansa da onlar adına tapınaklar yapsa da soyluların yani aristokratik sınıfın yönetimde etkisi fazlaydı.
Sümerlerde ensi yada patesi adı verilen rahip-krallar, en yüksek din adamı, yargıç ve komutandı.
Asur ve Babillilerde kral tanrının yer yüzündeki temsilcisi olup onlar adına ülkeyi yönetirlerdi.
Ancak Babil Kralı Hammurabi kendisini adaletin kralı olarak ifade etmiş ve gücünü ordusundan ve kanunlarından almıştır.
Başlangıçta kendilerini tanrıların yer yüzündeki temsilcisi olarak gören firavunlar zamanla kendilerini tanrı olarak görmeye başlamışlardır.
Makedonya Krallığı Aristokrasi ile yönetilirdi. Aristokrasi’de soylulardan oluşan Konsül pek çok yetkiye sahipti. Ancak Kral II. Filip bu yetkilerin çoğunu sınırlandırmıştır.
Büyük İskender Mısır’da Amon-Ra rahipleri tarafından Tanrı kral ilan edilmiş, Batı Anadolu’daki Apollon Tapınağı kahini tarafından Zeus’un oğlu ilan edilmiştir.
Roma İmp. Sırasıyla krallık, cumhuriyet ve imparatorluk dönemlerini yaşamıştır. Süreç içerisinde Roma kendisini Dünya İmparatorluğu olarak görmüştür. Hititlerde krala yardımcı olan Pankuş Meclisi vardı. Ayrıca Tavananna adı verile kraliçede yönetimde etkilidir.
Yunanistan’da Atina ve Sparta gibi polisler arasındaki mücadele siyasi birliğin oluşmasını engellemiş, devletleri güçlü tutma çabası, güçlü ordu oluşturma düşüncesi geniş kesimlerin siyasi haklar elde etmesine ve Yunanistan’da demokrasi kavramının ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Kralın yetkileri meclis tarafından kısıtlanmış, meclisin yetkileri artmasıyla krallık saltanat olmaktan çıkmış, soylular tarafından krallar seçilmeye başlanmıştır. Bu durum Aristokratların gücünü arttırmıştır. Bu durum yönetimde bir grubun söz sahibi olduğu Oligarşi’nin doğmasına neden olmuştur.
Yunanistan’da seçimlerin varlığı demokrasi ve cumhuriyet anlayışının ilk izleri olarak görülür.
Zaman zaman aristokratlara ve halka rağmen güç kullanarak yönetimi ele geçiren kişiler olmuştur. Bu kişilere Tiran, yönetimine de Tiranlık denmiştir.
Persler ele geçirdikleri bölgeleri satraplıklara ayırmışlar ve başlarına merkezden satrap adı verilen valiler göndermişlerdir. Ayrıca posta teşkilatını kurarak merkezileşmeye önem vermişlerdir.
Büyük İskender Perslerden etkilenerek Satraplık sistemini devam ettirmiştir. Roma satraplık sisteminde değişiklikler yaparak eyalet sistemini uygulamıştır.
Roma Patriciler, Plepler ve köleler olmak üzere 3 sınıfa ayrılmış soylu sınıf particilerle sonradan Roma’ya gelen Plepler arasındaki mücadele 12 Levha Kanunlarının doğmasına neden olmuştur.
KANUNLAR DOĞUYOR
İlk Çağ’da hukuk kuralları kaynağını akıl, gelenek ve kutsal kitaplardan almaktaydı.
Türklerde Töre adı verilen sözlü hukuk kuralları uzun süre uygulanmıştır.
Yazının icadı ile birlikte hukuk kuralları yazılı hale gelmiş, Sümer Kralı Urgakina ilk yazılı kanunları hazırlamış, yönetici ve rahip sınıfının ayrıcalıklarını ortadan kaldırarak ilk defa özel mülkiyet kavramını ortaya koymuştur.
Babil Kralı Hammurabi kendisine Adalet Kralı diyerek “dişe diş, göze göz” kuralına daha kapsamlı kanunlar çıkarmıştır.
Hititler daha gelişmiş bir hukuk sistemine sahiptiler. Cezalar genelde tazminata dayanır. Ayrıca hayvan ve bitkileri korumak için de yasalar çıkarmışlardır.
İbranilerde hukuk’un kaynağını Tanrı tarafından Hz. Musa’ya gönderilen “On Emir” oluşturmuştur.
KAZANIM SORULARI
1. Eflatun, yazma teknolojisini insan belleği için bir dış tehlike olarak görmüş ve “Yazı teknolojisini elde edenler kendi belleklerini kullanmayı durduracaklar ve unutkan olacaklardır; kendi iç kaynakları yerine dış işaretlerle onları hatırlamak için yazıya bağlanacaklardır.” demiştir. Eflatun’un yazı teknolojisini insan belleği için bir tehdit olarak görmesinin sebepleri neler olabilir?
2. Konar-göçerlerin askerî alanda üstün olmalarını sağlayan özellikler nelerdir?
3. Yazıdan önceki dönemde insanın hayat tarzını etkileyen unsurlar nelerdir?
4. Hammurabi Kanunları’nın genel özellikleri nelerdir?
5. Mısırlıların dinî inançlarının tıp ve mimariye olan etkileri nelerdir?
6. İlk Çağ’ın tüccar toplulukları hangileridir?
TEST 2
1. Selin, hazırladığı proje ödevi sonrasında: “Yazıdan önceki dönemde insanın hayat tarzı, tabiata karşı verdiği mücadelesi, sosyal ilişkileri ve inançlarını öğrenebilmek için insanın bıraktığı izler göz önünde bulundurulur.” Değerlendirmesini yapmıştır.
Selin’in bu değerlendirmesine göre aşağıdakilerden hangisi bahsedilen dönemi niteleyen bir buluntu olamaz?
A) Ok ve yay B) Taş balta C) Buğday fosili D) Kil tablet E) Öğütme taşı
2. İlk Çağ’da Doğu ile Batı kültürlerinin kaynaşmasında;
I. uluslararası ticaret,
II. göçler,
III. Büyük İskender’in Asya seferi
durumlarından hangilerinin etkili olduğu söylenebilir?
A)I B)II C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III
3. Aşağıdakilerden hangisi İlk Çağ Anadolu medeniyetlerinden biri değildir?
A) Hititler B) Frigler C) Urartular D) Lidyalılar E) Akadlar
4.• Urartular tarım alanlarının sınırlı olması nedeniyle daha çok hayvancılık ve madencilikle uğraşmışlardır.
• Mısır’da Nil Nehri etrafında verimli ovaların oluşması Mısır’ın temel geçim kaynağının tarım olmasını sağlamıştır. Buna göre medeniyetlerin ekonomik uğraşlarında belirleyici olanunsur aşağıdakilerden hangisidir?
A) Coğrafya B) Irk C) Din D) Kültür E) İhtiyaçlar
5. Aşağıdakilerden hangisi “kollektif ceza” kavramını açıklayan bir ifadedir?
7. İstediği hayat şartlarına ulaşmak isteyen insanoğlu geçmişten günümüze
yeni yerler bulmak amacıyla göç etmiştir. İklimdeki değişikliklere bağlı geçim sıkıntısının yaşanmaya başlanması, politik değişiklikler, inanç gruplarının baskı altına alınması gibi gelişmeler insanların yeni yerler aramasında etkili olmuştur.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi İlk Çağ toplumlarında görülen göç
hareketlerinin nedenleri arasında gösterilemez?
A) Sosyal B) Dinî C) Siyasi D) Ticari E) Coğrafi
8. Nil’in sularının taşması sonucu tarlaların sınırları birbirine karışmış, bu tarlaları ayırmak için Mısır’da ...............ilmi gelişmiştir. Ölümden sonraki yaşama inandıkları için ölülerini mumyalamış böylelikle insan vücudunu tanımışlar, tıp ve ............... bilimlerinde gelişmişlerdir.