A) I B) II C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III
ÜNİTE: ORTA ÇAĞ’DA DÜNYA
ORTA ÇAĞ’DA SİYASİ YAPILAR
651’de İpek yolu mücadelesi Sasanilerin sonunu getirdi. Bizans-Göktürk işbirliği Sasanilerin yıkılmasına yol açtı.
711’de Emeviler Vizigot Krallığına son vererek İspanya’yı feth ettiler.
1000 yılında Gazneli Mahmut’un yaptığı seferler sonucunda Hindistan’da İslamiyet yayılmaya başladı.
1196’da Cengiz Han tarafından Moğol İmp. Kuruldu.
1215’de İngiltere’de kralın yetkilerini sınırlayan Magna Carta Libertatum imzalandı. Böylece Avrupa’da ilk demokrasi belgesi ortaya çıktı.
1227’de Cengiz Han’ın ölümü üzerine Moğol İmp. parçalandı.
1295’de İngiltere parlamenter sisteme geçti.
1337-1453 yılları arasında İngiltere ile Fransa arasında Yüzyıl savaşları yaşandı. Savaşı kaybeden İngiltere kara Avrupasından toprak kazanma ümidini kaybedince denizciliğe önem verdi ve ilerde dünyanın en büyük sömürgeci devleti haline geldi.
1347-1351 yılları arasında Avrupa’da büyük veba salgını yaşandı. Avrupa nüfusunun yarısı öldü.
TARIMDAN TİCARETE EKONOMİ
İlk Çağ’da en yaygın görülen Geçimlik Ekonomi’dir. Toplumlar tamamen günlük ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik faaliyet içerisinde bulunmaktadır.
Geçimlik ekonominin yaygın olduğu yerlerde ticaret gelişmemiştir.
Toprağa dayalı üretim zamanla gelişmiş avcılığa göre daha yüksek kazanç elde edilmiştir.
Tarıma dayalı üretim gelişmiş, fazla ürünler mübadele yani değiş-tokuş (takas) sistemini doğurmuştur. Böylece servet birikimi de başlamıştır.
Tarımla birlikte gelişen kentlerde zanaatlar oluşmaya başlamıştır.
Servet birikimi toprağın ve ürünün değerini arttırmış, bu durum bu değerlerin el değiştirmesine yada korunmasını dayalı olarak savaşların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Savaşlarda ele geçirilen esirler kölecilik sisteminin doğmasına neden olmuş, toplumlarda sınıflar oluşmuştur.
İlk Çağ’ın sonlarına doğru feodalite sistemi doğmuştur. Bu sistemde para dolaşımı yoktur.
Eşitsizliğe dayanan feodal sistem beraberinde toplumsal sınıfları oluşturmuştur. Bu sınıflar
1. Büyük Toprak Sahibi Asiller (Senyörler
2.Din Adamları
3.Burjuvalar
4.Köylüler : Kendi aralarında Serfler (Köleler) ve serbest köylüler olmak üzere ikiye ayrılmışlardır.
Ticaret malları karada kervanlarda, denizde gemilerle taşınmışlardır.
Lidya’nın başkenti Sardes’den Asurların başkenti Ninova’ya kadar uzanan Kral Yolu döneminin en önemli ticaret yolu olmuştur.
Denizlerde ise Fenike, İyon ve Yunanlılar Akdeniz ticaretine egemen olmuşlardır.
Süreç içerisinde İpek, Baharat ve Kürk Yolu önem kazanmış, doğu batı ticareti gelişmiştir.
TİCARET MEKANLARI
Agora: Yunan şehir devletlerinde problemleri konuşmak ve ticaret yapmak amacıyla halkın bir araya geldiği alan.
Antrepo: Fenikelilerin ticaret malı depolarına verdikleri ad.
Arasta: Külliye adı verilen yapı toplulukları içinde yer alan, aynı ürünleri satan dükkanların bulundukları yere verilen ad.
Karum: Asurluların Mezopotamya ve Anadolu’daki ticaret kolonilerinde kurulan alışveriş merkezlerine verilen ad.
Çarşı: Meta adı verilen farklı türde üretilmiş tüketim mallarının satıldığı alışveriş yeri.
Ribat: Hz. Ömer’den itibaren Sınırlarda karakol niteliğinde oluşturulan bu yapılar zamanla sınırlar genişleyince askeri mahiyetleri değişmiş han ve kervansaray halini almışlardır.
Kervansaray: Ticaret kervanlarının konaklama yerlerine verilen ad. Bu yapılar bir yerleşim birimi ya da şehir içindeyse han adını almıştır.
Madeni Para: Lidyalıların parayı bulmasından sonra kadim dünyada altın ve gümüş gibi madenlerden para üretilmiştir.
ORTA ÇAĞ’DA ORDU
Orta Çağ’da şövalyelik kültürü ortaya çıktı. Şövalyeler Krallara bağlılık yemini ederlerdi.
Cengiz Han ordusunu Türklerin oluşturduğu onluk sisteme göre düzenlemiştir.
Bizans ordusunda önemli sayıda ücretli asker bulunurdu ve zamanla ordunun asli unsuru haline gelmişlerdir.
Sasani ordusunda da ücretli askerler bulunurdu ve onlu sisteme göre teşkilatlanmıştı.
XIV. Yy’da İngiltere ve Fransa kralları ordularında ücretli askerler bulundururlardı.
Bizans ordusunda Türkopol adı verilen ücretli Türk askerleri bulunurdu. Bu askerler Malazgirt savaşı sırasında Alparslan’ın safına geçmişlerdir.
Osmanlılar Yeniçerilere her üç ayda bir ulufe adı verilen maaş verirlerdi.
1331’den sonra ateşli silahlar kullanılmaya başlanmıştır.
Tarih boyunca konar-göçerlerle yerleşikler arasında mücadeleler görülmüş, devlet idarecileri genelde yerleşikleri kollamışlardır.
KANUNLAR GELİŞİYOR
Roma İmp. Vatandaş olarak görülen soylu sınıf Patricilerle, alt sınıf olan Plepler arasında ortaya çıkan problemlerin çözümü için Dekemvir adı verilen hukukçular 12 Levha Kanunlarını yapmıştır.
NOT: 12 Levha Kanunları bugünkü Avrupa hukukunun temeli olmuştur.
Bizans imparatoru I. Justinianos kendi yasalarını hazırlatmış, Roma hukukunda geçersiz hale gelen uygulamalara son vermiş, 50 kitap haline getirdiği yasaları uygulamaya sokmuştur.
Bu kanunlarda ilk defa kamu ve özel hukuk ayırımı yapılmıştır. Bilhassa kişi, aile hukuku ve miras konusundaki gelişmeler günümüz Medeni Hukuk’un temeli olmuştur.
Moğol Hükümdara Cengiz kendi adıyla anılan “Cengiz Yasası”nı çıkarmış ve ülkesini bu yasalar çerçevesinde yönetmiştir.
KAVRAMLAR:
Kavimler Göçü :
Feodalite :
Dogmatizm :
Toplumsal Tabaka : KAZANIM SORULARI
1. Orta Çağ’da Avrupa ordularının genel özellikleri nelerdir?
2. Ticari mekânların ticaretin gelişmesine etkileri nelerdir?
3. İlk ve Orta Çağlarda üretimin yeterli aşamaya gelememesinin nedenleri nelerdir?
4. Kültürlerin ve fikirlerin taşınmasında İpek Yolu’nun önemi nedir?
5. Ülkelerin Çin ile iş birliği yapmak istemesinin nedenleri nelerdir?
6. Modern İpek Yolu Projesi hangi alanlarda yatırım girişimlerini içermektedir?
7. Entegrasyon ne demektir?
8. Modern İpek Yolu Projesi’nin günümüzde Türk ekonomisine etkileri neler olabilir?
9. Tarihî İpek Yolu ile Modern İpek Yolu arasındaki önemli farklılıklar nelerdir?
TEST 3
1. Bir toplumsal tabakalaşma olan kast sistemi aşağıdaki medeniyetlerin hangisinde ortaya çıkmıştır?
A) Sümer B) Babil C) Hint D) Çin E) Mısır
2. Feodalizmde hiç kimse tam anlamıyla hükümran değildi. Bu yüzden soylular ve vassallar arasında mücadeleler Orta Çağ Avrupası’nda uzun süren istikrarsızlıklara hatta savaşlara neden olmuştur.
A) I B) II C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III
3. Cengiz Han Yasası nesilden nesile aktarılan Türk ve Moğol törelerinin yazılı hâle getirilerek düzenlenmiş şeklidir. Bu yasalar İslamiyeti kabul eden Moğol hanedanları tarafından da uygulanmıştır.
Buna göre;
I. yasaların oluşturulmasında farklı kültürlerden etkilenildiği,
III. yasaların Cengiz Han tarafından oluşturulduğu
ifadelerinden hangilerine ulaşılabilir?
A) I B) II C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III
4. Aşağıdakilerden hangisi vakıflar sayesinde günümüze kadar gelen
ve kamu yararına çalışan ticari yapılardır?
A) Çarşı B) Kervansaray C) Pazar D) Panayır E) Kapan
ÜNİTE: İLK VE ORTA ÇAĞLARDA TÜRK DÜNYASI
4.1. AVRASYA’DA İLK TÜRK İZLERİ
1. Türk Adının Anlamı
Türk sözcüğüne değişik dönemlerde çeşitli anlamlar verilmiştir. Araştırmacılar bunlardan iki tanesi üzerinde durmaktadır. Bu anlamlardan birincisi Türk (Türük), doğan, türeyen, artan anlamlarında, ikincisi ise kudretli, güçlü ve kuvvetli anlamlarında kullanılmaktadır.
Türk sözcüğü siyasal isim olarak ilk defa Göktürkler tarafından kullanılmıştır. Daha sonraki dönemlerde Türk soyundan bütün toplulukları ifade eden ulusal bir isim olmuştur. Coğrafi ad olarak Türkiye şeklinde ilk defa Bizans kaynaklarında Orta Asya için kullanılmıştır.
2. Türklerin İlk Anayurdu Türklerin ilk anayurdu Altay - Sayan dağlarının kuzeybatısı, Tanrı dağlarının kuzeyi, Hazar Denizi’nin doğusu, Sibirya steplerinin güneyi olarak belirlenmiştir.
Orta Asya, denizlerden uzak olduğu için karasal bir iklime sahiptir. Türklerin yaşadıkları bu coğrafya, onların göçebe hayat tarzını benimsemelerine ve mücadeleci bir karaktere sahip olmalarına neden olmuştur. Kaynakların yetersiz olması, Orta Asya’nın en eski devirleri hakkında kesin bilgiler edinmemizi zorlaştırmaktadır.
3. Orta Asya’daki İlk Uygarlık Merkezleri
Bölgede yapılan kazılarda Anav, Afanesyevo, Andronova, Karasuk, Abakan, Tagar kültürleri ortaya çıkarılmıştır.
Orta Asya”nın en eski kültürü Batı Türkistan”da Aşkabat yakınlarında ortaya çıkarılan Anav kültürüdür (M.Ö. 4500-1000)
Türklerin en eski kültürü ise Afanesyevo Kültürüdür. (M.Ö.3000-1700)
Orta Asya’da en geniş yayılma alanına sahip kültür ise Karasuk Kültürüdür. (M.Ö. 1700-1200)
Orta Asya’da demir ilk kez Karasuk Kültüründe işlenmiştir. (M.Ö.1200-700)
En gelişmiş Orta Asya kültürü ise Tagar Kültürüdür. (M.Ö. 700-100)
BOYLARDAN DEVLETE
Kadim Türklerde devlete il adı verilirdi ve temelini oğuş denilen aile oluşturuyordu. Oğuşların birleşmesinden Urug (Soy), Urugların birleşmesinden Boy (Aşiret), Boyların birleşmesinden Bodun adı verilen millet oluşuyordu.
Boylar halinde göçebe yaşam beraberinde Türklerin teşkilatçılık özelliklerinin gelişmesine sebep oldular.
NOT: Türklerin tarihte en çok devlet kuran millet olmaları teşkilatlanma konusunda çok gelişmiş olduklarının göstergesidir.
Kağan gücünü Göktanrıdan kan yoluyla geçen kut anlayışından almaktaydı. Hükümdar ailesinin tüm fertle,rinin tahta geçme yetkisi vardı. Bu durum sık sık taht kavgalarına ve Türk devletlerinin kısa sürede yıkılmalarına neden olmuştur.
Hükümdarlara; Şanyü, tanhu, han, yabgu, ilteber, idikut, erkin, kağan gibi ünvanlar verilmiştir.
Türklerde taht, davul, otağ, kotuz, tuğ ve yay gibi hükümdarlık sembolleri görülmektedir.
GÜÇ PAYLAŞIMI VE YÖNETİM
İlk Türk devletlerinde merkezi yönetim kağan, hükümet (ayukı) ve kurultaydan oluşuyordu.
Türk devletlerinde egemenliğin sahibi Gök Tanrı’ydı.
Gök Tanrı bu egemenliğini Kut adı verilen yetkiyle Kağanların aracılığı ile kullanırdı. Kan yoluyla hanedan üyelerinin tamamına geçen güç devletlerin kısa sürede yıkılmalarında da etkili olmuştur.
Ülüg ve ülüş ise Gök Tanrının Türk illerini bereketlendirmesi ve kağanın bu zenginliği halkına dağıtması anlamına gelmektedir. Küç ise Gök Tanrının kağanın savaşçılık özelliklerini arttırması anlamına gelmekteydi.
Türklerde kağana devlet yönetiminde yardımcı olan Ayukı (Hükümet) adında bir kurul vardı. Bu kurula Aygucu (Başbakan) adı verilen bir kişi başkanlık ederdi. Kurulun üyelerine de Buyruk denirdi.
Kadim Türk devletlerinde siyasi, askeri, sosyal ve ekonomik sorunların ele alındığı kurula Kurultay denirdi. Kurultaya kağan o olmadığı zaman aygucu başkanlık ederdi.
Kadim Türklerde sınırların genişlemesi ile birlikte ülkenin daha iyi idare edilmesi amacıyla ikili teşkilat kurulmuş, kağan doğuda kalırken kardeşi yada yakın bir akrabasını batıya göndermiştir. Bu sistem ülkenin idaresini kolaylaştırırken, zamanla ülkenin ikiye bölünmesine sebep olmuştur.
Türklerde hukuk töre’ye dayanıyordu. Yazılı olmayan bu kurallara başta kağan olmak üzere herkes uymak zorundaydı.
NOT: Bu devletin kuruluş tarihi konusunda yeterli bilgi yoktur. Büyük Hun Devleti hakkındaki ilk belge M.Ö. 318 Çin’le yapılan bir antlaşmadır. Bu antlaşma Türk diploması tarihindeki ilk antlaşmadır.
Bilinen ilk hükümdarı “Tuman” ( Teoman ) ‘ dır. M.Ö. 220- 209
Teoman’ ın saldırılarına karşı Çinliler Çin Settini yapmışlardır.
Teoman oğlu Mete tarafından öldürülmüştür.
Mete ile Çinliler arasında M.Ö. 200 de bir antlaşma imzalanmıştır.
NOT: Antlaşma ile İpek Yolu kontrol altına alınmış, Çin vergiye bağlanmıştır.
Mete ilk Türk siyasi birliğini kurdu.
NOT: Türklerde ilk devlet ve ordu teşkilatını Mete kurmuştur. Ayrıca Mete (Oğuz Kağan) adıyla efsaneleşmiştir.
Mete ‘den sonra hükümdar olan Kiok’un Çinli bir prensesle evlenmesi devletin zayıflamasına sebep olmuştur.
NOT: Çinli prenseslerin Çin için ajanlık yapmaları Çin’in etkisinin artmasına neden olmuştur.
Çinin kışkırtmalar sonucunda Hun Devleti zayıflamış ve M.Ö. 60’ ta İpek Yolunun egemenliği Çinlilerin eline geçmiştir.
Hunlar doğu ve Batı diye ikiye ayrılmış daha sonra bu iki devlet de Çin hakimiyetine girmiştir.
M.Ö.58’de hükümdar olan “ Hohanyeh” Çin egemenliğine girmeyi savunmuş kardeşi “Çiçi” ise bunu utanç verici sayarak bağımsızlığı savunmuştur.
NOT: Türklerde ilk bağımsızlık fikrini ileri süren Çiçi Kağandır.
Bu fikir ayrılığı sonucunda Hohanyeh Güney Hunları, Çiçi ise Kuzey Hunları diye iki devlet kurmuşlardır.
Sonuçta her iki devlette Çin egemenliğine girmiştir.
Çinliler Kuzey Hunlarını M.S. 48’de, Güney Hunlarını M.S. 216’da yıkmışlardır.
GÖKTÜRK DEVLETİ (552-659)
Bumin Kağan Avarları yenerek merkezi Ötüken’de devleti kurmuştur.
I. Göktürk diye’de bilinir.
Tarihte Türk adını kullanan ilk devlet Göktürkler’dir.
Bumin kendisi doğuda kalırken kardeşi İstemi Yabgu’yu batıya göndermiştir.
NOT: Türklerde doğu-batı sağ-sol ya da ikili teşkilat denilen bu sistem Türk devletlerinin ikiye bölünmesinde etkili olmuştur.
Bumin Kağan’ın 553’te ölmesi üzerine yerine Mukan Kağan geçti.
Göktürklerin en parlak dönemi Mukan Kağan zamanıdır.
Bu dönemde Çin Göktürk üstünlüğünü kabul etmiştir.
İstemi Yabgu İpek yoluna hakim olabilmek için Ak Hunlara karşı Sasanilerle, Sasanilere karşı Bizans’la işbirliği yapmıştır.
Böylece Türklerle Bizans arasında ilk diplomatik ilişki kurulmuştur.
Mukan’dan sonra başa geçen Tapo Kağan Göktürk ileri gelenlerinin zararlı gördüğü Maniheizmi benimsedi. Siyasette büyük yanlışlıklar yaptı ve otoritesini yitirdi.
Bu sırada İstemi’nin ölmesi üzerine yerine oğlu Tardu geçti ve Tüm Göktürklerin başına kağan olmak isteyince doğu ile arası açıldı. Tapo’nun yerine geçen İşbara Kağan geçti. Çinlilerin bu uygun durumu iyi değerlendirmeleri sonucu devlet doğu ve batı diye ikiye bölündü.
Sonuçta her ikisi de Çin egemenliğine girmiştir.
II. GÖKTÜRK DEVLETİ (Kutluk Devleti ) (682-745)
Kutluk Kağan tarafından kurulduğu için Kutluk Devleti denir
Bu dönemde Kutluk’un en büyük yardımcısını Bilge Tonyukuk’tur
Kutluk öldüğünde yerine çocukları Bilge ve Kül Tigin küçük olduğundan kardeşi Kapgan Kağan geçmiştir
Kapgan Kağan üç önemli siyaset izlemiştir.
Çine devamlı saldırmıştır.
Türk boylarını birleştirmek için çalışmıştır.
Halkı ziraate teşvik etmiştir.
Ancak Kapğan Kağan öldürülmesi üzerine Kapgan’ın oğlu ile Kutluk’un oğulları arasında taht kavgası başlamıştır.
Mücadeleyi Bilge Tonyukuk’un da desteğini alan Bilge ve Kül Tigin kazanmıştır, iki kardeş ülkeyi birlikte yönetmiştir .
NOT: Bilge, Kül Tigin ve Bilge Tonyukuk adını Orhun hitabeleri dikilmiş Yoluğ Tigin tarafından yazılan bu kitabeler ilk Türk yazılı belgeleridir. Geleceğe nasihat verme özelliği taşıyan bu kitabeler günümüzde Moğolistan sınırları içerisinde yer almaktadır.
Kültigin, Bilge ve Tonyukun’un ölmesiyle zayıflayan Devlete Uygur Karluk ve Basmiller ayaklanarak son vermişlerdir
Gök Türklerden günümüze Ergenekon Destanı kalmıştır
Gök Türkler 38 harfli Gök Türk alfabesini kullanmışlar ve bu yazı Finli Thomsen tarafından okunmuştur.
Çin ile girdiği ilişkiler sonucunda Bögü Kağan Maniheizmi ülkesini resmi dini olarak kabul etmiştir.
NOT: Mani dini avlanmayı ve et yemeyi yasakladığı için Uygurların savaşçılık yeteneklerinin zayıflamasınasebep olmuş, Bunun yanında üretim ve yerleşik hayata geçmelerini hızlandırmıştır.
Tun Bağa Tarkan’dan sonra zayıflayan devlete Kırgızlar son vermiştir.
Uygurların Özelikleri :
Orta Asya’da kurulan Türk devletleri içinde ilk defa göçebe hayattan yerleşik hayata Uygurlar geçmiştir.
Türk tarihinde ilk defa kent ve kasaba kurarak ilk mimari eserleri vermişlerdir.
Çinlilerle olan etkileşimleri sonucunda kağıt ve matbaayı kurmuşlardır. Bunları kullanan ilk Türk devletidir.
İlk din değiştiren devlettir.
Siyasi alanda çok kültür ve medeniyet alanın da varlık göstermişlerdir.
Uygur alfabesini kullanmışlardır.
Uygurlardan günümüze Şine Usu ve Karabalgasun Kitabeleri kalmıştır.
Türeyiş Destanı Uygurlara aittir.
Yıkılan Uygurlar dağınık halde yaşamlarını sürdürmüşlerdir.
Sarı Uygurlar ve Turfan Uygurları 1200’lü yıllarda Moğol egemenliğine girmişlerdir.
Türkler coğrafi şartların etkisiyle hayvancılıkla uğraşmakta ve konar göçer bir yaşam sürmekteydiler.
Yiyecekleri; kurutulmuş et, pastırma, et tozu gibi ürünleri farklı şekilde kullandıkları bilinen Türkler tarihte ilk defa konserve yapan millettirler.
KAVİMLER GÖÇÜ
Hunların 375 yılında Dinyeper ve Dinyester ırmaklarını geçerek Avrupa da başlayan ve yüzyıl kadar süren gelişmelere Kavimler Göçü denir.
Balamir’in önünden kaçan Avrupalı barbar kavimler Roma İmparatorluğuna baskı uyguladı.
Kavimler Göçünün Sonuçları:
Roma İmparatorluğu ikiye ayrıldı(395) Daha sonra Batı Roma yıkıldı.(476)
Hunlar Avrupa da Avrupa Hun Devletini kurdular.
Batı Roma’nın yıkılmasıyla ortaya çıkan otorite boşluğu sonucunda feodalite rejimi ortaya çıkmıştır.
Hristiyanlık yayıldı, Kilise ve Papalık güçlendi.
Avrupa’nın bugünkü etnik yapısı oluştu.
Bu olay İlkçağın sonu Orta çağın başlangıcı oldu.
AVRUPA HUN DEVLETİ
Balamir tarafından Orta Avrupa’da kuruldu. Balamirden sonra Uldız (378) tahta çıktı ve Doğu Roma ile mücadele ederken Batı Roma ile dost olmaya çalıştı.
Uldızdan sonra Karaton, daha sonra da Rua hükümdar oldu (422)
Bizans ve Roma ile savaşmışlardır.
En ünlü hükümdarı Attila’dır (434-453).
Attila 434’de Bizansla Margus Antlaşmasını yapmış antlaşmaya göre:
Bizans ödediği vergiyi iki katına çıkaracak,
Hunlardan kaçıp Bizanslılara sığınanlar geri verilecek,
Bizans Hunların düşmanlarıyla ittifak yapmayacaktı.
Antlaşma 5 yıl uygulandı. Bizans antlaşmanın şartlarını yerine getirmeyince Attila Birinci Balkan Seferine çıktı ve Bizansın vergi yükü arttırıldı.
Bizans vergisini ödemeyince II. Balkan seferine çıktı ve Bizansla 447’de Anatolios Barışı yapıldı. Yıllık vergi üç katına çıkarıldı.
Galya üzerine sefere çıkan Attila Romalı komutan Aetyüs ile yaptığı Kampus Mauriakus (Katalonum) savaşında her iki tarafta ağır kayıplar verdi. (451)
Ertesi yıl Roma’nın üzerine yürüyen Attila Roma üzerine yürüdü. Papanın devreye girmesiyle yapılan antlaşma ile geri döndü.
Tanrının Kırbacı ünvanını alan Attila’nın ölümünden sonra zayıflayan devlete 469’da Bizanslılar son vermiştir.
Orta Asya’da 7.yy.da kurulan bir Türk-Moğol devletidir.
Göktürklerin Avar devletini yıkması üzerine Avrupa’ya göç ettiler.
Romanya’da devlet kurdular.
NOT: Tarihte İstanbul’u kuşatan ilk Türk devletidir.
Franklar tarafından 805’de yıkılmıştır.
NOT: Avarlar, Hırvat, Macar, Romen, Bulgar vb. toplulukları kültürel alanda etkilemişlerdir ve bilhassa Slavları etkileyerek Rusların kabile hayatından devlet düzenine geçişlerine katkıda bulunmuşlardır. TÜRGİŞ DEVLETİ
Avar ve Çinlilerle ticaret yapmışlardır.
Ticarette Türgiş parasını kullandılar.
NOT: İlk Türk parasını Türgiş kağanı Baga Tarkan bastırmıştır.
Türgiş hükümdarı Sulu Kağan uzun süre Emevilerle savaşarak Maveraünnehir bölgesine İslamiyetin girmesini geciktirmiştir.
NOT: Emevilerin izlediği ırkçı siyaset yüzünden Türgişler Maveraünnehir’in Araplaşmasını önlemişlerdir.