K A R A R
Davacılar : 1- İ. M., 2- T. M., 3- M. S., 4- H. S., 5- H. S., 6- Ö. A. 7- H. Ş., 8- M. T., 9- V. A.
10- F. A., 11- D. S., 12- H. G.
Vekili : Av. Z. T.
Davalılar : 1- Çankaya Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. A. D.
2- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı
O L A Y : Dikmen Doğu Yakası İmar Planı kapsamında park ve spor alanı olarak ayrılmış olan, dava konusu 27793 ada 5 parsele ilişkin ilk ıslah planları 1987 yılında yapılmış, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 16.02.1995 gün ve 115 sayılı kararı ile 1/5000 ölçekli Dikmen Öveçler Doğu Batı Yakası Revizyon Nazım İmar Planı onaylanmış, daha sonra İmar Planı Çankaya Belediye Meclisinin 08.05.1995 gün ve 226/227 sayılı kararı ile uygun görülmüş, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığınca da 01.11.1995 tarihinde onaylanmış, uygulamaya esas 81154 nolu parselasyon planının tamamlanması 1998 yılında gerçekleştirilmiştir.
İdarece; ilk ıslah planları ile planlama bölgelerinden yapılan DOP kesintisinin yaklaşık %25 oranında olduğu, ikinci defa plan yapılması ile oluşturulan sosyal donatı alanlarının, yeşil alanların ve ulaşım sisteminin oluşturulması için yeniden DOP kesilemeyeceği ya da %35 in altında alınan bu oran tamamlanamayacağı için Kamulaştırma Ortaklık Payı (KOP) olarak kesinti yapılmasının kaçınılmaz olduğu, dolayısıyla kamu adına ayrılacak bu alanların oluşturulması için yapılacak ek kesintinin %21 oranında olduğundan bahisle; ikinci bir defa oluşacak bu kaybın karşılığını oluşturmak amacıyla yeni imar şartlarının % 20 oranında arttırıldığı, bu durumda ikinci defa bir kesinti olması halinde bile ıslah planları ile hak edilen inşaat alanında bir azalma oluşmayacağı, ilk yapılan ıslah planlarında Emsal=1.40 iken bu defa E=1.80 olduğu, ayrıca kamulaştırılacak alan olan bu ikinci kesintinin Belediyeye bedelsiz terk edilmesi halinde ise Emsal = 2.00'ye varan yüksek inşaat artışlarının verildiği; parsel hissedarlarının söz konusu %21 lik terke zorunlu bırakılmadığı ifade edilmiştir.
Dikmen Doğu Yakası 81154 Sayılı Parselasyon planıyla düzenlenen imar parsellerinde 12 nolu İmar Planı Notu: "Konut alanlarında, min. parsel büyüklüğü 850 m² MAX.TAKS:0.40 ve E:1.80'dir. Parselasyon planı ile çıkacak kamulaştırma miktarının ilgili belediyesine ve/veya kamu kuruluşuna bedelsiz terk edilmesi halinde oluşan yeni parselde E:2.00 olacaktır. Bedelsiz terk edilecek alanlar amacı dışında kullanılamaz." şeklindedir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin; Ankara ili Çankaya ilçesi Öveçler mevkiinde kain 27793 ada (eski 2) yeni 5 parsel sayılı taşınmazda payları oranında malik bulunmakta iken gayrimenkullerinin kanuna ve hukuka aykırı bir şekilde davalılara bedelsiz olarak terk ettirilmiş olduğunu iddia ederek; mezkur taşınmazın bedelsiz terke zorlanılan müvekkillerinin paylarına ilişkin işlemin ve tapusunun iptali ile tekrar adlarına tesciline; ilk talepleri yerinde görülmez ise terditli olarak, keşifte taşınmaza biçilecek değer üzerinden davalıların taşınmazın bedelini (tazminat) ödemesine; tazminat taleplerinin kabul görmesi halinde dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi istemiyle 4.2.2009 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.
Davalılardan Çankaya Belediye Başkanlığı vekilince, süresinde verilen cevap dilekçesinde; davacı tarafça iddia edilen hususların, idarelerinin parselasyon planı ve plan notundan kaynaklı tazminat iddiası olduğu, bir başka anlatımla idarenin idari işlemindeki hizmet kusuruna yönelik bulunduğu, idari birer işlem olan parselasyon planı ve plan notu idari yargı yerince iptal edilmedikçe tazminat talebinin dinlenemeyeceği; davacıların bu iddialarını, idarelerine karşı ancak idari yargı yerinde ileri sürebilmesi olanağının bulunduğu; davada idari yargının görevli olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.
ANKARA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 18.03.2009 gün ve E: 2009/42 sayı ile, davalı vekilinin yargı yolu itirazını reddetmiştir.
Davalı Çankaya Belediye Başkanlığı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolundaki süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyası Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir.
DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 27.05.2009 gün ve E: 2009/29 sayı ile, davacıların, hissedarı oldukları taşınmazın imar uygulaması sonucu kamu ortaklık payı olarak belediyeye terk edilen kısmın tapusunun iptali, kendi adlarına tescili, bu taleplerinin yerinde görülmemesi halinde taşınmazın bedelinin tazmini istemiyle Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/42 esas sayısında kayıtlı olarak açılan davada, davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevine girdiği ileri sürülerek davalılardan Çankaya Belediyesince görev itirazında bulunulduğu ve itirazın reddi üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasının istenildiği anlaşılmış olmakla gereğinin düşünüldüğü; 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca arazi ve arsa düzenlemesi kapsamında yapılan imar uygulama işlemlerinin, kamu gücüne dayalı, re'sen ve tek yanlı tesis edilen idari işlemlerden olduğu; dosyanın incelenmesinden, davacıların sahibi olduğu taşınmazın bulunduğu alanla ilgili ilk defa 1987 yılında ıslah imar planlarının yapıldığı, ancak bu planlara göre uygulamaya geçilmemesi ve mahalle sakinlerinin plan değişikliği istemleri üzerine 1995 yılında 1/5000 ölçekli Dikmen Öveçler Doğu Batı Yakası Revizyon Nazım imar Planı ile 1/1000 ölçekli imar planı değişikliği yapıldığı, Dikmen Doğu Yakası 81154 sayılı Parselasyon Planı sonucu 27793 ada, 5 sayılı parselin park ve spor alanı olarak ayrıldığı, ıslah imar planı aşamasında ilgililerden yaklaşık % 25 oranında düzenleme ortaklık payı alındığı, daha sonra yapılan parselasyon planı ile umumi hizmet alanlarına ayrılan yerler için yeniden düzenleme ortaklık payı alınamayacağından, % 21 oranında kamu ortaklık payı alınmasının öngörüldüğü, ilgililerin bu kayıplarının karşılanması için ıslah imar planında 1.40 olarak belirlenen emsal'in, plan notunun 12. maddesi ile 1.80'e yükseltildiği, parselasyon planı sonucunda çıkacak kamulaştırma miktarının belediye veya ilgili kamu kuruluşuna terk edilmesi halinde emsalin 2.00 olmasının öngörüldüğü, davacıların taşınmazdaki hisselerinin bir kısmını kamu ortaklık payı adı altında belediyelere bedelsiz olarak terk ettikleri, bakılan davanın da, imar mevzuatında kamu ortaklık payı alınması yolunda bir düzenleme bulunmadığı ve bedelsiz terke zorlandıkları ileri sürülerek bedelsiz terk işlemi ve terk edilen yerlerin tapusunun iptali ile kendi adlarına tescili ve bu taleplerinin yerinde görülmemesi halinde taşınmazın bedelinin tazmini istemiyle açıldığının anlaşılmakta olduğu; iptali istenilen tapu kaydının dayanağı imar ve parselasyon planları, idarenin kamu hukukuna ve kamu gücüne dayanarak, resen ve tek yanlı tesis ettiği idari işlemler olduğundan, bu işlemler idare hukuku kuralları çerçevesinde incelenerek ortadan kaldırılmadıkça onlara dayanılarak yapılan tapudaki kaydın düzeltilmesi olanağı bulunmadığı gibi, bu işlemlerden doğduğu ileri sürülen zararının tazmini istemine ilişkin uyuşmazlığın da adli yargı yerlerinde açılan davalar kapsamında çözümlenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı; bu durumda, 3194 sayılı Yasa gereğince tesis edilen idari nitelikteki uygulama işlemlerinden doğduğu anlaşılan uyuşmazlığın görüm ve çözümü idari yargının görev alanına girdiğinden Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin davalının görev itirazının reddine ilişkin kararının kaldırılmasının gerektiği nedenleriyle; 2247 sayılı Yasanın 10 uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.
YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI: 17.09.2009 gün ve 2009/183920 sayı ile; davacı İ. M. ve arkadaşları vekili tarafından davalı Çankaya Belediye Başkanlığı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2009/42 esas sayılı tazminat davasında, Danıştay Başsavcılığı tarafından 2247 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması nedeniyle gönderilen 2009/185 esas sayılı dosyanın incelendiği; davacıların, Ankara İli, Çankaya ilçesi, Öveçler mevkiinde bulunan 27793 ada 5 parsel sayılı taşınmazın imar düzenlemesi sonucunda kamu ortaklık payı olarak belediyeye terk edilen bölümünün tapu kaydının iptali ile kendi adlarına tescil edilmesi ve bu talebin kabul edilmemesi halinde taşınmaz bedelinin tazmini istemiyle Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı davada, davalı idare tarafından görev itirazında bulunulması üzerine olumlu görev uyuşmazlığının çıkarıldığının anlaşıldığı; Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayılmış olduğu; davanın, davacıların sahibi bulunduğu 27793 ada 5 parsel sayılı taşınmazın imar düzenlemesi sonucunda kamu ortaklık payı olarak belediyeye terk edilen bölümünün tapu kaydının iptali ile kendi adlarına tescil edilmesi ve bu talebin kabul edilmemesi halinde de taşınmaz bedelinin yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmış bulunduğu; davalı idarenin, Dikmen Doğu Yakası 81154 sayılı parselasyon planıyla davacılara ait 27793 ada 5 parsel sayılı taşınmazın park ve spor alanı olarak ayrıldığını belirterek, dava konusu uyuşmazlığın tamamen imar mevzuatının uygulanmasından ve idari bir tasarruftan kaynaklanan bir uyuşmazlık olduğundan idari yargıda görülmesi gerektiğini iddia etmiş olduğu; 3194 sayılı İmar Kanunu'nun arazi ve arsa düzenlemesine ilişkin ayrıntılı düzenlemenin yer aldığı 18. maddesinde "İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re/sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır. Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez" hükmünün yer aldığı, söz konusu yasa hükmü gereğince, arsa ve arazi düzenlemesi şeklinde yapılan imar uygulama işlemlerinin idare tarafından kamu gücüne dayalı, res'en ve tek taraflı olarak tesis edilen işlemler niteliğinde olduğundan, bu işlemlere dayanılarak tesis edilen tapu kaydının düzeltilmesinin, dayanağını oluşturan idari işlemin ortadan kaldırılmasını gerektirdiği; açıklanan nedenlerle, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda kamu ortaklık payı olarak belediyeye terk edilen bölümün tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescil edilmesi ve bu talebin kabul edilmemesi halinde taşınmaz bedelinin tazminine yönelik bulunan davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinin düşünüldüğü nedeniyle; Danıştay Başsavcılığı'nın 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/42 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesinin gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Ayper GÖKTUNA, Muhittin KARATOPRAK ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 03.05.2010 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME : Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, davacıların, Ankara İli, Çankaya ilçesi, Öveçler mevkiinde bulunan 27793 ada, 5 parsel sayılı taşınmazın imar düzenlemesi sonucunda kamu ortaklık payı olarak belediyeye terk edilen bölümünün tapu kaydının iptali ile kendi adlarına tescil edilmesi ve bu talebin kabul edilmemesi halinde taşınmaz bedelinin tazmini istemiyle açılmıştır.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.
Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.
(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.
Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.
Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.
Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez…” hükmü yer almıştır.
Anılan madde uyarınca, yapılan imar düzenlemesi sonucunda “... resen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir...” denildiğine göre, idarenin “resen tescil işlemlerini yaptırmak” şeklindeki bu yetkilerini idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan sonucu olarak kullandığı; bir başka ifadeyle, tapuya yapılan tescilin idari işlemlerin icrası niteliğinde olduğu açıktır.
Olayda, davacıların sahibi olduğu taşınmazın bulunduğu alanla ilgili ilk defa 1987 yılında ıslah imar planlarının yapıldığı, ancak bu planlara göre uygulamaya geçilmemesi ve mahalle sakinlerinin plan değişikliği istemleri üzerine 1995 yılında 1/5000 ölçekli Dikmen Öveçler Doğu Batı Yakası Revizyon Nazım imar Planı ile 1/1000 ölçekli imar planı değişikliği yapıldığı, Dikmen Doğu Yakası 81154 sayılı Parselasyon Planı sonucu 27793 ada, 5 sayılı parselin park ve spor alanı olarak ayrıldığı, ıslah imar planı aşamasında ilgililerden yaklaşık % 25 oranında düzenleme ortaklık payı alındığı, daha sonra yapılan parselasyon planı ile umumi hizmet alanlarına ayrılan yerler için yeniden düzenleme ortaklık payı alınamayacağından, % 21 oranında kamu ortaklık payı alınmasının öngörüldüğü, ilgililerin bu kayıplarının karşılanması için ıslah imar planında 1.40 olarak belirlenen emsal'in, plan notunun 12.maddesi ile 1.80'e yükseltildiği, parselasyon planı sonucunda çıkacak kamulaştırma miktarının belediye veya ilgili kamu kuruluşuna terk edilmesi halinde emsalin 2.00 olmasının öngörüldüğü, davacıların taşınmazdaki hisselerinin bir kısmını kamu ortaklık payı adı altında belediyelere bedelsiz olarak terk ettikleri, bakılan davanın da, imar mevzuatında kamu ortaklık payı alınması yolunda bir düzenleme bulunmadığı ve bedelsiz terke zorlandıkları ileri sürülerek bedelsiz terk işlemi ve terk edilen yerlerin tapusunun iptali ile kendi adlarına tescili ve bu taleplerinin yerinde görülmemesi halinde taşınmazın bedelinin tazmini istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, iptali istenilen tapu kaydının dayanağı imar ve parselasyon planlarının, idarenin kamu hukukuna ve kamu gücüne dayanarak, resen ve tek yanlı tesis ettiği idari işlemler olduğu ve buna dayanılarak da tapu kaydının yapıldığı, bu işlemlerden doğan zararın tazmininin istenildiği gözetildiğinde; uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ile imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile Çankaya Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının, Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalılardan Çankaya Belediye Başkanlığı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18.03.2009 gün ve E: 2009/42 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 03.05.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
* * *
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:
ESAS NO : 2009/191
KARAR NO : 2010/105
KARAR TR : 03.05.2010
(Hukuk Bölümü)
Ö Z E T : 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu uyarınca verilen idari para cezalarına karşı açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
Dostları ilə paylaş: |