Bahâeddin Âmilî. Hulâşatü'I-hisâb adlı eserinin mukaddimesinde özetle 1 sayısı hakkında ileri sürülen her iki anlayışı da vermekte ve 1 'i sayı olarak almamakla birlikte matematik içinde kalıp üretme cihetine gitmektedir. Ona göre 1 [Jr +1 -g-]: 2 = 1 bağlantısı ile elde edilir. Ancak Âmilî, sayılar birlerin toplamından meydana gelse de l'in sayı olarak alınamayacağını belirtip bu duruma, cismin atomlardan (cevher-i ferd) meydana gelmesine rağmen atomun cisim olmamasını örnek verir (nşr. Celâl Şevki, Beyrut 1981, s. 33). Âmilî'nin analoji yoluyla dahi olsa 1 'i atomik kabul etmesi Phytagoras geleneğiyle uygunluk içindedir ve İslâm dünyasındaki atomik nicelik anlayışının yaygınlığını göstermektedir. Ayrıca Eş'a-rî atomculuğunun matematik üzerinde-
ki etkisini göstermesi açısından da Önemlidir. Âmilî'nin farklı yönelişleri kısaca vermesi ve kendi tercihini belirtmesi, daha sonra gelen Ömerel-Çullî, Ramazan el-Cezeri, Abdürrahim e!-Mar'aşî gibi sarihleri tarafından ele alınmış ve 1 konusuyla ilgili bütün tartışmalar ayrıntılı biçimde incelenmiştir (meselâ bk. Abdürrahim el-Mar'aşî, Şerhu'r-Risâleü'l-Bahâ'iyye fi'1-h.isâb, Süleymaniye Ktp., İbrahim Efendi, nr. 766 |mükerrer), vr. 5b-9b; Hasan b. Muhammed, Şerhu'r-RisâleÜ't-Bahâ'iyye fı'l-hisâb, Süleymaniye Ktp., Beşir Ağa, nr. 658/5, vr. 376a-378ı\ Hasan b. Muhammed 1 üzerindeki tartışmasında Aristo, İbn Sî-nâ. Şemseddin en-Nîsâbûrî, İbnül-Ben-nâ gibi birçok filozof ve matematikçinin görüşlerini ele almakta, ayrıca sayıların sonlu ve sonsuz olmasıyla ilgili tartışmaları incelemektedir). Bu tartışma, modern sayı anlayışının Osmanlı matematiğine girmesinden sonra şiddetini kaybetmekle beraber son zamanlara kadar devam etmiştir (meselâ bk. Kuyucaklızâde Meh-med Atıf, Nihâyetü'i-elbâb f~t Tercümeli Hulâsaü'l-hisâb, Süleymaniye Ktp.. Hacı Mahmud Efendi, nr. 5721, vr. 5'1).
Osmanlı matematiğinde doğal sayılar kümesi çerçevesinde incelenen diğer bir konu da aritmetik dizilerle geometrik diziler arasında ilişki kurma teşebbüsüdür. Bu teşebbüs, özellikle Ali b. Velî'nin Tuh-fetü'l-a'dûd'ında (Salih Zeki, II, 289-290) ve son dönemde Kuyucaklızâde'nin Nihâ-yetü'J-elbâb'möa görülmektedir (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 5721, vr. 33d-34a). Osmanlı matematiğinde toplama, çıkarma, çarpma, bölme, üs ve kök hesapları konularında klasik gelenek ve birikim muhafaza edilmekle birlikte farklı yollar ve yöntemler geliştirilmiş, ayrıca değişik milletlerden farklı usuller alınıp matematik eserlerinin hesap bölümlerinde işlenmiştir. Meselâ hesap metinlerinde "et-cem'u'l-kadîm. tef-rîku'ş-şimâlî, darbü'l-yahûdî, taksîmü'l-Frengî, taksîmü'z-zencîrî" vb. ifadelere sıkça rastlamak mümkündür (meselâ bk. Mü'minzâde Hüseyin b. Hasan, Mir'âtü'l-kulûb,\Ü Ktp., TY.nr 677. müellif nüshası; İbrahim b. Abdülkâdir b. İbrahim el-Alâî, Kelimat fı'l-hisâb, Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 2044/4; Mustafa b. Yûsuf el-İstanbulî, Ma'denü'l-esrar fî Vmi't-hi-sâb, Süleymaniye Ktp.,ŞehidAli Paşa, nr. 1995).
Osmanlı matematiğinin en önemli başarılarından biri. rasyonel sayılar kümesinde hesâb-ı hevâîve hesâb-ı Hindî'de kullanılan dokuz kesirle hesab-ı sittînîde
253
HESAP
kullanılan altmışlı kesirler yerine ondalık kesirleri kullanma teşebbüsü ve bu teşebbüsün teorik zeminini oluşturma gayretlerinde görülmektedir. Ondalık kesirlerden bahseden ilk İslâm matematik metninin bugün dünyada mevcut iki nüshasının da Türkiye kütüphanelerinde bulunması üzerinde ayrıca durulması gereken bir konudur (Süleymaniye Ktp., Yenicami, nr. 802). Ali b. Ahmed en-Nesevî, Abdül-kâhir el-Bağdâdî ve Semev'el el-Mağri-bfnin metinleri için de benzer durumun söz konusu olabileceği, bu eserlerin yazma nüshalarının üzerlerinde bulunan istinsah, temellük vb. kayıtlardan çıkarılabilir. Ancak muhtemelen Osmanlıların ondalık kesirler konusundaki ana kaynağı, Semerkant matematik-astronomi okulunun ileri gelen mensubu Cemşîd el-Kâşrnin Risâletü'l-muhîtiyye ve Mif-tâhu'i-hisâb adlı eserleridir (ondalık kesirlerin İslâm matematik tarihi içindeki yeri için bk. RüşdîRâşid, s. 105-163). Osmanlı Anadolusu'nda ve İstanbul'da matematik bilimlerinin kurucusu olan Fet-hullah eş-Şirvânîve Ali Kuşçu'nun bu okul mensubu olduğu göz önüne alınırsa bu kaynağın muhtevası daha iyi anlaşılır.
Ondalık kesirler hakkında Osmanlılar" -da en geniş teorik çalışmayı yapan âlim hâlihazır tesbitlere göre Takıyyüddin er-Râsıd'dır. Takıyyüddin. konunun teorik çerçevesini de Buğyetü't-tuHâb adlı eserinin ikinci makelesinin dokuzuncu babında oluşturmuş ve bunlarla nasıl işlem yapılacağını örnekleriyle göstermiştir. Takıyyüddin ondalık kesirler hakkındaki teorik çalışmasında Cemşîd el-Kâşî'yi aşmakla kalmamış, aynı zamanda tarihte ilk defa ondalık kesirleri trigonometriye
ve astronomiye uygulayıp buna uygun sinüs ve tanjant tabloları hazırlamıştır. Ondalık kesirlerin Osmanlılarda ne derece kullanıldığı ve bunun sebepleri ayrıca araştırılması gereken bir konudur. Ancak bu konunun Osmanlı âlimlerince, zannedildiğinin aksine unutulmadığı ve son zamanlara kadar bilindiği söylenebilir. Nitekim Ahmed Tevhid Efendi, Nuhbetü'l-hüssâb adlı eserinin mukaddimesinde "hisâb-ı küsûr-ı a'şârîyi" icat edenin Cemşîd el-Kâşî olduğunu belirtmektedir. Ta-kıyyüddin'in çalışmalarının takip edilmemesi ise geleneğe ters, farklı bir terkim usulü kullanmasından kaynaklanmış olmalıdır (aş. bk.).
İrrasyonel sayılar konusunda Osmanlı matematikçileri, klasik geleneği muhafaza etmelerinin yanında ayrıca konuyla ilgili yeni çalışmalarda bulunmuşlardır. Bu çalışmalar iki ana problem etrafında gelişmiştir. Bunlardan birincisi 'V sayısının tesbiti, ikincisi ise tam kökü olmayan sayıların kare, küp ve n.- dereceden yaklaşık kökünü bulma teşebbüsleridir. Osmanlılar'da genel matematik eserlerinde "ti" sayısı konusunda Archimedes'in yaptığı çalışmalara sıkça atıfta bulunulmakla beraber bu konudaki bilgiler özellikle Kâşî'nin telif ettiği Risâletü'I-muhî-tiyye adlı eserine dayanmaktadır (Gar-süddin Ahmed b. İbrahim el-Halebî, et-Tezkire ft Ulmi't-hisâb, Türkçe tercüme, Köprülü Ktp., nr. 936, vr. 1 203b). Osmanlı matematiğinde genel hesap kitapları dışında konuyla ilgili az da olsa bağımsız çalışmalar mevcuttur (meselâ bk. Cemâ-leddin Yûsuf b. Muhammed el-Kureşî, Risale fi ma'rifeti kemmiyyeti muhiti'd-dâ-3 ire, Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 2723/7',
vr. 47b-49a). İrrasyonel sayılar konusunda diğer bir çalışma türü de Öklid'in Usûlü'l-hendese's\n\n onuncu makalesi vasıtasıyla devam etmiştir. Köklü ifadeler ve irrasyonel sayıların sürekli nicelik açısından incelenmesini ihtiva eden onuncu makale klasik dönemde Uşûl'ün en çok şerhedilen makalesi olmuştur. Osmanlı matematiğinde bu makaleye yazılmış bağımsız bir şerh tesbit edilememekle beraber Osmanlı matematikçilerinin konuyla olan ilgilerini klasik dönem metinlerini mütalaa ederek sürdürdükleri görülmektedir (meselâ bk. Abdullah b. Hüseyin el-Ahvâzî, Şerhu't-makâleti't-'âşire min Kitabi Öktîdis, Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 1347, vr. I'1-13b, istinsah Şeker-zâde Feyzullah Sermed; Risale calâ öklt-dis fı'n-nisbe, Beyazıt Devlet Ktp., Umumi, nr. 4590/2, istinsah 1127). Kök hesapları hakkında ise hemen hemen her hesap kitabının konuya dair bölümünde bilgi bulmak mümkündür. Ali Kuşçu, Takıyyüddin er-Râsıd, Ali b. Velî gibi müelliflerin eserlerinde özellikle kare. küp, dördüncü ve beşinci dereceden yaklaşık kök bulma hesapları ve bunların formülleri verilmektedir (meselâ bk. Yûsuf Bur-sevî, Câmfu'l-hisâb, Süleymaniye Ktp., Lala İsmail,nr. 288, vr. 53avd.). Aynı konulardaki bilgiler Hulâsatü'l-hisâb şerhlerinde de geniş olarak ele alınıp incelenmiştir.
İrrasyonel sayılar üzerine genel kitapların yanında az da olsa bağımsız çalışmalar yapılmıştır. Bunların başlıcaları, Şem-seddin Muhammed b. Ebü'1-Feth es-Sû-fî'nin Reşâdü'1-hcem H-acmâli cüzû-ri'ş-şamm'\ ile(Dârü'l-kütübi'l-Mısriyye. Riyâza, nr. 63, 55 varak) Cemâleddin Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Pî-n'nın el-Yevâkitü'I-muioşşalât li'l-Ie^â-li'n-neyyirât fî a1 mâli zevâti'1-esmâ3 ve'1-munfaşilât'ıüır (Süleymaniye Ktp., Hasan Hüsnü Paşa. nr. 1292/4, vr. 35b-59a). İbn Pîrî eserinde İbnü"l-Hâim, Kalesâdîve İbn Gâzî'nin konuyla ilgili bilgilerini de tartışmaktadır.
Sittînî hesap Osmanlı matematiğinde en çok işlenen konulardan biridir. Bu konudaki mevcut bilgiler, astronomi alanında telif edilen zîclerin mukaddimelerinde veya ister Hindî ister zihnî olsun hesap alanında telif edilen genel hesap kitaplarında bulunmaktadır. Meselâ Ali Kuşçu, er'Risâletü'l-Muhammediyye adlı eserinin birinci fenninin ikinci makalesini sittînî hesaba ayırmış (Süleymaniye Ktp.. Ayasofya, nr. 2733/2. vr. 117a-134b), Abdülalî el-Bircendî ise Şerhu'r-Risâle-
254
HESAP
ti'ş-şemsiyye fi'1-hisâb'mda bu konuyu iyi bir astronom olması sebebiyle geniş biçimde incelemiştir (Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 879, vr. 121ı>-16?). Osman-lılar'da sittînî hesap alanında temel kaynak, Sıbtu'l-Mardînî'nin Dekâ'İku (rekâ'i-ku)'l-hakâ'ik iî mcfriieü hisâbi'd-de-rec ve'd-deka'ik adlı kitabıdır. Bu eser Muhammed b. Ebü'1-Feth es-Sûfî, Kasım-paşalı Osman Efendi. Muhammed Gam-rîel-Felekî, Hasan b. İbrahim el-Cebertî, İbrahim b. Mustafa ei-Halebî, Halît b. İbrahim el-Azâzî gibi matematikçiler tarafından şerh. ihtisar, teshil ve tenkih edilmiştir. Kitabı Yûnus Efendi Mekteb-i Har-biyye'deki hocalığı esnasında özet halinde Türkçe'ye çevirmiştir (Dârü'l-kütübi'l-Mısriyye.Tal'at, Felek-Türkî, nr. 51/1; King, Fihrisü't-mahtûtât, I, 527; II, 1 183). Os-manlılar'da sittînî hesap konusunda Sıb-tu'l-Mardînî'nin eserine bağlı kalmadan İzzeddin Abdülazîz b. Muhammed el-Ve-fâîve Ramazan b. Salih el-Hanekî de birer eser kaleme almışlardır. Sonuçta İslâm medeniyetinde sittînî hesapla ilgili en çok Osmanlı döneminde telif eser verildiği söylenebilir. Bu eserlerin muhteva analizleri henüz yapılmamıştır. Ancak hazırlanan astronomik cetvellerin, D. Kİng'in de ifadesiyle şaşırtıcı dakikliği bu alandaki çalışmaların neticesi olsa gerektir. Osmanlı döneminde sittînî hesap konusunda diğer önemli bir adım Mezopotamya'-ı dan başlayan, eski Grek ve klasik İslâm I medeniyetinde ve daha sonra Osmanlı-[" lar'da devam eden astronomik hesapla-* nn sittînî hesap üzere yapılması geleneğinin ilk defa terkedilerek -tek örnek de olsa- ondalık kesirlere dayalı zîcin, diğer bir İfadeyle astronomik hesabın Takıyyüd-din er-Râsıd tarafından yapılmasıdır. Bu hesap tarihinde atılan önemli bir adımdır. Sittînî hesap alanında diğer bir değişim de Halîfezâde İsmail Efendi'nin Cas-sini zîci tercümesi sırasında ortaya çıkan ve İsmailGelenbevî tarafından tam anlamıyla Osmanlı hesap tekniğine yerleştirilen logaritmik hesap tekniğinin astronomik hesaplamalara uygulanmasıdır (aş. bk.).
Hesap alanında görülen diğer bir başarı da trigonometrik ifadelerin hesaplanmasında kaydedilen ilerlemelerdir. Bu alandaki çalışmaların ana hareket noktası sin 1° değerinin tam olarak tesbit edilmesidir. Cemşîd el-Kâşî'nin bu değeri üçüncü dereceden cebirsel bir denklem haline getirip çözmesi meseleye farklı bir boyut kazandırmıştır. Kadızâde, Kâşî"nin yöntemini yeniden ele alıp basitleştirmiş.
torunu Mîrim Çelebi de geliştirmiş ve beş farklı yöntemle istenilen değeri bulmuştur (Sâtih Zeki, 1,133-139). Mîrim Çelebi, trigonometrik ifadelerin değerleriyle özel olarak ilgilenen matematikçilerin başında gelmektedir ve bu konuda Frantz VVoepcke'nin tesbitlerine göre orijinal çalışmalar yapmıştır ("Dİscussİon de deux methodes arabes pour determiner une valeur approchee de sin 1°", Etudes sur /es mathematiqu.es arabo- islamiqu.es | nşr. Fuat Sezgini, Frankfurt 1986, s. 614-638). Trigonometrik değerler Mezopotamya. Yunan ve klasik İslâm medeniyetinde sittînî hesaba göre hesaplanmaktaydı. Os-manlılar'da da bu gelenek sürmüştür; ancak bu alanda bir istisna mevcuttur. Ta-kıyyüddin er-Râsıd, zîc hesaplamalarında yaptığı işlemin benzerini trigonometrik ifadelere de uygulamış ve trigonometrik değerleri ilk defa olarak ondalık kesirler cinsinden ifade etmiştir. Trigonometrik değerlerin tesbiti ve kullanımı üzerinde Osmanlı döneminde hemen hemen her astronom ve matematikçi durmuştur. Meselâ Muhammed b. Kâtib Sinan el-Ko-nevî, Müneccimbaşı Mustafa Çelebi diye meşhur olan Mustafa b. Ali el-Muvakkit, Salih Efendi İstanbulîgibiastronom-ma-tematikçiler bunların başında gelmektedir.
Osmanlı hesap tarihinde diğer önemli bir gelişme, logaritmik hesap tekniklerinin İslâm medeniyeti açısından ilk defa kullanılmasıdır. Logaritmik hesabın dayandığı teme! zihniyet, klasik İslâm (İbn Yûnus es-Safedî) ve Osmanlı (Ali b. Velî) matematiğinde de mevcut olmakla beraber, bir hesap tekniği niteliğiyle 1614"te İskoç-yalı matematikçi Napier tarafından icat edilmiştir. Tesbit edildiğine göre Osmanlı matematiğinde logaritmadan bahseden ilk matematikçi, İstanbul'da yetişen astronomlardan Halîfezâde İsmail Efen-di'dir. İsmail Efendi. Fransız astronomu J. Cassini'nin Tables astronomiqu-es adlı zîcini 1186'da (1772) Tuhfe-i Be-hîc-i Rasînî Terceme-i Zîc-i Kasini adıyla Türkçe'ye kazandırmıştır. Halîfe-zâde'nin en önemli katkısı. Zîc-i Kasini tercümesinin başında ilk defa logaritma cetvellerini vermesi ve 1 "den 10.OOO'e ka-darki pozitif tam sayıların cetvelleri yanında 0°'den 45°'ye kadar yayların dakika dakika sinüs ve tanjantlarının logaritmalarını gösteren birer cetvel ilâve etmesidir. Ancak bu alanda ilk bağımsız telif -tercüme eser, Cevat İzgi'nin tesbitine göre, Şekerzâde lakabıyla tanınan Seyyid Feyzullah Sermed İstanbulî'ye aittir. Mak-
sadeyn fî halli'n-nisbeteyn adını taşıyan bu eser, bir Macar matematikçisinin çalışmasından hareketle 1194 (1780) yılında tercüme-telif tarzında hazırlanmıştır (İzgi, l, 253). Kitap büyük oranda logaritmanın astronomi işlemlerinde kullanılmasından bahsetmektedir (İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Muallim Cevdet, nr. K 78, müellif nüshası). Osmanlı-lar'da bu alanda hazırlanan ikinci müstakil kitap Gelenbevî'nin Şerh-i Cedâvi-Iü'l-ensâb'\d\r. Şerh-i Logaritma olarak da tanınan eser, logaritma cetvellerinin çıkarılması ve kullanılmasına dair olup iki makale üzerine tertip edilmiştir. Birinci makalede pozitif tam sayılarla sinüs ve tanjantların logaritma cetvellerinin çıkarılması, ikinci makalede bu üç cetvelin kullanım şekilleri ele alınmaktadır. Eserin sonunda 1 'den 10.000'e kadar olan pozitif tam sayıların logaritmaları ile 0°'den 90°'ye kadar olan yayların dakika dakika sinüsleriyle tanjantlarının logaritmalarını içeren bir cetvel bulunmaktadır. Gelenbevî, hesap ve cebire dair Hisâbü'1-kü-sûr'unda da Osmanlı matematiğinde ilk olarak logaritmik üs almadan bahsetmekte ve konunun teorik çerçevesini vermektedir (İÜ Ktp., TY, nr. 1592, vr. 35b-36a). Bu alanda yukarıda literatür bölümünde zikredilen Hüseyin Rıfkı Tamânî ve İbrahim Edhem Paşa'nın eserleriyle Müneccimbaşı Müftîzâde Osman Sâib b. Hoca Abdürrahim'in Logaritma Risalesi gelmektedir. Bütün bu eserler Türkçe'dir. Tercüme ve telif esnasında bu yeni tekniğin dayandığı temel kavramlar Arapça'dan türetilen kelimelerle ifade edilmiştir. Bugün hâlâ logaritmik hesapta kullanılan Arapça terimler Osmanlı ulemâsının tesbit ettikleridir (logaritmanın Osmanlı matematiğine girişi için bk. İzgi, 1.252-260).
Osmanlı matematiğinde yerleşik olan terkim usulünü bir kenara bırakarak yenisini icat etme teşebbüsleri de vardır. Bunlardan en çok bilineni Takıyyüddin er-Râsıd'ın giriştiği, ancak kendisinden sonra tutulmayan ve devam ettirilmeyen teşebbüstür. Belki de Takıyyüddin'in bazı çalışmalarının daha sonraki Osmanlı matematiğinde dikkat çekmemesinin temel sebebi budur. Takıyyüddin'in bu teşebbüsünün sebepleri arasında, mevcut terkîm usulünün ondalık kesirleri ifade etme konusundaki yetersizliği sayılabilir.
Matematikte ve hesap anlayışında büyük dönüşüm XIX. yüzyılın başlarında yaşanmıştır. Bu döneme kadar devam eden kısmî tercümelerle. Osmanlı matematik-
255
HESAP
çilerinin modern Batı Avrupa matematiğinin temel kavramve teknikleriyle tanışmış olmalarına rağmen köklü bir dönüşüm yaşanmamıştı. Bu konuda ünlü tabip Şânîzâde Mehmed Atâullah Efendi'-nin, Fransız matematikçisi Bossufnün Cours complet de mathematiques adlı eserini Türkçe'ye çevirmesi bir merhale teşkil etmektedir. Ancak ilk defa Başho-ca İshak Efendi'nin Mecmûa-i Ulûm-i Riyâziyye adlı eserinin hesap bölümüyle modern sayı anlayışı sistematik bir biçimde Osmanlı matematiğine girmiştir. Böylece Osmanlı matematikçileri reel sayılar, karmaşık sayılar ve diğer sayı çeşitleriyle tanıştılar. Öte yandan integral ve diferansiyel gibi yeni hesap teknikleri, modern sayılar teorisi ve sınıflandırmaları da Osmanlı matematiğine girmiş oldu. Bu modern hesap anlayış ve teknikleri, XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra özellikle İstanbul'da basılan hesaba dair eserlerle tam anlamda yerleşti. Bu yüzyılın sonunda dikkati çeken bir olay da Osmanlı matematiğinde ismi bilinen ilk kadın matematikçi olan Ahmed Cevdet Pa-şa'nın kızı Emine Semiye Hanım'ın Hulâ-sa-i îlm-i Hisâb adlı Türkçe eserini kaleme alarak(İstanbul 1309) müslüman kadınlar için matematik eğitiminin gerekliliği üzerinde durmasıdır.
Matematik kavramlarının felsefî boyutu Osmanlı döneminde genelde felsefe, kelâmî felsefe ve matematik eserlerinin mukaddimelerinde ele alınırdı. XIX. yüzyılın ikinci yarısından sonra bu konuyla ilgili Batı Avrupa matematiğinden çevrilen eserlerin etkisi Osmanlı matematikçileri arasında ilgi uyandırmıştır. Bu alanda ilk dikkate değer çalışma. Ahmed Cevdet Paşa'nın oğlu Ali Sedad'ın Mîzânü '1-ukül fi'1-mantık ve'1-usûl adlı eserinde mantığın modern cebire uygulanması konusunda verdiği bilgilerdir (İstanbul 1303, s. 204-241). Ali Sedad ayrıca, Kavâidü't-tahavvülât fî harekâti'z-zerrât adlı eserinde modern matematiğin integral ve diferansiyel bölümlerinde ortaya koyduğu limit, sonsuzluk vb. kavramları klasik Eş'arî kelâmı birikimine uygulamakta, böylece muhtemelen ilk olarak modern matematik verileriyle klasik birikimi yorumlama teşebbüsüne girişmektedir (İstanbul 1303, s. 123-129). Ancak Osmanlı-lar'da modern matematik felsefesiyle ilgili ciddi bir literatür oluşturan âlim Salih Zeki'dir. Salih Zeki, H. Poincare'den yaptığı çeviriler yanında Dârülfün un Fen Fakültesi Mecmuası'nda da konuyla ilgili telif makaleler yayımlamıştır. Ayrıca
bu alanda Mühendis Misbâh. Mehmed Nâdir, Ali Allahyar. Hüsnü Hamit Sayman gibi matematikçilerin aynı mecmuada yayımlanan çalışmaları da dikkate alınmalıdır (1916-1933 yılları arasında yayımlanan sayılar).
Osmanlılar'da hesap konusunda dikkat edilmesi gereken diğer bir nokta hesap tarihiyle ilgili çalışmalardır. Osmanlı dönemi boyunca çeşitli matematik eserleri üzerine yazılan şerhlerde bu ilmin geçmişine ilişkin bilgi verildiği görülmektedir. Ancak tarih anlayışı çerçevesinde hesap tarihi ilk defa Salih Zeki tarafından ele alınmıştır. Salih Zeki, konuyla ilgili Batı Avrupa kaynaklarını da göz önünde tutarak, ancak yer yer onları eleştirerek doğrudan İstanbul kütüphanelerindeki yazmalar üzerinde çalışmış ve bu çalışmalardan elde ettiği verilerin yardımıyla İslâm ve Osmanlı aritmetik, geometri. trigonometriye astronomi tarihi hakkında orijinal tesbitlerde bulunmuştur. Onun Âsâr-ı BâAiyesi"nin II. cildi, ilk sistemli İslâm ve Osmanlı matematik tarihi kabul edilebilir; Kâmûs-ı Riyöziyyût adlı eserinde de konuyla ilgili maddelerde önemli bilgiler vermektedir. Salih Zeki'-nin bu çalışmaları öğrencileri Mehmet Fa-tin Gökmen. Hüsnü Hamit Sayman, Ahmet Hamit Dilgan gibi matematikçiler tarafından devam ettirilmiştir.
BİBLİYOGRAFYA :
Gazzâlî, Tehâfütü'l-fetâsife(nşr. Rızâ Saâde), Beyrut 1981, s. 243; Muhammed b. Eşref es-Se-merkandî. Eşkâlü't-te'sis bi-Şerht Kâdîzâde (nşr. Muhammed Süveysî), Tunus 1984, s. 23-26; İbn Ebû Usaybia, 'Uyûnü't-enbâ', II, 207; Âşıkpaşazâde, Târih, s. 42; Sehâvî. ed-Dav'ü'l-lâmF, Beyrut, ts. (Dârül-Mektebetil-Hayât), V, 278; Ali Tûsî, Tehâfütü'l-fetâsife (nşr. Rızâ Saâde), Beyrut 1981, s. 243; Taşköprizâde. Miftâ-hu's-sa'âde, I,349-350,368-375; a.mlf.. eş-Şe-kâ'ik, s. 14-17, 107-108. 160-162. 170-171, 181-185, 273, 327-328; Keşfü'z-zunûn, I, 41. 105, 142, 159, 249, 365, 367. 392, 753-754, 859, 870, 940; II, 966, 982, 1062, 1371, 1603, 1770, 1820, 2010, 2011; Atâî. Zeyl-i Şekâik, s. 286-287, 567;Muhibbî. Hulâşatü'l-eşer, III, 128-130; IV, 44; Mehmed Esad. Mİr'ât-ı Mühendis-hane-i Berri-i Hümâyun, İstanbul 1312, s. 27, 32-33, 39, 62, 64, 66, 74; a.mlf., Mir'ât-ı Mek-teb-i Harbiyye, İstanbul 1315, s. 32-42; Cebertî, 'Acâ'ibü't-âşâr, 1,440-466, 525;Siciil-i Osman'ı, I, 232, 371-372, 432; II, 152, 508; III, 207, 287; IV, 310, 376-377, 555, 1236; Cevdet. Târih, IV, 211; V, 109; İsmet. Tekmiletü'ş-Şekâik, s. 120; Ali Sedad, Kauâidü't-tahauuütât fi harekâti'z-zer-rât, İstanbul 1300, s. 123-129; a.mlf., Mîzânü'l-ukül fi'l-mantık ue'l-usül, İstanbul 1303, s. 204-241; Salih Zeki. Âsâr-ı Bakiye, İstanbul 1329,1, 133-139, 178-203; II, 5-244,264-301; Osmanlı Müellifleri, [, 294, 392; II, 8, 257, 284; III, 142-143, 150-151, 257-260, 272, 279-281, 283, 285-286. 288, 298-299, 300-331; Storey. Per-
sian Literatüre, 11/1, s. 10, 67, 71-83; Brocke!-mann.GAL, 11,99-100,320-321, 357-359, 368, 371, 415; SuppL, II, 117-118, 154, 159, 273, 295, 301. 442, 483-485, 487, 495, 496, 498-499, 536, 596, 665, 943, 1018; Uzunçarşılı, Osman/ı Tarihi, 111/2, s. 517; İzaha 'l-meknûn, 1, 361, 416, 546, 604; II, 439, 551,628,630, 636, 638, 642; HediyyetüVarifin. I, 300, 560, 586, 620, 759-760; II, 217, 248, 257, 260, 412, 435; Aydın Sayılı. The Obseruatory İn islam, Ankara 1960, s. 289-305; Hüseyin Gazi Yurdaydın. Matrakçı Nasüh, Ankara 1963; DSB, XI, 227-229; Suter, Die Mathematîker, s. 151, 178, 187-188, 190, 191-192, 198; Ramazan Şeşen. Neüâdîrü'l-mahtûtat, Beyrut 1975.111,31, 154-155; a.mlf.. "Meşhur Osmanlı Astronomu Takîyüddin el-Râsid'm Soyu Üzerine", Erdem, İV/10, Ankara 1987, s. 165;Adıvar, Osmanlı Türklerinde İlim (Kazancıgill, s. 19-20, 28, 30,49, 61-63, 72-73, 83, 92-93, 95-99, 100, 101, 103, 104, 106, 140, 199-201, 203-204, 206-207, 213-214, 221; a.mlf.. "Ali Kuşçu", M, I, 322-323; D. A. King, Fihrisü'l-mahtûtâti'l-cilmiyyeti't-mah-füza bi-Dâri'l-kütübi'l-Mışriyye, Kahire 1981, I, 527, 578, 583; II, 930-931, 932-933, 954-955, 1183; a.mlf.. islamic Mathematicai Ast-ronomy, London 1986, s. 248-249, 250-251; Vsdinlİ Tevfik Paşa, Linear Aigebra (nşr Kazım Çeçen], İstanbul 1988,s. 18-41;RüşdîRâşid. Tâ-rihu'r-riyâziyyeti'l-'Arabiyye beyne'l-cebr ue'l-hisâb, Beyrut 1989, s. 105-163, 317-346; Remzi Demir, Takiyüddin'in Ceridet el-DûrerueHa-ridet el-Fiker Adlı Eseri ue Onun Ondalık Kesirleri Astronomi ue Trigonometriye uygulaması (doktora tezi, 1992, AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü!; İhsan Fazlıoğlu, İbn el-Hauuâm ue Eseri el-Feuâid el-Bahâiyye /E el-Kauâid ei-Hİsâbîyye-Tenkitll Metin ue Tarihi Değerlendinne (yüksek lisans tezi, 1993, İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsül, s. 21 -22, 37-44; a.mlf., "İbn el-Havvâm. Eserleri ve el-Fevâid el-Bahâiyye fî el-Kavâid el-Hİsâ-biyye'deki Çözümsüz Problemler Bahsi", Os-manlt BUİmİ Araştırma lan (haz. FezaGünergun), İstanbul 1995, s. 69-128; Cevad İzgi, Osman/ı Medreselerinde İlim, İstanbul 1997,1, 165-236, 252-260; Sevim Tekeli. "Osmanlıların Astronomi Tarihindeki En Önemli Yüzyılı", Prof. Dr. Nüz-het Gökdoğan Sempozyumu, İstanbul Üniuer-sitesi'nin Kuruluşunun 40. Yıldönümü, İstanbul 1994, s. 69-85; a.mlf.. "Nasirüddin, Takı-yüddin ve Tycho Brahe'nİn Rasad Aletlerinin Mukayesesi", DTCFD, XVI/3-4(l958), s. 301-353; a.mlf., "Onaltıncı Yüzyıl Trigonometri Çalışmaları Üzerine Bir Araştırma: Copernicus ve Takiyuddîn", Erdem, 11/4, Ankara 1986, s. 219-272; a.mlf., "Takıyüddin", TA, XXX, 358-360; Kemal Beydİlti, Mühendishane, İstanbul 1995, s. 282, 378. 389. 401, 413; G. Saliba, "al-Qushjis Reform of the Ptolemaic Model for Mercury". Journal Arabic Sciences and Philosophy, MI/2 (1933). s. 161-203;Semuhi Sonar. "İbrahİmEd-hem Paşa'nın Kitâbu Usûli'l-Hendese'si Hakkında", Araştırma, 11, Ankara 1964, s. 145-178; S. Brentjes, "The First Perfect Numbers and Three Types of Amicable Numbers in an Ma-nuscript on Elemantary Number Theory by ibn Fallus", Erdem, İV/11, Ankara 1988, s. 467-483; a.mlf., "İbn Fallûs'un Eiemanter Sayı Teorisi Üzerine Olan Bir Yazmasındaki İlk Yeri Mükemmel Sayı ve Dost Sayıların Üç Çeşiti" (trc. Melek Dosay). a.e., İV/11 (1988), s. 485-500; "Ahmet Efendi Müneccimbaşı", TA, I, 255; "Atıf, Mehmed Kuyucakh", a.e., IV, 139; J. H.
256
Dostları ilə paylaş: |