Yakin doğU ÜNİversitesi



Yüklə 1,02 Mb.
səhifə8/25
tarix29.10.2017
ölçüsü1,02 Mb.
#19571
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   25

2.2. Karakterler


Ömer Kavur sinemasının temel öğesi, insandır. Genelde mutsuz, yabancılaşmış ve yalnız insanı anlatmaktadır. Kavur bunu elde edebilmek için mekân, zaman ve insan ilişkilerini en ince ayrıntısına kadar detaylandırarak birbiri ile ilintilendirerek yalın bir anlatımla seyirciye aktarmaya çalışmaktadır. Filmlerindeki karakterler hep bir yere sıkışmış kalmış, kendini yaşadığı yere ait hissetmeyen mutsuz kişilerdir.

Rıza Kıraç (2003, Belgesel) tarafından hazırlanan ‘Ömer Kavur’la Yola Çıkmak’ belgeselinde yönetmenin kendisi; anne ve babasının boşanması sonrasında çocukluğunun çok farklı yerlerde geçmesi nedeniyle çocukluğuna dair en önemli izin, en baskın duygunun ‘gerçekten çok fazla bir yere ait olmama duygusu’ olduğunu belirtmektedir. Hatta bu duygunun zaman zaman filmlerinde veya filmlerindeki karakterlerinde kendini gösterdiğini dile getirmektedir. Kırık Bir Aşk Hikâyesi’nde öğretmen Aysel, köylerinden İstanbul’a gelmek zorunda kalan Yusuf ile Kenan, Ah Güzel İstanbul’da genelevden ayrılarak, sevdiği erkekle yeni bir yaşam kurmaya çalışan Cevahir’de en az yönetmenin kendisi kadar gerçekte yaşadıkları yere ait olamamışlardır.

Yönetmenin filmlerinde farklı özelliklere sahip karakterler bulunmaktadır: Kentin karmaşası içinde yalnız olan, düşünceleriyle yaşamı arasındaki uyumsuzluğun bunalımını yaşayan entelektüelden, kasaba sınırlılığının ve kuşatılmışlığının, cinsel doyumsuzluğun tutsağı şizofren karakterlere kadar birçok farklı karakter Kavur sinemasında yer almaktadır. Ömer Kavur, küçük insanların da anlatılabilecek hikâyeleri olduğunu göstermek için filmlerinde sıradan insanı anlatmıştır; kamyon şoförleri, genelev kadınları, sürgüne gönderilmiş kimsesiz, çaresiz kadınlar gibi.

Kavur’un ilk dönemi olarak adlandırdığı ve kendi sinema dilini oluşturmaya çalıştığı dönemde çektiği Yatık Emine, Yusuf ile Kenan, Ah Güzel İstanbul, Kırık Bir Aşk Hikâyesi, Göl, Körebe, Amansız Yol filmlerinde hikâye fazlasıyla ön plana çıkmaktadır ve kahramanları toplumun farklı kesimlerindendir. Karakterleri anti-kahramanlardır. Kaderlerini değiştirmek için fazla bir şey yapmaz, yalnızca gerçeği öğrenmek için inat etmektedirler (Kıraç,2005a,24).

Filmlerinin karakterleri, çoğunlukla yolculuk yapan, arayış içinde olan kişilerdir. Yönetmen, izlenen yol boyunca o yolun geçtiği yerlerdeki dünyaları da seyirciye aktarmaktadır. Bu yolculuk süresince bir de karakterleri iç yolculuğa çıkartarak karakterleri daha iyi tanımamızı sağlarken, diğer taraftan karakterlere hoşgörüyle bakmamızı sağlamaktadır.

Ömer Kavur, hikâyesini anlattığı karakterin neler yaptığından çok, nasıl biri olduğunu ortaya koymaya çalışmaktadır (Pirhasan,2002,89). Kahramanların iç dünyasından yola çıkarak, yani psikolojik bir tanımlama yaparak bir çevreyi, topluma yönelik düşünceleri belirtmeye çalışır. Kavur’un karakterleri dar bir çevreye sıkıştırılmış, kendilerini ifade etmekte zorlanan, toplumca dışlanan ve genellikle de bu aykırılıklarını hayatları ile ödeyen insanlardan oluşmaktadır. Bazen yaşanamamış bir aşkın pençesine düşerler, bazen hiç tanımadıkları ürkütücü bir atmosfer içinde hayatta kalmaya çalışırlar, bazense çareyi kendilerinden bile kaçmakta bulmaktadırlar (Gürmen,2005,83).



Anayurt Oteli’nin karakteri Zebercet, sadece Kavur sinemasının değil, Türk sinemasının en yaşayan en gerçekçi karakterlerinden birisidir. Doğup büyüdüğü yerde yaşadığı halde çevresi ile iletişim sorunu yaşamaktadır. Bu durum, onu çevresine yabancılaştırmış, bu yabancılaşma zamanla onun intihar etmesine neden olacaktır. Aslında Zebercet karakteri, 12 Eylül askeri darbesi sonrasında umutsuzluğa kapılan ve içine kapanan insanları yansıtmaktadır. Anayurt Oteli, tüm psikolojik vurgusuna rağmen sosyal atmosfere, hatta tarihi arka plana sahip olan bir filmdir. Anayurt Oteli sonrasında Kavur sinemasında iletişim sorunu ve uyumsuzluk yaşayan yalnız karakterler sıkça görülmeye başlar, çünkü bu sorunların çağın sorunu olduğunu düşünmektedir.

Arayışta olan karakterlerin fiziksel olarak gerçekleştirdikleri yolculuklarda karşılaştıkları durumlar ve olaylar karşısında aldıkları ve takındıkları tavırlar, iç dünyalarının değişimi ile aynı paralellikte gerçekleşmektedir (Yeres,2006,235). Yönetmen için esas olan da iç dünyalarında gözlemleyebildiğimiz bu değişimlerdir. İçsel yolculuk yaşayan karakterler, zamanın durdurulmazlığını değişmez alın yazgıları olarak algılamaktadırlar (Selçuk,2002,107). Dorsay (2002,10), Kavur filmlerinin büyük bir çoğunluğunun somut ya da soyut bir iç gerçeği arayan karakterlerin öyküsü olduğunu ve filmlerindeki karakterlerin ya uzun bir yolculuğa çıkarak ya kayıp birini arayarak, ya da bir sırrı çözmek için uğraş vermekte olduklarını belirtmektedir.

Ömer Kavur sinemasının fahişeleri de Yeşilçam’ın fahişelerinden farklıdırlar. Yeşilçam’ın fahişeleri ya doğuştan kötü ya da hiç lekelenmeyecek kadar kir tutmamaktadırlar. Ömer Kavur’un fahişeleri ise kanlı, canlı, yaşamaya, karnını doyurmaya çalışan, sevilme ihtiyacı olan insanlardır. Ah Güzel İstanbul’un Cevahir’i, Amansız Yol’un Sebahat’ı yaşadıkları dünyaya yabancılaşmış, sevilip sevebileceklerini kendilerine ispatlamaya çalışmaktadırlar (Esen,2002a,413).

Ömer Kavur, filmlerinde ağırlıklı olarak erkeklerin hikâyelerini ele almaktadır. Erkek karakterlerinin hepsi ya tutkulu aşk aramakta, ya yaşamakta ya da böyle bir aşkın yarasını taşımaktadırlar. Bazen de Gizli Yüz’de olduğu gibi tutkulu bir aşkın nesnesi konumuna düşerek bir yolculuğa çıkmakta ve kendisini, zamanı ve yaşamın gerçekliği sorgulamaktadır. Kadın karakterler ise genelde edilgenlerdir. Kadın figürü, daha çok erkek karakterlerin arayışının bir parçası gibidir. Ömer Kavur’un kadınları; gizemli, acılı, dilsiz, çoğu zaman tutsak kadınlardır. Kadın, hikâye süresince arayan, soyut ve somut yolculuklara çıkan erkekleri tetikleyici unsur olarak karşımıza çıkmaktadırlar (Kıraç,2002,69). Dinçer (2006,24) ise Yatık Emine, Kırık Bir Aşk Hikâyesi, Amansız Yol, Göl ve Ah Güzel İstanbul filmlerinde kadın karakterlerin erkek karakterlerin yanında ya da daha öne çıktığını belirtmektedir.

Kavur filmlerinde sadece başkarakterler üzerinde durmamaktadır. Yan karakterleri de hem gerçekçi bir şekilde hem de en ince ayrıntısına kadar vererek konuya katkı yapmalarını sağlamaktadır. Kırık Bir Aşk Hikâyesi’nde filmde yer alan filmin kadın karakteri gibi şehir yaşamından uzaklaşmak için kasabaya sığınmış, kasaba baskısı altında kalan, kasabalı olup ta dışlanmış yan karakterler de ayrıntılı bir biçimde seyirciye sunulmuştur. Yönetmen, filmlerinde yer alacak tüm karakterlerle ilgili ayrıntılar üzerinde büyük titizlikle durmaktadır.

Ömer Kavur bireyi, toplumdan soyutlamamaktadır. Bireyden yola çıkarak toplumu anlatmaya çalışmaktadır. Eğer bir birey toplumdan uzaklaşmışsa Kavur’a göre bunun mutlaka bir nedeni vardır; ya toplum bireyi dışlamıştır ya da baskı uygulamıştır.



Yüklə 1,02 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   25




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin