Yazışma Adresi: Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Eczacılık İşletmeciliği Anabilim Dalı 06100 Sıhhiye, Ankara



Yüklə 59,37 Kb.
tarix29.10.2017
ölçüsü59,37 Kb.
#21330
növüYazı



AIDS HASTALIĞINDA ECZACININ ROLÜ

Yrd. Doç. Dr. Selen Yeğenoğlu, Araş. Gör. Ecz. Aylin Acar


Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Eczacılık İşletmeciliği Anabilim

Dalı



Yazışma Adresi: Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Eczacılık İşletmeciliği Anabilim Dalı 06100 Sıhhiye, Ankara.

e-mail: selen@hacettepe.edu.tr



ÖZET

AIDS hastalarının sayısı dünyada ve ülkemizde hızlı bir artış göstermektedir. Bu derleme makalesinde, AIDS ile ilgili genel bilgiler verildikten sonra, Türkiye’deki AIDS’li hasta sayıları belirtilmiş ve sağlık ekibinin bir parçası olan eczacıların bu hastalığın önlenmesi ve tedavi edilmesi aşamasında yurtdışında önemli rol oynadıkları üzerinde durulmuştur. Ayrıca, eczacıların bu konudaki sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirebilmeleri için, eğitim programlarının düzenlenmesi gerektiği vurgulanmıştır.



Anahtar kelimeler: HIV/AIDS, eczacı(lar), eczacının rolü.
ABSTRACT

There is a rapid increase in the number of AIDS patients both in the world and in our country. In this review article, general information concerning AIDS is provided, then the number of AIDS patients are indicated in Turkey and as an individual of the health care team, how significant role pharmacists play in the prevention and management of this disease is underlined. Also, the necessity to prepare education programs in order to perform pharmacists’ responsibility in the best level concerning this issue is emphasized.



Keywords: HIV/AIDS, pharmacist(s), pharmacist’s role.
GİRİŞ

2000'li yıllara girerken, dakikada 11 yeni olgunun aramıza katıldığı çağımızın salgını olarak kabul edilen AIDS hastalığı, ilk defa 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde ve Haiti'den gelen göçmenlerde ender rastlanan Pneumocystis carinii pnömonisi (PCP) ve Kaposi sarkomu (KS) olgularının saptanması ile, "Edinsel İmmün Yetmezlik Sendromu" olarak tanımlanmıştır. Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) verilerine göre, dünyada 1994 yılında 17 milyon HIV/AIDS'li kişi yaşarken, Aralık 1999’da bu rakamın 33.6 milyona ulaştığı bildirilmektedir (1). Dünya Sağlık Örgütü’nün Aralık-2004 verilerine göre, HIV enfekte kişi sayısı, dünya çapında toplam 39.4 milyon olup bunların 37.2 milyonu erişkinken 2.2’si 15 yaşın altındaki çocuklardan oluşmaktadır (2).

Human Immunodeficieny Virus (İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü) kelimelerinin baş harfleri ile adlandırılmış HIV virüsü, bağışıklık sisteminin içine yerleşerek, bireyin bağışıklık sistemini zayıflatan bir virüstür. HIV girdiği vücudun, mikroplara karşı koyma yeteneğini sağlayan bağışıklık sistemini etkileyip, yok eder. Direnci azalan vücutta, HIV'nin etkisinin yanı sıra, çeşitli mikroplar da hastalıklara neden olurlar. AIDS, HIV virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır (3).

İnsanların üçte ikisinin AIDS hastası olduğu Aşağı Sahra Afrika’da hastalık heteroseksüel taşıyıcılar tarafından yayılmaktadır. Fakat, Doğu Avrupa, Orta Asya, Doğu Asya, Kuzey Afrika, Orta Doğu, Güney Avrupa, Kuzey Amerika ve Güney Amerika’nın bölümlerinde AIDS transferinin ana kaynağı intravenöz ilaç kullanımıdır (4).



TÜRKİYE’DE AIDS

Türkiye'de cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili yeterli önlemlerin alınmaması ve eğitim programlarının yeterli etkinlikte olmaması nedenleri ile, HIV/AIDS büyük bir sorun olmaya başlamaktadır.  Bununla birlikte, ülkemizde sağlık kayıt sistemlerinin, özellikle, cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda yeterli çalışmaması ve hastalığın uzun süren belirtisiz döneminin olması nedeni ile, gerçek rakamların açıklanan rakamların oldukça üstünde olduğu düşünülmektedir. Türkiye'de ilk olguya 1985 yılında tanı konmuş ve o tarihten başlayarak, 1992 yılına kadar olgu sayılarında bir önceki yıla göre fazla artış saptanmaz iken, 1992 yılından beri olgu sayıları katlanarak artmaya başlamıştır (1). Aşağıdaki tablodan 1985 yılından bu yana yurdumuzdaki kayıtlı HIV/AIDS vakaları ile HIV taşıyıcılarının sayılarının yıllara göre dağılımını izlemek mümkündür.



Tablo. Türkiye'de HIV/AIDS Vakalarının Yıllara Göre Dağılımı*

Yıllar

AIDS
Vakası


Taşıyıcı

Toplam

1985

1

1

2

1986

2

3

5

1987

7

27

34

1988

9

26

35

1989

11

20

31

1990

14

19

33

1991

17

21

38

1992

28

36

64

1993

29

45

74

1994

34

52

86

1995

34

57

91

1996

37

82

119

1997

38

105

143

1998

29

80

109

1999

28

91

119

2000

46

112

158

2001

40

144

188

2002

48

142

190

2003

52

145

197

2004

47

163

210

Toplam

551

1371

1922

* (T.C. Sağlık Bakanlığı, Aralık 2004)
Ülkemizde, Aralık 2003 T.C. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 1712 HIV/AIDS vakası vardır. Bunların 504’ü AIDS basamağına ulaşmış, 1208 kişi ise HIV enfektedir (5). T.C. Sağlık Bakanlığı Aralık 2004 verilerinde ise, AIDS’li kişi sayısı 47, taşıyıcı sayısı 163 ve 1985 yılından bu yana toplam kişi sayısı 1922 olarak belirtilmiştir.
HIV/ AIDS ve ECZACILAR

Eczane eczacıları, sağlıkla ilgili konularda bilgilenme konusunda önemli kaynak kişilerdir. Deneyimleri, sayılarının fazla olması ve halka ulaşılabilirliği en kolay olan sağlık personeli olması gibi nedenler, onları sağlığa ilişkin konularda önemli kaynak kişiler haline getirmektedir (6,7). Bununla birlikte, eğitim düzeylerinin, hastaların takibinin sağlanması, sağlık verilerinin toplanıp, analiz edilmesi ve sonuçlarının geniş kitlelere ulaştırılabilmesine olanak sağlaması da eczacıları anahtar sağlık personeli konumuna taşımaktadır (8).

Eczacılar, pek çok nedenden ötürü, HIV/AIDS hastalık tedavisinde önemli role sahiptir. Yeni geliştirilmiş modellerde, eczacılar, HIV/AIDS hastalarının durumlarının takibinde ve bu hastalığın tedavisi için kullanılan ilaçlarla ilgili bütün aktivitelerden sorumludurlar. Bu, reçeteye yazılan ilaçların akılcı ilaç kullanımı ilkelerine uygun yazılıp yazılmadığının izlenmesini, uygun durumlarda değişiklik önerilmesini, hastanın tedaviye uyumunun değerlendirilmesini ve uyum sorunu yaratan faktörlerin ortadan kaldırılmasını ve advers olayların takip edilmesini içermektedir (9).

Eczacıların bu konumu, bireylerin kolayca ulaşabileceği sağlık personeli olmalarına, prezervatif ve diğer güvenli seks ürünleri satışını yapmalarına ve en önemlisi de intravenöz yoldan maddeler kullanan kişilerde HIV’nin önlenmesi amacıyla kurulan servislerde çalışmalarına bağlıdır (10).

Eczaneler ve eczacılar, intravenöz ilaç kullanan kişilerde HIV riskinin azaltılmasında kritik bir role sahiptir. Eczaneler arasındaki bağlantılar, intravenöz ilaç kullanan kişilere ulaşma fırsatı sağlamakta, ayrıca geniş çaplı HIV müdahalelerinin yapılabilmesine olanak sağlamaktadır. Bu müdahaleler, çeşitli opioid agonisti ilaçların sağlanması, tek kullanımlık enjektör gibi steril enjeksiyon preparatlarının sağlanması, sterilizasyon işlemleri hakkında bilgi sağlanması, bulaşma riskini azaltan bilgi ve eğitimin verilmesi, prezervatiflerin sağlanması ve cinsel risk faktörleri hakkında tavsiyeler, HIV/AIDS hastası kişilere bakım hizmeti sağlanması ve tavsiyelerde bulunulması, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların tedavi edilmesi ve önlenmesi olarak sıralanabilir (4).

Kombine Antiretroviral Tedavinin (ART) kullanılmaya başlanmasıyla, AIDS hastaları arasında mortalite ve morbidite oranlarında azalma sağlanmıştır. Buna paralel olarak kombine tedavi rejimlerinin kullanımı, 1994 yılında % 25 iken, 1997’de % 94’e yükselmiştir. Ayrıca, proteaz inhibitörlerinin kullanımı, 1994 yılı ortalarında % 2 iken, 1997’de % 82 olmuştur. Bununla birlikte, kombine ilaç tedavisinin bir sonucu olarak, hastalarda, çeşitli rezistans sorunları, advers ilaç reaksiyonları ve uyunç problemi ortaya çıkmaktadır (11).

HIV/AIDS enfeksiyonu olan hastalarda, tedavi sürecinde gözlenen en büyük problem, hastanın tedaviye uyum göstermemesidir. Uyum, sağlık bakım ekibi tarafından hastaya söylenenlerin, hasta tarafından uygulanmasıyla sınırlı olmayıp, hastayla birlikte hareket etmeyi ve hastanın sosyal, psikolojik ve davranışsal özellikleriyle de ilgilenmeyi gerektirmektedir. Bununla birlikte HIV/AIDS yaşam boyu süren bir hastalıktır ve hastanın, virüsün optimum düzeyde baskılanabilmesi için, yaşamı boyunca ilaçlarını düzenli bir şekilde kullanması gerektiğini bilmesi son derece önemlidir (7).

Eczacılar, HIV enfeksiyonu olan hastalara kombine ilaç tedavilerinin uygulanmasında, danışmanlık hizmeti verilmesinde ve hastanın tedaviye uyuncunun sağlanmasında kritik role sahiptir (11).

Ayrıca, eczacılar, HIV enfeksiyonunu önlemek için, tavsiyelerde bulunarak ve materyaller (prezervatif v.b.) sağlayarak, hasta eğitimi vererek ve HIV ile enfekte olmuş hastaların tedavilerinde bakım hizmeti sunmak suretiyle bu hastalıkla ilgili ayrımcılığı ve çekinceyi önleyebilirler (12).

TARTIŞMA VE SONUÇ

Hastaların yaşam süresinin uzaması, hasta bakım standartlarının değişiyor olması, yeni ve daha etkili tedavi seçeneklerinin oluşturulması, tıbbi tedavinin daha erken ortaya çıkıyor olması gibi nedenlerle, HIV hastalarının tedavi maliyetleri hızlı bir şekilde artış göstermektedir. Yapılan çalışmalarda, ilaç ve cerrahi servislerde eczacının bulunmasının, hastanın hastanede kalış süresini kısalttığı, ilaçların daha etkin bir şekilde kullanımını sağladığı ve ilaç maliyetlerini azalttığı gösterilmiştir (12, 13).

1990’lı yıllarda, Tayland’da, eczacıların da içinde yeraldığı bir grup tarafından, HIV’nin önlenmesi için prezervatif kullanımına yönelik olarak yapılan bir çalışma sonucunda, cinsel yolla bulaşan hastalıkların toplam sayısında azalma görülmüştür. Tayland’da yapılan bu çalışma, eczane eczacılarının, sosyologlar ve bu çalışmada yer alan diğer kişilerle birlikte nasıl çalışabileceğini göstermiştir. Bu model, hem gelişmiş ülkeler hem de gelişmekte olan ülkelere adapte edilerek, cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesinde etkin bir şekilde uygulanabilir (14).

Özçelikay ve Çok tarafından 1997 yılında Türkiye’de yapılan bir araştırmanın sonuçları, araştırmaya katılan eczacıların HIV/AIDS’in bulaşması konusunda bazı yanlış bilgilere sahip olmakla birlikte, genel olarak bilgili olduklarını göstermektedir. Araştırmaya katılan eczacılar eczanelerinde HIV/AIDS’i önlemeye yönelik etkinlikleri gerçekleştirmeye istekli olduklarını ortaya koymuşlardır. Sonuçlar eczacıların bu konuda eğitim ihtiyacı içinde olduklarını açıkça göstermektedir (7).

Bununla birlikte, Uluslararası Eczacılık Federasyonu’nun (International Pharmaceutical Federation-IPF) AIDS çalışma grubu Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından desteklenen bir proje hazırlamıştır. Anılan projede eczaneler “AIDS/HIV bakım merkezleri” olarak düşünülmüştür. Projenin amaçlarından biri, bu konuyla ilgili olarak eczacılar için el kitapları hazırlanmasıdır. Hazırlanması planlanan el kitapları modüller şeklinde hazırlanmalıdır. Bu modüller, intravenöz ilaç kullanımını, antiviral ilaçların güvenli ve etkin kullanımını ve HIV/AIDS önleme stratejilerini içermelidir (15).

Görüldüğü gibi, eczacıların, AIDS/HIV enfeksiyonlarındaki rolü, kişilerin bu konularda bilgilendirilmesi suretiyle toplumun hastalıktan korunması için gerekli önlemlerin alınması, hastalığa yakalanan kişilerin uyum problemlerini ortadan kaldırmak suretiyle tedavilerinin güvenli ve etkin bir bir şekilde sürdürülmesi ve bu kişilere yeterli danışmanlık hizmetinin verilmesi aşamalarında ortaya çıkmaktadır.



Ülkemizde, eczacılarımızın özellikle, eczane eczacılarının, bu hastalıkla ilgili sorumluluklarını yerine getirebilmesi için, gerek T.C. Sağlık Bakanlığı ve gerekse meslek örgütleri tarafından, bu konuyla ilgili eğitim programları düzenlenmesi, bu hastalıkla ilgili daha önce bahsi geçen şekilde el kitaplarının çıkarılması yararlı olacaktır. Bu faaliyetlerin yerine getirilmesi ve eczacıların bu sorumluluğu üstlenip, en iyi şekilde görevlerini, sorumluluklarını yerine getirmesi toplumumuzun sağlığı açısından oldukça önemlidir. Dahası, bu meslek grubunun özverili ve akılcı çalışmaları sayesinde, toplumumuzda HIV/AIDS hastalığı ile hastalarına ilişkin olarak yerleşmiş olan yanlış kanıların giderilmesinde önemli bir adım atılmış olacaktır.
KAYNAKLAR

1. Ünal S., Tümer A., HIV/AIDS ve Korunma. internet: http://saglik.tr.net/genel_aids.shtml erişim tarihi: 10.09.2004.

2. Anonim, internet: http://www.unaids.org erişim tarihi:25.02.2005.

3. Anonim, internet: http://www.aidsdernegi.org.tr/ erişim tarihi: 13.09.2004.

4. Ball A., Drug addiction treatment in the fight against AIDS. Pharm. J. 1999; 263 (7065):544-545.

5. http://www.hatam.hacettepe.edu.tr/epidemiyoloji.shtml erişim tarihi: 9.11.2004.

6. Anonim, internet: http://www.aids.hacettepe.edu.tr/turkiyede-HIV.htm erişim tarihi: 13.9.2004.

7. Özçelikay G., Çok F., Ankara'daki Eczane Eczacılarının HIV / AIDS Konusunda Bilgi Düzeyleri ve Eğitim Gereksinimleri. Ankara Ecz. Fak. Derg. 1997; 26(1):13-21.

8. Bozek P.S., Perdue B.E., Bar-Din M., Weidle P.J., Effect of pharmacist interventions on medication us and cost in hospitalized patients with or without HIV infection. Am. J. Health Syst. Pharm. 1998; 1;55(11):1151-1155.

9. Berg M.J., AIDS and the role of the pharmacist. Med. Pharm. 2(2), 2001.

10. Anonim, Pharmacists are key in a new model of HIV/AIDS management. Drug Ther. Perspect. 2001; 17(7):13-15.

11. Myers T., Cockerill R., Worthington C., Millson M., Rankin J., Community pharmacist perspectives on HIV/AIDS and interventions for injection drug users in Canada. AIDS Care 1998; 10 (6):689-700.

12. Geletko SM, Poulakos MN., Pharmaceutical services in an HIV clinic. Am. J. Health Syst. Pharm. 2002; 15;59(8):709-713.

13. Anonim, The role of the pharmacist in the prevention and management of HIV/AIDS. Pharm. J. 2003; 271:783-784.

14. Parrot J., Dulion A., Drug addiction treatment in the fight against AIDS. Pharm. J. 1999; 263 (7065):544-545.

15. Nakajima H., Steinbach D., The role of the pharmacist in the fight against the HIV-AIDS pandemic. A joint decleration between the World Health Organization (WHO) and the International Pharmaceutical Federation (FIP), 2.November.1997.


Yüklə 59,37 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin