Karar Seçeneğinin Uygulanması ve Değerlendirilmesi: Bir kararın etkili olabilmesi bir
eylemle sonuçlanması ile olanaklıdır. Özünde elem odaklı olan karar süreci, uygulama
aşaması ile son bulmaktadır.(Açıkgöz,1994 akt. Niyazi Can 2018:146)
Karar Vermede Karşılaşılan Sorunlar
Eğitim sistemimizde karar vermede yaşanan sorunların başında hızlı ve doğru karar
verememek gelmektedir.
Gelişmiş veya gelişmeyi hedefleyen örgütlerin en büyük sorunu,
doğru kararlar alabilmek ve bu kararların uygulanabilmesi için doğru insanları bulabilmektir.
Günümüz Türkiye’sindeki yönetim anlayışına bakıldığında, doğru kararlar almak yerine,
sadece kontrol etmek ve ayrıntılarla boğuşmak bir yöneticilik anlayışı olarak görülmektedir
.
Eğitimde karar sürecini etkileyen çeşitli iç ve dış nedenler arasında en güçlü olan merkezcilik
derecesidir. Klasik eğitim örgütlerinin bir özelliği olan aşırı merkezcilik, karar, yetki ve
görevlerin rasyonel bir biçimde dağılımını engeller. Halbuki bu yetki ve görevler, ilişkin
oldukları basamaklarda bulunmalıdır. Örgütün anatomisi de bunu gerektirir; çünkü karar,
yetki ve görevlerinin dağılımı ile kararların yığılması ve gecikmesi ters oranlıdır. Merkez
eğitim örgütü, karar yetkilerini aşırı derecede topladığı zaman, okul yöneticilerinin karar
yetkileri de, yorumlama eylemlerinden biraz öteye geçebilecektir. Halbuki, okul yöneticisinin
çevreye yapması beklenen etki, yönetici olarak yaratacağı imajın bir ürünüdür. Kendi çapında
bağımsız karar ve yürütme yetkileri olmadan, sadece yorumlama ve bunun gerektirdiği
uygulama yoluyla böyle güçlü bir imaj yaratabilmesi beklenmemelidir. Eğitim girişimini
etkileyen güçler dağınık ve akıcı olduğundan, çok zaman okul yöneticisinin ani ve kesin
kararlar vermesini gerektirir; yetkisiz bir yönetici ise haklı olarak böyle atılımlarda bulunmayı
göze alamaz (Bursalıoğlu,1994, s. 97-98).
Yavuz’a göre Üyelerin örgütsel karara katılması sadece örgütün uygun bir yönetim yapısı
olduğunda gerçekleşebilmektedir. Bu açıdan bakıldığında merkezden yönetilen okullarda
öğretmenlerin ve diğer okul çalışanlarının karara katılmalarını beklemek ya da karar için her
hangi bir katkıda bulunmalarını sağlamak kolay değildir. Karara katılmak sorumluluk
gerektirdiğinden, merkezden yönetilen okullarda da sorumluluğun astlara devredilememesi
nedeniyle, öğretmenler ve diğer çalışanların karara katılmaları beklenmemelidir. Özellikle de
öğretmenlerin karara katılamamaları önemli bir kayıptır. Çünkü, eğitimin ve öğretimin temel
bileşenlerinden biri olarak öğretmenlerin sahip olduğu deneyim ve becerilerden yeterince
yararlanma şansı da kaybedilmiş olur. Örgüt yapısı, astların da karara katılmasını sağlayacak
şekilde düzenlendiğinde, örgütteki herkesin örgütsel eylemlerde etkin olarak ve sorumluluk
alarak çalışmaları sağlanacak ve böylece öğretim görevinin daha etkili ve verimli bir biçimde
yerine getirilmesi sağlanmış olacaktır.
Dostları ilə paylaş: |