1-7 ünite
SOSYAL HİZMET YÖNETİMİ
1.ÜNİTE
YÖNETİMİN TARİHÇESİ, TANIMI VE NİTELİĞİ
*Sosyal hizmet uzmanları, sosyal refah devleti hedefine uygun olarak sosyal devlet anlayışının geliştirilmesi ve düzenlenmesi, sosyal güvenlik hizmetlerinin çağa uygun olarak geliştirilmesi, bu çerçevede sosyal sigortalar, sosyal yardım hizmetlerinin ve sosyal hizmetlerin niteliğinin arttırılmasında çeşitli sorumluluklar üstlenirler.
*Yönetim, hem kavram ve düşünce olarak hem de uygulama alanı olarak, tarih boyunca insanların dikkatini çekmiş ve bugüne kadar bir tartışma konusu hâline gelmiştir. Yönetim, günlük hayatımızı çevreleyen örgüt faaliyetlerinin temel ve birleştirici ögesidir. Yönetim bilimi, 18. yy.’daki Endüstri Devrimi ile önem kazanmasına rağmen yönetim faaliyetinin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir.
YÖNETİMİN TARİHÇESİ
Yönetim bilimi, yönetimin işleyişini inceleyen bir disiplindir. Yönetim bilimi yönetimin iyi işlemesine, eldeki kaynakların en etkili ve verimli biçimde kullanılmasına yarayacak ilke, kavram ve teknikleri bulmaya çalışır. Yönetim bilimi, kamu, endüstri, eğitim, sağlık vb. uzmanlıklara ayrılmıştır.
Yönetim, birden çok insanın belli bir sorun, belli bir amaç için birlikte çalışması durumunda ortaya çıkan bir süreçtir. Bu niteliğine bakarak yönetimin başlangıcını insanların bir arada yaşamasını öğrendikleri çağa kadar indirgemek olasıdır. Düşmandan korunmak, duvarlar yapmak, hendek açmak ve barınak yapmak gibi toplumsal dayanışma gerektiren işlerde bir araya gelerek çalışmaya başlamışlardır.
Yönetimin tarihine baktığımızda bunun çok eskilere dayandığı görülmektedir. Dünyada yönetim bundan on bin yıl kadar önce başlamıştır ve insanoğlunun elinde on bin yıllık bir yönetim bilgisi birikimi oluşmuştur.
1880 öncesi dönemde genellikle köle-sahip ilişkisi, korkuya ve zora dayanan bir yönetim anlayışı söz konusudur. Nitekim Eski Mısır’da piramitlerin yapımında insanlar zor kullanılarak, kırbaçlanarak çalıştırılmışlardır. Eski Mısır’da piramitlerin yapımı sırasında uygulanan yönetim düşüncesi günümüz yönetim anlayışına önemli katkılarda bulunmuştur. Bunlardan biri, organizasyon anlayışında görülmektedir. Eski Mısır’da yönetim kademeleri oluşturulmuş; üst kademede Firavun ve çevresi, orta kademede hür Mısırlılar, alt kademede esirler yer almıştır. Piramitlerin yapımında stok ve gelir gider kayıtlarının tutulduğunun görülmesi de Mısırlıların yönetime yaptığı bir diğer katkıdır
Eski Babil'de Hamurabi Kanunları yönetsel düşünceye ilişkin birçok izleri yansıtır. Eski Çinli filozof Laotse de insan sistemlerinin kapsamı ve yönetimi konusunda öğütler vermiştir. Laotse’ye göre yönetimin temelinde insanlık ve adalet ilkelerinin benimsenmesi vardır. Romalılar, Osmanlılar büyük imparatorluklarını yönetirken kendilerine göre geliştirmiş oldukları iletişim sistemleri ile coğrafi bölgelere ve vilayetlere ayırarak, yetki devri ve yerinden yönetim gibi uygulamaları gerçekleştirmişlerdir
&Anaerkil Dönem: Günümüzde ana olan kadının erkeklere üstünlüğü birçok ilkel toplumda sürüp gitmektedir. Erkeğin üstünlüğünü göstereceği savaş ve yağma gibi durumlar henüz olmadığı için erkek bu dönemde ikincil konumdadır. Toplumda kadınlar egemendir. Anaerkil çağın ne kadar sürdüğü bilinmemektedir. Bu dönemde tarımsal üretim ve yönetim hâkim olduğu için iş bölümü olgusu yönetimin başlamasına etkide bulunan ilk ve temel toplumsal olgudur
&Ataerkil Yönetim Dönemi: Bu dönemde, yerleşik hayata geçen toplulukların üretim fazlasının saklanması, paylaşımın güvenceye alınması için koruyucu düzenleyici bir güce gereksinim doğmaktadır. Bu dönemin en önemli özelliği, özel mülkiyet hakkının doğması ve kurumsallaşmasıdır. Ataerkil yönetim döneminde silahlı ve dinsel örgütler gelişmiştir. Bu örgütlerin etki alanları siyasal amaçlara doğru yönelmiştir. Bu dönemin yönetim biçimleri ya da yetke türleri; yaşlıların yönetimi, ata yönetimi, kral yönetimi ve derebeylerinin yönetimi şeklinde ortaya çıkmıştır. Kral ve derebeylik yönetiminin toplumda sahip olduğu erk kaynakları; mal varlığı, silahlı güç, dinsel güç ve insan gücüydü.* Ataerkil yönetim dönemi, insanların mal varlıklarına ve inançlarına, soylarına göre gruplara ayrılmalarına yol açmıştır.
& Bürokrasinin Doğuşu: Yürütme işi, en üst yöneticinin görevidir. Güvenlik, posta, genel düzen, örgütleme gibi işler üst yönetim; yargılama işi yargı için atanan bilginlerce ve maliye ise vergi toplama, harcama işlerini yürüten mal memurları tarafından yapılırdı. Bu üçlü yönetim eski bürokrasilerin tümünde örgütlenmenin temelidir. En son kurulan ve geliştirilen Osmanlı bürokrasisi, bu üçlü yönetimin en gelişmiş biçimidir.
&Endüstri Devrimi ve Yönetim: Bu dönemde üretim, tarımdan endüstriye doğru kaymıştır. Amaç, endüstride verimliliği artırmak olmuştur. Pazarlama sorunları, üretici örgütler arasında amansız bir rekabete yol açmıştır. Böylece sorunları çözmek için yeni yönetim modelleri aranmaya başlanmıştır.Endüstrinin giderek önem kazanması, endüstride verimliliği artırmayı başlıca hedef yapmıştır.
Endüstri de verimliliği artırma hedefi etkili yönetimi bulmayı gerekli kılmıştır ve 19. yüzyılın sonlarına doğru bilimsel çalışmalar başlamış, günümüze kadar bu çalışmalar devam etmiştir.
Tüm bilimsel çabalar 1900’lü yıllarda Bilimsel Yönetim adı altında toplanmıştır. Bu görüşe göre bir işi yapmanın mutlaka kestirme ve en kısa yolu vardır. Bir işi yapmanın en kestirme yolu bulunursa, bu işe harcanan zaman, emek, diğer giderler azalacak, böylece iş daha etkili yapılmış olacaktır. Bu yol bulunduğunda örgütün verimliliği de artırılmış olacaktır. 1930’larda örgütü yönetenlerin yönetim sürecini ve biçimini incelemek gerekmiştir.
1930’lardan sonra İnsan İlişkileri ile verimliliğin anahtarının, ast üst arasında iyi ilişkiler kurmada olduğu savunulmaya başlanmıştır. II. Dünya Savaşı’nda Yönetim Bilimi adlı çeşitli kuramlar ortaya çıkmıştır. Matematiksel formüller bulunmuş, bilgisayar kullanımı gelişmiştir. Sibernetik bilimi bu kuramlara büyük bir kaynak sağlamıştır.
1950’lerden sonra yönetim alanında yeni bir bilim ortaya çıkmıştır. Bu bilim dalı, Örgütsel Davranış’tır. Örgütün insan boyutu ayrı ayrı incelenmeye başlanmıştır. Örgüt psikolojisi ve sosyolojisi ile örgütteki insan davranışları incelenmeye başlanmıştır.
Örgütsel davranış bilimiyle birlikte büyüyen ve gelişen bir başka yaklaşım ise sistem yaklaşımı olmuştur. Sistem yaklaşımı, örgütün toplumsal bir açık sistem olarak ele alınmasıyla, şimdiye kadar bilinmeyen pek çok yönleri bilinmeye başlanmıştır. Örgütsel davranış biliminin bulgularına dayanarak ve örgütün toplumsal bir açık sistem olmasını temel alarak gelişen en son kuram olumsallık kuramıdır. Örgütün çevresiyle ilişkilerini ana konu olarak ele alan olumsallık kuramı 1970’lerden sonra taraftarlarını giderek artırmıştır
1970’lerden günümüze kadar gelişen, tartışılan ve popüler olan düşünce ve yaklaşımlar; postmodernist bakış açısının gelişmesi, yönetim ve organizasyon konularına sosyolojik ve ekonomik açıdan bakan görüşlerin ortaya çıkması ve globalleşme ve bilgi çağı çerçevesinde gelişen, popüler olmuş yaklaşımlardır. Bunun yanında yönetimde; küreselleşme, insan hakları, uluslararası rekabet, toplam kalite yönetimi ve bilgi toplumu gibi kavramların günümüzde önemli bir boyuta dönüştüğü görülmektedir.
YÖNETİMİN TANIMI
>Yönetim: “Sanatların en eskisi, bilimlerin en yenisi”
>Yönetim, ortak amaçlara ulaşmak için iş birliği yapan bireylerin etkinlikleri olarak tanımlanabilir.
>Bazı Amerikan yazarları üretim unsurlarını beşe ayırarak incelemekte ve yönetimi bu beş unsur içinde saymaktadır. Bu unsurlar: a) İnsan, b) Malzeme, c) Makineler, d) Para e) Yönetim (sevk ve idare)’dir
*Yönetim; belirli birtakım amaçlara ulaşmak için başta insanlar olmak üzere parasal kaynakları, donanımı, demirbaşları, ham maddeleri, yardımcı malzemeleri ve zamanı birbiriyle uyumlu, verimli ve etkin kullanabilecek kararlar alma ve uygulatma süreçlerinin toplamıdır.
>Yönetim kavramı ile ilgili olarak; bir grup faaliyeti olması, beşer olması, iş birliği, iş bölümü ve uzmanlaşmayı gerektirmesi, evrensel ve hiyerarşik özelliğe sahip olmasından söz edilebilir
-yönetim tanımlamalarının ortak noktaları
: Bir grup insanın ortak bir amaca ulaşmak için gösterdikleri sistemli çabalarının varlığı
Bu insan çabalarının belirli bir amaç doğrultusunda bir araya getirilmesi, eşgüdümlenmesi ve iş birliği içinde ahenkli bir işleyişe sahip kılınması
Amaca ulaşmak için madde ve insan kaynaklarının tümünün bir araya getirilip örgütlenmesi
Örgütün amaçlarına doğru yönlendirilmesi
Kaynakların amaca ulaşmada rasyonel bir biçimde kullanılması ve mümkün olan en iyi sonucun elde edilmesi
Bu oluşum ve işlevlerin amaç çerçevesinde denetlenmesi
Yönetimin özellikleri özetlenecek olursa; yönetim insana yöneliktir ve insan ilişkilerine dayanır, yönetim söz konusu olması için en az iki kişi olmak üzere bir grup olması gerekir, yönetim amaçlara dayalı bir süreçtir, yönetim amaçlara ulaşmak üzere bir araya gelen insanların iş birliği/güç birliği yapmalarını gerektirir.
YÖNETİMİN FONKSİYONLARI
>Dar Anlamda Yönetim Fonksiyonları: planlama, örgütleme, yöneltme ve denetimden oluşmaktadır.
Planlama
Planlama; organizasyonun amaçlarına ulaşabilmesi için gerekli olan faaliyetleri belirleme sürecidir. Neyin, kim tarafından, niçin, ne zaman, nerede, nasıl ve hangi olanaklarla yapılacağı ortaya konur. Planlamanın yönetime olan faydaları şu şekilde sıralanabilir: Zaman, emek ve para tasarrufu sağlayarak verimlilik artırılır. Tüm çabaların amaca yönelmesi sağlanır. Eldeki olanakların amaca yönelip yönelmediğinin denetlenmesi için bir ölçüt oluşturulur.
Planlamanın temel unsurları amaç, süre ve yöntem; temel ilkeleri açıklık, tutarlılık ve esnekliktir. Planlama süreci, “toplumsal artığın yeniden dağıtımında eşitsizlikleri azaltıcı ve dengesizlikleri giderici hedefler konması ve bu hedefler doğrultusunda toplumun ve toplumsal kaynakların seferber edilmesi” olarak da tanımlanabilir
Örgütleme
Örgütleme; planların verimli ve ekonomik bir biçimde uygulanması için gerekli koşulları sağlamak ve devam ettirmek için gösterilen çabalardır. Fayol’a göre örgütleme, “bir organizasyon çalışması için gerekli olan her şeyi sağlamaktır.” Örgütlemede; Yapılacak işler belirlenir ve işlevlerine göre gruplandırılır. İşleri yapacak olan kişiler belirlenir ve uygun görevlere atanır. Atanan kişilerin yetki ve sorumlulukları belirlenir. İşleri gerçekleştirmek için gerekli yer, araç ve yöntemler belirlenir.
Yöneltme
Yöneltme, karar verme, amaç belirleme veya sorun tanımlama, amaç ve sorunları irdeleme ve öncelikleri belirleme, alternatifleri irdeleme ve değerlendirme, seçim kriterlerini belirleme ve seçim yapma süreçlerinden oluşur. Kontrol ise, planlanan amaçlara ulaşma derecesinin saptanması ve gerekiyorsa düzeltici önlemlerin alınması sürecidir.
Yöneltmenin temel aşamaları; Planlama aşamasında ölçülebilir performans kriterleri oluşturmak Uygulama sırasında kriterlere göre başarıyı değerlendirmek Kriterlerden ve planlardan sapmalar varsa, düzeltici önlemleri uygulamaya koymak
Denetim
Denetim ile bireysel ve örgütsel uygulamanın planlamaya uyumlu olma durumu, başarı ve başarısızlıkları, bunların nedenleri ve geleceğe yönelik hatasız iş yapma şansı yakalanabilir. Denetimde bir ölçme söz konusudur.
>Geniş Anlamda Yönetim Fonksiyonları: planlama, karar verme, örgütleme, kadrolama, iletişim, güdüleme, yöneltme ve denetim.
Karar Verme
Karar verme süreci bir örgütte, örgütün hedefleri doğrultusunda seçim yapabilme gücünü ifade eder
Kadrolama
Kadrolama (Personel): Örgütün her kademesindeki pozisyonlara insan gücünün akışıyla sonuçlanan faaliyetler sürecidir. Bu süreç, insan gücü planlaması, kadrolama yetkisi, tedarik kaynaklarını geliştirme, başvuruların değerlendirilmesi, terfi-nakil ve işe son verme gibi alt süreçleri kapsamaktadır
Güdüleme
Güdüleme ya da eşgüdüm; birbirinden ayrı olan bölümlerin faaliyetlerinin ortak bir amaca yöneltilmesi için aralarında ilişkiler kurulması ve takım çalışmasının sağlanması sürecidir. İyi bir koordinasyon ya da eşgüdümleme için; Örgüt yapısının sadeleştirilmesi Tüm bölümler arasında hizmet politikası birliğinin sağlanması İyi bir iletişim sisteminin tasarlanması Koordinasyonun sağlanması için personelin teşvik edilmesi gerekir.
İletişim
İletişim, emirlerin, bilgilerin, düşüncelerin, açıklamaların ve soruların bireyden bireye veya gruptan gruba aktarılma ve iletilme süreci olarak tanımlanabiir. Planlama, karar verme, örgütleme, denetim gibi süreçlerin başarılı olması iletişime bağlıdır.
YÖNETİMİN NİTELİĞİ
*Yönetim süreci, bu süreci işleten gruplar açısından ele alındığında üç tür yönetimden söz etmek mümkündür. Ailesel (patrimonial) yönetim, siyasal yönetim ve profesyonel yönetim.
Ailesel Yönetim: Bu yönetim şeklinin en önemli özelliği, üst yönetim kademelerinin belirli aile bireylerine veya akrabalara açık olmasıdır. Bu tür yönetime, ekonomik gelişme çabalarının başlangıcında, geniş ölçüde rastlanmaktadır.
Siyasal Yönetim: Bu yönetim türünde de, aile yönetiminde olduğu gibi, “yönetim” konusunda eğitilmiş kişileri çalıştırma olanağı var olmakla beraber, siyasal düşünce ve amaçlar yönetim kademelerine girişi etkilemektedir
Profesyonel Yönetim: Profesyonel yönetim, yönetim işinin bir meslek hâline gelmesi ile ilgilidir. Herhangi bir uğraşının mesleksel niteliğini incelerken şu unsurlara bakılması gerektiği ileri sürülmektedir: Tarihsel olay ve bilgilerden çok sistematik bir analiz sonucu ve uygulamalı araştırma ve deneyle elde edilmiş ve test edilmiş bilgi topluluğu, uzmanlaşmış bir uygulama, sosyal sorumluluk, kendi kendini kontrol, toplum tarafından uğraşıya verilen otorite ve uygulama serbestliği ile gösterilen saygı.
*Yönetim ile ilgili başkaları vasıtasıyla iş görme tanımına daha yakından bakarsak, bunun teknik, beşerî ve kavramsal olmak üzere üç boyutu olan bir faaliyetler topluluğu olduğu görülür
Teknik boyut yöneticinin fonksiyonel uzmanlık alanını ifade etmektedir.Beşeri boyut, başkaları ile sonuçlara ulaşmaya çalışmaktır. Kavramsal boyut ise yöneticinin organizasyonun tamamını, bir bütün olarak görebilmesini ifade etmektedir.
Yönetim Yaklaşımları
&Sorun Odaklı Yönetim :Bu yönetim anlayışında sorunun çözülmesi esas amaçtır. Yönetim çalışmaları sorunla ilgili mevzuat ve bürokratik işlemler üzerinde yoğunlaşır.
& Süreç Odaklı Yönetim :Bu yönetim anlayışında sonuçların kontrolü değil, üretim esnasında etkide bulunma ve süreci amaca uygun hâle getirme esastır. Yalnızca sonuca değil sürece de önem verilir ve çalışanların performansını artırmak için çalışmalar yapılır.
&Otokratik Yönetim: Baskıcı bir yönetim anlayışı hâkimdir. Yönetim tek kişinin elindedir ve çalışanlar koşulsuz olarak bu emirleri yerine getirmek zorundadır. Gücünü yasalardan ve makamdan alır. Emirlere uymayan astlar cezalandırılır. Astlar için sıkı bir denetim söz konusudur
&Koruyucu Yönetim :Kurumun amaçlarının ikinci planda olduğu, çalışanların gereksinimlerinin ön planda tutulduğu yönetim şeklidir. İş doyumu, iş görenlerin memnuniyetinin sağlanması temel hedeftir. Böylece kuruma bağlılığın artacağı ve verimliliğin yükseleceği düşünülür.
& Destekçi Yönetim: Bu anlayışa göre çalışanlar, örgütsel amaçları gerçekleştirmek için desteklenirler. Böylece çalışanların daha etkin olması, sorumluluk almayı istemeleri ve kararlara ve yönetime katılma isteklerinin artacağı varsayılır
& Birlikçi Yönetim: Eğitimli ve uzman kişilerin çalıştığı kurumlarda görülen bir yönetim yaklaşımıdır. Ekip çalışmasına önem verilir. Çalışmalarda bürokratik engellerin kaldırılmasına, ihtiyaçların sorunsuz bir şekilde karşılanmasına önem verilir. Bu şekilde yaratıcılığın artacağı, kuruma yüksek düzeyde iş görenlerin katkıda bulunacağı düşünülür
Yönetim Sürecinin Özellikleri
Bir örgütte yönetim kavramından bahsedebilmek için aşağıdaki unsurların var olması gerekir:
1. Yönetim, yönetici olan kimsenin yönetilenlere düşündüklerini ve verdiği kararları uygulatabilecek kişisel bir otorite kurmasını zorunlu kılar.
2. Yönetim, yönetici ve yönetilenler arasında ahenk, uyum ve haberleşmeyi gerektirir. Amaca birlikte ulaşmanın temel koşulu budur.
3. Yönetim aynı zamanda bu süreçte çok özel ve önemli bir kavram olan zamanın ekonomik ve dikkatli şekilde kullanılmasını gerektirir
4. Yönetimin özünde eldeki kaynakları, imkânları ve zamanı en ekonomik şekilde ve en fazla faydayı sağlayacak biçimde kullanmak yatar. Diğer bir deyişle yönetim rasyonel bir süreçtir
Bir Süreç Olarak Yönetim
*Yönetsel faaliyetler, özellikle yöneticiler tarafından yerine getirilir ve bu faaliyetler örgütlerin yaşama ve gelişmeleri ile yakından ilgili faaliyetlerdir. Bu faaliyetler; planlama, örgütleme, yöneltme, koordinasyon ve kontroldür.
Süreç olarak yönetim; tek bir kişinin gerçekleştiremeyeceği ortak bir amaç için bir araya gelmiş insanların faaliyetleri ile ilgili tüm çabalardan oluşmaktadır.* Yönetim süreci; işletme ve örgütlerde, eğitim ve sağlık kurumlarında, belediyelerde, derneklerde, vakıflarda, sendikalarda, siyasi partilerde, dinî, askerî ve diğer her türlü kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanan ortak bir faaliyettir. Yönetim, bu kurum ve kuruluşlardaki yöneticiler tarafından uygulanır.
Yönetimin evrenselliği, yönetim düşüncesini oluşturan, kavram, metot ve teknikler için geniş bir uygulama alanının var olduğu anlamını taşır. Yönetimin evrensel olması, işletme yönetimi ile devlet yönetimi arasında sürdürülen kuramsal ayrımın artık geçersiz sayıldığını, özel işyerlerindeki ilke ve problemlerin kamu kuruluşlarında da değişmeksizin tekrarlandığını ve eldeki çözümleme yöntemlerinin tek bir yönetim biliminden söz ettirecek bir gelişmişlik düzeyine ulaştığını gösterir
Bir Bilim Olarak Yönetim
Yönetim bilimleri dört grupta özetlenebilir):
1. Yönetimin genelini inceleyen bilimler: Bu bilimler yönetimin özel alanlarını, süreçlerine, işlevlerine ağırlık vermeden örgütü ve yönetimi geneliyle inceler. Bu bilimlerin başlıcaları; yönetim hukuku, yönetsel yargı, yönetim sosyolojisi, yönetim psikolojisi, yönetim ekonomisi, yönetim tarihi, örgütsel davranış.
2. Yönetimin sürecini inceleyen bilimler: Bazı yönetim bilimleri de yönetimin süreçlerini ele alarak inceleme konusu yapar. Planlama, yönetsel iletişim, denetim (teftiş) ve örgütleme gibi yönetim süreçlerini konu edinen bilimler bulunmaktadır. Yönetimde karar verme (kararlaştırma), sorun çözme gibi süreçleri konu edinen ama bir bilim dalı olma niteliğine henüz ulaşamayan bilimsel çalışmalar da vardır. Yönetimin sürecini inceleyen sibernetik son yılların en dikkat çeken yönetsel bir konusudur. Bir yönetim bilimi olma savında sibernetik hızla gelişmektedir.
3. Yönetimin işlevlerini inceleyen bilimler: Örgütün yönetim alanları ya da yönetsel amaçları olarak da adlandırılan, üretimin, bütçenin, işgören hizmetlerinin, genel yönetim hizmetlerinin yönetimi gibi yönetsel işlevlerin her birini inceleyen yönetim bilimleri vardır. Bunlar doğrudan incelediği alanın adıyla anılır; personel yönetimi, üretim yönetimi, pazarlama yönetimi, bütçe yönetimi, genel hizmetler yönetimi gibi.
4. Yönetimin özel alanlarını inceleyen bilimler: Toplumsal gereksinmelerin bir kesimini karşılamak için kurulan örgütlerin yönetimini inceleyen bilimler bu kümeye girmektedir. Bu bilimler belli bir kesimin yönetimine ilişkin çalışmaları, incelemeleri ve araştırmaları kapsamaktadır. Bu bilimler uygulamaya dönük çalışır. Yönetim biliminin özel alanlarını inceleyen yönetim bilimleri olarak; askerî yönetim, kamu yönetimi, işletme yönetimi, iş yönetimi, eğitim yönetimi, maliye yönetimi, sosyal hizmet yönetimi ve sağlık yönetimi sayılabilir.
YÖNETİCİNİN TANIMI, ROL VE GÖREVLERİ
Yönetici örgütün amaçları doğrultusunda gerçekleştirilecek olan örgütsel faaliyetleri planlayan, organize eden, insan ve madde kaynakları ile donatan, örgütteki bireyleri yönlendiren ve sonuçta söz konusu faaliyetlerin hedefler ile tutarlılığını denetleyen kişidir
Yönetimle ilgili yapılan çalışmaların büyük bir kısmı yönetici rolünün öğrenimine ayrılmıştır.Yöneticinin bir örgütte kendisinden beklenilen ve yaratıcılık, planlama, örgütleme, teşvik, haberleşme ve kontrol fonksiyonlarını içeren rolleri üzerinde de genel bir anlaşmaya varılmıştır. Tipik bir yöneticinin rolü bir orkestra şefinin rolüne benzer: Orkestra şefi bir müzik aleti çalmaz; fakat genellikle orkestranın en önemli üyesidir
Üst kademe yönetim, politikayı belirleyen, bütün örgütün hedeflerini saptayıp belli başlı değişiklikleri yapan ya da onaylayan ve genellikle, genel müdür ile onun danıştığı ve kararlarını etkileyen kişilerden oluşur. Orta düzey yöneticiler ise zamanlarının büyük bir kısmını diğer yönetim fonksiyonlarını yerine getirerek geçirirler. Örneğin; astların yaptıklarını kontrol ettikleri zaman denetleme fonksiyonunu gerçekleştiriyorlardır.* yöneticinin işleri arasında kuruluşun kendi dışındaki çeşitli gruplarla olan ilişkilerinde kurumu temsil etme görevi vardır. Temsil etme fonksiyonu günümüzde bütün yöneticiler açısından giderek daha önemli hâle gelmektedir.
Yöneticilerin ikincil görevleri ise şunlardır :Örgüte ilişkin bilgiler edinmek ve bunları değerlendirmek, örgüt ve kadro yapısını geliştirmek, yönetimi geliştirmek, işlerin ve görevlerin verimliliklerini tespit etmek, işgörenler arasında iş birliği ruhunu geliştirmek, iş göreni maddi ve manevi olarak tatmin etmek, yıllık çalışma programlarını ve faaliyet raporlarını hazırlamak.
Yöneticinin Görevleri
&Yönetici karar verici bir organ gibi çalışır. & Yönetici büyük bir iletişimcidir. &Yönetici denetim görevini yerine getirir. & Yönetici örgütün amaçları doğrultusunda ekip üyeleriyle birlikte çalışır. & Ekibin lideri olan yönetici aynı zamanda iyi birtakım oyuncusudur. &Yönetici sorunları çözmelidir.
2.ÜNİTE
ÖRGÜTSEL YÖNETİM KURAMLARI I
>Örgüt, toplumsal gereksinmelerin bir kesimini karşılamak üzere, önceden belirlenmiş amaçları gerçekleştirecek düzenli işleri yapmak için güçlerini gönüllü olarak eşgüdümleyen insanlardan oluşan toplumsal açık bir sistemdir. Temelde örgütler ortak bir amacın gerçekleştirilmesi için kurulur.
>Örgüt ve yönetim iç içe işler. Başlangıç noktasında yönetim değil örgüt vardır. Çünkü yönetimin görevi örgütü amaçlarına ulaştırmaktır. Örgüt yöneticisi örgütün üstünde değil, onun içinde ve bir parçasıdır. Örgütün var olabilmesi için üç temel ögenin bulunması gerekmektedir. Bunlar; birbirleriyle etkileşimde bulunabilecek bireyler, amacın gerçekleştirilmesine katkıda bulunma isteği ve gerçekleştirilmesi gereken ortak bir amaçtır.
>Organizasyonlar ile ilgili dört kuram ve yaklaşım üzerinde durulabilir. Bunlar Klasik (Geleneksel) Yaklaşım, Neoklasik (Davranışsal) Yaklaşım, Modern (Sistem ve Durumsallık Yaklaşımı) ve Çağdaş Yaklaşımdır
ÖRGÜT TANIMLARI
Geniş anlamıyla örgüt; belirli amaçlar doğrultusunda kişilerin çabalarının eşgüdümlendiği bir yönetim işlevi; amaç, insan, teknoloji boyutlarının etkileştiği bir sistem; kişiliğini belirleyen ve kendine özgü bir kültürü olan; işleri, mevkileri, çalışanları ve aralarındaki yetki ve iletişim ilişkilerini gösteren bir yapıdır. Örgüt; • Ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere birey ya da grup faaliyetlerinin bilinçli bir biçimde eşgüdümlenmesi sistemidir. • İki ya da daha fazla kişiden oluşan, belirli bir amacı ve yapısı olan sosyal birliklerdir. • Örgütler, bir grup insanı belirli hedeflere ulaştırmak için bir araya getiren birer sosyal varlıklardır.
Örgütlerin en önemli işlevleri incelendiğinde şunlar söylenebilir: • Örgütler insan gereksinim ya da taleplerini daha etkin bir biçimde tedarik edebilirler. • Örgütler etkinliği arttırırlar. • Bireyler için daha fazla güvenlik sağlarlar. Bu bakımdan insanların örgütlere şu amaçlarını gerçekleştirmek için girdikleri söylenebilir: • Daha başarılı olmak • Gereksinim ve taleplerini daha iyi karşılamak • Genel olarak daha iyiye gitmek
*Yönetim, bir örgütün amaçlarına ulaştıracak işleri yapmak için bir araya gelen insanları örgütleyip eşgüdümleyerek eyleme geçirme sürecidir.
Örgütler, yapısal özellikleri ve insanlar arası ilişkilerin nitelikleri açısından formal ve informal olmak üzere iki ana grupta toplanmaktadır.Formal örgüt, biçimsel veya ikincil örgüt olarak da adlandırılmaktadır. İş bölümü, fonksiyonların belirlenmesi, yetki ile sorumluluğun basamaklaştırılması yoluyla açıkça belirlenmiş ortak bir amacın gerçekleştirilmesi için belli sayıdaki kişilerin faaliyetlerinin akılcı bir biçimde koordine edilmesini ifade eder. Örgütün yapısını yansıtır, formal iletişim yoluyla işler, kesinlik ve verim gösterir. Amaçlardan çok araçlara önem verilir. İnformal örgüt ise doğal, sosyal, birincil örgüt olarak da adlandırılmaktadır. Açıkça belirlenmiş ortak hedefler olmadan ve bunlara ulaşmak için akılcı bir koordinasyon yapılmaksızın kişilerin ilişkilerinden açık veya kapalı bir şekilde kendiliğinden ortaya çıkan koordinasyon şekilleri olarak tanımlanmaktadır. Örgütteki kişiler arası ilişkilerden meydana gelir, informal iletişim yoluyla işler. Bu yön, araştırma değişme ve bireyin doyumunu yansıtır.
Dostları ilə paylaş: |