Yöntem tüRKİYE’de kitle iletiŞİm araçlarinin eğİTİme etkiSİ 6



Yüklə 327,21 Kb.
səhifə2/8
tarix02.11.2017
ölçüsü327,21 Kb.
#26996
1   2   3   4   5   6   7   8

1.2 YÖNTEM


Bu bölümde kitle iletişim araçlarının eğitim üzerine etki ederken izlediği yol be yöntemleri kısaca inceleyeceğiz. Kitle iletişimi, çeşitli türlerdeki mesajların büyük ve dağınık bir kitleye bu amaç için geliştirilmiş olan araçlarla iletilmesidir. 
Kitle iletişim araçlarının başlıcaları ve en çok bilinip kullanılanları; radyo, televizyon, internet, gazete, telefon, faks, teleks, periyodik dergi vb. yayınlardır.
İletişim araçları ise; bilgi akışını sağlayan araçlara verilen genel isimdir. Bu akış, "bireyden çoğula" veya "çoğuldan bireye" bilgi yönüyle olan iletişime göre çeşitlenirler. İletişimde duyuya yönelik algılama da söz konusudur. Algılama ve algılatma adına iletişimi sağlayacak, karşılıklı bilgi aktarımını sağlayacak araçlar, iletişim araçları ile sağlanmaktadır. Kitle iletişim araçları, eğitimde önemli bir role sahiptir. Özellikle ekonomik kaynakların sınırlılığı nedeniyle, toplumun her kesiminin eğitim sunusundan yararlanması, istenilen ölçüde olanaklı olamamaktadır. Ayrıca, ulaşım, nüfus ve coğrafi koşullar da eğitimin yeterli ölçüde sağlanmasını engelleyen etmenler arasında yer almaktadır. Bu bağlamda, toplumun belli konularda aydınlatılmasında ve eğitsel yayınlarla bilgi sahibi olmasında kitle iletişim araçlarının önemi göz ardı edilemez.Kitle iletişim araçlarının, toplumsal sorunların çözümlenmesi, gereksinimlerin karşılaması için, gerekli olan ve örgün eğitim yoluyla elde edilemeyen veya elde etme olanağı bulunamayan bilgi ve becerinin kazanılmasındaki etkisi büyüktür. Özellikle bireylerin gereksinim duydukları konularda bilgi, beceri ve davranışları kazanması, temel hak ve sorumluluklarını öğrenmesi, kitle iletişim araçlarının en önemli görevlerini oluşturmaktadır.Günümüzde kitle iletişimi yoluyla eğitim yapılması, ülkelerin gelişmişlik düzeylerine bağlı olarak yoğun biçimde kullanılmaktadır. Ancak, bu kullanımda, topluluklar arasındaki farklar belirleyicidir. Geri kalmış ülkeler, eğitim sorunlarının çözümünde doğrudan bu araçlardan yararlanmayı hedef alırken, gelişmiş ülkeler, bu araçlardan eğitimde yararlanmayı, geleneksel eğitim yöntemlerine yardımcı olmak üzere yeğlemektedirler. Daha üst düzeyde eğitim amacı ile bu araçlar kullanılmaktadır.Kitle iletişim araçları ile yapılan eğitimin özelliklerine kısaca değinecek olursak burada bir noktayı hatırlatmak gerekir. Bu araçlar içerisinde eğitimde en yoğun olarak kullanılan araçlar, kitle iletişimi yazılı olmayan araçlardır. Bunların başında da radyo ve televizyon ile sinema gelmektedir.

2 TÜRKİYE’DE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ EĞİTİME ETKİSİ


Eğitim ve teknoloji, insanoğlunun yetitirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Her ikisinin de temel amacı kişilerin gelişimine etkili olarak katkı sağlamaktır. Sağlanan bu katkı, daha çok etkili ve kalıcı öğrenmelerin olumasında yoğunlamaktadır.

Eğitim teknolojisi ile ilgili kaynaklara bakıldığında bu kavramın köklerinin çok eski devirlere uzandığı görülmektedir.İş man’a göre (2003) tarihsel gelişim ve geleceğe yönelik çalışmalar bakımından eğitim teknolojisi beş ana döneme ayrılmıştır.

1.Ateşin ilk bulunması ile başlayıp ilk eğitim teknolojisi kuramlarının gelişmelerini kapsayan ve 1900’lere kadar uzanan dönem.
2. Telefon, radyo, televizyon gibi işitme ve görme araçlarının bulunduğu 1980’lere kadar uzanan dönem.
3. Bilgisayarların ve bilgisayarlı eğitimin yaygın bir biçimde kullanılmaya baladığı 1990’lara kadar uzanan dönem.
4. Eğitim ve öretim ortamlarının sanal hale geldiği, içinde bulunduğumuz yüzyıl olan 21. yüzyıl.
5. Eğitim sisteminde kökten bir değişimin beklendiği gelecek yüzyıllar.

Bu bilgilerin ışığında eğitim teknolojisinin insanlık tarihi kadar eski olduğunu söylemek mümkündür. Ancak, bu alandaki dikkat çekici gelişmelerin 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaşandığı ve daha da hız kazanarak günümüze ulaştığı görülmektedir. Bugünün modern eğitim sisteminde etkin rol oynayan eğitim teknolojileri çağdaş eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır. Teknoloji destekli çağda eğitim öğrenciyi, görsel ve işitsel araçlarla donatılmış eğitim ortamında yetiştirip, yaparak-yaşayarak öğrenen, düşünen, araştıran ve araştırmalarının sonucunu toplum yararına sunan bireyler haline getirirken öğretmenin de pozisyonunu değiştirmeye başlamıtır. Bilgi çağının öğretmeni, öğrenciye bilgiyi ezberletmekten ziyade kendini sürekli yenileyen ve bildiklerini öğrenciye sağladığı rehberlik yoluyla sunabilen, öğrencinin hangi bilgiyi nereden nasıl bulabileceğinin yolunu gösteren, günün artlarına uygun bilgi ve teknik donanıma sahip, ufku açık öğretmen modelidir.

Türkiye’de buna bağlı olarak geçmişe göre eğitimde kitle iletişim araçları daha çok önem kazanmış ve bir çok yenilik yapılmıştır. Yeniliklerin yayılması, hemen tüm toplumların merak konusu olmakla birlikte, bu yönde yapılan çalışmalar oldukça yeni ve sınırlıdır. Rubin , bu çalışmaların, daha çok, iletişim, antropoloji, sosyoloji ve pazarlama alanlarında yoğunlaştığını belirtmektedir. Bu kadarı ile bile, yeniliklerin yayılması konusunda oldukça güvenilir kuramsal temeller oluşturulmuştur. Ancak, bu bilinenlerden pratikte yararlanma oranı henüz oldukça sınırlıdır. Çünkü gerek yerleşke gerekse bütçe açısından ülkenin her bölümüne yayılması zaman alacaktır.

Türkiye’deki eğitimde kitle iletişim araçlarından daha çok internet ve bilgisayar kullanılmaktadır. Okulların %92’sine yakınında bilgisayar, %85’inde ise internet bulunmaktadır. Ve kitle iletişim araçlarının kullanılmasının yanı sıra okullarda kullanılan ansiklopedi ve diğer araştırma kitapları azalmış, kütüphanelerde kitapların yerini bilgisayarlar dolmaya başlamıştır. Zaman zaman dersliklerin yerini canlı yayınlar almıştır.

Kitle iletişim araçlarından radyonun ise öğrencilerin kendilerini eğitmesi olanağı sunulmuştur. Radyoda öğrenciler için bilgi veren, günümüz konularıyla alakalı bilgi sunan yayınlar yapılıyor. Ama diğer kitle iletişim araçları kadar ilgi görmüyor çünkü ne kadar iletişim aracı olsa bile eski albenisini kaybedip, tarihe karışmaya yüz tutmuş duruma gelmiştir.

Türkiye’de kullanılan diğer kitle iletişim araçlarının en başta geleni internet ve bilgisayardır. Kısaca internet, netlerin neti, ağların ağı ya da tüm dünyadan, yüz binlerce bilgisayar ağının, bilgiye erişilmesi amacı ile birbirlerine bağlanmalarından oluşan bir ağ olarak tanımlanabilir. Internet, değişik bilgisayar ağlarında olan insanların, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, birbirleriyle aynı ağ üzerindeymiş gibi haberleşmelerini ve bilgilerini en verimli şekilde paylaşmalarını sağlayan bir teknolojidir. İnsanlık tarihi içinde, iletişim ve eğitim alanında, küreselleşmeyi bu ölçüde kolaylaştıran, internet dışında başka bir teknoloji henüz geliştirilmemiştir. Internetin eğitimde kullanılmasıyla birlikte, geleneksel öğrenci ve öğretmen kavramları değişmiş, öğrene ve kolaylaştıran adlarını almışlardır. Öğrencinin rolü artık sadece kendisine sunulan bilgiyi almak değil, aynı zamanda bilgiyi arayıp bulmak, günlük hayatta kullanılabilecek duruma getirmek ve ondan yararlanmaktır. Bu sayede, “yaşam boyu öğrenme” kavramı güçlü bir dost bulmuştur kendine. Böylece de, kısa zamanda toplumun büyük bir bölümü, yaşam boyu öğrenen durumuna gelebilecektir. Internet sayesinde, “yer” kavramı, eğitim hizmetlerinden yararlanıp yararlanmamayı belirleyen bir kavram olmaktan çıkmaktadır. Çünkü internette “bir yer”, “her yer”dir. Ders programlarında sıkı sıkıya bağlı kalınan “yerellik”, tahtını, “küresellik” ya da “evrensellik” kavramlarına terk etmek üzeredir. İnternet teknolojisinin eğitimde kullanılmaya başlanması ile, bu konuda adeta en uygun düzey diye bakılan yüksek eğitim ilgi odağı olmuştur. Bir yandan hemen her sistemde yaşana arz-talep dengesizliği; öte yandan mevcut bakış açıları ile bile, küreselliğin ya da evrenselliğin en yoğun şekilde hissedildiği bu düzey için, internet teknolojisi, kuşkusuz ideal bir ortam gibi algılanmıştır. Bu nedenle, internetin eğitimdeki uygulamalarında, yüksek eğitim ağırlık kazanmıştır; yüksek eğitimde yeniden yapılanmalara gidilmiştir. Yani, ne kadar yaygın olsa da ülkenin her yerinde ulaşılması kolay bir araç haline gelmemiştir ne yazık ki. İnternet sayesinde sanal üniversitede ders alan çok farklı öğrenci grupları vardır. Öğrenciler birden fazla ders almak, lisans ve lisansüstü programa katılmak için kullanırlar. Bazı öğrenciler yarım bıraktığı üniversite eğitimi tamamlamak için, kimisi işinde ilerkemek için ihtiyaç duyduğu birkaç dersi alabilmek için, kimsi de sadece merak ve ilgi duyduğu bir konuyu araştırmak için internetle tanışmış olabilir.

Tablo 1: Bilgisayar Sahipliğinin Gelir Gruplarına Göre Dağılımı, 2000.

açıklama: c:\users\gezegen\pictures\adsız.png
Kaynak: TÜBİTAK-BİLTEN (2001), Bilgi Teknolojileri Yaygınlık ve Kullanım Araştırması 2000, Bilgi Teknolojileri ve Araştırma Enstitüsü, Ocak 2001, Ankara, s.35.

Araştırmanın verilerine göre 2000 yılında bilgisayar sahipliği %12,3 iken bilgisayar kullanım oranı %17,1’dir. Aradaki fark, bireylerin kamu dairelerinde, işyerlerinde ve “internet cafe”lerdeki bilgisayar kullanımdan kaynaklanmaktadır. Hanelerde bilgisayar olmamasının nedeni olarak %58,3 oranında pahalı oluşu ifade edilmiştir (TÜBİTAK-BİLTEN, 2001: 36). Ancak, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik koşullar dikkate alındığında, bilgisayar sahipliğine yönelik politikalardan çok bilgisayar kullanımını artırıcı politikaların daha fazla uygulanabilir ve dijital uçurumun azaltılmasına daha fazla katkı sağlayabilir görünmektedir.

1997 yılında evde bulunan bilgisayarların ancak altıda biri internete erişebilirken, 2000 yılında bu rakam %50’lere varmıştır (TÜBİTAKBİLTEN, 2001: 37). Bu yükselişte, İnternet Servis Sağlayıcılarının (ISP) rekabeti sonucu erişim maliyetlerinde görülen azalma, modem fiyatlarının nispi olarak düşüşü, internetin günlük yaşamın bir parçası olmaya başlaması gibi çeşitli faktörlerin de etkisi bulunmaktadır. Ancak, bu olumlu gelişmelere rağmen 2000 yılında hanelerde internet sahipliği % 6,5‘i geçmemektedir.

Yirmi birinci yüzyıl okullarında kullanılan teknoloji Avrupa’ya göre daha iyi olmamakla birlikte Türkiye’nin bir çok ihtiyacını karşılamaktadır. Daha bilinçli bireyleri yetiştirmek için teknolojiyle birlikte gelişen öğretmenlere ihtiyaç duyulmaya başlanmış ve bu durumda yaşı geçmiş öğretmenlerin çoğunun teknolojiye ayak uyduramam durumu ortaya çıkmıştır.

Bununla birlikte Türkiye’nin, dâhil olmak istediği gelişmiş ülkeler grubu ile karşılaştırıldığında, eğitimde çok ciddi nitel ve nicel sorunlar yaşadığı bir gerçektir. Ülkelerin, iletişim teknolojisindeki yeni atılımlarla hızla arayı açmaya yöneldikleri bir ortamda, Türkiye’nin de sanal eğitim konusundaki tartışmalara bir an önce başlayarak, kendine bir strateji tayin etmesi zorunlu hale gelmiştir. Avrupa ülkelerinde ilkokuldan kullanılmaya başlanan internet ve teknolojik aletlerin, Türkiye’de lisede başlanılmaktadır. Milenyum dönemine girmiş olan insanların teknolojiyle bu kadar geç tanışması olumsuz bir durumdur. Zamanla birlikte insanlarında bilinçlenmesi gerekmektedir. Bu sayede, başarının artacağı düşünülmektedir. Aksi hale, örneğin uzun vadede çok önemli bir hedef olmakla birlikte, uygulamanın, yalnızca “ek kapasite yaratmak” gibi, politik olarak da cazip bir beklenti ile başlaması, başarısızlığın da habercisi olabilir. Öğrencilere verilen tablet gibi kitle iletişim araçlarının eğitime yararından daha çok zarar getirebileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Öğrencilerin aracı bilgi almaktan daha ziyade başka amaçlar için kullanması kitle iletişim araçlarının eğitime olumlu etkisi altında değil olumsuz etkisi altına girmektedir. Bunun önüne geçilmesi için gerekli bilgilendirilmeler yapılmalıdır. Bu bütünlük içinde, Türkiye için, sanal eğitim uygulamasının uzun vadeli misyonu, herkese, “nitelikli eğitim pazarı” yaratmak olmalıdır. Bu bütünlük oluşturulmaya devam edildiği için Türkiye’de eğitim olumlu yöne gitmektedir.
Sanal eğitim, temelde, iletişim teknolojisi olanaklarının yarattığı yeni dünya düzeninin bir ürünüdür; “yer ve zaman kısıtlaması olmaksızın”, “öğrenici”ye sunulan “etkileşimli” eğitim seçeneklerinin arttırıldığı bir sistemdir. Buradan yola çıkarak Türkiye’de bu rahatlığın sunulduğu takdirde kitle iletişim aracı olan internetin ve bilgisayarı Türkiye’ye oldukça olumlu bir etki bırakmaması imkansız hale geliyor. Sanal eğitim kullanılarak hayal edilemeyecek sayıda öğrenciye ve insana ulaşılabilir. Türkiye’de internetle birlikte kullanılan akıllı tahtalarda oldukça eğitime etki göstermektedir. Öğrencilerin görsellerle birlikte bilgilerin sağlamlaştırılması amaçlanmıştır.
Sanal eğitim, şimdilik, üniversite düzeyde eğitim etkinliklerinden oluşan, üç kategori halinde düşünülebilir. Bunlar:

1.Mesleki amaçlı hizmet-içi eğitim programları,


2. Akademik derece programları
a. Lisans programları
b. Lisans-üstü (yüksek lisans ve doktora) programları ile
3. Sosyal amaçlı özel programlardı.

Türkiye’de kullanılan bir diğer kitle iletişim aracı ise cep telefonudur. Neredeyse her gencin ve her insanın elinde cep telefonu bulunmaktadır.

Tablo2: Cep Telefonu Sahipliğinin Gelir Gruplarına Göre Dağılımı,

açıklama: c:\users\gezegen\pictures\adsız.png
Kaynak: TÜBİTAK-BİLTEN (2001)

Son yıllarda sahiplik oranı artan bir başka gösterge de kişisel bilgisayar sahipliğidir. 1997 yılında Türkiye’de hanelerin yalnızca % 6.5’i bilgisayar sahibi iken, 2000 yılında bu oran % 12,3 olmuştur. Diğer BİT göstergelerinde olduğu gibi Tablo 3’de görüleceği üzere hanelerin gelir düzeyi yükseldikçe bilgisayar sahipliği önemli oranlarda artmaktadır.Telefonu her yerde kullanıldığı için kullanışlı sayılıyor. Ve her yerde kullanılıyor. Gençler vaktinin çoğunu telefonda harcadığı için eğitime etkisi olumsuz yönde olduğu belirtiliyor.

Tablo 3: Coğrafi Bölgelere Göre BİT Sahipliği, 2000.açıklama: c:\users\gezegen\pictures\bölge.png

Türkiye’de sanal eğitim programlarına olan talep, bu yönde yaratılabilen arz’dan her zaman fazla olmuştur. Buna göre; Türkiye’de sanal eğitim ve sanal üniversite konularında, kamuoyu oluşturmaya yönelik ulusal sempozyum ve seminerler yapılmalıdır.1




Yüklə 327,21 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin