3. Hz. Peygamber'in Bulaşıcı Hastalıklardan Sakın(dır)ması ve Sağlıklı Kişileri Bulaşıcı Hastalığa Yakalananlardan Uzaklaştırmaya Yöneltmesi (Karantina)
Sahîh-i Müslim'deki bir rivâyete göre, Sakîf kabilesi heyetinden cüzamlı biri vardı. Hz. Peygamber ona haber gönderip şöyle dedi: "Biatını kabul ettik, dön!"619 Buhârî'nin rivâyet ettiği bir hadiste de Allah Resûlü şöyle buyurmuştur: "Cüzamlıdan, aslandan kaçar gibi uzak dur!"620 İbn Mâce'nin Sünen'inde: "Cüzamlılara çok bakmayın!"621 rivâyeti vardır. Buhârî ve Müslim'de Hz. Peygamber'in: "Hasta devesi olan onu sağlıklı devesi olana getirmesin!"622 buyurduğu nakledilmiştir. Allah Resûlü'nün: "Cüzamlıyla, aranızdaki bir veya iki mızrak boyu bir mesafeden konuş!" buyurduğu nakledilmiştir.623
4. Tıp İlmini Bilmeyip İnsanları Tedavi Etmeye
Çalışanların Tazminat Ödemesi
Ebû Dâvûd, Nesâi ve İbn Mâce'nin rivâyet ettiklerine göre Hz. Peygamber: "Daha önce tıbbı bilmediği halde doktorluk taslayan, tazminatı öder."624 buyurmuştur. Tıbbın anlamı, düzeltmektir. Bir şeyi düzelttim anlamına: Tabibtühû denir. Hz. Peygamber yukarıdaki hadiste "tabbe=iyileştirmek" kelimesini değil de, "tetabbebe=doktorluk taslarsa" kelimesini kullanmıştır. Çünkü tefe'ul formunun, bir şeyi zorlamak, onu güçlük ve zorlukla yapmak ve ehil olmamak gibi anlamları vardır. Örneğin tehallüm, yani ağır başlı gibi görünmek, teşeccu', yani cesur gibi görünmek kelimeleri gibi. Yine bu hadiste, câhil doktorun tazminat ödemesi gerektiği söz konusudur. Tıp ilmine ve uygulamasına önceden bir bilgisi olmadan girişirse, bilgisizliğiyle insanları öldürmeye neden olmuş, ihmalkarlığıyla bilmediğine girişmiştir. Böylelikle hastayı aldatmış olur. Bu nedenle de tazminat ödemesi gerekir.