Halbuki Allah onları kandırmaktadır. Namaz için kalktıklarında gevşektirler, halka riya yaparlar ve Allah'ı çok az zikrederler."1
"Ve onları gördün mü bedenleri seni şaşırtır ve konuştuklarını dinlersin. Sanki birbirine dayanmış keresteler gibidirler. Her feryadı kendi aleyhlerine zannederler. İşte onlardır düşman, çekin onlardan. Allah öldürsün onları, nelere de kapılıyorlar."2
"Gerçekten de Allah sizden geri kalanlarla, kardeşlerine bizimle gelin diyenleri bilir. Bunların ancak pek azı savaşa gelirler. Gelseler de can bakımından pek hasis olarak gelirler. Hele bir korkulu çağ gelip çattı mı görürsün ki gözleri dönmüş, sana bakıyorlar. Sanki ölüm yüzünden bayılıp kendilerinden geçmişler. Sonra korku geçti mi keskin dilleriyle sizi incitmeye başlarlar ve hayrı çok sever gibi tavır alırlar. Onlar iman getirmemişlerdir. Sonra Allah onların amellerini boşa çıkarmıştır. Ve bu, Allah'a çok kolaydır."3
"Ve onlardan seni dinleyenler de var; sonradan yanından çıkınca kendilerine bilgi verilenlere, demin o ne söylüyordu derler. Onlar öyle kişilerdir ki Allah kalplerini mühürlemiştir. Onlar kendi heva ve heveslerine uyarlar."4
"Yoksa kalplerinde hastalık olanlar, Allah onların kin ve hasetlerini meydana çıkarmayacak mı sanarlar?
---------------------------------
1- Nisa Suresi / 142.
2- Münafıkun Suresi /4.
3- Ahzab Suresi / 18 - 19.
4- Muhammed Suresi / 16.
Ashap Hakkında / 167
Eğer istersek onları sana gösterirdik de onları çehreleriyle tanırdın. Sen onları elbette ki sözleriyle tanırsın. Ve Allah onların yaptıklarım bilir."1
"Bedevilerden geri kalanlar sana diyecekler ki bizi mallarımız ve evlatlarımız oyaladı. Bizim için Allah'tan af dile. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler."2
Kur'an-ı Kerim'in bu açık ve sarih ayetleri, kendilerini muhlis insanların arasında gösteren bazı münafıklardan haber vermektedir. Tabii eğer ilahi vahiy olmasaydı onların hakikatini Resulullah (s.a.a.) dahi bilmezdi. Ama bu konuda her zaman Ehl-i Sünnet'in itirazıyla karşılaşıyoruz. Çünkü onlar diyorlar ki: "Bize ne münafıklardan? Allah münafıklara lanet etsin. Sahabilerin münafıklarla bir ilgisi yoktur." Veya "Bu münafıklar ashaptan değildir." derler. Eğer onlara; "Kur'an'da Tevbe ve Münafıkun Surelerinde nazil olan yüz elli ayet kimin hakkındadır?" diye soracak olursak; "Abdullah bin Übeyy ve Abdullah bin Ebi Selul hakkındadır." derler ve bu ikisinden başka tanıtacak hiçbir isim bulamazlar.
Sübhanallah! Ayetlerde de geçtiği gibi birçoğunu Resulullah'ın (s.a.a.) dahi tanımadığı münafıkları bütün Müslümanların bildiği sadece bu iki kişiyle sınırlandırmak nasıl mümkün olabilir?
Resulullah (s.a.a.) onlardan bazılarını tanıyordu ve -siz Ehl-i Sünnet'in de dediği gibi- onların isimlerini Huzeyfe
-----------------
1- Muhammed Süresi /30.
2- Fetih Süresi / 11
168 / Zikir Ehline Sorun
bin Yeman' a bildirmiş, ama bunu bir sır olarak gizli tutmasını söylemişti ona. Hatta Ömer bin Hattap, hilafeti döneminde ondan, kendisinin de münafıklardan olup olmadığını soruyordu. Bunu kendi kitaplarınızda naklediyorsunuz. 1
Yine kendi Sahihlerinizde de naklettiğiniz gibi Resulullah (s.a.a.) münafıkları tanımak için bir ölçü gös- termişti; o da Ali bin Ebi Talib'e düşmanlık etmekti?
Durum böyleyken, "radiyallahu anhum" dediğiniz ve yüce mevkilere çıkardığınız sahabilerin birçoğu, Hz. Ali'ye karşı düşmanlık beslemiş, onunla savaşmıştır. Sonunda da onu öldürmüşler. Hayatında da, şehadetinden sonra da ona lanet okumuşlar. Sadece kendisine değil, ailesine, dost ve yakınlarına dahi aynı muameleyi yapmışlar. Buna rağmen yine de siz bu gibi münafıkları sahabeden sayıyorsunuz.
Resulullah (s.a.a.), hikmeti gereği Huzeyfe'ye onların isimlerini söylerken, Müslümanlara da onları tanımaları ve ilerde gafil avlanmamaları için onların alametlerini bildiriyordu.
Bugün "Biz Hz. Ali'yi seviyor ve onu yücelikle anıyoruz." diyen Ehl-i Sünnet'in bu sözünün hiçbir değeri yok- tur. Biz onlara cevaben "müminin kalbinde hem Allah dostunun, hem de Allah düşmanının sevgisi bir araya gelemez." diyoruz. Hz. Ali'nin kendisi de onlara şöyle buyurmuştur: "Bizimle düşmanımız arasında fark gözetmeyen
---------------------------
1- Kenz'ül-Ummal, c. 13, s. 343, h. 36961; Tarih-i İbn-i Asakir,
c. 12, s. 276; Gazali, İhya'ul-Ulum, c. 1, s. 114.
2- Sahih-i Müslim, c. 1, s. 86, h. 78; Sahih-i Tirmizi, c. 5, s. 635,
h. 3717; Sünen-i Nesei, c. 8, s. 116; Kenz'ül-Ummal, c. 11, s. 622.
Ashap Hakkında / 169
Dostları ilə paylaş: |