RESULULLAH'TAN (S.A.A.) SONRA EBU BEKİR
HZ. FATIMA'YI YALANLAMASI VE HAKKINI GASPETMESİ
Buhari, Sahih'inin "Meğazi Kitabı, Hayber Gazvesi Babında" şöyle yazar.
"Urve Aişe'den nakleder ki: Resulullah'ın (s.a.a.) kızı Fatıma (s.a.), Ebu Bekir'e haber göndererek Allah'ın Medine ve Fedek'te Resulüne iade ettiği mallardan olan mirasını ve Hayber'in humusundan kalan malları istedi. Bunun üzerine Ebu Bekir dedi ki: "Resulullah (s.a.a.); "Bizler miras bırakmayız. Bizden kalan şeyler sadakadır." buyurmuştur. Al-i Muhammed, sadece yiyeceğini bu mallardan alabilir. Vallahi ben, Resulullah'ın (s.a.a.) sadakasını kendi zamanındaki halinden değiştiremem. Ben de tıpkı Peygamber'in kullandığı gibi onları kullanacağım." Böylece Ebu Bekir, bu mallardan Fatıma'ya hiçbir şey vermedi. Fatıma da Ebu Bekir'e gazaplanarak ona küstü ve ölünceye kadar da onunla konuşmadı. Fatıma, Resulullah'tan (s.a.a.) sonra altı aydan fazla yaşamadı. O öldüğünde kocası Ali, Ebu Bekir'e bildirmeden geceleyin ona namaz kıldı ve geceleyin onu defnetti. Fatıma hayatta olduğu sürece Ali'nin çevresinde halkın ileri gelenlerinden bazı kişiler vardı; ama Fatıma ölünce etrafında kimseyi göremedi. Bu yüzden Ebu Bekir'le anlaşmak ve ona biat etmek zorunda kaldı. Oysa Fatıma hayatta olduğu aylarda biat etmiyordu."1
Müslim de, Sahih'inin "Cihat Kitabı"nda Aişe'den şöyle
------------------
l-Sahih-i Buhari, c. 5, s. 177; Sahih-i Müslim, c. 3, s. 1380, h. 1759.
254/ Zikir Ehline Sorun
nakleder:
"Resulullah'ın (s.a.a.) vefatından sonra kızı Fatıma, Resulullah'ın geride bıraktığı ve Allah'ın ona iade ettiği mallardan kendisine ulaşması gereken mirası Ebu Bekir' den istedi. Ebu Bekir dedi ki: "Resulullah (s.a.a.); "Biz miras bırakmayız. Bizim bıraktıklarımız sadakadır." buyurmuştur." Fatıma gazaplanarak Ebu Bekir'i terk etti ve ölene kadar ona kırgın kaldı. Fatıma, Resulullah'tan sonra altı ay yaşadı." Aişe der ki: "Fatıma Resulullah'ın (s.a.a.) bıraktığı Hayber, Fedek ve Medine sadakalarından kendi payını istiyordu. Ama Ebu Bekir kabul etmeyerek şöyle dedi: "Ben Peygamber'in yaptığının aksini yapamam. O ne yapıyorduysa, ben de aynısını yapacağım. Onun emirlerinden birini yapmayacak olursam, sapacağımdan korkarım." Ömer, Resulullah'ın Medine'deki sadakalarını Ali ve Abbas'a verdi; Fedek ve Hayber'i ise kendi elinde tuttu ve; "Bunlar Resulullah'ın sadakalarıdır; Resulullah onları karşılaştığı işler ve başına gelen musibetlerde harcardı. Dolayısıyla bunların sorumluluğu onun halifesinin üzerine düşer. Bugüne kadar bu, böyle devam etmiştir." dedi."1
Buhari ve Müslim, her ne kadar hakikatin ortaya çıkmaması için rivayeti özetlemişlerse de,2 ama bu kadarı da Hz. Fatıma'nın iddiasını reddeden Ebu Bekir'in gerçek yüzünün anlaşılması için yeterlidir. Ebu Bekir, Hz. Fatıma'yı o kadar incitiyor ki, ölene kadar onunla konuşmuyor. Ölümünden sonra da vasiyeti gereği, kocası Hz. Ali
--------------------
1- Sahih-i Müslim, c. 3, s. 1381, h. 54; Sahih-i Buhari, c. 4, s. 96. 2- Buhari ve Müslim, üç halifenin haysiyetini korumak için hep bu üslubu kullanmışlardır. ileride bu konuda konuşacağız, inşaallah.
İlk Üç Halife Hakkında /255
onu gizlice defn ediyor ve Ebu Bekir'e haber vermiyor. Bu rivayetlerden ayrıca, Hz. Ali'nin, Hz. Fatıma hayatta olduğu sürece Ebu Bekir'e biat etmediği, ondan sonra da halkın kendisinden uzaklaştığı için Ebu Bekir'le anlaşmak zorunda kalarak biat ettiği anlaşılmaktadır.
Buhari ve Müslim'in değiştirdiği gerçek ise şudur: Hz. Fatıma, Fedek'in miras olarak kendisine yetiştiğini değil, Resulullah'ın (s.a.a.) onu kendisine bağışlamış olduğunu iddia ediyordu. Dolayısıyla, Ebu Bekir'in Resulullah'tan naklettiği "Biz peygamberler miras bırakmayız." şeklindeki hadis doğru olsa bile, Fedek bunun kapsamına girmez. Çünkü Fedek Resulullah'ın mirası değil, Hz. Fatıma'ya (s.a.) vermiş olduğu bağışıydı. Kaldı ki, bu söz, Kur'an ayetleriyle çelişmektedir. Örneğin; Kur'an' da şöyle buyuruluyor: "Ve Süleyman, Davud'un mirasçısı oldu." Ayrıca, Hz. Fatıma da Ebu Bekir'i bu iddiasında yalanlamıştı.
Bu nedenle görüyoruz ki, bütün tarihçiler, tefsirciler ve hadisçiler şöyle naklederler: Hz. Fatıma (s.a.), Fedek'in kendi malı olduğunu iddia etti; ama Ebu Bekir onu yalanlayarak ondan şahit istedi. Hz. Fatıma, Ali bin Ebi Talip ile Ümmü Eymen'i şahit olarak gösterdiyse de, Ebu Bekir onların şahitliğini yeterli görmeyerek kabul etmedi. İbn-i Hacer, es-Savaik'ul-Muhrika adlı kitabında der ki: "Fatıma, Resulullah'ın (s.a.a.) Fedek'i kendisine bağışlamış olduğunu iddia ederek Ali bin Ebi Talip ile Ümmü Eymen'i şahit gösterdi; ama bu şahitler kafi değildi."1
Fahr-ı Razi, Tefsir'inde der ki:
---------------------------
1- es-Savaik'ul-Muhrika, s. 37, Yedinci Şüphe.
256/ Zikir Ehline Sorun
"Resulullah vefat ettikten sonra Fatıma, Resulullah'ın Fedek'i kendisine bağışladığını iddia etti. Ebu Bekir ona dedi ki: "Sen fakirlikte insanların bana göre en azizi ve zenginlikte en sevimlisisin. Ama ben, senin sözünün doğru olduğunu bilmiyorum. Dolayısıyla senin lehine karar veremem." Ravi der ki: "Ümmü Eymen ile Resulullah'ın kölelerinden biri, Fatıma'nın lehine şahitlik ettilerse de, Ebu Bekir Fatıma' dan şeriatın kabul edeceği başka şahitler getirmesini istedi. Ama Fatıma'nın böyle şahitleri yoktu..."1
Velhasıl, Fatıma'nın (s.a.) Fedek'i Resulullah'ın kendisine bağışladığı iddiası, Ebu Bekir'in onun bu iddiasını reddedişi ve Hz. Ali ile Ümmü Eymen'in şahitliğini kabul etmemesi tarihçiler yanında meşhurdur.
İbn-i Teymiye, es-Siret 'ül-Halebiyye'nin yazarı, İbn-i Kayyim el-Cevzi ve diğerleri bu olayı nakletmişlerdir.
Ama Buhari ile Müslim, sadece Hz. Fatıma'nın mirasını istediğini yazarak okuyuculara; Fatıma'nın Ebu Bekir'e gazaplanmasının yersiz olduğunu, Ebu Bekir'in sadece Resulullah'tan (s.a.a.) duyduğunu uyguladığını, dolayısıyla Fatıma'nın zalim, Ebu Bekir'in ise mazlum olduğunu anlatmak istiyorlar. Bütün bunlar, Ebu Bekir'in saygınlığını korumak için yapılıyor. Böylece hadis naklinde emanete riayet edilmiyor, halifelerin yanlışını ortaya çıkaran doğru ve sahih hadisler bir kenara itiliyor ve Resulullah'ın bedeninin parçası Fatıma'nın şahsiyetinin küçük düşürülmesi pahasına da olsa, Emeviler'in ve Hilafet-i Raşide taraftarlarının yalanları hakikatin yerini alıyor. İşte bu yüzden, Buhari ve Müslim, Ehl-i Sünnet ve Cema- at'ın nezdinde en büyük hadisçiler ünvanını alıyorlar; kitap-
-------------------------
1- Tefsir-i Fahr-i Razi, c. 29, s. 284, Haşr süresinin tefsiri.
İlk Üç Halife Hakkında / 257
ları da Kur'an'dan sonra en sahih kitaplar sayılıyor. Hakikatin daha iyi anlaşılması için, bu sözün hiçbir ilmi dayanağı olmadığını ileride hep birlikte göreceğiz inşaalah.
Biz şimdi Sahih-i Buhari ve Müslim'de, az da olsa Hz. Fatıma'nın faziletleri ile ilgili olarak kaydedilen hadisleri inceleyerek, Hz. Fatıma'nın Allah ve Resulü katındaki değerini Buhari ve Müslim'den daha iyi bilen, buna rağmen Hz. Fatıma'yı yalanlayıp onun ve -Resulullah'ın (s.a.a.) buyurduğu üzere hakkın mihveri olan-1 kocasının tanıklığını kabul etmeyen Ebu Bekir'i sorgulayacağız.
Önce Buhari ve Müslim'de kaydedilen, Resulullah'ın (s.a.a.) Hz. Fatıma (s.a.) hakkında buyurduğu hadisleri görelim:
Dostları ilə paylaş: |