Bölüm 5 : Değişim Yaratmak



Yüklə 91,28 Kb.
tarix26.07.2018
ölçüsü91,28 Kb.
#58396

Bölüm 5 :

Değişim Yaratmak

 Alışkınlıkları incelerken, alışkınlıklar 3 e ayırmalıyız. Bunlar bilinçli, bilinçsiz, bunların birleşimi olarak ortaya çıkan alışkanlıklardır. Bu sınıflanma yetişkinler istenmeyen alışkanlıkları ortadan kaldırırken onlara yardımcı olur. Bilinçli ve bilinçsiz alışkanlıkları ortadan kaldırırken farklı teknikler uygulanır. 

 Bilinçsiz alışkanlar çocukların farkında olmadan yaptıkları davranışlardır. Tırnak yeme böyle bir alışkanlıktır. Çocuklar tırnakları çok lezzetli olduğundan onları yemeye kalkmazlar. Çoğu çocuk tırnak yediğinin bile farkında değildir.

 

Kilo vermek işlemiyle uğraşırken hipnoterapistler bilinçli ve bilinçsiz alışkanlıkların birleşimiyle uğraşırlar.



 

Şimdi aşırı yemek yemekle ilgili olan 2 örneğe bakalım ve hangisinin bilinçli hangisinin bilinçsiz olduğuna kadar verelim.

 Örnek # 1

 

Burak bütün gün oyun oynuyor ve akşamları eve geldiğinde kendini çok acıkmış hissediyor. Normal porsiyonda bir yemek yiyor ve ikinci porsiyonu istiyor. Burak’ın babası Burak’ın kilo vermeye çalıştığını biliyor. Ve Burak’a“ Sen hala aç olduğuna emin misin”  ? diye soruyor. Bunun üzerine Burak masadaki her şeyden ikinci bir porsiyon oluşturarak, bu tabağı da silip süpürüyor.



 Örnek # 2

 

Burak bütün gün oyun oynuyor ve akşamları eve geldiğinde çok acıkmış hissediyor. Normal bir porsiyon yiyor ve yemekten kalkıyor. Yemek bittikten sonra, televizyon seyrederken biraz cips yiyor. Televizyonda izlediği program bittikten sonra mutfağa gidiyor ve bir bardak su içiyor. Tekrar odasına dönerken, mutfak tezgahında duran şekerlerden bir avuç alıyor.  



Eğer ikinci örneği, bilinçsiz alışkanlık olarak seçtiyseniz doğru seçimi yaptınız.

 

Birinci örnekte ise Burak porsiyonunu bitirdikten sonra ikinci bir porsiyon daha istiyor. Babasının uyarısıyla bilinçli olarak aç olduğuna karar veriyor ve ikinci bir porsiyon daha almayı tercih ediyor.  İkinci örnekte, Burak akşam yemeğini yiyor ardından ne yaptığının farkında olmadan patates cipslerini de yiyor. Yani bilinçsizce yiyor.



 

Bilinçli olarak mutfağa su içmeye gidiyor ve oradan dönerken bilinçsizce bir avuç şeker alıyor.

 Yeme alışkanlığı bizim bilinçsizce yaptığımız alışkanlıklardan sadece biridir. Alışkanlığın, bilinçli, bilinçsiz veya 2 sinin birleşimi olup olmadığını öğrenmek için şu işlemi yapabilirsiniz.

Sigara içen bir yetişkini ele alalım. Ortalama bir sigara bağımlısı günde bir buçuk paket sigara içer. Eğer bu sigara bağımlısı kendi kendine bu sigarayı içmeyi gerçekten istiyor muyum, diye sorsa, bir daha asla günde 30 tane sigara içmez. Çünkü bu soruya bazen evet bazen de hayır diye cevap verecektir.

 

Eğer bir çocuğa, bunu yapmayı gerçekten istiyor musun diye sorarsanız ve hayır cevabı hayır olursa, alışkanlığı bilinçsizdir.



Tersi olursa alışkanlık bilinçlidir. Evet, ve hayırın ortasında bir cevap alırsa, alışkanlık bu 2 çeşit alışkanlığın birleşimidir.

 KORKULAR

 

Korkular çocukların karşılaştığı birçok problemi içine alır. Korkular çocuğun iç dünyasından veya dış çevresinden kaynaklanabilir.



 

İçsel korkular çocuğun tam olarak nedenini bilmediği korkulardır. Dış dünyadan kaynaklanan korku ise çocuk tam anlamıyla sebebini bildiği korkulardır.

 

İçsel korkulara, karanlıktan, yalnızlıktan, canavarlardan veya uykuya dalmaktan kaynaklanan korkular örnek olarak verilebilir. Bu korkuların hiçbiri anlaşılabilir korkular değildir. Bunlar çocukların kendilerine olabileceklerini düşündükleri şeylerdi. Hiçbirimiz şimdiye kadar bir canavar görmemişken, çocuklara göre onlar vardır. Hatta onları duymuş ve görmüştürler. Aslında canavarlar sadece çocukarın hayalleridir.



 

Çocuklar televizyonda bir çocuğun kaçırıldığını duyduklarında, aynı şeyin kendi başlarına da geleceğini düşünürler. Aslında çocuk bunu özel bir kişiyle ilişkilendirmez. Korktuğu şey böyle bir şeyin ona zarar verme ihtimalidir. Çocukların tam olarak nedenini bilmediği korkular içsel korkulardır. İçsel korkular içsel çözümler gerektirir.

 

Dış çevreden kaynaklana korkular ise bir hayvandan, arabadan, doktordan, iğneden kaynaklanabilir. Bu korkular görülebilir, dokunulabilir, duyulabilir şeylerden kaynaklanır.



 

Dış dünyadan kaynaklanan korkulardan çocuğu kurtarmak her zaman daha kolaydır. Çünkü çocuklar bu korkularla doğmazlar. Bu korkular, korkulan şeylerin en azından bir kere çocukların gözüne farklı şekilde gözükmesinden kaynaklanır. Korkular, gözlemlerin, seslerin ve duyguların birleşiminden oluşur.

 

İşte size korkunun nasıl oluşabileceğine dair bir örnek:



 MİNANIN HİKÂYESİ

 “Mina 10 yaşında çok zeki bir kızdı. Fakat alışılagelmedik şekilde kaplumbağalardan korkuyordu.  Annesi Minanın kaplumbağa gördüğünde anında donakaldığını söylüyordu. Bu korku 2 sene önce, hiçbir neden olmadan ortaya çıkmıştı. Annesi korkunun şiddetinin çok arttığını ve Mina’nın çizgi filmlerdeki kaplumbağalardan korktuğunu sözlerine ekliyordu.

 

Hipnoz seansı sırasında, Mina, 8 yaşındayken anne ve babasıyla evlerinin bodrum  katına indiği zamanı hatırladı.  



Mina merdivenlerin son basamağına geldiğinde, abisi ise köşede saklanmıştı. Elinde de evcil kaplumbağası vardı. Ve aniden saklandığı yerden çıktı ve elindeki kaplumbağayı neredeyse Mina’nın yüzüne dokundurdu. Tüm bunları yaparken aynı zamanda korkutucu bir seste çıkarmaktaydı. Bunun üzerine Mina avazı çıktığı kadar bağırarak, merdivenlerden yukarı doğru kaçtı.

 İşte bu an Minanın korkusunun kökeniydi. Daha önce de belirttiğimiz gibi burada korkuyu yaratan gözlem, ses, duygular olmakla beraber Minanın kaplumbağayı daha önce hiç bu kadar görmemiş olmasıydı.

Kaplumbağa kükrememesine rağmen, kardeşi kükrediği için aklı onu kaplumbağanın kükrediğine inandırmıştı.

 Bu andan itibaren Mina her kaplumbağa gördüğünde bu anı hatırlıyor ve kaplumbağalardan korkuyordu.”

 Bazı durumlarda ise çocuklar korkutucu bir şey görmesine rağmen bunu bir fobi haline getirmezler. İşte size örnek:

 

“Çocuk kendi bahçesinde bir banka oturuyordu. Anne ve babası ise yakındaki bir piknik masasındaydı. Birden siyah bir yılan çocuğun ayaklarının yanından geçti ve çocuk avazı çıktığı bağırmaya başladı. 



Yılansa gözden kayboldu. Bu olaydan birkaç gün sonra, çocuk bahçede otururken aynı anı tekrar düşünmeye başladı. Bu anı düşünürken aklı hayvanat bahçesinde gördüğü yılanları çağrıştırdı.

Tabi ki bu durumda çocuk yılanları korkutucu olarak görmedi. Böylece bacaklarının yanından geçen yılan onda kalıcı bir korku bırakmadı.”

 Fobiler korkutucu bir anla başlamaz. Fobi korkutucu bir andan sonra başlar. Çocuk bir daha o anla ilgili bir şey gördüğünde o anı tekrar hatırlar ve tekrarlar. Size anlattığımız hikâyedeki kükreyen kaplumbağa gibi. Bu tekrarlama işlemi,  aynı zamanda pozitif ve negatif tepkileri tanımlar.

DAVRANIŞLAR 

Davranış bozuklukları genelde bilinçaltının uygun olmayan şekilde davranmayı seçmesi sonucunda ortaya çıkar. Bilinçaltı çocuğun ilgisini çekecek en iyi şeyin ne olduğunu düşünerek hareket eder.

 Bilinçaltının kusuru analiz kabiliyetinin olmamasıdır, ama bütün bilgileri kelimesi kelimesine kaydeder. Çocuklar bilinçaltını kullanmaya yetişkinlerden daha yatkındır. Yetişkinler kendilerine verilen bilgileri tekrar gözden geçirirler. Daha sonra önceden yaşadıkları tecrübeleri hatırlar ve ona göre nasıl tepki vereceklerine karar verirler. Çocukların olaylar hakkındaki tecrübesi çok az olduğundan, tepki verirken genelde bilinçaltını kullanırlar. 

“Küçük bir çocuk anne ve babasının arabalarını boyatmak istediğini duyar ve pastel boyalarını alıp arabanın park edildiği yere gider. Ve bütün sanatsal kabiliyetini kullanarak arabayı düşünülebilen her renge boyar.”

 Bu olayda davranış kabul edilemez olabilir ama en azından çocuğun iyi niyetli olduğu düşünülebilir.

 

Davranışlar her zaman başka insanların yararına olmaz. Bütün çocukların yaşadığı deneyimlerden biri yalan söylemektir. Çocuğun yalana nasıl başladığı ve neden söylediği önemli değildir. Önemli olan eğer bu davranış durdurulmazsa, alışkanlık haline geleceğidir. 



Çocuk yalan söylemeye ne yaptığının farkında olmadan başlayacaktır. Yalan söylemek başkalarından öğrenilen davranıştır, o yüzden yetişkinler tarafından çocuk teşvik de edilebilir, yalan söylemesinin önüne de geçilebilir.

 Gerçektende, yetişkinler bazen farkında olmadan çocukları yalan söylemeye yüreklendirirler. Bunu 2 şekilde yaparlar.

 

Birincisi cevabın açık olduğu zamanlarda çocuklara sorular sormaktır. Mesela, anneyle çocuğu mutfakta oturuyorlardır ve anne arkasını döndüğü bir anda çocuk yanlışlıkla reçel kavanozunu kırar. Anne “ Sen mi kırdın”  diye sorar. Aslında anne cevabı biliyordur.



 Gereksizce sadece olayı onaylamak için bu soruyu sorar fakat bu çocuğun yalan söylemesine neden olabilir. Soru sormaktaki amacımızın bilmediğimiz bir şeyi öğrenmek olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Aslında annenin öğrenmesi gereken olayın nasıl olduğudur.  

İkinci yol ise, çocuğa kötünün iyisi bir plan hazırlatmaktır. Mesela anne ve baba çocuğun ev top oynamasını istemiyordur. Eğer oynarsa yaz sonuna kadar odasından çıkmayacaktır. Çocuk evde top oynar ve lambalardan birini kırar.  Baba eve geldiğinde bunu görür ve çocuğa evde top oynayıp oynamadığını sorar. Çocuk ise oynamadığını sorar. Eğer anne ve babalar çocuklarına hak ettiklerinden fazla ceza verirlerse bu çocukları yalan söylemeye teşvik eder. 

Yetişkinler olarak biz de aynı şekilde davranmaz mıyız?  Arabayla hız yapmanın cezasının 5 milyar ve 5 yıl hapis olduğunu düşünün. Siz de arabanızla hız yapıyordunuz, ama bunun hiç kimsenin bir kanıtı yok.

Polis sizi durdurup hız yapıyor muydunuz diye sorduğunda vereceğiniz cevap hayır olur. Sizde ceza almamak için yalan söylemiş olursunuz.

Yetişkinler bazen çocuklara karışık mesajlar verebilirler. Mesela kızgınlık anında ebeveynler, çocuklarına televizyon izlemeyi yasaklar. Birkaç gün geçtikten sonra ise, çocuğun televizyon izlemesine izin verilir. Çocuk televizyon seyredebildiği için mutludur. Fakat anne ve babasının dedikleri konusunda kafası karışmıştır. Ne zaman ne yapacağını şaşırmıştır. Yetişkinler tarafından verilen bazı mesajlar çocukların onların dediklerine olan inancını azaltır.

Mesela, çocuk eve gelir ve annesinden kurabiye ister. Annesi ise hayır cevabını verir. Çocuk dışarıda biraz oynadıktan sonra eve gelir ve annesinden tekrar kurabiye ister. Anne tekrar hayır cevabını verir.

Biraz daha sonra gelip tekrar sorar, bu sefer annesini de övmeyi ihmal etmez. Fakat gene hayır cevabı alır. Dördüncü defa geldiğinde ise annesi ona bugün kesinlikle kurabiye yiyemeyeceğini söyler. Çocuk bir daha gelmez çünkü artık alacağı cevabı biliyordur.

Burada anne bir Hayır barajı yaratmıştır. Yetişkinler ve aynı zamanda çocuklar davranışlarını değiştirirken bu hayır barajını kullanırlar.  

Mesela, çikolata yemeyi durdurmak. Burada işlem aynı çocuğun kurabiye istemesi kurabiye istemesi gibi gerçekleşir.

 İlk önce akıl bir parça çikolatanın harika olacağını düşünür. Kendi kendimize istemediğimizi telkin ederiz. Birçok insan için aynı düşüncenin tekrar geri döneceği aşikardır. Aklımız bir parça çikolatadan kimseye bir şey olmayacağını düşünür. Biz ise tekrar kendi kendimize tekrar istemediğimizi söyleriz. Ama aklımız gerçektende çok yaratıcı bir organımızdır. Bugün gerçektende çok çalıştığımızı ve bir çikolatanın bizim hakkımız olduğunu söyler. Biz ise istemediğimizi tekrarlarız. Aklımız bize tekrar sorma gereği hissetmez çünkü sorunun cevabını biliyordur.  

Aklımıza gelen düşünceler genelde evet diye cevap diye verebileceğimiz tipte düşüncelerdir. Eğer kesin olarak hayır cevabı verirsek, aklımız aynı soruyu tekrar tekrar sorarak boşa zaman harcamaz. Fakat ikinci veya üçüncü istekten sonra cevap bir anda hayırdan evete dönüşürse aklımız yukarıda örneklerini anlattığımız durumlarda soru sormayı bırakmaz.

 Çocuklardan istenmeyen baksa bir davranışta karşılık vermedir. Çocuklar anne ve babasına karşılık verirken genelde kapıları çarparlar, veya bir hışımla dışarı çıkarlar. Çoğu ebeveyn bu huyu değiştirmek ister fakat bunu değiştirmenin ne kadar kolay olduğunun farkına varmaz. Çocukların gözünden bu karşılık verme olayına baktığımızda, bu sadece asabiyet veya hüsran göstergesidir. Biz ise çocuklara böyle anlarda nasıl daha iyi olabileceğini, nasıl daha iyi iletişim kurabileceğini anlatmalıyız.

Bir kelimenin, bir cümlenin değişmesi çok değişiklikler yaratabilir. Mesela çocuk “Senden nefret ediyorum” yerine “Bu cevapla hiç mutlu olmadım” cümlesini kullanırsa bu daha kabul edilebilir bir davranış olur.  Çocuklara üzgünken veya kızgınken nasıl konuşulacağını öğretmenin başka bir yararı da hayatları boyunca kendilerini daha etkili şekilde ifade etmelerini sağlamak olacaktır.

Bazen çocuklar öfke nöbetleri veya krizler geçirebilirler. Biz yetişkinler ise genelde bu durumları görmezlikten gelmeye çalışırız.

Ama tabi ki bu çoğumuz için neredeyse imkânsızdır. Öfke nöbetlerinin esas anlatmak istediği şey, çocuğun fiziksel, duygusal, aklen tamamen kontrolden çıktığıdır.

 Her davranış bilinçli olmalıdır. Siz çocuğunuza olayları nasıl kontrol edeceğini öğretmelisiniz. Böylece onlardaki, olayların onları kontrol ettiği hissini de yenmiş olursunuz. 

Mesela evinizde duvara bir çivi çakıyorsunuz. Dikkatsizliğinize geldi ve kendi elinize çekiçle vurdunuz. Kızdınız ve birkaç kötü kelime kullandıktan sonra çekici bir köşeye fırlatıp duvarları tekmelediniz.

 Ama aslında bilinçli ve sakin bir şekilde düşündüğünüzde, davranışınızın yanlış olduğunu anlarsınız. Yukarıdaki davranışları yapmak yerine parmağınızın üzerine buz koymayı tercih edersiniz. 



PERFORMANS

 Bütün çocuklar daha iyi bilgisayar oynama ve favori sporlarında daha iyi olma fikrini severler. Çoğu zaman biz bu istekleri okulda daha iyi olma veya evdeki görevlerini yerine getirme fikirleriyle birbirine bağlayabiliriz. 

Çocuklar okuldaki notlarını yükseltme fikrine genelde pek ilgi göstermezler fakat bunu yaparlarsa futbolu da daha iyi oynayacaklarını bilirlerse notlara karşı olan ilgilerini artırırlar.Biz yetişkinler çocukların görevleri oyun haline getirme alışkanlığı kazanmasına da yardımcı olabiliriz. Eğer çocuk yaptığı davranışı eğlenceli bulursa, bunu yapmayı, bu davranış hayatlarının parçası olana kadar öyle davranmayı çoğaltacaklardır.

 Çoğu ebeveyn çocuklarına odalarını toplatmakta zorlanır. Biz size onlarla bir çeşit dedektif oyunu oynamanızı tavsiye ediyoruz. Çocuğunuza büyük bir büyüteç alın ve ona ipuçlarını toplamasını söyleyin. Çocuğunuzun odayı toplaması ve büyüteçle ipuçlarını araması fazla zaman almayacaktır. Böyle yapmakla çocuğunuz odayı toplamakla kalmayacak aynı zamanda hayal gücünü kullanarak eğlenecektir de. Bu davranışta yavaş, yavaş hayatlarının bir parçası haline gelecektir. 

Yetişkinler çocuklarının çabuk giyinmesini de isterler. Bunu yapmak için bağırmak yerine onu bir itfaiyeci olduğuna inandırabilirsiniz. Çocuk kafasında canlandırdığı yangını söndürmek için olanca hızınla giyinecektir.

 Çocuklarınızın daha yavaş yemek yemesini istiyorsanız, yemek yerken hepiniz astronotmuş gibi davranabilirsiniz. Çocuk astronotların her şeyi yavaş çekimde yaptığını bildiğinden, kendini astronot gibi hissederse daha yavaş şekilde yemeye çalışacaktır.  

Çocuklar her gün bir şekilde hayal güçlerini kullanırlar. Bunu yapıcı bir şekilde kullanmalarını sağlamak sizin elinizde.

 

ALİ’NİN HİKÂYESİ

 “Ali küçük kızına iyi iletişimin önemini şu hikayeyle nakletmeye çalışıyordu. 

 Şimdi bir kişinin başka bir kişiden 30 YTL, bağış almaya çalıştığını düşün. Bu kişi ilk önce karşısındaki kişiye suçlu çocukları bir ay boyunca evinde tutup tutamayacağını sorar. Alacağı cevap hayır olacaktır. Ardından en azından 2 hafta için bu çocuklara bakmalarını isterler. Tekrar reddedildikten sonra, en azından bir kaçının hafta sonu için gelip gelemeyeceğini tekrar sorar. Tekrar reddedildikten sonra, en azından 30 YTL bağış yapıp yapamayacağı bu insana sorulur. Bu insanda 30 YTL. Yi minnettar bir şekilde verecektir.

Kızı bu hikâyeyi daha sonra aktif ve üretken hayal gücüyle babasından bir şey isterken kullanır. İlk önce babasının ona kek pişirirken yardım edip edemeyeceğini sorar. Ali ona kek pişirmek hakkında hiçbir şey bilmediğini söyler. Bunun üzerine kızı dondurma yapmayı önerir. Ali ise dondurma yapmayı da bilmediğini söyler. Kızı “ Bana o zaman en azından birkaç tane kurabiye yiyeyim” diye yineler. Ali kendini bir şey yapamadığında dolayı hafif suçlu hissettiğinden bu teklifi hemen kabul eder.

 Kız müthiş hayal gücünü ve istediği alma sanatını çok iyi şekilde öğrenmiştir.”

 SELF-IMAGE 

Dünyada hiçbir insan kendini yeterince iyi yetişmiş olarak hissetmez.  

Kötü bir self-image, kekeleme,  tikler, kâbuslar, utangaçlıklar ortaya çıkartabilir.  Hatta davranış bozuklukları bile kötü bir self-imagein belirtileri olabilir. Bazen ebeveynler farkında olmadan çocukların self-image ına zarar verebilirler.

 

SÜT ŞİSESİ

 

“Çocuk yemek masasında otururken sütünü yere döker. Şimdi anne ve babası ona birçok şey söyleyebilir. Mesela “Nasıl bu kadar sakar olabiliyorsun” demesi çocuğun kendini sakar olduğuna inandırması anlamına gelir. Yada “ Sana kaç kere bardağı daha uzağa koymanı söyledim” demesi çocuğun kendini öğrenmek konusunda yetersiz hissetmesini sağlar.” 



 Aynı şey benim başıma geldiğinde ben kızıma “ Aylin, bir gün sen çok hoş birisi olacaksın” demiştim. Kızım sesimin tonundan sütü dökmesinden dolayı mutlu olmadığımı biliyordu. Bilinçaltı sesimdeki alaycılığı anlamadığından dolayı, kızımın anladığı şey bir dahaki sefere daha iyi olması gerektiğiydi. 

Çocukların self-image i bazen ebeveynlerinin söylediklerinin doğru olmaması yüzünden sarsılabilir. Bir babanın çocuğuna bir ay dışarı çıkma yasağı koyduktan 2 gün sonra dışarı çıkmaya izin vermesi çocuğa hiçbir yarar sağlamaz. Yetişkinler gözdağı vermek isterken de çocuklarına karışık mesajlar gönderebilirler. Mesela çocuğunu 55 yaşına gelene kadar odadan çıkmayacaksın diye gözdağı vermeye kalkarlarsa sana bir şey söylüyorum ama aslında bana inanmayabilirsin mesajı gönderirler.

Biz kızımla bunu şu şekilde çözdük. Ben bir şey için “Söz veriyorum” dediğimde bu kesinlikle bir yalan olmuyordu. Mesela eğer bir gösteriye gitmeyi istiyorsa ve ben ona “Hayır, Aylin, Söz veriyorum ki sen bugünkü gösteriyi göremeyeceksin” dediysem, her ne olursa olsun, benim fikrimin değişmeyeceğini bilir.  Hatta bu eğlenceli bir hal bile almıştır. Ben onun istediği bir şey hakkındaki cevabımı söz vermeden söylersem o her zaman benim fikrimi değiştireceğimi düşünür.

 Bizim yaptığımız da aslında bir “hayır zinciri”dir. Bu yalvarmayı ve sızlanmayı kesmek içinde yararlı bir yoldur.  Eğer çocuğunuza ne istediğimizi iyi anlatabilirseniz, çocuğunuzda nasıl davranması gerektiğini, nasıl daha uygun davranabileceğini rahatlıkla anlayabilir. 



TEDAVİ EDİCİ TEKNİKLER

 Çocuklardaki davranışları rahatlıkla ve çabucak değiştirebiliriz. Bu değişiklikleri yapmak için birçok metot vardır. Biz şimdi bazı çok bilinen metotları işleyeceğiz.

 

IDEO-MOTOR RESPONSE 

Bu kitapta daha önce de gördüğümüz gibi ideo-motor response bilinçsizce verilen fiziksel tepkidir. IDEO-MOTOR RESPONSE yaratmak için kullandığımız tepkilerden biri de parmaklarımızı kullanarak oluşturduğumuz tepkilerdir. İşaret parmağımızı “evet”, serçe parmağımız ise “hayır” olarak tanımlarız.

 Çocuğun hedeflerine ulaşmasını sağlayacak soruları sormadan, ilk önce birkaç test sorusu sormalıyız. Parmakların tam anlamıyla istediğimiz tepkiyi verdiğine emin olduktan sonra, sorularımızı sorarız.

 Daha önce aynı yöntemi sarkaçla yaptığımız yöntemde da kullanmıştık.

Aynı şekilde çocuğun kafa sallama şekilleri de IDEO-MOTOR RESPONSE olarak kullanılabilir. Kafasını yukarı aşağı sallaması “evet”, sağa sola sallaması “hayır” olarak kabul edilebilir. Telkinleriniz onlar kafasını salladığının farkında olmadan verebilirsiniz. Bu yol çoğu yetişkinde çalışmayabilir fakat çocuklarla çalışken bu yolu kullanmak daha kolay olabilir.

 IDEO-MOTOR RESPONSE yaratmak tamamen hipnozu yapan kişinin yaratıcılığına kalmıştır. Çocuk hangi yolu daha kolay bulursa o yolu kullanmaya dikkat edin.

 Hepimizin bildiği gibi aklımızın bir tarafı bazen bize karşı çalışır. Eğer çocuk denemesine rağmen hala okulda başarısız oluyorsa yada bir korkusunu yenemiyorsa, bizde aklın bize karşı çalışan kısmını ele almalıyız.

  

CHANGING SIDES

 Tarafları değiştirmek yöntemi IDEO-MOTOR RESPONSE kullanılarak uygulanan bir tekniktir. IDEO-MOTOR RESPONSE teknikleri mantıksız korkuları yenmede çok etkilidir.

 Çocuğa ona bazı sorular soracağınızı söyleyin. Çocuğun elini, bileğinin altına bir elinizi koymak suretiyle destekleyin. Öbür elinizle çocuğun işaret parmağını havaya kaldırın ve bırakın. Bunu yaparken çocuğa, “evet” cevabı verecekse bu parmağı kullanmasını telkin etmeyi unutmayın. Aynı yöntemi serçe parmağı için de tekrarlayın. Tabi bu sefer “Hayır” cevabını verirken serçe parmağını kullanmasını telkin edin.  

Artık bazı test sorularını sormanın zamanı. Amacımız zaten cevabını bildiğiniz bir soruyu sorup, “evet” cevabını almak. Ardından aynı şeyi cevabın hayır olduğunu bildiğiniz bir soru sorarak tekrarlayın. 

Böylece parmakların istediğiniz gibi çalışıp çalışmadığını kontrol etmiş oluyorsunuz.

İşte size seanslarda kullanabileceğiniz türde bir örnek. 

“ Şimdi Ayşe’nin aklının kedilerden korkan kısmıyla konuşmak istiyorum. Ayşe’nin bu kısmı benle konuşmak ister mi?( Cevabı bekleyin). Güzel. 

Senin Ayşe’nin çok zeki bir kısmı olduğunu biliyorum. Bu doğru değil mi.(Cevabı bekleyin). Uzun zamandır Ayşe’nin kedilerden korkmasını sağlıyorsun.

 Artık tarafının değiştirip Ayşe’nin tarafına geçmek ister misin? (Cevabı bekleyin.). Güzel 

Artık Ayşe’nin tarafında olduğuna göre, artık korkmadan bir kediye yaklaşabilir misin? (Cevabı bekleyin.)”

 Bu safhadan sonra hayali bir resim oluşturmasını telkin ederek, kedilerin artık korkutucu olmadığını kanıtlayabilirsiniz.

 

KAHRAMAN 

“Şimdi 3ten geriye sayacağım ve 1e geldiğimde, gözlerin kapalı olmasına rağmen en sevdiğin çizgi filmi seyretmeye başlayacaksın.

3, Bugün biraz sihir yapacaksın

2, Neredeyse oldu. Hazırlan.

1, Çizgi filmi izlemeye başladığın anda bana kafanı evet şeklinde sallamanı istiyorum.(Tepkiyi bekleyin). Çok güzel.  

Şimdi bana en sevdiğin karakteri söylemeni istiyorum.(Cevabı bekleyin.) Örümcek adam. Şimdi sihrini kullanarak onla konuşabilir, seni sevip sevmediğini sorabilirsin. Ne dedi.(Cevabı bekleyin). Evet, ben de öyle düşünmüştüm zaten. Şimdi örümcek adama sor bakalım, sana yardım etmek istiyor mu? (cevabı bekleyin).  Bu andan itibaren sen tırnaklarını her yemeye çalıştığında örümcek-adam kulağına bunu yapmamanı söyleyecek.  Sende ellerini ağzından uzaklaştıracaksın.

Hadi şimdi bunu deneyelim. Şimdi ellerini ağzına sanki tırnaklarını yiyecekmişsin gibi götür bakalım. Ne oldu.(Cevap bekleyin)

Evet, haklısın. Örümcek adam sana bunu yapmamanı söyledi. Çünkü o zeki ve bu andan itibaren sana yardım edecek. Sen her tırnaklarını yemeye kalktığına örümcek adam sana yarım etmek için senin yanında olacak.

Ona güvenebiliriz değil mi. (Cevabı bekleyin). 

Güzel.” 


Bazen çocuklar problemleri hakkında sizle konuşmaktan çekinebilir. Buna çözüm olarak konuşan bir oyuncak yaratabilirsiniz. Oyuncağın boyutu, rengi hiç önemli değildir. Çocukların bu oyuncakla oynamasına izin verebilirsiniz. Çocuğa problemini oyuncağa anlatabileceğini söyleyin. 

KONUŞAN OYUNCAK  

“ Bazen büyüklere söylemek istediğimiz ama söyleyemediğimiz şeyler olur. Birkaç saniye sonra, gözlerini açmanı isteyeceğim ve sana bir tane oyuncak bebek vereceğim. Benim de elimde bir oyuncak bir bebek olacak.  Benim oyuncağım yetişkin bir insan olacak. Seninki istediğin kişi olabilir.  Bende oyuncağımın kim olduğunu bilmiyorum. Tek bildiğim şey bir yetişkin olduğu. Bu senin yetişkine söylemek istediklerini söyleyebilmen için bir şans olacak. 

Şimdi 3 kadar sayacağım ve şans ayağına gelecek.

 1, 2, 3… Hadi bakalım. İşte senin oyuncağın ve yetişkin oyuncak karşıya. Söylemek istediğin şeyleri söyle. Bu yetişkin bebek senin neyin oluyor. Öğretmenin mi, annen mi yoksa baban mı? (Cevabı bekleyin)” NLP tekniği insanların özümsediği bilgiler üzerinde çalışır.



NLP 

“Şimdi senden hayatının en mutlu anlarını düşünmeni istiyorum. Sağ omzuna dokunacağım ve dokunmamla birlikte hayatındaki en iyi anlardan birini hatırlayacaksın.

Şimdi omzuna dokunuyorum. Hayatının en mutlu anlarında hissettiğin duyguları hissetmeye başlamanla birlikte, kafanı evet diye sallamanı ve daha da rahatlamanı istiyorum.(Cevap bekleyin). 4. yaş gününde ilk bisikletini aldığın an mı? Bu harika.

Şimdi elimi omzundan çekmemle birlikte bu güzel duyguların da gitmesine izin ver.  Şimdi ben ne zaman sağ omzuna dokunduğumda bu hisler geri gelecek. Bu harika değil mi. (Cevap bekleyin)

Şimdi sol omzuna dokunacağım ve dokunmamla birlikte, çekirgelerden korktuğun son anlardan birini düşünmeni istiyorum.

Ve ben omzundan elimi çektiğimde bu duygular seni terk edecek. Sol omzuna dokunduğumda biraz korku hissedeceksin, elimi çektiğimde bu hisler seni terk edecek.

Şimdi geleceği düşünmeni ve çekirge gördüğünü düşünmeni istiyorum. Şimdi hislerin biraz karışık. Ama bir dakika. Aklında her çeşit düşünce var. Şimdi ne zaman çekirgeler hakkında düşünürsen, korkunun geçtiğini fark edeceksin.(Çocuğun sağ omzuna dokunun)

(Bu noktadan itibaren artık korkuya meydan okuyabilirsiniz)

Şimdi çekirgeler hakkında tekrar düşünmeni ve korkunu hatırlamanı istiyorum.(Sağ omuza dokunun). Onun yerine bisikletin olduğu günkü hislerini hissediyorsun değil mi. (Cevabı bekleyin)

Biz her türlü hissi aklımızda tutarız. Bu negatif de olabilir pozitif de. Ve bu duyguları mantıksız, akla yatkın olmayan korkuları yenmek amacıyla kullanırız.

 Yetişkinler ve çocuklar söyleneni yapmaya direnmeye yatkındırlar. Biz bilinçli davranışları değiştirmeye çalışırken, aslında bilinçaltına ne yapması gerektiğini söylemeye çalışırız. 

Bilinçaltımız her zaman bizim için en iyisini yapmaya çalışır.  

Bir insana ödül olarak veya kendini iyi hissetmesi için yemek verirseniz bu insan duygularına yemekle karşılık vermeye başlar. Bu insana yemek yememesini söylemek artık etkili bir yol değildir. Tekrar şekil verme yöntemiyle, bilinçaltımızın yardımını istiyoruz.

Bu yardım negatif bir davranışımızı değiştirmek amacıyla, güvenli, sağlıklı, pozitif bir çözüm getirmek içindir.



GÖZDE CANLANDIRMA ÇALIŞMASI 

Not: Bu çalışmayı hazırlık safhasında sonra, hipnoza girmeden önce yapınız.

 “Şimdi arkana yaslan, rahatla ve gözlerini kapa. Şimdi sadece hayatında şu sıralarda olanları düşünmeni ve gözünün önün getirmeni istiyorum. Bugün buraya bazı değişiklikler yapmak için geldin. Şimdi neyi değiştirmek istediğini düşün. İşlerin nasıl senin gitmesini istemediğin şekilde gittiğini düşün.

İşlerin istemediğin şekilde gittiğini hayal ettiğinde, kendi gözlerinin içine bakabiliyor musun, ya da bu hayal de kendini görebiliyor musun?  Bu hayalinde canlandırdığın resim siyah beyaz mı yoksa renkli mi?(Eğer renkliyse, siyah beyaza çevirin). Bu resim sana yakında mı yoksa uzakta mı? (Yakınsa, uzağa dönüştürün) 

Şimdi kendini bu siyah beyaz resimde görebiliyorsun. Ama çok belirsiz çok bulanık bir görüntü bu. Kendine baktığını bile zorlukla anlıyorsun. Şimdi bu resmi uzakta bir nokta haline gelinceye kadar kendinden uzaklaştır.  Ve sol veya sağ alt köşeyi kıvır. Şimdi bırak. 

Şimdi derin bir nefes al ve içinde tut. Şimdi bırak.  Çok iyi gidiyorsun.

Tekrar derin bir nefes al ve yavaşça bırak. Şimdi işlerinin yolunda ve tam istediğin gibi gittiğini hayal et.

 (Bu aşamada sonra bir önceki kısımda verdiğiniz telkinleri vermeye devam edin. ) 

Şimdi kendini berrak parlak renklerin içinde görüyorsun.  Resmi o kadar yakından görüyorsun ki neredeyse kendi gözlerinin içine bakıyorsun. Şimdi bu hayalinde canlandırdığın resme güzel duygular kat. Neredeyse gülüyorsun. Şimdi bu duyguları hedefine ulaştığında da hissedeceğini düşün. Hedeflerine ulaşıyorsun. İşte bu. Sen çok başarılı birisin. Evet başardın.

 

Şimdi derin bir nefes al biraz içinde tuttuktan sonra yavaşça bırak. Şimdi gözlerini aç.” 



REFRAMING 

“ Ahmet’in akıllı parçası onu kavgalardan uzak tutmak için yardımcı olmak istiyor mu? (Cevabı bekleyin.)

Güzel. Ahmet’in bu akıllı parçası yepyeni kavga etmektense, kavgaları durduracak 5 yeni fikir vermek istiyor mu?(Cevabı bekleyin.)

Bu 5 fikirden herhangi birisi kötü şeyler yeni yolu olabilir mi?(cevabı bekleyin)

Anne ve baban bu 5 fikrin hepsini sevecek mi? (Cevabı bekleyin)

Güzel. Seni iyi şeyler yapmaya yönlendirecek ve kavga etmeni durduracak bu 5 yeni fikri bana sayabilir misin? (Cevabı bekleyin)”

 

Hipnoz yapılan kişiden bu 5 yeni fikrin hepsini, hatırlaması veya ezberlenmesi beklenemez



 Biz yukarıdaki tekniği genelde yetişkinleri kilo vermesine yardımcı olurken kullanırız.

Benim bir hastam bir randevusuna geldiğinde, bana kocası ve kendisinin yeni fikir bulduğu iddiasıyla gelmişti ve şu öneri de bulunmuştu.

“Reklâmlar sırasında, buzdolabına yemek bakmaya gideceğime, posta kutusuna gidip yeni bir şeyler olup olmadığını kontrol edeceğim.”

 Bu öneri benimde çok hoşuma gitmişti. Ama eğer ben bu öneriyle gelmiş olsaydım, hastam ya tamamen reddederdi yada bir iki kere yaptıktan sonra bu yaptığını budalaca bulurdu. Ama kendi bilinçaltı bu bu yeni öneriyle geldiği için, bu öneriye direnmemişti. 

Bir sonraki tekniği biz genelde çocuklarda kullanırız. Bu işlem aklımızın bilinçli kısmını devreye sokmadan tepki almanın farklı bir yoludur. Başlamadan önce ilk önce çocuğun sağ elle mi sol elle mi yazdığını belirlemelisiniz. Biz bu tekniği bir kâğıt ve kalem yardımıyla uygularız.

 AUTOMATIC WRITING

 “ Sen koltuğunda rahatlamış şekilde rahatlamış şekilde otururken, ben senin eline bir kalem vereceğim. Bu kalemin altına da bir kağıt koyacağım. Şimdi gerçekten de biraz sihir yapacağız. Birkaç saniye sonra ben eline kalemi verdiğimde, sen nasıl olduğunu anlamadan elin hareket etmeye başlayacak.  

Senin onu oynatmana gerek yok, bu zaten kendi kendine olacak. Elin hareket etmeye başladığında, 2 veya 3 kelime yazacak. Ama tek bir kelime, gizli bir kelime senin korkularına neden olan sırrı ortaya çıkartacak.

 Şimdi kalemi senin eline veriyorum. Kalemi eline verdiğimde bir şeyler yazmaya çalışma. Zaten elin kendi kendine oynamaya başlayacak. Kendi kendine 2–3 kelime yazmaya başlayacak. Bu 2 3 kelimeyi yazmasının nedeni senin korkuların. Hazır ol. Elinin hareket etmeye başladığını hisset. Çok iyi gidiyorsun. Şimdi elin kâğıda bir kelime yazıyor. Gerçekten de çok iyi gidiyorsun.

 Bütün korkuların kâğıda döküldükten sonra, kalem elinden kayacak ve sen kendini daha da rahatlamış hissedeceksin.

Şimdi yazma işlemi bitti ve kalem yavaş, yavaş elinde kayıyor. İşte kalem elinden düştü ve sen kendini daha da rahatlamış hissediyorsun.” 

Bu uygulama çocukların el yazısını okumak genelde çok zor olur. Bu yüzden çocuğa 3 kadar sayacağımızı ve gözlerini açmalarını söyleriz. Gözlerini açtıklarında ise kendi yazdıklarını okuyabileceklerini telkin ederiz. Bu bilinçaltına direkt olarak mesaj göndermenin en iyi yollarından biridir.

 Çocuk bir davranışı aklından ne kadar prova ederse, o şekilde davranmaya o kadar yatkın olur. Gözümüzde Canlandırmayla,ilgili verdiğimiz örneği hatırlayın. Oradaki 3 grup öğrenciyi hatırlayın.

Birçok başarılı atlet de daha önce anlattığımız gibi aynı yolu kullanır. Eğer bu teknik sporda işe yarıyorsa, hayal ettiğimiz her şey de işe yarayabilir. 



REHEARSING

 “ Senden televizyondaki birisini düşünmeni istiyorum. Bu kişi ne söyleyeceğini ve nasıl davranacağını prova etmelidir. İşini tam anlamıyla doğru yaptığına inanana kadar prova yapmaya devam eder. Şimdi senden gözlerin kapalı olarak kendini aynı o televizyondaki kişi gibi hissetmeni istiyorum. Doğru yaptığına inanana kadar prova yapabilirsin.

 Şimdi senden işler yolunda gitmediğinde nasıl tepki vereceğini prova etmeni istiyorum. Ne yapacağını ve ne söyleyeceğini bana anlatmanı istiyorum. Anne ve babanın senden istediği davranış biçimini biliyorsun.  Biliyorsun değil mi?  (Cevap bekleyin)

 Çok iyi gidiyorsun. Şimdi senin kendini iyi hissetmeni sağlayacak davranışları prova edeceksin. İnsanlar seni daha çok seviyor çünkü sen herkese karşı iyisin.”

Bu telkinleri yaptıktan sonra istediğiniz davranış biçimini hipnoz ettiğiniz kişinin gözünde canlandırmasını sağlayarak kabul edilebilir bir tepki almayı başarabilirsiniz.  

Regresyon hipnoz seanslarının en hayret verici öğelerinden biridir. Çocuklarla çalışırken kullanabileceğiniz birçok regresyon çeşidi vardır. Bunlar;

 1-IDEO-MOTOR RESPONSE Regresyon

2-Görsel Regresyon

3-Restoring Memory Regresyon

4-Reliving Regresyon

 IDEO-MOTOR RESPONSE Regresyon

 “Birkaç saniye sonra yanına gelip sağ elini yukarı kaldıracağım ve seninle tamamen farklı bir şekilde konuşmaya başlayacağız. Sana sorular soracağım ve cevabın “evet”se işaret parmağını havaya kaldıracaksın ve ben onu aşağı indirinceye kadar öyle tutacaksın.

Cevabın “hayır”sa serçe parmağını havaya kaldıracaksın ve ben onu aşağıya indirene kadar öyle tutacaksın.” 

Hadi şimdi senle bir deneme yapalım. Şu anda Türkiye’de mi yaşıyorsun. (Cevabı bekleyin). Evet. Şimdi “evet” parmağını aşağıya indiriyorum.”

 Bu noktadan sonra çocuğun problemiyle ilgili geçmiş anılar ve hisleri hakkında “evet”-“hayır” soruları sormaya başlayabilirsiniz.

 Çocuklara regresyon yaparken daha da dikkatli olunmalıdır. Dikkatsiz sorular yanlış çocuğun aklına yanlış anılarla ilgili yanlış fikirler sokabilir.Daha sonra çocuğun problemi yaratan gerçek anıyı hatırlaması, yarardan çok zarar sağlayabilir.



Restoring Memory Regresyon 

“Sen şu anda 9 yaşındasın. Şimdi ben 1den senin yaşına kadar sayacağım. Ben senin her bir yaşını söylediğimde sen o yaşın, yani yılın içersinde yaşadıklarını gözden geçireceksin ve şu anda yaşadığın problemleri yaşamana neden olan duyguların hangi yıl içinde ve ne zaman olduğunu bana söyleyeceksin. 

Söyleyebilme yetisine sahip olacaksın çünkü aynı hisleri tekrar yaşayacaksın.

Bu aynı hisleri tekrar hissetmeye başladığında, sağ elinden bir parmağını yukarı kaldırmanı istiyorum. 

1, 2, 3, 4(Çocuğun tepkilerini izleyin)

 Güzel. Parmaklarından birini yukarı kaldırmaktasın. Ben yanına gelip sağ eline dokunacağım ve dokunmamla birlikte bana neler olduğunu ve nasıl hissettiğini anlatmanı istiyorum. Şimdi dokunuyorum. Şu anda 4 yaşındasın. Güvendesin. Benim yanımdasın ve güvendesin.

Şimdi bana neler hissettiğini anlat.”

Bir sonraki örnek görsel regresyonla ilgili örnektir.

 GÖRSEL REGRESYON

 “Şimdi kendini büyük bir televizyon izliyormuş gibi hissetmeni istiyorum. Elinde de bu televizyonun kumandası var. Şimdi 3ten geriye doğru sayacağım. Ben saymayı bitirdiğimde, sen bu TV de bir film görmeye başlayacaksın. Bu film senin 5 yaşındaki hayatının anlatacak. 

3, film başlıyor hazırlan

2, her şey net olarak gözükmeye başladı. İşte 5 yaşındaki en mutlu anlarından biri.

1, İşte senin 5 yaşındaki hayatın. 

Filmi görmeye başladıysan kafanı “evet” biçiminde salla.(Cevabı bekleyin. Şimdi elindeki uzaktan kumandayla sesi açmayı düşün.

Böylece neler olduğunu duyabilirsin. Şimdi filmin sesini de duyuyorsan kafanı “evet” şeklinde salla.(Cevabı bekleyin)

Eğer istersen filmi durdurabilirsin, geriye veya ileriye sarabilirsin. Sen nasıl istersen öyle yapabilirsin. Şimdi filmde neler olduğunu bana anlat.(Cevabı bekleyin)” 

Bu tekniklikle çocuk hayalindeki resmi tekrardan yaratır, fakat aynı şeyleri tekrar tecrübe etmez, aynı olayı tekrardan yaşamaz.

 Bunu tekrar yaşanılan bir regresyona şu şekilde dönüştürebiliriz.

 “Birkaç saniye sonra, eline dokunacağım ve bunu yaptığımda filme bakıp 5 yaşlarında ve o anda ne giydiğini bana söylemeni istiyorum.”

(Cevabı bekleyin.)

 Çocuk buna olay sırasında giydiği elbiselere hakkında bilgi vererek cevap verir. Bu çeşit bir regresyon anıyla birlikte yaşanılan duyguları da geri getirir, o yüzden bu anının pozitif bir anı olduğuna emin olmalıyız. 

RELIVING REGRESSION

“Senin gördüğün, duyduğun veya hissettiğin her şey aklında kayıtlıdır. Ve aklımızda bulunan her şeyi geri getirebiliriz. Şimdi 3ten geriye sayacağım ve sen zamanda geriye gitmeye başlayacaksın ve 5 yaşındaki haline geri döneceksin. Yeniden 5 yaşında olacaksın.

 

3, küçüldüğünü ve gençleştiğini hisset, Yeniden 5 yaşına dönüyorsun.



2, Neredeyse geldik

1, Artık 5 yaşındasın. 5 yaşında ve mutlusun.

 

5 yaşına geri döndüysen “evet” şeklinde kafanı salla.(Cevabı bekleyin) 



5 yaşında olmak, haliyle şimdiki yaşamından farklı. Gözlerin kapalıyken ayaklarına bak ve şimdi ne giydiğini ve  5 yaşındayken ne giydiğini ban anlat. (Cevabı bekleyin.) Şimdi bana başka neler giydiğini de anlat.

  Çocuklar için Ödevler

 Biz, çocukların kendilerinde yaptığı değişikliğin farkında olmasını isteriz. Bunu yapmanın birçok yolu vardır.

 Çocuğa verilen ödevin eksiksiz yapılması, hipnoz seansındaki gelişimleri, değişimleri destekler.

Çocuklardan yapmalarını ve odaklanmalarını istediğimiz ödevlerin listesi şöyledir.

 

1-Visualization(Gözde Canlandırma)



2-Günlükler ve Çizelgeler Hazırlamak

3-Kasetler(Seans sırasında kaydedilen)

4-Anahtar Kelimeler

5-Negatif Düşünceleri Reddetme

 

Visualization(Gözde Canlandırma)

 Gözde Canlandırma çocukların kendi kendilerine her istedikleri zaman yapabilecekleri bir alıştırmadır. Mesela çocuk her gece uyumadan önce sabah kuru bir yatakla uyanacağını gözünde canlandırabilir. Eğer amaç mantıksız bir korkuyu yenmekse, çocuk bu korkuya neden olan olay veya duruma daha geliştirilmiş bir tepki vermeyi gözünde canlandırabilir. Çocuk kendi başarılarını gözünde canlandırmayı daha kolay başardıkça, yeteneklerinin ve yapabileceklerinin farkına varacaktır.



Günlükler ve Çizelgeler Hazırlamak 

Bu çizelgelerin veya günlüklerin karmaşık şekilde olmalarına gerek yoktur. Önemli olan çocuğun kendi gösterdiği gelişimin farkında olmasını sağlamaktır. Okullar yıllardır bu metodu başarıyla kullanmaktadırlar. Çocuğunuzu defterine, yıldız veya gülen bir yüz koyarak ödüllendirebilirsiniz. Bu pozitif davranış değişiklikleri yaratmayı desteklemede çok iyi bir yoldur.

Çocuk istenilen hedefe ulaşmasa da gelişim göstermesi de çok önemlidir. Bazı değişimler birden fazla seans gerektirebilir. Ama bu çocuğunuzu, değişim göstermek için çabalamaktan alıkoymamalıdır.

Tutulan günlükler veya çizelgeler sonraki seanslara getirilerek hipnoterapistle tartışılabilir ve çocuğu sürekli teşvik edici öğeler olarak kullanılabilirler.

  Kasetler 

Hipnoz seansını kaydetmek için ses kayıt cihazı kullanabilir, ve kaydettiğiniz kaseti çocuğa verebilirsiniz.  Çocuklar bu seans kasetlerini gözlerini kapatabilecekleri ve kesintiye uğramadan rahatlayabilecekleri zamanlarda dinlemelidir.

 Aynı zamanda istenen değişikliği yaratmak için pozitif cümleleri bir kasete doldurmak da çok etkili bir yol olabilir. Çocuk bu tür bir kaseti her an dinleyebilir.

 Anahtar Kelimeler

Anahtar kelimeler çocukların bir davranışı desteklemek için akıllarında veya sözlü olarak tekrarladıkları kelimelerdir. Seans bittikten sonra bu kelimelerin kullanımını pekiştirmek uygun bir yoldur.

Aşağıdaki örnek çocukların yavaş konuşmasını sağlamak için kullanılan ANAHTAR KELİME örneğidir. 

“Şimdi sana birkaç tane sihirli kelime söyleyeceğim. YAVAŞ KONUŞ. İşte sihirli kelimelerin bunlar. Ne zaman hızlı konuşmaya başladığında bu kelimeleri kendi kendine tekrar etmeni istiyorum. YAVAŞ KONUŞ. Bu kelimeleri kullandıktan sonra yavaş konuşmaya başlayacaksın. YAVAŞ KONUŞ. 

Negatif Düşünceleri Reddetme

Çocuklara negatif düşünceleri reddetme yetilerinin olduğunu göstermek harika bir şeydir. Ama bazen ebeveynler çocukların seans sırasında yaptıkları gelişmelerin boşa gitmesini sağlayabilirler.  

Negatif ortamlar çocukların kendileriyle olan gururlarını, kendilerine olan güvenlerini azaltabilir. Eğer çocuklar kendileri hakkında devamlı kötü şeyler duyuyorlarsa, aşağıdaki tekniği onları kuvvetlendirmek için kullanabilirsiniz. 

REDDET 

“Gözlerini kapat ve kendini rahatlamış hisset. Şimdi sana süper bir kahramandan bahsetmek istiyorum. Bu süper kahramanı duymuş veya duymamış olabilirsin. Bu süper kahramanın adı Süperman. Bu süper kahraman dünyamıza başka bir gezegenden geldi ve çok güçlü aynı zamanda çok da iyi bir adam. Başı belada olan bütün insanlara yardım ediyor. Suçluları yakalaması içinde polislere yardım ediyor. Çok heyecanlandırıcı, değil mi?(Cevap bekleyin) 

Süperman gerçekten de özel biri. O bir uçaktan daha hızlı uçabiliyor. Bir binadan başka bir binaya atlayabiliyor. O kadar güçlü birisi ki çeliği bile bükebiliyor. Ve en önemlisi de ona kurşun işlemiyor. 

Kötü adamlar onu ne zamana silahlarıyla vurmaya kalksalar, o onların karşısında son derece kendine güvenli ve güçlü şekilde duruyor.

Bazen bazı insanlar bizim canımızı acıtacak sözler söyleyebilir. Eğer birisi sana kötü bir şey söylerse, seninde onunu karşısında Süperman gibi durmanı istiyorum. Bu insanların sana söylediği sözler sana işlemeyecek. Aynen Süperman’e kurşun işlememesi gibi.

Şimdi sana çok özel bir kelime söyleyeceğim. Bu kelimeyi sana biraz önce söylediğim sözler karşında kullanabilirsin. Böylece Supermane nasıl kurşun işlemiyorsa sana da bu sözler işlemeyecek. Bu özel kelime “Reddet”. Bu kelimeyi kendi kendine birkaç kere tekrarla. “Reddet, reddet, reddet.”

Bu andan itibaren birisi sana seni kırıcı veya kaba bir söz söylediği zaman, sen kendi kendine bu kelimeyi tekrarlayacaksın. Ve bu sözler sana işlemeyecek.  

Bugünden başlayarak, hep pozitif şeyler hakkında düşüneceksin. Ne istersen onu düşüneceksin. Sen çok akıllı bir çocuksun. Başka birsinin seni kötü adlandırması umurunda olmamalı. Sen harika birisin. Bunu sakın unutma”

 Yetişkinler İçin Ödevler 

Çoğu ebeveyn çocuklarının başarıya ulaşması için onlara yardım etmek ister. Biz şimdi bu konu hakkında birkaç başlığı ele alacağız.

 1-Günlükler ve Çizelgeler

2-Pozitif  İfadeler Kullanma

3-Gelecek Hakkında Konuşma4-Destek Olma5-“TIME OUT” Oyunu

 Günlükler ve Çizelgeler

 Ebeveynler de çocuklarındaki gelişimin kaydını tutabilirler. Böylece çocuklarını başardıklarından dolayı ödüllendirebilirler. Mesela ebeveynler çocuklarının her özel davranışı için yeni bir oyuncak alabilir veya yatarken yeni bir hikâye anlatabilirler.

Pozitif İfadeler Kullanın

Ebeveynler çocuklarının gösterdiği en ufak gelişmeyi bile takdir ederek onlara değeri ölçülemeyecek şekilde yardım edebilirler.

Yetişkinlerin söz konusu çocuklar olduğunda pozitif ifadeler kullanması son derece önemlidir. Çocuklarınıza ne yapmaması gerektiğini söylemek yerine, ne yapmasını istediğinizi söylemeye gayret edin.

Gelecek Hakkında Konuşun 

Çocuklara gelişimlerini anlatırken, onları ne başarılı bulduğunuzu söylemeyi unutmayın. Bunu yaparken şöyle cümleler kullanabilirsiniz,

“Şu anda gerçektende çok iyi gidiyorsun. Birazda haftaya ne kadar iyi olacağını düşün bakalım”. Böylece onları gelişimlerinin sürekli olacağına ve zaman geçtikçe daha da iyi olacaklarına inandırırsınız.

 Destek Olun

 Çocuğun gelişimi etrafındaki insanlar tarafından engellenebilir de desteklenebilir de. Çocuk etrafında onun gelişimini destekleyen bir takım olduğunu hissederse gelişim süreci hızlanacaktır.

Mola Oyunu

 “Mola oyunu” negatif davranışları değiştirmede kullanılan en etkili yollardan biridir. Yetişkinler “mola”  kelimesini kullandığında, çocuklar davranışlarının o durum için uygun olmadığını anlamalıdır.

Çocuklarının bu mola süresinde gidebilecekleri yer önceden belirlenmelidir.  Bu yerde çocuğa hiçbir uyarı olmamalıdır. Bu oyunun çocuklar tarafından ceza olarak algılanmaması sağlanmalı, sadece davranışının uygun olmadığı çocuğa bir şekilde anlatılmalıdır.

 Mola süresi çocuğun yaşına göre belirlenmelidir. Mesela her yaş için, yaş bir dakikayla çarpılarak süre belirlenebilir. 3 yaşındaki bir çocuk için 3 dakika gibi.Çocuklarda bir durumu ele alırken zorluk çektiklerinde mola isteyebilirler.  “Mola oyunu” yetişkinlerin bazı durumlarda sakinleşmek için 10 a kadar saymasına benzer. Bu sayma işlemi veya mola süresi insanlara o konu hakkında düşünmesi için zaman verir.



 
Yüklə 91,28 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin