Cumhuriyet seriSİ: Başlangıç atatürk ve türk devriMİNİn anlaşilmasinin vazgeçİlmez kaynaklari prof. Dr. Seçİl karal akgüN



Yüklə 41,17 Kb.
tarix29.07.2018
ölçüsü41,17 Kb.
#61675

CUMHURİYET SERİSİ

Cumhuriyet Serisi: Başlangıç

ATATÜRK VE TÜRK DEVRİMİNİN ANLAŞILMASININ VAZGEÇİLMEZ KAYNAKLARI

PROF. DR. SEÇİL KARAL AKGÜN

Atatürk, Kurtuluş Savaşı ile bağımsızlığını kazanan Türk ulusunun onurlu bir yönetimle ileri ülkeler yanında yer almasını hedeflemişti. Bu hedefe varmak için akıldan ve bilimden yararlanarak gerçekleştirdiği Türk Devrimi’yle Türkiye’yi eskiden yeniye, Doğu’dan Batı’ya taşıdı.c:\users\administrator\desktop\_0.jpg

Yılmadan yinelediği özgün ve özgür düşünceleri, Doğu toplumlarının ilerlemesi yolunda çaba gösterenlere esin kaynağı olurken, dünyadaki bütün ezilen uluslar için bir aydınlanma meşalesi yaktı. Nice Doğulu tarafından baş tacı edilen Türk Devrimi, Batı’da şaşkınlık ve hayranlıkla karşılandı.

Prof. Dr. Seçil Karal Akgün, bu çalışmasında, Atatürk’ü, Türk Devrimi’ni, anlatıp değerlendiren dünyanın çeşitli yerlerinde yayınlanmış on binlerce kitap ve makaleden örnekler verirken “Atatürk ve Türk Devrimi’nin anlaşılmasında vazgeçilmez kaynaklar” olarak gördüğü Nutuk’u, O’nun söylev ve demeçlerini içeren beş ciltlik derleme yayını ve kavramlarıyla yeni Türk Devleti’ni yeni cumhuriyetin vatandaşlarına anlatmak üzere yazdığı Medeni Bilgiler kitabını ele alıp irdeliyor. Atatürk’ü ve düşüncesinin ürünü olan Türk Devrimi’ni iyi anlamamız, özellikle yeni kuşaklara iyi anlatmamız ve öğretmemiz gerektiğini vurguluyor.


Cumhuriyet Serisi:1

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ MANİFESTOSU
“Devrimci Atatürk Cumhuriyeti mutlaka kazanacak” sözleriyle başlayan manifestoda, Türkiye’nin bölgemizde laik, demokratik cumhuriyeti ilk olarak kuran ve bugüne kadar yaşatabilen tek ülke olduğu vurgulanırken, son 15 yıldır kesintisiz olarak AKP iktidarı tarafından yöneltilen ülkemizin bu süreçte cumhuriyetin kazanımlarını yitirildiğine dikkat çekiliyor.

16 Nisan halk oylamasıyla hukuka aykırı bir anayasa değişikliği yapıldığı; halka egemenliğin tek kişide toplandığı, bir tek adam rejimi dayatıldığı; 1920’den bu yana millet egemenliğinin temsilcisi olan Meclis’in etkisiz, milletin temsilcisi millet vekillerinin ise işlevsiz bırakıldığı belirtilirken, halkımıza önemli uyarılarda bulunuluyor.

Her kütüphanede bulunması gereken manifesto şu sözlerle noktalanıyor:c:\users\administrator\desktop\_1.jpg

“Görevimiz;



  • Geçmişten ders alarak,

  • Akılla, bilimle, emekle aydınlanma devrimini sürdürerek,

  • Geleceğin tam bağımsız Türkiye’sini kurmaktır.

  • Cumhuriyetçi deneyim ve kadrolarımız ve Atatürkçü potansiyelimizle,

  • Demokratik, devrimci Cumhuriyetin üretim, bağımsızlık ve kalkınma coşkusunu çocuklarımıza yaşatmakta kararlıyız.

Yaşasın Cumhuriyet.”


Cumhuriyet Serisi 2:

PROF. DR. BİLSAY KURUÇ’LA CUMHURİYET SÖYLEŞİSİ

SAFA YENİCE

Atatürkçü Düşünce Derneği geleceğe bakıyor; düşünüyor, araştırıyor, uzmanlarla görüşüyor.c:\users\administrator\desktop\_2.jpg

Milli mücadele nasıl yapıldı? Saltanata ve emperyalizme karşı nasıl mücadele edildi? Cumhuriyet hangi temeller üzerine kuruldu?

Genel Yönetim Kurulu Üyemiz Safa Yenice sordu, Prof. Dr. Bilsay Kuruç “Cumhuriyet bir iddiadır” sözünün dayandığı esaslardan yola çıkarak yanıtladı.

Söyleşisinde “Cumhuriyet ışığı kolektif bilincin ışığıdır” diyen Prof. Kuruç, aklın ışığında, dayanışmayı bilen, razı olan insana değil, mücadele eden insana, bilimin en yüksek katlarına çıkmayı her şeyden önce düşünen insana ihtiyacımız olduğunu; cumhuriyeti kuranların ifadesiyle bir halk idaresi kurulması halinde ancak, Türkiye’nin ayağa kalkabileceğini, bugün yine aynı bilinçle, belki daha güçlü bir bilinçle bir halk idaresine ihtiyacımız olduğunu söylüyor, gençlerimize şu öğüdü veriyor:

“Düşünsünler, sorgulasınlar, öğrensinler, sonra öğrendiklerini yeniden sorgulasınlar, yeniden düşünsünler, yeniden öğrensinler. Bu süreci hiç bırakmasınlar.”


Cumhuriyet Serisi 3:

ATATÜRK’Ü ANARKEN

PROF. DR. TÜRKKAYA ATAÖV
Atatürk yıllarını da görmüş yaşamış, Cumhuriyet kuşağından Prof. Dr. Türkkaya Ataöv, ilkokula henüz başlamış küçük bir çocukken belleğine kazınan anılarından yola çıkarak Atatürk’ü anlatıyor bizlere.c:\users\administrator\desktop\_3.jpg

“Ulusumuzun en büyük acısı, 10 Kasım 1938 tarihli olanıdır” diyen Ataöv, o kara günün dünya kamuoyu ve basınına nasıl yansıdığını anlatırken, Atatürk üstüne basılmış olan yerli ve yabancı kaynaklar hakkında bilgi veriyor. Atatürk dönemi Türkiye’sini başka ülkelerle karşılaştırıyor. Sonuç olarak şunları söylüyor:

“Hedefi Çağdaş Uygarlığın en olumlu ve en yüce doruğuydu. Yöntemi de “Yurtta Barış, Dünyada Barış.” Onun zamanında, tüm çevremiz ve koca anakaralar yangın, yıkım ve kan gölüne dönmeye hazırlanırken, onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti dinginlik adasıydı. Kuşkusuz, onun “askerleriyiz” de; başka deyimlerle, onun sayesinde uygarız, adaletçiyiz, doğrucuyuz, halkçıyız, bilimden yanayız, devrimlerimizin savunucusuyuz; ayrıca kurtarıcımız, kurucumuz ve ölümsüz önderimize gönül borcumuz var.”

Fotoğraflarla zenginleştirilen kitap gerçek bir belge niteliğinde.



Cumhuriyet Serisi 4:

2018’E BAKIŞ” SÖYLEŞİSİ



PROF. DR. BİLSAY KURUÇ

Kitap, 2017 yılının son günlerinde Safa Yenice’nin Prof. Dr. Bilsay Kuruç ile yaptığı bir söyleşiyi içeriyor. c:\users\administrator\desktop\_4.jpg

Prof. Dr. Bilsay Kuruç, Yenice’nin “2018 yılını nasıl görüyorsunuz? “sorusuna yanıt vermeden önce “Nasıl bir dünyadayız? Türkiye dünyanın bağımsız bir parçası mı? Dünyaya şekil mi veriyor, yoksa dünya mı Türkiye’ye şekil veriyor?” sorularına iktisatçı gözüyle yanıt arıyor. 1945’ten günümüze kapitalizmin geçirdiği aşamaları, Türkiye’ye ve dünya ekonomisine etkilerini mercek altına alıyor. Kapitalizmin siyaset alanını olduğu gibi insanların düşünce alanını da belirleyen bir güç olduğunu belirten Kuruç, “Bugün dünyada sadece kapitalizm var” diyor.

Kapitalizmin dünyaya yayılma senaryolarına, yani “kapitalizmin dünya gezisine” küreselleşme dendiğini anımsatan Kuruç, bu modelde bütün ülkelerin kapitalizmin senaryosuna katılmakta, onun içinde rol almakla yükümlü olduklarını, Türkiye’nin, 24 Ocak kararları ve 12 Eylül darbesinden itibaren yavaş yavaş fakat en çok, özellikle de 2000’den sonra bu kervana katıldığını anlatıyor. Çok önemli uyarılarda bulunuyor.


Cumhuriyet Serisi 5:

CUMHURİYETİN KÜLTÜR SANAT SİYASETİ

HÜSEYİN AKBULUT
Hüseyin Akbulut konuyu ilk önce yaşamsal değeri bakımından ele alıyor. Kültür ve sanatın sanıldığı gibi yalnızca yaşantımızı dekore eden, günlük, haftalık işlerimizden sonra başvuracağımız bir gereç olmadığını belirtikten sonra, “İnsanın ‘insan’ olduğunun kanıtı, onun sanat ile olan ilişkisidir” diyor.c:\users\administrator\desktop\_5.jpg

Demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla yerleştiremiyorsa, bu konudaki eksikliğimizin kültür sanata yeterince değer vermemenin bir sonucu olduğuna dikkat çeken yazar, çağdaş Cumhuriyetin yapısını değiştirmeyi, onu yok etmeyi hedef seçenlerin, öncelikle bu yaşamsal alanı yok ettiklerini, kültürümüzün bilinçli olarak değiştirilmek istendiğini, yok edildiğini, Türkiye’nin çağ dışına sürüklendiğini söylüyor.

Özgün kültür tarihimizden Cumhuriyetin kültür siyasetine, kültür siyasetinin düşünsel temellerinden Cumhuriyetin kültür devrimine, sanat siyasetinden sanat alanında atılan adımlara değin pek çok konuyu geniş bir yelpazede ele alan yazar, şöyle uyarıyor:

“Duygu ve düşünce dünyamızı değiştiren geliştiren, Türkiye’yi uygar dünya ile bütünleştiren “sanat yaşantımızı” ve “çağdaş sanat kurumlarımızı” tiyatro, opera, bale ve orkestralarımızı yok etmenin alt yapısı hazırlanmaktadır.

Asıl tehlike ise, tutucu, gerici kültür siyasetinin kuşatması altındaki aydınlatılmamış geniş halk kesimlerinin Cumhuriyete karşıt hale getirilmesidir.”
Cumhuriyet Serisi 6:

TÜRKİYE’DE SİVİL HAVACILIK ALANINDA İLK GELİŞMELER

PROF. DR. SEÇİL KARAL AKGÜN
Sivil havacılığın cumhuriyetin ilk yıllarında kurumsallaşarak çarçabuk gelişmesi, Atatürk başta olmak üzere devlet yetkililerinin gösterdiği duyarlılıkla yakından ilintiliydi. İzleyen yıllarda da dev adımlarla ilerleyen havacılık, dünyadaki gelişmelerden kopuk kalmadı.c:\users\administrator\desktop\_6.jpg

Prof. Dr. Seçil Karal Akgün, bu çalışmasında, sağlam temeller üzerinde kurulan sivil havacılığımızın 1933 yılından, daha sonra Türk Hava Yolları adını alan Devlet Hava Yolları’nın; 1935 yılında da daha çok gençliğe seslenen Türk Kuşu’nun kurulmasıyla gelişmesine devam eden ve Atatürk’ün öngördüğü gibi Türkiye’yi çağdaşlığa taşıyan köprü olma niteliğini sürdürmesinin ilginç öyküsünü anlatıyor.


Cumhuriyet Serisi 7:

ÜMMETTEN ULUS DEVLETE TEBAADAN VATANDAŞA

DOÇ. DR. EMİN ELMACI
Doç. Dr. Emin Elmacı, bu kitabında, bir cumhuriyet kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın son 15 yıl içerisinde fetva yayınlamayı artırdığı ve internet sitesinde de sorulan sorulara yanıtlar vererek, toplumun dinselleştirilmesine hizmet ettiğini bunun sonucunda da siyasetin, toplumu din üzerinden görmesine ve toplumu dinselleştirerek “ulus devlet bilinci” yerine “ümmet bilinciyaratmasına da hizmet eder bir konuma geldiğini öne sürüyor. c:\users\administrator\desktop\_7.png

Diyanetin kamuoyundan büyük tepkiler alan fetvalarının kökünün, Osmanlı’daki Şeyhülislamlık kurumuna dayandığını belirten Elmacı, konuyu Kanuni döneminden günümüze değin mercek altına alarak aydınlatmaya çalışıyor.

Kamuoyunca bilinmeyen veya yanlış bilinen pek çok konuyu gün yüzüne çıkaran Elmacı, 1923’ten bu yana oluşturulmuş olan ulus devlet yerine din esaslı bir toplum yapısını kurmanın kolay olmadığını belirtiyor ve şunları ekliyor:

Atatürk’ün dediği gibi en doğru ve en gerçek yol çağdaşlaşma yoludur… En gerçek yol göstericisi ise bilimdir fendir. Bilim ve fen çerçevesinde çalışması şart olan Diyanet, topluma “Suud geleneklerini” “din” diye dayatmamalı… İktidar, “ulus devlet” yapısına inanan bir toplum yerine “dini” bir esas üzerinden yeni bir toplum yaratmaya çalışmakta ve bir Cumhuriyet kurumu olan Diyanet İşleri de bu politikaya maalesef ortaklık etmektedir. Diyanet’in son faaliyetlerinin bu anlamda tesadüf olmadığını düşünüyorum.



Cumhuriyet Serisi 8:

CUMHURİYET’İN KENDİSİNİ BESLEYEN TARIM POLİTİKALARININİ YABANCI REÇETELERLE ÇÜRÜTÜLMESİ

PROF. DR. OĞUZ OYAN
c:\users\administrator\desktop\_8.jpg

Atatürkçü Düşünce Derneği yine geleceğe bakıyor; düşünüyor, araştırıyor, uzmanlarla görüşüyor.

Türkiye kendi kendine yöneten 7 ülkeden biriyken, nasıl oldu da saman ithal eden bir ülke durumuna geldi? Şeker fabrikaları neden kapatılmak isteniyor? Tarım politikamız nasıl çökertildi?

Genel Yönetim Kurulu Üyemiz Safa Yenice sordu, Prof. Dr. Oğuz Oyan yanıtladı.

Prof. Dr. Oğuz Oyan, Ulusal Tarım Politikamızı, Cumhuriyet’in tarımı nasıl stratejik bir konu olarak ele aldığını; sanayi devrimi, sanayi ile tarım ve ticaret arasında nasıl bir organik ilişkinin kurulduğunu anlatırken, küreselleşmenin, uluslararası kuruluşlarının ve finans şirketlerinin kısacası tarım politikamızın yabancı reçetelerle nasıl çökertildiğini, ülkemizin bir anlamda uçuruma nasıl itildiğini tek tek anlatıyor.

Türkiye’nin gelişmiş ülkeler arasında gerçek anlamda yer alabilmesinin yollarını gösteriyor.




Cumhuriyet Serisi 9:

CUMHURİYET’İN DENİZCİLİK POLİTİKASI

CEM GÜRDENİZ
Türkiye bugün 1,3 trilyon dolarlık dünya denizcilik pastasından % 1’lik bir pay alıyor. Denizlerle yıkanan bir coğrafyaya sahip, 750 milyar dolar üreterek, dünyanın 17’nci ekonomisi olduğunu iddia eden Türkiye’nin, ekonomisine 13 milyar dolar katkı sağlaması, deniz uygarlığından ne kadar uzak olduğumuzu, ya da uzak tutulduğumuzu gösteriyor.

Peki, Türkiye, tarih boyunca stratejik kapsamdaki denizcilikten ve denizcileşmeden neden uzak tutuldu? 1946 sonrası döneminde halkın denizcileşmesinden, deniz jeopolitiği durumsal farkındalığına kadar pek çok alan, devlet organlarında neden sahipsiz kaldı? c:\users\administrator\desktop\_9.jpg

Cem Gündüz, bu çalışmasında, son 95 yılda Atatürk’ün vizyonuna rağmen, sadece donanma alanında deniz uygarlığında başarı sağlayabilmiş, ancak bu güç denizcilik gücü içinde yalnız kalmış ve vagonları olmayan lokomotife dönüşmüş ülkemiz denizciliğini ele alıyor.

Denizcileşememenin temel nedenini devletin denizcileşememesine bağlayan yazar, bunun Osmanlıdan bu yana değişmeyen bir kader olduğunu, denizciliğin ve denizin ekonomik gelir alanlarının ne halka, ne işadamlarımıza ne de devleti yönetenlere bugüne kadar kapsamlı ve bütüncül bir şekilde anlatılamadığını söylüyor. Denizcilik yönetiminin çok başlı olmasının da bu durumda önemli rolü olduğuna, bu durumun, işbirliği ve eşgüdümü öldürdüğüne dikkat çekiyor. “Denizcileşmeyi başaran Anadolu, daha bağımsız, daha uygar, daha demokratik, daha akılcı, daha bilimsel, daha üretken, daha çalışkan, daha cesur, daha çevreci ve tüm bunların sonucunda daha zengin ve daha mutlu olacaktır” diyor.


Cumhuriyet Serisi 10:

ATATÜRK VE CUMHURİYET

ULUÇ GÜRKAN

c:\users\administrator\desktop\_10.jpg

Kitabına “Atatürk herhangi bir geçmiş zaman kahramanı değildir” sözleriyle başlayan Uluç Gürkan, Atatürk’ün tüm devrimlerinin, çağdaş anlamda özgürlükçü demokrasi yolunu açan ve asıl güvencesini demokraside bulan devrimler olduğunu, Cumhuriyet ile Türkiye’de siyasal egemenlik anlayışının köklü ve kalıcı bir biçimde değiştiğini söylüyor.

Yüzyıllar boyu bir sömürü ve baskı aracı olarak kullanılan “hilafet” ve “saltanat” gibi yüzlerce yıllık kimi doğaüstü güç, kavram ve kurumların Cumhuriyet ile birlikte nasıl yıkıldığını, egemenliğin nasıl “kayıtsız ve şartsız” olarak “ulusa” devredildiğini anlatıyor.

Türkiye’nin 1923 Kemalist Devrimi ile çağ atlayarak, demokratik bir geleceğe doğduğunu belirten Gürkan, Türkiye’nin yaşadığı bu Kemalizm mucizesinin, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihi için de yeni bir akım yarattığını, bu akımın, başta mazlum uluslar, tüm insanlığın özgürlüğe ve demokrasiye yönelişinin tarihi bir adımı olarak değerlendiriyor.

Gürkan, unuttuğumuz, bize unutturulan bu evrensel Kemalizm gerçeğini Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı günlerinde söylediği şu sözleriyle anımsatıyor:

“Bu ilkeler doğrultusunda amaç, mazlum ulusları küreselleşmenin kıskacından kurtarmak ve her alanda çağdaş uygarlığa ulaşacakları topyekûn değişimi gerçekleştirmektir.”





Yüklə 41,17 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin