ΕΘΝΙΚΟ ΚΑΙ ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ
ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ
ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ
KEIMENIKA EΙΔΗ
ΣΗΜΕΙΩΣΕΙΣ
DÜZYAZI TÜRLERİ
ROMAN
HİKÂYE
Μ. ΜΑΥΡΟΠΟΥΛΟΥ
2013-2014
DÜZYAZI TÜRLERİ
ROMAN
İnsanların yaşadıkları ya da yaşayabilecekleri olayları, yere, zamana ve şahsa bağlayarak anlatan eserlere RΟΜΑΝ denir.
-
Olaylar: Romanda olaylar geniş ve ayrıntılı olarak anlatılır. Ana olay etrafında olaycıklar vardır.
-
Şahıs kadrosu geniştir.Karakter çözümlemeleri yapılır. Karakterler isim koyunca belli olur. Genel tipler: sarışın, esmer, hayalperset, idealist, öfkeli, modern, muhafaza-kâr) Statik, Dinamik (uzun romanlarda). Hakim yönleri idealize veya karikatürize olarak verilebilir.
-
Çevre (belirli, belirsiz, hayali)
-
Zaman olarak bazen geri dönüşler olur. Genellikle olaylar ve çevreye bağlıdır.
-
Anlatım yöntemi (metodu) : Objektif (olaylar ve tasvirler- Almanlar), Dolaylı serbest anlatım, iç monologlar (Fransızlar ve İngilizler),
-
Yazar: Genellikle olay üçüncü tekilde anlatılır, bazen kendisi de oradadır, birinci tekilde anlatır, ya da kendi fikirlerini açıklar.
Romanlar çeşitli türlere ayrılır;
-
Tarihi Roman: Konusunu tarihten alır.
-
Töre Romanı: Toplumun yaşayış tarzını, geleneklerini, adetlerini işleyen romandır.
-
Psikolojik Roman: Ruh çözümlemelerinin yapıldığı romanlardır.
-
Egzotik Roman: Uzak ve yabancı ülkelerin doğa ve insanlarını anlatan romandır.
-
Tezli Roman: Bir görüş veya düşünceyi savunan romandır.
-
Polisiye Roman: Dedektif hikâyelerini anlatan romandır.
HİKÂYE
Olmuş ya da olması mümkün olan olayları anlatan kısa sanat eserleridir.
-
Olaylar: Tek bir olay vardır. Yani bir çekirdek olay etrafındadır.
-
Serim (giriş bölümü) düğüm (yardımcı olaylar) - çözüm (düğümlerin çözüldüğü bölüm) bölümlerinden ibarettir.
Görülen ve yaşanılan olaylar belirli geçmiş zamanda, hikâye edilen olaylar belirsiz geçmiş zamanda anlatılır.
-
Yazar: Kahramanın (ben) ya da başka bir kişinin (o) ağzından anlatıır.
-
Kişiler: Şahıs kadrosu romana göre dardır.
Kişiler, çoğu zaman hayatlarının belli bir anı içinde anlatılır. Ayrıntılı, canlı ve gerçekçi bir dille anlatılır.
-
Yer ve zaman : genellikle belirlidir.
İki tür hikâye görülür;
a) Olay Hikâyesi: «Maupassant tarzı» da denir. Olay esastır. Türk Edebiyatı’nda, temsilcisi, Ömer Seyfettindir.
b) Durum Hikâyesi: «Çehov tarzı» da denir. Olaydan çok insanın belli bir zaman dilimindeki durumu anlatılır. Türk Edebiyatı’ nda, temsilcisi Sait Faik Abasıyanıktır
Anı (Hatıra):
Bir kimsenin kendi hayatını, yaşadığı devrede şahidi olduğu ya da duyduğu olayları edebî değer taşıyan bir dille anlattığı yazılara anı (hatırat) denir. Bir başka deyişle, özümüzde bir iz bıraktığı için unutulmayan ve anılmaya değer bulduğumuz olayları anlatan yazı türüdür.
Edebiyat sahasının en yaygın türlerinden biridir. Bu türde verilen eserlerin çok değişik sahalarda oluşu, ona belli bir sınır çizme imkânını zorlaştırır. Anıların önde gelen özelliği, yazarının hayatının belli bir kesitini alması ve çok sonra yazıya dökülmesidir.
İçlerinde anı türünün özelliği bulunabilecek seyahatname, sefaretname, muhtıra, tezkire, menkabe, günlük, otobiyografi ve tarih türleri ile anı türünü karıştırmamak gerekir. Bu türlerin her birinin yazılış gayeleri ayrıdır. Ortak özellikleri ise yaşanmış olaylar üzerine kurulmuş olmalarıdır. Ancak bu özellik, onları birbirinin yerine koyma sebebi olamaz.
Anıların, tarihî gerçeklerin açıklanması sırasında, önemli yardımları dokunur. Anı; tarih değilse de, tarihe yardımcıdır. Devirlerin özelliklerini anlatan anılar, o devrin tarihini yazacaklar için önemli birer belge niteliğindedir. Bundan ötürü, anı yazarı, anılarını yansıtırken tarihî gerçeklerin bozulmamasına çok dikkat etmelidir.
Anı (Hatırat) ile günlük, en çok karıştırılan iki türdür. Bu iki türün en önemli ayrılığı günlüklerin yaşanırken, anıların ise hayatta ya da ömrün sonunda kaleme alınmalarıdır.
Her ne sebeple kaleme alınırsa alınsın anı türünde dürüstlük, samimiyet ve sorumluluk duygusu ön plânda tutulmalıdır. Anı yazarken önce konu tespit edilmeli; sonra ya günü gününe tutulan notlar ya da hafızada saklanan olaylar zinciri, plâna göre düzenlenmelidir. Anı yazılırken süslü sanatlı bir anlatımdan kaçınmalı; açık, sade ve akıcı bir üslûp kullanılmalıdır. Duygu ve düşünceler, içtenlikle gerçeği yansıtmalıdır.
Anılar, ya günü gününe tutulan notlar hâlinde ya da sonradan hatırlanmak suretiyle yazılır.
Batı edebiyatında en ünlü anı yazarları; Sain-Simon (1675-1755) ve J.J. Rousseau.
Batı Edebiyatındaki ünlü anı yazarları ve eserleri şunlardır:
Sain-Simon - Hatıralar
Rousseau - İtiraflar
Türk edebiyatındaki anı eserlerine örnekler ise şunlardır:
Ziya Paşa - "Defter-i A'mâl"
Muallim Naci - "Ömer'in Çocukluğu"
Ahmet Rasim - "Falaka" ve "Muharrir, Şair, Edip"
Halit Ziya UŞAKLIGİL - "Kırk Yıl" ve "Saray ve Ötesi"
Hüseyin Cahit YALÇIN -"Edebî Hatıralar"
Falih Rıfkı ATAY - "Çankaya" ve "Zeytindağı"
Anılar, genellikle aşağıdaki nedenlerden dolayı yazılır:
-
Geçmişi bir kez daha yaşamak ve yazma alışkanlığı kazanmak.
-
Anıları unutulmaktan kurtarmak.
-
Yok olup gitmesini göze alamadığımız bir gerçeğe kalıcılık kazandırmak.
-
Anıyı oluşturan olayı, durumu, yerleri, kişileri söz konusu edip, başkalarının bilgisine, yararına sunmak.
-
Kamuoyu önünde aklanmaya çalışmak, pişmanlığı dile getirip içini boşaltmak, günah çıkarmak.
-
Gelecek kuşaklara geçmişten sonuçlar çıkarıp sunmak.
-
Gerektiği zaman bir eleştiride bulunmak.
-
İnsanoğlunun; yaşantılarını, deneyimlerini başkalarıyla paylaşmak gereğini duymak. (S. SARICA - M. GÜNDÜZ, Güzel Konuşma Yazma, s. 375)
Açıklama-2/ Anı ( Hatıra ) Türü:
Bir kimsenin, özellikle tanınmış kişilerin yaşadıkları dönemde gördükleri ya da yaşadıkları ilginç olayları gözlemlerine ve bilgilerine dayanarak anlattıkları yazı türüdür.
Tanınmış sanatçı, siyasetçi, ve bilim adamlarının yazdığı anılar onların yaşayışlarını, yaşadıkları dönemdeki önemli olayları anlatması bakımından önemlidir.
Anı (Hatıra) Türü Özellikleri :
Yaşanmakta olanı değil, yaşanmış bir konuyu anlatır.
İnsan belleğinde iz bırakan olay ve olguları anlatır
Tarihsel gerçeklerin öğrenilmesine katkı yaptığı için tarihçilere ışık tutar.
Tanınmış, bilim, sanat ve politika adamlarının yaşamlarını çalışma ve araştırmalarını anlatır.
Yazarın unutulmasını istemediği gerçekleri kalıcı kılar.
Geçmiş birinci kişinin ağzından kişisel yargılar ve yorumlarla verilir.
Edebi tür anlamında anı ise bizde Tanzimat döneminde başlamıştir. Önceleri Ebuziya Tevfik ve Ali Suavi çıkardıkları gazetelerde anılarını yayınlarlar daha sonra ;
Akif Paşa'nın "Tabsıra"
Namık Kemal'in "Magaza Mektupları"
Ziya Paşa'nın "Defter-i Amel"
Ahmet Mithat Efendi'nin "Menfa"
Muallim Naci'nin "Ömer'in Çocukluğu"
Servet-i Fünun Döneminde;
Ahmet Rasim'in "Eşkal-i Zaman", "Falaka", "Muharrir, Şair, Edip"
Halit Ziya'nın "Kırk Yıl", Saray ve Ötesi
Hüseyin Cahit Yalçın'ın : " Edebi Hatıralar".
Son Dönem Edebiyatında;
Yakup Kadri: "Zoraki Diplomat, Vatan Yolunda , Gençlik ve Edebiyat Hatıraları"
Ruşen Eşref Ünaydın : " Atatürk'ü Özleyiş"
Falih Rıfkı Atay : "Çankaya"
Halide Edip : "Türk'ün Ateşle İmtihanı"
Yahya Kemal: " Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve Edebi Hatıralarım"
Yusuf Ziya Ortaç " Porteler," Bizim Yokuş"
Ahmet Hamdi Tanpınar : " Kerkük Anıları"
Samet Ağaoğlu: " Babamın Arkadaşları"
Salah Birsel : "Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu"
Halikarnas Balıkçısı : " Mavi Sürgün"
Oktay Rıfat : "Şair Dostlarım"
Ayrıca, son dönemde, Celal Bayar, İsmet İnönü, Kazım Karabekir ve Rauf Orbay gibi siyasi kişilerin yazdıkları anılar, yakın tarihimizi aydınlatması bakımından önemli eserlerdir.
Dostları ilə paylaş: |