SAYGI DEDİĞİN NEDİR Kİ!
Saygı erdemdir, büyüklüktür, insanın kendini bilmesi ve kendini sevmesidir. Bir insanın kendine saygısı varsa etrafındaki her şeye saygısı olur; bitkilere olur, hayvanlara olur, kuşlara börtü böceğe olur…… İşte tam da burada her şeyin ona saygısı olur; konuşamayan hayvanların, bitkilerin bile. Saygı insanın toplumdaki yerini belirler. Saygılı insan toplum tarafından sevilir, güvenilir ve ona değer verilir.
Saygı bazen söylenen sözde, bazen bir bakışta, bazen de dokunuştadır. Eğer karşındaki insan kırılmasın diye sözlerini seçiyorsan, çocuk korkmasın diye güzel bakabiliyorsan, çiçek solmasın diye narince dokunabiliyorsan, saygı nedir biliyorsun demektir.
Saygı karşısındaki görebilmek, duyabilmek ve ona hislerinle dokunabilmektir. Sana yanlış gelen bir şeyi sırf karşındakinin fikridir, diye dinleyebilmektir. Sevmediğin bir insanı gördüğünde ona güzel davranmaktır. Hissetmediğin bir duyguyu başkası hissediyor, diye anlayabilmektir. Aslında saygı fedakarlıktır, anlayıştır, kişinin kendi dikenli yanlarından vazgeçiştir.
Bir insanın kitaba olan saygısı sayfa çevirmesinden anlaşılır, kuşa olan saygın bakışından, çiçeğe olan saygın koklayışından, anneye olan saygın sözlerinden, öğretmenine olan saygın ayağa kalkışından, evlada olan saygın dokunuşundan anlaşılır. Yani saygı anne için de, evladı için de, kitap için de, hayvan için de aynıdır.
Saygı insana değerli olduğunu hissettirmektir. Eğer sen saygıyı hissettirebiliyorsan; saygı görürsün, sevgi görürsün. Bunlar var oldukça da doğan güneşin, yağan yağmurun, açılan çiçeklerin yaradan tarafından yaratılan güzelliklerin değeri artar. Hayat güzel bir hale bürünür. İnsanın güzel yaşaması için, güzel düşünmesi için, güzel görmesi için aracı olur.
Peki ya saygıyı biz nasıl biliyoruz; ya da biliyoruz da uygulamıyor muyuz? Saygıyı biliyorsak; neden bu küslük, bu kavga, bu öfke, bu kıskançlık, bu şiddet, bu üstün gelebilmek için birbirini ezme, aşağılama ve hor görme, neden?
İnsanın birbirine olan saygısı esen rüzgar kadar şiddetli, güneş ışınları kadar sıcak, gecenin yıldızı kadar parlak, yeni doğan bebek kadar saf ve masum olmalıdır. Yani saygımız şeffaf, ana sütü gibi ak, berrak ve hak olmalıdır. İşte insanların birbirine karşı saygı böyle oldukça ne kıskançlık, ne kin, ne nefret, ne ezilen insan ve ne de hor görmeler olur.
Aslında saygı insanın kendine verdiği değeredir. Toplumdaki değerini görmek istiyorsan topluma verdiğin değeri ölç! Topluma verdiğin değer aslında toplumun sana verdiği değerdir.
Çermik Fen Lisesi
9. Sınıf Öğrencisi
Dostları ilə paylaş: |