BASIN BÜLTENİ Kasım 2012
Meriç Eryürek ile ilgili ayrıntılı bilgi, görsel temini, özel haber & röportaj talepleri için;
MorLotusPR İletişim Danışmanlığı / M. İrem Afşin iremafsin@morlotuspr.com 0212-240 61 33/0530-4673576
facebook.com/MorLotusPR -- twitter.com/morlotuspr -- facebook.com/afsinirem -- twitter.com/iremafsin
Tarumarname “Aşkın, Okültizmanın ve Kadim Sırların Romanı”,
31. İstanbul TÜYAP Fuarı’nda ve tüm seçkin kitapevlerinde…
Meriç Eryürek’ten “ciddiye alınacak komedi romanı”…
Yazar Meriç Eryürek ilk romanında bizleri, yarattığı hikayeye özgü diliyle ve şaşırtan tasvirleriyle canlanan rengarenk bir “Tanzimat Dönemi” dünyasına götürüyor. Tarumarname’'>Tarumarname’nin kainatın fiziki ve ahlaki kurallarına tabi olmayan kahramanları Tevfik Efendi ile Kıyam Bey’i takip ederseniz, siz de yazarın sonu olmayan bir entrikalar dizisi içindeki “zamansız tarih” hayaline tanık olabilirsiniz…
Kara büyücü ve casus Mısır kraliçesi Amen-Ra’nın dört bin senedir kayıp olan lanetli mumyası, İstanbul’da bir Fransız yolcu gemisinin ambarında ortaya çıkar. Hem de kendini karanlık sanatların ve okültizmin en büyük üstadı zanneden Tevfik Efendi’nin karşısına. Bu biri kahküllü, öteki püsküllü iki bela, peşlerinde kazara katil damgası yemiş biçare İstanbul beyzadesi Kıyam Bey ile devrialem seyahatine çıkarak karşılaştıkları her Adem oğlu ve Havva kızının tepesine musibetleri Mart yağmuru gibi yağdırırlar.
Tarumarname boyunca süren, Tevfik Efendi ve Kıyam Bey’in evrenin kadim sırlarını keşfe çıktıkları seyahatlerinde yollarına dikilecek kişilerden bazıları arasında; Paris’in yer altı mezarlıklarında ışıldaklı dalgıç miğferiyle hortlak arayan Fransız alimleri, evrende seyahatin sırrını bulmaya çalışırken elektriğe kapılan Tesla ve Edison, duran taşların ve yavaş atların sırrını keşfeden fizik alimi Al Harazmi, sonsuz yaşamın sırrını bulmak için kendini mumyalayan Albertino Ferrante, satranç oynayan bir yeniçeri heykeli, dünyanın British Museum’dan ehliyetli tek antika hırsızı Wallis Budge, Sfenks’ten canını zor kurtaran Winston Churchill, şişelere hayatın sırrını depolamaya çalışırken çarpılan sahte Benjamin Franklin, Osmanlı tahtına göz diken hain şehzade ve bu olayları gölgelerden takip eden karanlık Seth Teşkilatı yer alıyor.
Eskişehir’de havaya uçan tren vagonları, yerle yeksan olan Mısır piramidleri, patlayan barut fıçıları, infilak eden malikaneler, batan istimbotlar, büyü ritüelleri ve bunların ortasında kaderine lanet eden, itikadı bütün Istanbul beyzadesi Kıyam Bey, başına gelenlerin asırlardır süren bir entrikanın hamleleri olduğunu, Tevfik Efendi’yi şah, kendini piyon zannettiği bu satranç oyununda aslında düpedüz şahbaz olduğunu, çok geç anlayacak.
Türk edebiyatında hiç denenmemiş türde bir roman olan Tarumarname, insanlık tarihinin en acaip olay ve kişileriyle dolu ondokuzuncu yüzyılın sonlarında yaşayan, bilimle büyüyü aynı kefeye koyup ikisine de samimiyetle inananların naif dünyasına farklı, mizahi bir bakış açısı getiriyor. Ayrıca roman, dönemin Batı hayranı Doğu, Doğu hayranı Batı dünyalarını gözünü kırpmadan eleştiriyor.
Meriç Eryürek, ilk romanında Tarumarname için yarattığı özgün dili kullanarak dönemin Batı hayranlığına hünerli göndermeler yapıyor ve tarihin en çizgi dışı karakterlerini sonu kestirilemez bir entrika hikayesinde ustalıkla bir araya getiriyor.
Yazar, Tarumarname için “Tarumarname güldürürken düşündürme felsefesine pek inanmaz, çünkü başka bir güldürme türünün var olamayacağını iyi bilir. Güldürürken ‘aman Allah ne oluyor,’ dedirtmeye inancı ise, tamdır” açıklamasını yapıyor. Eryürek, ilk romanının okuyucularına seslenirken ise, “insanlık tarihinin uçları birbirine bağlanmış gerçeklik ipliklerini çözüp, gelişigüzel başkalarına bağlayarak akıl arşivimizi pazar yerine çevirecek, bunu yaparken de ciddiye alınmayı başaracak bir roman kaleme almak, mümkün müydü? Tevfik Efendi’nin peşinden gittiğim, zamandan, mekandan ve -şimdi görüyorum ki- akl-ı selimden muaf, bir illüzyondan ibaret o kainatı, keyifli bir dünya tasarımına çevirmek, o tasarımı da kağıda harflerle çizmek kabil miydi? Bu sorunun cevabını, Tarumarname’nin son satırını okuyup başını kaldıran ve gözlerini uzaktaki, çok uzaktaki bana çevirerek aklın diliyle merakımı giderecek olan okuyucuma bırakacağım.” diyor.
Epsilon Yayınları tarafından yayınlanan “aşkın, okültizmanın ve kadim sırların romanı” Tarumarname, 17 Kasım 2012 tarihinden itibaren 31. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı’nda ve tüm seçkin kitapevleri ile kitap satış sitelerinde.
www.mericeryurek.com
EDİTÖRE NOT: MERİÇ ERYÜREK- BİYOGRAFİ
1973 doğumlu Meriç Eryürek, çocukluğunu ve gençliğini İstanbul’da geçirdi. Tarhan Koleji’nden mezun olduktan sonra bir süre seyahat etti, kısa hikayeler yazdı ve Milliyet Genç Yazarlar Hikaye Ödülü’nü kazandı.
1994 yılında Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü’nde eğitimine başladı. Eğitimi sırasında .NET Dergisi’nde serbest yazar ve çevirmen olarak çalıştı. 1998 yılından itibaren Milliyet Dergi Grubu ve Sabah Elektronik Yayıncılık’ta editörlük, ixir ve e-kolay’da yöneticilik ve proje müdürlüğü yaptı.
Kimsenin görmediği ilk romanı Tanrı Synesis‘i kaleme aldı ve bitirdiği gün yok etti.
2003 yılında reklam yazarlığına başladı. Lajans ve Publicis için reklam yazarlığı yaptıktan sonra üç ortağıyla kendi reklam ajansı Sihir’i kurdu. 2008 yılına kadar Sihir’in kreatif direktörü olarak çalıştı.
2008 yılında Urla’ya yerleşti ve ikinci romanı Tarumarname‘yi yazmaya başladı. Tarumarname 2012 yılının Kasım ayında Epsilon Yayınevi tarafından yayımlanıyor.
Yazar boş zamanlarında tarih, din ve gizil bilim araştırmaları yapıyor, konsol ve MMO oyunları oynamayı seviyor.
Dostları ilə paylaş: |