Van’da kadin sorunlari ve eğİTİM



Yüklə 315,17 Kb.
səhifə1/6
tarix12.08.2018
ölçüsü315,17 Kb.
#69857
  1   2   3   4   5   6



Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi Cilt:1, Sayı:1

http://efdergi.yyu.edu.tr

VAN’DA KADIN SORUNLARI VE EĞİTİM

Dr.Aynur İLHAN TUNÇ

Yüzüncü Yıl Üniversitesi

Eğitim Fakültesi
ÖZET

Bu araştırmada, Van’da yaşayan kadınların sorunları ve eğitimle ilişkisi incelenmiştir. Araştırma Van’da yaşayan 200 kadın üzerinde yapılmıştır.

Kadının aile içindeki yeri, işlevi ve çalışma hayatı ile yöreye özgü kültürel, ekonomik ve sağlık sorunlarına ilişkin sonuçlar şöyledir: Kadınların evlenme yaşı küçük, herhangi bir işte çalışma oranları düşüktür. Evlilik ve aile kurumu önemini korumaktadır. Evlilik geleneksel değerlere bağlı bir kurumdur. Yeni gelişen toplumsal değerler arasında kadının ev dışında da çalışma hayatına katılması düşüncesi öne çıkmaktadır. Kadının eğitim seviyesi düşüktür. Bununla birlikte eğitimin kadınlara sağladığı yararlar açıkça görülmektedir. Eğitim kadınların konumunu büyük ölçüde iyileştiren ve değiştiren bir etkendir.

Anahtar Kelimeler

Kadın statüsü, Van kadını, Van’da eğitim ve kadın.


WOMAN PROBLEMS IN VAN AND EDUCATION

Dr.Aynur İLHAN TUNÇ

Yuzuncu Yıl Unıversity

Faculty of Education
ABSTRACT

The main goal of this research is to study the problems which women are confronting in Van.This research also aims to determine the effects of education on these problems.

The research was conducted with a sample of 200 women, who were selected randomly in Van city.The results of this research showed that women in Van, had many problems such as economic, health, education and high fertility. This research showed that education is an important factor in solving women problems in Van.It is observed that as the level of education of women increased, the problems they felt decreased.
Keywords

Statute of women in Van, gender differences, women and education, women problems.

KADIN VE EĞİTİM

GİRİŞ

Kadınların hemen tüm toplumlarda erkeğe kıyasla daha düşük konumda bulunması, özellikle yüzyılımızın ikinci yarısında, sosyal bilimcilerin üzerinde önemle durduğu bir konu haline gelmiştir (Altuntek, 1993; Çelebi, 1990; Demirdirek, 1993; Doğramacı, 1992). Batıda çok eski dönemlerden başlayarak günümüze kadar gelen kadın hareketleri, Türkiye’de de son yıllarda kadınların, daha önceki yıllardan daha güçlü bir şekilde toplumsal konumlarını sorgulamalarına yol açmıştır. Son otuz yılda ülkemizde kadınların aile, iş ve kamu hayatındaki konumları ve sorunlarına ilişkin pek çok çalışmalar yapılmış, fakat Doğu kadınının sorunları bu çalışmaların dışında kalmıştır.

Kadının konumunu ortaya koymanın güçlüğü sosyal bilimler açısından geçerliliğini korumaktadır. Özellikle konu Müslüman kadın olduğunda (bu toplumların incelenmesinde din faktörü de önem kazandığından) sorun daha karmaşık bir hal almaktadır.

Kadının statüsü temelde cinsiyet ilişkileri içinde belirlenmektedir. Cinsiyet ilişkilerinin ise çok boyutlu (sosyal, kültürel, ekonomik, politik vs.) ve karmaşık olması kadının statüsünün tanımlanmasını güçleştirmektedir. Bu nedenle evrensel bir tanımlama yapılamamaktadır. Kadın ve erkek arasındaki ilişkilerde çatışma ve işbirliği bir arada bulunmaktadır. Cinsiyet ilişkilerinin bu diyalektik yapısı, farklı toplumlarda bu ilişkilerin değişmesini mümkün kılmaktadır. Bu nedenle, cinsiyet ilişkilerinin toplumsal nedenleri göz ardı edilmeden, konuyu belirli toplumsal yapılar içinde incelemek zorunludur.

Kadının konumunu toplumun önemli temel birimi olan aile içindeki durumuna göre tanımlamak da yeterli görünmemektedir. Ayrıca kadınların kendi davranış tarzlarına da yer vererek konumları açıklanmalıdır. Kadın araştırmalarında amaç, kadınların ezilip ezilmediği yargısına varmaktan ziyade, kadınlık konumunun günümüz koşullarında nasıl belirlendiğini anlamaya çalışmak olmalıdır. Bu nedenle değişik toplumsal yapıların, kadınlara davranış alanları olarak açtığı alanların sınırlarını belirlemek ve bu sınırlar içinde kadınların ne yaptığını, hangi alanlarda söz sahibi olduklarını ve bu güçlerini nerede ve nasıl kullanabildiklerini incelemek gerekir.

Kadın ve kadına ilişkin konular uzun zaman özel alanın bir parçası olarak düşünülmüş ve araştırılmamıştır. Oysa kadın sorunları özel bir alana ait değildir. Artık kadınlığa ve erkekliğe verilen anlamların kültürel ve toplumsal süreçler sonunda ortaya çıktığı tarihi gelişmelerden de anlaşılmaktadır.

Kadın araştırmaları yeni bir disiplin olarak 1970’lerin sonunda ortaya çıkmıştır. Önce üniversite dışında feminist eser çevirileri ve dergi sayfalarında tartışma konuları şeklinde gündeme gelmiş, daha sonra çoğunlukla kadın akademisyenlerin çalışma alanına girmiştir. Söz konusu araştırmalarda Türkiye’nin son 25 yıldır yaşadığı toplumsal, kültürel değişmelere ve gelişmelere kadınları ilgilendiren yönleriyle işaret edilmektedir.

Bu araştırmada Van’da yaşayan kadınların toplumdaki yeri, sorunları ve belli başlı sorunlarının eğitimle ilişkisi ele alınmıştır. Araştırma Van il merkezinin tüm mahallelerinde yapılmıştır.

Araştırmanın giriş bölümünde sorunun tanımı yapılmış ve Van ili hakkında genel bilgiler yer almıştır. İkinci bölümde araştırmanın amacı, önemi, sınırlılıkları ve uygulanışı hakkında bilgiler verilmiştir. Üçüncü bölümde araştırmadan elde edilen bulgular, dördüncü bölümde ise sonuç ve öneriler yer almıştır.

Van ili nüfusu Cumhuriyet döneminde 1950 yılı hariç 1927-2000 yılları arasında sürekli artış göstermiştir. 2000 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre; Van ili nüfus büyüklüğü bakımından 81 il arasında 19. sıradadır. Van’ın nüfus artış hızı 1990-2000 yılları arasında % 60. 30 ile, Türkiye’de Şırnak ve Hakkari’den sonra üçüncü sırada yer almaktadır (Die, 2000 Genel Nüfus Sayımı).

2000 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre, il nüfusu 446.976 kişi, köy nüfusu 430.548 kişi olup toplam nüfus 877.524’e ulaşmıştır.

1960 yılını izleyen dönemlerde, Türkiye genelinde olduğu gibi, Van’da da şehirleşme süreci hız kazanmıştır. 1990 yılından sonra Van, özellikle çevre illerden sürekli güç almaya başlamıştır. Hakkari, Siirt, Muş, Ağrı ve Bitlis illerinden göç alırken, büyük illere göç vermiştir.

Van ekonomisi tarıma ve özellikle hayvancılığa dayalıdır. İlde sanayi gelişmemiştir. Hayvancılık alanında ise çeşitli sebeplerle bir gerileme söz konusu olmuştur. Kalkınmada öncelikle iller arasında alınmasıyla birlikte, Van sınırlı olsa da bir gelişme kazanmıştır. Bu gelişmede, kamu yatırımları, çok ortaklı şirket ve kooperatifler önemli rol oynamıştır. 1987 yılında VII. Beş Yıllık Kalkınma Planında Bölgesel Gelişme Politikaları kapsamında düzenlenen sınır ticareti, 1987 yılında başlatılmıştır. Sınır ticaretinin il ve bölge kalkınmasında önemli katkıları gözlenmektedir.

Cumhuriyetin kuruluşundan sonra okur-yazarlık ve eğitim bakımından Van ili Türkiye’nin en altlarında seyreder. 1975’te ilde okur-yazarlık % 31.5’tir. Günümüzde % 70’lere çıkarak önemli bir gelişme gösterir. Van Milli Eğitim Müdürlüğü’nden alınan verilere göre; 2003-2004 yılları arasındaki çağ nüfusuna göre okullaşma oranları aşağıdaki gibidir;

Tablo 1. Van’da çağ nüfusuna göre okullaşma oranları


Öğretim kademesi

Kayıtlı Öğrenci

Çağ Nüfusu

%

Okul öncesi

3.767

64.255

6

İlköğretim

186.830

211.576

89

Orta öğretim

25.035

82.233

31

İl genelinde, okul öncesinden yüksek öğretime kadar olan öğretim kademelerinde ilköğretim dışında, çağ nüfusunun eğitim hizmetinden verimli şekilde faydalanmadığı anlaşılmaktadır. İl genelinde toplam öğrenci sayısı 215.632’dir. okul öncesi öğrenci sayısı, 3767, ilköğretim öğrenci sayısı 186.830, ortaöğretim öğrenci sayısı 25.035’dir Öğretmen sayısı bakımından, okul öncesi mevcut öğretmen sayısı 113, sınıf öğretmeni 3706, Branş öğretmeni 1765’dir. İl genelindeki, okul sayısı 832, derslik sayısı 3614’tür. İl genelinde bir dersliğe düşen öğrenci sayısı, okul öncesinde 19, ilköğretimde 50, ortaöğretimde 39’dur. Özellikle lise binaları yetersizdir ve sınıf mevcutları kalabalıktır. Bölgenin dil problemi göz önünde bulundurulduğunda okul öncesi eğitimin önemi ortaya çıkmaktadır.Okulu bulunmayan küçük köy ve mezraların çokluğu, YİBO’lara ihtiyacı artmaktadır. İlköğretimini bitirip ortaöğretimi okuma imkanı bulamayan çok sayıda öğrenci bulunmaktadır. Bu öğrenciler için ilçe merkezlerinde pansiyonlara ihtiyaç bulunmaktadır. Pek çok ilçede öğretmenlerin konaklayacağı öğretmen evi binaları mevcut değildir.

Ayrıca yine ilçelerin çoğunda müstakil halk eğitim merkezi binaları bulunmamaktadır. Merkezde bulunan zihinsel engelliler okulu, fiziki kapasitesi yeterli olmayan binada hizmet vermektedir. İl eğiminin önde gelen sorunu öğretmen sirkülasyonu olarak ortaya çıkmaktadır. İlk atama yolu ile atanan öğretmenler, temel ve hazırlayıcı eğitim kurslarını bitirdikten sonra eş, sağlık ve öğrenim gibi gerekçelerle başka illere gitmektedirler. Eğitim kurumlarında branşlara göre toplam 737 öğretmen 243 personel ihtiyacı mevcuttur.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi 1982 yılında Van’da kurulmuştur. Üniversite 9 fakülte, 3 enstitü, 13 yüksek okul, 12 Uygulama ve Araştırma Merkezi ile eğitim öğretim faaliyetlerini yaklaşık 12.000 öğrenci ile devam ettirmektedir. Yüzüncü Yıl Üniversitesi bünyesinde Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi kurulmuş, kadınla ilgili çeşitli alanlarda araştırmalar yapılmakta ve paneller düzenlenmektedir.


Yüklə 315,17 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin