1-Özet ders notlari sayfa 2-Dİn ve diNİn kaynağI ( ortak ) yahudiLİK, hriSTİyanlik ve müSLÜmanlik



Yüklə 0,79 Mb.
səhifə14/19
tarix04.11.2017
ölçüsü0,79 Mb.
#30501
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   19

HAC VE KURBAN

Hac Nedir ve Niçin Yapılır?

H A C : (Sözlükte: Kutsal yerleri ziyarete yönelmek demektir.)


Yılın belli günlerinde usulüne göre ihram giyerek Arafat’ta vakfe yapmak ve Kâbe’yi tavaf etmektir.

İslâm dininin 5 şartından biri de Hac ibadetidir. Hac, hem beden hem de malla yapılan bir ibadettir.

Şartları uygun olan Müslümanlara hac ibadeti fazdır.

Âli İmran 97: “ Oraya gitmeye gücü yeten herkese Allah için Kâbe’yi ziyaret edip haccetmek fazdır”.

Hadis : “ Ey insanlar ! Allah size haccı farz kıldı. O halde haccediniz”. ( Müslim , Hacc;412 )

Hacc ibadetini yerine getiren kişiye Hacı denir.


Haccın fazları kaçtır?
Haccın farzları üçtür: 1-İhram 2-Tavaf 3-Vakfe
Hac Kimlere Farzdır?

Bir kimseye haccın farz olabilmesi için şu şartların bulunması gerekir:

1-Müslüman olmak

2-Akıllı ve ergenlik çağına gelmiş olmak

3-Hür olmak

4-Sağlıklı olmak

5-Hacca gidip dönebilecek ve hac süresince ailesinin giderlerini karşılayabilecek kadar paraya ve mala sahip olmak

6-Yol güvenliğinin tam olması. (Salgın hastalık veya savaş gibi durumların olmaması gerekir).

7-Hacca gidecek bir kadının yanında kocası, babası, kardeşi, oğlu, amca veya dayısı gibi bir yakınının bulunması gerekir.


Hac İle İlgili Kavramlar:
İhram:Hac veya umre yapmaya niyet eden bir kişinin, diğer zamanlarda helal olan bazı şeylerden bir müddet uzak kalmasına denir. (Tırnak kesmek, avlanmak, tıraş olmak....)

Hacıların giydiği, dikişsiz iki parçalık havludan oluşan giysilerine de ihram adı verilir.
Mîkad: Hacılar Mekke’nin dışında belli noktalarda ihrama girerler. İhrama girilen bu yerlere Mîkad adı verilir.
Tavaf: Hacıların Kâbe'nin etrafında 7 kez dönmelerine tavaf denir. Her bir dönüşe ise Şavt adı verilir.

Haccın farzlarından olan tavaf, Kurban bayramının ilk 3 gününde yapılır.

Sa’y: Hacıların, Kâbe'nin doğusundaki Safa ile Merve tepeleri arasında 7 defa gidip gelmelerine denir.

[ Bu olay Hz. İbrahim’in karısı Hâcer’in, oğlu İsmail için su araması sebebiyle koşuşturmasını sembolize etmektedir.]



Vakfe: Kurban Bayramından bir gün önce yani arefe günü, öğle namazından sonra bayram günü şafak vaktine kadar belli bir süre

Arafat’ta durmaya denir. Vakfe zamanı Arafat’ta bulunamayan hacı, hac görevini yapmamış sayılır.

[Arafat dağı, Hz.Adem ile Havva’nın buluştuğu ve dualarının kabul edildiği yerdir.Burada yapılan dualar kabul edilir ve kul hakkı hariç bütün

günahlar bağışlanır.Bunun için hacılar Arafat’ta toplanır ve bağışlanmaları için dua ederler.]

Hac İle İlgili Mekânlar


Kâbe: Mekke şehrinde bulunan ve “Allah'ın evi”(Beytullah) diye adlandırılan kutsal binanın adıdır. Yeryüzünde insanların ibadet etmesi

için yapılan ilk mâbed Kâbe'dir. Müslümanların namaz kılarken yöneldikleri kıblesidir.

Taştan yapılmış dört köşe bir binadır. Bir köşesinde, Cennetten geldiğine inanılan “Hacerül Esved” adlı kutsal siyah bir taş bulunmaktadır.

Kâbe, Allah'ın emri üzerine Hz. İbrahim ve oğlu İsmail tarafından inşa edilmiştir.

Safa ve Merve: Kâbe'nin doğusunda bulunan iki tepenin adıdır. Hac ibadetini yerine getirmek için hacılar bu iki tepe arasında gidip

gelerek sa’y denilen ibadeti yaparlar.

[Hz ibrahim, oğlu Hz. İsmail ile karısı Hz. Hacer’i Mekke yakınlarına getirip bırakmış, onları Allah'a emanet ederek geri dönmüştü. Bir süre sonra suyu biten Hz.Hacer küçük çocuğuna su bulabilmek ümidiyle bu iki tepe arasında 7 kez gidip gelmiş, sonunda Allah Hz. İsmail’in yanından Zemzem suyunu çıkarmış, onlar da bu suyun etrafına yerleşmişlerdi. Böylece Mekke şehri kurulmuş oldu.]

Arafat Dağı: Mekke’nin 25 km. güneydoğusunda yer alan bir bölgedir. Haccın farzlarından biri olan vakfe, burada bulunan Arafat

Dağı’nda gerçekleşmektedir.

Müzdelife: Arafat ile Mina arasında bir bölgedir. Hacılar arefeyi bayrama bağlayan geceyi burada geçirirler ve burada vakfe yaparlar.

Mina: Müzdelife ile Mekke arasında bir bölgedir. Kötülükleri ve haksızlıkları protesto etmek amacıyla şeytan taşlanan yerdir. Aynı zamanda

hacılar kurbanlarını da burada keserler.

U M R E : Hac mevsimi dışında ihramlı olarak Kâbe’yi tavaf etmek, Safa ile Merve arasında sa’y etmek ve tıraş olmak şeklinde yapılan

ziyaret ve ibadete umre denir. Umre yapmak sünnettir. Umrede zaman şartı yoktur.


Umre şöyle yapılır: Umreye niyet edilir. Mîkat yerinde ihrama girilir. Mekke’ye kadar telbiye söylenir. Kâbe’ye gelince umre tavafı yapılır.

Umre tavafından sonra Safa ile Merve arası sa’y edilir. Tıraş olunarak ihramdan çıkılır ve umre bitmiş olur.
Medine'yi ve Mescid-i Nebi'yi Ziyaret :

Medine Peygamberimiz (SAV)'in hicret ettiği yerdir. Hicretten sonra buraya yerleşmiş ve burada vefat etmiştir. Mekke’li Müslümanlar

İslâm’ın güzelliklerini yaşamak ve insanlara duyurabilmek için buraya göç etmişlerdi.

Medine, Peygamberimiz’in ve onun arkadaşlarının hatıralarıyla doludur.

Hz.Muhammed (S.A.V)'in kabri Medine’dedir. Onun kabrini ziyaret etmek, mescidinde namaz kılmak, yaşadığı yerleri gezmek ve

görmek dinî duygularımızı güçlendirmesi bakımından önemlidir.

Hz. Ebubekir’in ve Hz. Ömer’in mezarları da Peygamberimiz’in kabrinin yanında bulunmaktadır.

Mescid-i Nebî, Kâbe’den sonra yeryüzündeki en kutsal mescittir. Hicretten sonra Peygamberimiz ve sahabeler birlikte yapmışlardır.

K U R B A N

K U R B A N : (Sözlükte: Yaklaşmak, yakınlaşmak manasına gelir)

Allah'a yaklaşmak niyetiyle, belli günlerde kesilen hayvana verilen addır.

Kurban ibadeti Hz.İbrahim’den kalma bir sünnettir.

Kurban kesmek hicretin 2. yılında emredilmiştir.

Şu şartları taşıyanlara kurban kesmek vaciptir:

1-Müslüman olmak

2-Akıllı ve ergenlik çağına gelmiş olmak

3-Mukim olmak, yani yolcu olmamak.

4-Belirli bir mali güce sahip olmak.
Kurban sadece, koyun, keçi, sığır, manda ve deve cinsinden olan hayvanlardan kesilir.

Tavuk, ördek, kaz gibi hayvanlar ve yabani hayvanlardan kurban olmaz.

Kurbanın kabul olması için dua edilir, tekbir getirilir ve “BİSMİLLAHİ ALLAHU EKBER” diyerek kurban kesilir. Besmele kasıtlı olarak söylenmezse o hayvanın eti yenmez.


İSLAMİ BİLGİLERİN ANA KAYNAKLARI
1-KİTAP :Allah’ın kitabı Kuran-ı Kerim’dir. Hz.Muhammed (SAV)'e vahiy yoluyla indirilmiştir. İslami bilgilerin temel kaynağıdır.

Temel hükümlerin ele alındığı tek kaynaktır. İman ve ibadet esasları,İslam’ın emir ve yasaklarını,aile ve toplum

düzenindeki ölçüleri Kuran’dan öğreniriz.Kuran-ı Kerim,inananlar için bağlanılması gereken en sağlam yoldur.
2-SÜNNET:Peygamberimiz (SAV)'in söz,fiil ve davranışlarına sünnet denir. Sünnet 3’e ayrılır:

a)-Kavli Sünnet : Peygamberimiz (SAV)'in söylediği güzel sözlere denir. (=Hadis)

b)-Fiili Sünnet : Peygamberimiz (SAV)'in yaptığı işlere denir.

c)-Takriri Sünnet: Peygamberimiz (SAV)'in bir olay karşısındaki tutum ve davranışlarına denir.

Kuran-ı Kerim’i en iyi anlayan, uygulayan, yorumlayan, problemleri çözen ve çözme yollarını gösteren

Hz.Muhammed (SAV)'dir. O adeta yaşayan canlı bir Kuran idi. Bu yüzden sünnet 2.ana kaynak olarak kabul edilmiştir.
3-İCMA : Dini bilgide uzmanlık seviyesine gelmiş kişilerin (yani İslam alimlerinin) herhangi bir konuda ortak görüşe varmalarına denir.
4-KIYAS :İslam alimlerinin var olan dini hükümlere bakarak olmayan konularda yeni hükümler ortaya koymalarına denir.

(Ör:İçkinin haram oluşu ve bira)
İcma ve kıyasın geçerli olabilmesi için Kitap ve sünnete uygun olması, ters olmaması gerekir.
İNANÇ-DAVRANIŞ İLİŞKİSİ

İMAN: (Sözlükte: İnanmak, Tereddütsüz inanmak, Yürekten inanmak )

Allah’ın varlığına birliğine, Hz. Muhammed (S.A.V)’in Allah’ın Peygamberi olduğuna ve Allah’tan getirdiği hakikatlerin doğruluğuna



inanmaya iman denir.
İMAN bakımından insanlar 3 kısma ayrılır: 1- Mü’min: İnanan

2- Kâfir: İnanmayan

3- Münafık : İnanmadığı halde inanmış gibi görünen, iki yüzlü insan
İMAN 2 KISMA AYRILIR:
1-TAKLİDİ İMAN: İmanî meseleleri, hiç araştırmadan, düşünmeden ve akıl süzgecinden geçirmeden; sadece ‘öyle diyorlar’ diyerek yapılan

imana denir. Böyle bir iman çok zayıftır. En ufak bir dış tesirle yerini küfre bırakabilir.
2-TAHKİKİ İMAN: Düşünerek, araştırarak ve kabul ederek elde edilen imandır. Böyle bir imana sahip olan kişi neye, niçin ve nasıl inanması

gerektiğini bildiği için dış tesirlerle kolay kolay sarsılamaz. Bu imana Yakîn de denir.
Üç türlü Yakîn vardır: 1-İlmel Yakîn: İmani meseleleri delilleriyle bilmek ve inanmaktır.

2-Aynel Yakîn: Gözle görmüş gibi bilmek ve inanmak demektir.

3-Hakkel Yakîn: Görmekten de öte yaşayarak, içine girerek kabul ve idrak etmektir.

(Örnek: “Ateş yakıcıdır” cümlesini bu 3 cümleye uyarlayabiliriz.

İBDA:Cenab-ı Hakkın herhangi bir şeyi yoktan yaratması.
İNŞA:Cenab-ı Hakkın var olan şeylerden başka bir şey yaratmasına denir.

A’raf : 54 ve Yunus: 3  “Şüphesiz Rabbiniz Allah,gökleri ve yeri 6 günde yarattı.....”.

S O R U L A R :


1- Biz bu dünyaya nereden geldik? CEVAP: Ruhlar âleminden.
2- Niçin geldik? CEVAP: İman ve ibadet için (Ayet: “Ben cinleri ve insanları sadece bana kulluk yapsınlar diye yarattım”)
3-Bu dünyaya ne halde geldik? CEVAP: Müslüman olarak. (Hadis: “Her doğan çocuk İslam fıtratı üzerine doğar.

Daha sonra ana-babası onu ya Hıristiyanlaştırır ya da Mecusileştirir...”.




4-Ne zamandan beri Müslümanız ? CEVAP: “Kalu belâ” dan beri.

5- “Kalu belâ” ne demektir? CEVAP: Allah bütün ruhları yarattığında onlara sormuş: “Elestü birabbiküm(=Ben sizin Rabbiniz

değil miyim ?) diye sorduğunda bütün ruhlar “Belâ”(=Evet, Sen bizim Rabbimizsin) demişlerdi.

Daha sonra Yüce Allah bunları denemek için değişik zaman aralıklarında birer vücuda yerleştirip dünyaya göndermiştir.
6-Amel, imanın bir parçası mıdır ? CEVAP: Değildir.
7-İman artıp eksilir mi ? CEVAP: İnanılan şeyler bakımından : HAYIR

İmanın kuvvetlenmesi veya zayıflaması bakımından : EVET



A H L Â K

AHLAK: (Huy,tabiat,alışkanlık,yaratılış,seciye).

Bir toplumun ortaya koyduğu , kabul ettiği ve uygun gördüğü davranışlara genel olarak ahlak denir.



Ahlakın Gayesi:İnsana hem dünya hem de ahiret mutluluğu kazandırmaktır.
İSLAM’A GÖRE AHLAKIN KAYNAĞI:Yüce dinimize göre ahlakın ilk kaynağı ve en önemli desteği D İ N ’ dir.
GIYBET:Bir adamın arkasından,işittiği zaman hoşlanmayacağı şeyler söylemektir. Buna“Arkadan çekiştirme”de denir.

Gıybet haramdır. (Hucurat:12)
HASED:Başkasının iyi hallerini veya zenginliğini çekememek demektir.
GIPTA: Başkalarında görülen üstünlük ve fazileti , kıskançlık duygusuna kapılmadan takdirle karşılamak lazımdır. O üstünlüğün

kendisinde de bulunmasını istemek haset değildir. Buna GIBTA denir.
İFTİRA:İftira,bir kimseyi , yapmadığı bir kötülükle suçlamak veya kendisinde bulunmayan bir kötülüğü varmış gibi göstermek demektir.
YALAN:Başkalarını aldatmak amacıyla , bilerek ve gerçeğe aykırı olarak söylenen söze yalan denir. Yalan ; kişinin gerçeği saklayıp ,

bildiğinin aksini söylemesidir.

TEVAZU:Gururdan , kibirden ve başkalarına karşı büyüklük taslamaktan uzak durmaya tevâzu (alçak gönüllülük) denir.
KİN VE İNTİKAM: Bize karşı kusurları ve kötülükleri olan kimselere karşı duyduğumuz gizli düşmanlığa kin ;

öç alma duygusuna da intikam adı verilir.

VEFA:Verilen sözde durmak,dostluk ve sevgide kararlılık bağlılık göstermek,dostluğa ihanet etmemek demektir.

Verdiği sözde durmayan, dostluk ve iyiliğin kıymetini bilmeyen kişilere “vefasız” denir.

EDEP:Her hususta haddini bilip sınırı aşmamaya, terbiye ve nezaket kurallarının bütününe edep denir.

Başkalarına karşı nazik, kibar ve saygılı davranmayan kişiye de “edepsiz”denir.

MERHAMET Allah’ın yarattıklarına acımak,onların iyiliğini istemek ve kendilerine yardım etme duygusuna merhamet denir.

Merhametin en yüksek derecesine de şefkat adı verilir.

SABIR:Acıya, üzüntüye, sıkıntıya ve hoşumuza gitmeyen her türlü olaya karşı dayanmak ve direnç göstermektir.

ŞÜKÜR : Allah’ın bize bahşettiği sonsuz iyilikleri,verdiği sayısız nîmetleri tanımak,memnun olmak ve buna karşılık sevinç

ve teşekkürlerimizi belirtmek demektir.

TEVAZU ( ALÇAK GÖNÜLLÜLÜK): Gururdan,kibirden ve başkalarına karşı büyüklük taslamaktan uzak durmaktır.
MÜSAMAHA (HOŞGÖRÜ) : İnsanın, şahsına karşı yapılan kusur ve kabahatleri, kabalık ve görgüsüzlüğü, bir daha tekrar edilmemesi şartıyla,

anlayışla karşılayıp affetmesi demektir.

Hoşgörü ; farklı düşünce ve davranışları anlayışla karşılamak ve bunlara saygı göstermektir.

Şu 5 şey dinimizce koruma altına alınmıştır : Din , Akıl , Can , Mal , Nesil


Yüklə 0,79 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   19




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin