1. T. C. İStanbul cumhuriyet başsavciliğI


Şüpheli Mehmet Şener Eruygur Emekli Olduktan Sonraki Dönemine Ait Örgütsel Eylem Ve Fiileri



Yüklə 14,92 Mb.
səhifə666/2079
tarix09.01.2022
ölçüsü14,92 Mb.
#92512
1   ...   662   663   664   665   666   667   668   669   ...   2079
Şüpheli Mehmet Şener Eruygur Emekli Olduktan Sonraki Dönemine Ait Örgütsel Eylem Ve Fiileri

Şüpheli (Zafer kod) Muzaffer Tekin ’i tanımadığını beyan ettiği halde, aynı ortamda birlikte Çağlayan mitinginde çekilmiş fotoğrafının dosyada bulunduğu,

Konuşulanları ve katılımcıları her hangi bir şekilde basına veya başka bir kuruma bildirilmeyen, mutat olarak her ay şüpheli Engin Aydın ‘ın sekreterliğinde ve İlhan Selçuk'un başkanlığında yürütülen Ankara Kent Oteldeki toplantılara katıldığı,

Encümeni Daniş toplantılarına iştirak ettiği,

Kemal Kerinçsiz ile aynı mitinge katılıp tanıştığı ve birlikte olduğu,

Sanık İlhan Selçuk' ile görevdeyken olduğu gibi emekli olduktan sonra da örgütsel anlamda sık sık görüştükleri, İlhan Selçuk tarafından Cumhuriyet Vakfına üye yapıldığı,

Sanık Semih Tufan Gülaltay beyanına göre, platformun doğrudan üyesi olmadığı, ancak Yahya Efendi Vakfının kurucularından olduğu, S. O. Kuvva-i Milliye ve Büyük Hukukçular Birliği gibi oluşumların da platforma üye olmasını savunduğu, platformun bir toplantısına katıldığı,

Şener Eruygur'un ulusal platformun başkanı seçildiği şeklindeki tutanağın platformun yönetim kurulunun aldığı bir karar olduğu anlaşılmaktadır.

Ulusal Birlik Platformu adı altında birçok dernek ve sivil toplum kuruluşunun aynı çatı altında örgütleneceği sivil platform kurma çalışmalarına katıldığı, Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün talimatları doğrultusunda bütün sivil toplum kuruluşlarının aynı yerden yönetilmesi zorunluluğu kapsamında örgütlenme için TİT (Türk İntikam Tugayı) olarak tanınan örgütün mensupları ile ortaklaşa çalıştığı, birlikte çalıştığı Semih Tufan Gülaltay’ın “bir hedefi olduğunu, bu hedefte önüne babası dahi çıksa öldüreceğini, karşısına çıkana acımayacağını” arkadaşlarına söyleyerek bu sözde sivil toplum kuruluşunun Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaçları doğrultusundaki kararlılığını ortaya koymuş olduğu görülmektedir.

Yapılan çalışmalar sonucunda Mehmet Şener Eruygur’un 2005 yılında Ulusal Birlik Platformunu Ankara 'da oluşturduğu, Semih Tufan Gülaltay‘la İstanbul da gizli toplantılar tertiplediği, Semih Tufan Gülaltay tarafından kendisine birifing verildiği, birifingin amacının bu platformun arkasında emekli orgenerallerin olduğunu ve legal bir oluşum olduğunu anlatmaya yönelik olduğu Semih Tufan Gülaltay ın telefon görüşmelerinden anlaşılmaktadır.

Milli İktidar Harekâtı (MİH) adı altında oluşturulan yapılanma çerçevesinde toplantılar düzenlendiği ve bu toplantıya katılan kişilerin mesleklerine göre ayrıldığı, “Generaller” başlığı altında ise, “Org. Tuncer Kılınç, Tümg. Armağan Kuloğlu, Org. Hurşit Tolon, Org. Şener Eruygur” şeklinde isminin geçtiği, ayrıca örgüt üyelerinden Güler Kömürcü, Doğu Perinçek, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ‘ın da isimlerinin geçtiği,

Ankara'da Kamuran İnan, Ufuk Söylemez ve Mehmet Haberal'ın yönettikleri 1-1,5 aylık sürelerle devam eden yaklaşık 30 civarında kişinin katıldığı, gizli toplantılara şüphelinin de iştirak ettiği, bu toplantılara Yaşar Okuyan, Doğu Perinçek, Yaşar Nuri Öztürk gibi siyasilerin katılması Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün ana dokümanında yer alan siyasi partilerin yönlendirilmesi amaçlarına uygun faaliyetlerden olduğu anlaşılmıştır.Şüpheli Mehmet Şener Eruygur un bir çok defa üniversitelerin üst düzey görevlileriyle görüşmeler yaptığı, üniversitelere seçilecek adaylara kadar çalışmalar yürüttüğü, düzenledikleri toplumsal eylemlere üniversitelerin de katılmasının sağlanması için bazı üniversite rektörleri ve üst düzey görevlileri ile gizli toplantılar yaptıkları görülmektedir.

Şüpheli Mehmet Şener Eruygur emekliliğini müteakip kendi beyanıyla Encümeni Daniş adı altında toplanan kurulun çalışmalarına katıldığı, yine kendi beyanına göre, Encümeni Daniş diye bir oluşumun varlığını, Jandarma Genel Komutanı iken bilmediği emekli olduktan sonra bu kurulun çalışmalarına davet edildiği anlaşılmaktadır.

Şüpheli Mustafa Ali Balbay ‘a ait dijital veri incelemelerinde, şüpheli ile sürekli olarak yaptıkları görüşme ve konuşmalara ait notların bulunduğu anlaşılmıştır.

Sanık Güler Kömürcü ‘nün sanık Mehmet Zekeriya Öztürk ‘le 11.01.2008 tarihinde yaptığı telefon görüşmesindeki anlatımları, şüphelinin amacını Türkiyede siyasi boşluğun giderilmesi biçiminde açıkladığı bu toplantı ile kişiler düzeyindeki faaliyet alanının genişliğini göstermektedir. (Tape:1423) “Güler Kömürcü telefon konuşmasında, bir toplantıdan bahsederek, “Duyurmuşlar Güler Kömürcüde katılıcak diye” “Tanınmış gazeteci Yiğit Bulut, Güler Kömürcü, Emin Çölaşan da aramızda olacak ve Bekir Coşkun aynı zamanda” “Şener Eruygur, İzzettin Doğan, Mehmet Haberal, Mustafa Özbek, Hasan Kundakçı, Tuncer Kılıç, Hurşit Tolon” “… Vural Savaş, Sadi Somuncuoğlu, Tantan, Yaşar Okuyan” “Ufuk Söylemez... Kamuran İnan” olarak isimler belirtmektedir.Şüpheliler bir yandan hiçbir siyasi oluşumla alakalarının olmadığını iddia ederken bir yandan da, bazı siyasi oluşumları örgütün amaçları doğrultusunda yönlendirebilmek için bu oluşumların gzili olarak yapılan toplantılarına katıldıkları anlaşılmaktadır.

16.02.2008 günü saat:21.17’de Emin Gürses ile Bülent..? arasındaki telefon görüşmesinde;

Bülent’in “STV 'den dinledim de yani açık açık şeylerde meydan okudu o Şener Eruygurlar falan onlar da meydan okudular yani” dediği, Emin Gürses ’in “onlar aldılar mesajı da.” dediği, Bülent’in “Tabi aldılar almışlar ki senin verdiğini almışlar ki bunlar iyice meydan okudular açık Şener Eruygur o bir adam daha var işte baya aynı Doğu Perinçek ağzıyla konuştular…” diyerek şüpheli Mehmet Şener Eruygur ile Doğu Perinçek ’in arasındaki konuşma lisanlarının önceden aralarında bilinen bir konuşma olduğunu ve yapılan görüşmeden de anlaşıldığı gibi şüphelinin hükümeti ortadan kaldırma faaliyetlerinin örgütçe de bilindiği ve bu şekilde algılanarak örgüt üyelerince de konuşulduğu anlaşılmaktadır.

26.03.2008 günü saat:10.14 de, Fulya (Ersöz) ile yaptığı telefon görüşmesinde; Fulya’nın sitem ederek, babasının kalbinin sıkıştığını, kötü olaylar yaşadığını anlattığı, şüphelinin, neden diye sorduğu, Fulya ‘nın “Sizin en son yaptığınız bir konuşma var Yeni Şafakta o kaydedilmiş ondan dolayı bugün şu anda kalbi sıkışıyor ben ona hakaret ettim bir sürü” “..2-3 gün önce” “….siz böyle bir konuşmayı yapmağınızdır umarım” “Bilmiyorum işte AKP ile ilgili mi ne konuşma olmuş” “Olay ondan ibaret şimdi bana da bulaşacaklar diyor yani hepimize sıra gelecek diyor bu kadar dikkat edin komutanım dedim diyor” “Allah bin türlü belalarını versin hepsinin TSK nın da” dediği şeklindeki yaptığı görüşme içeriğinden şüpheli Levent Ersöz ‘ün yaptıkları çalışmaların illegal olması ve bu kadar açık yapılmaması gerektiğini bu sebeple kanun korkusu sebebiyle kalp krizi dahi geçirebileceği belirtilmiş bu konuşmalardan da şüphelilerin örgütsel faaliyetlerini yaparlarken suç olduklarının bilincinde oldukları ve yasal süreç başladığında ise cezalandırılma korkusunda oldukları anlaşılmaktadır.

Ankara ilindeki ADD binasında yapılan aramada bulunan, (4 sayfa) ADD Niğde Şubesi temsilcisi Mehmet Duruöz ‘ün yazdığı anlaşılan “Ne olacak bu memleketin hali ne yapmalı” başlıklı yazıda, “AKP güdümünde yapılacak bir Cumhurbaşkanlığı seçiminin mutlaka engellenmesi gerekmektedir. Her yol ve her türlü eylemle.” şeklinde yazdığı görülmüş olup; ADD ‘lerin hangi amaçla kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Doğu Perinçek ile Bedri..? arasındaki telefon görüşmesinde;

(Tape:3842’de dava dosyasında) 07.03.2008 tarihli TÜMEP ’in bir toplantısından bahsederek, Bedri’nin “… İlhan Selçuk, Hurşit Tolon, Şener Eruygur, Yarsav Başkanı, Danıştay, Yargıtay, Üniversitelerden bayağı seçkin bir topluluktu 70 kişi vardı, … Şener Eruygur yani bir araya gelmek gerekir Ulusalcıların birleşmesi gerekir diye özeti bu..” diyerek şüpheli Mehmet Şener Eruygur ‘un konuştuğunu, toplantı sonrasında İlhan Selçuk ’un “…Orduya karşı kırgınlığını ve eleştirilerini” söyleyerek kapanış konuşması yaptığından bahsettiği konuşma içeriğinden de Kent Otel toplantıları olarak bilinen toplantılarda Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda tüm sivil toplum kuruluşları ile ulusalcıların birleşmesinden bahsedilip orduya karşı kırgınlığın konuşulması da ordumuzun darbe çalışması içinde bulunan Ergenekon Silahlı Terör Örgütümensuplarına destek olmadığını açıkça göstermektedir.

Şüpheli Mehmet Şener Eruygur ‘un görevde iken bilmediği ancak emekli olduktan sonra öğrendiği Encümen-İ Daniş denilen, bazı emekli genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları, devletin üst düzeyinde görev yapmış bürokratlar, hakimler, büyükelçilerden, milletvekillerinden oluşan bir grubun katıldığı, 15 günde bir Moda 'da Deniz Kulübünde toplanan gizli heyetin toplantılarına katıldığını ikrar etmiştir.

Şüpheliler kendi örgütsel faaliyetleriyle alakalı olarak medya kuruluşlarında yapılan haberler karşısında “bu, TSK ’ya karşı bir operasyon silahlı kuvvetler yıpratılıyor.”(Tape 6076 Ahmet Hurşit Tolon ile Mehmet Şener Eruygur görüşmesi 08.04.2008 tarihli) şeklinde tepki gösterseler de, - bu arada şüphelinin tüm telefon konuşmalarında dinleme ihtimaline göre dikkatli olmaya çalıştığı gözden kaçmamaktadır- Semih Tufan Gülaltay gibi sabıkalı ve provokatif eylemleri kamuoyunca bilinen sabıkalı kişilerle görüşmeler yapmaları, bunu yaparken; ordu komutanlığı, Jandarma Genek Komutanlığı gibi eski konumlarını hiçe saymaları, Türk Silahlı Kuvvetlerinin temsilcisi olmadıklarını Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün temsilcisi olarak örgüt adına hareket ettikleri, bu örgüt adına Semih Tufan Gülaltay gibi sabıkalı kişilerle gizli toplantılar yaptıkları Mehmet Şener Eruygur’un ve Ahmet Hurşit Tolon’un ikrarlarından anlaşılmaktadır.

Şüpheli Mehmet Şener Eruygur’un telefon görüşmelerinde genelde kendisinin dinlendiğini bildiği için fazla konuşmadığı, birçok kişiyle yaptığı görüşmelerde sonra konuşuruz yüz yüze konuşuruz şeklinde konuşulacak konuları yüz yüze konuşmayı tercih ettiği görülmektedir.

Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi olayıyla ilgili olarak Şengül Hablemitoğlu’na ağladığını söylemesine rağmen bu hususta düzenlenecek hiçbir etkinliğe izin vermediği, Şengül Hablemitoğlu’nun ADD nin yönetim kuruluna girmesine dahi izin vermediği ve ADD içinde Şengül Hablemitoğlu ‘nun Necip Hablemitoğlu ile ilgili taleplerini hep olumsuz karşıladığı, dosya da mevcut 6170 nolu telefon görüşmesinde Şengül Hablemitoğlu açıkça bu konuda kendisinden şikâyetçi olduğu, aynı dernekte faaliyet gösteren iki kişiden yönetim listesine girmiş bir kişinin dernek başkanını böyle suçlaması ve bunu yaparken de daha önce gönderdiği haberleri hatırlatarak şikâyetçi olması, kendisinin tebrik etmek için arayan kişiye bu kadar tepki göstermesinden de şüphelinin ağladım ve cinayetin çözülmesi için tüm gücümle uğraştım diyebilmesi şüphelinin tamamen örgüt kontrolüne almaya çalıştığı ADD ye kontolü dışında kalabilecek kimselerin girmemesi için kararlı bir biçimde çalışması ve benzer terör örgütlerinde uygulanan iç anlaşmazlıklar ile iç hakimiyet kavgaları kapsamında değerlendirilmiş ve Şengül Hablemitoğlunun telefon konuşmasında şüpheliye, “siz Necip’le ilgili bir şey yapılacaksa bu bizi aşar dediniz” biçimindeki ifadesi şüphelinin örgütsel konumu ve tüm dosya kapsamı karşısında kaydadeğer görülmüştür.

Şüpheli Mehmet Şener Eruygur’un daha önce Cumhuriyet Çalışma Grubu içinde bulunan üniversite rektörleriyle ADD çatısı altında görüşmelere devam ettiği, bazı rektörlerin Mehmet Şener Eruygur evinde gelip özel görüşmeler yaptıkları, bazılarının ise rektör seçilme şansı ortadan kalktığında ADD ‘deki görevlerinden ayrılmak istedikleri yaptıkları görüşmelerden anlaşılmaktadır..

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı olan şüpheli Mehmet Şener Eruygur ve etrafındaki yönetim kurulu üyelerinin birçoğunun Atatürkçü Düşüncelerin yayılması yerine tamamen Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda yapılan tüm çalışma, miting ve diğer eylemlerin organizasyonuna katıldıkları, yapılan telefon görüşmelerinde sürekli yürütme organının yıkılması için yapılan faaliyetlerin içinde yer aldıkları anlaşılmıştır. Hatta Tuncay Özkan’ın büyük bir muhalefet odağı gibi gösterilmesine rağmen bizzat Mehmet Şener Eruygur ‘dan aldığı talimatlara göre hareket ettiği, bu yolla Atatürkçü Düşünce Derneği gibi Ergenekon Silahlı Terör Örgütüiçin önemli olan bir derneğin muhalif bir gurubun eline geçmesine engel olunmaya çalışıldığı, bunun Cumhuriyet Çalışma Grubu kararlarında yönetimiyle muhalefetiyle güçlü bir ADD ‘nin oluşturulmasının gerektiği yönündeki kararlar istikametinde yapıldığı görülmektedir.

Şüpheli Mehmet Şener Eruygur ‘un 6149 no lu Tapede 13.06.2008 tarihli Tuncay Özkan ile yaptığı görüşmede özetle;

Bir televizyon programından bahsettiği ve “Ben izlemedim ama, kız izlemiş, birde bizim İlker kayıtı izlemiş, ya müthişmişin ama çok saldırmışlar köpekler sana ya” “… bazı şeyler söyledi İlker… bana, böyle şeylere sakın itibar etme” “…şimdi şunu bil …o konuştuklarımızın dışında başka bir şey olamaz” “Ayarlayacağımız şeylerde ikimizin, hepimizin çıkarı için. Bizim, hele bizim çıkarımız filan gibi birşey olamaz, biz ihtiyar adamlarız” “…bu badireye böyle atlatacaz ondan sonra sen önde olursun Hiç ses çıkarma şimdi sen işine bak” şeklindeki Bu görüşme içeriğinden Tuncay Özkan ‘la Mehmet Şener Eruygur ‘un özel olarak görüştükleri, telefonda hemen hemen hiç görüşmemelerinden de aralarındaki örgütsel ilişkinin varlığı anlaşılmaktadır. Görüşme içeriğinden kendi içlerindeki çekişmeden çok örgütün bu konuda amaçladığı hedeflere ulşmak için şimdilik liderlik yarışnın ertelenmesini söylemelerinden de bu işlerin sırf dernek yöneticiliği için değil , Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda yapıldığı anlaşılmaktadır.

Mevcut “hükümetin düşürülmesi için” Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde de yapılanılıp imkanları kullanılarak “Milli Kuvvetler” in oluşturulması, bu şekilde hükümetin devrilmesinin planlandığı açıkça görülmektedir. şüpheliler Şener Eruygur, Hasan Atilla Uğur, ve Hurşit Tolon dan elde edilen Yakamoz, Ayışıgı, Eldiven, gibi örgütsel içerikli dökümanlarda darbenin nasıl yapılacağını sivil toplum kuruluşlarının Milli Güç Birliği çatısı altında çeşitli platformlarda birleştirip, amaçlarına uygun olarak yönlendirme çalışmaları yaptıkları ve Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün gizli yapılanmasında bulunan bazı şüphelilerin halkı ve Türk Ordusunu Kışkırtmak suretiyle yürütme organına karşı halkı silahlı isyana tahrik fiillerinin içinde bulunmaya, askeri müdahale ortamı hazırlamaya gayret ettikleri, tüm şüphelilerin aynı amaç etrafında toplandıkları, örgüt çatısı içinde tek merkezden, disiplinli ve sürekli olarak sevk ve idare suretiyle Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaçlarını gerçekleştirmeye çalıştıkları anlaşılmaktadır.

Şüpheli Mehmet Şener Eruygur’un, Ergenekon Silahlı Terör Örgütüiçinde üst düzey faaliyetlerden sorumlu yönetici konumunda bulunduğu, görevde olduğu dönemde Cumhuriyet Çalışma Grubu faaliyetlerinin yürütülmesinden sorumlu olduğu gibi fiili olarak da bu çalışmaları organize ettiği, devletin kendisine vermiş olduğu görevle alakalı tüm yetkilerini Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün amaçları doğrultusunda yürütme organını devirmeye yönelik faaliyetlerde kullandığı, birçok kişiyi illegal olarak fişleyip örgütün özel arşivine aktardığı, bu arşivi emeklilikten sonra da yürütmüş oldukları faaliyetlerine esas olmak üzere yanlarında götürdükleri, arşivde bulunan bilgileri yeri ve zamanı geldiğinde bazı siyasi partilerle paylaşarak, başka şekillerde kullanarak yürütme organının devrilmesine yönelik olarak kullandırttığı şüpheye yer bırakmayacak biçimde anlaşılmaktadır. Örgüt adına tüm sivil toplum kuruluşlarını bir çatı altında toplayıp tek merkezden yönetmek için Ahmet Hurşit Tolon’la birlikte görevdeyken ve emeklilik döneminde aktif olarak faaliyetlerde bulunduğu,

ADD ‘nin yönetimini ele geçirerek derneğin amaçları arasında bulunmayan yürütme organını devirmeye teşebbüs ve yürütme organına karşı halkı silahlı isyana tahrik fiillerinin içinde bulunduğu, bu konuda birçok miting gösteri panel ve gizli toplantılara katıldığı,

İlhan Selçuk’un organize ettiği ve İlhan Selçuk gelmeden başlamayan gizli toplantılara sürekli katıldığı, bu toplantılarda alınan kararların hiçbir şekilde medyada yer almadığı ve son olarak yapılan toplantılarda orduya karşı darbe yapmadığı için İlhan Selçuk ’un kırgınlığının işlendiği bölüm olması da gerçek amaçlarının tüm sivil toplum kuruluşu, dernekler, platformlar ve kendilerine yakın siyasi partiler ile sendikaların da katılımıyla oluşacak merkezi bir hareketle yürütme organını devirmeye teşebbüs eylem ve fiillerine iştirak ettiği,

Şüpheli Neriman’ın kendileriyle birlikte hareket ettiğini ve kendilerine çalıştığı kurumun içine ait çok önemli bilgileri aktardığını söylediği İçişleri Bakanlığında Mülkiye Başmüfettişi olan C.E. isimli bir kişinin aldığı disiplin cezasının iptal ve Zonguldak Vali Yardımcılığına yapılan tayininin durdurulması için Ankara 10. ve 11. İdare Mahkemelerinde açılan davaların lehlerine sonuçlanması amacıyla şüpheli M.Şener Eruygur’a ve onun talimatıyla bu işle ilgilenmesi için görevlendirildiği anlaşılan J.Alb. Cengiz Y.’a mektuplar yazmıştır. Bu mektuplarda Türk Milleti adına bağımsız yargılama yapan mahkeme hakimlerinin, Jandarma Genel Komutanı olan ancak Ergenekon Terör Örgütünde lider kadrosunda görev yapan şüpheli M.Şener Eruygur’un vereceği talimatla Adli Müşavirler tarafından aranarak baskı yapılması istenmektedir:

17.08.2004 tarihinde dönemin Jandarma Genel Komutanı olan şüpheli M. Şener ERUYGUR’a yazdığı mektupta; “Paşam, emirleriniz üzerine komutanlığınız yetkililerinden Alb. Cengiz Y. Sayın Candan E. ile irtibata geçmişlerdir. ..söz konusu Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile “Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması” şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler. Sayın Candan E.’in Komutanlık Yetkililerinizin de dinledikleri üzere inanılmaz ölçüde bilgilere sahip olduğu düşünülürse, Bakanlıkta kalmasının sağlanmasının Asıl Devletimiz açısından fayda temin edeceğini ifade etmişlerdir…Konuyu Yüksek Makamlarınıza iletmenin gereğine inanmaktayım Paşam. Sayın Candan E.’in Ankara’da bulunması ASIL Devletimizin menfaatleri için önemlidir, vazgeçilmezdir, bundan bir gün sonra 18.08.2004 tarihli J.Kd.Albay C.Y. isimli kamu görevlisine yazdığı iki mektupta benzer olarak; “…söz konusu Mahkemelerin davaları bir an önce sonlandırmalarında Komutanlığınız Adli Müşavirlerinin Mahkeme Başkanları ile “Sayın Candan E.’in Bakanlıktaki görevine devamının sağlanması” şeklinde yapacakları görüşmelerin zaten haklı olduğu Dava kararlarının hızlandırılması bakımından olumlu sonuç alınmasında etkili olacağını düşünmektedirler…Not: Albayım, konuyla ilgili aynı bilgiyi içeren bir notu Paşa’ya iletilmek ve bilgilenmesini sağlamak üzere Yaveri Yarbay Müfit Beyin odasındaki faksa da geçtim…Albayım, Sizleri aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Sayın C.E. beyin T. C. ANKARA 11.İdare Mahkemesinde açılmış bulunan 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili dava 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. lehine sonuçlanmış bulunmaktadır…söz konusu dava mesnet tutularak yine Ankara 11.İdare Mahkemesinde açılan “Zonguldak Vali Yardımcılığına tayin konulu 2004/2001 sayılı ikinci davanın da Sayın C. E. lehine sonuçlanmasına bu davanın dayanak ve örnek teşkil edeceği hususunu bilgilerinize arz eder …C. E.in Ankara’daki görevinde kalması için ikinci davada yardımlarınızı beklediğimizi belirtiyorum…” şeklinde taleplerde bulunmaktadır.

Bu talepler sonucunda şüpheli M.Şener Eruygur tarafından gerekli talimatların verildiği ve hakimlere davanın istedikleri gibi sonuçlanması için baskı yapıldığı şüpheli Neriman Aydın tarafından daha sonra yazılan teşekkür mektuplarından anlaşılmaktadır: 06.09.2004 tarihinde şüpheli M. Şener ERUYGUR’a yazdığı mektupta; “Paşam, Sizleri, Yüksek Makamlarınızı hayati aciliyetinden ve ehemmiyetinden haberdar ettiğim Mülkiye Baş Müfettişi, Sayın Candan E. Beyin, Ankara 11.İdare Mahkemesinde 2003/1001 Disiplin Cezası ile ilgili açılmış bulunan dava, 2004/256 nolu kararla Sayın Candan E. Beyin lehine sonuçlanmış bulunmaktadır. … söz konusu dava mesnet tutularak yine Ankara 11.İdare Mahkemesinde açılan “Zonguldak Vali Yardımcılığına tayin konulu 2004/2001 sayılı ikinci davanın da, bu durumda Sayın Candan E.Beyin lehine sonuçlanmasına dayanak teşkil edeceği hususunu bilgilerinize arz ediyor…Yüksek Makamlarınızın malumları olduğu üzere, Sayın Candan E.’in Ankara’da Mülkiye Başmüfettişliği görevinde kalmasının Asıl Devletimizin ayakta ve hayatta kalması için önemine ve gereğine inandığımızı belirtirken, Müfettiş olması nedeniyle inanılmaz bilgi ve belgelerin sahibi Sayın Candan E. Beyin bildiklerinin, Türk Ulusunun bir gün gereğini yapmak üzere Yüksek Makamlarınız nezdinde kayda alınmasının ehemmiyetine bir kez daha dikkatinizi çekmenin Türklük görevimiz olduğunu hatırlatmak istiyoruz Paşam. Arz ederiz…NOT: 1- paşam, bundan sonra elime ulaşacak bilgi ve belgeleri yine size mi yoksa Org.sayın F. T. paşamıza mı iletmeliyim, bunu izninizle öğrenmek istiyorum” , 18.01.2005 tarihinde yazılan bir diğer mektupta da; “…şahsınıza arz ettiğim Sayın Mülkiye Başmüfettişi C. E. Beyin Ankara İdare Mahkemesindeki iki davasının da Siz değerli ve duyarlı Türk Komutanının katkıları sayesinde lehine sonuçlandığını ve İçişleri Bakanlığındaki Başmüfettişlik görevine başladığını Yüksek Makamlarınıza iletmekten sevinç duymaktayız. Sayın C. E.’in Yüksek Makamlarınıza iletilmek üzere şahsıma ilettiği belgeler mektubum ekindedir. (Ek no: 3 C. E.) ) Arz ederim.” şeklinde ifadeler kullanılmakta ve mektup ekinde C.E. tarafından elde edilen belgeler bir teşekkür aracı olarak şüpheli M.Şener Eruygur’a sunulmaktadır. Böylece şüphelinin Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu iki kez işlediği anlaşılmıştır.

Kişilerin siyasi felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydetme suçu da işlediği görülmektedir.

Görevi zamanında Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün üst düzey yapılanmasında sözde istihbarat dairesi komutanlığı görevini yürüttüğü, emekli olunca da Ergenekon Yeniden Yapılanması içinde üst düzey görev alarak sivil toplum kuruluşlarının birleştirilmesi ve eşgüdümünün sağlanması görevini Ahmet Hurşit Tolon la birlikte yürüttükleri anlaşılmış olmakla üst düzey yöneticilik konumu devam ettiğinden ayrıca diğer örgüt üyelerinin işledikleri suçlardan ve bulunan silah patlayıcı madde ve muhimmattan da ayrıca sorumlu tutulmasının zorunlu olduğu anlaşılmakla;




Yüklə 14,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   662   663   664   665   666   667   668   669   ...   2079




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin