1001 Hadis Işığında İmam Ali


İmâm Ali'nin Rükû Hâlinde Verdiği Sadaka



Yüklə 1,94 Mb.
səhifə15/38
tarix07.08.2018
ölçüsü1,94 Mb.
#67829
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   38

İmâm Ali'nin Rükû Hâlinde Verdiği Sadaka


212- Hasan b. Zeyd, babası Zeyd b Hasan'dan, o da dedesinden nakletmiştir; Ammâr b. Yâsir'in şöyle dediğini duydum:

"Hz. Ali b. Ebî Tâlib (a.s) müstehap bir namazın rükûsunda iken önünde bir sâil durup (yardım istedi). Hz. Ali (a.s) yüzüğünü parmağından çıkartıp sâile verdi. Sâil, Re-sulullah'ın (s.a.a) yanına gelip olayı anlattı. Ardından Peygamber'e (s.a.a) şu âyet nazil oldu: 'Sizin veliniz ancak Allah, O'nun peygamberi ve namaz kılan ve rükû hâlinde zekât veren müminlerdir. Kim Allah'ı, Peygamber'ini ve inananları veli kabul ederse, bilsin ki, şüphesiz hizbullah olanlar üstün gelirler.' [1] Resulullah (s.a.a) de şöyle buyurdu: 'Kimin mevlâsı ben isem, hiç şüphesiz Ali onun mevlâsıdır. Allah'ım, onu seveni sev; ona düşman olana düşman ol."[2]

213- Meşhur tefsirci İmâm Sa'lebî kendi tefsirinde şöyle rivâyet etmektedir:

"Abdullah b. Abbâs Zemzem kuyusunun yanında dur-muş 'Resulullah'tan (s.a.a) şöyle duydum, böyle duydum" şeklinde insanlara hadis naklediyordu. Bu sırada yüzünün de büyük bölümünü kapatan sarıklı birisi de oraya geldi. İbn Abbâs'ın Resulullah'tan (s.a.a) naklettiği her hadisin ardından o da 'Resulullah şöyle buyurdu' deyip bir hadis de o naklediyordu. Bunu gören İbn Abbâs, 'Allah aşkına, kimsin sen?' diye sorunca, sarığı yüzünden açıp şöyle seslendi: 'İnsanlar, beni tanıyan tanıyor; beni tanımayana kendimi tanıtıyorum. Ben Cündep b. Cünâde Ebûzeri'l-Gıfâ-rî'yim. Ben şu iki kulağımla işittim, aksi taktirde her ikisi de sağır olsun ve şu iki gözlerimle gördüm, aksi takdirde her ikisi de kör olsun ki, Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdular: "Ali insanların önderidir; Ali kâfirleri katledendir; ona yardım edene yardım olunur, onu yalnız bırakan yalnız bırakılır. Onun velâyetini inkâr eden melundur.

Bilin ki, bir gün benim Hz. Resulullah ile birlikte namaz kılmakta olduğum bir sırada, bir dilenci mescitte (yar-dım) talebinde bulundu; kimse ona bir şey vermedi. Bu sırada Emirü'l-Müminin Ali (a.s) rükû hâlindeydi. Elinin küçük parmağını ona doğru uzattı. O parmağına yüzük takardı. O dilenci gelip yüzüğü parmağından çıkarıp aldı.

Bunu gören Resulullah (s.a.a), Hz. Ali'nin nazmı sona erince başını göğe kaldırarak şöyle dua etti: 'Allah'ım, kardeşim Musâ sana dua etti ve 'Rabbim, göğsümü genişlet; işimi kolaylaştır; dilimdeki düğümü çöz ki, sözümü anlasınlar; ailemden kardeşim Hârûn'u bana yardımcı ver; onunla kuvvetimi artır; onu işime ortak kıl…" dedi.[3] Sen de ona: 'Seni kardeşinle destekleyeceğiz ve size öyle bir kudret vereceğiz ki, âyetlerimiz sayesinde onlar size erişemeyecekler. Siz ve size tâbi olanlar üstün geleceksiniz' buyurdun.[4]

Allah'ım, ben de senin peygamberin ve seçtiği Muhammed'im; benim de göğsümü genişlet; işimde kolaylık sağla; ailemden Ali'yi bana yardımcı ver, onunla kuvvetimi artır.

Ebûzer diyor ki: "Andolsun Allah'a, henüz Hz. Resu-lullah'ın (s.a.a) sözü tamamlanmamıştı ki, Cebrâîl inerek 'Ey Muhammed oku'' dedi. Allah Resulü (s.a.a) neyi okuyayım?' dediğinde şunu oku dedi:

"Sizin veliniz ancak Allah, O'nun peygamberi ve namaz kılan ve rükû hâlinde zekât veren müminlerdir. Kim Allah'ı, Peygamber'ini ve inananları veli kabul ederse, bilsin ki, şüphesiz hizbullah olanlar üstün gelirler." [5]

 

 



[1]- Mâide, 55-56.

[2]- İhkâkü'l-Hak, c.4, s.3.

[3]- Tâhâ Suresi, 25. âyetten, 36. âyete kadar.

[4]- Kasas, 35.

[5]- Mâide, 55-56. Mecmaü'l-Beyân, c.3 s.210, El-Gadîr, c.2 s.52, El-Mizân, c.6 s.19, Keşfü'l-Ğumme, c.1, s.166, Tezkiretü'l-Havâs, s.24 (az farkla), Nurü'l-Ebsâr, s.86, İrşâdü'l-Kulûb, s.220.

2. Bölüm


• İmâm Ali'nin (a.s) Kur'ân'daki Faziletleri

• İmâm Ali'nin (a.s) Hadislerde Geçen Bazı Fazilet ve Makamları




İmâm Ali'nin Kur'ân'daki Faziletleri



Kur'ân Ayetlerinde İmâm Ali'nin Faziletleri


214- İbn Abbâs'tan şöyle rivâyet edilmiştir: "Sen ancak korkutucusun ve her kavmin bir hidâyet edicisi vardır." [1] âyeti nazil olduğunda Peygamber (s.a.a): 'Ben korkutucuyum ve Ali hâdidir (hidâyet edici). Ey Ali benden sonra hidâyet arayanlar, seninle hidâyet bulacaklardır."[2]

215- İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s): "Allah, sizin için kolaylığı istemektedir zorluğu değil." [3] âyetinin tefsirinde şöyle nakledilmiştir: "Söz konusu kolaylık, Emirü'l-Müminin Ali b. Ebî Tâlib'dir (a.s)."[4]

216- İmâm Rızâ (a.s) ve babaları kanalıyla Hz. Ali'den (a.s) şöyle nakledilmiştir; buyurdu:"Öne geçenlerin öne geçeni; onlardır (Allah'a) yakınlaşmış olanlar.' [5] âyeti benim hakkımda nazil olmuştur."[6]

217- İmâm Rızâ (a.s) kanalıyla babalarından, Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Onlar ki, mallarını gece ve gündüz, gizli ve açıktan infak ediyorlar…'[7] âyeti Ali hakkında nazil olmuştur."[8]

218- İmâm Muhammed Bâkır (a.s): "Mallarını Allah'ın rızâsını kazanmak için infak edenlerin misali…' [9] âyeti Ali (a.s) hakkında inmiştir."[10]

219- İmâm Muhammed Bâkır'dan (a.s) "Onlar hayırlarda yarışırlar…" [11] âyetinin tefsirinde şöyle nakledilmiştir; buyurdu: "Ali b. Abî Tâlib'i (a.s) kimse geçememiştir."[12]

220- Senetli bir şekilde Resulullah'tan (s.a.a) "…Ve müminlerin sâlihi" [13] âyetinin tefsirinde şöyle nakledilmiştir; buyurdu: "O (müminlerin sâlihi), Ali b. Ebî Tâlib'dir."[14]

221- Ebû Basîr, İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) "O kitapta hiçbir şüphe yoktur." [15]âyetinin tefsirinde şöyle nakletmiştir: "Kitap Ali'dir, onda şüphe yoktur; 'Muttakiler için hidâyettir." [16]

222- Câbir Cu'fî'den, senetli bir şekilde nakledilmiştir: "İmâm Muhammed Bâkır'a (a.s) "Allah (azze ve celle)'nin 'Kim Rabb'inin zikrinden yüz çevirirse, onu çetin bir azaba müptela eder.' [17] buyruğu hakkında sordum, şöyle buyurdu: 'Kim Ali'den yüz çevirirse, çetin bir azaba yakalanır ve o en şiddetli azaptır."[18]

223- Birkaç vasıtayla, Cafer-i Fezarî'den, şöyle nakledilmiştir: "İmâm Muhammed Bâkır'a (a.s)'De ki, bu benim yolumdur. Ben basiretle Allah'a davet ediyorum; bana tabi olanlar da' [19] âyetinin tefsirini sordum; şöyle buyurdu: 'Bana uyan cümlesinden maksat Ali b. Ebî Tâlib'dir."[20]

224- Abdurrahman b. Kesir "Ve şâhidin ve meşhûd" [21] âyetinin tefsirinde İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle nakletmiştir: "Şâhid ve Meşhûd'dan maksat 'Peygamber (s.a.a) ve Ali'dir (a.s)."[22]

225- Muhammed b. Fuzeyl, Ebulhasan'dan (a.s) şöyle rivâyet etmiştir: "Allah-u Teâlâ'nın'Allah'ın size fazl ve rahmeti olmasaydı…' [23] buyruğundaki, 'fazl'dan maksat Resulullah (s.a.a) ve 'rahmet'ten maksat ise Emirü'l-Müminin'dir (a.s)."[24]

226- İmâm Muhammed Bâkır'dan (a.s) "Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve doğrularla birlikte olun" [25] âyetinin tefsirinde şöyle buyurmuştur: "Yani Ali ile birlikte olun."[26]

227- Ebû Hamza diyor ki; "İmâm Muhammed Bâkır'dan (a.s), 'De ki: Sizi tek bir şeyle öğütlüyorum…' [27] âyetinin açıklamasını sorduğumda şöyle buyurdu: 'Yani, sadece sizi Ali'nin velâyeti ile öğütlüyorum; Allah-u Teâlâ'nın âyetteki 'tek öğüt'ünden maksat velâyettir."[28]

228- Ali b. İbrahim, babasından, o da İbn Ebî Ümeyr'-den, o da Sümâe'den, o da İmâm Cafer-i Sâdık'ın (a.s) "Benim ahdime vefa edin" [29] âyetini şöyle açıkladığını nakletmiştir: "Siz Emirü'l-Müminin'in velâyetiyle (onu kabullenmek ve gereklerini yerine getirmekle) benim ahdimi yerine getirin; ben de sizi cennete götürmekle sizin ahdinizi yerine getireyim."[30]

229- İmâm Musâ-yı Kâzım'dan (a.s) şöyle rivâyet edilmiştir: "Onları rükû ve secde eder hâlde görürsün; Allah'ın fazl ve rızâsını ararlar; secde eseri yüzlerinde belirmiştir'[31] âyeti, Ali b. Ebî Tâlib hakkında nazil olmuştur."[32]

230- Ebû Basîr, İmâm Muhammed Bâkır'dan (a.s) "Valideyninize iyilik edin" [33] âyeti hakkında şöyle nakletmiştir: "İki babadan birisi Resulullah (s.a.a), diğeri ise Ali'dir (a.s)."[34]

231- İmâm Muhammed Bâkır'dan (a.s) şöyle nakledilmiştir: "Allah-u Teâlâ'nın 'Hiç şüphesiz din Allah indinde İslam (teslim olmak)dır' [35] buyruğundan maksat Ali b. Ebî Tâlib'in velâyetine teslim olmaktır."[36]

 

[1]- Ra'd, 7.

[2]- İhkâkü'l-Hak, c.4, s.301, İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.237, Nûrü'l-Ebsâr, s.87 (az farkla).

[3]- Bakara, 185.

[4]- Bihârü'l-Envâr, c.36, s.128, El-Hikem-üz Zâhire, c.1 s.76.

[5]- Vâkıâ, 10.

[6]- Bihârü'l-Envâr, c.35, s.335.

[7]- Bakara, 274.

[8]- Bihârü'l-Envâr, c.41, s.35.

[9]- Bakara, 265.

[10]- Ayyâşi Tefsiri, c.1, s.148, Bihârü'l-Envâr, c.41, s.35.

[11]- Müminun, 61

[12]- Bihârü'l-Envâr, c.35, s.332, Menâkıb-u Âl-i Ebî Tâlib, c.2, s.116.

[13]- Tahrim, 4.

[14]- Bihârü'l-Envâr, c.4, s.306, Bihârü'l-Envâr, c.36, s.31.

[15]- Bakara, 2.

[16]- Bihârü'l-Envâr, c. 35, s.402.

[17]- Cin, 17.

[18]- Bihârü'l-Envâr, c.35, s.395.

[19]- Yusuf, 108.

[20]- Bihârü'l-Envâr, c.36, s.52.

[21]- Burûc, 3.

[22]- Bihârü'l-Envâr, c.c.35, s.386, El-Kâfî, c.1, s.425.

[23]- Nisâ, 83.

[24]- Ayyaşî Tefsiri, c.1, s.261.

[25]- Tevbe, 119.

[26]- Nûr-us Sekaleyn Tefsiri, c.2, s.281, İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.99.

[27]- Sebe', 46.

[28]- El-Kâfî, c.1, s.420, İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.99, Bihârü'l-Envâr, c.36, s.143.

[29]- Bakara, 40.

[30]- Bihârü'l-Envâr, c.35, s.97 (az farkla), El-Kâfî, c.1, s.431.

[31]- Fetih, 29.

[32]- Keşfü'l-Yakîn, s.119.

[33]- Nisâ, 36.

[34]- Bihârü'l-Envâr, c.36, s.8.

[35]- Âl-i İmrân, 19.

[36]- Bihârü'l-Envâr, c.35, s.341.


Yüklə 1,94 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin