1001 Hadis Işığında İmam Ali


Resulullah'ın ve Meleklerin İmâm Ali İle Övünmeleri



Yüklə 1,94 Mb.
səhifə17/38
tarix07.08.2018
ölçüsü1,94 Mb.
#67829
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   38

Resulullah'ın ve Meleklerin İmâm Ali İle Övünmeleri


292- Câbir b. Abdullâh-i Ensarî, Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakletmiştir; buyurdu: "Hiç şüphesiz Allah (azze ve celle), her gün Ali b. Ebî Tâlib ile mukarrep meleklere iftihar ediyor ve bilahare şöyle buyuruyor: 'Ey Ali, ne mutlu, ne mutlu sana…"[1]

293- Resulullah (s.a.a) Hz. Ali'ye (a.s) hitaben: "Hiç şüphesiz Allah, seninle yedi semânın ehline övünmektedir."[2]

294- Resulullah (s.a.a): "Kıyâmet gününde Adem, oğlu Şeys ile iftihar edecektir ve ben Ali b. Ebî Tâlib ile."[3]

295- Yine Resulullah (s.a.a) Hz. Ali'ye (a.s) hitaben şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

"Ya Ali,... şüphesiz melekler senin muhabbet ve velâyetinle Allah'a yakınlaşıyorlar. Allah'a andolsun ki gökte seni sevenler yerdekinden daha fazladır…"[4]

296- Resulullah (s.a.a): "Hiç şüphesiz Ali b. Ebî Tâlib'in iki meleği diğer meleklere Ali ile birlikte olduklarından dolayı iftihar etmektedirler. Zira Allah'ı gazaplandı-racak bir ameli, ondan Allah'a yükseltmemişlerdir!"[5]

 

[1]- Yenâbîü'l-Mevedde, s.231, Mülhakât-u İhkâkü'l-Hak, c.21, s.258.



[2]- İhkâkü'l-Hak, c.6, s.105.

[3]- İhkâkü'l-Hak, c.6, s.532, Ferâidü's-Simtayn, c.1, s.232, Bihârü'l-Envâr, c.39, s.49.

[4]- El-Emâlî (Şeyh Sadûk), s.272.

[5]- Et-Terâif, s.79, Menâkıb-u Alî b. Ebî Tâlib, s.127.



İmâm Ali'nin Putları Kırmak İçin Resulullah'ın Omzuna Çıkması


297- Bir hadiste senetli olarak şöyle nakledilmiştir; Resulullah (s.a.a) Mekke'nin fethi günü Ali b. Ebî Tâlib'e (a.s) şöyle buyurdu: "Kâbe'nin üzerindeki şu putu görüyor musun?" Hz. Ali "Evet, ya Resulallah" dediğinde, şöyle buyurdu: "Ben seni omzuma alayım, o putu aşağıya indir." Hz. Ali "Ben seni omuzlayayım ya Resulallah" dedi. Resulullah ona şu cevabı verdi:"Allah'a andolsun ki eğer Rabîa ve Muzar kabileleri hep birlikte, ben diriyken benim bir parçamı bile taşımaya çalışsalar, bunu yapamazlar. Ama sen yerinde dur ya Ali."

Ardından Allah Resulü eliyle Hz. Ali'nin iki topuğundan tutup yerden kaldırıverdi ve yukarıya doğru yükseltti; o kadar kaldırdı ki, koltuk altlarının beyazlığı gözüktü. Sonra ona "Ne görüyorsun ya Ali?" diye sordu. Hz. Ali şöyle dedi: "Görüyorum ki Allah (azze ve celle) beni seninle şereflendirmiştir. Öyle ki eğer ben gökyüzüne dokunmak istesem bunu yapabilirim." Sonra "İndir putu ya Ali" buyurdu. Hz. Ali de indirip aşağıya fırlattı. Sonra Resulullah (s.a.a) Hz. Ali'nin altından çıkıp ayaklarını bıraktı. Hz. Ali yere düştü ve güldü. Resulullah"Niye güldün ya Ali?" diye sorunca, Hz. Ali şöyle cevap verdi: "Ta Kâbe'nin üzerinden aşağıya düştüm, ama hiçbir şey olmadı bana." Resulullah da şöyle buyurdu: "Nasıl bir şey olabilirdi sana, oysa seni omuzlayan Muhammed ve indiren Cebrâîl idi!" [1]

 

[1]- Menâkıb-u Alî b. Ebî Tâlib, s.202, Et-Terâif, s.80, Keşfü'l-Yakîn, s.446 (az farkla).

İmâm Ali ve "Leyletü'l-Mebit" Olayı


298- Hadis erbabından bazısı şöyle nakletmişlerdir:

"Hz. Ali (a.s), hicret gecesinde Resulullah'ın (s.a.a) yatağına yattığında, Allah-u Teâlâ Cebrâîl ve Mîkâil'e vahyederek aşağıya inmelerini ve Ali'yi (a.s) o gece sabaha kadar korumalarını emretti. Onlar da 'Ne mutlu, ne mutlu sana, kim senin gibi olabilir ey Ali. Allah seninle meleklerine iftihar etmektedir."

İmâm Gazali İhyaü'l-Ulûm kitabında bu geceyle ilgili şöyle yazmaktadır. Hz. Ali'nin Resulullah'ın (s.a.a) yatağına yattığı gece Allah-u Teâlâ, Cebrâîl ve Mîkâil'e şöyle vahyetti: 'Ben sizi ikinizi birbirinize kardeş kıldım ve birinizin ömrünü diğerininkinden daha uzun olarak kararlaştırdım. Sizden hanginiz fedakârlık edip de arkadaşına ömrünü bağışlar?' Onların ikisi de yaşamayı sevdi ve seçti. Bunun üzerine Allah-u Teâlâ onlara şöyle vahyetti: "Neden Ali b. Tâlib gibi olmadınız; ben onunla Muhammed arasında kardeşlik bağı kurdum; işte Ali onun yatağında yatmış canını ona feda etmeyi e hayatını ona bağışlamayı amaçlamıştır. O hâlde inin aşağıya ve onu düşmanından koruyun." Bunu üzerine Cebrâîl (a.s) Hz. Ali'nin başucunda, Mîkâîl de ayakucunda durup şöyle seslenirlerdi. "Ne mutlu sana, ne mutlu sana, kim senin gibidir ey Ebu Tâlib'in oğlu? Allah seninle meleklerine övünmektedir. Allah (azze ve celle) bu olayla ilgili şu âyeti de indirmiştir:

"Ve insanlardan kimi de vardır ki, Allah'ın rızâsına ermek için kendini feda eder. Allah ise kullarına çok merhametlidir." (Bakara, 107)[1]

299- Yine senetli bir şekilde Resulullah'tan (s.a.a) şöyle nakledilmiştir:

"Allah Cebrâîl ve Mîkâil'e vahyederek 'ben siz ikinizin arasında kardeşlik bağı oluşturdum ve birinizin ömrünü diğerinden daha uzun olarak kararlaştırdım. Şimdi sizden hanginiz ömrünü kardeşine bağışlamak ister?' Onların ikisi de ölümden sevmediler (dolayısıyla da fedakârlık yapmak istemediler). Bunun üzerine Allah onlara vahiy gönderdi ve buyurdu ki 'Ben velim olan Ali ile Peygamberim Muhammed arasında kardeşlik oluşturdum. İşte Ali, canını Resulullah'ın canını kendi canına tercih etmiş ve onun yatağına yatarak, canıyla onu korumaya çalışmaktadır. Siz ikiniz de yere inin ve onu düşmanından koruyun.' Bunun üzerine onlar aşağıya inip, Cebrâîl başucunda ve Mîkâîl ayakucunda olmak üzere oturdular. Cebrâîl o sırada şöyle diyordu: "Ne mutlu sana, ne mutlu sana, kim senin gibidir, ey Ebû Tâlib'in oğlu, Allah (azze ve celle) seninle meleklere övünmektedir.' Allah bu olayla ilgili şu âyeti indirmiştir:

"Ve insanlardan kimi de vardır ki, Allah'ın rızâsına ermek için kendini feda eder. Allah ise kullarına çok merhametlidir." [2]

300- Ebû Saîd-i Hudrî'den şöyle rivâyet edilmiştir:

"(Hicret gecesinde) Resulullah (s.a.a) mağaraya gittikten sonra, Allah (azze ve celle), Cebrâîl ve Mîkâil'e vahyederek 'Ben siz ikinizin arasında kardeşlik bağı oluşturdum ve birinizin ömrünü diğerinden daha uzun olarak kararlaştırdım. Şimdi sizden hanginiz hayatını diğerine bağışlamak ister?' Onların ikisi de yaşama sevgisini tercih ettiler. Bunun üzerine Allah (azze ve celle) onlara vahiy gönderdi ve buyurdu ki 'Neden Ali b. Ebî Tâlib gibi olmadınız? Ben onunla Muhammed (s.a.a) arasında kardeşlik oluşturdum. Ali onun yatağına canıyla onu korumaya çalışıyor! Siz ikiniz de yere inin ve onu düşmanından koruyun.' Bunun üzerine Cebrâîl onun başucunda ve Mîkâîl ayakucunda duruyorlardı. Cebrâîl o sırada şöyle diyordu: Kim senin gibidir, ey Ebû Tâlib'in oğlu, Allah (azze ve celle) seninle meleklere övünmektedir.' Allah bu olayla ilgili şu âyeti indirdi:

"Ve insanlardan kimi de vardır ki, Allah'ın rızâsına ermek için kendini feda eder. Allah ise kullarına çok merhametlidir." [3]

301- Hekim b. Cübeyr, İmâm Zeynü'l-Âbidin'den (a.s) "Ve insanlardan kimi de vardır ki, Allah'ın rızâsına ermek için kendini feda eder…" âyeti hakkında şöyle nakletmiştir; buyurdu: "Bu âyet Resulullah'ın (s.a.a) yatağına yattığı sırada Ali (a.s) hakkında nazil olmuştur."[4]

302- Enes b. Mâlik'ten şöyle nakledilmiştir:

"Resulullah (s.a.a), yanında Ebûbekir ile birlikte mağaraya yöneldiğinde, Hz. Ali'ye, Resulullah'ın abasını giyerek yatağına yatmasını emretti. Hz. Ali, kendini ölüme hazırlamış bir hâlde Resulullah'ın yatağına yattı! Kureyş'in çeşitli boylarında oluşmuş bir grup insan, Resulullah'ı öldürmek için geldiler. Onlar yatakta Resulullah'ın yattığından emindiler. Tam kılıçlarını sallayacakları sırada, dediler ki 'Uykudan uyandırın da kılıç darbelerinin acısını tatsın ve kılıçların nasıl indiğini görsün!' Yatakta yatanı uyandırdıklarında, aniden önlerinde Ali b. Ebî Tâlib'i görünce, onu bırakıp Resulullah'ı bulmak için dağıldılar. Bunun üzerine Allah (azze ve celle) şu âyeti indirdi:

"Ve insanlardan kimi de vardır ki, Allah'ın rızâsına ermek için kendini feda eder. Allah ise kullarına çok merhametlidir." [5]

 

[1]- Nûrü'l-Ebsâr, s.96.

[2]- Yenâbîü'l-Mevedde, s.92, El-Gadîr, c.2, s.48, Et-Terâif, s.37 (az farkla).

[3]- İrşâdü'l-Kulûb, s.224, Hilyetü'l-Ebrâr, c.1, 280 (az farkla).

[4]- El-Emâlî (Şeyh Tûsî), c.2, s.61, Hilyetü'l-Ebrâr, c.1, s.274, Bihârü'l-Envâr, c.19, s.55.

[5]- Hilyetü'l-Ebrâr, c.1, s.275.


Yüklə 1,94 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin