13. AĞIr ceza mahkemesi ( cmk 250 maddesi İle yetkiLİ ) duruşma tutanağI


Duruşmaya saat 13:30’a kadar ara verildi



Yüklə 0,69 Mb.
səhifə4/7
tarix01.06.2018
ölçüsü0,69 Mb.
#52303
1   2   3   4   5   6   7
Duruşmaya saat 13:30’a kadar ara verildi.

Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.

Bu sırada tutuksuz Sanık Evrim Baykara ile bir kısım Sanıklar müdafileri Av. Alemdar Akar’ında geldikleri görülmekte huzurdaki yerlerine alındı.

Sanık Kemal Aydın tekrar huzura alındı.

Çapraz sorgusuna kaldığı yerden devamla.

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Kemal bey Ali Doğan Aksüngü ile yaptığınız bir telefon görüşmesindeki ifadenizi soru olarak yönelteceğim. Siz başlıyorsunuz yani konuşmanın bir kısmından itibaren ne yapalım dedim ona dedim ki bak her kim olursa olsun neyi ne olursa olsun o bana yine yalnızım yanında kim olursa olsun hatta benimle konuşmak isteyenler telefonumu dahi alanlarına deki sorun bakayım de tamam mı? Sen dedin telefonu kulaklarına dedi aha telefon al ve sor tamam mı sen merak etme dedim. Daya bana sen hiç merak etme biz bak dedim benim benim bu ülkede kimlerle resimlerim çıkar yarın, yarın derler ki bak bu kimlerle berabermiş. Aydoğan, şimdi canım abim. Kemal Aydın, evet. Aydoğan, çıkaramazlar çünkü biz işi bitirdiğimizde onlar çıkarabilecek yerleri olmayacak. Kemal Aydın, evet çıkarsınlar bak ne resimler görürsün Ahmet Türk’le resmimi görürsün. Sizin burda bir ifadeniz var benim bu ülkede kimlerle resimlerim çıkar yarın, yarın derler ki bak bu kimlerle berabermiş aşağıda da biraz daha somutlaştırıyorsunuz Ahmet Türk’le resmimi görürsün. Bu nedir, yani birileri ile resminizin çıkacağı birilerinin bu resimleri ortaya çıkaracağı meselesini izah eder misiniz?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim Aydoğan kardeşim benim takip edildiğimi biliyor takip edildiğimi bende ona biz takip edildiğimizi biliyoruz ama icabında Ahmet Türk’le de konuşurum yarın bu konularla ilgili onunla çekilmiş resimlerimiz de var o resimleri alırlar yarın önünüze koyarlar. Derler ki işte bunlarda şunların adamıymış bak onlarla beraber oldu diyerek sizin anlattığınız doğruların önünü keserler. Bunları görürseniz gördüğünüzde böyle şeyler bunlara hazırlıklı olun bunlar önemli şeyler değildir.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Normal bir resim midir Ahmet Türk ile çekilmiş resimler yani bu resmin içeriği nedir?”

Sanık Kemal Aydın:”Böyle bir resim yok böyle bir resim yok bana bir şey en uç noktasındaki Türkiye’de bölücü etnik bölücü azınlık ırkçılığının en uç noktasında olan bir insandan bahsediyorum kardeşime çok duyarlı bir insan bak ola ki ben onunla da bir araya gelirdim. Beni içeri almasalardı tutuklanmasaydım Ahmet Türk’le de bir araya gelecektim diğer insanlara konuştuğum Kürtçülük ideolojisi üzerine etnik bölücülük üzerine konuları onunla da konuşacaktım beni getirecekti o kardeşim bir araya ama gözaltına alındım tutuklandım onun için olmadı bu buluşmalarda bir yere geldiğinizde sizi bir şekilde hele günümüz teknolojisinde fotoğraflarlar. Şimdi insanlar insanları da böyle karalıyorlar zaten alıyorlar. Siz Kemal Aydın’ı milliyetçi, vatansever bin insan olarak tanıyorsunuz işte falanla ilişkisi yok al size bir resim Ahmet Türk’le oturmuş bir resim işte bu adama mı söylediklerine mi itibar ediyorsunuz? Derler size onun için o çarpıcı cümleyi söylüyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Farazi bir görüşmemidir, farazi?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet Farazi bir bu hadiselerin önünü kesebilecek yani yarın böyle bir şey gördüğünüzde bunlar olabilecek şeylerdir dersiniz ki Ahmet Türk’te bu ülkenin vatandaşı o farazi bir araya gelmiş Ahmet Türk’le bir şeyim yok ama gelecektim bir araya olmadı inşallah çıkabilirsek yine geleceğim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Aydoğan’ın bahsettiği biz işi bitirdiğimizde ne işi bitirmeyi bahsediyor Aydoğan?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim konuşmanın tamamı şey yaparsanız şimdi orda başka şeylerde var farklı farklı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Konuşmanın tamamı uzun sürebilir yani burda.”

Sanık Kemal Aydın:”Özgür, Özgür diye zannediyorum bir kardeşimiz var ben telefonda konuştum da kendisini tanımıyorum Aydoğan’ın da arkadaşı olan onunda adı Aydoğan Ertürk bir fizik öğretmeni kardeşimiz. Özgür’ün kız kardeşi ile evli o da öğretmen bir ailevi hadise vardır Özgür’le aralarında diğer Aydoğan Ertürk’ün söz konusu olan odur zannediyorum ona bağlı şeyler.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Resimlerin çıkarılamaması ile bu özel ilişki ailevi meselenin ne ilgisi var?”

Sanık Kemal Aydın:”Saygıdeğer Yargıcım bir konuşma içerisinde benim Aydoğan Aksüngü ile bu hakkımdaki iddia edilen tapeler telefon konuşmaları 152 adet konuşma var. Bu 152 adet konuşmanın 225 sayfası bu 435 sayfadan oluşuyor 225 sayfası 3 kişi ile yaptığım konuşmaların tape tutarı 3 kişi Ercüment Ovalı 20 konuşma dün arz ettim, ama tekrar ediyorum Aydoğan 20 konuşma, Ali Özoğlu 11 konuşma. 51 konuşması 225 sayfadır bu 225 sayfanın 104 sayfası Aydoğan Aksüngü ile yaptığım 20 konuşmanın tutarıdır. Aydoğan Aksüngü çok duyarlı bir insandır. O bir telefonla konuşmaya başladık mı onlarca konu konuşuruz. O telefon konuşması içerisinde onlarca konu vardır o konular birbiriyle bağlantılı değildir. Bir konudan birisine atlamaktır yani o böyle bir paylaşımdır onu arz etmek istedim birbiri ile bağlantısı yok bir konu konuşuyoruz akabinde o belki 10 sayfalık bir telefon konuşması 10 sayfa belki. 104 sayfa 20 konuşma 104 sayfa. Yani bağlantılı değil efendim onu farklıdır eğer o konuşmaysa Özgür geçiyorsa o konuşmada Özgür ismi o ona bağlı efendim. Onun için arz etmek istedim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Hangi telefonları kulandınız gözaltına alınmadan önce?”

Sanık Kemal Aydın:”Tek telefon kullandım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”0533 236 97 86.”

Sanık Kemal Aydın:”Doğrudur efendim onun dışında.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu telefon numarası dışında bir telefon kullandınız mı?”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır o telefonum ve ev telefonum onun dışında hiç telefonum olmadı birde özür diliyorum 1994 yılında büyük depremde 99 yılında büyük depremde bulunduğum 5 ay süresi içerisinde Kızılay’a ait cep telefonu kuruma ait cep telefonu kullandım onun dışında.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet yani kullandığınız Kızılay dışındaki tek telefon bu telefon,”

Sanık Kemal Aydın:”Evet, evet efendim evet. Tek telefonum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”0532 738 36 44 nolu telefon Durmuş Ali Özoğlu’nun kullanımında olan bir telefon.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu telefon ile 07.09.2006 tarihinde başlayıp 07.01.2007 tarihine kadar devam eden bir telefon trafiğiniz var.”

Sanık Kemal Aydın:”Ali Özoğlu ile benim aramdaki bir telefon konuşması mı?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”2006 yılında herhangi bir şekilde Ali Özoğlu ile telefon görüşmesi yaptınız mı? Veya yaptıysanız içeriği sebebi nedir?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim bir şey bunun üzerinde çok duruldu arz ediyorum. Ben Ali Özoğlu ile 2007 Ocak ayında tanıştığımı iddia ediyorum. Tanıştığımı iddia ediyorum hafızam yanıltmıyorsa ona bağlı onun için 2006 yılında telefon konuşmamız olamaz. Şeyindeyim ha bu keşke Ali Özoğlu ile 20 yıl evvel tanışsaydım özür diliyorum şunu arz edeyim özellikle. Ali Özoğlu ile benim üzüntüm tanışma üzüntüm geç tanışmış olmamdır. Ha Ali Özoğlu ile tanıştıktan sonraki hayatımda hayıflandığım tek şey Ali Özoğlu ile hayatımın çok geç bir zamanında tanışmış olmaktır. Keşke Ali Özoğlu’ya 20 yıl evvel tanışmış olsaydım inanıyorum ki sahip olduğum bilgilerin üzerine bir 10 kat daha bilgi koyacaktım. Bunu da Yüce mahkemeye arz edeyim yani benim Ali Özoğlu’yla 2006, 2007 yılında tanışıyor, tanışmıyor olmaktan bir endişe duyduğum için söylemiyorum bunu. Sadece bir karşılaşma hadise doğru olsun diye arz etmek istediğim husus yoksa bir sıkıntım yok keşke 20 yıl önce Ali Bey kardeşimi tanısaydım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizin askeri okul öğrencileri ile irtibatınızda başlangıç noktası olarak Noyan Çalıkuşu ile tanışıklığınızı beyan ettiniz.”

Sanık Kemal Aydın:”Doğrudur efendim. Doğrudur”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Noyan Çalıkuşu ile tanıştık bilahare onun tanıdıklarıyla da tanıştık dediniz. Bu Noyan Çalıkuşu ile tanışmanıza aracı olan Metin Çıtak kimdir?”

Sanık Kemal Aydın:”Şelçuk’ta Mukim inşaat yüksek mühendisi serbest ticaret yapan bir beyefendi.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Siz Selçuk’ta mıydınız tanışıldığında Noyan’la tanışıldığında?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet Noyan’la tanıştığımızda Selçuk’ta bir başka dostumuzu Neriman Hanımefendi kardeşimle kız kardeşimle bir başka incir üreticisi Mustafa Ünsal isimli bir aile dostumuzu ziyarete gitmiştik. Oraya gidince Metin beyi önceden de tanıyorum Selçuk’ta onu da ziyaret ettim takdir ederseniz ki ufak bir yer dostlarımızı ziyaret edelim onun bürosunda bir sohbet sırasında Noyan Çalıkuşu’nu tanıdım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ailesiyle de tanıştınız mı Noyan Çalıkuşu’nun çünkü genelde aileleriyle de tanıştık gibi bir beyanda bulundunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet annesi ile Noyan Çalıkuşu’nun annesi ile o Noyan’la tanıştığımdan daha önceki bir zaman tarihinde tanıştım. Yine dostumun babası kayınpederi hastaydı onu ziyarete gitmiştim. Selçuk’ta kaldım Selçuk’tan dönerken Metin bey beni İzmir’e getirdi Metin bey İzmir’e getirirken Metin beyin arabasında İzmir’e gelinceye kadar Noyan annesiyle Noyan’la tanışmadan evvel herhalde 1 yıl evvel olabilir kendisi ile tanışmıştım ama Noyan’ın tanıştığımda Öznur hanım annesi olduğunu bilmiyordum Metin bey o tanışmada Öznur hanımın oğlu.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Babasıyla da tanışıyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet o.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Nedir babasının mesleği Noyan’ın?”

Sanık Kemal Aydın:”Zannediyorum demir yollarından emekli diye biliyorum yani yanlış olmasın söyleyeceğim şeyler sadece muttali olduğum husus bu efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Şahin Başbağ adlı birinden bahsettiniz bu kişinin MİT’te MİT’le irtibatlı olduğundan bahsettiniz. Bir telefon görüşmeniz var Şahin Başbağ sizi arıyor sizde büronuzda 6 kahraman kardeşinizle birlikte olduğunuzdan bahsediyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Büro değil efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu size sorulduğunda Hamza Demir’in olduğu 6 arkadaş grubu 6 kişilik grubum vardı onlara Türkiye üzerine bilgilerimi aktarıyordum biz buna ders çalışma diyoruz. Ben Kütahya’dan Hafız Mehmet Dumlu isimli büyüğümüz 3 yıl önce ziyaret ettim o zamandan beri.”

Sanık Kemal Aydın:”Ayrı ayrı, ayrı ayrı konuşmalar değil mi efendim ayrı ayrı yerlerden aynı konuşma Şahin Başbağ.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Savunmanız sırasında yani bu telefon görüşmesi size sorulduğunda.”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır Şahin Başbağ’la başlayan görüşmenin devamı mı?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Şahin Başbağ ile telefon görüşmeniz size soru olarak yöneltildiğinde verdiğiniz cevabı okuyorum yani bu Hamza Demir’dir buradaki kahraman 6 kahraman.”

Sanık Kemal Aydın:”Olabilir efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ders çalışıyorum dediğimiz kişi Hamza Demir’dir. Ben Kütahya’dan Hafız Mehmet Dumlu isimli büyüğümüz 3 yıl önce ziyaret ettim o zamandan beri sıkça kendisini ziyaret eder istifade ederim ancak görüştüğüm konuştuğum askeri öğrencilerin konuları itibariyle direk onunla görüşmelerin doğru olmadığını söylerim. Benim konumuma geldikleri zaman görüşebilirler. Mehmet Dumlu nedir meslek olarak?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim Şahin Başbağ’dan bir yere geçtiniz birbiri ile bağlantılı değil Şahin Başbağ’ın şeyini arıyorum müsaade ederseniz bir bakayım. Şimdi farklı konu yani,”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ben şimdi konuşmayı okumadım sizin cevabınız üzerinden bir soru daha yöneltim.

Sanık Kemal Aydın:”Yani farklı bir konu onun için doğru cevap vereyim çünkü Şahin Başbağ’la konuşmamız var, evet bana telefon ediyor bir şey soruyor bende arkadaşlarımla kahvehanede büroda değil. Kahvehanede ders çalışıyorum diyorum arkadaşlarımla 6 tane arkadaşım var telefon oturuyorum masada 6 kişi var onu da gayri ihtiyarî de olsa 6 tane arkadaşım var onlarla ders çalışıyorum diyorum ordan Mehmet Dumlu’ya geçtiniz onun için Sayın Başbağ’ın telefonunu aradım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Şöyle 26.04.2008 günü saat 16:38’de Şahin Başbağ isimli şahısla yaptığınız telefon görüşmesinde kendisinin ders çalıştığını söyleyerek 6 tane kahraman kardeşim var onlarla ders çalışıyorum bize de bu iş düştü dediği.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Hatırlatılıyor size. Sizde cevaben şöyle diyorsunuz, Şahin Başbağ MİT’te çalıştığını tahmin ettiğim benim yaştaşım olan bir şahıstır.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Telefonda beni bürosuna davet etmişti. Telefon görüşmesinde büroya davete dair herhangi bir şey yok. Bende yanımdaki insanları bahane ettim yanımda Hamza Demir’İn olduğu 6 arkadaş grubum vardı onlara Türkiye üzerindeki bilgilerimi aktarıyordum. Biz buna ders çalışma diyoruz. Ben Kütahya’dan Hafız Mehmet Dumlu isimli büyüğümüz önce ziyaret ettim yani sizin cevabınız kesintisiz devam ettiği için sordum.”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır orda öyle olmaz yani o soruya bağlı devam etmedim demek ki orda bir soru var hangi savcılık sorgulamasında mı? Ben Yüce heyetinde takdirlerine sunmak için Şahin Başbağ’ın bu telefon konuşmasını yüksek müsaadelerinizle okumak istiyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Telefon görüşmesi var bizde çokta okundu, vakit geçmesin isterseniz.”

Sanık Kemal Aydın:”Ama efendim şeye geçmiyor yani Sayın Yargıcım sorduğunuz soruyla Mehmet Dumlu Hazretleri ile şeye gelen ilişkisi yok bu işte onun için arz etmek istiyorum. Şahin Başbağ’la konuştuğum o şeyde Mehmet Dumlu Hazretlerinin ile ilgili şeylerimin olmaması lazım. O bir başka konuşmaysa ona ilaveten ona bir şey demiyorum ama bu konuşmada yok. Mehmet Dumlu Hazretleri ile ilgili söyleyeceklerimi ayrıca bir soru olarak lütfederseniz, emrederseniz cevaplarım o aynı bir şey. Efendim ama Şahin Başbağ’la ilgili konuşmada beni arıyor bende ona kahvedeyim diyorum bir nerde olduğumu biliyor zaten oturduğum yeri ders çalışıyoruz diyorum bize de çalışmak düştü diyorum eğer bu konularda bir emriniz sorunuz varsa anlatayım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Savcılıkta size şöyle bir yani oradan aldım alıntıyı ordan tekrar size okuyayım savcılık aşamasında size 26.04.2008 günü saat 16:38’de Şahin Başbağ isimli şahısla yaptığınız telefon görüşmesinde kendisinin ders çalıştığını söyleyerek 6 tane kahraman kardeşim var onlarla ders çalışıyorum bize de bu iş düştü denildiği hatırlatılarak soruldu. Deniyor sizde cevaben, 6 arkadaş grubunun içinde Hamza Demir’in bulunduğundan bahsediyorsunuz biz buna ders çalışma diyoruz.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu Yani bir kesinti olmadan ben Kütahya’dan hafız Mehmet Dumlu isimli büyüğümü ziyaret ettim.”

Sanık Kemal Aydın:”Olmaması lazım efendim, orada yani orada o savcılık sorgusunda bir şey eksiklik var o ilavede yani niçin tekraren orada ilave var bir farklı ilave var oraya bir savunmama ilave edilmiştir onu arz ediyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Burda yani Hamza Demir’le birlikteliğimizdir diyorsunuz ardından burdaki ifadeye göre söylüyorum ardından askeri öğrencilere tekrar geçiş yapıyorsunuz Mehmet Dumlu’ya.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim işte o farklı o konuşmaların farklı bakınız istihbarat raporu onun için söylüyorum bunlar çok acı şeyler.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”İddianame değil sizin savcılık beyanınız.”

Sanık Kemal Aydın:”Ama sorgu öyle değil o savcılık sorgusundaki bana soru öyle sorulmadı. Onları farklı soruları bir araya getirerek yaptılar öyle değil şimdi bu konuşma başka yani bana Şahin Başbağ ile ilgili sorulan soru başka 6 tane arkadaşımla oturuyorum kahvede onlarla ders çalışıyorum dediğim şey biz buna ders çalışma deriz. Kahvede ne yapılır? Kahvede insanlar arkadaşlarıyla oturur sohbet eder örgüt kurulmaz herhalde kahvede. Saygıdeğer Yargıcım o konuşmalar bir başka şekildeki ifademden bir bütünlük haline getirmedir onu da burada söylemek durumunda kaldığım için üzüntü yaşıyorum. Ha ayrı ayrı ben o soruların hepsine ayrıca cevap emrederseniz cevap vereyim onun şeyi yok.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Candan Eren isimli şahısla yaptığınız görüşmede Yargıtay Cumhuriyet başsavcısı eski Başsavcılarından Sabih Kanadoğlu’nun Toplumsal dönüşüm sitesinde yazı yazması konusunda belli düşüncelerinizi açıklıyorsunuz şöyle ifade ediyorsunuz. Bu görüşmeyi mülkiye başmüfettişi Candan Eren isimli şahıs ile yaptım. Ali Özoğlu bana Başsavcı Sabih Kanadoğlu’nun Cumhuriyet gazetesi ve diğer yerlerde yazı yazdığını Toplumsal dönüşüm için yazıp yazmayacağımı sordu, yazıp yazmayacağını sordu bende tanıdığım ve başsavcıya yakınlığı olduğunu bildiğim Candan beyden rica ettim. Görüşmenin içindeki bu başkomutanın emridir. Sözünü söylememin nedeni insanlar yüksek makamlardan gelen emirleri uymayı daha kabul edilebilir gördükleri için bende bunu devletin önemli makamlarından geldiği anlamında kullandım diyorsunuz. Şimdi Sabih Kanadoğlu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yapmış yargı erkinin bir biriminin en tepesinde görev almış birisi. Yani bunu etkilemek için başkomutanın emri demenizin nedeni nedir yani böyle bir şey başkomutanın böyle bir emri var mıdır?”

Sanık Kemal Aydın:”Yok efendim daha öncede soruldu bana savcılar:”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Böyle birisini etkilenir mi yani böyle birisi?”

Sanık Kemal Aydın:”Benim, benim hayat düsturumda uyguladığım bir yoldur yöntemdir. Propagandanın gücü, benim kendime has bir yoldur bu.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ama bu mesela 1, 2 konuşma sonrası ortaya çıkacak bir yöntemdir.”

Sanık Kemal Aydın:”Çıksın önemli değil ki ben onun orda bir.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Demezler mi size yani abi başkomutan, maşkomutan diyorsun ama ne alakası var?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim desin ben onun cevabını veririm. Ben onun orda ilgili, ilgili yükselir.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani bunu çıkaran olmadı mı bu güne kadar yani siz herkese söylüyorsunuz demedi ya sen başkomutan dedin ama hiç alakası yokmuş.”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır bana hiç kimse sormadı benim çevremdeki insanlar şunu bilir benim muhataplarım şunu bilir. Niçin söylediğimi bilirler, onun bir hadiseye önem kazan önemini insanın kafasında çağrıştırmak öneme dikkat çekmek için işin üzerinde durmasını sağlamak için bazı kavramları esas devlet , başkomutan, Mustafa Kemal bunu bilirler benim muhataplarım bilir. Zaten beni tanımayan insanlara da onları söylemem, yani benimle münasebeti olmayan yeni tanıdığım insanlara bu ifadeleri kullanmam. Sadece tanıdığım insanlara onun kuvvet onlarda başkalarına taşısın kuvvetin anlamını diye söylerim tekrar arz ediyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerinin, MİT’in, emniyetin, MOSSAD’ın, CIA’nın, İngiliz istihbaratının, KGB’nin hiçbir yerin adamı, mensubu, ajanı değilim. Türkiye’de yapmakta olduğum her şeyi Sayın Yargıcım kendi irademle ülkeme yönelik kaygılarımı sahip olduğum tecrübe ve bilgilerimi Türk milleti için paylaşmaya yöneliktir. Mustafa Kemal emridir vatanı savunmak için emir gerekmez Hazreti Muhammed’in emridir vatan sevgisi imandandır.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani bir Başkomutan Genelkurmay Başkanı Kemal bey bir netliğe kavuşturmak için kendi adını kullanılması ister mi?”

Sanık Kemal Aydın:”Ben adını kullanmıyorum ki.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Unvanını kullanıyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Ha başkomutan diyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani siz diyorsunuz bu bir değil yani 1, 2, 5, 10 başkomutanın emri. Sabih Kanadoğlu diyelim ki bu konuşma kendisine aktarıldığında normal birisi ise açar hatta ben kimseden emir almam deyip de açar yani sen bana böyle bir emirde bulundun mu bir emir verdin mi? Yani buna varmaz mı sizin beyanınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Ben Sabih arz edeyim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Efendim”

Sanık Kemal Aydın:”Sayın yargıcım ben Sabih Kanadoğlu’na söylemiyorum benim muhatabım Sabih Kanadoğlu değil o söylediğiniz Sabih Kanadoğlu olsa doğrudur.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Candan Eren’e diyorsunuz ki de ki.”

Sanık Kemal Aydın:”Ben, ben Candan Eren’e söylüyorum. Candan Eren mülkiye başmüfettişi Candan Eren benden aldığı şeyi böyle söylemez Sabih beye. Ben Candan Eren’in üzerinde dikkatle durması gerektiği. Tekrar arz ediyorum ben tanımadığım muhataplarıma beni birebir tanımayan insanlara onu kullanmam. Benim birebir beni tanıyan insanlara kullanırım onlarda niçin kullandığımı bilirler. Candan Eren’de Sabih beye öyle söylememiştir o ricada da bulundu olmadı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Neriman Aydın’ın bir görüşmesi olmuş mudur Sabih Kanadoğlu’yla?”

Sanık Kemal Aydın:”Olduğunu zannediyorum oldu evet konuştular telefonda.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Nasıl ne oldu yani bir yazı yazma falan sonucu doğdu mu?”

Sanık Kemal Aydın:”Olmadı yazı yazma ben tutuklanmıştım o zaman zannediyorum yakına bir tarihti herhalde olmadı söz konusu olmadı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”25.01.2008 günü saat 12:36’da Ercüment Ovalı isimli dosyamız sanığı ile yaptığımız görüşmede telefon görüşmesinde, o büyük insan bu güne kadar bana ait olduğu yeri söylemedi ama sana söyledi onların esasında bulundukları yeri ve görevlerini söylememe mecburiyeti vardır. Yani bana söylemedi fakat sana söyledi. Ercüment’in cevap olarak, birisi bir gün hadi dediğinde gidecek işte dedim ya Hakan çağırdığında ben gitmem. Ben çağırdığımda Hakan gitmez ama Kemal abi çağırdığın da biter. Konuşmada geçen bu güne kadar size ait olduğu yeri söylemeyen fakat Ercüment Ovalı’ya söyleyen bulundukları yeri ve görevi söylememe mecburiyeti olan büyük insan kimdir bu kişi?”

Sanık Kemal Aydın:”Hatırlamıyorum onu hatırlamadım kimin için kastettiğimi hatırladım devam ederseniz konuşmaya.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Burda bahsi geçen bir yer var görev var yani bulundukları yeri ve görevi söylememe mecburiyeti vardır.”

Sanık Kemal Aydın:”Hatırlamadım hatırlamıyorum onu yani kimin için kastettiğimi Ercüment hocaya hatırlamıyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”29.01.2008 günü saat 13:57’de Ercüment Ovalı ile yaptığınız telefon görüşmesinde, devletin Ercüment Ovalı’nın Bedrettin Dalan ile ilişkilerini size sorduğu, sizin vasıflandırmanıza göre Genelkurmay veya Türk Silahlı Kuvvetleri size Ercüment Ovalı’nın ilişkilerini Bedrettin Dalan ili olan ilişkilerini size soruyor. Sizinde bilmediğinizi söylediğiniz daha sonra Dalan’la ilişkilerini bizim üzerimizden kurdursunlar dediler anladın mı? Sendeki telefonu da verebilirmişsin müsaadesi var telefonu da verebilirler dedi. Sen sonra beni bilgilendirirsin bende arz edeceğim dediği. Beyanlarınıza göre devlet esas devlet gibi kavramlar Türk Silahlı Kuvvetlerini, Genelkurmay Başkanlığını ifade ediyor işte bu beyanınıza göre TSK Ercüment Ovalı ile Bedrettin Dalan arasındaki ilişkiyi merak ediyor ve size soruyor. Size TSK böyle bir şey sormuş mudur, sormuşsa?”

Sanık Kemal Aydın:”O konuşma öyle değil konuşmanın tamamını lütfeder misiniz yoksa ben okuyayım?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Kemal bey konuşmanın tamamı çok uzun olacak yani siz aklınıza cevap verin işte neyse onun cevabını verin.”

Sanık Kemal Aydın:”Biliyorum ben ona sizin Sayın Yargıcım soru sorduğunuz soru şekli o konuşmanın muhtevası değil onu arz edeyim ben kendi mademki kısa olsun çünkü o fazla bir konuşma. Ercüment Ovalı’nın ATİ teknoloji Türk Silahlı Kuvvetlerinin bünyesinde bulunan Türk Tıpsan’lanın hisseleri var. ATİ teknoloji üretime geçtiğinde bu üretimin pazarlanması söz konusu o Trabzon’da olacak değil İstanbul’da Ercüment hoca ticari manada yetersiz bir insan bilim adamı ticaretle alakası yok. Bu işte Bedrettin Dalan’ın üniversitesi bu işe talip. Bu işi yapması için Ercüment hocaya diyorum ki daha öncesinde bunun öncesi var. Seni kazıklarlar yapacağın sözleşmeleri ticari münasebetleri olan ticareti bilen insanlar İstanbul’da olan insanlarla bu işin münasebetlerini yap. Ben sana birisini söyleyeyim Toplumsal dönüşüm yayınlarının.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Devlet nerede burda?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim işte o konuşmanın tamamını okursak öyle olmadığını.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ben tamamını okudum o yüzden size soru sorarken de sorumu somutlaştırıyorum.”

Sanık Kemal Aydın:”Arz edeyim efendim Türk Tıpsan, Türk Tıpsan’da yönetim kurulu başkanı olan insan aynı zamanda da ATİ teknolojinin yönetiminde bulunan Volkan Kaplama diye bir general emekli general paşa var.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Emekli bir general.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”değil mi yani orduyla ilişkisi kalmamış bir insan.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet hadise Mevlüt’le Volkan Kaplama’yla benim ilişkilerim çok yok Mevlüt kardeşim ATİ teknolojinin inşaatını yapan Ercüment hocaya bu manada benden daha yakın. Mevlüt kardeşim üzerinden bana intikal ettirilen Volkan paşanın söyledikleri Mevlüt’te diyor ki Ercüment hoca seni dinliyor bizi dinlemiyor sön söylersen bu şekilde yapsın.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bir bakımdan bir başka telefon görüşmesi okuyarak bir önceki sorduğum telefon görüşmesiyle karşılaştırmanızı isteyeceğim. Durmuş Ali Özoğlu ile bir görüşmeniz var.”

Sanık Kemal Aydın:”Ama telefon konuşmalarının tümünü okumama müsaade edeceksiniz Sayın yargıcım. O zaman.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani o size defalarca okunduğu için ona müsaade edemeyiz artık.”

Sanık Kemal Aydın:”Ama hayır olmuyor yani sizin soruma konuşmanın.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Size Durmuş Ali Özoğlu şöyle soruyor Ercüment, Dalan’la görüşmelerini ne yaptı? Şöyle bir şey yapalım o Dalan diyalogunu bizim üzerimizden kursun sizinde tamam olur, devlet ne derse ol olur. Ercüment Durmuş Ali Özoğlu devam ediyor Ercüment sadece şeyi desin bu işlerin organizasyonunu şu isimler yapıyor bu kadar. Yani burda siz devlet ne derse o olur sözünü Durmuş Ali Özoğlu’nun, Ercüment diyalogunu bizim üzerimizden kursun sözü üzerine de kullanıyorsunuz yani burda sizin 2 konuşmanız karşılaştırıldığımda devlet, devleti temsil eden kişi olarak Durmuş Ali Özoğlu yani Volkan Kaplama değil Durmuş Ali Özoğlu.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet o bir başka evet arz edeyim sorunuz.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Devletin temsilcisi olarak ortayı çıkıyor.”

Sanık Kemal Aydın:”Devletin temsilcisi değil ben ali Özoğlu’na devletim diyorum devletim diye de konuşurum devletim diyorum. Ali Özoğlu kardeşimle konuşurken devletimde derim. Hatta Ali Özoğlu’na konuşmalarda bilmiyorum var mı?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Şimdi Volkan Kaplama ne oldu işte Volkan?”

Sanık Kemal Aydın:”Şimdi ama o başka onun için dedim ki konuşmaların tamamını okuyayım yani sorulan soru o konuşmanın içerisinde onun için arz ettim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Kemal bey birbiri ardı sıra olan telefon görüşmeleri yani birisi iki ay önce yapılan değil 5 dakika, 10 dakika, 1 gün öyle yapılan telefonlar ve birbirleriyle.”

Sanık Kemal Aydın:”5 dakika, 10 dakika olmaz onun arasında bir zaman vardır o konuşmanın.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Birbirleriyle ilişkili telefon görüşmeleri.”

Sanık Kemal Aydın:”Sayın Yargıcım, o konuşmaların arasında bir zaman vardır 2 gün vardır 1 dakika 5 dakika arasında değildir. onlar farklı zamanlarda farklı şeyler bir konu üzerine farklı zamanlardaki konuşmalardır onun için bakayım dedim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu telefon konuşmalarında Ercüment Ovalı’ya verebileceğini söylediğiniz bir telefon numarası var bu hangi telefonu verebileceğinizi söylüyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Hatırladım onu hatırlamadım kimin için söylediğimi.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bedrettin Dalan ile Ercüment Ovalı tanışmakta mıdır?”

Sanık Kemal Aydın:”Tanışmaktadırlar”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani bu telefon görüşmesinden önce bu iki kişi tanışıyorlar değil mi?”

Sanık Kemal Aydın:”Tabi çok önceden tanışıyorlar. Ercüment’te zaten ilişkiye girdi Ercüment hoca Bedrettin Dalan’la. Üniversite ile ilişkiye girdi o ilişki üzerine ben Ercüment’e kazık yemeyesin bunlar yapacağınız protokollerde falan sen bu işi bilmezsin bu işi ticaretle uğraşan bilenlerine havale edelim. Ercüment ticarette ticari olayları hiç düşünmeyen ilmi bilim adamları için böyledir ona da saygı duyuyorum bir insandır.”

Mahkeme Başkanı:”Onu ikaz etmeden önce Durmuş Ali Özoğlu ile yaptığın telefon konuşması okundu size işte. Bizim üzerimizden olsun diye söyledi sana ya telefon görüşmesi demin okundu ya. Ondan sonra sizde yönlendiriyorsunuz şeyi.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim zaman, şimdi zaman geçti üzerinden Durmuş Ali Özoğlu, Ali Özoğlu Ercüment hocanın bu işe Sayın Başkanım yaptığını bilmektedir yani bu işi yapıyor. Durmuş Ali Özoğlu Ali Ercüment Ovalı’nın yaptığı bu işlerden benim nedeniyle bilgi sahibidir onunla konuşuyoruz soruyoruz. Soruyor bunları konuşuyoruz tabi kendi aramızda olan şeylerde soruyor. Ne yaptı, ATİ teknoloji üretime geçti mi, falan diyor soruyor o da bunların içerisinde var. Onu yani bir bütünlük içerisinde devam hadisedir onları birbirine karıştırıyor olabilirim onu ad mazur görünüz üzerinden uzun zaman geçti ama Durmuş Ali Özoğlu Ercüment Ovalı’nın tanımadan evvel Ercüment Ovalı’yı tanımıyor. Ama benim şahsımda ben onu telefonla da konuşturdum Trabzon’da olduğumda Ercüment Ovalı’yla kendi telefonumdan da karşılaştırdım adını biliyor ama tanımıyor. Şirketin böyle işler yaptığını da biliyor bunları biz konuşuyoruz zaten bana şeyin Ercüment’e bu düşünceyi söylemenin kaynağı Durmuş Ali Özoğlu. Abi bir keleğe özür diliyorum kendi tabirim bir keleğe gelmesin? Bu işlerde bizi de yönlerdir bizim üzerimizden yapsın. Bende onun üzerine zaten o bilgi üzerine Ercüment’le bunu birinin üzerinden yapalım diyorum. Onun öncesi var hem arz ederim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Kemal bey sizin gerek konuşmalarınızda gerek yazılarınızda yaptığınız bir tarihsel vurgu var. 11 Kasım 1938’den 2006’ya kadar ki bir süre 69 senelik bir süre.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet 10 Kasım”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu telefon görüşmelerinizde, konuşmalarınızda çokça yer alıyor. Aydoğan Aksüngü ile yaptığınız telefon görüşmesi var işte 69 senelik oyunlarını bir gecede hepsini başlarına geçireceğiz bir daha.”

Sanık Kemal Aydın:”Zaten bu iddianamenin konusu 3 kişi, Ali Özoğlu, Ercüment Ovalı, Aydoğan başka yok.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizin ama siz biz şu anda sizin konuşmalarınızı soruyoruz onların oyunlarını bir gecede hepsinin başlarına geçireceğiz bir daha geri gelmemek üzere çoluk çocuklarını da cezalandıracağız. Kendileri yalnız olsa çoluk çocukları da çünkü piçler yeniden kalkar gelirler yarın o piçleri kullanırlar dediği. Yine bir başka konuşmasında Türk milletinin böyle ırzına geçtiler 69 senedir, 67. senede bu işler bitti biz onların ırzına geçmeye başladık, sen merak etme bunlara daha neler yapacağım. Şimdi bu sorular size yöneltildiğinde 1938’den beri bölücü isyanlarda rol oynayanlar için bu tabirleri kullandım diyorsunuz 1938 yılından beri bölücü isyanlarda rol oynayan kişiler. Bunları tespiti bir gecede onların halledilmesi, cezalandırılması hatta çocuklarının da cezalandırılması nasıl olacak yani yapacağız edeceğiz diyorsunuz yani bunlar şiddet içeren sözler yani siz bir gecede sadece 38’den beri bölücü isyanlarda rol oynayanları değil çocuklarını da cezalandıracağınızı hatta onlara belli bir sıfatta takıyorsunuz yani nasıl olacak bu, siz kimsiniz? Biz diyorsunuz bu işi nasıl yapacaksınız, bir gecede nasıl bu cezalandırma söz konusu olacak?”

Sanık Kemal Aydın:”Şiddet içeren sözler diyorsunuz muhatabımla paylaşıyorum şiddet içeren, şiddetin karşılığı şiddet içeren sözler. Türkiye Cumhuriyeti devletinin 10 Kasım 38’ten itibaren ihanetler yaşadığını, ihanetlerle muhatap olduğunu söylüyorum 10 Kasım da değil o bölücü isyanlar 10 Kasım’da falanda başlamadı 1900 biraz önce öğleden evvelki duruşmada arz ettim. 1924 başladı daha 23 yılında devlet kuruldu, başladı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”11 Kasım 69 seneden sonra kullanıyorsunuz yani 11 Kasım.”

Sanık Kemal Aydın:”Şiddet oradaki o konuşmada ama yani onu da yaşıyor Türkiye Cumhuriyeti devleti, 1984 yılından bu güne 26 yıldır savaş yaşıyor Türkiye Cumhuriyeti devleti.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Siz kimsiniz yani bu işi yapacağız diyorsunuz?”

Sanık Kemal Aydın:”Vatandaşım ben vatandaşım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Nasıl bir gecede yapacaksınız vatandaş olarak?”

Sanık Kemal Aydın:”Seçim, nasıl mı yapacağım? Benim topum, silahım, tüfeğim yok. Türkiye gelir Türkiye’yi yönetecekler birileri ola ki bir gün bu da bana nasip olur Tayyip Erdoğan 6 ayda iktidar oldu bu ülkede 6 ayda parti kurdu.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizin hiçbir siyasi hareket, dernek, vakıf, platformla irtibatınız yok.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Üyelik sadedinde bile yok.”

Sanık Kemal Aydın:”Kurmayacağım anlamında değil ki kurmayacağım anlamında değil.”

Mahkeme Başkanı :”Yani konuşmayı ileriye matuf olarak mı?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet matuftur yani ben böyle düşünüyorum bunlarda halledilmelidir zaten ama.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bir gecede nasıl cezalandırılacaklar cezalandırılma nedir?”

Sanık Kemal Aydın:”Ya bir gece onlar mecazi ifadeleridir yani insanlara karşı taraf mecazi ne yaparsınız Türkiye’de iktidar olsam ben Başbakan olsam Türkiye’de ne yaparım bir gecede bunlar cezalandırılır mı?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Suçlular cezalandırılır çocukları nasıl cezalandırılacak?”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır bir gecede olur mu bunlar?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Tamam bir gecede( bir kelime anlaşılamadı) çocuklarını nasıl cezalandıracaksınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Çocukları da kuvvet katıyorsunuz şiddet ihtiva içeriyor dediniz şiddeti şiddet karşılığında şiddetle ancak o hadise anlatılır şiddet. Savaş oluyor şiddet değil mi öldürülen insanlar 40 bin? Onun karşılığını bu savaşı ifade ederken ben onu Türkçe ifade olarak ona şiddet savaşa savaşla karşılık verirsiniz şiddetin karşılığı şiddettir düşünce o benim topum tüfeğim yok.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Şimdi Kemal bey sizin ifadelerinizde Kürt yoktur herkes vatandaşımızdır herkesi kucaklamak lazım gibi ifadeler kullanıyorsunuz fakat buradaki.”

Sanık Kemal Aydın:”Herhalde yanlış ediyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Efendim.”

Sanık Kemal Aydın:”Buyurun efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Buradaki ifadelerinizde ırzına geçme, cezalandırma vesaire gibi tabirler kullanıyorsunuz ve biz diyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Peki Kürt’le ırzına geçmenin hainin ırzına geçmenin ne alakası var Saygıdeğer Yargıcım? Önce Kürt dediniz Kürt yok dediniz.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Kimdi isyan çıkaran kimdi öyleyse?”

Sanık Kemal Aydın:”Sonra getirdiniz Kürtlere koydunuz benim Kürt diye bir tekrar arz ediyorum benim Kürt diye bir düşüncem yok olgum yok. Kürt diye bir millet yok. Kürt denen millet Türk milletinin ve öz ve öz kendi parçasıdır esasıdır. Ama bu millet parçası ayırttırıp emperyalizmin amaçları doğrultusunda Kürt yapılmıştır sonra Kürtçü yapılmıştır. Benim Kürdüm yok söylediğiniz şey farklı bir şeydir düşmanın ırzına geçmek başka bir şey Kürt diyorsunuz ırzına benim Kürt düşmanlığım yok benim bakınız.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ben Kürt demedim soruyu.”

Sanık Kemal Aydın:”En yakın dostlarım. Ama hayır söylediniz.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani siz bu memleket diyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ve bu memleket”

Sanık Kemal Aydın:”Kucaklayacaksınız, herkesi alacaksınız.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”(bir kelime anlaşılmadı) ardından ırza geçmekten, cezalandırmaktan, çocuklarını, piçlerini vesaire kimdir bu hayali mi bunlar onu soruyorum?”

Sanık Kemal Aydın:” Efendim farklı farklı şeyler söylüyorsunuz telefon bir telefon konuşmasında farklıdır onlar bir Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu bir tehlike var bir savaş yaşanıyor savaşta düşmanınıza ne yaparsınız? Savaşıyorsanız öldürürsünüz şiddet içeriyor diyebilir misiniz? Savaş öldürmek üzerine kuruludur Türkiye’de bir savaş yaşıyor, Türkiye’nin yaşadığı savaşın dışında mıyız biz? Kaç gündür insanlar öldürülüyor dünde saldırdılar öldürdüler bu bir savaş değil mi? Bunu yapanları ne yapacaksınız, savaş oluyor savaş olgusunu nasıl anlatırsınız muhataplarınıza? Ha biz gelince biz olayına geliyorum özür diyorum. Ben iman ettiğim kitabı çok iyi bilen bir insanım özür diliyorum mahkeme huzurunda bile ben derken hep özür dileyerek ifade ettim. Kuran ifadesidir biz, Yüce Yaratan alemlerin Rabbi Allah bile benim iman ettiğim Allah diyor ki; bir yerde ben diyor bütün Kuran’da biz diyor. Biz derken ben Kuran’ın iman ettiğim Allah’ın kitabının üzerinden gidereke biz derim ben hiçbir zaman ben demem ben derken de utanırım. Biz derken tekrar bu soruya cevap vereyim. Bu konuda olduğu için eğer ekip falan bir şey arayacaksınız 4 kişiyiz ben. Ben, Kız kardeşim Neriman Aydın hanımefendi, Profesör doktor Ercüment Ovalı ve Hakan Erdem. Hakan Erdem’de sonra bıraktı bizim biz olmaktan değil yani bizimle bizim düşüncemizle değil. Eğer kast ise bu yani eğer örgü,t kişi, ekip aranacaksa bu. Ama şiddet içeriyor ifadeniz her şeyin karşılığında ancak bir şeyi manalandırırsınız. Savaş oluyor savaşa onun terminolojisi içinde cevap verirsiniz o onun. Yani Kürt olgum yok benim yani Kürt düşüncem yok Kürt yok benim Dünyamda ki Kürtçü de olsun yok.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Aytekin Guelen diye geçiyor bir yerde bir yerde de Aytekin Gülen olarak geçiyor isimli bir şahıstan bahsederken bu şahıs bizim bu tür olaylarla ilgilendiğimiz için Genelkurmay Başkanlığına iletmemiz için gönderdi bu notu da ilgili yerlere gönderdim. Genelkurmay Başkanlığına iletmek üzere size gönderilen not nedir?”

Sanık Kemal Aydın:”Hatırlamıyorum notu belki ben Aytekin’e Almanya’da yaşayan bir kardeşimiz aydın bir kardeşimiz Aytekin’e hangi konudur bilmiyorum şu alman yasalarını tercüme et dediğim bankacılık yasanını özellikle türcüme et, maliyet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizin üzerinizden gönderme sebebi ne? Sizin üzerinizden.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim, o bir güven meselesidir yani bana güveniyor benim kardeşim yakınım o. Abi sizin vasıtanızla gitsin. Siz gönderin diyor bana güven bize güven itimat o bizim aile fertlerimize yakın aile dostlarımdan birisi.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizde gönderdiniz bunu?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet bilmiyorum ama konusunun ne olduğunu bilmiyorum yani şeyi varsa hatırlarım mahiyeti yazılısı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani Genelkurmayı ilgilendiren bir şey miydi bu?”

Sanık Kemal Aydın:”Valla olabilir o da dışarıda Almanya’da yaşıyor şu olabilir. Yani şimdi farazi şey yapacağım ancak Almanya PKK terör örgütünün faaliyetleri çok yoğun orda edindiği bir bilgi olabilir bununla ilgili hatırlamıyorum ancak onunla olabilir yani Genelkurmaya gittiyse gönderilmesini istediği şey çünkü bankacılık falan şeylerini istemiştim ondan ama bankacılık Genelkurmay Başkanlığını ilgilendiren bir şey değil onun için (bir kelime anlaşılmadı). Terör örgütünün faaliyetlerine yönelik edindiği bir bilgi olabilir. Birilerinin eline geçmesin, bizim üzerimizden gitsin bize güvendiği için olabilir.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Mehmet Fikri Karadağ ile tanışıyorsunuz değil mi?”

Sanık Kemal Aydın:”Tanışmıyorum efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Hiç mi tanışmadınız telefon numarası size soruldu bir telefon numarası?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim arz edeyim tekrar. Mehmet Fikri Karadağ’la karşılaşmışım ama tanışmadım tanışmıyorum. Bu davadan 1. dosyada yargılanan sonra koğuş arkadaşı olduğumuz çok da sevdiğim bir kahraman kardeşim Selim Akkurt bana kaldığım koğuşta Kemal amca, Mehmet Fikri Karadağ albay seninle ilgili çok güzel şeyler söyledi dedi. Allah Allah hayırdır dedim niçin dedim. Dedi ki seni sordular dedi soruldu söz konusu onun için.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Siz sorulmuşsunuz Mehmet Fikri Karadağ’a cevap olarak şöyle bir şey demiş, Kemal Aydın ismini ben hatırlamıyorum bu şeyde yakalanan Kemal Aydın mı acaba? Operasyonu kastediyor Elazığ’da bir gün ben bir kitap işte otururken şeyde birisi gelmişti müfettiş görsem tanır mıyım bilmiyorum, belki odur, belki odur. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, Kızılay müfettişi. Sanık Mehmet Fikri Karadağ, öyle mi olabilir. Olabilir müfettiş mi Kızılay mı bilmiyorum galiba orada biz konuşurken sohbet ederken oraya gelmiş bir vatandaş olabilir amam kendisi ile onun dışında bir görüşmüşlüğüm yoktur. Kemal Aydın tanımam kendisini orda yazmış olabilirim fikirlerinden dolayı belki yani milliyetçi söylemler yaptıysa almış olabilirim hatırlamıyorum onu. Ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum da yazmış olabilirim şu şeyde yakalanan Kemal Aydın mı kesinlikle bilmiyorum. Fikri Karadağ’ın telefon rehberinde Kemal Aydın tire müfettiş 0312 425 44 61, 414 07 05 tire 06 bu ev ve iş telefonlarınız mı sizin?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet çalıştığım iş yerinin telefonlarıydı?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”İş yerinin telefonları.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet Kızılay teftiş kurulu.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Elazığ’da mı karşılaştınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Elazığ’da karşılaştık kardeşim bana söyleyince hatırladım dedim ki bir sor bakalım dedim Elazığ’da mı bulundu hafızıma zorladım dedi ki evet dedi Elazığ’da. Elazığ’da tanıdığım bir dostumun kitapçıda değildir o kitapçı demiş Fikri albay ben Nurhak gazetesi diye bir gazete var yerel gazete onun sahibi bir abimdi gazetenin idarehanesinde.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Fazlı Duygun’u tanır mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Tanıyorum”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Fazlı Duygun.”

Sanık Kemal Aydın:”İsmini bile hatırlamıyorum yani duyduğum bir isim değil. Yani karşılaştık tanışmıyorum ondan sonra o karşılaşma sonrasında herhangi hiçbir Fikri Karadağ’la beyle hiçbir karşılaşmam olmadı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Kemal Kerinçsiz ile ilişkiniz Kemal Kerinçsiz’e sorulduğunda Kemal Aydın’ını da ne gördüm ne tanırım hiçbir iletişimim de yoktur. Kemal Aydın’ı nasıl tanıdığım tanıdığımda izah edilmemiştir diyor. Bu iletişimizin neye ilişkindi, bir iletişiminizden bahsettiniz?”

Sanık Kemal Aydın:”Arz ettim ona tekrar arz edeyim sorulan sorguda, Fener Rum Patrikhanesi içi açılan kampanyada destek istiyorlardı vatandaşlardan bende faksla gönderdim altına imzamı attım gönderdim o kampanyaya ben de tanımıyorum Kemal Kerinçsiz’i Kemal Kerinçsiz’de sonra altında da faksın altında telefonum vardı ev adresim vardı. Bir gün aradı beni ev telefonumdan bu katılım için teşekkür etti tanımıyordum bu davayla ilgili de aynı cezaevinde kaldığımız cezaevinde tanıştım, görüşte tanıştım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Hangi televizyonlarda program yaptınız Kemal bey?”

Sanık Kemal Aydın:”Televizyonlarda değil.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Veya gazetelerde neyse.”

Sanık Kemal Aydın:”Arz edeyim hiçbir gazetede de değil. Hiçbir gazetede yazım televizyonum yok sadece zannediyorum 11 Ocak 2007 miydi 2008 tarihi 2007 tarihinde zannediyorum. Trabzon’da yerel yayın yapan Mavi kanal isimli bir televizyonda 3 tane arkadaşımla 3, 4 saatlik bir canlı yayında sohbet ettik.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Neriman Aydın, Durmuş Ali Özoğlu’da bir mektubu var. Orada şöyle diyor, canım kardeşim Mesaj ve ART televizyon yayınlarında büyüğümüzle program yapmak olağanının bulunduğunu iletinizi kendisine aslında bunu çok istiyoruz aslında bununla ilgili doğabilecek tehlikeleri sevgili kardeşimle tespitlerimizi paylaşmak istiyoruz. Böyle bir program söz konusu olmuş mudur, bu televizyonlarda?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim biraz önce bir isimden bahsettiniz tabi bizim dostlarımız var yakınlarımız. Böyle bir konuşma yapalım yapar mısınız Ali Böyle birlikte benim. Ama Neriman kardeşim o konuşmanın yapılmasına itiraz etti olmasını istemedi o telefon teferruatında var diğer şeylerinde onu da şunun için itiraz etti, benim yaşadığım hadiseyi öğleden evvel arz ettiğim hususu benim yaşadığım kaçırılma olayını Neriman kardeşim dışında aile fertlerinden bilen hiç kimse yoktur. Bu mahkeme huzurunda arz edinceye kadar hiç kimseye söylemedim ona Ercüment’te dahil hiç kimseye söylemedim. Şimdi böyle bir hadisenin yeniden televizyonlarda konuşmanın bizim için mahsurlu olacağını, Ali kardeşimi de çok seviyor bunu yapmayın şeklindeydi böyle bir konuşma vardı onun için olmamıştır yani öyle bir düşünceydi yapmadım, konuşmadım.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Neriman Aydın’ın ajandasındaki tuttuğu notlarda 5 Haziran 2005 Ankara’da bir toplantı düzenleyelim Atatürk ve din konulu. Konuşmacılar Mehmet Dumlu Hz, Metin Aydoğan, Atilla İlhan, Rauf Denktaş, Şener Eruygur, Kemal Aydın ara konser Kerkük türküleri Abdurrahman Kızılay, Cengiz Yucak, H nokta B, Aras F nokta meydan Stefan bu toplantının altyapısını hazırlayalım. Hakan ve Neriman böyle bir toplantı olmuş mudur?”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır böyle bir toplantı olmadı onu arz edeyim efendim daha öncede arz ettim ama geçen gün okudum. TRT Kurumu Rusya devlet sanatçısı benimde Dağıstanlı çok sevdiğim bir kardeşim Ahmet Ahmedov’a TRT’de bir program yapmasını önerdiler. Ahmet kardeşimle Neriman kardeşimin yazar şeyi içerisinde metin yazarlığı konusunda adı da sazlı semaver diye başlığını koyduğu müzik falan bir program yapsa, bu program nasıl olur bana sordu nasıl bir program olursa izlenir, insanlar nasıl olursa izlenir. Sivil toplum kuruluşlarından devleti temsil eden insanlardan, yazar, çizer edebiyatçı, müzik, sanat adamları olursa bu iyi olur dedim böyle bir armoni içerisinde insanları izleyenler faydalanır dediğimiz bir hadisedir. Oraya da kendince kimler olabilir? Kemal aydın olabilir konuşmacı, Şener Eruygur olabilir kendisine göre Atilla İlhan olabilir diye yazmış yoğun iş programı nedeniyle Ahmet Ahmedov kardeşim bu programı kabul etmediği için o bir görüş olarak kalmıştır keşke kabul etseydi.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Şener Eruygur’la gerek görevde gerek emekliyken herhangi bir diyalogunuz görüşmeniz olmuş mudur sizin?”

Sanık Kemal Aydın:”Özür diliyorum kimin dedin?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:” Şener Eyuygur.”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır efendim hiç karşılaşmadım Şener paşayla hiçbir araya gelmedim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Mehmet Beşiloğlu ile tanışır mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Tanımıyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Şöyle bir ifade kullandınız somutlaştırma imkanınız varsa onu somutlaştırmanızı isteyeceğim. 5 Kasım 2007 tarihinde Tayyip Erdoğan’a Amerika Birleşik Devletleri başkanının Kemal Aydın’ı tutuklayacaksınız talimatı ile burada bulunduğunu biliyorum. Nedir bu talimat sizin böyle bir talimatı öğrenmeniz nasıl mümkün oldu? Somut bir bilginizi var mıdır bu konuda?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim burada savunmamı yaparken ben burada niçin bulunduğumu biliyorum arz edeceğim Yüce mahkemeye demiştim. O bunun gereği olarak bu esas benimle ilgili de değil sadece benimle ilgili de değil buna Ercüment Ovalı’da dahil Abdülkadir Aydın’da dahil Neriman Aydın’da dahil bu talepte, o şunun içindir şuradan biliyorum. Amerikan Türkiye’den görev süresi bitmeden Türkiye’yi terk eden terk etmek mecburiyetinde kalan Amerikanın geri çekmek mecburiyetinde kaldığı Erick Edilman, Erick Edilman’la münasebetlerim ve onun buradan gitmesine yönelik gayret ve çabaların ve sesinle hesaplaşacağız. Buradan giderken Erick Edilman’ın bana seninle hesaplaşacağız düşünceleri arkasından Çöregani’yle Pentagon telefonuyla yapılan konuşmalar ve o konuşmalarda hissettiğim şeyler benim böyle bir akıbeti yaşayacağımı biliyordum ama seninle hesaplaşacağız.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:” Erick Edilman’la diyalogunuz nedir yani şahsi bir tanışıklığınız mı var nedir bu şahısla diyalogunuz?”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır hiçbir tanışmak istediler tanışmadım ben hayır dedim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Nasıl duydunuz yani seninle hesaplaşacağız sözüne nasıl vakıf oldunuz?”

Sanık Kemal Aydın:”Telefon ediyor bana onu ben bilemem önce aradılar 2003 yılında 2003 yılının başlarıydı aradılar beni tanıştırmak istediler hayır dedim. Sonra Türkiye”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Amerikan büyükelçiliğinden mi aranıyorsunuz siz?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet aradılar bilmediğim bir telefondan arandım sonra giderken de bu görevden biterken bitmesine yakın bir zamanda siz kimsiniz dedim? Ben Erick Edilman’ım dedi sizinle hesaplaşacağız dedi. Olsun Türkiye kaybetmesin ben kaybederim dedim. Gitti bu bunun çok somut bir belgesi ve o emrin üzerine ben tutukluyum burda. Bu dava zaten onlar teşkilatlandılar bu iddianameyi bu iddianameyi savcılar Levent’te 7 katlı binanın 5. katında yazdılar. Altına imza attılar Levent’te 7 katlı binanın 5. katında yazıldı bu iddianame”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Neresi o 7 katlı bina?”

Sanık Kemal Aydın:”Bilmiyorum onu orasını yazanlar bilir orasını araştırma ama ben sadece o kadarını biliyorum Leventte 7 katlı bir binanın 5. katında bu iddianame yazıldı. Öyle biliyorum hapiste ancak o kadar bilgi sahibi olunur o kadarını biliyorum. Onu Yüce heyet, devlet çıkarsın. Edilman hakkında ne kadar doğru düşündüğümün çok yakın bir tarihtedir 30 Mart 2010 tarihinde Edilman’ın Hilmi Özkök’le ilgili sitaişkar düşünceleri. Hilmi Özkök’e muhalefetim söyleniyordu şimdi söz konusu oldu 2007 5 Kasım 2007 tutuklanma sebebim bu işlere dahil edilme sebebim budur. Ha şunu söyleyebilirsiniz. Niye sizi aradılar? Onu bende bilmiyorum ha ben tahmin edebiliyorum, biliyorum. Amerika işte öğleden evvelde arz ettim tekrar arz etmek durumundayım devletin devlet hayatının olmazsa olmaz bir kurumundan bahsediyorum. O Milli İstihbarat Teşkilatı devletleri devlet yapan 2 önemli kurumu vardır birisi ordu birisi istihbarat teşkilatı o iki kurum olmazsa devlet olmaz affınıza sığınıyorum bu benim düşüncelerim işte bir kurum MİT’in nasıl kontrol altına alındığının noktasından buralara geldik. Beni nasıl oluyorsa bu ülkenin bir vatandaşı sıradan bir vatandaşı Kızılay’dan emekli bir garip Türk çocuğu bu kahvede kahve de insanlarla konuşuyor diye Amerikan büyükelçiliği arıyor. Bende onu arıyorum ama onu aradığımda şunu görüyorum Amerika Birleşik Devletlerinin büyüklüğü tesadüf değil Amerika Birleşik devletlerinin bir beni Azerbaycan’da da buldu bir tane garip insan onun için arz ediyorum efendim. Somut belgesi tabi nasıl somut belge vereyim size bunun şeyi? Olay bu arz edeceğim yaşadığım bu olayların.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Somut olarak sizin isminizin geçip geçmediğini nerden öğrendiniz dedim, siz yorumunuz mu dediniz, bu benim yorumum dediniz ( bir iki kelime anlaşılamadı)?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet yani evet buradan çıkıyorum yola yaşadığımız hadiseler öncesinde yaşadığım hadiseler ve buna bağlı hiçbir suçum olmamasına rağmen ve bu olayların planlandığı yeri de Amerika baş olarak düşünüyorum gördüğüm için ve kendimde buraya dahil edilince onun orası olduğunu söylüyorum. Benim öngörüm ama bu bilgilere dayalı öngörüm. Onu da arz ettim mahkemeye.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani siz, siz milli mücadele hareketini ne olduğunu sorduğumuzda siz 4 kişiden müteşekkildir. Benim herhangi bir sivil toplum örgütlenmesiyle, üyelik bazında dahi olsa bir ilişkim yoktur diyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Yoktur efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Kahve konuşmalarınız bir de Ankara bürokrasisinde tanıdıklarınıza dair.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”tanıdıklarınızla ilgili konuşmalarınız var.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani niye sizi muhatap kabul ediyor, yani sizi bir çok insan sizin konumuzda Türkiye’de yani arkanızda bir güç yok sizin, sizin beyanınıza göre bir güç yok etki alanınız belli.”

Sanık Kemal Aydın:”Ben doğrusu efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ama sizin beyanınıza göre MOSSAD sizi kaçırıyor, Çöregani Pentagon telefonuyla sizinle görüşüyor, Edilman sizinle hesaplaşacağız diyor. Yani siz mahkeme şunu merak ediyor yani siz hangisisiniz? Yani etkisiz 3-4 kişi ile diyalogu olan bir insan mısınız yoksa bu kadar etki alanı uluslar arası olacak düzeyde insan mısınız?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim ben sosyal çevresi çok geniş bir insanım, çok geniş bir insanım. Bunu nasıl edindim arz ettim yaşadığım meslek hayatı sosyal hayatımdan edindim. Etkisiz değilim çevresinde çok etkili bir insanım. Benimle muhatap olan insanlar benim sahip olduğum bilgilerden berimle etkilenirler. Etki doğru herkesi etkiler doğru bilgi herkesi etkiler ben hayatımda hep şuna özen gösterdim. Muhataplarıma hep doğruyu söylemeye özen gösterdim eğer doğru değilse söylemem. Doğru şeyleri paylaşıyorum üstelik benim yaptığım bu kendi uğraşım içerisinde ülkem için kaygılarımdaki bütün düşüncelerim doğrudur. Onları itiraz edilememektedir. Edilemediği için ben çevresinde çok etkin olan bin insanım. Sevilmek, çok güzel bir duygudur kendimi kutluyorum o manada sevilen olduğum için itimat edilen insan olduğum için. Ben ülkü ocaklarının teşkilatlanmasında kuruluşunda bulundum benimle beraber olan insanlar Atilla İlhan’ın kitaplarını okumazken ben Atilla İlhan’ın kitaplarını severek okuyordum. Sonra 30 yıl sonra benim yaşıma gelen arkadaşlarım 30 yıl sonra okuyup ya sana biz bu komünistin kitaplarını okuyorsun diyorduk sen haklıymışsın biz yanlış yaptık ama bu bir rehberlik ölçüsünde ben çok güzel rehberlikler aldım. O rehberliklerin ışığında da kendimi geliştirdim sosyal da bir çevre edindim müthiş bir çevrem var benim. Hiç kimseye nasip olmayan ben kırk yıllık cep telefonu rehberi taşıyorum cebinde Sayın yargıcım yani ona bir gayret ettim. Sosyal çevre edinmeye nasıl gayret ettim arz ettim ama tekraren arz ediyorum. Tanıdığım insanları günübirlik farz edip atmadım. Tanıdım gittim Hakkari’de gördüm görevle gittim karşılaştım telefonlarımı verdim telefonunu aldım sonra geçti arkasından bayram tebrik yazdı. Kızılay teftiş kurulunda bayramlarda 20 tane arkadaşımın yazdığının 2 katı tebrik kartı yazan bir insandım ben. Ziraat bankasında da çalışırken böyleydim. Köy işleri bakanlığında çalışırken de böyleydim. Dolayısıyla bu isteğe bağlıdır Sayın Yargıcım çevre edinmek ben kaçmadım çok yani tanışıyorum ben Ankara’dayım yarın bu insanı benden.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Etkinliğiniz sosyal yönünüzden dolayı diyorsunuz değil mi?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet yani şu insanlardan özür diliyorum Sayın yargıcım insanlardan kaçmadım yani tanıştık şimdi aralıkta insan tanıdım. Yarın bu Esadullah Töksöz hoca döner Ankara’dan yarın benden bir şey ister uğraşırım demedim genel bakış insanımızda bu hale gelmiştir ben öyle demedim aldım Esadullah Hoca Allah rahmet etsin aradıysa beni Kemal Bey şunu takip eder misin şu dairede iş var. Takip ettim bunlar gelişti tabi bu bir kişi dediğiniz şey sonra Aralık ufak bir ilçe geldiği için onu da rahmetle anıyorum ordan birileri gönderiyor o gönderdiği insanlar ben hiç kaçmadım onun içinde gelişti etkili de oldum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet bu Ergün Poyraz ile tanışıklığınızı açıkladınız Hüseyin Buzoğlu dosyamız Sanıklarından tanıyor musunuz Hüseyin Buzoğlu ile daha önce?”

Sanık Kemal Aydın:”Karşılaştım tanımıyorum karşılaştım tanımıyorum daha önce bürosuna.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu yargılamadan önce karşılaşmanız mı söz konusu oldu?”

Sanık Kemal Aydın:”Sadece karşılaştım yani tanışmıyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ergün Poyraz vesilesi ile mi nedir bu karşılaşmanız?”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır Ergün Poyraz’dan evvel bir vesile ile bürosuna bir iş için götürdü beni ama kim götürdü hatırlamıyorum sadece karşılaştım herhangi bir hukuk münasebetimiz olmadı.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet ortak tanıdığınız Candan Eren isimli ismi çokça geçti müfettiş var.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Durmuş Ali Özoğlu tanıyor siz tanıyorsunuz telefon irtibatlarına göre Veli Küçük, Oktay Yıldırım, Muammer Karabulut, Kemal Kerinçsiz, Bekir Öztürk Bağımsız Türk Ortodoks patrikhanesi, Ergün Poyraz bu şahıslar ilk kez tanıştığınız tarihi hatırlayabiliyor musunuz Candan Eren’le tanıştığınız tarihi? “

Sanık Kemal Aydın:”Hayır tarih olarak hatırlayamıyorum ama tekrar arz ediyorum Toplumsal dönüşüm yayınlarının.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani ayrıntılı değil diyorsunuz 10 yıl. Evet.”

Sanık Kemal Aydın:”Ankara’da Meşrutiyet caddesinde adresi olarak şimdi numara olarak tabi hatırlamam mümkün değil ama bina olarak bilirim. Açtığı büroda o büronun açılışına gittiğimde tanıdım tarih olarak bilmiyorum orda karşılaştım ondan sonraki tanışıklıktan sonrada hukukumuz gelişti ama tarih olarak hatırlamıyorum büronun açıldığı tarih olarak hatırlamıyorum yanlış şey söylemeyeyim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Harp okulu öğrencileri ile temasınızı anlatırken benimle görüştüklerini okul komutanlığına bildirmelerine müteakip onlarla görüştüm diyorsunuz sizin bizzat isminizi mi bildiriyorlar okul idaresine? Yani biz Kemal Aydın isimli şu şu ikamette bulunan kişiyle görüşüyoruz böyle bir şey mi olmuştur?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim benim onlardan talebim şuydu benimle karşılaştığında Noyan Ankara’ya geldiğinde ona şunu söyledim Noyan ailen tanıştık beraberliğimizin olduğunu biliyor ama okul idaresine harp okulu idaresine haber vereceksiniz eğer okul idaresi müsaade etmezse sizinle ilişki kurmam.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Verilmiş midir okul idaresinden?”

Sanık Kemal Aydın:”Tabi haber verdiler Mehmet Ali orda.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani isminiz telaffuz edilerek adresiniz.”

Sanık Kemal Aydın:”İsim isimle verdiler mi ama beni söyleyin yani kiminle münasebet kurduğunuzu tabi söyleyin herhalde ismimizi de söylemişlerdir diye biliyorum ama ben şunu söyledim benimle münasebet kurduğunuzu okul idaresi bilecek okul idaresi benimle münasebet kurduğunuzu bilmezse o da yetmez aileleriniz bilmezse sizinle münasebet kurmam dedim. Mehmet Ali oturuyor ve bildirdiklerini de başını sallayarak söylüyor efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Şimdi siz şöyle bir beyanda bulunuyorsunuz ayrıca hava harp okulundan isimlerini hatırlayamadığım 8, 10 kişi bunu sehven geçmiş dediniz Kara harp okuludur dediniz kendi ifadenizde daha önce hava harp okulundan 8, 10 kişide benim oturduğum evime kahveye gelirler oturur sohbet ederiz cümlesini düzeltiniz yani bu kara harp okuludur dediniz Neriman Aydın’ın ikametinde yapılan aramada bir belge içerisinde Gökhan Gürses, Utku Ernes, Fatih Akçay, Selçuk Ulutaş, Volkan Taşçı, Cengiz Uysal, Abdullah Gök, Çağdaş Nazırdır, Özgür Mercan, Özgür Palas, Yetiziye Gürbüz, Aykut Yücel Günel, Mehmet Okumuş, Recep Akkaya, İnan Bingöl, Zeki Utku Gören, Göksel Olukçu, Mustafa Kemal Aydoğan, Mustafa Anıl Yakar, Erdem Vural, Muhammed Yücel İpek, Mehmet Ali Yılmaz ve Veli Zor. Yine Neriman Aydın’ın ikametinde ele geçtiği iddia olunan başka bir dokümanda Emrah Elverdi, Onay May, Barışcan Şahin, Erdem Gürkan, Baha Cangören, Bayram Burak Güzelcik, Özgür Şener, Necdet Yücel ve Aykut Öztürk isimleri yazıyor. Bu isimlerin 2. okuduğum listedeki isimlerin altında disiplin puanları ile ilgili açıklamalar bulunduğu belirtiliyor Neriman Aydın’a bu konu sorulduğunda, zaman zaman evlerine gelen asker öğrencilerin zaman zaman evlerine askeri öğrencilerin gelip gittiğini yemek yediklerini ve kaldıklarını. Bu şekilde gelip giden öğrenci olarak Mehmet Ali Çelebi, Noyan Çalıkuşu, Yaşar, Murat, Emre ve Emrah isimli askeri öğrencilerin gidip geldiğini bu öğrencilerin Kemal Aydın ile uzun uzun sohbet ettiğini beyan ettiğini, beyan ettiği hatırlatılarak bir daha sorulmuş. Neriman Aydın konuya ilişkin alınan ifadesinde sizin ve birçok askeri personelin Kemal Aydın’ın sohbetlerine katıldığını ancak çocukların sorunları ile ilgili kendisinin veya Kemal Aydın’ın Genelkurmay Başkanına veya herhangi bir üst birime yazı yazmadıklarını. Neriman Aydın’ın bu beyanı hatırlatılarak bu askeri öğrencilerinden Noyan Çalıkuşu’na soruluyor. Neriman Aydın’ın konuya ilişkin yani Kemal Aydın’la uzun süre sohbet ederlerdi bu kişiler diyor. Neriman Aydın’ın bu beyanı hatırlatılarak soruluyor. Kemal Aydın’ın Genelkurmay Başkanına veya herhangi bir üst birime yazı yazmadıklarını beyan etmiş oldukları ben bu işin organizasyon olduğunu düşünmüyorum biz Kemal Aydın’ın sohbetlerini beğendik Mustafa Kemal’i bize o anlattı. Bu nedenle okuldan sevdiğimiz arkadaşlarımızı alıp onların evine götürüyorduk yemek yiyip sohbet ediyorduk. Ben kendisini bilge bir kişi olarak bildiğim için.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim o telefon konuşması mı şimdi bir liste okudunuz?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Hayır hayır telefon değil bunlar hazırlık soruşturmasında sizinle ilişkilendirilen Sanıklara sorulan sorular ilk soru Neriman Aydın’a soruluyor daha sonra Neriman Aydın’ın verdiği cevap Noyan Çalıkuşu veya Mehmet Ali Çelebi’ye soruluyor. Onların verdiği cevabı okuyorum şimdi. Biz bu işin organizasyon olduğunu düşünmüyorum biz Kemal Aydın’ın sohbetlerini beğendik Mustafa Kemal’i bize o anlattı. Bu nedenle okuldan sevdiğimiz arkadaşlarımızı alıp onların evine götürüyorduk yemek yiyip sohbet ediyorduk. Ben.”

Sanık Kemal Aydın:”Mehmet Ali Çelebi mi diyor onu Mehmet Ali Çelebi’nin mi ifadesi efendim?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bunu netleştiririm şimdi ben notlarımı peş peşe almışım onu ham halinden netleştiririm.”

Sanık Kemal Aydın:”Tamam efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yemek yiyip sohbet ediyorduk. Ben kendisini bilge bir kişi olarak bildiğim için sorunlarımızı da iletiyorduk onun ifadesinde Genelkurmay Başkanlığına bu sorunları ilettiğini söylemesi sözünün ilettiği ilettiğini söylemesi sözünün dinlendiğini terör örgütüne adam toplanmadığı göstermektedir. Noyan Çalıkuşu’nun herhalde bu ifade Mehmet Ali Çelebi sizin değil, değil mi bu ifade?”

Sanık Mehmet Ali Çelebi:”Değil efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Noyan Çalıkuşu’nun? Evet. Noyan Çalıkuşu diyor ki biz kendisiyle görüşüyorduk kendisi Genelkurmay Başkanlığına bu sorunları ilettiğini söylemesinden bizde onun sözünün dinlendiğini terör örgütüne adam toplamadığını göstermektedir onun bu hareketi. Neriman Aydın’ın bazı şeyleri bilmemesi iki kardeş arasında ki kimin neyi ne kadar bilmesi gerekiyorsa o kadar bilgi verildiğinden kaynaklanıyor olabilir. Kemal Aydın kendisine söylememiş olabilir. Şimdi askeri öğrencilerle irtibatta böyle bir isim demin isimlerini saydığım kişiler var. Mesela şu ilk okuduğum liste Erdem Vural, Muhammed Yücel İpek, Çağdaş Nazırdır kimdir bunlar?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim, efendim onları tanımıyorum onlar birkaç tane çocuk kahvede yanıma gelmişti çay içmiştim. O Neriman Aydın hanımefendinin evinden alındı denen listeler annemin, Mehmet Ali evladım bu eve geldiğinde burda kal çalışmalarını bu odaya kullan dediği yerden alınan listelerdir Mehmet Ali zannediyorum o konuyla ilgili daha ayrıntılı niçin onları tuttuğunu Yüce mahkemeye arz edecektir. Noyan, Noyan’da güzel bir yorum yapmış kendine göre söylemiş yorum yapmış Noyan’ın yorumu. Orada lütfedeceğiniz başka soru varsa emredeceğiniz bunları cevaplayayım efendim ama o listeler Mehmet Ali.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Selçuk Ulutaş var burda, Selçuk Ulutaş.”

Sanık Kemal Aydın:”Tanımıyorum hatırlamıyorum yani hiç tanımıyorum görsem tanımam. Belki gelen çocuklardan o kahveye gelen birkaç tane çocukların içerisindedir isim ama tanımam için şeyi olması lazım münasebetim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Harp okulundan ayrılma kişilerden biri olabilir mi hava harp okulundan böyle birisini duydunuz mu?”

Sanık Kemal Aydın:”Yok hayır ben hava harp okulundan hiç kimseyi kara harp okulunda Noyan Çalıkuşu ile başlayan onun tanıştırdığı Mehmet Ali Çelebi, Eren Mumcu ve daha sonra da Yaşar Tozkoparan dışında kimseyi tanımıyorum. Hasan Hüseyin Uçar’ı da teğmen jandarma teğmen olduktan sonra.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Eren Mumcu.”

Sanık Kemal Aydın:”Eren Mumcu, önce Noyan Çalıkuşu’nu tanıdım Selçuk’ta o Ankara’ya geldikten sonra birkaç ay sonraydı Kemal amca seninle bir arkadaşım var onu tanıştırabilir miyim dedi? Kimdir dedim, dedi ki bizim sancaktarımız onu çok seviyoruz okulumuz Mehmet Ali Çelebi. Sizce bir mahsuru yoksa getir dedim tanıştık sonra da Eren’le tanıştık sonra ki yıldı kaçtı bilmiyorum Yaşar’ı getirdiler, oturduğum kahvede Yaşar Tozkoparan’ı tanıdım. Daha sonrada mezuniyet törenlerinden sonrada mezun olduktan sonra da jandarma teğmen olan Hasan Hüseyin Uçar’ı Buluş kıraathanesi Mehmet Ali’yle yanıma geldi orda tanıdım bir o bir defada yakın bir zaman sonrasında yine aynı kahvede kendisiyle çay içip iki dakika sohbet ettim. Ta bunlardır yani Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik harbiye ye yönelik bütün eylemlerim aşağısı yukarısı anası babası bu 4 kişiden oluşmaktadır. Mehmet Ali Çelebi bana öz amcasının oğlunu bile tanıştırmadı sadece çocuk yaşadığı sıkıntı nedeniyle böyle böyle amcamın oğlu var iyi ki de tanıştırdı babası bile ikna edemedi dilekçe verdi harp okuluna 4. sınıf 2. sömestr da ayrılacaktı Kemal amca ikna et dedi Emre’yi aldım karşıma oturdum bir baba olarak bu ülkenin de düşünen bir insanı olarak ikna ettim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Emre’nin 2 ayrı olayı mı var yani Yüksel caddesindeki kavga ve nizamiyede alkollü olarak.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet 2 tane olay var zannediyorum evet birisi de mezuniyet töreninde herhalde alkol almış iki zannediyorum.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”İki ayrı olay evet.”

Sanık Kemal Aydın:”Bir Yüksel caddesinde ki olay herhalde bir de mezuniyet töreni sırasında alkol aldığı alkollü okula giderken yakalandığı olay.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Şimdi burda Mehmet Ali Çelebi ile ilgili bir beyanınız var. Kendi alt devreleri ile ilgileniyor 3 kişi ordudan atılmış sebebi de dışardan ev tutmuşlar bunlar kendilerine tanıyorum ama isimlerini bilmiyorum. Emre bir gün hafta sonu Kızılay Yüksel caddesinde gezerken işte olayı anlatıyorsunuz burda Mehmet Ali Çelebi’nin alt devreleri ile ilgilenmesi, aynı ev tuttuklarından dolayı ordudan atılan 3 kişi nedir bunlar bu ordudan atılma bunlarla da tanışıyorum diyorsunuz ama isimlerini bilmiyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Tanışma değil karşılaşma yani o ifadeler karşılaştım bir defa gördüm çocukları. Mehmet Ali ile kahvede oturuyorduk sohbet ediyorduk herhalde kitapçıya gitti Mehmet Ali kitapçıya gidip gelirken arkadaşları ile karşılaştı onlarla onlara sordu tabi olarak ne yapıyorsunuz? Onlar da anlattılar Mehmet Ali ordan dündü geldi Kemal alca böyle böyle dedi arkadaşlarımız okuldan bu nedenle atıldılar ve o nedenle bir defa yanıma geldiler görsem tanımam karşılaşmadır tanımam. Bunlarla ilgilenelim dedim yani heder olmasın çocuklar eğer bir haksızlık varsa diye ilgilenelim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ne yaptınız ilgilenme saadetini?”

Sanık Kemal Aydın:”Hiçbir şey yapmadım dedim ki yani hukuki bir durum varsa bu işlere bu haksızlığa uğruyorlar bu disiplin puanlarını düşürdükleri için çocuklar işte ayrılıyorlar. Çocukları konuşturdum biraz kendimce Mustafa Kemal çizgisinde bakan çocuklar Mehmet Ali’ye sordum sen nasıl şeylerine? Yardım edelim dedim onlara bir hukuki dava yoluyla dönmeleri mümkünse dönsün o da olmadı. Aytekin Gülen’le ilgili efendim biraz önceki soruyu arz edeyim Neriman kardeşim hatırlamıştır. Aytekin Gülen Almanya’da terör örgütü ve cemaat faaliyetleri ile ilgili bir bilgilere sahip olmuş. O bilgilerine Genelkurmaya gönderilmesini şey etmiş bilgi oymuş yani.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Genelkurmaya neden Kemal bey? Yani niçin Genelkurmaya neticede normal süreçte.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim (bir kelime anlaşılmadı) anlıyorum biraz önce arz ettim ben belki biraz haksızlıkta etmeyeyim ama haksızlık etmiyorum yani Milli İstihbarat Teşkilatına. Devletin diğer kurumlarını bu hadiselerde başka bir şey de yaşanmıyor. Neriman Almanya’da bankacılık yaparken bankada çalışırken terör örgütüne banka üzerinden nasıl faaliyetler nasıl para aktarıldığını da tespit etti. Emniyet teşkilatı gereğini yapmadı. İletildiği halde yapmadılar. Yaşanmış bir bilgi o da deneyim bunu Genelkurmay zaten terör örgütüyle Türk Silahlı Kuvvetleri savaşıyor bilgileri olsun yani bunun önüne geçebilirler mi, bu bilgileri onun için bir başka şey yok. Kendimizce güven nedenimizle Türk Silahlı Kuvvetlerine olan güven yani Türk Silahlı Kuvvetleri atlamaz bu da bir savaştır ellerinde bilgi olsun diye bir başka maksadı yok.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu Neriman Aydın’ın Emre konusunda Genelkurmaya mektup yazması ve bundan dolayı Emre’nin cezalandırılmaması konuşuluyor.”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır öyle bir mektup yazılmadı. Hayır öyle bir mektup yok o ifadeler tamamen yanlıştır çünkü yazsa bilirim Emre konusunda Genelkurmaya mektup yazma diye bir şey Sayın Yargıcım söz konusu değil öyle bir şey yok. Emre konusunda Neriman kardeşim Mehmet Ali Çelebi bu güzel Türk çocuğu önce Neriman teyzesine söyledi bana bile söylemeye cesaret edemedi. Bana Emre konusunu Neriman kardeşim intikal ettirdi dedi ki abi böyle böyle bir şunla ilgilen kimse ikna edemiyor bu çocuğu dedi sen ilgilen ben onun üzerine ilgilendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizin beyanınız yalnız bu. Siz şöyle diyorsunuz.”

Sanık Kemal Aydın:”Benim beyanım o yanlış yazılmıştır hiç şeyi yok öyle bir şey yok.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu telefon Neriman Aydın ile Mehmet Ali Çelebi arasındaki telefon görüşmesi size soruluyor sizde şöyle diyorsunuz mesaj çekilen size soruluyor sizde cevaben. Biraz önce PKK’lılar ile ilgili sorun yaşayan Mehmet Ali Çelebi’nin amcasının oğlu Emre Çelebi mezuniyet gecesinde gecesinden sonra bira içip nizamiyede yakalanmış. Sorununu Neriman’a bildirmiş Neriman’da Genelkurmay Başkanlığına mektup yazarak askeriye de olup da bira içmeyen var mı diyerek çocuğu affedin demiş bundan dolayı Emre ceza almadı. Şu anda jandarma olarak mezun oldu.”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır o ifadede eğer öyle de söylediysem onda yanlışlık vardır. Ama o sorgulama sürecini tekrar arz ediyorum beş gün aç susuz kırk derece yüzümde bir karış sakal böyle birkaç tane de farklı şeyler olabilir. Onu da mazur görünüz hayır öyle bir şey yok efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Emre’nin yapacağı savunmada Durmuş Ali Özoğlu’nu bilgilendirmesinin nedeni nedir. Yani siz?”

Sanık Kemal Aydın:”O bilgi Emre tanımaz Ali Özoğlu’nu öyle bir şey yok. Emre’nin Ali Özoğlu’nu bilgilendirme diye bir şey söz konusu olamaz çünkü tanımıyor. Bilmez. Ali Özoğlu’nun tanıdığı üç tane insan var bu teğmenlerin içerisinde bu çocukların içerisinde. Üç tane insan. Noyan, Mehmet Ali Çelebi ve Eren Mumcu’yu tanır. Eren’i de tanıyor mu bilmiyorum. (Salondakilere hitaben) Eren’i de tanımıyor değil mi? Eren’i özür diliyorum Eren’i de görmedi. Özür diliyorum düzeltelim. Ali Özoğlu.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”7.1.2008 tarihli Mehmet Ali Çelebi, Neriman Aydın arasındaki 6700 nolu tape de şöyle bir görüşme var. Siz de dahil oluyorsunuz. Neriman Aydın, Kemal Aydın size veriyor. size verdikten sonraki kısım. Şimdi Emre’ye her şeyi söyledin değil mi? Mehmet Ali, evet Kemal amca doğruları yazdırdım işte. Kemal, buna bağlı kalacaksın. Bunda ısrar edeceksin tamam mı? Evet, yine olsa yine yaparım. Mehmet Ali, onu söylemiş, onu söylemiş. Kemal Aydın, aferin yine olsa yine yaparım ben Mustafa Kemal. Mehmet Ali Çelebi, kabadayı demiş. Kemal Aydın, o desin onlar desin onlar kabadayının onlar adamlığın ne olduğunu onlar şimdi onlar mahcup Emre öyle dediğinde onlara diyor ki sizin siz görevinizi yapmadınız ben görevimi yaptım. Şimdi ben bu telefonda konuşmalarımı anladın mı Emre öyle dediğinde onlara diyor ki, ben gereğini yaptım ve bundan sonra da yapacağım. Mehmet Ali Çelebi, evet. Kemal Aydın, anladın mı? Mehmet Ali Çelebi, evet Kemal amca. Kemal Aydın, o konuları ben özellikle seçtim, Mehmet Ali, evet. Kemal Aydın, ben 22 sene bu işleri yaptım. Mehmet Ali Çelebi, anladım. Kemal Aydın, tamam mı ben onları onlar diye devam ediyor. Mehmet Ali, onları söylemiş yani. Kemal Aydın, aferin meseli yok o savunmaya bağlı kalarak yapacak o konuları onların canı yanacak şimdi onların canı onlar harbi harbi şimdiye kadar anlamsızdı ama Emre’nin yaptıklarıyla Emre’nin davranışıyla harbiye şimdi anlamlı oldu. Gerçek harbiye oldu Mustafa Kemal’in harbiyesi oldu. Mehmet Ali Çelebi, evet. Kemal Aydın, Emre’nin davranışları harbiyeyi Mustafa Kemal’in yeniden harbiyesi yaptı. Mehmet Ali, evet. Kemal Aydın, Emre’den önce harbiye Mustafa Kemal’in harbiyesi değildi. Mehmet Ali, anladım Kemal amca. Kemal Aydın, şimdi Emre harbiye yeniden Mustafa Kemal’in harbiyesi yaptı onun gözlerinden öpüyorum. Mehmet Ali, evet. Kemal Aydın, Ali amcan sormuş dün gece. Mehmet Ali, evet. Telefon etmiş. Kemal Aydın telefon etmiş. Bende getirip teyzeni bırakıp gittiydim. Gece aramış konuşmuş sormuş o da bu şekilde savunma yapılması gerektiğini söyledi. O da zannediyorum memnun olmuştur. Bu tarafını o çok memnun oldu tam yeri diye. zannediyorum memnun oldu öyle diyor. Halan diyor ki memnun oldu. Şimdi burada Ali amca yani Ali amca olarak geçiyor. O da bu şekilde savunma yapılması gerektiğini söyledi. Buradaki Ali amca bizim diğer ifadelerden çıkardığımız Ali Özoğlu. Kimdir Ali?”

Sanık Kemal Aydın:”Evet efendim. Ali Özoğlu.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”O da bu şekilde savunma yapılması gerektiğini söyledi diyor.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim Ali Özoğlu bilge bir insan. Ben savunmanın nasıl yapılacağını meslek gereği bilen bir insanım. Çocuk okulda savunma yapacak. Nasıl savunma yapalım dediler. Ben ona bir savunma şekli çizdim. Bu şeklide savunmanı yap dedim. Zarar görmemesi lazım. Ben anlatıyorum ona meslek tecrübemi hayat tecrübemi anlatıyorum. O da onu yaptı. Bu biz Ali beyle konuşuyoruz Ali kardeşimle yakınlığımız var. Bu hadiseyi de konuşuyoruz böyle böyle bir hadise oldu. Herhalde ona da anlattık ben ona böyle bir savunma hazırladım onu yapacak diye o da merak etmiş soruyor. Yoksa Emre’yi tanımaz. Onun da onaylaması Ali bey bilge bir insan bilgisine hayran olduğum bir insan. Onun da bu işi onaylaması ya doğrudur abi böyle bir savunma demesi yazar bir insan bilge insan. O da o nedenle oluyor soruyor. Merak ettiği için konu ondan ibaret. Yani Emre’yi tanımaz. Ali Özoğlu Noyan Çalıkuşu ile Mehmet Ali Çelebi dışındaki (1 kelime anlaşılamadı).”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani Emre’nin savunmasını hazırlamasında sizin ve Ali Özoğlu’nun mu bir payı var?”

Sanık Kemal Aydın:”Bizim konuşmamız. Söz konusu oluyor.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani şöyle yapacaksın böyle yapacaksın. Evet.”

Sanık Kemal Aydın:”Ben benden duyuyor yani biz aramızda konuşuyoruz arkadaş Ali Özoğlu beyle paylaşıyoruz. Ya böyle böyle bir şey vardır herhalde duydu o da anlattım böyle. Tamam bu doğrudur abi böyle yapılırsa iyi olur düşüncesini belirtiyor.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Siz Kemal bey şöyle diyorsunuz Mehmet Ali Çelebi’ye; Emre’ye söylüyorsun Emre’ye Kemal amcamın talimatı kim ile isterse Sayın Genelkurmay başkanımız başkomutanımız onu çağırsa evladım bunu sen niye yaptın dese anlatsa aynen böyle savunacak. Yani sizin talimatlarınız doğrultusunda bir savunma yapmasını istiyorsunuz yani siz sivil bir insansınız ve muhatap olduğu diğer kişi sizin farazi olarak söylediğiniz Genelkurmay başkanı. Siz yine bu talimatlara göre.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim talimat dediğinizden siz ne anlıyorsunuz. Ben çocuğuma da talimat veriyorum söylüyorum. Bu benim sana talimatımdır diyorum. Talimat vermek için ille komutan olmak bir makamda filan olmak mı lazım. Talimat sözü çocuk onun şeyinde kalsın onu ciddiyetinde savunmasından bizim ona belirlediğimiz savunma şeklinde vazgeçmesin. Genelkurmay başkanı da soruyorsa vazgeçmesin. Yoksa aleyhine olur anlamında çocuk. O onu ne bilsin yani harp okulu dördüncü sınıfta bir çocuk. Okuldan ayrılmaya yaşadığı şeyde ola ki komutan okul öğrenci ilişkisi nedeniyle kendisine karşıdan gelecek hadiseden o savunmadan cayar. Cayarsa aleyhine olur. Caymasın diye Genelkurmay başkanı bile çağırsa seni savunma şeklin bu olacaktır diyorum. Zarar görmesin diye. Bunun talimatla filan alakası yani. Talimat vermek e verin ne olur yani ben benim çocuğum o. Mehmet Ali’ye talimat versem ne olur çocuğum diyorum ben. Evladım bu benim sana talimatımdır yapma. Onun bir şeyi yok onun bir resmiyeti kişiliği yok. Bu bizim dilimiz kültürümüz örfümüz geleneğimiz dilimizin özelliği onun için yoksa başka bir şey yok.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Şimdi yine aynı şeklide Noyan ile de bir görüşmeniz var. Noyan Çalıkuşu Neriman Aydın arasındaki geçen görüşmede sizde dahil oluyorsunuz. Noyan Çalıkuşu size şöyle diyor. Şey diyeceğim Kemal amca bazı duyumlar aldım gene bu bizim konuşuruz genelde bu eski okul komutanı vardı bizim alay komutanı vardı. Kemal Aydın evet. Onun hakkında baya şeyler duydum hepsi çok üzücü şeyler. Kemal Aydın, sen notları al. Noyan, aldım o notları. Sen notları al halana halanın görevine çık. Noyan’dan komutanı hakkında duyduklarını not almasını ve Neriman Aydın’a iletmesini istiyorsunuz. Nedir bu?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim bizimle ilişkisi olan şu. Bilmiyorum mahiyetini.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani komutanı hakkında not alacak ve size getirecek Neriman Aydın’a getirecek.

Sanık Kemal Aydın:”Efendim okulda öğrenci bu insanlar düşünen insanlar.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Düşünen insan ve yetiştirilme tarzını.”

Sanık Kemal Aydın:”Okulda, okulda okulda da kendince yanlış olduğunu gördüğü bir şeyler var ve telefonda bana söylüyor. Ne diyeyim. Al orda gördüğün şeyleri getir bakalım eğer şeyse bizde kendimize düşen şekliyle intikal ettirelim. Siz öğrencisiniz intikal ettiremezsiniz anlamında. Nedir düşünceler telefonda.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bunların anne babası var. Neticede sıralı amirleri var.”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim öğrenci öyle değil bu işler yani bu işler o kadar basit değil. Bir öğrencinin komutanına aldığı okul idaresindeki bir şeyleri bildirmek o kadar kolay mı?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”E kabadayılık yapıyorlar sizin beyanınıza göre.”

Sanık Kemal Aydın:”Ne kabadayılık bakın kabadayılık yapmıyorlar bunlar kabadayılık niye yapsınlar. Terör örgütü militanları olay çıkarıyor onu da Harbiyeli geçiyor.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Onu demiyorum okuldaki hani savunmaları esnasında sizin konuşmalardaki ifadeleri söylüyorum. Yani.”

Sanık Kemal Aydın:”Nasıl.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bir harp okulu öğrencisinin size komutanı hakkındaki tuttuğu notları getirmesinin makul izahı nedir?”

Sanık Kemal Aydın:”Birçok öğrenci yok Saygıdeğer yargıcım birçok öğrenci yok.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Birçok demedim bir harp okulu öğrencisi dedim. Bir harp okulu öğrencisinin tuttuğu notları size getirmesinin.”

Sanık Kemal Aydın:”Evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Komutanı hakkında tuttuğu notları size getirmesinin izahı nedir?”

Sanık Kemal Aydın:”Konu komutanı hakkında tuttuğu not değil getireceksin. Diyor ki, böyle bir şey aldım diyor falan getir diyorum telefonda ne söyleyim ona. Getir bakalım diyorum. Al notunu getir bakarız değerlendiririz. O bir öğrenci, o bir çocuk neticede. Onu aldığı düşündüğü şeyler doğru mu yanlış mı? Kemal amca diyor yakınlığımız var onu bana danışmasından daha normal bir şey olabilir mi yani. Ben onu babası noktasında babası yerinde insanım. Babasından büyük insanım. Al getir evladım bakalım diyoruz. Belki yanlıştır. Öğrencidir o bizde yaşadık öğrencilik hayatını gördüğümüz yanlışlar vardır. Bize göre yanlış olan şeyler esasta değildir. Ben bir babayım ve ben sorumluluk da taşıyan insanım bu ülkeye karşı. Tanıdığım da bir insan. Ne deyim ona yani onun ne diyeyim?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”İddianamemize konu olan Cumhuriyet mitingleri var. İşte Cumhuriyet çalışma grubuyla ilişkilendiriliyor. Tuncay Özkan bende organizesinde görev aldım diyor. sizin bir el yazısı notunuz var. Cumhuriyet mitinglerini David Aseo’nun kardeşi finanse etmiştir diyorsunuz. Nasıl bu bilgiye ulaştınız bu bilginin dayanağı nedir. Bu mitingleri David Aseo’nun kardeşinin finanse etmesi?”

Sanık Kemal Aydın:”Efendim Cumhuriyet mitingleri konu konuşuluyor. Bizde arkadaşlarımızla kahvede sohbet ediyoruz nedir falan diye. kimin verdiğini bilgiyi bilmiyorum. Yani kim o konuşurken sohbet ederken peki bu işi kim finanse ediyor falan diye bana söylendi. Kim söylediğini de bilmiyorum. Bir sarı kağıdın üzerinde kahvehanede yaz boz üzerine aldığım bir nottur. Falan.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani teyide muhtar bir bilgi. Teyit edilmiş bir bilgi mi de sizin onu soruyorum?”

Sanık Kemal Aydın:”Hayır yani bir duyum üzerine yani söyleniyor o da kimin söylediğini de hatırlamıyorum şimdi. Ama konuşuluyor. Yani kim finanse ediyor bu kadar şey var. Konuşuluyor demek ki konu edilince gündemde olan bir hadise kimin söylediğini hatırlamıyorum. Ama o böyle söylendiği için Şişli belediyesinde belediye başkan yardımcısı işte David Aseo’nun kardeşiymiş dediler. Onun için yazdım. Bir şey mahiyetini esasını bilmiyorum. Efendim bir üç beş dakika müsaade lütfederseniz.”




Yüklə 0,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin