2004 faaliyet raporu



Yüklə 0,87 Mb.
səhifə6/17
tarix06.08.2018
ölçüsü0,87 Mb.
#67429
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   17

EYLEM TAKVİMİ


  1. Şubat ayı içerisinde işyerlerinde yapılacak çalışmalar:

    1. Dilekçe kampanyası,

    2. Kokart takma,

    3. Siyah giyinme,

    4. Telefona bakmama,

    5. Yemek boykotu,

    6. İşi yavaşlatma

    7. İşyerlerinden alanlara doğru sorun ve taleplerimize ilişkin basın açıklamaları vb.

  2. Bölge Toplantıları:

    1. MARMARA BÖLGESİ: 8-9 Şubat 2003 tarihlerinde iki merkezden yapılacak. (Edirne ve İstanbul)

    2. KARADENİZ BÖLGESİ: 8-9 Şubat 2003 tarihlerinde iki merkezden yapılacak. (Trabzon ve Zonguldak)

    3. AKDENİZ BÖLGESİ: 8-9 Şubat 2003 tarihlerinde iki merkezden yapılacak. (Antalya ve İzmir)

    4. DOĞUANADOLU VE GÜNEYDOĞUANADOLU BÖLGESİ: 15-16 Şubat 2003 tarihlerinde Emek Platformu’nun Savaşa Hayır miting başvurusu kabul edilir ise, belirtilen tarihte yapılacaktır. Ret edilmesi durumunda ise 22-23 Şubat 2003 tarihlerinde BES Genel Merkezi’nce Savaşa Hayır başvurusu yapılacak, reddedilmesi durumunda basın açıklaması yapılacaktır. (Basın açıklamasına MTK, MYK, ŞYK ve bölgeden diğer üyelerimiz katılacaktır) Devamında bölge toplantısı yapılacaktır. (Merkez Diyarbakır ve Van)

    5. İÇANADOLU BÖLGESİ: 1-2 Mart 2003 tarihlerinde iki merkezden yapılacaktır. (Eskişehir ve Kayseri)

  3. Şubat ayında yapılan etkinliklerden sonra 26-29 Mart 2003 tarihlerinde Ankara’da noktalanacak 5 koldan Ankara’ya yürüyüş eylemiyle, Başbakanlığa sorunlarımıza ilişkin talep ve öneriler dosyası sunulacaktır.

YÜRÜYÜŞ KOLLARI VE İL MERKEZLERİ


    1. MARMARA BÖLGESİ: Merkez İstanbul

    2. KARADENİZ BÖLGESİ. Merkez Samsun

    3. EGE BÖLGESİ: Merkez İzmir

    4. AKDENİZ BÖLGESİ: Merkez Mersin

    5. DOĞU VE GÜNEYDOĞUANADOLU BÖLGESİ: Merkez Diyarbakır olmak üzere planlanmıştır.

  1. Bayram öncesi kamu çalışanlarının maaşlarının erken ödenmesi için hükümet düzeyinde girişimlerde bulunulması ve KESK ile BES’in ortak bir tavır geliştirerek kamuoyuna açıklaması yapması gerekmektedir.

Konfederasyonumuzun Danışma Meclisinden almış olduğu kararlar doğrultusunda Mart ayı içerisinde planlanması yapılacak merkezi eylem ile BES eyleminin tarihlerinin dikkate alınarak eylemin planlanması önem taşımaktadır. Bu konuda sendikamız ile oluşturulacak merkezi eylem plan ve takvimlendirilmesi hakkında diyalog içerisinde olunması, programın uygulanabilmesi, sağlıklı bir planlanmaya yol açacaktır.

Ayrıca, BES Kadın Kurultayının düzenlenmesi için ön çalışmalarına 1-2 Şubat 2003 tarihlerinde Ankara’da kadın emekçilerinin katılımıyla bir toplantı yapılacaktır.

Bilgilerinize arz eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz.


Hüseyin GÖLPUNAR Bülent KAYA


Genel Sekreter Genel Başkan

NOT: Belirtilen bölge toplantıları ve beş koldan yürüyüşün güzergahları ile toplantıya katılacak illerin ayrıntılı tespiti önümüzdeki günlerde gönderilecektir.

16 Ekim 2003

KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU

(Genel Örgütlenme Sekreterliğine)


İlgi: a) 22.9.2003 tarih ve 2003-37/04-115 sayılı yazınız.

b) 24.9.2003 tarih ve 2003/946 sayılı yazımız.

İlgi (b) sayılı yazımıza istinaden Ankara, İstanbul ve İzmir şubelerinde 6–8 Ekim 2003 tarihleri arasında işyeri toplantıları planlanmıştır. Merkez Yönetim Kurulumuzun almış olduğu karar gereğince de bu çalışmalara MYK üyeleri de katılmıştır.



  1. İstanbul ilinde 2 ve 3 nolu şube örgütlenme alanına giren kurumlardan T.C. Emekli Sandığı Bostancı Şube Müdürlüğü’nde yaklaşık 35 kişinin katılımı ile (katılımcı yöneticiler: Selma GÜRKAN ve BES İstanbul-3 Nolu Şube yöneticileri) 06.10.2003 tarihinde, Kozyatağı Vergi Dairesi Müdürlüğü’nde yaklaşık 40 kişinin katılımı ile (katılımcı yöneticiler: Selma GÜRKAN, BES İstanbul-3 Nolu Şube yöneticileri) 07.10.2003 tarihinde, Darülaceze Kurumu Müdürlüğü’nde yaklaşık 70 kişinin katılımı ile (katılımcı yöneticiler: Nihat DEĞER, Selma GÜRKAN ve BES İstanbul-2 Nolu Şube yöneticileri), Kadıköy Vergi Dairesi Müdürlüğü’nde yaklaşık 40 kişinin katılımı ile (katılımcı yöneticiler: Selma GÜRKAN ve BES İstanbul-3 Nolu Şube Yöneticileri), BES İstanbul-3 Nolu Şubede yöneticiler temsilciler ve üyelerin katılımı ile (katılımcı yöneticiler: Nihat DEĞER, Selma GÜRKAN) 08.10.2003 tarihinde toplantılar gerçekleştirilmiştir.

  2. İzmir ilinde 6.10.2003 tarihinde MYK üyelerinden Döndü TAKA ve Murat İrfan IŞIK’ın katılımı ile şube yöneticileri ile birlikte Konak Vergi Dairesi Müdürlüğü’nde saat 14:00’e kadar çalışanlarla yüz yüze görüşmeler yapılmış, aynı gün İzmir Adliyesi’nde 15:30’da işyeri temsilcilik odası açılışı yapılmıştır. 7.10.2003 tarihinde Ege Vergi Dairesi Müdürlüğü, Hasan Tahsin Vergi Dairesi, Buca Vergi Dairesi, Alsancak Vergi Dairesi, Çakabey Vergi Dairesi, 9 Eylül Vergi Dairesi Müdürlükleri ile Nüfus Müdürlüğü, Merkez İlçe Müdürlüklerinde çalışanlarla servis servis yüz yüze görüşmeler yapılmıştır. 8.10.2003 tarihinde 9 Eylül Vergi Dairesi, Emekli Sandığı, Bölge İdare Mahkemeleri, Bağ-Kur Bölge Müdürlüğü’nde çalışmalar yüz yüze yapılmıştır.

  3. Ankara ilinde 6.10.2003 tarihinde, BES Ankara-2 nolu şube örgütlenme alanına giren Kızılbey Vergi Dairesi ile Yıldırım Beyazıt Vergi Dairesi Müdürlüklerinde 12:00 ile 13:30 saatleri arası çalışanlarla toplantı yapılmıştır. Bu toplantıya 70 kişi katılmıştır. Toplantıya MYK adına Hüseyin GÖLPUNAR ile 2 nolu şube yönetim kurulu üyeleri katılmışlardır. 8.10.2003 tarihinde Ankara şubelerinin kitlesel katılımı ile AKP Genel Merkezi ile TBMM’nde basın açıklamaları yapılmıştır. (KESK Şubeler Platformu ve Savaş Karşıtı Platformların ortak eylemleri) 9.10.2003 tarihinde ise Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü’nde çalışanlarla toplantı yapılmış, 30 kişi bu toplantıya katılmıştır. (KESK adına Güven GERÇEK, MYK’mız adına Hüseyin GÖLPUNAR ve 2 nolu şube başkanı Cem BİLİCİ katılmışlardır.)

Her üç ilimizde de yapılan işyeri çalışmalarında, şube, MYK ve KESK’ten katılımcılarının toplantılarda öne çıkardıkları konular 2003 yılı iyileştirme ve 2004 yılı toplu sözleşme süreçleri ile kamu yönetimi temel kanunu, personel rejimi reformu, yerel yönetimler yasası, savaş ve ülkede demokratikleşme konuları olmak üzere birçok konuda bilgi verilerek sonuçlarının emekçilere ve topluma yansıması anlatılmıştır. Bilgilendirme süreci ile birlikte kamu emekçilerine, kazanılmış haklarımıza sahip çıkılması ve geleceğimize, iş güvencemize yönelik saldırılar konusunda mücadele çağrısı yapılmıştır.

Katılımcılar tarafından genel olarak;



  • Eylemliklerin altı doldurulmadığında, sonuç alınamadığı,

  • Sendikaların Konfederasyondan bağımsız programının olması gerektiği,

  • Saldırı yasaları ile ilgili bilgilendirme çalışmaları devam ederken, aynı zamanda bir mücadele programına bağlı olarak harekete geçilmesi gerektiği,

  • Yeterince hazırlık süresi olmayan eylem kararlarının alınmaması, alınan eylem kararlarının ise hazırlıkları için süre planlamasının yapılması ve eylem kararlarında çalışanların iradesinin olması yönünde çaba sarf edilmesi gerektiği,

  • Saldırıların tek merkezli olması nedeni ile emekçilerin de tek merkezli çıkış yapması, Emek Platformunun canlandırılması ve yerellerde ortak platformların oluşturulmasının ihtiyaç olduğu,

  • 4688 sayılı Yasanın yeniden düzenlenmesi için taraf olunması gerektiği,

  • KİK sonuçlarının takip edilmesi ve karara bağlanan konuların uygulamaya konulması için çaba sarf edilmesi gerektiği,

  • Konfederasyonumuz ve örgütümüzün kamuoyunda bir gücü temsil ettiği, dolayısıyla bu güce güvenmek ve KESK ile ilgili değerlendirmelerde işyeri temsilciliğinden merkez yönetimine kadar bir bütün olarak ele alınması gerektiği,

  • Organlarımızda yapılan tartışmalarda açığa çıkan yönelimler ile alınan kararların uygunluk arz etmesi gerektiği,

  • Yöneticilerin kamuoyu ve baksın ile diyaloglarında ve demeçlerinde daha dikkatli olması gerektiği, ifade edilmiştir.

Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Hüseyin GÖLPUNAR Bülent KAYA

Genel Örgütlenme Sekreteri Genel Başkan



NOT: 15.9.2003 tarihinde başlayan BES 3. Örgütlenme Programı yazımız ekindedir.

KESK DANIŞMA MECLİSİNE SUNULAN YAZILI GÖRÜŞLER

14.06.2002

KESK DANIŞMA MECLİSİNE

Kamu emekçilerinin grevli toplu sözleşmeli sendikal haklar mücadelesi, 4688 Sayılı Yasanın çıkmasıyla birlikte yeni bir sürece evrilmiştir. Yasa’nın, KESK’i ve kamu emekçilerinin mücadelesini daraltma amacıyla çıkarıldığı tespitleri hep birlikte yapıldı. Toplu sözleşme ve grev haklarını içermeyen yasayı fiili meşru mücadele geleneğimizden aldığımız güçle değiştireceğimiz, “toplu görüşmeyi toplu sözleşmeye çevirme” hedefiyle açıkça deklare edildi.

Geçtiğimiz birkaç ay boyunca tüm örgütümüz, örgütlenme çalışmalarına yoğunlaştı. Deyim yerindeyse yetkiye kilitlendi. Sendikamızca, son iki-üç ay içerisinde bir yandan ek ücret talebi, norm kadro, toplam kalite yönetimi, vergi adaletsizliği, bölge müdürlüklerinin, kamu bankalarının kapatılması gibi saldırılara karşı eylem ve etkinliklerimizi yükseltirken, bir yandan da 12 bin üye kaydederek, Çalışma Bakanlığına 36.413 üye föyü teslim edildi.

Güdümlü sendikanın, devlet olanaklarını kullanarak idarecilerin, bürokratların da doğrudan taraf olması, tehdit ve şantajla yaptığı fason üyeliklerle yetkilenmiş gibi kamuoyuna, işyerlerine yansıyan açıklamaları üyelerimiz hatta kimi yöneticilerimiz üzerinde moral motivasyonu bozucu etki uyandırabilmiştir.

Konfederasyonumuz ve sendikalarımızın mücadele geleneği, deney ve birikimlerinin, yetkili olsak da, olmasak da, önümüzdeki dönemin görev ve sorumluluklarını aşacak güçte olduğuna inanıyoruz.

KESK örgütlülüğü geçmişten bugüne örgütsel ilişkilerini, iç işleyişini ve bürokratik girişimlerini örgütsel değerlendirmeye tabi tutmalı,

Ülkede ve dünyadaki siyasal gelişmeler karşısında aktif rol almalı, özellikle iç siyasetteki gelişmelere taraf olmalı, başta demokratikleşme olmak üzere toplumun gündeminde olan AB uyum yasaları bağlamındaki yasal değişiklik ve düzenlemelere ilişkin görüşünü netleştirip siyasal tutum almalı,

Sendikalarımıza yönelik saldırılar karşısında savunma psikolojisi ile değil, açık siyasal duruş ve tespitle hareket etmelidir.

Emekçileri yetki çerçevesinde sıkıştırıp, sendikal varolma yerine, mücadelenin önünü açan yerden bakılmalı, IMF, DB, DTÖ vb. kuruluşların politikalarını teşhir eden ve pratiğini işyeri ve alanlarda ifade eden anlayış egemen kılınmalıdır.

Kamu hizmetlerinin tasfiyesi, işyeri kapatmalar, özelleştirmeler, norm kadro, toplam kalite yönetimi, resen emeklilik vb. gibi IMF programına endeksli saldırılarla karşı karşıya olduğumuz, demokrasi ve hak ihlallerinin yoğun yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Böylesi bir dönemde, konfederasyonumuz ve sendikalarımız ‘yetki’ alsa da almasa da, TİS sürecinde bir bütün saldırıları hedefine koyan bütünlüklü bir mücadele programıyla alanlara çıkmalıdır. TİS süreci, demokratik taleplerimizle birlikte alınmalıdır. Toplu görüşme sürecinin içini boşaltmaya çalışan güdümlü sendikaların teşhiri de mücadele hattının yükseltilmesiyle mümkün olacaktır.

Önümüzdeki dönem;

Haziran ayında, işyerlerinde TİS taslaklarının tartışılması ve somut taleplerin etrafında üyelerimizin birleştirilmesi, taleplerin bilince çıkarılması, panolarda duyurulması vb. gibi çalışmalar yürütülmeli,

Temmuz ayının ilk haftası, Çalışma Bakanlığı’nca yetkilerin açıklandığı dönemde kitlesel basın açıklaması yapılmalı, her sendika fason üyelik tespitlerini belgeleriyle birlikte basın toplantılarıyla kamuoyuna açıklamalı,

Ayrıca, temmuz artışlarını da içine alan, işyerlerini esas alan, illerde basın açıklamaları gibi kitlesel gösteriler düzenlenmeli,

Haziran ve Temmuz aylarında işyerleri ve şubelerimizce yapılacak işyeri toplantıları, basın açıklamaları ile üyelerimiz Ağustos ayında toplu görüşmeyi toplu sözleşmeye çevirme hedefimize motive edilmesi gerekir. Toplu görüşme, ancak grev hakkı kullanılarak toplu sözleşmeye çevrilebilir. Bu perspektifle, Meclisimizde bugünden, kamu emekçilerinin, geçmiş birikim ve deneyimleri üzerinden hizmet üre-timini durdurma da dahil bütünlüklü bir mücadele programı oluşturulmalı, kamuoyuna deklare edilmeli ve kamu emekçilerinin sürece hazırlanması için sendikalarla koordinasyon içinde gerekli materyaller sağlanmalıdır.

Bilgilerinize arz eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz.



MERKEZ YÖNETİM KURULU

11.08.2002


KESK DANIŞMA MECLİSİNE

4688 sayılı yasayla birlikte kamu emekçileri hareketinin yeni bir sürece girdiği, grev ve toplu sözleşme içermeyen yasanın kamu emekçilerinin fiili ve meşru mücadele geleneği ile değiştirileceği ve toplu görüşmeyi toplu sözleşmeye çevirme hedefiyle; yetkili olunsa da olunmasa da kamu emekçilerinin talepleri için mücadeleyi yükselteceğimiz her platformda ve yetkili organlarımızda ilan edilmiştir.

Çalışma Bakanlığınca 7 Temmuz’da ilan edilen sendikaların üye sayıları ve yetkili sendikaların belirlenmesi sürecinde izlediği tutumla, işveren – devlet KESK ve bağlı sendikaları güçsüz gösterip yetkiyi kendi kurdurduğu “sendikaya” vererek kamu emekçilerinin yıllardır sürdürdüğü mücadeleyi boşa çıkarma amacını açıkça göstermiştir.

Devletin tüm bu çabalarını boşa çıkaracak bir pratik tutum KESK örgütlülüğünce yeterince geliştirilememiştir. Kamu emekçileri açısından tarihsel önem taşıyan yetki ve TİS sürecinde izlenen politikalarımızı değerlendirmek, büyük iddiamız olan “Toplu görüşmeyi Sözleşmeye çevirme” hedefinin gerçeğe dönüşmesi ve bu sürecin daha sağlıklı ve koordineli yürütülmesi bakımından önem taşımaktadır.

Geçtiğimiz bir ay boyunca devletin bilinçli tercihi sonucu yok sayılan üyelerimizi kanıtlamak için yapılan çalışmalar gerek konfederasyon bünyesinde kurulan bilgi işlem merkezinin çalışmaları gerekse sendikalarımızca işyerlerinden bilgi ve belge toplama çalışmaları büyük bir fedakarlıkla yürütülmüş ve önemli sonuçlar alınmıştır.

Sendikamızca, Çalışma Bakanlığına 36.400 üye teslim edilmiş, Bakanlık 26.800 ilan etmiş, işkolumuzda bulunan Türk Büro Sen için 30.400 üye ilan edilmiştir. Sendikamız 7 Temmuz tarihinde, (Pazar günü) Resmi gazetedeki bilgileri öğrenir öğrenmez derhal gelişmeler tüm şube ve temsilciliklere iletilmiş ve örgüt bir bütün olarak gerekli kanıtları derlemek üzere harekete geçirilmiştir. Aynı zamanda, Emekli Sandığından tüm memurların emekli sicil numaralarının kayıtlı olduğu, bilgi işlem merkezinin çalışmalarına veri oluşturan disket temin edilmiştir. Yetkiye ve üye sayılarına ilişkin itiraz davası açılmış itiraz aşamasında 9575 üyemize ilişkin üye föylerinin fotokopileri, 7 Ağustos’ta da dava sırasında kurumda tanımayanlar listesinde yer alan 8505 üyemizin tevkifat ve kurumda çalıştığına dair yazılar ile Türk Kamu Sen’in 8000 bin üyesine ilişkin sahte, mükerrer, emekli sicil bilgileri eksik, üye olamayacak vb şubelerimizden alınan belgeler ve bilgi işlem merkezinin tespitleri mahkemeye sunulmuştur. Türk Kamu Sen ile 2300 mükerrer üye bulunmakta ve bu üyeler sendikamızın üyeleri durumundadır.

Diğer taraftan, Yetki belirsizliğine rağmen Toplu görüşmenin çerçeve gündemini oluşturacak Yüksek İdari Kurul toplantıları sonuçlanmış bulunmaktadır. Bu süreçte KESK MYK’sınca izlenen yöntem örgütsel kapsayıcılığa ve örgütsel politikalara uygun düşmemektedir. Gerek YİK’e görevlendirilen temsilcilerin belirlenmesi, gerek YİK çalışmalarına sendikalarından görüş alınmaması, gerek YİK’te üç konfederasyon’dan oluşan komisyon çalışmaları sırasında temel politikalarımızla çelişen konularda (Performans, verimlilik, yeniden yapılanma vb.) ortaklaşılması, danışma kurulunda ilan edilen sonuç bildirgesinin örgüte iletilmemesi ciddeyetle ele alınması gereken konulardır. Tüm bu konularda KESK MYK’sına Sendikamızca yazılı girişimlerde bulunulmuş olmasına rağmen henüz cevap alınamamıştır. Katkı sunacağı inancıyla, Sendika olarak örgütsel işleyişe uygun bir tarzda uyarı görevimizi yerine getirmeye devam edeceğiz.

MYK üyelerimizin katıldığı veya izlediği il toplantılarının da değerlendirilmesi gerekmektedir. Bir çok il de, Şubeler Platformun sağlıklı yürümediği, şubeler arası ilişkinin zayıf ve dayanışma, birlikte iş yapma, (özellikle örgütlenme çalışmaları sırasında, ) kültürünün zayıfladığı, sendikaların kendi kendine yetmeye çalıştığı gözlemlenmiştir. Ayrıca, kadroların politize olduğu illerde, eleştirilerin bir kısmı sürecin ihtiyacı ya da sürece dair değil, geçmiş kongre kırgınlıkları, geçmiş eylemler vb üzerinden yükselen güvensizlik ve önyargılı eleştiriler, bir kısmı ise sürece ilişkin ve organların işlevlerine ilişkin olmakla birlikte sert yürütülmektedir. İl toplantılarının yönlendirilmesi ve seyri önemlidir. Özellikle toplantıya KESK adına katılanlar eleştirileri daha olgun bir şekilde ele almalı ve güvensizliği derinleştiren değil, polemiklere taraf olan değil, kapsayıcı olmalıdır. İl toplantılarının, organlarımızın işlevi hakkında yapılan tartışmalar, üretken olmayan tartışmaları beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, örgütsel işleyişimizi güçlendirmek için iç işleyişimizi ve örgütsel eksizlerimiz, organlarımızın işleyişi ve işlevi tartışılarak, ilgili organlarımızın yönetmelikleri oluşturulmalıdır.



Ankara Yürüyüşü ve Miting: kamu emekçilerinin bu süreçten kazanımla çıkma, mevcut yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesine dair beklentilerine uygun bir mücadele programı oluşturmada eksik kalındığı MYK üyelerimizin katıldığı il toplantılarında da ortay konulmuştur. İl toplantılarında en çok eleştirildiğimiz konulardan biri, 17 Ağustostan sonra ne yapılacağının belirsiz olmasıdır. Toplu pazarlık masasının güçlendirilmesi açısından 13-17 Ağustos İstanbul-Ankara yürüyüşünün kitlesel bir güce dönüşmesi çok önemlidir. Bu konuda örgütlerimizce gerekli hazırlıklara başlanılmıştır. Ancak bu mitingin mali boyutu konusunda maddi koşulları uygun olan sendikalarımızın diğer sendikalarla dayanışma içinde olması gerekmektedir.

Ankara Mitingi kamu oyunda taleplerimizin ifade edilmesi açısından ve yeni bir çıkışın başlangıcı olması bakımından çok önemlidir. Ancak yeterli değildir. Danışma kurulu sonuçlarında yer aldığı ve Danışma meclisinde sendikalarımızca da ifade edildiği gibi, pazarlık masasından kamu emekçilerinin beklentilerine uygun bir kazanımla çıkmak için işyerlerinden başlayan bir mücadele programı oluşturmak gerekir ve bu dönem mutlaka uyuşmazlık maddelerimiz saptanarak gerekli hazırlıklar yapılarak uyarı grevleri ve hak grevleri yapılabilmelidir. Aksi takdirde, MYK’mızın çoğunluklu görüşü KESK’in toplu görüşme masasından çekilmesi yönündedir.

Ayrıca, toplu pazarlık süreci tüm gelişmeler en alt örgütlerimize hızla ulaştırılabilecek şekilde aleniyet içinde sürdürülmelidir. Özellikle Türk Kamu sen’i taleplerimiz ve talepleri üzerinden teşhir edebilmemiz açısından masadaki önerilerinin aynı şekilde örgütlere ulaştırılması önemlidir.

TİS Taslağına İlişkin Görüş Ve Önerilerimiz:

TİS taslağına ilişkin öneri ve görüşlerimiz değişiklik ya da eklenmesi istenilen bölümlere ilişkin çok sade ifade edilmiş, ayrıntılı gerekçe zaman darlığı nedeniyle belirtilememiştir. İstenmesi halinde gerekçelerimiz daha sonra hazırlanabilecektir.



Kapsam başlığı son paragrafındaki “yukarıda” ifadesi “Yasada” ibaresi ile değiştirilmeli,

Tanımlar başlığı kamu görevlisi tanımından “adaylık veya deneme süresini tamamlamış” ifadesi çıkarılmalı,

Mali haklar Başlığı Öğrenim tazminatında ücret makasları daraltılmalı, yüksek okul tanımlaması 2 ve 3 yıllık olarak belirtilmeli,

Fazla Çalışma Ücreti başlığı 1. paragraf 2. satırda geçen “yeni personel alımının mümkün olmadığı” ifadesi, fazla çalışmanın peşin ödenemeyeceğine dair 2. paragraf tamamen ve 3. paragrafdaki fazla çalışmanın karşılığının izin olamayacağına dair 2. cümle tamamen çıkarılmalı,

Sosyal haklar Başlığı

Kreş hizmetleri şu şekilde düzenlenmelidir.”0-6 yaş grubu çocuklar için en az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde ve 50’den az çalışanın bulunduğu işyerleri için çalışma alanına yakın ortak bebek bakım üniteleri ve kreşler açılır. Bu hizmet SHÇEK bünyesinde ücretsiz olarak verilir ve SHÇEK yönetmeliğine uygun düzenlenir. Gece çalışması olan ve vardiyalı işlerlerindeki kreşler 24 saat açık olacak biçimde düzenlenir.”

Sosyal Tesislerden Yararlanma 2. paragrafın 2. cümlesi şu şekilde değiştirilmelidir. “geçici görev nedeniyle misafirhanede kalan personelden ücret alınmaz”

Meslek Hastalıkları, İş Kazası ve İş güvenliği başlığı altında“Meslek Hastalıkları ve İş kazası sigortası”düzenlenmeli ve “Emekli Sandığı bünyesinde tüm kamu emekçileri için Meslek hastalıkları ve iş kazası sigortası kurulur. KESK-TTB-Barolar Birliği ve iki işveren temsilcisinden oluşacak bir kurul tarafından yasa metni hazırlanır” şeklinde belirtilmelidir.

Çalışma Esasları Ve Koşulları

Çalışma sürelerine “gece ve resmi tatil günlerinde çalışma saati 6 saati geçemez” hükmü konulmalı,

Yıllık izinlerde ayrımsız tüm çalışanlara ayrımsız 30 iş günü yıllık izin verilir” şeklinde düzenlenmeli,

Doğum izninde eşi doğum yapan çalışana sezeryan ve erken doğum halinde 10 gün , normal doğumda ücretli izin verilir şeklinde düzenlenmeli,

Sağlık izni eklenmeli ve”Çalışan doktor raporunda belirtilen süre boyunca izinli sayılır, bu nedenle hiç bir ücret kesintisi yapılamaz. Hükmü eklenmeli,

Kadro ve branş dışı çalıştırma yasağı ndaki 2. 2 cümle esnek çalışmayı teşvik amaçlı kullanılabileceğinden tamamen çıkarılmalı,

Gözetim altına alınma ve tutuklanma başlığındaki 1. paragraftaki 2 ve 3. cümleler çıkarılmalı”gözetim altına alınması halinde disiplin soruşturması açılamaz. Yargılama sonucuna göre idari işlem yapılır” hükmü getirilmeli,

Yeniden göreve başlama başlığındaki emeklilerin geri işe başlatılmasına ilişkin 3. paragraf çıkarılmalı.

Yer değiştirmede ilkeler arasında yer alan özendirme ve branşlaşma çalışanlar arasında rekabet ve idarenin keyfiyetine hizmet edeceğinden çıkarılmalı,

Mesleği ya da branşı ortadan kalkan kamu emekçilerinin atanma ve yer değiştirmeleri başlığı tamamen çıkarılmalıdır. Çünkü Kurumların kapatılması sırasında kadroların iptal edilmesine gidilmekte, böyle bir düzenleme yeni kadro isteminin önünü keser ve işverenin işini kolaylaştırır.

Hizmet içi eğitim ilk cümleye “çalışanın yaptığı işle ilgili“ ifadesi eklenmeli ikinci cümle çıkarılmalı, çünkü performans değerlendirmesi yoluyla kadro iptaline gidilebilir.

Disiplin hükümleri, sicil ve ödül, başlığı ve yer alan hükümler çıkarılmalı

Katılma Hakkı

Başlık altında “Kurum işyeri İdari kurulları” düzenlenmeli ve “ Kurum –İşyeri İdari kurulları, en az 2 sendika ve aynı sayıda işveren temsilcisinden oluşur. 2 ayda bir toplanır. TİS metinlerinin ve Kurum İdari Kurulu kararlarının uygulanmasını denetler ve uyuşmazlıkları çözer, işyerinde çalışma koşulları ve sendikal faaliyetlerle ilgili sorunları çözüme kavuşturur.” Hükmü ilave edilmeli, Sürekli kurul ve komisyonlarda sendikalar denetleyici bir rol üstlenecek şekilde yer almalı,



TBMM uzmanlık komisyonlarına katılma başlığında yer alan Tarım ve Ormancılıkla ilgili ifadesi çıkarılmalı,

Kurullara katılan sendika temsilcilerinin özlük hakları başlığı sendika temsilcilerine avantaj sağlayacak ve zamanla yozlaşmaya neden olacak tarzda düzenlenmiş, bu bölüm şu şekilde düzenlenmeli “Kurula katılan sendika temsilcisinin bulunduğu ünvan ve aldığı aylık üzerinden ücret ve yolluk ve sosyal haklar işveren tarafından sağlanır”

Sendikal Haklar

e) fıkrası “Aylıksız izinli olmayan sendika yöneticilerine gülük 3 saat ücretli izin” verilmesi şeklinde düzenlenmeli,



İşverenin hak ve ödevleri başlığı (b) fıkrasının sonundaki en az iki işyeri temsilcisinin yerine”işyeri temsilcisinin”imzası aranır. Denilmesi doğru olar çünkü bir çok işyerinde iki işyeri temsilcisi bulunmayabiliyor.

Temel ücret Tablosunda 1. derece 5. kademe düzenlenmiş ve gösterge verilmiş, uygulamada 1. derecenin 5. kademesi mevcut değildir. Yeniden düzenlemelidir.

Kamu emekçilerinden aldığınız güven ve yetkiyle sürecin kamu emekçilerinin lehine çevrilebileceğine olan inancımızla, çalışmalarınızda başarılar dileriz.



MERKEZ YÖNETİM KURULU

9 Eylül.2002



KESK DANIŞMA MECLİSİNE

Kamu emekçileri açısından tarihsel önem taşıyan Toplu Görüşme sürecinde izlenen politikalarımızı değerlendirmek, büyük iddiamız olan “Toplu görüşmeyi Sözleşmeye çevirme” hedefinin gerçeğe dönüşmesi ve bu sürecin daha sağlıklı ve koordineli yürütülmesi bakımından önem taşımaktadır. Gündeme dair Şubelerimizden gelen görüş ve önerileri Meclisimize sunuyoruz.

Toplu Pazarlık süreci, Konfederasyonumuz ve bağlı sendikalar açısından ilk kez yaşanan bir süreç olması nedeniyle bir çok eksikliğin yaşandığı bir süreç olmuştur. Gerek TİS taslaklarının hazırlanmasında, gerek Yüksek İdari Kurul toplantılarına katılan temsilcilerin belirlemesinde, Danışma kurulu kararlarına, İl toplantılarında öne çıkan talep ve önerilere rağmen bütünlüklü bir mücadele programı oluşturulmaması konusunda KESK MYK’sınca izlenen yöntemin örgütsel kapsayıcılığa ve örgütsel politikalara uygun düşmediği bir önceki Danışma Meclisi toplantısında belirtilmiştir. Ancak gerek teknik hazırlıklar, gerek Danışma meclisinin üretkenliği konusunda sendika MYK’larının da eksiklikleri olduğunu belirtmek gerekir.

Diğer yandan, 13-17 Ağustos İstanbul Ankara yürüyüşü ve mitingi, kamu emekçilerinin taleplerinin kamuoyuna duyurulması, tüm kamu emekçilerinin dikkatlerini toplu pazarlık sürecine çekmesi, konfederasyonumuzun kamuoyunda öne çıkması bakımından başarılıdır. Ancak, yürüyüşün uğurlanması sırasında İstanbul’da kamu emekçilerinin katılımı, polis engeline takılıp 50 metre yürünmesi, yürüyüşün ilk günü birçok Genel Başkan ve MYK üyesinin yürüyüş kolundan ayrılıp, üçüncü gün gelmesi, Ankara’da ise toplanma alanında polis saldırısına direnilmesine rağmen, daha oradan çıkmadan, eylemin güven park değil sıhhiye’de bitirilmesi kararı verilmesi, zafer çarşısı önündeki kitlenin KESK yetkilerince polis telsisinden sıhhiye’ye çekilmesinin istenmesi ve Ankara kitlesinin katılımı vb konuları değerlendirildiğinde ciddi eksikliklerimiz olduğu görülmektedir. Örgütsel disiplin ve kollektif irade yerine bireysel inisiyatifler öne çıkmış, kim görüşmeci, kim kürsüde görevli bir birine karışmış, görevli tespit edilenler olması gereken yerde olmamıştır. Mitingin, Sıhhiye’de bitirilmesi kitlelerde olumsuz etki uyandırmıştır.

Ayrıca, sürece sendikaların da bir biçimde katılımının sağlanması konusunda 12 Ağustos’ta yapılan Danışma Meclisi toplantısında, 17 Ağustos mitinginden sonra Meclis üyeleriyle sık sık sürecin değerlendirileceğine ilişkin bir yaklaşım belirtilmesine rağmen görüşmelerin uyuşmazlıkla sonuçlandığı 31 Ağustosa kadar Sendika MYK’ları sürecin dışında bırakılmış, yetkili sendikalar üzerinden süreç götürülmüş ve 17-30 Ağustos arası görüşmelere, eylemlerle emekçilerin baskı gücü yansıtılmamıştır. Konfederasyonumuzca görüşmelere ilişkin özet bilgi notları gönderilmesi olumlu olmakla birlikte, gelişmeleri tam olarak yansıtmakta yeterli olamamıştır. Yine, uyuşmazlıktan sonra, 13 yıllık mücadele geleneğimizde hiç olmayan ‘isteksiz çalışıyoruz’ çağrısında bulunulması, 2002 telafi ücreti konusunda, 300, 150, 130- 110 milyon şeklinde günü birlik açıklamalarda bulunulması da kitlelerde kafa karışıklığına yol açmıştır.

Sonuç olarak, şu ana kadar toplu görüşme sürecine yönelik teknik hazırlıklar bakımından ve bütünlüklü mücadele programı ile müdahale konusunda yetersiz kalınmış, alınan eylem kararlarının hayat bulması konusunda gerekli alt çalışmaların yapılmasında, taleplerimizin tüm kamu çalışanlarınca sahiplenilmesinde işyeri çalışmalarına gerekli önem verilmemiştir. Bu durumdan, en üsten en alta kadar tüm yönetici ve temsilcilerimizin sorumluluğu vardır. Bu nedenle, örgütsel işleyişimizi güçlendirmek için iç işleyişimiz ve örgütsel eksiklerimiz, organlarımızın işleyişi ve işlevi tartışılarak, ilgili organlarımızın yönetmelikleri oluşturulmalıdır.



Önümüzdeki Süreç

Toplu pazarlık sürecinin kamu emekçilerinin beklentilerine uygun bir şekilde sonuçlanması ve taleplerimizin kabul edilmesi için belirtilen eksiklikler aşılmalıdır. Basın açıklaması, oturma eylemi gibi kitleden kopuk, bir birini tekrar eden eylemlerden vaz geçilmeli, bir birini aşan eylem programı, Bütçe döneminin sonuna kadar belirlenmelidir. Önümüzdeki Dönem,

1-İşyeri çalışmalarına, işyeri, örgütlerinin sağlamlaştırılmasına ve işyeri eylemlerine önem verilmelidir.

2- 16 Eylül’de yapılacak bodro yakma eyleminde, 5 Eylül’den sonra İstanbul Valiliğinin geliştirdiği saldırıyı da püskürtecek bir biçimde, iş bırakarak kitlesel olarak alanlara çıkılmalıdır.

3- Uzlaştırma Kurulundan çıkan raporun Bakanlar Kuruluna geldiği gün Grev örgütlenmelidir.

4- Ekim ayında, Kurum İdari Kurulları ilk kez toplanacağından, işkollarımıza, kurumlara özgü işyeri taleplerinin saptanarak bu dönemde işyerlerinden mücadele örgütlenmelidir. Kurum İdari Kurullarının toplandığı dönem doğru değerlendirilebilirse, gerek örgütlenmenin gelişmesi, İşyerine özgü taleplerin kazanılabilmesi açısından, gerek işyeri örgütlerinin sağlamlaştırılması konusunda etkili olabilir. Kurum İdari Kurullarına ilişkin yürütülecek çalışmalar konusunda da Konfederasyonumuz bilgilendirilmeli ve sendikal politikalarda koordinasyonu sağlamalıdır.

5- IMF’ye verilen 21. niyet mektubuna göre, Telekom, tütün, şeker ve enerji alanlarındaki özelleştirmeler ile kamu kurumlarının bölge müdürlüklerinin kapatılması, kamu hizmetlerinin tasfiyesi 2003 yılı sonuna kadar sonuçlanması söz konusudur. Dolayısıyla, önümüzdeki süreç özelleştirmeler ve bütçe ile birlikte değerlendirilerek, diğer emek örgütleriyle birlikte IMF programının emekçiler lehine bozulması yönünde bütünlüklü bir mücadele yürütülmeli, tüm halk kesimlerinin talepleri ile birleşen bir hatta emek platformunun yeniden harekete geçirilmesi konusunda Konfederasyonumuz girişimlerde bulunmalı, Şubelerimizce de yerel platformların oluşturulmasına önem verilmesi sağlanmalıdır.

6- Bütçe döneminde her kurumun bütçesinin görüşüldüğü gün, işyeri çalışmaları yapılarak o kurumun önünde kitlesel eylemler yapılmalıdır.

7- Ekim ve Kasım- Aralık ayları bir çok yönden çok yoğun bir dönem olacaktır. Bir yandan Kurum İdari Kurulları, bir yandan bütçe çalışmaları, bir yandan seçim sürecine yönelik yoğunlaşmalar yaşanacaktır. Ancak, hem sendikalarımız hem de Konfederasyonumuz açısından, belirlenen mücadele programının, eğitim ve örgütlenme programıyla birleştirilmesi gerekir. Kadrolardaki eğitim eksikliğinin hızla aşılması ve örgütlerimizi büyütecek çalışmaları, şubat ve mayıs ayına ertelemeden, hemen bu dönemde planlamalıyız. Ayrıca önümüzdeki dönem, örgütsel politikalarımızı ve yönelimlerimiz açığa çıkaracak araştırmalar ve çalışmalar yapılmalıdır.

8- Konfederasyonumuz, erken seçim konusu gündeme geldiğinde, samimiyetle, genel kurul kararı doğrultusunda, IMF’ye, özelleştirmelere, kamu kurumlarının tasfiye edilmesine, savaşa karşı, emek, demokrasi, özgürlük ve barıştan yana olanların güç birliği oluşturması konusunda kamuoyuna yönelik bir çağrıda bulundu ve bir çok siyasi partiyi de ziyaret etti. Şu günlerde bu çağrıya uygun bir güç bir birliği eksik de olsa oluşmuş durumda, ancak bu bloğun şimdilik dışında kalan, konfederasyonumuz dinamikleri açısından önemli bir kesimi de olumlu etkileyecek ve bu blokta yer alması gereken siyasi kesimlere Konfederasyonumuzca çağrıda bulunulmalıdır.



MERKEZ YÖNETİM KURULU


Yüklə 0,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   17




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin