2010 YÜksek lisans tez özetleri



Yüklə 1,75 Mb.
səhifə11/30
tarix07.05.2018
ölçüsü1,75 Mb.
#50222
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   30

BİLDİK Ezel Ahsen
Danışman : Prof. Dr. Bahattin GÜRBOY

Anabilim Dalı : Orman Endüstri Mühendisliği

Programı : Orman Ürünleri Kimyası ve Teknolojisi

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Bahattin GÜRBOY

Doç.Dr. Celil ATİK

Doç.Dr. Saim ATEŞ

Doç.Dr. Nural YILGÖR

Yard. Doç. Dr. Öznur ÖZDEN

Oluklu Mukavva Üretiminde Proses Koşullarının Hammadde Ürün Direnç İlişkisi Üzerine Etkileri

Ambalaj günümüzde başlı başına bir sanayidir ve ekonominin alt yapısını oluşturan en büyük hizmet şeklidir. 2000 yılında Dünya'da üretilen ambalaj ürünlerinin miktarı 1.350.000.000 tondur. Bunun 500 milyon tonu (% 37) kağıt-karton ambalajdır. Ambalaj sektöründe de ürünün özelliklerini ve fiziksel yapısını koruması aynı zamanda çevreyi taşıdığı üründen koruması açısından oluklu mukavva en önemli ambalaj türlerinden biridir. Oluklu mukavva ambalajın etkin olarak kullanılabilmesi için, direnç özelliklerinin taşıyacağı ürünle uyumlu olması gerekmektedir.

Oluklu mukavva direnç özellikleri üzerinde proses koşullarının da etkili olmasına karşın kullanılan hammaddenin direnç üzerine etkisi diğer parametrelerden daha fazladır. Özellikle de ürünün temel direnç özelliklerini temsil eden BCT testi verileri sayesinde ürünün kullanım yerine uygun olması sağlanabilir. Burada yapılan çalışmayla, ana hammadde olan kağıdın özelliklerinden yola çıkılarak, son ürün olan oluklu mukavva kutunun direnç özellikleri hesaplanabilecektir. Bu sayede Oluklu mukavva fabrikası, istenen direnç özelliklerini verebilecek kağıt kombinasyonunu en etkin şekilde görebilecek ve kullanabilecektir. Burada özellikle kağıt fabrikalarının taahhüt ettikleri test sonuçlarıyla, laboratuarda elde edilen sonuçlar da kıyaslanmış, değişik hammadde alternatifleri ile benzer direnç değerlerine ulaşılabileceği gözlenmiştir. Bu verilerle oluklu mukavva fabrikasında üretilecek kutuların hammaddelerin bilinmesi sayesinde maliyet analizlerinin yapılması kolaylaşabilir.
The Impact Of Process Conditions On Strength Properties Relationship Between Raw Material And Product İn Corrugateted Board Manufacturing.
Packaging is one of the important industrial service in manufacturing that constitute the economics infrastructure. In 2000th the total packing production was 1.350.000.000 ton in the world, and production 500 million (%37) ton of this production is carton paper packing products. In packing industrial corrugated board is the one of the significant product considering preserving the properties and physical shape of goods and also protecting the environment against the packed product. The endurance of corrugated board pack shall comply with the packed product for effective usage.

Although process method is significant in endurance of the the corrugated board, the type of the raw material used for packing is more important than other factor. The product endurance assess through especially the BCT test data. In this study, the endurance of the corrugated board packages will be calculated considering the raw material strength properties. Thus in production of corrugated board packages the required endurance will be obtained with adequate combination. The stipulated test result by factories are compared with test results carried out in the laborator



TAŞ Yüksel

Danışman : Prof. Dr. K. Hüseyin KOÇ

Anabilim Dalı : Orman Endüstri Mühendisliği

Programı : Orman Endüstrisi Makineleri Ve İşletme

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. K. Hüseyin KOÇ

Prof. Dr. Ahmet KURTOĞLU

Prof. Dr. Ercan TANRITANIR

Prof. Dr. Nafiz DURU

Prof. Dr. Tuncer DİLİK


Hata Türü Ve Etkileri Analizi (Fmea) Tekniğinin Mobilya Endüstrisine Yönelik Uygulaması

FMEA (Hata Türü ve Etkileri Analizi) tekniği, hataları ortaya çıkmadan önlemeye yönelik çok güçlü bir sayısal analiz tekniğidir.

Bu çalışmada, FMEA çeşitlerinden biri olan proses FMEA çalışmasının mobilya endüstrisine yönelik örnek bir uygulaması yapılmıştır. Araştırma CNC makinelere sahip, kalite güvencesine yönelen bir işletmede gerçekleştirilmiş, uygulama sonucu karşılaşılan hata türleri ile ilgili nedenlerin yok edilmesine veya azaltılmasına, prosesi iyileştirecek değişikliklerin belirlenmesine ve uygulanmasına çalışılmıştır.

Araştırma sürecinin başlangıcında FMEA analiz formları oluşturulmuş öncelikle üretim prosesindeki hata türleri ile bu hata türlerinin potansiyel nedenleri ve olası etkileri belirlenmiştir. Karşılaşılan hata türlerine karşılık önerilebilecek önlemler belirlenmiştir. Hata türlerinin şiddet, olasılık ve tespit değerlerinin çarpımı ile elde edilen Risk Öncelik Göstergeleri (RÖG) hesaplanmış ve değerlere göre öncelik sırası oluşturulmuştur. Öncelik sırasına göre ele alınacak RÖG değerleri belirlenmiş ve gerekli önlem faaliyetleri geliştirilmiştir.

Araştırma sonucunda, olası hata türleri ortaya çıkmış ve bu hata türleri tanımlanmıştır. Böylece benzer işletmeler ve çalışanlar için hata türleri ile karşılaşıldığında nasıl bir yol izleneceği ve hangi yöntemlerin uygulanacağının farkındalığı sağlanmıştır. İşletme için hata oluşumunu önleme yönelik rehber sayılabilecek nitelikteki örnek faaliyetler yapılmış ve kalitesizlik maliyetlerinin düşürülmesi sağlanmıştır.

Hata Türü ve Etkileri Analizi uygulamasının değerlendirilmesinde iyileştirme fırsatlarına göre proseslerde görülen hataların grup ağırlıklarına bakıldığında ilk beş sırayı paketleme hattı (%20,6), kenar bantlama işlemleri (%11,03), ebatlama (%10,78), metal işleme hattı (%8,92) ve kaplama ile cilahane hatları (%7,87) almıştır. Bu hata gruplarında, grup ve hata türüne göre değişmekle birlikte RÖG değerlerinde yaklaşık 3 katlık bir azalma gerçekleşmiştir. Örneğin ebatlama işlemindeki gönyesiz kesim RÖG değeri 252’den 84’e, metal işlemede gönyesiz kaynak RÖG değeri 180’den 54’e, postforming işlemindeki laminat kırılması RÖG değeri 144’den 81’e düşmüştür.Özetle mobilya işletmesinde FMEA yöntemi uygulamasında uygulama öncesi ve sonrası değerler karşılaştırıldığında; hata türlerinde, sayı, şiddet ve olasılık olarak 1 ile 6 kat arasında azalma gerçekleşmiş, işletmede kalite güvencesinin sağlanmasınayönelikönemlibirgelişmesağlanmıştır.



The Application Of The Failure Mode Effects Analysis To Furniture Industries

FMEA technics is a very powerful numerical analysis technics which prevents failures before they appear.

In this study, the process FMEA study which is a type of HTEA studies’ is done how it’s applied in the furniture industry. This study is realized in the furniture factory which has CNC machines and adopting quality assurance. After the application, it’s been worked on to eliminate or reduce about encountered failure types and determined and apllied changes of improving process.

FMEA analysis forms are made at the beginning of this study. At first in production, failure types at process and this failure types’ reasons and probable effects are determined. Setted the suggested measures of encountered error types. RÖG has been calculated via, multiplying the inputs of error types which are strength, probability and determination values, and then a priority line has been set according to these calculated values. RÖG values are determinated according to priority lines and also necessary measure activities.

At the evaluation of application of the Failure Mode Effects Analysis, looked for group weights of failures which happened at this furniture management according to improving opportunities. The first five rows is Packing Department (%20,6), Edge Banding Operations (%11,03), Cutting Department (%10,78), Metal Processing Route (%8,92) and Veneering and Varnishing Routes (%7,87). At these failure groups, RÖG values are reductioned about three fold, but it changes according to failure and group types. For example at Cutting Department, warped cutting’s RÖG values reduced from 252 to 84; at Metal Processing Department, warped weld’s RÖG values reduced from 180 to 54; at Postforming Department, fracturing laminate’s RÖG values reduced 144 to 81.

To summarize, in a furniture management, at FMEA technics’ application; when the values of failure types compared before and after the application, as a number, strength and probability is reducued between 1 and 6 times. And by this way, at the management, an important development about the quality assurance has been made.

 

 

 



 

BİLGİN Yasin

Danışman : Prof. Dr. Ahmet KURTOĞLU

Anabilim Dalı : Orman Endüstri Mühendisliği

Programı : Orman Endüstrisi Makinaları ve İşletme

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Ahmet KURTOĞLU)

Prof. Dr. Ercan TANRITANIR

Prof. Dr. K.Hüseyin KOÇ

Doç. Dr. Fikret EVCİ

Doç. Dr. Tuncer DİLİK




Türkiye’de Masif Panel Sektörünün Yapısal Durumu Ve Ağaç İşleri Endüstrisindeki Kullanım Olanakları

Türkiye’ de Masif Panel Sektörü’ nün Yapısal Durumu ve Ağaç İşleri Endüstrisi’ nde Kullanım Olanakları isimli bu çalışmada ilk olarak araştırmanın amacına yönelik bilgilere değinilmiştir.

Araştırmanın amacı ve kapsamı hakkında bilgiler verildikten sonra, litaratür özetlerine yer verilmiştir. Literatür bilgilerinin ardından birinci bölümde masif panelin tanımı, diğer ahşap esaslı levhalarla karşılaştırılıp avantaj ve dezavantajlarından bahsedilmiştir. Ayrıca, masif panel üretiminde kullanılan ağaç türleri ve teknik özellikleri konusunda bilgiler verilmiştir.Bir sonraki bölümde, masif panel üretim teknolojileri ve kullanılan makineler hakkında bilgi verildikten sonra, masif panel üretimindeki iş akışı ve fabrika yerleşimi konuları ile ilgili derlenen bilgiler kaleme alınmıştır.

Araştırma çerçevesinde elde edilen bulgulara dayanarak, Avrupa’ da masif panel ticareti ve yapısal durumunu gösteren bilgilerle beraber, Türkiye’deki masif panel sektörünün yapısal durumu ve gelişimiyle ilgili aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır;

Ülkemizde masif panel üretimi yapan 30 adet firmanın tespit edildiği bu araştırmada, üreticilerin genellikle Marmara Bölgesinde yoğunlaştığı(%44) sonucuna ulaşılmıştır.Türkiye’de üretilen masif panel boyutlarının, 18 farklı kalınlık, 6 farklı genişlik ve 12 farklı uzunlukta üretildiği tespit edilmiştir.Avrupa’daki üretimin giderek azalma eğiliminde olduğunun, 1990 da 40.000m3’lük, 1997 de 750.000 m3’lük, 2000 de 650.000 m3’lük üretim miktarı ile belirlendiği, masif panel üretiminin ülkemizde hızlı bir artış eğiliminde olduğu ileri sürülebilir. Zira Türkiye’de 1990–2000 yılları arasında sadece 3 adet masif panel tesisinin kurulmuş olduğu, bu sayı 2000’den sonra hızla artarak 2010 yılında 30 adete ulaştığı görülmektedir.Sektördeki bu gelişmenin üretim miktarlarına yansıması, bütün firmaların üretim miktarlarına ulaşılamaması nedeniyle saptanamamıştır. Ancak, işletmelerde ki mevcut makine kapasitelerinden özellikle masif panel preslerinin kapasitelerinden hareket ederek ülkemizde ki tahmini masif panel üretim kapasitesinin yıllık 40.000 m3 civarında olduğu sonucuna ulaşılmıştır.2009 yılı itibariyle Türkiye’deki masif panel tesislerinde tesis başına ortalama 50 adet personelin çalıştığı tespit edilmiştir. Bu arada, çalışan personelin niteliklerine yönelik değerlendirmede, mühendis ve teknisyen çalıştırma oranının çok düşük olduğu (%2) ortaya çıkmıştır.Araştırmada, masif panel üreticilerinin % 50 ‘lik kısmının uluslararası standartlar ve TS EN standartlarına uygun üretim yapmakta oldukları, geri kalan % 50’lik kısmının ise herhangi bir standardı dikkate almadığı belirlenmiştir.Masif panel üretimindeki maliyet unsurlarının dağılımı; %43 hammadde, %18 iş gücü ve %15 pazarlama giderleri şeklinde olduğu tespit edilmiştir.Ülkemizdeki masif panel üretiminde % 67 oranında iğne yapraklı ağaç, %33 oranında da yapraklı ağaç türlerinin kullanıldığı belirlenmiştir.Tüketicilerin (masif panel kullanıcılarının) %66’sının masif paneli hazır temin ettikleri, geri kalan % 34’lük kısmının ise sipariş üretimi yaptırdığı saptanmıştır.Masif panel tüketicilerinin masif panel seçiminde %90’lık bir kısmının fiyat ve kaliteyi bir arada esas aldıkları, %10’luk kısmının ise sadece fiyatı esas aldıkları görülmektedir.Masif panel kullanımının giderek arttığı kapı sektöründe, tüketicilerin %50’lik oranda kasa imalatında, %25’lik oranda ise kasa paneli imalatında masif panel kullandığı tespit edilmiştir.Araştırmanın Tartışma ve Sonuç kısmı; bulgular, sektörün gelişmesi ve sorunlarının giderilmesi değerlendirilmiştir. Ayrıca, masif panelin ağaç işlerindeki kullanım alanlarının arttırılmasına yönelik değerlendirmeler ve öneriler yapılmıştır.
 

Evaluatıon Of Structural Status Of Solıd Wood Panel Sector In Turkey And Utılıty Possıbılıtıes In Wood Workıng Industry

In this thesis, I explained and gave informations about structural position of the massive panel sector in thr Turkey and using posibilites of the wood working industry. After told about target of this investigation, explained the litareture summaries. I told about definition of massive panel and compare massive panel with other wooden boards.

After this definition, I explained wood types and techniquel specailists of woods that use in massive panel production line.

In second part I told production Technologies and also machines that use for massive panel production Third part of it, I tried to explain trade of massive panel sector in Turkey and Europe. Also I told which areas can massive panel use and found these solutions about it There are 30 massive panel producer in the Turkey and most of them are in theMarmara Region.(%44)There are 18 different thickness, 6 different width and 12 different length dimessions in the Turkey.In Europe massive panel production cpasity is groving up very fastly. It was 40.000m3/year in 1990, 750.000 m3/year in 1997 and it was 650.000 m3/year in 2000. In Turkey between 1990-2000 years there were just 3 companies but in 2010 theer are 30 massive panel companies .About capasites of Turkey, cant reach all clear capasites but if consider machine lines and pres capasites nearly massive panel production capasity is 40,000 m3/year.% 66 customers order masive panel standar demissions and %34 provides special dimessions .The cost elements are % 43 raw, %18 workforce, and %15 selling expenditures.There were 3 company between 1990-2000 years and now in the 2010, there are 30 companies in the Turkey.In 2009 year, avarage of staff number is 50 and engineer and technician rate is %2.In this investigation, found that %50 of producers use international and TS EN standarts, and other % 50 doesnt use any standart on their productions.In Turkey, %67 coriferous and % 33 foliaceous trees use for massive panel production.%90 customers consider price and quality same time, and %10 is consider just priceLast part of in this thesis, I told diccussions and results about this investigation and offer some solitions for increase massive panel sector.




PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI

YILMAZ Şennur

Danışman : Prof. Dr. Hakan ALTINÇEKİÇ

Anabilim Dalı : Peyzaj Mimarlığı

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Hakan ALTINÇEKİÇ

Prof. Dr. Adnan UZUN

Prof. Dr. Yahya AYAŞLIGİL

Prof. Dr. H. Emrullah ÇELİK

Doç. Dr. Yalçın KUVAN
Çocuk Oyun Alanlarının İlköğretim Çağındaki Kullanıcılarca Değerlendirilmesi Ve Tasarım İlkelerinin Belirlenmesi

Çocuk gelişiminde oyunun önemli bir yeri vardır. Çocuklar oyun oynamaya programlanmış bir makineye benzerler, her an her yerde oyun oynamak isterler. Günümüz kent koşullarında ise çocukların açık alanda oyun oynayacakları alanlar gitgide azalmakta ve çocuklar kapalı alanlarda oyun oynamaya itilmektedir. Oysa yapılan bir çok çalışma açık alan oyun aktivitelerinin çocuk gelişimini etkilediği ve olumlu yönde teşvik ettiğini ortaya koymaktadır. Çocukların dış mekanda oyun oynadıkları alanların başında ise çocuk oyun alanları gelmektedir. Dolayısıyla çocuk oyun alanlarının tasarım ve planlaması çocuk gelişimi açısından önemlidir. İyi bir planlama ise kullanıcıların beklentilerini karşılamalı ihtiyaçlarına cevap verebilmelidir.

Gelişmiş ülkelerde çocuk oyun alanlarına önem verilmekte, çocuk oyun alanları nicelik ve nitelik olarak, çocukların ihtiyaçlarına cevap verebilmektedir. Çocuk oyun alanlarının tasarımında güvenlik unsurunun yanısıra çocukların farklı ihtiyaçlarına cevap veren, oyun aletleri, macera alanları, su, kum ve geniş çim alanları kullanarak eğlenceli çocuk oyun alanları oluşturulmaktadır. Ülkemizde ise çocuk oyun alanları nicelik, donatı ve tasarım özellikleri bakımından yetersizdir. Çocuk oyun alanları genellikle yalnızca salıncak ve kaydırak gibi donatıları barındıran dairesel bir alan olarak inşaa edilmektedir. Oysa çocukların çocuk oyun alanında bundan fazlasına ihtiyacı vardır. Çocukların oyun ihtiyacına cevap verebilecek çocuk oyun alanlarının tasarımı için çocukları anlamalı ve onların gereksinimlerini bilmek gerekmektedir.

Tüm bunlardan yola çıkarak, çocuk oyun alanlarının ilköğretim çağındaki kullanıcılarca değerlendirilmesi ve tasarım ilkelerinin belirlenmesi amacı ile hazırlanan bu çalışmada çocuk gelişimi incelenmiş, öncelikle çocuk-oyun, çocuk-mekan ilişkileri yapılan literatür çalışmaları ile araştırılmıştır. Ayrıca çocukların fiziksel ve bilişsel gereksinimleri ortaya konmuştur. Konu ile ilgili olarak dünyadan çeşitli çocuk oyun alanı örnekleri de irdelenmiştir.

Bu araştırmada İstanbul ili Beşiktaş ilçesindeki Abbasağa Parkı, Kadıköy ilçesindeki Özgürlük Parkı, Sarıyer ilçesindeki Özel Yüzyıl Işıl İlköğretim Okulu ve Üsküdar ilçesindeki 4. Murat İlköğretim Okulu örnek alan olarak seçilmiştir. Seçilen örnek alanlar tarihsel süreç içersinde ve günümüz koşullarında irdelenmiş, yapılan literatür çalışması ve görsel saptamalarla elde edilen bulgular sonrasında araştırma alanlarının nitelikleri ortaya konulmuştur.

Örnek alanlarda 7-14 yaş grubundan her araştırma alanında 50’şer çocuk olmak üzere toplam 200 çocuk ile çocuk oyun alanları ile ilgili anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Daha sonra da bu anket verilerinin değerlendirilmesi yapılmıştır.

Sonuç olarak, literatür çalışması, örnek alanlarda yapılan görsel değerlendirmeler ve anket çalışmasından elde edilen bulgular ışığında mevcut çocuk oyun alanlarının değerlendirmesi yapılmış ve çocuk oyun alanı tasarımında temel oluşturan, yer seçimi, mekan oluşturulması, donatı belirlenmesi, malzeme seçimi ve bitkilendirme gibi tasarım ilkeleri belirlenerek, çocuk oyun alanları tasarımı ile ilgili önerilerde bulunulmuştur.


Evaluation Of Children’s Playgrounds By Elemantary School Age Users And Detarmination Of Design Principles
Playing has an important role in development of children. Children resemble a machine programmed to play by which they steadily want to play at any time and at any place. Under current urban conditions, outdoor areas reserved for children to play are gradually decreasing and children are forced to play indoors. However, many studies made on this subject showed that playing activities outdoors affect and support child development positively. Children’s playgrounds are among the areas which they can play in outdoors. Consequently, designing and planning of children’s playgrounds is important for the development of children. A good planning must meet the expectations of users and meet their requirements.

In developed countries, given the importance of children's play area, children's play areas as quality and quantity, may respond to the needs of children. The security element of the design of children's play areas, as well as responding to the different needs of children, play equipment, adventure, space, water, sand and large lawn areas are created by using a fun children's play areas. In our country the quantity of children's play areas, are insufficient in terms of equipment and design features. Children's playground equipment like slides and swings often contain only a circular area which is constructed as. Yet, children's play area for children in need of much more than that. Able to respond to the needs of children games children play areas for children to understand their design needs to know their needs.

All of them hit the road, the children's playground of the primary school is a user evaluation and design principles for determining prepared by the study child development were examined, first child play, child-space relationships the literature studies and has been investigated. Moreover, physical and cognitive needs of children have been revealed. As relevant examples from the world of various children's playground was also examined.

In this study Abbasağa Park Besiktas district, Özgürlük Park in Kadikoy district, and Özel Yüzyıl Işıl Primary School Sariyer district, 4. Murat Elementary School district Üsküdar, was selected as sample areas in İstanbul City. Selected examples of areas within the historical process and was discussed in today's conditions, the literature study and the visual findings were obtained after nature of the research were presented.

Examples of research areas in the 7-14 age group, every child is a 50 with a total of 200 children with play areas for children were conducted survey. Then this is an evaluation of survey data.

As a result, the literature study, sample areas and the visual assessments and surveys obtained from the findings in light of the existing children's playground of the assessment were made and children's playground in the design of underlying, site selection, space creation, equipment identification, equipment selection and planting, such as design principles to be determined children's play areas have suggestions about the design.



ÇERMİKLİ Beyza

Danışman : Yrd. Doç. Dr. H. Sanem ÇINAR

Anabilim Dalı : Peyzaj Mimarlığı

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Yrd. Doç. Dr. H. Sanem ÇINAR

Prof.Dr. Aytuğ AKESEN

Prof.Dr. Aytuğ AKESEN

Prof.Dr. Adnan UZUN

Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL

Yrd.Doç Dr. İ.Müge ÖZGÜÇ ERDÖNMEZ




Yaya Bölgelerinde Kullanım Analizi Üzerine Bir Araştırma: Beyazıt

Meydanı ve Çevresi Örneği

Kentsel ortak mekanlar olarak önem kazanan kamu alanları, kentlilerin gereksinimlerini karşılamada önemli görevler üstlenmektedir. Günümüzde kamusal alanların simgesi haline gelen yaya bölgeleri, kent kimliği ve kalitesi üzerinde etkin bir role sahiptir. Yaya bölgeleri; bütünüyle yayalara ayrılan, sadece hizmet ve servis araçlarının belli saatler içerisinde ve belli kurallar dahilinde alana girişine izin verilen sokak, cadde ve/veya meydanlardan oluşur. Bu alanlar, yayaların güven içinde gezebildikleri ve kentte yaşayan insanlara kısa süreli de olsa nefes alma şansı tanıyan yerlerdir.

Tarihte atların ve atlı arabaların ilk kullanıldığı dönemlerden beri, ulaşımda yayaları korumaya yönelik bir takım yaklaşımların geliştirildiği, fakat bugün bilinen anlamda ilk yaya bölgesi kavramının XX. yüzyılda ortaya çıktığı görülmektedir. Bu kavramın ortaya çıkmasında, Sanayi Devrimi’nin etkisiyle yaşanan gelişmeler, kırsal alanlardan kentsel alanlara göçlerin başlaması ve hızlı kentleşme olgusu etkili olmuştur. Kentler hızla geniş sınırlara yayılarak form ve ölçek değiştirmeye başlamış, sınırları büyüyen kentlerde insanlar uzak mesafelere ulaşmak için motorlu taşıtlar kullanmak zorunda kalmıştır. Özellikle, II. Dünya Savaşı’ndan sonra artan otomobil sayısıyla, taşıtlar yolların tek hakimi olmuş, yayalar yollarda kendilerine yer bulamamaya başlamıştır. Ulaşım yönünde yaşanan bu gelişmeler trafik sorunu, otopark alanı yetersizliği, hava ve gürültü kirliliği, çevrenin doğal ve toplumsal açıdan tahribi gibi bir takım sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu nedenle, özellikle büyük kentlerde yaya öncelikli planlama kararları alınması ve yaya bölgeleri oluşturulması zorunlu hale gelmiştir. 1960’lı yıllardan sonra sadece kentlerde yaşayan insanları değil, kentleri de korumaya yönelik bir politika haline gelen uygulamanın, dünyanın hemen her yerinde örneklerinin olduğu ve sayısının gün geçtikçe arttığı bilinmektedir.

Günümüzde yaya bölgeleri, fiziksel ve sembolik olarak çeşitli anlamların yüklendiği, farklı özellik ve işlevler taşıyan alanlar haline gelmiştir. Bu alanlar; kentte yaşayan insanların yaşam tarzlarının ve kültürlerinin en iyi şekilde gözlenebildiği, toplumsal iletişim ve bütünleşmenin kurulduğu alanlardır. Yaya bölgeleri, kentlerin tarihsel değerlerinin vurgulanmasına ve korunmasına, turizmin teşvik edilmesine, kentlilerin rekreasyon ihtiyacını karşılamasına, perakende ticaretin ve kentsel yeşil alan miktarının artmasına katkı sağlamaktadır.

Bu çalışmada; yaya bölgelerinin kullanım amaçları, biçimleri, kentlilerin ihtiyacını ne ölçüde karşıladıkları, kente katkıları ve yaya bölgelerinin tasarımı ile kullanıcıların mekansal davranışları arasındaki ilişki açıklanmaya çalışılmıştır. Bu amaçla; ülkemizde ilk yaya bölgesi örneklerinden biri olan, tarih boyunca dönemin politik, ekonomik, teknolojik ve sosyo-kültürel koşullarına bağlı olarak farklı amaçlar için kullanılan, tarihsel, kültürel, ticari, dini, eğitim, mimari, rekreasyonel ve turistik özellikler taşıyan ve günümüzde birçok güncel sorunu bulunan Beyazıt Meydanı ve çevresi araştırma alanı olarak belirlenmiş ve alanda kullanım analizleri gerçekleştirilmiştir.

Tez çalışmasında ilk olarak; kentsel mekan, kamusal mekan, yaya bölgelerinin tipleri, tarihsel gelişimi, kente katkıları ile planlama ve tasarım ilkeleri konularında literatür araştırması yapılmıştır. Daha sonra araştırma alanı olarak seçilen Beyazıt Meydanı ve çevresine ait doğal ve kültürel veriler belirlenmiş, alanın önemli yapıları ile geçmişten günümüze geçirdiği fiziksel değişim incelenmiştir. Alanda yaya kullanım analizlerinin gerçekleştirilebilmesi için “Gözlem”, “Mekansal Dizin (Space Syntax)” ve “Anket Yöntemi” olmak üzere üç farklı yöntemle çalışılmıştır.

Gözlem yönteminde; mevsimsel farklılıkların ve günler arasındaki değişimlerin kullanıcı tercihlerinde ne gibi farklılıklara yol açtığını açıkça ortaya koymak amacıyla yaz ve kış mevsimlerinde, hafta içi ve hafta sonu birer gün ve birbirini takip eden beş farklı saat diliminde gözlemler yapılmıştır. Elde edilen veriler; yaş grubu, cinsiyet ve aktivite değişkenleriyle tablolaştırılmış ve Autocad programı yardımıyla haritalara işlenerek “Mekansal Davranış Haritaları” ortaya çıkarılmıştır. Burada temel alınan nokta ise; yaya bölgelerinde var olan sosyal yaşamı anlama ve bunun fiziksel çevreyle olan ilişkisini analiz etme düşüncesi olmuştur.

Mekansal dizin yöntemiyle; alandaki hareketliliğin ve ulaşılabilirliğin ölçülmesi amacıyla, Arcview programının bir uzantısı olan Axwoman yazılımı kullanılarak “Mekansal Bütünleşme Haritaları” hazırlanmıştır. Alan eğimli bir arazi yapısı gösterdiği için, burada oluşturulan haritada topoğrafik farklılıkların yansıtılması oldukça önem taşımıştır. Bu nedenle; yönteme yeni bir yaklaşım getirilerek, alanda arazi formu gözetilerek ve gözetilmeden iki ayrı Bütünleşme Değeri Haritası hazırlanmıştır. Bu şekilde; alanda yoğun ya da seyrek kullanılan mekanlar saptanmış, kullanıcıların mekansal tercihleri ve hangi aksları güzergah olarak seçtikleriyle ilgili matematiksel verilere ulaşılmıştır. Burada temel alınan nokta ise; alanın morfolojik dokusu ile yaya hareket modeli arasında ilişki kurulması olmuştur.

Anket yöntemiyle ise; kullanıcıların algı, memnuniyet, beklenti ve istekleri belirlenmeye çalışılarak ve elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for the Social Science) programı yardımıyla yorumlanmıştır. Beyazıt Meydanı ve çevresinde yapılan anket çalışması, rastgele seçilen 100 katılımcı ile yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilmiş ve alan üzerindeki kullanımların mevsimsel farklılık göstermesi nedeniyle Ağustos 2008-Ocak 2009 tarihleri arasında yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar, MS Word ve Excel programı yardımıyla hazırlanan tablo ve grafiklerle değerlendirilmiştir. Sorular arasında ilişki bulunup bulunmadığı ise, Ki-kare Testi ile sorgulanmıştır.

Yöntemler sonucu Beyazıt Meydanı ve çevresi ile ilgili elde edilen veriler, birbiri ile karşılaştırılmış, her bir yöntemin eksik yönü diğer yöntemlerden elde edilen verilerle tamamlanmış, bu kapsamda yöntemlerin birbirleriyle tutarlılıklarının ve alan için uygunluklarının sınanması mümkün olmuştur. Uygulanan yöntemler, alanın daha detaylı anlaşılmasına ve alanla ilgili daha sağlıklı analiz edilmesine imkan sunmuştur. Çalışmada elde edilen tüm bilgiler birlikte değerlendirilerek, araştırma alanı ile ilgili sorunlar ve çözümler ortaya koyulmuş, planlama ve tasarım ile ilgili öneriler getirilmiştir.

Çalışma sonucunda; alanın tarihsel yapısı ve önemli değerleri göz önüne alınarak, yaya bölgesi standartlarına, planlama ve tasarım kriterlerine uygun bir şekilde yeniden yapılandırılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Alanda; mekansal kullanımları destekleyen, teşvik eden, ziyaretçilerin alanda her türlü aktivitede bulunabilmesini sağlayan ve alanın mekansal kimliğini vurgulayan yaya öncelikli planlama ve tasarımlara ihtiyaç vardır.

Tez çalışmasında, örnek alan olarak seçilen Beyazıt Meydanı ve çevresinde yapılan kullanım analizleri sonucunda üretilen çözümlerin, yapılacak planlama ve tasarım çalışmalarına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Çalışma kapsamında kullanılan yöntemlerin ve geliştirilen yaklaşımların, yaya bölgeleri ile ilgili yapılacak benzer araştırma konularına analitik bir temel oluşturacağına ve farklı araştırma konuları gündeme getirerek, ileride yapılacak bilimsel incelemelere ışık tutacağına inanılmaktadır. Ülkemizde yapılacak çalışmalarda, kentin sembolü haline gelen, kentsel mekanı iyileştiren, kentlinin tüm gereksinimlerine cevap veren yaya bölgelerinin planlanması ve tasarlanması, dünyada yapılmış örneklerle yarışır çağdaş kullanımları beraberinde getirecektir.


Yüklə 1,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   30




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin