2010 YÜksek lisans tez özetleri


Acı Çiğdem (Colchicum Umbrosum S. Ve Colchicum Baytopiorum C.D.) Ekstrelerinin Hela Hücreleri Üzerine Anti-Tümöral Etkilerinin Araştırılması



Yüklə 1,75 Mb.
səhifə4/30
tarix07.05.2018
ölçüsü1,75 Mb.
#50222
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   30

Acı Çiğdem (Colchicum Umbrosum S. Ve Colchicum Baytopiorum C.D.) Ekstrelerinin Hela Hücreleri Üzerine Anti-Tümöral Etkilerinin Araştırılması

Bu tez çalışmasında, Acı Çiğdem (Colchicum) bitkisinden hazırlanan ekstrelerin insan serviks karsinomu kökenli HeLa hücre soyu üzerindeki anti-tümöral etkisi incelendi. Bu bağlamda Bolu (Abant)’da yetişen Colchicum umbrosum Steven (S.) ve Antalya (Termessos)’da yetişen Colchicum baytopiorum C.D. Brickell (C.D.) bitkilerinin yumrularından elde edilen ekstrelerin 5 farklı konsantrasyonu (0.001, 0.05, 0.1, 0.5, 1 mg/ml) 24, 48 ve 72 saat süresince HeLa hücreleri üzerine uygulanarak 3-[4,5-dimetil-2-tiazolil]-2,5-difenil tetrazolyum bromid (MTT) yöntemi ile öncelikle sitotoksik aktiviteleri incelendi. Colchicum cinsine ait 2 farklı tür ekstresinin HeLa hücrelerinde meydana getirdikleri sitotoksisitenin uygulanan konsantrasyona bağlı olarak kontrole göre anlamlı olarak arttığı saptandı (p<0,05). Colchicum umbrosum S. bitkisine ait ekstrenin 0.001 mg/ml konsantrasyonunun kontrole göre anlamlı sitotoksik etkisi ise sadece 72 saatte ortaya çıktı (p<0,01). Ayrıca, 4′-6-Diamidino-2-fenilindol (DAPI) ile apoptotik indeks değerleri belirlenerek maksimum apoptotik indeks değerleri Colchicum baytopiorum C.D. ekstresinin 48 saat uygulanmasında saptandı.

Colchicum baytopiorum C.D. bitkisinden hazırlanan ekstrenin en etkili 0.1 mg/ml’lik konsantrasyonunun 48 saat uygulandığı deney grubunda apoptoza özgü morfolojik değişimler faz-kontrast, ışık ve floresan mikroskopta gösterildi.

Apoptozun moleküler düzeyde saptanması amacıyla bcl-2 gen ailesine üye bax, bak, bik, mcl-1, bfl-1, bcl-2, bcl-x genlerinin anlatım seviyeleri Revers Transkriptaz Polimeraz Zincir Reaksiyonu (RT-PCR) yöntemi ile araştırıldı. Ayrıca agaroz jel elektroforezi yöntemi kullanılarak apoptoza özgü DNA fragmentasyonu incelendi. Colchicum baytopiorum C.D. bitkisinden hazırlanan ekstrenin 0.1 mg/ml konsantrasyonunun HeLa hücrelerine 48 saat uygulandığı deney grubunda mcl-1 ve bcl-x genlerinin anlatımlarında kontrole göre artış olduğu, bax, bak, bik, bfl-1 genlerinin anlatımlarının yapıldığı, bcl-2 gen anlatımının ise yapılmadığı saptandı.

Sonuç olarak değerlendirilen parametreler doğrultusunda, her iki ekstrenin de farklı konsantrasyonlarının sitotoksik etkiye sahip oldukları ve HeLa hücrelerinin Colchicum bitkisinin baytopiorum türüne karşı daha duyarlı olduğu belirlendi. Bu etki ile beraber Colchicum baytopiorum C.D. bitki ekstresinin en etkin konsantrasyonunun 0.1 mg/ml olduğu ve apoptoza yol açarak HeLa hücrelerinde anti-tümöral etki gösterdiği ilk kez bu çalışma ile ortaya kondu.

  


Research of Anti-tumoral Effects of Autumn Crocus (Colchicum umbrosum S. and Colchicum baytopiorum C.D.) Extracts on HeLa Cells

This thesis presents a research on the anti-tumoral effect of the Autumn Crocus (Colchicum) extracts on HeLa cell line originated from human cervical carsinoma. The HeLa cells have been treated with extracts taken from corms of Colchicum umbrosum Steven (S.) of Bolu (Abant) and Colchicum baytopiorum C.D. Brickell (C.D.) of Antalya (Termessos). In this research, 5 different concentrations (0.001, 0.05, 0.1, 0.5, 1 mg/ml) have been used at 24, 48 and 72 hours. The 3-(4,5-Dimethylthiazol-2-yl)-2,5-diphenyltetrazolium bromide (MTT) method has been applied in order to observe the cytotoxic activities. Accordingly it has been determined that the cytotoxicity in HeLa cells, treated with the extracts from the two species of Colchicum plant is being increased in concentration compared to the control group (p<0,05). The meaningful cytotoxic effect of the 0.001 mg/ml concentration extracted from C.umbrosum S. have been occurred in only 72 hours, compared to the control group (p<0,01). Additionally, apoptotic index have been determined by 4′-6-Diamidino-2-phenylindole (DAPI) respectively. The maximum parameters of the apoptotic index have been detected in the application of the C.baytopiorum C.D. extract, in 48 hours.

The extract of C.baytopiorum C.D. has been treated with the most effective concentration of 0.1 mg/ml in the 48 hours experiment group. The morphological changes belong to the apoptosis have been shown through phase-contrast, light and the flouroscent microscopies.

In order to determine the apoptosis at the molecular level, the expression rates of the genes of the bax, bak, bik, mcl-1, bfl-1, bcl-2, bcl-x which are members of the bcl-2 gene family, have been searched through the Reverse Transcriptase Polymerase Chain Reaction (RT-PCR) method. In addition, the DNA fragmentation specific to apoptosis has also been examined using the agarose gel electrophoresis method. In the 48 hours experiment group of the HeLa cells that was treated with the 0.1 mg/ml concentration of the C.baytopiorum C.D. extract, an increasing have seen in expressions mcl-1 and bfl-1 genes compared to control group, there is some increase have been determined in the bax, bak, bik and bfl-1 genes expressions, on the other hand no expression observed in the bcl-2 genes.

Based on the evaluation of this parameters, different concentrations of the both extracts from the two Colchicum species have cytotoxic effects and it has been understood that HeLa cells are more sensitive to the species of C.baytopiorum. For the first time, this research proves that the most effective concentration of the C.baytopiorum C.D. extract is 0.1 mg/ml and it shows anti-tumoral effects by causing apoptosis.

SORLU Özlem

Danışman : Prof. Dr. Orhan KÜÇÜKER

Anabilim Dalı : Biyoloji

Programı : Botanik

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Orhan KÜÇÜKER

Prof. Dr. Muammer ÜNAL

Doç.Dr. Gül CEVAHİR ÖZ

Doç. Dr. Seçil ŞATIR

Yrd. Doç. Dr. Osman EROL



İstanbul Üniversitesi Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi’nin Egzotik Bitki Envanteri Ve Endüstriyel Biyotasarıma Katkıları

Bu çalışmada İstanbul Üniversitesi Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi’nin egzotik bitki envanteri ilk kez oluşturulmuştur. Çalışmayı iki bölüme ayırmak mümkündür. Birinci bölümde bitki envanteri oluşturulmuş, bitkilerin etnobotanik, ekonomik botanik gibi genel nitelikleriyle ilgili bilgilerin verildiği bölümler yer almıştır. Bitki envanteri ve bitkilerin genel özelliklerinden bahsedildikten sonra bitki taksonlarının dünyadaki yayılışları incelenmiştir.

Bitki taksonlarının kökenlerine dair bilgiler verilerek yaşam koşullarına dair bir fikir oluşturulması sağlanmıştır. Bunlara ek olarak bitki taksonları fotoğraflanmıştır. Bitki türlerinin doğal alanlarda yayılışına dair araştırmalar yapılmış, doğal alan ve sera ortam koşulları karşılaştırılmıştır. Bunlara ek olarak seralarda varolan bitki taksonlarına ait familyaların sistematik tanımları verilmiştir.

Çalışmanın diğer bölümü, egzotik bitki envanterinden elde edilen tasarım örneklerine ait çizimleri esas almaktadır. Bitkilerin tasarıma temel oluşturacak dış görünüşlerine ait ayrıntılar içeren fotoğraflar çekilmiş ve bu formlar endüstriyel biyotasarıma uyarlanmıştır.




Exotıc Plant Inventory Of Alfred Heılbronn Botanıcal Garden, Unıversıty Of Istanbul And Its Contrıbutıons To The Industrıal Bıodesıgn

In this study which has been composed firstly exotic plant inventory of Istanbul University Alfred Heilbronn botanical Garden. It is possible to separate this study to two parts. At the first part, it has been composed plant inventory, there have been located to given general qualitatives of information about plants such as ethnobotany, economic botany. After mentioned about inventory and general specialities of plants, it has been investigated distribution of plant taxa in worldwide.

It has been given information about plants origin, accommodated to form an idea about living condition. In addition to these it has been taken photos of plant taxa. It has been made research about plant species’habitat and compared environmental condition of habitat and greenhouse. Systematic definitions are given about families of plant taxa which has been obtained in greenhouses.

Another part of this study give an opinion of drawings for design examples of exotic plant inventory . It has been taked photos of the plants’phenotypic cretation details and these forms has been adapted to industrial biodesign.




TULUM Işıl

Danışman : Doç. Dr. Gül Cevahir ÖZ

Anabilim Dalı : Biyoloji

Programı : Botanik

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Muammer ÜNAL

Prof. Dr. Orhan KÜÇÜKER

Prof. Dr. Meral ÜNAL

Doç. Dr. Gül Cevahir ÖZ

Yrd. Doç. Dr.Mine Sarsağ GÜMÜŞ




Mercimekten (Lens Culinaris Medik.) ADP-Glukoz Pirofosforilaz Ve Nişasta Dallandırma Enzimleri Cdna’larının İzolasyonu

Bu tez çalışmasında nişasta biyosentezinde görev alan AGPaz enzimi büyük alt ünitesi (LS), küçük altünitesi (SS) ve nişasta dallandırma enzimleri cDNA’larının izolasyonu ve karakterizasyonu yapılmıştır. Aynı zamanda izole edilerek genetik dizileri belirlenen bu genlerin dokuya ve zamana bağlı anlatım profilleri de oluşturulmuştur. Mercimek, baklagiller (Leguminosae) familyasına ait bir bitki olup önemli oranlarda nişasta içermektedir. Türkiye ve gelişmekte olan ülkelerde önemli bir besin kaynağı olan mercimekte nişasta sentezinden sorumlu bu enzimleri kodlayan genler bilinmemektedir. Yapılan çalışma sonucunda tespit edilen yeni gen dizileri NCBI gen bankasında yerverilmiştir. Belirlenen bu gen dizileri bundan sonra bu bitki ile yapılacak olan çalışmalar için temel oluşturacaktır. Tez çalışmasının nihayi hedefi, nişasta sentezinde görev alan bu enzimleri kodlayan genlerin dizilerinin belirlenmesinin ardından ileriki çalışmalarda mercimekte nişasta sentez hızını artıracak çalışmalar yapmak ve bitki veriminin artırılmasını sağlamak olacaktır. Tezin amacı doğrultusunda iklim odalarında büyütülen mercimeklerden RNA izolasyonu ve cDNA sentezi yapılmış, bu cDNA’lardan Polimeraz Zincir Reaksiyonu sonucunda istediğimiz genlere ait parçalar elde edilmiştir. Bu parçalara DNA dizi analizi yapılarak değerlendirilmesi sonucu enzimleri kodlayan genlerin tam dizisi elde edilmiştir. Sonuç olarak izole edilen genlere NCBI gen bankasında, ADP-Glikoz pirofosforilaz büyük altünitesi L1 izoformu ulaşım kodu: GQ861440; ADP-Glikoz pirofosforilaz küçük altünitesi S1 izoformu ulaşım kodu: GQ919066 ile ulaşılabilmektedir. Genetik dizileri bu tez çalışmasında belirlenen bu genler ve izoformlarının kök, gövde, yaprak ve tohumda ifade düzeylerinin farklı olduğu tespit edilmiş olup, aynı dokuya ait örneklerde zamana bağlı bir anlatım düzeyinde farklılık da gözlemlenmiştir.



Isolation Of ADP-Glucose Pyrophosphorylase And Starc Branching Enzyme Cdnas From Lentil (Lens Culinaris Medik.)

Lentil (Lens culinaris Medik.) is one of the most important members of Leguminosae family with high starch content. Starch biosynthesis occurs by the participation of three main enzymes; ADP-Glucose Pyrophosphorylase (AGPase), Starch Synthase (SS) and Starch Branching Enzyme (SBE). ADP-Glucose pyrophosphorylase catalyses the first commited step of starch biosynthesis in higher plants. Although lentil is an important nutritional source for Turkey and many developing countries, the genes encode for these enzymes haven’t been isolated yet. The ultimate aim is to enhance starch synthesis rate,hence, the yeild of the plant. For this purpose, RNA isolation and cDNA synthesis has performed from the lentil grown in the climate chambers and the fragments of the genes of interest has amplified by Polymerase Chain Reaction (PCR) using these cDNAs. After DNA sequencing we have determined the full lenght of these genes which will be reference for future studies. In this thesis, we have isolated and characterized the cDNAs of AGPase large subunit (LS), AGPase small subunit (SS) and starch branching enzyme (SBE). After the isolation of these genes the time depended and tissue spesific expression profiles have been determined. The expression profiles of these genes and isoforms which were determined in this thesis are observed to be different in various tissues like root, stem, leaf and seed. Also in the same tissue sample a time dependent expression difference has been detected.After the studies the isolated gene sequences were submitted to NCBI genebank. These sequences will be a basic reference for future studies about this plant. The genebank ID numbers are LS-L1: GQ861440, SS-S1: GQ919066.



SEVİNÇ Duygu

Danışman : Yard. Doç. Dr. Serap SAĞLAM ÇAĞ

II. Danışman : Doç. Dr. Ahu ALTINKUT UNCUOĞLU

Anabilim Dalı : Biyoloji

Programı : Botanik

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Yard. Doç.Dr. Serap SAĞLAM ÇAĞ

Prof.Dr. Muammer ÜNAL

Prof.Dr. Orhan KÜÇÜKER

Doç.Dr. Gül CEVAHİR ÖZ

Yard. Doç. Dr. Yıldız AYDIN


Sarı Pas Hastalığına Dayanıklı Ve Duyarlı Buğday (Triticum Aestivum L.) Çeşitlerinin Moleküler Markırlar İle İncelenmesi

Buğday (Triticum aestivum L.) üretimini ve verimini tehdit eden Puccinia striiformis f. sp. tritici’nin neden olduğu sarı pas hastalığı %80’lere varan ürün kaybına ve tanede kalitenin düşmesine neden olmaktadır. Ülkemizde çok sayıda tarımsal araştırma enstitüsü, üniversite ve diğer kuruluşlarda buğdayda ıslah çalışmaları yapılmaktadır. Islah amaçlarından biri de hastalıklara dayanıklılıktır.



Bu tez çalışmasında buğdayda sarı pas hastalığı dayanıklılığı ile genetik olarak bağlantı gösteren moleküler markırların bulunması amacıyla polimeraz zincir reaksiyonuna dayalı 3 farklı tipte moleküler markır tekniği kullanılmıştır. Çalışmada sarı pas hastalığına dayanıklı ekmeklik buğday çeşitlerinden PI178383, İzgi2001, Sönmez2001 ve duyarlı ekmeklik buğday çeşitlerinden Harmankaya99, ES14 ve Aytın98 materyal olarak kullanılmıştır. Ayrıca PI178383 x Harmankaya99, İzgi2001 x ES14 ve Sönmez2001 x Aytın98 kombinasyonları oluşturularak fide ve ergin döneme ait F2 populasyonları elde edilmiştir. 65 SSR (Simple Sequence Repeat- Basit Dizi Tekrarı- Mikrosatellit), 8 ISSR (Inter Simple Sequence Repeat- Basit Dizi Tekrarları Arası Bölgeler) ve 18 SRAP (Sequence-Related Amplified Polymorphism- Dizi İlişkili Çoğaltım Polimorfizmi) primeri kullanılarak analizler gerçekleştirilmiştir. SSR markırlarının 37 tanesi, ISSR markırlarının 7 tanesi, SRAP markırlarının 15 tanesi farklı kombinasyonlarda polimorfik olup en yüksek oranda polimorfizm Sönmez2001 x Aytın98 kombinasyonunda gözlenmiştir. Anaçlar arasında polimorfizm gösteren SSR, ISSR ve SRAP markırları Bulk Segregasyon Analizlerinde (BSA) kullanılmışlardır. SSR ve ISSR markırları kullanılarak gerçekleştirilen Bulk Segregasyon Analizleri sonucunda sarı pas hastalığı dayanıklılık kaynağı ile genetik bağlantı gösteren bir DNA markırı elde edilmemiştir. SRAP markırları kullanılarak gerçekleştirilen Bulk Segregasyon Analizleri sonucunda ise Sönmez2001 x Aytın98 kombinasyonunda markır olma potansiyeli taşıyan bir bant yapısı elde edilmiştir. Bu bağlamda, Sönmez2001 ve Sönmez2001 x Aytın98 fide dönemi dayanıklı F2 DNA karışımında yaklaşık 290 bç büyüklüğünde ortak bir bant yapısı gözlenmiştir. Bu bant yapısı Aytın98 ve Sönmez2001 x Aytın98 fide dönemi duyarlı F2 DNA karışımında gözlenmemiştir. Ancak fide dönemine ait dayanıklı F2 DNA karışımlarını oluşturan F2 bireyleri incelendiğinde ise beklenen 290 bç’lik bant yeterli sayıda F2 bireyinde gözlenmediğinden DNA markırı elde edilememiştir. SSR, ISSR ve SRAP analizlerinden elde edilen sonuçlar sarı pas hastalığına dayanıklı ve duyarlı çeşitler arasında genetik uzaklıkların belirlenmesi amacıyla kullanılmıştır. Bu amaçla, anaçlar arasında polimorfizm gösteren markırlar kullanılarak, “PopGene32 Version 1.31” ve “TreeView” bilgisayar programlarından yararlanılarak çeşitler arasındaki genetik benzerlik ve uzaklığı ifade eden dendogramlar oluşturuldu. Sonuç olarak SSR markırlar kullanılarak gerçekleştirilen analizlerde birbirine en yakın çeşitler Harmankaya99 ve PI178383 (0.2552); en uzak çeşitler ise Aytın98 ve Sönmez2001 (0.4285) olarak belirlenmiştir. SRAP markırlar kullanılarak gerçekleştirilen analizlerde ise Aytın98 ve Sönmez2001 birbirine en yakın çeşitler (0.1942); Aytın98 ve Harmankaya99 da birbirine en uzak çeşitler (0.3631) olarak belirlenmiştir. ISSR markırlar kullanılarak gerçekleştirilen analizlerde de SRAP markırlarda gözlendiği gibi birbirine en uzak çeşitler Aytın98 ve Harmankaya99 (0.3443) olarak belirlenmiştir; en yakın çeşitlerin ise Sönmez2001 ve Harmankaya99 (0.1349) şeklinde olduğu gözlenmiştir.

Investıgatıons Of Tolerant And Susceptıble Wheat (Triticum Aestivum L.) Cultıvars For Yellow Rust Dısease Wıth Molecular Markers

Yellow rust disease which threatens wheat (Triticum aestivum L.) production and efficiency, caused by Puccinia striiformis f. sp. tritici is causing the loss of up to 80% of the yield and loss of quality in a grain. In our country breeding studies on wheat have been contiuning in many agricultural research institutes, universities and other institutions. One of the purposes of breeding is resistance to diseases.



In this thesis, three different types of molecular marker techniques based on polymerase chain reaction were used in order to identify molecular markers which have genetically linkage to yellow rust disease resistance in wheat. In the study, resistance wheat cultivars PI178383, İzgi2001, Sönmez2001 and susceptible wheat cultivars Harmankaya99, ES14 ve Aytın98 parents were used as material. Also PI178383 x Harmankaya99, İzgi2001 x ES14 and Sönmez2001 x Aytın98 combinations were constructed and F2 populations belong to seedling and adult plant stage were obtained. Analyses were performed by using 65 SSR (Simple Sequence Repeat-Microsatellite), 8 ISSR (Inter Simple Sequence Repeat) and 18 SRAP (Sequence-Related Amplified Polymorphism) primers. 37 SSR markers, 7 ISSR markers, 15 SRAP markers resulted polymorphic patternes in different combinations and the highest ratio of polymorphism observed in Sönmez2001 x Aytın98 combination. SSR, ISSR and SRAP markers which show polymorphism between the parents were used for Bulk Segregation Analyses (BSA). The result of Bulk Segregation Analyses (BSA) performed by using SSR and ISSR markers, it did not obtain a DNA marker that has genetically linkage to yellow rust disease resistance source. Also, the result of Bulk Segregation Analyses (BSA) performed by using SRAP markers in Sönmez2001 x Aytın98 combination, a band form that has potential for being marker was obtained. In this respect, a common band form approximately 290 bp was obtained at Sönmez2001 and resistant F2 DNA bulk derived from Sönmez2001 x Aytın98 at seedling stage. This band form was not obtained at Aytın98 and susceptible F2 DNA bulk of Sönmez2001 x Aytın98 at seedling stage. But when F2 individuals composed of resistant F2 DNA bulk were also screened it did not observe the 290 bp band in expected number of F2 individuals, for this reason it could not obtain a DNA marker. The results obtained from SSR, ISSR and SRAP analyses were used to identify genetic distances between resistant and susceptible cultivars for yellow rust disease resistance. For this purpose, dendrograms representing genetic similarity and distance between cultivars were constructed with the help of “PopGene32 Version 1.31” and “TreeView” softwares by using polymorphic markers between cultivars. As a result, it was determined that the closest to each other from the yellow rust cultivars are Harmankaya99 and PI178383 (0.2552) and the most distant to each other were Aytın98 and Sönmez2001 (0.4285) in the analyses performed by using SSR markers. In the analyses performed by using SRAP markers, it was also determined that Aytın98 and Sönmez2001 were the closest (0.1942) cultivars whereas Aytın98 and Harmankaya99 were the most distant (0.3631) cultivars. In the analyses performed by using ISSR markers, Aytın98 and Harmankaya99 were determined that the most distant (0.3443) cultivars as obtained in analyses performed by using SRAP markers; Sönmez2001 and Harmankaya99 were the closest (0.1349) cultivars.

BAKACAK Aysun

Danışman : Prof. Dr. Orhan KÜÇÜKER

Anabilim Dalı : Biyoloji

Programı : Botanik

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Orhan KÜÇÜKER

Prof. Dr. Muammer ÜNAL

Prof. Dr. Ali ÇIRPICI

Doç. Dr. Gül CEVAHİR-ÖZ

Yard. Doç. Dr. Osman EROL



İstanbul Üniversitesi, Alfred Heılbronn Botanik Bahçesinin Su Bitkileri Üzerinde Sistematik Araştırmalar

İstanbul Üniversitesi Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi’nde, eğitim-öğretim hizmetine başlamasından günümüze, öncelikli olarak yurtiçinden ve yurtdışından tohumlar ve canlı bitkiler kayıt altına alınmaktadır.

İstanbul Üniversitesi Botanik Bahçesi'nde, önceleri envanter çalışmaları tüm bitkiler için yapılmış, fakat daha sonraki çalışmalar yalnızca tohum kataloğu olarak devam ettirilmiştir.

Bahçenin, canlı su ve sulak alan bitkileri koleksiyonunun düzenli bir envanteri yoktur. Bu nedenle, yüksek lisans tezi kapsamında bahçenin dış ortam parselleri arasına yerleştirilmiş ve çoğunluğu seralarda bulunan yapay sulak alanlardaki, havuzlardaki ve her mevsim nemli bırakılan bazı alanlardaki mevcut su ve sulak alan bitkileri incelenmiştir.

Türkiye’nin su ve sulak alan bitkileri çeşitliliği bakımından en önemli sulak alanlarından birisi olan Trakya Bölgesi'ndeki göllerden Eğrelti ve Tohumlu Bitki familyalarından örnekler toplanmıştır. Bitkiler botanik bahçesindeki bir kısmı yeniden düzenlenecek olan ortamlarında kültüre alınmıştır.

Bu yüksek lisans tezinde amaç, Alfred Heilbronn botanik bahçesinin takson varlığını zenginleştirmek, havuzlarda ve nemli alanlardaki eğreltilerden ve tohumlu bitkilerden bazı familyalara ait su ve sulak alan bitkilerinin envanter çalışmasını yapmaktır. Ayrıca ISTF Herbaryumu’ndaki su ve sulak alan bitkilerine ait ayrıntılı bir sistematik envanteri de ortaya koymaktır.

  

 

The Systematıcal Studıes On The Aquatıc Plants Of Alfred Heılbronn Botanıcal Garden, Istanbul Unıversıty


Istanbul University Alfred Heilbronn Botanic Garden, from starting education-teaching attendence until today, as priority seeds, which have been sent from inland and abroad, alive plants have been chained.

Istanbul University Alfred Heilbronn Botanical Garden, previously inventory studies had been fulfilled for all plants. But later studies have been continued just as seed catalogue.

There is not a regular inventory for alive aquatic and wetland plant collection of garden. Because of this, within master thesis, existent aquatic and wetland plants were examined in artificial wetlands which is placed among the outside parcels of garden and mostly located in greenhouses, pools and the some regions that are kept moist in every season.

The samples from fern (Pteridophyta) and flowering plants (Spermatophyta) families were collected from lakes in Thrace region which is one of the most important wetlands on account of enriching aquatic and wetland plants of Turkey. When the transmission processes complete under the optimum conditions, plants were taken to cultivation to their reordered enviroment in botanic garden.

The aim is to enrich of the taxon existence of Alfred Heilbronn Botanic Garden and fulfill inventory studies of aquatic and wetland plants which belong to some families from Pteridophyta and Spermatophyta in the pools and in the wetland, in this master thesis. In addition, a detailed systematic inventory, which belongs to aquatic and wetland plants in ISTF Herbarium, is revealed.

BALTA Handan

Danışman : Yard. Doç. Dr. Mine SARSAĞ GÜMÜŞ

Anabilim Dalı : Biyoloji

Programı : Botanik

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Yard. Doç. Dr. Mine SARSAĞ GÜMÜŞ

Prof. Dr. Muammer ÜNAL

Doç. Dr. Gül CEVAHİR ÖZ

Yard. Doç. Dr. Erdal ÜZEN

Yard. Doç. Dr. Yıldız AYDIN




Yüklə 1,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   30




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin