2010 YÜksek lisans tez özetleri



Yüklə 1,75 Mb.
səhifə8/30
tarix07.05.2018
ölçüsü1,75 Mb.
#50222
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   30

CİHAN Cengiz
Danışman : Prof. Dr. Ünal AKKEMİK

Anabilim Dalı : Orman Mühendisliği

Programı : Orman Botaniği

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Ünal AKKEMİK

Prof. Dr. Asuman EFE

Yrd. Dr. Dilek DOĞU

Yrd. Doç. Dr. Nesibe KÖSE

Yrd. Doç. Dr. Barboros YAMAN


Akdeniz ve Karadeniz Bölgelerinde Doğal Olarak Yetişen Bazı Maki Elemanlarının Ekolojik Odun Anatomileri

Bu çalışma; Akdeniz ve Karadeniz Bölgelerinde doğal olarak yetişen 5 maki elemanının odunları incelenerek, farklı ekolojik koşullar altında, odunların anatomik özelliklerinde meydana gelen farklılıkları ortaya çıkarmak ve bu farklılıkların bölgesel olarak karşılaştırılmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda, Arbutus andrachne L., Laurus nobilis L., Myrtus communis L., Spartium junceum L., Phillyrea latifolia L., türlerinin her iki bölgedeki örneklerinden 3’er adet olmak üzere toplam 30 örnek üzerinde çalışılmıştır.

İncelenen türlerin ekolojik odun anatomisi kapsamında vulnerabilite, mezomorfi ve kseromorfi oranlarının hesaplanması için ilkbahar ve yaz odunu trahelerinin teğet ve radyal çapları, 1 mm2’ deki trahe sayıları, trahe hücre uzunlukları ölçülmüştür. 4500 adet ölçüm ve 1500 adet sayım yapılmıştır.

Hesaplanan mezomorfi ve kseromorfi bölgesel olarak karşılaştırılmıştır. Mezomorfi oranı L. nobilis Akdeniz örneğinde 103 iken, Karadeniz örneğinde 255 olarak hesaplanmış olup, xserofit/mezofit sınırı olan 75 değerinin üzerinde bulunmuştur. Diğer türlerde ise bu değer 75 sınır değerinin altında çıkmıştır. Bu oran L. nobilis dışındaki türlerin kserofit karakter taşıdıklarını göstermektedir. Bölgesel karşılaştırma yapıldığında ise tür içi mezomorfi değerleri Karadeniz Bölgesi örneklerinde daha yüksek çıkmıştır. Bu sonuç da, Karadeniz Bölgesi’nindeki maki yetişme ortamlarının, Akdeniz Bölgesi’ne oranla daha az kurakçıl olduğunu ortaya koymaktadır.

Akdeniz Bölgesindeki türlerde 1 mm2’deki trahe sayısının fazla, trahe hücre çaplarının dar olduğu görülürken, Karadeniz Bölgesi’nde tam tersi bir durum söz konusudur. Her iki bölgeden alınan örneklerin trahe uzunlukları karşılaştırıldığında Karadeniz Bölgesi’ndeki türlerin trahe hücreleri daha uzun olduğu saptanmıştır. Bu değerler, Akdeniz Bölgesi’nde su iletimin emniyete alınması için, bitkilerin önlemler geliştirdiğini ortaya koymuştur.


Ecological Wood Anatomy of Some Macchia Elements Naturally Grow in the Mediterranean and Black Sea Regions

This study was carried out to reveal the anatomical differences of the woods form under different ecological conditions, studying wood characteristics of 5 different macchia elements naturaly grow in the Mediterranean and Black Sea Regions. In this contex, three wood specimens per species, Arbutus andrachne L., Laurus nobilis L., Myrtus communis L., Spartium junceum L., Phillyrea latifolia L., in each region were taken. Totally 30 wood specimens were collected.

To calculate vulnerability, mezomorphy and xeromorphy ratios, tangential and radial diameters of vessels in spring and summer woods and vessel element lenghts were measured and vessel number per square milimeter were counted. During this process, total 4500 measurements and 1500 countly were performed.

Regional comparison revealed that mesomorphy ratio higher in the woods of Black Sea Region than the woods of the Mediterranean Region. Based on this result we can conclude that the ecological conditions for these five species were more xerophyt in the Mediterranean Region than the Black Sea Region.

While vessel number per sguare milimeter was higher, and vessel diameter was lower in the Mediterranean Region, these values were opposite in Black Sea Region. Vessel element lenghts were also shorter in the Mediterranean Region. All these values showed that the macchia elements studied on wood features adapted to xeric conditions in the Mediterranean region to keep safety in vascular conduction.

KAYA Ahmet
Danışman : Prof. Dr. Erdal SELMİ

Anabilim Dalı : Orman Mühendisliği

Programı : Orman Entomoloji ve Koruma

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Erdal SELMİ

Prof. Dr. Tamer ÖYMEN

Prof. Dr. Adnan UZUN

Doç. Dr. Ender MAKİNECİ

Yrd. Dr. Ahmet HAKYEMEZ

Orhaneli Orman İşletme Müdürlüğü Alanlarındaki Maden Ocaklarının Orman Koruma Yönünden İncelenmesi
Önemli doğal kaynaklarımız olan madenler ve ormanlar geçmişte olduğu gibi, gelecekte de önemini koruyacaklardır. Ülkemizin önemli yeraltı kaynaklarından olan madenler yeryüzüne çıkartılıp ekonomiye kazandırılırken, yine çok önemli doğal kaynağımız olan ormanlara verilen zararlar çok büyüktür. Ülkemizin en önemli maden yataklarının yer aldığı bölgelerden biri de Orhaneli Orman İşletme Müdürlüğü ormanlık alanlarının sınırları içinde kalmaktadır. Başta krom olmak üzere, linyit, mermer, manyezit, kalsedon, nikel, nefelinli siyanit ve kalsit madeni çıkarılmaktadır.

Bu çalışmada, Orhaneli Orman İşletme Müdürlüğü ormanlık alanlarında geçmişte yapılan ve halen devam eden madencilik çalışmaları orman koruma yönünden araştırılmıştır. Alanda yapılan madencilik çalışmalarının tamamına yakınında açık işletme metodunun kullanıldığı belirlenmiştir. Ormanların kurulmasının vazgeçilmez unsuru olan orman toprağının açık işletme metodu ile yok edildiği ve bu durumunda madencilik çalışmaları sonrası yeniden orman oluşumunu imkansız hale getirdiği tespit edilmiştir. Madencilik çalışmaları ile ilgili ülkemizdeki yasal mevzuat incelenmiştir, Yasal mevzuatta madencilik sektörü lehine sık sık yapılan değişikliklerin sürdürülebilir doğal kaynaklarımızdan olan ormanların geleceğini tehdit ettiği görülmüştür.

Orhaneli Orman İşletme Müdürlüğünde 65684,3 ha prodüktif ve 41569,2 ha bozuk koru olmak üzere 107253,5 ha ormanlık alan bulunmaktadır. İşletme ormanlarında orman koruma faaliyetleri 5 adet Orman İşletme Şefliği bünyesinde bulunan 8 adet koruma ekibi tarafından yürütülmektedir. 8 adet koruma ekibinden Büyükorhan, Harmancık, Kınık ve Göynükbelen koruma ekiplerinin sorumlu oldukları ormanlık alanların yönetmelikte belirlenen alandan fazla olduğu belirlenmiştir.Orhaneli Orman İşletme Müdürlüğü ormanlarının korunmasında görevli koruma ekiplerinde en az 24 adet Orman Muhafaza Memuru bulunması gerekirken bu sayının 14 adet olduğu tespit edilmiştir.Ayrıca, asli görevleri ormanları korumak olan Orman Muhafaza memurlarının orman koruma faaliyetleri dışındaki diğer ormancılık çalışmalarında da çalıştırıldığı, bu durumun da madencilik çalışmalarının orman koruma yönünden yeterince kontrol edilememesine yol açtığı belirlenmiştir..

Orhaneli Orman İşletme Müdürlüğü ormanlık alanlarında geçmiş dönemde açık işletme metodu ile çalışılan ve orman idaresine teslim edilen 35 adet maden ocağının tamamında üzerindeki orman toprağının yok edildiği görülmüştür. Harmancık Orman İşletme Şefliğinde 1 adet eski ocağın içinin su ile dolması sonucu, Orman İdaresi tarafından etrafının tel örgü ile çevrilerek orman yangınlarında helikopter ve arazözlerin su ikmalinde kullanılmak üzere yangın göleti olarak değerlendirildiği belirlenmiştir. Yaban hayatını korumak için açık ocak olarak işletilmiş ve rehabilite edilmemiş maden sahalarında çevre emniyeti mutlak suretle alınması, etrafı tel örgüyle çevrilmesi gerekirken bu konuda madenci tarafından çalışma yapılmadığı ve orman idaresinin de bu alanları teslim aldığı belirlenmiştir. Bu durumun yaban hayatı yanında, insan hayatı için de tehlike teşkil etmesi nedeniyle, mutlaka önlemlerin alınması gerekir.

Orhaneli Orman İşletme Müdürlüğü ormanlık alanlarında geçmiş dönemde 295 512 m2’ lik alanda pasa döküm alanı olarak orman izni verilmiş ve madencilik faaliyetlerinin bitmesi ile orman idaresi tarafından geri teslim alındığı belirlenmiştir. Bu alanlar içersinde sadece Karıncalı Orman İşletme Şefliğinde Türkiye Kömür İşletmeleri(TKİ)’ ne ait ve 1996 yılında TKİ tarafından ağaçlandırmaya hazır hale getirilip teslim edilen 20 700 m2 ve 120 000 m2’ lik pasa döküm alanları, orman idaresi tarafından 1997 yılında, Yalancı Akasya (Robinia pseudoacaccia), Kızılçam (Pinus brutia) fidanları kullanılarak ağaçlandırıldığı tespit edilmiştir. Orman idaresi tarafından madencilerden teslim alınan pasa döküm alanlarının %47 sinde geri kazanım söz konusu olup %53’ ünde herhangi bir çalışma yapılmadığı belirlenmiştir.

Araştırma alanında madencilik çalışmalarında kullanılan tesis ve altyapı tesislerinin kalıntılarının bulunduğu, bu durumun da yeniden orman oluşumunu engellediği belirlenmiştir. Ormanlık alanlarda kurulan tesislerden çıkan maden yıkama sularının orman içi suları kirlettiği ve bu suların sulama ve içme amaçlı kullanılan Çınarcık Barajı’ na aktığı tespit edilmiştir.

Sonuç olarak, Orhaneli Orman İşletme Müdürlüğü ormanlık alanlarında madencilik faaliyetleri sonucu ormanların azaldığı, çalışmalardan etkilendiği ve bu konu da yapılanların yetersiz kaldığı belirlenmiştir.Yasal mevzuatta sık sık madenci lehine düzenlenmelerin yapılması, Orman İdaresi’ nin maden yataklarının yoğun olduğu ormanlık alanlardaki personelinin yetersizliği, ülke ormanlarının geleceğini tehdit etmekte olup, gerekli önlemler alınmadığı takdirde gelecekte sorunun daha da büyüyeceği görülmektedir.

A Study on Orhaneli Forest District Mining Areas in View of Forest Protection
Both forests and mines are important natural sources and they will keep their importance future as much as in past. During the operation of opencast mining to gain economic profits, drastic damages occurs on forests which are an important natural sources in Turkey. An important mine area of Turkey locate on the vicinity of Orhaneli Forestry Directorate. The mine kinds are; particularly chromium and also, lignite, sepiolite, kalsedon, nickel, syenite with nepheline and calcite.

In this study, past and current mining applications on forest areas of Orhaneli Forestry Directorate were investigated regarding as forest protection. It was determined that opencast mining method was used on almost mining operations in the area. Opencast mining degraded the forest soil which is the most valuable element for establishment of forest, thus, impossibility of reforestation was ascertained. Legal laws on mine operations in Turkey were also evaluated. It was estimated that frequent changes of legal laws on benefits of mining sector threaten the future of forests among sustainable natural sources.

Orhaneli Forestry Directorate has 656 843 hectares productive, 41 569.2 hectares degraded and 107 253.5 hectares in total forest area. Forest protection activities in the forests are performed by 8 authorized protection team under 5 Regional Forest Administration. It was estimated that forest areas under responsibility of Buyukorhan, Harmancik, Kınık ve Goynukbelen protection teams more than legal size indicated in regulation. Despite these protection teams in duty to protect forest area of Orhaneli Forestry Directorate have at least 24 forest rangers, it was observed that the number of forest rangers is 14. Also, forest rangers whose main duty is to forest protection labor on other works except the protection, this status led to insufficient control of mining operations in regarding forest protection.

Forest soil was extremely destroyed on whole abandoned 35 mine area which were operated by opencast mining method in past on forest areas of Orhaneli Forestry Directorate, and then, consigned to forestry directorate. Due to one old mine excavation area filled up water in Harmancık Forestry Regional Directorate, it was fenced with wire and used as artificial lake to give water service for helicopters and mobile fire-fighting vehicles. Forestry Directorate accepted the abandoned mine sites without fulfilled obligations of old mine owner such as, wire fencing and definite environment protection measurements on excavated and degraded opencast mine sites to protect wildlife. Due this give to increase the dangerous risks for human beings and wildlife, it is necessary to take precautions.

It was reported that 295 512 hectares area separated as spoil area with permission of Orhaneli Forestry Directorate in past, and then, this area retrieved by forestry directorate after ending of mining operations. Among these retrieved spoil areas, only one belongs to Turkish Coal Enterprises in forest area of Karıncalı Forestry Regional Directorate was planted with black locust (Robinia pseudoacacia) and Callabrian pine (Pinus brutia) on the 20 700 m2 and 120 000 m2. 47 % of whole retrieved spoil areas subject to rehabilitation and there were no any rehabilitative applications 53 % in the area.

The existence of the ruins of mining facilities and infrastructures prevents reforestation on spoils. Waste waters sourced from washing mine materials pollutes the freshwater sources in forest, and polluted waters flows to Çınarcık Dam which is the irrigation and drinking water source of the region.

In conclusion, it was determined that mining activities negatively affect forest areas of Orhaneli Forestry Directorate, cause to decrease of forest land, and insufficient rehabilitation applications are exist. Frequent changes of legal regulation on benefits of mining sector, incapable forestry staff duty in forest areas which have intense mining activities threat sustainability of native forests, and the problem can increase if insufficient measures occur.

ACER Sabiha

Danışman : Yrd. Doç. Dr. Ali KÜÇÜKOSMANOĞLU

Anabilim Dalı : Orman Mühendisliği

Programı : Orman Entomolojisi ve Koruma

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Yrd. Doç. Dr. Ali KÜÇÜKOSMANOĞLU

Prof. Dr. Erdal SELMİ

Prof. Dr. Tamer ÖYMEN

Prof. Dr. Nuray ÖZER

Yrd. Doç. Dr. Meriç KUMBAŞLI



İstanbul-Belgrad Ormanı’nda Odunsu Bitkilerde Tespit Edilen Parazit Funguslar

Bu araştırma, Mart 2008-Kasım 2009 tarihleri arasında İstanbul-Belgrad Ormanı’nda bulunan odunsu bitkiler üzerindeki parazit fungusları belirlemek amacıyla yapılmıştır. Vejetasyon dönemlerinde yapılan arazi ve laboratuvar çalışmaları ile toplam 198 adet konukçu örneğinin 53’ünün funguslar tarafından enfekte edildiği tespit edilmiştir. Bu örnekler üzerinde yapılan incelemeler sonucu toplam 44 tür belirlenmiştir. Teşhis edilen türlerin 14’ü Ascomycota, 30’u ise Basidiomycota şubelerine dahildir.

Yüksek Lisans çalışması sonucunda 19 parazit fungus türü İstanbul-Belgrad Ormanı’nda ilk kez tespit edilmiştir. Bunlardan 3 tür; Apiognomonia errabunda (Roberge ex Desm.) Höhn., Venturia crataegi Aderh. ve Venturia saliciperda Nüesch ülkemiz mikoflorası için yeni kayıttır.

The Parasıtıc Fungı Of Woody Plants In Istanbul-Belgrad Forest

This study has been conducted between March 2008 and December 2009 to determine the parasitic fungi distributed on the woody plants of Istanbul-Belgrad Forest. During the field study which has been executed through the vegetation period of the year, 53 out of 198 host plants were determined to be enfected by fungi species. As a result of the laboratory investigations these samples, 44 fungi species were identified of which 14 of them belong to Ascomycota and 30 of them belong to Basidiomycota.

19 parasitic fungi are recorded for the first time in Istanbul-Belgrad Forest by this Msc Thesis. Three of these; Apiognomonia errabunda (Roberge ex Desm.) Höhn., Venturia crataegi Aderh. and Venturia saliciperda Nüesch are the new records for the mycoflora of Turkey.

BARUT Önder
Danışman : Prof. Dr. Süleyman ÖZHAN

Anabilim Dalı : Orman Mühendisliği

Programı : Havza Yönetimi

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof. Dr. Süleyman ÖZHAN

Prof. Dr. Ahmet HIZAL

Prof. Dr. Kamil ŞENGÖNÜL

Prof. Dr. Hakan ALTINÇEKİÇ

Doç. Dr. Ferhat GÖKBULAK
Artvin Şavşat Yöresinde Su Erozyonu Çeşitleri-Toprak Tekstürü İlişkisi

Su erozyonu dünyada meydana gelen erozyon çeşitlerinin en şiddetli olanlarındandır. Su erozyonunun sonucunda sel ve taşkın, gıda yetersizliği, su kalitesinde bozulma gibi birçok sorun görülebilir. Bu çalışmada amaç, arazide suyun neden olduğu farklı görünümdeki toprak erozyonu tiplerinin, toprak tekstüründe nasıl bir değişim yarattığını ortaya koymaktır. Bu konu erozyonla mücadelede büyük bir öneme sahiptir. Çünkü erozyonu önlemek için alınacak önlemlerde erozyon çeşidine bağlı olarak toprak tekstürü bir değişim gösterecek olursa erozyonu önleyici önlemlerde buna bağlı olarak değişecektir. Başka bir ifade ile erozyona karşı alınacak önlemler belirlenirken, her ana materyale ilişkin toprakların özellikleri ve erozyon eğilimleri ortaya konularak, farklı erozyon önleme projelerinin yapılması gerekmektedir. Araştırmanın amacını gerçekleştirmek üzere örnekleme yapmak için kumtaşı ve marn ana kayasından gelişen topraklar üzerinde erozyona uğramış ve erozyona uğramamış alanlarda parseller seçilmiştir. Bu parsellerden toprak örnekleri alınmış, çizgi ve oyuntu erozyonu kesit alanları ölçülmüştür.

Araştırma sonuçlarına göre kumtaşı ana kayasından gelişen toprakların, marn ana kayasından gelişen topraklara göre su erozyonuna karşı gösterdikleri davranışların farklı olduğu ortaya konmuştur. Dolayısıyla erozyon kontrol projelendirilmesinde söz konusu iki ana kayadan gelişen topraklar için alınacak önlemlerin farklı olması gerekmektedir.
Relationship Between Water Erosion Types And Soil Texture in the Vicinity of Artvin Savsat

Water erosion is one of the most violent types of erosions that takes place on Earth. It can bring out some serious problems such as flooding, shortage of food, deterioration in the quality of water. The aim of this study was to explore how various types of erosion caused by water lead up to a change in the texture of soil. This subject has a great importance in combating with erosion. If the measures that are to be taken in order to prevent erosion change according to soil texture, the measures should be changed accordingly. In other words while determining the measures to be taken for the prevention of erosion various projects have to be developed in order to combat with erosion by studying the erosion inclinations and soil features regarding each main material. In order to carry out the study the plots in the study area where has been eroded and has not been eroded in the soil formed on Sandstone and marn parent materials main rock. The soil samples were taken from these plots. Depth, width and cross sections of the gullies were measured.

Results showed that the soils derived from sandstone have different behaviors in term of water erosion when compared with those derived from Marn. For that reason, soil conservation measures should be different for these two type of soils.

UYGUR Betül
Danışman : Doç. Dr. Yusuf SERENGİL

Anabilim Dalı : Orman Mühendisliği

Programı : Havza Yönetimi

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Doç. Dr. Yusuf SERENGİL

Prof. Dr. Süleyman ÖZHAN

Prof. Dr. Kamil ŞENGÖNÜL

Prof. Dr. Hakan ALTINÇEKİÇ

Doç. Dr. Ferhat GÖKBULAK

Ortadere Araştırma Havzalarının Mike-She Hidroloji Yazılımı ile Modellenmesi

Hidrometeorolojik veriler yardımıyla akış tahmini yapılması, havzaların yağış-akış ilişkisinin ortaya konulması yanında su kaynaklarının planlanması ve sürdürülebilirliği açısından önem taşımaktadır.

Su üretim havzaları büyük oranda ormanlık arazi kullanımına sahiptir. Bunun bir sonucu olarak orman ekosistemlerinin ve ormanları içeren havzaların yağışı akışa dönüştürme mekanizmaları yaklaşık bir asırdır çeşitli yöntemlerle modellenerek anlaşılmaya çalışılmaktadır. Bu araştırmanın bu konudaki mevcut birikime katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

İstanbul İli, Belgrad Ormanı sınırları içinde yer alan Ortadere Araştırma Havzalarında 30 yıldır uzun dönemli hidrolojik araştırmalar yapılmaktadır. Bugüne dek elde edilen veriler ve bulgular havzaları bu modelleme çalışması için en uygun çalışma alanı haline getirmiştir. “Ortadere Araştırma Havzalarının MIKE-SHE Hidroloji Yazılımı ile Modellenmesi” adlı bu tez çalışmasında MIKE Teknolojileri yazılımlarından MIKE 11 modelinin NAM modülü kullanılarak bir simülasyon modeli oluşturulmuştur. Kalibrasyon ve doğrulama aşamasında elde edilen değerlerin tatmin edici olduğu görülmüştür. MIKE 11 NAM modelinin güvenilirliği determinasyon katsayısı (R2)’ na bağlı olarak değerlendirilmiştir. Bu çalışmada Havza I ve Havza IV için R2 değerleri sırsıyla 0,62 ve 0,61 bulunmuştur.



Modelling Ortadere Experimental Watersheds by Using Mike-She Hydrologic Software

Streamflow forecasting with the hydrometeorologic data and displaying the watershed rainfall-runoff relationship is very important for the planning and sustainability of water resources.

A substantial portion of the water producing watersheds are covered with forests. Therefore, scientists are trying to understand and develope several methods that identify rainfall-runoff process of the forest ecosystems for almost a century.

Ortadere experimental watersheds which are in İstanbul, in Belgrad forests are important in respect of water output. In this study named “Modelling Ortadere Experimental Watersheds by Using Mike-She Hydrologic Software” a simulation is performed by using the NAM module of Mike 11 that is one of the model software of the Mike Technologies. It has seen that calibrated values and validation results are satisfactory. The reliability of the model of Mike 11 NAM depends on cofficient of determination (R2). In this study the values of R2 of Havza I and Havza IV were 0,62 and 0,61, respectively.



TEKİN Hayati
Danışman : Prof.Dr. Kamil ŞENGÖNÜL

Anabilim Dalı : Orman Mühendisliği

Programı : Havza Yönetimi

Mezuniyet Yılı : 2010

Tez Savunma Jürisi : Prof.Dr. Kamil ŞENGÖNÜL

Prof.Dr. Süleyman ÖZHAN

Prof.Dr. Ahmet HIZAL

Prof.Dr. Hakan ALTINÇEKÇİÇ

Doç.Dr. Yusuf SERENGİL
Büyükçekmece Gölü Havzasında Arazi Kullanma Sorunları

Büyükçekmece Gölü Havzasında Arazi Kullanma Sorunları” konulu bu çalışmanın amacı Büyükçekmece Gölü Havzasında bitki, toprak ve su kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi amacıyla arazi kullanımından kaynaklanan sorunların ortaya konulması ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi olarak belirlenmiştir.

“Büyükçekmece Gölü Havzası İstanbul iline su sağlayan 8 önemli havzadan biridir. Havza, içerisinde bulundurduğu yerleşim yerleri (Büyükçekmece –Çatalca –Silivri ilçeleri) itibari ile İstanbul kenti içerisinde nüfus ve sanayi alanlarının artışının en yoğun yaşandığı yerlerin başında gelmektedir. Havzada hızlı, denetimsiz ve düzensiz kentleşme olgusu insanların arazi üzerindeki baskılarının artmasına neden olmuştur. Ayrıca Havza Yönetimi ile ilgili kurumların elinde bir model ve onu denetleyecek kriterler zinciri bulunmadığı için koruma –kullanma dengesinin ölçümü de yapılamamaktadır.

Toplam alanı 63.165 ha. olan havzanın, arazi kabiliyet sınıflamasına göre % 72.2 sinin tarımsal amaçla kullanılmaya uygun I-II-III-IV sınıf arazilerden meydana geldiği ve bu alanların toplamının 45.598 hektar olduğu görülmektedir. Güncel arazi kullanımına göre ise havzada tarımsal amaçla kullanılan alanların toplamı 44.036 hektardır. Diğer taraftan güncel arazi kullanımı verilerine göre havzanın toplam alanının % 9.2 sinin (5.761,63 ha. ) yerleşim alanları ile kaplı olduğu görülmektedir. Havza üzerinde arazi kullanımında en büyük çarpıklık , konut,ticaret, ve sanayi gibi yerleşim alanlarının büyük oranda II. ve III. Sınıf tarım alanları üzerine yayılmış olması sorunudur.

Ülkemizdeki yanlış arazi kullanımı ile ilgili çarpıklıklara karşılık Büyükçekmece Gölü havzasında en önemli sorun tarımsal kaynaklı kirlenmedir. İstanbul’a içme suyu sağlayan Büyükçekmece havzasında tarımsal kirlenme öncelikle kontrol altına alınmalıdır.

Bu nedenlerle havzadaki kaynaklardan optimal bir şekilde ve korumacı bir yaklaşımla yararlanmayı esas alan bir planlamanın özellikle tarımsal faaliyeti kontrol altına alacak şekilde yapılması ve havza içerisinde yer alan su kaynaklarının su verimi ve kalitesini uzun vadede artırmaya yönelik çalışmalara ağırlık verilmesi gerekmektedir.




Yüklə 1,75 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   30




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin