2012 yili programi


III. BEŞERİ GELİŞME VE SOSYAL DAYANIŞMANIN GÜÇLENDİRİLMESİ



Yüklə 4,97 Mb.
səhifə30/37
tarix26.07.2018
ölçüsü4,97 Mb.
#58565
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   37

III. BEŞERİ GELİŞME VE SOSYAL DAYANIŞMANIN GÜÇLENDİRİLMESİ

A. EĞİTİM SİSTEMİNİN GELİŞTİRİLMESİ

1. Mevcut Durum


Eğitime erişim ve eğitimin kalitesi, eğitim sisteminin temel sorun alanlarıdır. Erişim sorunu kapsamında okullaşma oranları, bölgeler, cinsiyetler arası farklılıklar; kalite sorunu kapsamında ise fiziki altyapı yetersizlikleri, müfredatın güncellenmesi, öğretmen niteliklerinin geliştirilmesi ve eğitim materyallerinin müfredatla uyumu gibi hususlar öne çıkmaktadır.

Türkiye’de okuma yazma bilmeyenler, nüfusun yüzde 7,3’ünü oluşturmakta olup kadınlarda bu oranın daha yüksek olduğu görülmektedir.



TABLO IV: - Cinsiyete Göre Okuma Yazma Oranı  ( 15 +yaş ) (1)

 

Toplam (Bin)

Yüzde

Erkek (Bin)

Yüzde

Kadın (Bin)

Yüzde

Okuma yazma bilmeyen

3 812

7,3

697

2,7

3 115

11,9

Okuma yazma bilen

48 128

92,7

25 127

97,3

23 001

88,1

(1) ADNKS 2010 Nüfus Sayımına göre hesaplanmış olup okuma yazma durumu bilinmeyenler kapsanmamıştır.

Okul öncesi eğitimde, son üç yılda okullaşma oranı yüzde 33,9’dan yüzde 45,3’e ulaşmış olmakla birlikte, bu oran AB-27 ortalaması olan yüzde 90,5’in (2009 yılı 4 yaş nüfusuna göre) altındadır. Ailelerin sosyoekonomik koşullarından kaynaklanan eşitsizliğin giderilmesinde önemli katkısı olan ve eğitimin ileri kademelerindeki başarıya olumlu etkisinin olduğu bilinen okul öncesi eğitimde farkındalığın artırılması ihtiyacı önemini korumaktadır. 60-72 ay arasındaki çocukların zorunlu temel eğitim kapsamına alınması amacıyla başlatılan okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması uygulaması 2011–2012 eğitim-öğretim döneminden itibaren 71 ili kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Okul öncesi eğitime erişimde bölgeler arası farklılıklar halen belirgin düzeydedir. Bu yaş grubundaki okullaşma oranının en düşük olduğu il yüzde 26,4 ile Hakkari iken, en yüksek olduğu il yüzde 97,9 ile Sinop’tur.

İlköğretime geç kayıtlar, bitirmeden ayrılanlar ile başta kızlar olmak üzere kırsal kesimdeki çocukların eğitime erişimindeki sorunlar, okullaşma oranının istenilen düzeyde artmasını engelleyen başlıca faktörlerdir. 2009-2010 öğretim dönemi sonunda ilköğretimden mezun olanların içinde kızların oranı Türkiye genelinde yüzde 47,1 iken bu oranın en düşük olduğu il yüzde 37,8 ile Şanlıurfa’dır.

Ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 93,3’e yükselmekle beraber, bölgesel farklılıklar önemini korumaya devam etmektedir. Okullaşma oranının en düşük olduğu il yüzde 45,7 ile Ağrı’dır. Türkiye genelinde yüzde 84,2 olan ilköğretimden ortaöğretime geçiş oranı, Siirt ilinde yüzde 61,4 ile en düşük düzeydedir. Ortaöğretime geçiş oranları erkeklerde yüzde 85,3 iken kızlarda bu oran yüzde 82,9’dur. İlköğretimden mezun olan ve ortaöğretime geçiş yapan kızların oranının düşük olması ortaöğretimde okullaşma oranlarında cinsiyetler arası fark yaratmaktadır.



TABLO IV: - Eğitim Kademeleri İtibarıyla Okullaşma Oranları




2008-2009

2009-2010

2010-2011




Öğrenci

Sayısı

(Bin)

Brüt

Okul.

Oranı

(yüzde)

Öğrenci

Sayısı (Bin)

Brüt

Okul.

Oranı

(yüzde)

Öğrenci

Sayısı

(Bin)

Brüt

Okul.

Oranı

(yüzde)

Okul Öncesi Eğitim (1)

805

33,9

981

40,7

1 116

45,3

İlköğretim (2)

10 710

103,8

10 917

106,5

10 981

107,6

Ortaöğretim (2)

3 837

76,6

4 240

84,2

4 749

93,3

a) Genel Lise

2 272

45,4

2 421

48,1

2 676

52,6

b) Mesleki ve Teknik Eğitim

1 565

31,3

1 819

36,1

2 072

40,7

Yükseköğretim Toplam (3)

2 889

54,2

3 322

67,0

3 627

72,5

Örgün

1 747

35,3

1 765

35,6

1 913

38,2

Yaygın Eğitim (4)

5 765

-

7 062

-

7 786




Kaynak: MEB, ÖSYM

  1. 4-5 yaş çağ nüfusuna göre hesaplanmıştır.

  2. Açık ilköğretim ve açık lise öğrencileri dahildir.

  3. Üniversiteler ve diğer eğitim kurumları dahil, lisansüstü öğrenciler hariçtir. 17-20 yaş grubu için hesaplanmıştır.

  4. Yaygın Eğitim Kurumlarına ait öğrenci sayısı bilgileri bir önceki öğretim yılı sonu itibarıyla verilmiştir.

Eğitimde kalma beklentisi Türkiye’de, OECD ve AB-21 ülke ortalamalarına kıyasla düşüktür. Ayrıca, söz konusu ülkelerde kadınların erkeklere kıyasla daha fazla eğitimde kalmalarına rağmen Türkiye’de bu durum tam tersidir.

TABLO IV: - Eğitimde Kalma Beklentisi (2009)

(Yıl)


 

Erkek

Kadın

Genel

Türkiye

14,8

13,7

14,2

OECD Ortalaması

17,4

18,3

17,8

AB-21 Ortalaması

17,6

18,7

18,1

Kaynak: OECD

Mesleki ve teknik eğitimin ortaöğretim içindeki payı yüzde 43,6’ya yükselmiştir. Öte yandan mesleki ve teknik ortaöğretimdeki fiziki altyapı, donanım ve laboratuvar gibi olanakların verimli kullanılabilmesi açısından açılacak yeni mesleki ve teknik liselerin kampüs şeklinde pansiyonlu olarak yapılandırılmasına yönelik planlama ihtiyacı bulunmaktadır.

Eğitimin temel kademelerinde sağlanan gelişmelere paralel olarak yükseköğretim kademesinde de önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu çerçevede, yükseköğretime erişimi artırmak amacıyla iki önemli adım atılmıştır. Bunlardan ilki, 2006-2011 döneminde 50 yeni devlet üniversitesi, 2007-2011 döneminde ise 37 yeni vakıf üniversitesi kurulmasıdır. Böylelikle, ülkemizde üniversiteler bütün illere yaygınlaştırılmış olup 103’ü devlet ve 62’si vakıf olmak üzere toplam üniversite sayısı 165’e ulaşmıştır.

Yükseköğretime erişimin artırılmasına yönelik olarak atılan ikinci önemli adım ise 2006-2010 yılları arasında örgün yükseköğretim kontenjanlarının yüzde 65,5 oranında artırılmasıdır. Ancak, yükseköğretimdeki bazı program ve alanlarda kontenjan doluluk oranları düşük düzeyde kalmaktadır.


2011 yılında üniversite giriş sınavına 1,76 milyon aday başvurmuştur. Başvuran adayların sadece yüzde 43,7’si (768 bin kişi) ortaöğretim son sınıf öğrencilerinden, geri kalan kısmı ise önceki yıllarda yerleşememiş, bir yükseköğretim programına yerleşmiş ya da bir programdan mezun olmuş kişilerden oluşmaktadır.
Ortaöğretim mezun sayısı ile örgün yükseköğretim kontenjanı karşılaştırıldığında yükseköğretim arzının ortaöğretimden yükseköğretime geçiş için yeterli olduğu göze çarpmaktadır. Bununla birlikte, örgün yükseköğretim programına yerleşen kişilerin sadece yüzde 54’ü (355 bin kişi) ortaöğretim son sınıf düzeyinde bulunmaktadır.
Önceki yıllarda herhangi bir programa yerleştirildiği halde tekrar sınava girenler ile yerleşmemiş olanların üniversite giriş sınavına başvuran adaylar içindeki yoğunluğu, yükseköğretime giriş sisteminin etkinliği ile ortaöğretim kademesindeki yönlendirme ve mesleki rehberlik hizmetlerinin kalitesine ilişkin sorunları gündeme getirmektedir. Bu sorunlar, ortaöğretimden yükseköğretime geçiş sisteminin bütüncül bir bakış açısıyla yeniden ele alınması gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Eğitime erişimdeki sorunların yanı sıra, eğitimin kalitesine ilişkin sorunlar da önemini korumaktadır. Eğitimin kalitesinin artırılması açısından, müfredatın güncelleştirilmesi, ihtiyaç duyulan alanlarda yeterli sayıda ve nitelikte öğretmen istihdam edilmesi ve hizmet içi eğitim yoluyla niteliklerinin artırılması, derslik başına düşen öğrenci sayısının azaltılması, ilköğretimde ikili eğitimden tam gün eğitime geçilmesi, etkin bir rehberlik ve danışmanlık sisteminin kurulması, mesleki eğitimin işgücü piyasasıyla uyumunun sağlanması, okullarda bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkin kullanılması alanlarında sorunlar bulunmaktadır. Bu kapsamda kaliteli eğitim imkanlarına erişim sağlanması açısından bireyler, okullar ve bölgeler arasındaki eşitsizliklerin giderilmesi ihtiyacı önem taşımaktadır.

Son yıllarda derslik sayısında artış sağlanmasına rağmen, yapılan dersliklerin bir bölümünün bilgi teknolojisi (BT) sınıfı, laboratuvar, kütüphane gibi eğitimin kalitesini artıran diğer eğitim birimleri için kullanılması, derslik başına düşen öğrenci sayısının istenilen oranda azaltılamamasına neden olmaktadır. Son yıllarda Türkiye genelinde ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 31’e düşmekle birlikte, özellikle göç alan büyük şehirler ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerde bu oranın yüksek olduğu görülmektedir. Söz konusu sorun bu illerin kent merkezlerinde daha belirgindir. Derslik başına düşen öğrenci sayısı 53 öğrenci ile en yüksek Şanlıurfa’dadır. Ayrıca mesleki ve teknik eğitime olan talebin artmasıyla beraber bu kademedeki derslik ihtiyacı da artmaktadır. Türkiye genelinde mesleki ve teknik eğitimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 38 olup bu oran Batman ilinde 54’tür.

Kaydedilen iyileşmelere rağmen eğitimde fiziki altyapı sorunu önemini korumaktadır. İlköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı OECD ve AB ülkeleri ortalamalarının üzerindedir.



TABLO IV: - Eğitim Kademelerine Göre Öğrenci/Derslik ve Öğrenci/Öğretmen Sayıları







2008-2009

2009-2010

2010-2011

İlköğretim

Öğrenci/Derslik Sayısı

32

32

31

Şehir

38

37

36

Köy

22

21

21




Öğrenci/Öğretmen Sayısı

23

22

21

Ortaöğretim

Öğrenci/Derslik Sayısı

31

33

34




Öğrenci/Öğretmen Sayısı

17

18

18

Genel Lise

Öğrenci/Derslik Sayısı

29

31

31




Öğrenci/Öğretmen Sayısı

18

18

18

Mes. ve Teknik Lise

Öğrenci/Derslik Sayısı

33

36

38

Öğrenci/Öğretmen Sayısı

16

17

18

Kaynak: MEB

İlköğretimde tam gün eğitime geçme yönündeki çalışmalara devam edilmesine rağmen, 2010-2011 öğretim dönemi itibarıyla tam gün eğitimde okuyan öğrencilerin oranı yüzde 49 düzeyinde kalmıştır. Şanlıurfa’da ise halâ öğrencilerin yüzde 89,4’ü ikili eğitim yapmaktadır. Ayrıca, birleştirilmiş sınıflarda öğrenim gören öğrenci sayısında azalma görülmekle birlikte, bu sınıflarda öğrenim gören öğrencilerin oranı Türkiye genelinde yüzde 3,2 iken bu oran Ardahan’da yüzde 18,8’dir. Ayrıca, 2009–2010 öğretim döneminde Türkiye genelinde ilköğretimdeki öğrencilerin yüzde 2,2’si sınıf tekrarı yaparken bu oran Ağrı’da yüzde 10,1’dir.

Öğretmenlerin ülke geneline dağılımında bölgeler arası farklılıklar önemini korumaktadır. Türkiye genelinde ilköğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 21 iken bu sayı Şanlıurfa’da 34’tür.

Bilişim okur yazarlığı, yabancı dil hakimiyeti, eleştirel düşünme becerileri ve demokratik katılımın özellikle eğitimin temel kademelerinde geliştirilmesi ihtiyacı bulunmaktadır. 2010-2011 döneminde öğrencilerin kullanımındaki bilgisayarlar dikkate alındığında, ilköğretimde bilgisayar başına 21 öğrenci düşerken ortaöğretimde bu sayı 39’dur. Bununla birlikte bilgisayarların bölgeler arasında dengesiz dağıldığı görülmektedir. İlköğretimde Şanlıurfa’da bilgisayar başına 44 öğrenci düşerken Ardahan’da 9, ortaöğretimde ise bu sayı Şırnak’ta 76 iken, Tunceli’de 7’dir.

Son beş yılda öğretmen sayısındaki artış oranı öğrenci sayısındaki artış oranına göre daha fazla olmakla birlikte Türkiye’de öğretmen başına düşen öğrenci sayısı eğitimin tüm kademelerinde OECD ve AB ülke ortalamalarına göre yüksektir.

Öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitimin süresi ve niteliğinin yetersizliği ve performanslarının yeterince değerlendirilmemesi eğitimin kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.

Eğitimin temel kademelerinde sağlanan nicel artışlara rağmen öğrencilerin sahip olduğu eğitim imkanları açısından bölgeler arasındaki farklılıklar önemini korumaktadır.

Ülkelerdeki eğitim kalitesini araştıran Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programının (PISA) 2009 yılı sonuçlarına göre Türkiye okuma becerileri, matematik ve fen okur yazarlığı testlerinde aldığı puanlar itibarıyla ilerleme sağlamıştır. Türkiye PISA 2006 ve 2009 araştırmalarında fen okur yazarlığı testinde en yüksek puan artışı yakalayan OECD ülkesi olmasına rağmen, ortalama puanlar bakımından tüm testlerde OECD’nin altında kalmıştır.

Ülkemizde son yıllarda eğitime ayrılan kamu kaynaklarında artış olmakla beraber, özellikle yükseköğretim öncesi eğitim kademelerindeki çağ nüfusunun yüksek olduğu göz önüne alındığında bu kademelerdeki kamu harcamalarının uluslararası standartların altında kaldığı görülmektedir.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) başta olmak üzere yükseköğretim yönetim sisteminin yeniden yapılandırılamaması ve buna bağlı olarak üniversitelerin idari ve mali özerkliklerinin tam anlamıyla sağlanamaması kaliteyi olumsuz yönde etkilemektedir. Bununla birlikte, kalite değerlendirme ve hesap verebilirlik sisteminin işlerlik kazanamaması, üniversitelerin gelir yaratma kapasitelerinin düşük olması, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayılarının yüksek olması ve fiziki altyapı yetersizlikleri kaliteyi etkileyen diğer önemli sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

YÖK’ün, uzmanlık esasına dayalı planlama ve eşgüdümden sorumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılması, üniversitelerin idari yönetiminde profesyonel yöneticilik anlayışına geçilmesi ve üniversitelerin performansa dayalı olarak esnek harcama yapabilmelerine imkan verecek torba bütçe benzeri modellerin uygulanması ihtiyacı önemini korumaktadır.

TABLO IV: - Yükseköğretimde Öğretim Elemanı ve Öğretim Üyesi Başına Düşen Öğrenci Sayısı, 2010-2011





Öğretim Üyesi Başına Öğrenci Sayısı

Öğretim Elemanı Başına Düşen Öğrenci Sayısı

Önlisans

401,8

55,0

Lisans

29,8

13,9

Toplam

42,4

18,3

Kaynak: ÖSYM

2010 yılı itibarıyla üniversite gelirlerinin yaklaşık yüzde 56’sını merkezi yönetim bütçesinden aldıkları ödenek, yüzde 33’ünü döner sermaye gelirleri ve yüzde 11’ini özel gelirler oluşturmaktadır. Bu durum, üniversitelerin gelirlerinin önemli bir kısmını merkezi yönetim bütçesinden tahsis edilen kaynakların oluşturduğunu ve üniversitelerin gelir yaratma kapasitesinin oldukça düşük seviyelerde olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, üniversitelerin özel sektör ile işbirliği kurmaları, katma değere dönüşecek projeler üretmeleri ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilecek mekanizmaları kurmaları gerekmektedir. Yükseköğretimin yarı kamusal bir hizmet olması ve ilk ve ortaöğretime kıyasla daha fazla kişisel getiri sağlaması nedeniyle, öğrenci katkı paylarının yükseköğretimin finansmanındaki payının artırılması ihtiyacı devam etmektedir.

Öğretim üyesi başına öğrenci sayısının yüksek olması ve öğretim üyelerinin üniversiteler arasında dengesiz dağılımı yükseköğretimin bir diğer sorunudur.

2010-2011 eğitim döneminde örgün öğretimdeki öğrencilerin yüzde 9,3’ü vakıf üniversitelerinde öğrenim görmekte iken öğretim elemanlarının yüzde 11,3’ü, öğretim üyelerinin ise yüzde 11,6’sı bu üniversitelerde görev yapmaktadır. Lisans ve önlisans programlarına kayıtlı örgün eğitimdeki öğrencilerin yüzde 24’ünün, öğretim üyelerinin de yüzde 40’ının üç büyük ilde yoğunlaşması sonucunda, bu illerde öğretim üyesi başına 23,3 öğrenci düşmektedir.



TABLO IV: - Yükseköğretimde Örgün Öğrenci, Öğretim Üyesi ve Elemanlarının Dağılımı, 2010-2011 Eğitim Dönemi (1)


 

Öğrenciler

Öğretim Üyeleri

Öğretim Elemanları




Sayı

Yüzde

Sayı

Yüzde

Sayı

Yüzde

Ankara

145 704

8

7 194

15

13 502

12

İstanbul

232 502

12

9 299

19

16 591

15

İzmir

73 646

4

2 864

6

5 899

5

Ara Toplam

451 852

24

19 357

40

35 992

32

Diğer İller

1 433 809

76

28 718

60

76 410

68

Genel Toplam

1 885 661

100

48 075

100

112 402

100

Kaynak: ÖSYM

(1) Diğer eğitim kurumları ve lisansüstü öğrenciler hariçtir.


Yükseköğretim sistemindeki son genişlemeyle birlikte yeni kurulan üniversitelerin fiziki ihtiyaçlarının karşılanması daha da öncelikli bir konu haline gelmiştir. Yükseköğretim kurumlarında ilave kapalı alanlar yaratılması gereği bulunmakla birlikte mevcut kapalı alanların da daha etkin şekilde kullanılması önem arz etmektedir.

Artan üniversite sayısı ve örgün yükseköğretim kontenjanlarına paralel olarak yurt ihtiyacı da artmaktadır. 2011-2012 eğitim öğretim döneminde yükseköğretim düzeyindeki yurt kapasitesi yaklaşık 506.111’dir. Bu kapasitenin yaklaşık 263.849’u YURT-KUR yurtlarından, 55.467’si üniversite yurtlarından, 186.795’i de özel yurtlardan oluşmaktadır. YURT-KUR yurtlarında başvuru yapılabilecek boş yatak kapasitesi 103.052 iken başvuran sayısı 299.042 olmuş ve karşılama oranı yüzde 34,4 olarak gerçekleşmiştir. Öte yandan, YURT-KUR yurtları özellikle maliyet ve güvenlik açısından öğrenciler ve aileleri tarafından öncelikli olarak tercih edilmesi, son yıllarda yeni açılan yurtların kalite standartlarının yüksek olması ve eski yurtların yapılan iyileştirme çalışmaları neticesinde kalite standartlarının yükseltilmesi yurtların yaklaşık tam kapasite ile hizmet vermesi sonucunu beraberinde getirmiştir. Önümüzdeki dönemde yükseköğretimdeki genişleme ile beraber öğrencilerin barınma ve burs/kredi ihtiyaçlarının artacağı göz önünde bulundurulduğunda finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve buna bağlı olarak YURT-KUR’un kurumsal kapasitesinin geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

Küreselleşme sürecinde bireylerin farklı ülkelerde yaşama, çalışma ve öğrenim fırsatlarını elde etmesi ve bilgi ekonomisi sürecinde küresel bilgi paylaşımının önem kazanmasıyla birlikte uluslararasılaşma, yükseköğretimde önemli bir eğilim haline gelmiştir. Bu eğilime paralel olarak 2008 yılında dünyadaki toplam uluslararası öğrenci sayısı yaklaşık 3 milyona ulaşmış olup bu öğrencilerden en büyük payı yüzde 22 oranı ile ABD almaktadır. Türkiye için bu oran yüzde 0,7 düzeyindedir. Bu itibarla, yükseköğretimde uluslararasılaşma boyutu konusunda farkındalığın artırılarak ihtiyaç duyulan desteğin sağlanması, Türkiye’nin bu alandaki ulusal politika eksikliğinin giderilmesi, dünyadaki uluslararası öğrencilerden daha fazla pay alarak öğrenci çeken bir ülke konumuna gelmesine yönelik yeni bir yapılanmaya gidilmesi gerekmektedir. Üniversitelerimizin daha fazla yabancı öğrenci çekebilmesi amacıyla özellikle Türk Cumhuriyetleri ve soydaş/akraba toplulukları ile Afrikalı öğrencilere yönelik burs ve barınma programlarında düzenleme ihtiyacı devam etmektedir.

2. Temel Amaç ve Hedefler


Düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, yeni fikirlere açık, özgüven ve sorumluluk duygusuna sahip, demokratik değerleri ve milli kültürü özümsemiş, farklı kültürleri yorumlayabilen, paylaşıma ve iletişime açık, sanat ve estetik duyguları güçlü, bilgi toplumu gereklerini haiz bilgi çağı insanı yetiştirmek temel amaçtır.

Eğitim sisteminde kaliteyi yükselten bir dönüşüm programı uygulanacaktır. Eğitim yönetimi, öğretmen yetiştirme süreçleri, müfredat, eğitim ortam ve araçları bu dönüşüm sürecini destekleyecek şekilde güçlendirilecektir.


3. Politika Öncelikleri ve Tedbirler


Öncelik / Tedbir

Sorumlu / İşbirliği Yapılacak Kuruluşlar

Süre

Yapılacak İşlem ve Açıklama

Öncelik 92. Okul türlerinin azaltıldığı, programlar arası esnek geçişlerin olduğu, etkin bir rehberlik ve yönlendirme hizmeti sunan ve öğrencilerin ruhsal ve fiziksel gelişimleri ile becerilerini artırmaya yönelik sportif, sanatsal ve kültürel aktiviteleri daha fazla içeren ve sınav odaklı olmayan bir müfredat dönüşüm programı uygulanacaktır.

Tedbir 181. Ortaöğretimde okullar arasındaki başarı farklılığını asgari düzeye indirmek amacıyla okul türleri azaltılacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı,
Kalkınma Bakanlığı

Aralık Sonu

Genel ortaöğretim ve mesleki ve teknik ortaöğretim, okul türü yerine program çeşitliliğine göre yeniden yapılandırılacaktır. Bu yapılandırmada öğrencilerin sistemin dışına çıkmasını azaltacak şekilde farklı eğitim kademeleri arasındaki geçişlerin kolaylaştırıldığı, başarısızlıkların telafi edilebildiği, anlaşılır ve özendirici bir sistem yaklaşımı benimsenecektir.

Tedbir 182. İlk ve ortaöğretimdeki öğrenciler için yönlendirme faaliyetleri ve sosyal aktiviteler artırılacak ve etkinleştirilecektir.

MEB (S), İŞKUR, TOBB, İşçi ve İşveren Sendikaları Konfederasyonları

Aralık Sonu

Öğrencilerin ruhsal ve fiziksel gelişimleri ile becerilerini artırmaya yönelik sportif, sanatsal ve kültürel aktivitelere katılımı artırılacaktır. Ayrıca mesleklerin tanıtımı amacıyla iş yeri gezileri, kendi alanında uzman kişilerin okullarda öğrencileri bilgilendirmesi ve kariyer günleri etkinlikleri geliştirilecektir. Söz konusu yönlendirme ve sanatsal faaliyetlerin daha etkin hale getirilmesi için toplam haftalık ders saati içinde seçmeli ders saati oranı artırılacaktır. Seçmeli derslerin seçilme durumları izlenerek etki analizleri yapılacaktır. Okul binaları mimari olarak kolay erişilebilir, yeterli oyun, spor ve kültürel alanlara sahip fonksiyonel mekânlar olarak inşa edilecektir.

Tedbir 183. Başta şiddet olmak üzere eğitim kurumlarında disiplin sorunlarının giderilmesine yönelik tedbirler artırılacaktır.

MEB (S), İçişleri Bakanlığı, Yerel Yönetimler, STK’lar

Aralık Sonu

Okullarda öğrenciler kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlere yönlendirilecek ve kendi belirledikleri sosyal etkinlikleri yürütmek üzere eğitim materyalleri ile donatılmış çalışma alanları oluşturulacaktır. Eğitim kurumları yönetici ve öğretmenleri şiddet ve şiddete kaynaklık eden hususlarda hizmet içi eğitimlerden geçirilecektir. Eğitim alanlarında güvenlik önlemleri artırılacaktır.

Öncelik 93. Öğretmen yetiştirme ve geliştirme sistemi, öğretmen ve öğrenci yeterliliklerini esas alan bir performans sistemini de içerecek şekilde yeniden yapılandırılacaktır

Tedbir 184. Öğretmen yetiştirme ve atama sisteminde, ülkenin mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlarının niteliksel ve niceliksel olarak dikkate alındığı bir yapı oluşturulacaktır.

MEB (S),Maliye Bakanlığı,
Kalkınma Bakanlığı,
DPB, YÖK,
Üniversiteler

Aralık Sonu

Eğitim fakültelerinin kontenjanları ülkenin gelecekte ihtiyaç duyacağı branşlara ve öğretmen sayısına göre belirlenecektir. Öğretmenlerin atamalarında bölgeler itibarıyla öğretmen ihtiyacının dikkate alındığı teşvik edici bir yaklaşım benimsenecektir.

Tedbir 185. Öğretmenlere ve okul yöneticilerine yönelik hizmet içi eğitimlerin etkinliği ve yaygınlığı artırılacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı,
Üniversiteler,
İşçi ve İşveren Sendikaları Konfederasyonları

Aralık Sonu

Yenilenen müfredatlara uygun etkili bir hizmet içi eğitim modeli geliştirilecektir. Bu modelin tasarımında eğitim ihtiyacının belirlenmesi, eğitim ve öğretim dönemi dışındaki zamanların etkin kullanımı, eğitimlere ait etki analizlerinin yapılması, öğretmen ve öğrenci yeterliliklerinin değerlendirilmesi temel ilkeler olacaktır.


Öncelik 94. Eğitimde kalite, rekabet ve verimliliği artırmaya yönelik olarak okulları merkeze alan bir idari yapılanma ve bütçe sistemine geçilecektir.

Tedbir 186. Eğitim hizmetlerinin sunumunda Bakanlık bünyesindeki il, ilçe ve okul yönetimlerinin yetki ve sorumluluklarının artırılması sağlanacaktır.

MEB (S),Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Yerel Yönetimler

Aralık Sonu

Bakanlık bünyesindeki il, ilçe ve okul yönetimlerinin mali ve idari konularda yetki ve sorumlulukları artırılarak verimlilik ilkeleri çerçevesinde, önceden belirlenmiş performans göstergeleriyle ölçülebilir bir yapı oluşturulacaktır. Gerekli denetim ve kontrol mekanizmaları tasaralanarak, rekabetçi bir ortam sağlanacaktır.


Tedbir 187. Temel eğitim kademelerinde kalite güvence sistemi geliştirilecektir.

MEB (S),YÖK, Üniversiteler, MYK, TÜRKAK, STK’lar

Aralık Sonu

Eğitim sisteminde kalite güvence sisteminin temel kriterleri ve göstergeleri belirlenecek ve konuya ilişkin teknolojik altyapı geliştirilecektir. Sonuç ve performans odaklı, öğretmen, yönetici, müfettiş yeterlilikleri tanımlanacak, yeterlilikler artırılacaktır. Sistem konusunda merkez ve taşra teşkilatından belirlenecek personele eğitim verilecektir. Kalite Güvence Sisteminde belli puanı geçen okul/kurumlara “Kalite Beratı” verilecektir.


Tedbir 188. Türkiye'de Eğitimin Finansmanı ve Eğitim Harcamaları Bilgi Yönetim Sisteminin (TEFBİS) etkin şekilde kullanımı sağlanacaktır.

MEB (S),Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TÜİK

Aralık Sonu

TEFBİS projesi ile ulusal ve uluslararası platformlarda kullanılabilecek, eğitim kurumlarına yapılan eğitim harcamaları, öğrenci maliyetleri, eğitim kurumlarına ve öğrencilere yapılan yardımlar gibi ihtiyaç duyulan istatistikî bilgiler ile hanehalkı eğitim harcamaları sistematik olarak tespit edilecek ve yayınlanacaktır. Okullar arasındaki imkân farklılıklarının azaltılması için okulların toplam bütçelerinin öğrenci sayısı ve merkezi yönetim bütçesi dışındaki gelirler de dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi sağlanacaktır.



Öncelik 95. Eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranları artırılacak, donanım ve fiziki altyapı geliştirilecek, bilgi ve iletişim teknolojileri etkin bir şekilde kullanılacak, eğitime erişim bölgeler ve cinsiyet itibarıyla daha dengeli bir yapıya kavuşturulacaktır.

Tedbir 189. Okul öncesi eğitim yaygınlaştırılacaktır.

MEB (S), Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı

Aralık Sonu

Öncelikli olarak 5 yaş grubunda yüzde 100 okullaşma oranına ulaşılması amacıyla bölgeler arasındaki farklar da dikkate alınarak gerekli fiziki altyapı sağlanacaktır.


Tedbir 190. Zorunlu eğitime devam etmeyen çocuklar eğitime kazandırılacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, TÜİK, Yerel Yönetimler, STK’lar

Aralık Sonu

Okul terk ve devamsızlıkların önlenmesi için e-okul veri tabanından öğrenci devamsızlıklarının nedene bağlı olarak izlenmesi ve okul temelli politika ve stratejilerin geliştirilmesi için okul yönetimlerinin kapasiteleri güçlendirilecektir. Devam ve erişim konusunda il durum raporları hazırlanarak analiz edilecektir.


Tedbir 191.İlköğretimden ortaöğretime geçiş oranları artırılacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı,
Kalkınma Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, STK’lar

Aralık Sonu

Ortaöğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısının yüksek ve okullaşma oranlarının düşük olduğu illerde derslik yapımı için ayrılan kaynak artırılacaktır. İlköğretimden ortaöğretime geçiş oranlarının en düşük olduğu illerde özellikle kız çocukları için pansiyon yapımına hız verilecektir.


Tedbir 192. Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretimde yerleşim yerleri itibarıyla fiziki altyapı ve donanım dağılımının dengeli olmasına yönelik orta vadeli bir yatırım planı hazırlanacaktır.

MEB (S), Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Yerel Yönetimler

Aralık Sonu

Derslik başına düşen öğrenci sayısı ve okullaşma oranları açısından Türkiye ortalamasının gerisinde olan illerin, Türkiye ortalamasına yaklaştırılması amacıyla kaynak kullanımına yön verecek beş yıllık orta vadeli yatırım planı hazırlanacaktır. Bu plan kapsamında yatırım ödeneklerinin dağılımında iller arasında önceliklendirme yapılacaktır.


Tedbir 193. Fırsatların Artırılması ve Teknolojinin İyileştirilmesi Hareketi (FATİH) projesi başlatılacaktır.

MEB (S), Ulaştırma Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,
TÜBİTAK, Hazine Müsteşarlığı

Aralık Sonu

BT destekli öğretimin gerçekleştirilmesi çerçevesinde donanım ve yazılım altyapısının iyileştirilmesi, eğitsel e-içeriğin sağlanması ve yönetilmesi, öğretim programlarında etkin BT kullanımı, öğretmenlerin hizmet içi eğitimi, bilinçli ve güvenli BT kullanımı hedeflenmektedir.


Tedbir 194.Yurt ihtiyacının karşılanması ve kredi-burs imkânlarının iyileştirilmesine yönelik düzenlemeler yapılacaktır.

YURTKUR (S), Maliye Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, YÖK, TOKİ

Aralık Sonu

YURTKUR’un kurumsal kapasitesi güçlendirilerek; yurt yapım ve yönetiminde kamu-özel ortaklığı modelinin uygulanabilirliğine ve öğrencilere sağlanan kredi-burs imkanlarının finans sektörü ile yapılacak işbirliği çerçevesinde çeşitlendirilmesine yönelik düzenlemeler yapılacaktır.


Öncelik 96.Eğitimin her kademesinde alternatif finansman modelleri geliştirilecek, özel sektörün eğitim yatırımları kalite odaklı bir anlayışla teşvik edilecektir.

Tedbir 195.Özel okulların eğitim hizmetleri sunumundaki payı artırılacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, YÖK, SPK, YURTKUR, BDDK, Türkiye Bankalar Birliği, Finans Kuruluşları

Aralık Sonu

Özel okullarda öğrenim gören öğrencilerin oranının artırılması kapsamında öğrenci başına finansman (kupon sistemi) ve özel sektörden hizmet satın alınması (sözleşme sistemi) gibi farklı modeller incelenerek, eğitim kademeleri ve bölgeler itibarıyla farklılaştırılmış, Türkiye’ye özgü bir model oluşturulacaktır. Özel sektörün eğitim hizmetleri sunumundaki rolü kalite odaklı şekilde geliştirilecektir

.


Öncelik 97.Orta ve yükseköğretimde öğrenci ve öğretim elemanı değişimi ve hareketliliğini yaygınlaştırıp artırmaya yönelik uluslararası programlar ile yabancı öğrenci ve bilim insanlarının ülkemizdeki eğitim ve öğretim faaliyetlerine katılımını artırmaya yönelik gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

Tedbir 196.Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Başkanlığının (Ulusal Ajans) idari yapısı yeniden düzenlenecektir.

Avrupa Birliği Bakanlığı (S), MEB, Dışişleri Bakanlığı, YÖK, Üniversiteler

Aralık Sonu

Ulusal Ajansın idari yapısının yeniden düzenlenerek AB ülkeleri haricindeki ülkelerle halen yürütülmekte olan eğitim ve gençlik programlarının benzerlerinin yürütmesine imkan tanıyan kanun tasarısının yasalaşmasına yönelik çalışmalar tamamlanacaktır.


Tedbir 197.Yabancı öğrencilere yönelik burs ve seçim sistemi yeniden yapılandırılacaktır.

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (S),
Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, YÖK, ÖSYM, YURTKUR, STK’lar

Aralık Sonu

Yabancı öğrencilere yönelik burs ve barınma aksaklıkların giderilmesi, bursların çeşitlendirilmesi, kısa-orta ve uzun süreli burs modüllerinin sunulması, ülke ve topluluklara göre farklı burs programlarının uygulanması sağlanacaktır.


Öncelik 98.YÖK, üniversiteler arasında koordinasyon sağlayan ve kalite standartları belirleyerek denetleyen bir kurum haline dönüştürülecek, üniversitelerin şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri doğrultusunda idari ve mali özerklikleri artırılmak suretiyle yükseköğretim sisteminin rekabetçi bir yapıya kavuşması sağlanacaktır.

Tedbir 198.Yükseköğretim sisteminin yeniden yapılandırılmasına yönelik hazırlık çalışmaları tamamlanacaktır.

YÖK (S), MEB, Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TÜBİTAK, DPB, Üniversiteler, STK’lar

Aralık Sonu

YÖK’ün düzenleme, yönlendirme, koordinasyon, planlama ve denetimden sorumlu bir yapıya dönüştürülmesine ve kurumsal kapasitesinin uzmanlığı esas alacak şekilde geliştirilmesine, üniversitelerin idari ve mali açıdan özerk ve hesap verebilir hale getirilmesine yönelik çalışmalar yapılacaktır.

Tedbir 199. Üniversitelerin uzmanlaşacakları alanları belirlemeye yönelik bir strateji hazırlanacaktır.

YÖK (S), MEB, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TÜBİTAK, Üniversiteler, Kalkınma Ajansları, Yerel Yönetimler, Meslek Kuruluşları, STK’lar

Aralık Sonu

Hazırlanacak araştırma altyapısı ve öğretim üyesi envanterine dayanarak üniversitelerin bulundukları yörelerin potansiyellerine de uygun şekilde uzmanlaşmaları gözetilecektir. Bu çerçevede, akademik personel ve harcama politikası etkili şekilde kullanılacaktır.

Tedbir 200. Öğretim elemanı açığı giderilecek ve yurt geneline daha dengeli dağılımı sağlanacaktır.

YÖK (S),Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TÜBİTAK, Üniversiteler

Aralık Sonu

ÖYP Programı etkin bir şekilde uygulanacaktır. Yeni kurulan üniversitelerde öğretim üyesi açığının yarattığı olumsuzlukları gidermek amacıyla uzaktan eğitim imkanları da kullanılarak gelişmiş üniversitelerin öğretim elemanı ve altyapısından yararlanılacaktır. Öğretim görevlisi, okutman ve uzman sayısını artırmak suretiyle yeni üniversitelerdeki öğretim elemanı açığı azaltılacaktır. Kısmi zamanlı ders verme özendirilecektir. Araştırma görevlilerinin özlük hakları iyileştirilecek ve özellikle yeni kurulan üniversitelerde öğretim üyeliğini teşvik edici düzenlemeler yapılacaktır.



Yüklə 4,97 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin