9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları, 2017-2018 Sayfa 16


Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Kitabı Sayfa 39 Cevabı



Yüklə 0,59 Mb.
səhifə2/7
tarix05.09.2018
ölçüsü0,59 Mb.
#77219
növüYazı
1   2   3   4   5   6   7

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Kitabı Sayfa 39 Cevabı


1. Aşağıda verilen görseller hangi güzel sanat dallarıyla ilgilidir? Bu sanatların hangisini kendinize yakın görüyorsunuz? Niçin? 

Cevap: Resim Heykel Mimari Resim

Cevap: Bana en yakın gelen müziktir. Çünkü hem dinlemeyi hem de şarkı söylemeyi çok seven bir karakterim olduğu için.

2. Aşağıda verilen şiir mi yoksa görsel mi sonbaharı daha etkili anlatmıştır? İkisi arasındaki farkı ortaya koyarak düşüncelerinizi açıklayınız. 

Cevap: Bence şiir daha etkilidir. Çünkü şiir insandaki her bir duygu hücresini sonuna kadar çalıştırmaktadır. Bunun yanında insanın hayal gücünün zorlanması sonucu ilk defa kullanılan ama çokça etkili yeni bir anlatım yöntemi kullanılmasını da şiir sağladığı için.

SAYFA 40


1-3. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

1. Metne göre edebiyatla diğer güzel sanatların ilişkisi ile ilgili neler söylenebilir?
Metne göre edebiyat; dil ile gerçekleştirilen, malzemesi dil olan güzel sanat etkinliğidir. Edebiyatın malzemesi dil diğer sanat eserlerinin güzelliklerinin anlatılmasına aracılık eder. Edebiyat diğer güzel sanatlarla etkileşim içindedir. Örneğin  mimari ve resim edebiyata kaynaklık edebilir.  


2. Bu metinde dilin hangi işlevde kullanıldığını açıklayınız.
Bu metinde dil, göndergesel işlevdedir. 

SAYFA 41 


3. Metne göre bütün sanat eserlerinin anahtarı olarak düşünülen unsur hakkında neler söylenebilir?


Metne göre bütün sanat eserlerinin anahtarı dildir, sanat eserlerinin kendi diliyle anlattıklarının ayrıca anlatılabilmesi yazı ve konuşma dilinin aracılığıyla olur.

4. Bugün sosyoloji, ulus kavramını, “aynı topraklar üzerinde yaşayan, dil, kültür ve ülkü bakımından birlik oluşturan topluluk” diye tanımlıyor. Görüldüğü gibi dil, hem ulus olmanın temel öğesidir, hem de kültür birliğinin en önemli aracı. Edebiyat ise kültürü oluşturan başlıca etmenler arasında yer alır. Bu bilimsel gerçekleri, o şaşmaz sezgi gücüyle daha o zamanlar görüp kavrayan Atatürk, yaşamı boyunca dil ve edebiyata özel bir önem vermiştir.

 Doç. Dr. Cahit Kavcar, Atatürk’ün Dil ve Edebiyat Konusundaki Görüşleri
 Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Benzetme yapılmıştır. B) Örneklemeden yararlanılmıştır. C) Tanımlama yapılmıştır.

D) Betimlemeye yer verilmiştir. E) Öykülemeye başvurulmuştur.



CEVAP: C 

5. I. Fakat dil insanların kullandığı herhangi bir vasıtaya benzemez.


II. Onun vasıtalığı sadece anlaşmayı temin etmesi bakımındandır.
III. Fertler ve nesiller arasında anlaşma vasıtası olarak iş görür.
IV. Dil insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabii bir vasıtadır.
V. İnsanlar duygularını, düşüncelerini, fikirlerini, hükümlerini birbirlerine nakletmek, meramlarını birbirlerine anlatmak için dil denilen vasıtaya başvururlar.

                                                                                              Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi



Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?


A) I.     B) II.         C) III.          D) IV.            E) V.

CEVAP: A

6. Edebiyatın başlangıcına ilişkin sorular, bizi, genelde sanatın başlangıcına götürmektedir. Sanatın doğuşuysa insanın yeryüzünde var oluşuna, (…) insanın doğayla savaşımına dek uzanmaktadır. Doğayı dönüştürmeye yönelik, yaratıcı bir çalışmadır burada söz konusu olan. Ama insan bununla


yetinmez, doğada bulunmayan nesneler yapmaya başlar. Böylece araç yapımıyla karmaşıklaşan çalışma düzeni yeni bir bildirişme dizgesini de gerekli kılar ve dil ortaya çıkar. Araştırmacılara göre bu dil ilk aşamada müzik ve dansla birliktedir. Başka bir deyişle ritmiktir, ezgisel bir vurgu taşır, el
kol hareketleriyle bütünlenir. İşte edebiyatın başlangıcını da bu aşamada aramak gerekmektedir. Çünkü onun anlatım aracı dildir. Toplumsal gelişime bağlı olarak dille birlikte serpilir, türlere ayrılır. 

Bu parçadan edebiyatın doğuşu ve türlere ayrılışıyla ilgili hangi sonuçlara ulaşılabilir?

Edebiyatın doğuşu insanın doğayla savaşımına dek uzanmaktadır. Toplumsal gelişime bağlı olarak edebiyat da türlere ayrılmıştır.

SAYFA 42
7-9. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.


Bazıları “Sanat sanat içindir” ve bazıları da “Toplum içindir” der. “Sanat sanat için olduğu zaman dolaylı olarak toplum için de yararlıdır” diyenler de vardır. Ama Atatürk için edebiyat,  "büyük insanlık yolunda" uyarıcı, hedeflendirici ve yürütücü” olmalıdır. Atatürk, gerek sohbetlerinde, gerek dikte ettiği direktiflerinde edebiyatın toplumun yücelmesi yönünde kullanılmasını istemiştir. Türk çocuğu edebiyat yolundan ulusunun yüceliğini, sağlam karakterli olduğunu öğrenecek, devrimlere bu yoldan bağlanacak ve onu koruyacak; yine bu yoldan iyi hatip olarak yığınları olumlu yönlerde peşinden sürükleyecek. Atatürk, edebiyatın, sadece subjektif duyguları yansıtan bir aristokrasi rehavetine yastıklık etmesine daima karşı olmuştur. Türk kahramanlığını dile getiren Yahya Kemal’i ve sosyal adaletsizliğe isyan eden Tevfik Fikret’i de bunun için sevmiştir, “hürriyet” diye kükreyen Namık Kemal’e bunun için gönül vermiştir.
Sadi Borak, Atatürk ve Edebiyat

7. Metnin ana düşüncesi nedir?


Atatürk'e göre edebiyat "büyük insanlık yolu"nda toplumun yücelmesi için  kullanılmalıdır. 
8. Metnin yardımcı düşünceleri nelerdir?Edebiyat yoluyla Türk çocuğu ulusunun yüceliğini öğrenecektir.
Edebiyat subjektif( öznel) duyguları yansıtmamalıdır.

Atatürk toplumcu sanatçıları sevmiştir. 




9. Metinde düşünceyi geliştirme yollarından hangileri kullanılmıştır?
Tanık gösterme, alıntı yapma, örnekleme gibi düşünceyi geliştirme yolları kullanılmıştır.


Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri yukarıdaki parçadan hareketle uygun ifadelerle doldurunuz.

a. Parçada  KÜLTÜR ve DİL  üzerinde durulmuştur.
b. Parçada kültürün NESİLLER ARASI   aktarımla oluşmasına dikkat çekilmiştir.
c. Parçada DİL,  nesillerin başarılarının sonraki nesillere miras bırakılabilmesini sağlayan bir mekanizma olarak görülmektedir.
ç. Parçaya göre dil, kültürün nesiller arasındaki aktarımını mümkün kılan DİKEY BİLDİRİŞİMİN en üst boyutudur.

SAYFA 43
11. I. Bir dilin, yazılı kaynaklarla izlenebilen tarihî gelişimi içinde ayrılmış kollarıdır. (Yazı Dili)
II. Bir dilin, tarihî gelişimi içinde yazılı kaynaklarla izlenemeyen dönemlerinde ayrılmış kollarıdır. (Lehçe)
III. Ortak dilden ayrı olarak belirli toplulukların, ses, yapı, söz dizimi ve anlam bakımından farklılık gösteren dili veya kelime dağarcığıdır. (Argo)
IV. Aynı meslek veya topluluktaki insanların ortak dilden ayrı olarak kullandıkları özel dil veya söz dağarcığıdır. (Jargon)
V. Bir dilin bir ülke sınırları içindeki farklı yerleşim bölgelerinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılaşan konuşma biçimidir. (Ağız)


Yukarıdaki açıklamalardan hangisi ayraç içinde verilen kavramla uyuşmamaktadır?


A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

CEVAP: A

12. Coğrafya, fizik, gökbilgisi, sosyoloji, psikoloji, tarih, arkeoloji, felsefe erişebildiği her kaynağa uzanır edebiyat yazarı. Belli sonuçları, bu sonuçlara götüren yöntemi halk için yorumlamak, halka açmakla görevlidir bu çeşit edebiyat. Halk diye nitelenenlerse, uzman olmayanların okuyucu çevresidir. Edebiyatta yapılan, bir dolaylamadır öyleyse. Bilgin önermelerini, bilimsel bir dildeki varsayımları, bilimce pekiştirmeleri, bilim yasalarını, tüm sorun-bağlamıyla, elden geldiğince anlayıp anlatmak, halkça anlaşılmalarını sağlamak için kolaylaştırmaktır edebiyatçının başarısı.


                                                                                              Nermi Uygur, İnsan Açısından Edebiyat
 Bu parçada edebiyat-bilim ilişkisiyle ilgili nelere değinilmiştir?
Bilim edebiyata kaynaklık eder. Edebiyatçı bilimsel verilerden yararlanır. Edebiyat bilimin halk tarafından anlaşılmasını kolaylaştırır.

13. Yıllar önce bir belediye kuruluşuna iletişim semineri vermem için davet edildim. Seminer salonunda oturma düzeni ‘U’ şeklindeydi ve ben ‘U’nun açık ucunda durarak semineri sunuyordum. “Günaydın arkadaşlar!’’ diyerek seminere başladım. Hiç kimse yanıt vermedi; ancak yüzüme ilgiyle bakmaya devam ediyorlardı. 


                                                                                       Doğan Cüceloğlu, İletişim Donanımları
 Bu parça iletişim unsurları bakımından değerlendirildiğinde aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Kaynak: Konuşmacı


B) İleti: “Günaydın arkadaşlar!” ifadesi
C) Alıcı: Dinleyiciler
D) Kod: Türkçe
E) Bağlam: Oturma düzeni





CEVAP: E 


SAYFA 44

14. Aşağıda verilen tanılayıcı dallanmış ağaçtaki bilgilerden bazısı doğru, bazısı yanlıştır. İlk ifadeden başlayıp, cevap oklarını takip ederek doğru çıkışa ulaşınız.

CEVAP: 6.çıkışa ulaşmanız gerekiyor.
Sanat metinleri okuyucuyu bilgilendirmek amacıyla yazılır (Y)

Metinler, sanat metinleri ve öğretici metinler olmak üzere ikiye ayrılır. (D)

İletinin özel bir tarzda düzenlenmiş haline kanal denir. (Y) 6. ÇIKIŞ

46.SAYFA 
Hazırlık


1. İnsanların tanımadıkları kimselere güvenmesinin ne gibi sorunlara yol açabileceğini tartışınız.
Tanımadığımız insanlara güvenmek risklidir, birtakım problemlere sorunlara yol açabilir. Tanımadığımız insanlara güvenerek maddi ve manevi zarara uğrabiliriz. 


2. Hikâye okumanın kişiye kazandıracakları hakkında görüşlerinizi belirtiniz.

Hikaye okumak insanın hayal gücünü ve yaratacılığını geliştirir.

Dış dünyayı öğrenmemize ve tanımamıza yardımcı olur.

Kelime dağarcığımızı zenginleştirerek kendimizi daha iyi ifade edebiliriz.

Hikaye okumak ufkumuzu geliştirir.

Hikaye karakterleri aracılığıyla farklı bir bakış açısı kazanabiliriz.

yazdı
3. Bazı hikâyelerde olaylara ağırlık verilirken bazılarında yaşamdan bir kesit ruhsal çözümlemelerle yansıtılır. Aşağıdaki metinleri bu bilgi çerçevesinde değerlendiriniz
İlk metinde olay hikayesi ikinci metin de durum(kesit) hikayesidir.
İlk metinde olay anlatılırken ikinci metinde hikaye kahramanının cadde üstündeki bir fotoğrafçı dükkanıyla ilgili izlenimleri anlatılmaktadır. 


9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Kitabı 

52.SAYFA  


Metni Anlama ve Çözümleme

1. "Nihayet, bir gün, bu korktuğum, beklediğim, merak ettiğim hadise vuku buldu.cümlesindeki altıçizili kelimelerin anlamlarını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizin doğruluğunu sözlükten kontrol ediniz.


hadise vuku buldu: Olay meydana geldi


2. Zincir adlı metindeki şahıs kadrosunun özelliklerini belirleyiniz.
Anlatıcı(yazar) : Gurbette yabancılık ve yalnızlık çeken, canı sıkılan ve gözlem yapmayı seven biri...

Buldok cinsi köpek:  Görünüşüyle aksi, hırçın ve somurtkan izlenimi veren bir köpek. Zincirini koparıp iki gün sonra döndüğünde kırçınlığını kaybedip sakinleşiyor.

Senagalli bir nefer: Buldok cinsi köpeği gezdiren siyahi bir asker

9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Kitabı Cevapları
53.SAYFA 


3. Metinde kullanılan bakış açısı, anlatımı nasıl etkilemiştir? Açıklayınız.
Metinde kahraman anlatıcının bakış açısı kullanılmıştır. Kahraman anlatıcı, kendi dil ve üslubunu kullanması anlatımı daha sıcak, samimi ve inandırıcı bir etkiye sahip olmasın ısağlamıştır.


4. Metinde anlatıcının yönlendirme yapıp yapmadığını, olayları yorumlayıp yorumlamadığını değerlendiriniz.
Metinde anlatıcı olayları kendi bakış açısına göre yorumlamış, öznel duygu ve düşüncelerini anlatmıştır.


5. Hikâyede yazara özgü dil ve anlatım özelliklerini belirleyiniz.
Refik Halit güçlü bir gözlemcidir, bu özelliğini bu hikayede de görebiliyoruz. Hikayede gerçekliği yakalayan konuşma diline yakın sade, yalın bir anlatımı vardır.
6. Okuduğunuz hikâyenin serim, düğüm ve çözüm bölümlerini belirtiniz.
İlk iki paragraf serim, son paragrafa kadar düğüm, son paragraf çözüm bölümüdür.

1.Etkinlik
a) Zincir adlı hikayedeki evrensel değerleri belirleyiniz.
Yalnızlık, yabancılık, gurbet, can sıkıntısı, özgürlük gibi değerler 
b. Metindeki evrensel değerlerin olay akışına etkisini değerlendiriniz.
Metindeki olay akışı bu değerler etrafında kurgulanmıştır.

2.Etkinlik
a) Zincir adlı öyküde öne çıkan yapı unsurunu belirleyiniz.
a) Öyküde "şahıs(kişi)" unsuru ön plandadır.
b. Öne çıkarılan bu yapı unsurunun hikayenin kurgusudaki işlevini belirtiniz.
Olay akışı öne çıkarılan bu yapı unsuru (şahıs) etrafında gerçekleşiyor.
9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Kitabı 
58.SAYFA 
Zincir adlı metni Jules Amcam adlı metinle tür, biçim, üslup ve içerik açısından karşılaştırınız.
Tür: Zincir ve Jules amcam olay hikayesi türündedir.

Biçim: Her iki metin de hikaye türünün biçim özelliklerini gösterir, düzyazı şeklindedir.

Üslup: Her iki hikaye de  kahraman anlatıcının bakış açısıyla yazılmıştır. İkisinin de dili akıcı, sade ve anlaşılırdır. 

İçerik: Zincir adlı hikayede bir köpeğin zincirliyken ve zincirinden kurtulunca yaşadıkları ve bunun sonucunda yaşadıkları anlatılırken; Jules amcam da bir ailenin yaşadığı hayal kırıklığı anlatılıyor.
☝ Daha ayrıntılı inceleme için tıklayınız


9. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Kitabı,2017-2018 Sayfa 59 Cevabı
59.SAYFA 


Hazırlık


1. Doğanın korunmasının niçin önemli olduğunu aşağıdaki görselden yola çıkarak tartışınız.
En büyük zararı kendimize veririz. Yaşam alanlarımız giderek azalır, canlı türleri tükenir, ormanlar azalır, akarsular ve denizler kirlenir.

2. Doğanın korunması için neler yapılabileceğini belirtiniz.

Her şey önce  bilinçli ve duyarlı bir insan olmalı ve yaşadığımız doğanın kıymetini bilmeliyiz .
Yaşadığımız çevreyi kirletmemeliyiz.
Akciğerimiz ormanları yangın tehlikesine karşı korumalı, ağaç dikmeliyiz.

Çevre gönüllüsü olup doğayla ilgili dernekleri (TEMA gibi) desteklemeliyiz.


☝Daha Fazlası Maddeler Halinde...��TIKLA

.3. Aşağıdaki metinlerin anlatım yönünden farklarını belirleyiniz.

İlk metinde ilahi bakış açılı anlatım;  ikinci metinde kahraman anlatıcının bakış açısı vardır.

SAYFA 64


Metni Anlama ve Çözümleme



1. Son Kuşlar adlı hikâyedeki kahramanların olay akışını etkileyen fiziksel, psikolojik ve ahlaki özelliklerini belirleyiniz.
Kahraman Anlatıcı: Hikayenin anlatıcısıdır. Doğayı ve hayvanları seven, küçük çıkarları için doğayı tahrip eden insanlardan rahatsız olan, çok duyarlı ve  doğanın geleceği için endişelenen bir insandır.

Konstantin: Galata'da bir yazıhanesi olan zahire tüccarıdır. Kendi halinde yaşayan, hesaplı, başkaları tarafından sevilen, mütevazı, şakacı bir tavrı yanında canavar bir yönü de vardır çünkü kuşlara kıymaktadır. Yazar tarafından beğenilmemektedir.

Mühendis Ahmet Bey: Okumuş bir insan olmasına rağmen çocuklara  çimleri yoldurmakta, doğayı tahrip edip küçük çocuklara kötü örnek olmaktadır.

2. Hikâyede ele alınan olayı yer ve zaman yönünden inceleyiniz.
Öyküde anlatılanlar İstanbul'da bir adada  geçmektedir. Ada, doğa harikası olan tenha bir yerdir.  Hikayedeki zaman güz mevsimidir.
3. Metinde birden fazla anlatıcı ve bakış açısının bulunup bulunmadığını, anlatıcının değişmesine bağlı olarak bakış açısının da değişip değişmediğini açıklayınız. 

Metinde kahraman ve ilahi bakış açısı bulunmaktadır. Anlatıcı değişmesine bağlı olarak bakış açısı da değişmiştir. 


4. Metinde kullanılan anlatım biçim ve tekniklerini belirleyiniz.


Hikayede öyküleyici anlatım biçimi kullanılmıştır. Ağırlıklı  olarak iç konuşma ve diyalog anlatım teknikleri kullanılmıştır. 

SAYFA 65


Metni Anlama ve Çözümleme


5. Metinde geçen "dıramudana, hüviyet, maestro, mucip, zahire" kelimelerinin doğru telaffuzuna yönelik çalışmalar yapınız.
.....
6. Hikâye türünün ortaya çıkmasında sözlü ve yazılı kültürün, toplumsal değişimlerin ve etkileşimlerin etkisini belirtiniz.

��Cevabı burada




1.ETKİNLİK

Metin                                    Anlatıcı ve Bakış Açısı

                                                                                                                                                                                                                     
Köşe penceresini, işte, ben, bu bakımdan insan çevresinin bir damlası üstüne çevrilmiş bir mikroskop camı sayarım. Baktığınızı sanki büyütür. Rasathaneler nasıl gökleri ve yıldızları temaşa için havaya uzanmış birer fen gözü ise köşe pencereleri de yeri ve yerde yaşayanları seyre yarar, zemine eğilmiş birer tecrübe gözlüğüdür.  ( Kahraman anlatıcının bakış açısı)

                                                                                                                                                             
Seneler var ki kuşlar gelmiyor. Daha doğrusu ben göremiyorum. Güzün güzel günlerini pencereden görür görmez, Konstantin Efendi’nin bulunabileceği sırtları hesaplayarak yollara çıkıyorum. Bir kuş cıvıltısı duysam kanım donuyor, yüreğim atmıyor. ( Kahraman anlatıcının bakış açısı)
                                                                                              
Hani sessiz, zenginliğini bile belli etmez, mütevazı adamdı da… Konu komşusu da severdi hani. Hiçbir şeye, hiçbir dedikoduya karışmazdı. Sabahleyin işine kısa kısa adımlarla koşarken, akşam filesini doldurmuş vapurdan çıkarken görseniz; iriliğine, sallapatiliğine, Karamanlı ağzı konuşuşuna, basit ama, hesaplı fikirlerine, (…) yine basit, sevimli şakalarına karşı, hakkında kötü bir hüküm de veremezdiniz. Kendi halinde, işi yolunda, hesaplı yaşayan bin bir tanesinden bir tanesiydi. (İlahi bakış açısı)
a.Zincir ile Son Kuşlar hikâyelerinden alınan bu parçaları anlatıcı ve bakış açısı yönünden değerlendiriniz.

İlk iki metinde kahraman anlatıcının bakış açısı kullanılmıştır. Anlatım I. tekil kişi ağzından yapılmıştır.  Kahraman anlatıcı, kendi dil ve üslubunu kullanması anlatımı daha sıcak, samimi ve inandırıcı bir etkiye sahip olmasın sağlamıştır. 3.metinde ilahi bakış açılı hakim anlatıcı kullanılmıştır. Anlatıcı olayların öncesi ve sonrasını, kahramanların iç dünyalarını ve zihninden geçenleri bilmektedir. 



b. Bu anlatıcı ve bakış açılarının anlatıma etkilerini değerlendiriniz.

Kahraman anlatıcı anlatımda olayı yaşayanın kendi dil ve üslubunu kullanması anlatımı daha sıcak, samimi ve inandırıcı bir etkiye sahip olmasını sağlamıştır. İlahi bakış açılı anlatıcıda ise anlatıcı  olaylara tam olarak hakim olduğu için olayları yorumlama gücü diğerlerine göre daha güçlüdür, olayları ve kişileri daha ayrıntılı görmemizi sağlar.



c. Tablodaki metinlerde metin-okuyucu ilişkisi açısından anlatıcının yazarın gerçek kişiliği ya da kurgu olup olmadığını belirleyiniz.

Her sanatsal metin yazarının hayatından az çok izler. Edebi metinlerde  anlatıcı kurmacadır; ama metnin yazarının yaşamının izler taşımaktadır. Yazar, var olan gerçekliği kurmaca gerçekliğe dönüştürerek anlatmıştır.




2. Etkinlik

Eskiden her mahallenin kendine ait hususi bir havası, bir tarz-ı hayatı vardı. Şimdi ise birbirinin kopyası aynı tiple, soğuk, cansız binlerce apartman, ruhsuz beton kütleleriyle bütün şehirleri aynileştirmiş, şehirlerin, mahallelerin ruhu yok olmuştur. Artık her yer aynı ve hiç kimse bir yere ait değil. Mahalleler kendine özgü kimliği olan ve yine dinî / sosyal merkezler, küçük çarşılar, çeşmeler, küçük imalathaneler ile birlikte “kendine yeterli yerler” idi. Her mahalle birbirinden bir duvarla olmasa bile bir ağaçlık bölge ile ya da bir dere gibi tabii bir engelle birbirinden ayrılıyordu. Mahallede kendiliğinden bir otokontrol vardı çünkü herkes birbirini tanır, yabancılar derhal fark edilir, asayiş kolayca sağlanırdı.



Mustafa Kutlu, Nur

a. Metindeki sosyal ve kültürel ögeleri belirleyiniz.

Eskiden mahallerin kendine özgü kimliği, mahalledeki dayanışma ve otokontrol kültürü metindeki sosyal ve kültürel ögelerdir.



b. Belirlediğiniz değerleri içinde yaşadığınız toplumun değerleriyle karşılaştırınız. 

Günümüzde de artık eski mahallelerdeki yaşam tarzı yok denilebilecek azalmıştır. 



SAYFA 66

3. Etkinlik
a. Görseldeki manzarayı betimleyiniz.

Betimleyin ��

b. Yaptığınız betimlemeden hareketle edebiyatın görsel sanatlarla ilişkisini değerlendiriniz.

Görsel sanatlar gibi edebiyat da insan da coşku ve estetik haz uyandırır.




4. Etkinlik

a. Son Kuşlar adlı metinden hareketle kimi insanların küçük çıkarları için doğayı tahrip etmekten kaçınmamaları nasıl değerlendirilebilir? Tartışınız.

Yorum sizin...

b. Hikâyedeki söz konusu olayları yaşadığınız çevrede gözlemleseydiniz ne yapardınız? Tartışınız.

Yorum sizin...

Son Kuşlar adlı hikâye ile ilgili bir değerlendirme yazısı yazınız.

☝Örnek değerlendirme yazısı için tıklayınız



b. Sıra arkadaşınızın değerlendirmeleri ile kendi yorumlarınızı karşılaştırınız.


SAYFA 70

Son Kuşlar adlı metni Kırda Bir Gün adlı metinle tür, biçim, üslup ve içerik bakımından karşılaştırınız.

Tür: Her iki metnin türü  durum(kesit) öyküsüdür.

Biçim: İki metin de düzyazı (nesir) biçiminde yazılmıştır.

Üslup: Her ikisi de sade, akıcı ve  içten  bir anlatıma sahiptir. Son Kuşlar adlı metinde kahraman ve ilahi bakış açılı anlatım birlikte kullanırken Kırda Bir Gün adlı metinde ilahi bakış açısı kullanılmıştır. Son Kuşlar adlı metinde  iç konuşma tekniği  Kırda Bir Gün adlı metinde ise diyalog tekniği ağırlıklı olarak kullanılmıştır.

İçerik: İki metin de "doğa" temasını işlemiştir. Son Kuşlar adlı metinde küçük çıkarları için doğayı acımasızca tahrip eden insanlar anlatılırken Kırda Bir Gün adlı metinde yaşlı bir adam ve öksüz iki yoksul çocuğun fırtınadan sonra doğada  yaşadıkları ve izlenimleri anlatılmıştır.

SAYFA 71
Dil Bilgisi

1. · İşsiz, güçsüz kaldığım gurbet ellerinde köşe pencerem, kendimce Abdülhak Hamid'in "Kürsü-i temaşa"sı yerine geçerdi.


· Deniz, Bozburun’a doğru başını almış gidiyor. Uzaklarda görünen, İstanbul’un neresi kim bilir? Sesler neden gelmiyor?
· Bunlarla bir yeşil meydanın kenarına varır, bunları bir ufacık ağacın altına çığırtkan kafesiyle bırakırlar, ağacın her dalına ökseleri bağlarlardı. Hür kuşlar, kafesteki çığırtkan kuşun feryadına, dostluk, arkadaşlık, yalnızlık sesine doğru bir küme gelirler.


Yüklə 0,59 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin