uçuraştır- et. uçuraş-‘tan.
uçuraşuu, rastlama, karşılaşma.
uçurat-, uçura-‘dan.
uçurma, çatı.
uçuroo, işs. uçura-‘dan.
uçurtma, yalan dolan, uydurma, olmadık şeyler.
uçuru = uturu.
uçuruu işs. uçur ıı’den.
uçuu işs. uç- ııı’den.
uçuuçu tayyareci, uçucu.
udaa yahut udaasınan: sıra ile, sırasıyla, fasılasız, arka sıra; üç kün udaa: fasılasız üç gün.
udaalaş-: birbirini takip eden. artsız arasız.
udarnik-, r. “hamleci” (aşırı faaliyet ve gayret gösteren işçi). udarnik ayal: bu sıfatta olan kadın.
udul, cihet, istikamet, karşı; udulu kelip kalsa; eğer ahval müsait olursa, muvaffak olunursa, elden gelirse.
udurğu- (kütle, kalabalık hakkında) çırpınmak, üşüşmek, akın etmek; el uduruğup atat: kalabalık çırpınıyor (kah bir yana, kah diğer yana akıyor); udurğuğan köp karaan, ottop cürgön malkeben- folk.: uzakta çırpınıp duran karartılar, otlayıp gezen hayvanlar mı acaba?
ugul- işidilmek; uguldu: işitildi, dinlendi; dinlenmiş.
ugulmaksan: ugular-ugulmaksan ayıttı: duyulur duyulmaz bir şekilde söyledi.
Dostları ilə paylaş: |