r-er\î unsurlarıyla karışıp onlarla birlikte göçebelere karşı, diyelim ki, «Yataq Tatar» yahut «Yataq Kıpçak» ,s) unsurunu teşkil etmeğe başlamışlardır. «Tatar» adı işte ozaman «Özbek» adından daha geniş birmâna almış; «Özbek» adı ise sonradan Özbek, Nogay, Kazak ve Başkurt cemiyetlerine ayrılmış olduklarını gördüğümüz Tatar ve Kıpçak'ların göçebe aristokrasisine ad olmuştur. Bununla beraber «Tatar» kelimesi eski mânasını bilfiil kaybetmekle beraber, halk dilinde «Elin Tatarı», yani «Elin asilzadeleri» demek mânasında kullanılmakta devam etmiştir. Bununla beraber moğollar çağında ticaret Tatar (bilhassa Moğolve Uygur) «ortak» şirketleri elinde bulunduğundan «tatar» tâbiri «tüccar» mânasında da kullanılmıştır. Özbek heyeti 1 4-1 5 inci asırlarda bu sem şeklinde, yani Coçı Ulusunun Tatar ve Kıpçak boyları halitasından ibaret göçebe hâkim askerî tabaka sıfatıyla teşekkül ettiğinde, memlekette bu tabakaya dahil olmıyan kavimler mukabil tabaka teşkil etmişlerdir ki şunlardır:
— Kıpçak Bozkırının eski medenî kavimleri olan, Astarkhan ve Saray tarafındaki «As» 1ar; Orta Edilde «Bulgar-Kazan» Türkleri, Burta?. Mokşı (İslâm ve moğol kaynaklarında «Möks»), Kırım taraflarında «Tat» 1ar ve eski Hazarların döküntüleri, Batı Sibıryada İstek ve Ibır-Sıbır kavimleri.
— Medenî hayata geçmiş 'olan Kıpçak ve Başkurtlar, ki bunların Ural taraflarındakilerine divan ve deftere mukayyet olmaları itibariyle «Tepter» (defter) denilmiştir.
— Şimdiki Kazak ve Başkurtların vaktiyle Kıpçak Bozkırının