Ö
LÜ DEFNEDİLDİKTEN SONRA
TELKİN (TALKIN) VERMEK
Ölmeden önce yapılan telkin konusunda herhangi bir anlaşmazlığın olduğuna dair bir şey bilmiyoruz.1 "Hidâye" ve diğer kitaplarda geçen öldükten sonra telkin verme hakkında alimler anlaşmazlığa düşmektedirler. Hanefî mezhebinin bu konuda üç görüşü vardır:
Birincisi: Sorgulama ruh geri verildiğinden dolayı öldükten sonra telkin yapılır.
İkincisi: Telkin yapılmaz.
Üçüncüsü: Yapılması ne emredilir, ne de yasaklanır.2
Şafiî mezhebinde ise İbn Hacer el-Heytemî3 "Tuhfe" (3/207) de dediğine göre telkin yapılır: "Âkil-bâliğ veya deli için şehid dahi olsa defin işi tamamlandıktan sonra telkin yapmak müstehabdır. Bu konuda zayıf olan hadis, diğer hadislerin desteğiyle güç kazanır1 ve telkin faziletli amellerden sayılır. İbn Abdisselâm’ın: "Telkin bid‘attir" sözü böylece reddedilir"2. el-Heytemî’nin sözü burada bitti.
İmam Mâlik’e göre telkin mekruhtur. Ali el-Mâlikî kitabı ‘Kifâyetü’t-Tâlibi’r-Rabbânî li-Hatmi Risâleti İbn Ebî Zeyd el-Kayravânî"’de şöyle demektedir: "Bazı alimler (İbn Habîb gibi) Rasulüllâh (sav)’in: "Hangi ölünün başında Yâsîn Sûresi okunursa Allâh onun işini kolaylaştırır"3 hadisinden dolayı ölünün başında veya ayak ucunda okumaya ruhsat vermişlerdir, yani müstehab saymışlardır. Fakat bu, yani ölüm anında okumak İmam Mâlik’e göre yapılan bir şey değildir. O’na göre böyle bir şey mekruhtur." Bitti.
Hanbelî mezhebindeki alimlerin çoğuna göre telkin müstehabdır. Abdülkadir b. Ömer eş-Şeybânî1 "Şerhu Delili’t-Tâlib"’de şöyle demektedir: "Alimlerimizin çoğu defnedildikten sonra ölüye telkin yapılmasını müstehab saymaktadır." Bitti. Bu sözden anlaşıldığına göre çoğunluğun dışındaki Hanbelî alimleri şöyle demektedir: Öldükten sonra telkin yapılmaz.2
Zahirî mezhebinin en meşhur alimi Ebû Muhammed b. Hazm’a3 göre telkin yapılmaz. Geniş açıklaması üçüncü bölümde gelecek
Dostları ilə paylaş: |