Ahlak Temizliğine Duyulan İhtiyaç Ahlak Temizliğinin Etkileri ve Önemi Şeyh Hüseyin Behrani


“Ben yüce hasletleri kemale erdirmek için gönderildim.”



Yüklə 1,71 Mb.
səhifə2/68
tarix03.08.2018
ölçüsü1,71 Mb.
#66881
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   68

“Ben yüce hasletleri kemale erdirmek için gönderildim.”


Şüphesiz bu bir gerçektir. Zira dünya ve ahiret işi yüce bir ahlak olmaksızın asla düzene giremez ve bunları talep eden bir kimse için de yüce ahlaka sahip olmadan hoşnut olacağı bir şekilde elde edilemez. Sen her ne kadar çok da olsa salih amelin; ahlaki temizlik olmadıkça ve engel teşkil edebilecek saplantılar ortadan kalkmadıkça bir fayda vereceğini zannetme. İyi amelle olan kötü ahlak balla birlikte olan sirke etkisini göstermektedir.

Sonu yıkıma uğramak olan şeylerde ne gibi bir fayda düşünülebilir ki! Sakın batini ıslah ve temizlik olmaksızın fazla ilmin bir fayda vereceğini düşünme. Hâşâ! Asla! Nitekim bizim önderlerimiz (a.s) şöyle buyurmuşlardır: “Zalim bilginler olmayınız; aksi takdirde sizin batıl ve kötü huylarınız hak ve güzel huylarınızı ortadan kaldırır.”

Aynı şekilde kötü ahlaka sahip bir insanın; babası, eşi, dostu, üstadı ve öğrencisiyle muaşeretten lezzet alacağını zannetme asla! Aksine bunların tümü, davranış bozukluğu sergilendiği takdirde incinecek ve insandan uzaklaşacaktır. Böylesine bir insan da halk arasında dağılmış olan kemal ve yücelikleri nasıl elde edebilir? Zira o durumda kemal ehli olan kimseler kendisinden kaçmış olacaklardır. Ehl-i Beyt’in metodunu dikkatle inceleyecek ve eserlerini araştıracak olursak o yüce insanların sadece güzel ahlakıyla insanları hidayete erdirdiğini ve dine cezp ettiğini kolayca görebiliriz. O yüce insanlar kendi taraftarlarını da buna davet etmiş ve şöyle buyurmuşlardır: “İnsanları dilleriniz dışında davet ediniz.” Yani güzel ahlak ve iyi davranışlarınızla onlar için örnek teşkil ediniz. Şimdi dünya ve ahiret işinin sadece yüce ahlakla düzene girdiği ve de bu ahlakı kemale erdirmenin, varlığın onsuz ıslahının mümkün olmadığı biset hedefi konumunda bulunduğu açıklığa kavuştuğuna göre, ahlak temizliğinin her farzdan öncelikli olduğu ve her gerekli işten daha önemli sayıldığı ortaya çıkmaktadır. O halde her hayır anahtarı her iyilik kaynağı, her faydayı elde etme sebebi ve bütün hedeflerin merkezi ahlak temizliğidir.

Rivayetlerde yer aldığına göre kâfirler bile güzel hasletleri sebebiyle mükâfat elde edecektir. Nitekim nice insanlar nefsin isteklerine karşı çıkma düşüncesinde olduğundan dolayı sonunda bu iş onların iman etmesine neden olmuştur. Aynı şekilde rivayetlerde de yer aldığına göre Cebrail Peygamber-i Ekrem'e (s.a.a) Allah'ın emrini indirerek şöyle buyurmuştur: “Senin yanında bulunan esir kimseyi cömerttir diye sakın cezalandırma.” Yani ondaki güzel cömertlik ahlakı bu dünyada öldürme cezasından kurtulmasına ve ahirette de cennete erişmesine neden olmuştur.

Öğrenip uyguladığı takdirde doğruluğu herkesçe belli olan bu ön bilgiden sonra bilmek gerekir ki Ehl-i Beyt (s.a.a) ahlak hususunda bir takım ilke ve prensiplere sahiptirler. Bu ilke ve prensiplere riayet ettiğimiz takdirde güzel huy ve hasletleri çok kolay bir şekilde elde edebiliriz. Ahlak ilmi bilginlerinin kılavuzluklarının yarattığı sıkıntı ve zorluklara da hiç gerek kalmaz.

Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şeriat boyutunda da bizlere oldukça kolay bir din getirmiştir. Nitekim Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: “Allah size kolaylık ister, zorluk istemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanızı, sizi hidayete ulaştırmasına karşılık Allah'ı ululamanızı ve şükretmenizi sağlamak içindir.”1

Hakeza şöyle buyurmuştur: “O, sizi seçmiş, babanız İbrahim'in de dini olan bu dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır”2

Aynı şekilde kolay yollara ulaşma metodunu da bizlere açmış ve bu yolda var olan sıkıntıları ve zorlukları büyük ölçüde bizler için ortadan kaldırmıştır. Dolayısıyla şeytan, “ahlakını düzeltmek çok zor bir şeydir, nefisle cihat etmeyi ve dayanılmaz riyazetlere katlanmayı gerektirir” bahanesiyle seni ahlak ilminden nasipsiz kılmamalıdır. Oysa biz nice dayanılmaz riyazetlere katlanan birçok kimsenin sonunda aşağılık dünyevi makamlara ulaşma dışında bir şey elde edemediklerini çok defa görmüş bulunmaktayız. Bu kimseler tertemiz Ehl-i Beyt imamlarının (a.s) metodunu kullanmadıkları için onlara bir benzeme noktasına gelememişlerdir.

Bu işin sırrı şudur ki münezzeh olan yüce Allah hikmet nimeti ve güzel yaratışıyla akılları aydınlatmış ve akıl sahibi kimseleri, “insanlardan büyük şeyler talep etmiş ve bu büyük şeylerin kilidini ise küçük şeyler karar kılmıştır” esasınca denemiştir. Dolayısıyla herkim bu küçük işleri büyük sayar ve bu işler karşısında gevşeklik gösterirse kendisinden istenilen şeyleri kaybeder. Bu da kendi hakkındaki en büyük imtihanlardan biridir. Böylesine küçük işlere sarılan bir kimse, o değerli ve büyük hedeflere asla erişemez. Böyle bir insan her ne kadar küçük şeyler yapmış olsa da sonuç itibariyle bu küçük şeyler kendisini büyük ve değerli hedeflere ulaştırmış olacaktır, bu da insan için en büyük saadet konumundadır.

Bu yüce hikmet üzerinde düşün ve dikkat et ki Allah'ın bu insanlara hüccetini nasıl tamamladığı ve nimetini insanlar için kemale erdirdiği senin için ortaya çıkmış olsun.

Ne kadar da ilginç bir nimet! İnsanları nasıl da böylesine küçük şeylerle o yüce makamlara ulaştırmıştır. Bu hüccete şaşmamak mümkün değildir. Onlar nasıl da kendilerini sürekli bir yıkıma uğratmış ve kendilerine elem verici bir azap hazırlamışlardır. Oysa böylesine küçük işler yaparak kurtuluşa erebilirlerdi. Her kim bu hikmet üzerinde düşünür ve bunu hidayet imamlarının (a.s) eserlerinden elde edecek olursa, şu sözün ne anlama geldiğini de kendiliğinden anlamış olur: “Her kim az bir rızkı küçümseyecek olursa, pek çok rızıktan mahrum düşmüş olur.”

Hakeza: “Bütün kötülüklerin kaynağı küçük işleri küçümsemektir.”

Bu hadisten hayrın kaynağının ne olduğunu anlamak da mümkündür. Dolayısıyla her kim az bir rızkı küçümsemezse birçok rızıklardan mahrum konuma düşmez.

Bu anlamı izlemeye devam edin. Bunun kanıtlarını kitap ve sünnette de bulacaksınız. Bu konudaki rivayetler sayılamayacak kadar çoktur. Örneğin bir hadiste şöyle yer almıştır: “Küçük günahlardan korkunuz.”

Ve hakeza şöyle buyurulmuştur: “Hiçbir itaati küçük görmeyiniz. Allah'ın hoşnutluğu o küçük şeyde olabilir. Aynı şekilde hiç bir günahı da küçük görmeyiniz. Zira Allah’ın gazabı onda olabilir.”

Bu konuda daha pek çok rivayetler de elimize ulaşmış bulunmaktadır. Dolayısıyla basiret ve hidayet talep eden bir kimseye açıklığa kavuştuğu gibi Muhammedi yüce dinin metodu sadece kolaylaştırma esasına dayalıdır. Bu işler Allah'ın izniyle insanları en yüce hedeflere ve en güzel arzulara ulaştırabilir.

Aşağıda yer alan şu kutsi hadis de söz konusu anlamı daha da bir belirgin hale getirmektedir: “Her kim bana bir karış yaklaşacak olursa, ben ona bir arşın mesafesince yaklaşırım.”

Eğer Allah kendisine doğru gelen birine yakın oluyorsa ve kendisine sırt çeviren kimseleri kendisine geri çağırıyorsa tümüyle kendisini Allah'a vermiş ve Allah'ın dergâhına kurulmuş bir insana nasıl davranacaktır! Bu konuda İmam Seccad'ın Seher duasında yer alan şu ifadesi senin için yeterlidir: “Senin yolunda yürüyen kimsenin yolu kolaydır. Sen yaratıklarından asla gizli değilsin; meğerki arzular seninle onlar arasında bir engel teşkil etmiş olsun.

Uyanık olun! Ey Allah'a doğru yönelen ve o yüce makamlara erişme arzusunda olan kardeşim! Senin iyiliğini dilediğim için bu sözlerime kulak ver. Bu sözler Ehl-i Beyt’in (a.s) nurlu meşalesinden alınmış sözlerdir. Şüphesiz kim Ehl-i Beyt’ten ayrılacak olursa ateşe doğru gider. Benim söylemek istediğim şudur ki şimdi sen, bizden istenilen şeyin yüce ahlak olduğunu öğrenmiş oldun. Bu güzel ahlak, şer afeti sebebiyle Allah'a isnat edilmiştir. Nitekim bir hadiste şöyle yer almıştır: “Allah'ın ahlakıyla ahlaklanınız.” Şüphesiz bu ahlak Allah resulünün (s.a.a), tertemiz Ehl-i Beyt’inin (a.s) ve takipçilerinin ahlakıdır. Dolayısıyla bilmen gerekir ki bu hakikatin kıvamı ve özeti doğru yolda yürümekten ve de ifrat ve tefritten kaçınmaktan başka bir şey değildir. O halde yapabildiğin her itaat ve Allah'ın beğenmediği işlerden kaçınmakla Allah'a doğru yakınlık elde etmeye çalış. Küçük ve büyük işlerde ihmalkârlığı terk etmeye uğraş. Üstünlüğü belli olan her işi yapmak için himmet göster. O iş her ne kadar senin gözünde küçük olsa da bunu yapmaya çalış. Güzel olmadığı belli olan her işi terk etmeye özen göster. O işler her ne kadar senin gözünde küçük olsa da onları terk et. Hiçbir küçük veya büyük işte müsamaha gösterme. Sen işlerinde sürekli dikkatli olmaya, kontrol etmeye ve sağlam çalışmaya bak.

Sakın dikkatsiz ve sağlam olmaksızın yapmış olduğun işlerin çokluğu yüreğini sevindirmesin. Zira senden istenildiği şekilde doğru olarak yapılan ve gözetlenen bir iş, doğru olarak yapılmayan binlerce güzel işten daha iyi sonuçlar doğurur. Hatta sayısız hayır işleri bile, doğru ve kâmil olarak yapılmış olan bir amelin meyvesini vermekten yoksun bulunmaktadır. Hatta ilke olarak hikmet ve marifet ehli kimseler nezdinde bu iki şeyin birbiriyle hiçbir münasebeti bulunmamaktadır.

Ben büyük ve küçük hiçbir işi kenara itme demiyorum, dolayısıyla da bu işi gözünde büyütüp, “Ben nerde bütün bu dediklerin nerede?” diye itirazda bulunmaya çalışma. Aksine ben diyorum ki sen cüzi ve zahiri bir ameli ihmalkârlık sebebiyle terk etme kolaylığına kaçma. Ama nefsanî isteklerin üstün gelmesi ve nefis ve şeytanın aldatması sebebiyle bazı hususlarda sürçecek olursan bu apayrı bir konudur. Masum olmayan bir insandan zaten bundan başkası beklenemez. Bizim maksadımız nefsi müsamaha ve ihmalkârlık göstermekten kaçındırmaktır. Zira bu küçük işlere özen göstermek ve bu konuda müsamaha göstermekten kaçınmak insanı kemale erdirmekte ve yüce makamlara ulaştırmaktadır. Zira Allah bunları o hazinelerine anahtar kılmıştır. Her kim bu hazinelerin anahtarlarını elinde bulunduracak olursa ihtiyaçsız bir hale gelir ve kurtuluşa ermiş olur. Eğer sözün uzayacağından korkmasaydım bu gerçeği daha güzel bir şekilde açıklığa kavuşturur ve bu konuda makamına yakışır şekilde birçok kanıtlar da sergilerdim. Zira bu binlerce hikmet kapısının kendisine açıldığı sağlam bir kapı konumundadır. İnşallah gelecek bölümlerde bu konuda daha fazla açıklama yapmaya çalışacağım.


Yüklə 1,71 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   68




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin