Ak (Benî Ak)


AKHİSARÎ Bk. Hasan Kafi Akhisarî.271 AKIB



Yüklə 1,39 Mb.
səhifə18/54
tarix18.01.2019
ölçüsü1,39 Mb.
#100624
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   54

AKHİSARÎ


Bk. Hasan Kafi Akhisarî.271

AKIB

Hz. Peygamber'in isimlerinden biri.

Lugatta “En sonra gelen, bir kavmin liderine halef olan, selefinin hayır ve fa­ziletlerini devam ettiren kimse” anla­mında kullanılmaktadır. Hz, Peygam­ber âkıbı kendi isimleri arasında saydığı bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Benim beş ismim vardır, ben Muhammed'im ve Ahmed'im; ben Mâhryim: Allah benimle küfrü yok edecektir; ben Haşirim: Kıyamet günü insanlar arkam­dan gelerek haşrolacaklardır ve ben Âklb'im” 272 Hemen bütün kaynaklarda ashâb-ı kiram­dan Cübeyr b. Mut'İm tarafından riva­yet edilen bu hadisteki âkıb kelimesi İbn Şihâb ez-Zührî tarafından “Kendin­den sonra peygamber gelmeyen kimse” diye açıklanmaktadır. “Kendinden son­ra bir başkası gelmeyen kimse” şeklin­deki izahı ise Şahîh-i Müslim deki ri­vayete göre Hz. Peygamber yapmıştır. 273

İmam Mâlik'in. el-Muvatta yuka­rıdaki hadisle bitirmesini, şârih Zürkâ-nî, bu hadisin “Allah peygamberleri Hz. Muhammed ile sona erdirdi” şeklindeki yorumuna bağlı ilgi çekici bir husus ola­rak değerlendirmektedir.

Bu hadiste Hz. Peygamber isimlerin­den sadece beş tanesini söylemiştir. Onun diğer isimleri muhtelif hadislerde zikredilmektedir. Nevevî, âkıb ve benze­ri kelimelerin isimden çok sıfat olduğu kanaatindedir. 274

Bibliyografya



1) Lisânü’l-Arab, “Akb” md.; Tâcül-'arûs, “Akb” md.; Kamus Tercümesi, “Akıb” md.; el-Muoatta'. “Esmâ'li'n-Nebi”, 1;

2) Müsned, IV, 4, 80, 81, 84; VI, 25;

3) Dârimî. “Rikâk”, 59;

4) Buhârî. “Menâkıb”, 17, “Tefsir”, 61/1;

5) Müslim. “Fe­za’il”. 124, 125;

6) Tirmizî, “Edeb”, 67;

7) Beyhakî. Delâ’ilü'n-nübüvve 275, Beyrut 1405/1985, I, 154, 156;

8) İbn Kayyım el-Cevziyye. Zâdli'l-me'âd 276 Beyrut 1401/1981, I, 86, 96;

9) Süyûtî, er-Riyâzü'l-enîka fî şerhi es­malli Haynt-halîka 277, Beyrut 1405/1985, s. 17, 21, 208;

10) Ömer Rıza Doğrul. “Âkib”, İTA, I, 210. 278

AKIBET

İnsanların, davranışları sebebiyle fert veya toplum halinde dünyada ve âhirette karşılaşacakları sonuç anlamında bir terim.

Akb kökünden türeyen ve “Bir işin sonu, neticesi; kişinin geride bırak­tığı çocuklar; iyi veya kötü sonuç, ceza veya mükâfat” mânalarına gelen akıbet Kur'an'da otuz iki yerde geçmektedir. Aynı kökten türeyen ukbâ da yi­ne “Mükâfat” ve genel olarak “Bir işin sonu” anlamını ifade eder; ukbe'd-dâr terkibinde ise “Cennet” mâ­nasında kullanılmıştır. 279

Akıbet, Kur'an'da fertlerin ve millet­lerin karşılaştıkları sonuçlardan ibret almayı teşvik gayesiyle kullanılmıştır. Allah'ın âyetlerini yalanlayanların 280, gü­nahkârların 281, fesat çıkaranların 282 zalimlerin 283 ve uyarıldıkları halde söz dinlemeyenlerin 284 daha dünyada iken karşı­laştıkları kötü akıbetler anlatılır. İbret almak için bunlardan sadece haberdar olmanın yeterli olmadığı, bu tür felâ­ketlerin maddî sonuçlarını görmek için yeryüzünde seyahatler yapmanın, göz­lemlerde bulunmanın ve bunlar üzerin­de düşünmenin gerekli olduğu, zira aynı şekilde davrananların aynı akıbete uğ­rayacakları, bunun değiştirilmesi müm­kün olmayan ilâhî bir kanun olduğu ifa­de edilir. 285 Buna karşılık, yine Kur'an'da, yeryüzüne faziletli (sâlih) kulların hâkim olacağı vaad edilerek bu vaadde bir me­saj (beliğ) bulunduğuna dikkat çekil­mekte 286, kö­tülüklerden sakınanların en güzel akı­betle karşılaşacakları hatırlatılmaktadır. 287 Böylece Kur'ân-ı Kerîm geçmiş milletlerin hayatlarına dair, ibret alın­maya değer bulduğu tarihî olaylardan da örnekler vererek güçlü bir toplum yapısının ancak dinî ve ahlâkî bakımdan doğru, iyi ve sağlam temeller üzerine kurulabileceğini ve toplumların bu te­melleri korudukları sürece yaşayabileceklerini önemle vurgulamıştır.

Akıbet, Kur'ân'daki kullanılışına ben­zer bir şekilde muhtelif hadislerde de yer almıştır. 288

Bibliyografya



1) Râgıb el-İsfahânî, et-Müfredât, “Akb” md,; Lisânü'l-'Arab, “Akb” md.; Fahreddin er-Râzî, Tefstr, IX, 12; XIX, 44; XXIV, 251;

2) Wensinck, Mu'cem, “Akabe” md.; Ö. Rıza Doğrul, “Akı­bet”, İTA, I, 210, 211. 289


AKIL

Hukuk bakımından temyiz kudretine sahip kimse.

Lugatta “Akıl sahibi kimse” mânasına gelmektedir. Bir hukuk terimi olarak iyi ile kötüyü, kâr ile zararı ayırt etmeye yarayan zihnî melekeler açısından yeterli kimseyi ifade eder. Mecellede mü­meyyiz terimi de benzer şekilde tarif edilmiştir. 290 Kişinin ibadetlerle mükellef ve hukukî cezaî ehliyete sahip olabilmesi için temyiz kudretine sahip bulunması gerekir. Bu ehliyete sahip ol­mayan küçükler malî sorumluluk dışın­da herhangi bir dinî emirle yükümlü de­ğildirler. Bu konuda Hz. Peygamber'in “Üç kimseden kalem kaldırıldı (dinî yükümlülüklerden muaf tutuldu); Bulûğa erin­ceye kadar çocuktan, uyanıncaya kadar uyuyandan ve şifa buluncaya kadar akıl hastasından” 291 anlamındaki hadisi delil olarak gösterilmiştir.

Hukukçular Hz. Peygamber'in, “Yedi yaşına girdikleri zaman çocuklarınıza na­mazı emredin” 292 hadisine ve tecrübelere dayanarak yedi yaşını temyiz kudretine sahip olmanın başlangıcı kabul ederler. Bu yaşa gelen kimse temyiz kudretine sahipse “mü­meyyiz küçük” kabul edilir. Mümeyyiz küçük eksik ehliyetlidir (bk. ehliyet). Bu kimse reşîd olarak bulûğa erince tam ehliyetli olur. Kişi bulûğa erdiğinde re­şîd değilse (sefih ise) ibadetler, aile ve ceza hukuku bakımından tam ehliyetli kabul edilir; malî muameleler bakımın­dan ise hâlâ eksik ehliyetlidir 293 Şu halde akıl olma yedi yaşında başla­makta, bulûğla gelişmekte ve rüşdle en olgun şeklini almaktadır. 294



Bibliyografya



1) Buharı. “Hudûd”, 22, “Talâk”, 11;

2) Ebû Dâvüd. “Şalât”, 60; Kâsânî. Bedâ’i, V, 169, 172;

3) Amidî, el-İhkâm, Kahire 1914, I, 251, 252;

4) M. Ebû Zehre,'üşûlü'l-fıkh. Kahire, ts., s. 334, 339;

5) Mustafa es-Sibâî, Şerhu Kânûni'l-ahvâti'ş-şahşiyye, Dımaşk 1958, II, 9 vd.;

6) Mustafa Ahmed ez-Zerkâ, el-Fıkhü'l-İslâmî fi şevbihi'l-cedîd 295, Dımaşk 1967, 68, II, 763, 790. 296


Yüklə 1,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   54




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin