4. Bedevîlik
Hâricîlik, bir çok araştırmacı tarafından bevîlikten kaynaklanan bir hareket olarak değerlendirilmiştir. Bu da doğru ve yerinde bir tespittir. Çünkü Hâricîler, çoğunlukla çölden ve Irak sınır boylarından gelmiş câhil,85 kültürsüz, kaba, mantık dışı hareket etmekle ünlenmiş, düşünce ve akıl yürütmekten uzak,“dar kafalı” ya da “dar görüşlü” kısacası bedevî insanlardı.
İmanın kalplerine henüz yerleşmediği, fakat sadece zâhiren İslâm’a teslim olmuş olan bu insanlar, eski câhilî tortulardan temizlenememişlerdi. Bu yüzden Hâricîler, İslâm’dan önce eski Arap örfünde varlığını sürdüren kabile geleneğini henüz bir kenara bırakamamışlardı.
Bedevî hayat tarzı gereği Müslümanlarla fazla temasta bulunmamaları ve Rasûlullah (s)’ın sohbetinden uzak kalmaları da Hâricîlerin İslâm’ı anlama ve yaşamaları hususunda aleyhlerine bir durum doğurmuştur. Bedevî bir yaşamı sahiplenen Hâricîler, doğal olarak nefislerini terbiye edecek, huylarını düzeltecek kadar Hz. Peygamber’le beraber olmadıkları için onun sohbet ve irşadından yeterince feyz alamamış; Kur’an ve İslâm üzerinde gereği
kadar düşünme, böylece onları anlayıp benimseme fırsatı da bulamamışlardır. Kanun ve nizam tanımayan, kendilerine hükmedenlere karşı kin duyan ve sosyal açıdan da terbiye edilmeyen bu kimseler,94 medenî insanların kabul edemeyeceği bir çok özelliği kolaylıkla benimseyebilmişlerdir.
Dostları ilə paylaş: |