İkincisi, hanın askeri heyetinin üyeleri olan beylerle karşılaştırıldığında, bu prensler, diplomatik benzerliklerde karaçi beyleri için söylenene çok benzer bir şekilde ayrılmaktadır.27 1519’daki Voskresensk ve Nikon tarihi kayıtlarında Şirin Prensi Bulat’ın karaçi olarak adlandırıldığına dair kanıtlarımız vardır.28 1551 ve 1552’deki tarih kayıtlarında, ulu karaçi veya divan başkanı olma ihtimalinin sahibi ve aynı zamanda Bulat’ın oğlu olan Nur Ali’ye ait referanslar bulunmuştur. Mart 1551’den önce, “ulanı ve üç ya da dört prensle birlikte” Nur Ali’den de söz edilmiştir.29 Aynı yılın Ekim ayında, Nikon Tarih Kaydı ve Tsarstvennaya kniga “baş Kazanlı karaçi Şirin Prensi Nur Ali, Bulat’ın oğlu ve Şabas Prensi Şamov…”30 diye söz etmektedir. Eğer “Şabas” da “Şirin” gibi bir topluluk ismine karşılık geliyorsa (bu isimlerin metindeki yerleşimleri aynıdır), o zaman bu “Şabas” ın
diğer Kazan beyliklerinden birisinin adı olduğunun kanıtıdır.
1923’te Kazan Hanlığı’nın kurumsal tarihinin kaynaklarına dair çalışmada Khudiakov önemli bir buluş yapmıştır. Rus tarihçilerinin 1497 ve 1551 yılları arasında “bütün ülke” (vsya zemlya), “bütün Kazan ülkesi” (vsya Kazanskaya zemlya) ya da “Kazan ülkesinin bütün halkı” (vse liudi Kazanskoy zemli) gibi terimleri kullanışlarının on dört örneğine dikkat çekmiştir. Khudiakov bu referansları Kazan kurultayı ile özdeşleştirmiştir.31 Bir kurultayın “bütün halktan” oluşmamasına rağmen, bütün ülkeyi temsil ettiğine olan inanış Moskova prensliği’nin temsilci meclislerine referans olarak “ülke” yi (zemlia) kullanmalarında müteakip yankılar bulmuştur (sonradan historyografide Zemskiy sobor olarak isimlendirilmiştir).32 “Bütün Kazan ülkesi” ve “Kazan ülkesinin bütün halkı” terimlerinin yer aldığı konuları inceleyerek, geleneksel Moğol kurultayı ile bağlantılı olan üç temel görev - hanın seçilmesi, önemli devlet konularında hana tavsiyeler verilmesi ve hanın görevden alınması ile birlikte yer aldıklarını görebiliriz.
1496 yılı altındaki Rus tarih kayıtları, Kazan “prensleri”, Kal Ahmed, Orak, Sadır ve Agiş’in gönderdiği bir elçi olan Seyid Baraş’ın Büyük Prens III. Ivan’a gelişini anlatmaktadır (Kazan prenslerinin karaçi beyleri divanı ile birlikte teşhisi için yukarı bakınız). Bu tanıma göre, Seyid Baraş, önceki han Muhammed Emin’e ihanet eden prenslerin ve “bütün ülkenin”, büyük prensin bağışlamasını talep ettikleri bir dilekçe getirmiştir. Aynı tanım, III. İvan’ın “prensleri ve bütün ülkenin dilekçesine göre” isteklerini nasıl kabul ettiğini ve Muhammed Emin’i tahta geri getirmeden onun yerine küçük kardeşi Abdullatif’i gönderdiğini anlatmaya devam etmektedir.33 Kazan karaçi beyleri ve “bütün ülkenin” gerçekten ne istediğini bize söyleyecek olan yazılı belgeye sahip değiliz ancak umuyoruz ki, son derece taraflı Rus tarih kayıtlarında anlatıldığı gibi sefil bir hal almamıştır.
Bunun yerine, Moskova prensliği vakanivist’lerinin, içinde Kazan hanının seçilmesine karşı büyük prensin ilişkilerini anlattıkları yorumcu sistemi anlarsak, daha makul bir açıklama çıkarabiliriz. Hem tarih kayıtlarında hem de Herberstein’ın Rus sarayında kendisine anlatılanlardan çıkardığı raporda bu yorumcu sistemi açıkça görebiliriz. İlham’ın tahta çıkışından beri (1479) sadece hanı seçmek ve tayin etmekle sorumlu olan kişi olarak, büyük prens han yapıcı rolünü üstlenmiştir. Kısa bir süre sonra, seçilen han Moskova’nın çıkarına olmayan faaliyetler sergilemeye, adaletsizlik yapmaya ve kötü niyetli akıl hocalarını dinlemeye başladığında büyük prens her konuda düş kırıklığına uğramıştır. Büyük prens isteksiz ve kederli bir şekilde görevdeki hanı başka bir hanla değiştirmeye mecbur edilmiştir ve düş kırıklığı ile isteksiz yer değiştirme döngüsü kendisini tekrar etmiştir.34
Bu Rus yorumu tek taraflı ve yanıltıcıdır. Moskova büyük prensinden başka Kazan idari sınıfı (Kazan idari sınıfı dahilindeki muhalif gruplar lehinde veya aleyhinde askeri ve diplomatik destek sağlayabilecek konumda olan Nogaylar, Sibir Hanı, Kırım Hanı, kurultay ve karaçi beyleri divanını içeren)35 gibi başka oyunculara bakmamız gerekir. Bunu yaptığımız takdirde daha makul bir sonuç olan, Kazan divanı ve kurultayın Abdüllatif’i han olarak seçmesi sonucuna ulaşırız. O anda Abdüllatif, Moskova büyük Prensinin koruyucu gözetimi altında bulunmuştur. Ancak Kazan jeopolitik olarak emniyetsiz bir konumdadır. Kazanlılar, askeri bütçelerini Moskova prensliği ile daha çok veya daha az eşit şartlarda savaşacak şekilde düzene sokabilmişlerse de, komşuları arasında oluşacak herhangi bir ittifak Kazan Hanlığı’nın feci akıbetini yazacaktır. Bu komşular arasında, batıda Moskova Prensliği’nden başka, doğuda Sibirya Hanlığı, güneyde Nogaylar ve güneybatıda Kırım Hanlığı bulunmaktadır.
Kazan’ın ticari canlılığına epeyce katkıda bulunan bu konum, Kazan’ı çevresindeki güçlerin bir birleşimi ile meydana gelebilecek olan potansiyel bir fethe de maruz bırakmıştır. Bu durumda Kazan idari sınıfının yabancı ilişkilerdeki amaçları, komşu güçleri birbirine düşürmek, koruyucu olarak bir veya daha fazla komşu ile ittifak kurmak ve bu koruyucu güçlerin Kazan’daki iç sorunlara müdahalesini en aza indirmekten oluşmaktadır. 1552’ye kadar oyunu iyi bir şekilde devam ettiren Kazan liderleri ülkenin yabancı bir güç tarafından fethedilmesini önlemişlerdir.
Rus tarih kayıtlarında sözü geçen sonraki 13 kurultayın dokuzu hanın seçilmesi veya görevden alınmasında yer almıştır.36 Şüphesiz arada geçen ve hanın seçilmesi veya görevden alınması konularında Rus tarih kayıtlarında sözü edilmeyen kurultaylar da vardır. Ek olarak, bu dönem boyunca Rus tarih kaynakları bilhassa Moskova ilişkileri ile ilgilenen beş ayrı kurultayın daha olduğunu bildirmiştir. 1518’de kurultay han seçimini tartışmak için Moskova’ya bir elçi göndermiştir.37 1524, 1530 ve 1546’da Moskova prensliği ile yapılan barış görüşmeleri için kurultaylar özel elçiler göndermiştir.38
Rus tarih kayıtlarında sözü geçen son Kazan kurultayı 14 Ağustos 1551’de ortaya çıkmıştır. Bu tarihte “bütün Kazan ülkesi”, “Dağ tarafı” (Gornyaya storona) yani, batıda Çeremis (Çuvaş) Dağı ve Kazan’ın güneybatısındaki Mordvinler adına aracılık yapmayacaklarına
dair söz vermiştir.39 Bu sözün önemini anlamak için, Kazan Devleti’nin vasal halkının etnik kompozisyonuna bakmamız gerekir.
Diğer batı bozkır hanlıklarının sınırları gibi Kazan Hanlığı’nın sınırları da hiçbir zaman net olarak belirlenmemiştir. Kazan devleti, Kazan’da bulunan merkezi yönetim ile Tatar ve Tatar olmayan çiftçi ve göçebelerin gevşek birliğinden oluşmuştur.40 Her grup kendi topraklarında ikamet etmiştir ve göçebeler de yazlık ve kışlık otlakları arasında belirledikleri güzergahlar üzerinde hak iddia etmiştir. Bir halk hükümet ile fetih veya anlaşma yoluyla bir ilişki içine girdiğinde, nehir kıyısında bulunan bir halk olarak aynı şekilde davranmıştır.41 Kazan Hanlığı’nın ekonomik ve politik merkezi Bulgarların eski topraklarıdır. Hanlık zamanı boyunca bu topraklarda bulunan nüfus, çoğunlukla Türk ve Müslüman olan çiftçilerden oluşmuştur. Bu Türk-Müslüman tarım merkezinin çevresinde Tatar olmayan ve nehir kıyısında yaşayan toplumlar yer almıştır.
Hanlığın merkezinin güney doğusunda Başkurtlar yaşamıştır. Hem göçebelik hem de tarımla uğraşmışlardır. Kuzeydoğuda, geçimleri orman ürünleri ve nehre dayanan, çok tanrılı dine inanan ve Fin kökenli olan Votyaklar (sonradan Udmurtlar olarak adlandırılmıştır) yaşamıştır. Kuzeybatıda, İdil Nehri’nin Kazan’da güneye doğru kıvrılmasından önceki sol kıyısında bulunan Fin Mari (Meadow Çeremisleri olarak da adlandırırlar) yaşamıştır. Nehrin sağ kıyısında Kazan’ın batısına ve güneybatısına doğru, çok tanrılı Bulgarların soyundan gelen Çuvaşlar (Dağlı Çeremis olarak da adlandırılırlar) yaşamıştır. Kazan’ın güneyine doğru İdil Nehri’nin sağ kıyısında Mordvinler yaşamıştır. Mordvinler Fin soyundan gelmişlerdir ve çok tanrılı dine inanmışlardır. Başkurtlar gibi, Mari, Çuvaş ve Mordvinlerin de geçimleri orman ve nehir ürünlerine dayalı olmuştur. Böylece denilebilir ki; Rus Çarı’na söz vererek Kazan kurultayı, İdil Nehri’nin sağ kıyısında yer alan ve vergi ödeyen bütün Kazan vasalları üzerinde hak iddia etmekten vazgeçmiştir. Hiç şüphesiz bu söz, Kazan hükümetine yıkıcı bir finansal darbe vurmuştur.
Kazan kurultayı ile ilgili kanıtımız, siyasi istikrarsızlık dönemlerinde ve idari sınıfın daha geniş bir mutabakatının gerekli olduğu zamanlarda kurultayın her zamankinden daha faal olduğu sonucuna ulaşmamızı sağlamaktadır. Ancak bu kanıt, belirli kurultayların kompozisyonu hakkında herhangi bir saptama yapmamıza olanak sağlamamaktadır.
1552’de Kazan Hanlığı Rus ordusu tarafından fethedilmiştir ve bağımsız bir devlet olarak varoluşuna son verilmiştir. Rorlich’in vurguladığı bir düşünce Kazan Hanlığı’nın yok oluşunu, politik sistemin giderek durgunlaşan çevrenin ihtiyaçlarını ayarlamadaki başarısızlığına ve içinde Kazan’ın biçimsiz politik topluluğunun merkezileşme, despotizm ve genişleme güçleriyle boy ölçüşemediği uluslararası çevrenin şartlarına mal etmektedir.42
Buna bakmanın kesinlikle tek bir yolu vardır. Yine de Moskova’nın yararlandığı oldukça geniş insan gücü kaynaklarına, iç Avrasya’ya gelen barut devrimine ve bir de Rusların bozkır idari kurumları uyarlamadaki başarılı stratejilerine bakıldığında Kazan’ın fethedilişinin Kazan idari sınıfı açısından çok da büyük bir başarısızlık olmadığı, Moskova prensliği idari sınıfı açısından da bir başarı olduğu düşünülebilir. Belirli bir yere kadar iki açıklama birbirine bağlıdır. Çünkü sıfır-sonuçlu oyunlarda bir taraf daha iyi yapmaya başladığında diğer tarafın daha kötü yapmaya başladığı herkesin bildiği bir gerçektir.
Ancak 13. yüzyıldaki Moğollar gibi Ruslar da 16. yüzyılda batı bozkıra, önceden varolanlardan daha üstün olan askeri teknolojiler ve idari stratejiler kombinasyonunu getirmiştir. Kazan idari sınıfının, giderek üstünleşen zorluklara karşı hanlığın bağımsızlığını koruma görevini bu koşullarda nasıl yerine getirebildiğini anlamak zordur.
1 Bu yarlıkların ilki 10 Nisan 1466’da Mahmut Han tarafından yayınlanmıştır. Tibor Halasi-Kun, “Monuments de la langue tatare de Kazan, ” Analecta Orientalia memoria Alexandri Csoma de K_rös dicata (= Bibliotheca Orientalis Hungarica, vol. 5) 1 (1942): 138-155; ve Donald Ostrowski, “Philologica III, Kazan Türkçesine ait dil yadigârları, ” Ankara Üniversitesi il ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 7. 4 (1949): 603-644. Diğer iki yarlıkın detaylı incelemesi için, bkz. Shamil Muhamedyarov and István Vásáry, “Two Kazan Tatar Edicts (İbrahim’s and Sahib Girey’s Yarliks), ” in Between the Danube and the Caucasus: A Collection of Papers Concerning Oriental Sources on the History of the Peoples of Central and South-Eastern Europe, yay. György Kara (Budapest: Akadémiai kiadó, 1987), 181-216. Ulu Muhammed’in Kıpçak Hanlığı Hanı iken 14 Mart 1428’de yayınladığı tüzüğü Pelenski dördüncü bir yarlık olarak adlandırmıştır: [“the facts that the Kazan Khanate was founded by dissident elements from the Golden Horde and that Ulu Mehmet became the first Khan of the new Tatar state allow this yarlık to qualify at least as a borderline case. ”] Jaroslaw Pelenski, Russia and Kazan: Conquest and Imperial Ideology (1438-1560s) (The Hague: Mouton, 1974), 14, fn. 6. Ancak bu yarlık da buradaki çalışmamız için bir “sınır çizgisi”dir.
2 Yayınlanan tarih kayıtları metinlerinin bir çoğu Polnoe sobranie russkikh letopisei (PSRL), 40 cilt, serilerinde bulunabilir. (St. Petersburg/Petrograd/Leningrad and Moscow: Arkheograficheskaia komissiia, nauka, and Arkheograficheskii tsentr, 1841-2001), ancak Kazan ile ilgili bilgiler Ioasafovskaia letopis’, yay. gibi PSRL serileri haricinde yayınlanan tarih kayıtlarında bulunabilir. A. A. Zimin
(Moscow: Akademiia nauk SSSR, 1957) ve Ustiuzheskii letopisnyi svod (Arkhangelogorodskii letopisets), yay. K. N. Serbina (Moscow and Leningrad: Akademiia nauk SSSR, 1950).
3 Dördüncü bir tür ana kaynak olan taş yazıtlar politik yapılar ve politikalar hakkında bizlere kesin bilgi vermemektedir. D. G. Mukhametshin, “Epigraficheskie pamiatniki Kazanskogo khanstva kak istoricheskii istochnik, ” Iz Zolotoi Ordy, yay. A. A. Arslanova, G. F. Valeeva-Suleimanova, I. L. Izmailov, ve D. M. Iskhakov (Kazan’: Fond im. M. Sultan-Falieva, 1993), 118-133.
4 Sigizmund Gerbershtein [Herberstein], Zapiski o Moskovii (Moscow: Izdatel’stvo Moskovskogo universiteta, 1988), 170-179; Sigismund von Herberstein, Notes upon Russia, çev. R. H. Major, 2 cilt. (New York: Burt Franklin, 1851-1852), 2: 58-73.
5 Bu materyalin birçoğu 1487-1519 yılları arasındaki süreyi kapsayan Sbornik Imperatorskogo Russkogo istoricheskogo obshchestva (SRIO), 148 cilt. (St. Petersburg, 1867-1916), c. 41 ve 95’de yayınlanmıştır. Daha fazla materyal, A. F. Malinovskii, “Istroicheskoe i diplomaticheskoe sobranie del proiskhodivshikh mezhdu Rossiiskimi velikimi kniaz’iami i byvshimi v krymu tatarskimi tsariami s 1462 po 1533 god, ” Zapiski Odesskogo obshchestva istorii i drevnostei, 5 (1863): 178-420’de bulunabilir. Prodolzhenie drevnei Rossiiskoi vivliofiki, 11 cilt. (St. Petersburg, 1786), c. 6-11’de 1543-1565 yıllarında yayınlanan belgeler bulunabilir.
6 Bu yerlerin listesi ve S. O. Shmidt, Opisi tsarskogo arkhiva XVI veka i Arkhiva posol’skogo prikaza 1614 goda (Moscow: Izdatel’stvo Vostochnoi literatury, 1960)’da listelenen Posol’skii prikaz’ın içinde yer alan uygun “kutu”ları için bkz. Edward L. Keenan, Jr., “Muscovy and Kazan’, 1445-1552: A Study in Steppe Politics” (Ph. D. dissertation, Harvard University, 1965), 401.
7 Kıpçak Hanlığı (De_t-i-Qip_aq) için bkz. Bertold Spuler, Die goldene Horde. Die Mongolen in Ru_land (Leipzig: Otto Harrassowitz, 1943); ve Uli Schamiloglu, The Golden Horde: Economy, Society and Civilization in Western Eurasia, 13th and 14th Centuries (forthcoming). Kırım Hanlığı için bkz. V. E. Syroechkovskii, “Mukhammed-Girai i ego vassaly, ” Uchenye zapiski Moskovskogo ordena Lenina gosudarstvennogo universiteta im. M. V. Lomonosova, 61: Istoriia, no. 2 (1940): 3-71; Beatrice Manz, “The Clans of the Crimean Khanate, 1466-1532, ” Harvard Ukrainian Studies, 2 (1978): 282-307; and Halil Inalcik, “The Khan and the Tribal Aristocracy: The Crimean Khanate Under Sahib Giray I, ” Harvard Ukrainian Studies, 3/4 (1979-1980): 445-466.
8 Uli Schamiloglu, “The Qara_ı Beys of the Later Golden Horde: Notes on the Organization of the Mongol World Empire, ” Archivum Eurasiae Medii Aevi 4: (1984): 283-297. Bütün Karaçi beylerine bağlı olarak yapılan sosyal düzenleme seviyelerinin varlığı ile birlikte, yetersiz ve sosyal açıdan eşitlikçi olan “klan” ve “kabile”nin geleneksel tahsisleri bulunabilir. Harvard arkeologu Carl Lamberg-Karlovsky’nin hanlıkların beyliklerden oluştuğunu iddia eden önerisi kabul edilmiştir. C. C. Lamberg-Karlovsky, “Bronze Age Khanates of Central Asia, ” Antiquity, 68 (1994): 398-405. Her bir beylik, sosyal bir hiyerarşik sıra ile tanzim edilen çeşitli grupların bağlı olduğu egemen bir klan tarafından yönetilmiştir. “beylik”in antropolojik literatürü için bkz. Elman R. Service, Primitive State Organization: An Evolutionary Perspective (New York: Random House, 1962), 143-177 ve Donald Ostrowski, Origins of the State and Civilization (New York: W. W. Norton, 1975), 15-16, 151-152; Fred O. Gearing, Priests and Warriors: Social Structures for Cherokee Politics in the 18th Century ([Mehasha, WI]: American Anthropological Society, c. 93, 1962); ve Jared Diamond, Guns, Germs, and Steel: The Fate of Human Societies (New York: W. W. Norton, 1997), 273-276.
9 Moğol ve İslam kanunlarının Kazan yasal sistemine özellikle hanın seçilmesine dair yaptığı katkılar için bkz. Boris Nolde, La formation de l’empire russe. Études, notes et documents, 2 vols. (Paris: Institut d’études slaves, 1952-1953), 1: 5-9.
10 Vel’iaminov-6
17 PSRL, 6. 2: col. 120; 8: 120; 12: 72-73; 18: 202; 25: 268; 26: 206; 27: 113, 273; 28: 108-109, 276; 39: 146; Ioasafovskaia letopis’, 32, 40-41.
18 bkz. Donald Ostrowski, “The Extraordinary Career of Tsarevich Kudai Kul/Peter in the Context of Relations Between Muscovy and Kazan’, ” in State, Society and Nationality: Essays in Honor of Jaroslaw Pelenski (forthcoming).
19 Vasilii Kırım Hanı Muhammed Girey’in elçisi Appak’a Şah Ali’nin Kazan prensleri tarafından istendiğini söylemiştir. SRIO, 95: 661. Cf. Ioasafovskaia letopis’, 176; PSRL, 13: 32; 20: 389.
20 SRIO, 95: 520.
21 Keenan, “Muscovy and Kazan’, 1445-1552, ” 237, 239. Ek olarak, 1502’de Kırım’ın idaresini ele geçirdiği Büyük Ordu’dan kaçan prenslerin III. Vasilii’nin Meshchera’yı kendi “yurt”u olarak benimsemesini kabul etmelerine Muhammed Girey karşı çıkmıştır. Bu prensler Abdul Kerim’e bağlıdır. SRIO, 95: 296, 378.
22 Keenan, “Muscovy and Kazan’, 1445-1552, ” 253-254, 260-261.
23 SRIO, 95: 679.
24 SRIO, 95: 679. Muhammed Girey, annesi Nur Sultan iki Kazan sultanı ile evlendiği için Kazan üzerinde meşru bir hakka sahip olduğuna inanmıştır. 1524’te Osmanlı İmparatorluğu Kazan’ın Osmanlı İmparatoru Sultan Süleyman’ın (1520-1566) “yurt”u olduğunu ileri sürdüğünde, Muhammed Girey’in bu hakkı zora girmiştir. Prodolzhenie Drevne-rossiiskoi vivliofiki, 9 (1793): 63-64. Muhammed Girey, 1525’te hanlık görevinden alındıktan sonra Süleyman’ın desteğini almak için İstanbul’a giden Sahip Girey’in emrine girmiştir. Kimlerin ne zaman Kazan’ın kendi “yurt”ları olduğunu iddia ettiklerinin müzakeresi için bkz. Pelenski, Russia and Kazan, 76-87.
25 Tek önemli istisna, Büyük Ordu’nun son hükümdarı Ahmed’in kardeşi ve Bahtiyar’ın torunu olan Can Ali’nin 1530ların başında hanlık
yaptığı birkaç yıllık süreçtir. Can Ali’nin iktidarının kesin tarihleri hala tartışılmaktadır. Arat ve Kurat 1531-1533 olduğunu ileri sürmektedir. Smolitsch 1531-1535 olduğunu önermektedir. Ve Pelenski de 1532-1535 olduğunu önermektedir. R. R. Arat, “Kazan, ” İslâm Ansiklopedisi, 20 cilt. (Istanbul: Maarif Matbaasi, 1940-1988), 6: 511; Kurat, “Kazan Hanlığı, ” 247; Igor Smolitsch, “Zur Geschichte der russischen Ostpolitik des 15. und 16. Jahrhunderts, ” Jahrbücher für Geschichte Osteuropas, 6 [o. s. ] (1941): 65; Pelenski, Russia and Kazan, 334. İlkine nispeten daha önemsiz olan bir diğer istisna da 1546’da Şah Ali’nin kısa bir süreliğine tekrar han olmasıdır.
26 Problemin türü, içinde “Kulderbysh Kazan’dan büyük prense bir belge ile gelmiştir…prensler ve karaçiler ve ichki ve mirzalardan…ve bütün Kazan halkından” ifadesini bulduğumuz 1519 Voskresensk Yıllığı’nın kaydıdır. PSRL, 8: 266.
27 “tsar … i ulani … i kniazi … i kniazi i murzy, ” ilk “knezler”in karaçi beyleri ve ikincilerin de hizmet prensleri olduğu diplomatik kayıtların olağan formülüdür. bkz. e. g., SRIO, 95: 32. Aynı şekilde 1497 kayıtları altındaki Moskof yıllıkları “kniazi kazanskie i ulany i zemskie kniazi”nin III. Ivan’a bir söz verdiğini bildirmektedir. Ioasafovskaia letopis’, 132; PSRL, 12: 243-244. “kniazi kazanskie” karaçi beyleri ve “zemskie kniazi” orta ve düşük yönetim sınıfının üyeleri olan yerel prensler olarak anlaşılmalıdır. Ancak bkz. değişik bir anlayışa sahip olan “Muscovy and Kazan’, 1445-1552, ” 91-93.
28 PSRL, 8: 266; 13: 32. 1542’ye kadar olan Voskresensk ve Nikon kayıtları ile Tsarstvennaia kniga da yer alan Prens Bulat’a ait müteakip refesanslar onu bir karaçi olarak adlandırmamalarına rağmen, bir karaçinin içinde bulunabileceği durumlara yerleştirmişlerdir. bkz. PSRL, 8: 273 (1530), 276 (1531), 282 (1533), 291 (1536), 295 (1541); 13: 47 (1530), 56-57 (1531-1532), 69 (1533), 88 (1536), 99 (1541), 100, 105 (1536-1541), 142 (1542); ve 13: 424-425 (1536), 433 (1541), ve 440 (1542).
29 PSRL, 13: 161, 463.
30 PSRL, 13: 171, 471.
31 Khudiakov, Ocherki po istorii Kazanskogo khanstva, 191-195.
32 Zemskii sobor hakkında daha fazla bilgi için bkz. Donald Ostrowski, “The Assembly of the Land (Zemskii sobor) as a Representative Institution, ” in Modernization in Early Modern Russia, yay. Jarmo Kotilaine ve Marshall Poe (forthcoming).
33 PSRL, 6: 41; 8: 232; 12: 243; 20: 364; 24: 213; 26: 290; 28: 328; 39: 171; and Ioasafovskaia letopis’, 131-132.
34 Pamiatniki diplomaticheskikh snoshenii drevnei Rossii s derzhavami inostrannymi (PDS), 1: 288-289; SRIO, 35: 530-531; Gerbershtein, Zapiski, 170-171; Herberstein, Notes, 2: 58-59. III. Ivan’ın oğlu III. Vasilii 1521’de Sultan Süleyman’a gönderdiği bir mektupta benzer bir yorumu anlatmıştır. SRIO, 95: 695-696. 1535’te Litvanya ile yapılan diplomatik misyona talimatlarda III. Vasilii “baştan itibaren” (iz nachala) Kazan’da hanın kim olacağına karar veren tek kişinin Moskof büyük prensi olduğuna dair inancını tekrar ileri sürmüştür. SRIO, 59: 26.
35 Cf. Keenan, “Muscovy and Kazan’, 1445-1552, ” 178-179.
36 1516’da Kazan kurultayı Abdüllatif’’i han seçmiştir. PSRL, 8: 260; 13: 25; 28: 351. 1519’da Kazan kurultayı Şah Ali’yi han seçmiştir. PSRL, 8: 267; 13: 32. 1531’de Kazan kurultayı Sefa Girey Han’ı görevden almıştır. PSRL, 8: 276; 13: 54-55. Daha sonra 1531’de bir başka kurultay Can Ali’yi han seçmiştir. PSRL, 8: 277; 13: 55. 1535’te bir kurultay Can Ali’yi görevden almıştır. PSRL, 8: 291; 13: 88, 424; 29: 20. 1541’de bir kurultay Sefa Girey’in hanlık görevinden alınmasını tartışmıştır. PSRL, 8: 295; 13: 100. 1546’da bir kurultay bir kez daha Şah Ali’yi han seçmiştir. PSRL, 13: 148-149, 447-448; 29: 47-48. 1551’de kurultay Ötemiş Girey’i görevden almış ve Şah Ali’yi han seçmiştir. PSRL, 13: 167, 468; 29: 64.
37 PSRL, 8: 266; 13: 31.
38 1524’teki görev için bkz. PSRL, 8: 271; 13: 44. 1530’daki görev için bkz. PSRL, 8: 274; 13: 47. 1546’daki görev için bkz. PSRL, 13: 149, 450.
39 PSRL, 13: 169, 470; 29: 65.
40 Burada David Christian’ın önerisi kabul edilmiştir ve geçimleri göçebelikten çok çiftlik hayvanlarına dayanan gruplar için “bedeviler” yerine “göçebeler” terimi kullanılmıştır. David Christian, A History of Russia, Central Asia and Mongolia, vol. 1: Inner Eurasia from Prehistory to the Mongol Empire (Oxford: Blackwell, 1998), 81.
41 Keenan, “Muscovy and Kazan’, 1445-1552, ” 80.
42 Rorlich, Volga Tatars, 31.
Astrahan Hanlığı
Prof. Dr. İLYA V. ZAİTSEV
Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü / Rusya
strahan tarihinde üç dönem vardır: Bunlardan birincisi Timur tarafından 1395-1396 kışında yıkılan Hacı-Tarhan şehri dönemi. Bu şehir geleneksel olarak İdil nehri deltasında, onun sağ kıyısında bulunan bir arkeolojik mevki olan ve günümüz Astrahan şehrinin yukarısında bulunan Şareni Bugor yerleşimi olarak kabul edilir. Bugün ise bu şehirden geriye neredeyse hiçbir şey kalmadı; yapılar ya ırmak suları ya da modern binalar yüzünden yok olmuştur. Tek geriye kalan ise Orta Çağ yerleşiminin yakınlarında olan ve toprak evleri bulunduğu kısım olmuştur. Bu bulgular Şareni Bugor’daki arkeolojik kazılar sırasında ortaya çıkmıştır. Geleneksel görüşe göre Astrahan XIII. asırda kurulmuştur. Bu, belki, XIII. asrın 50’li yıllarında gerçekleşmiştir, çünkü bu asrın sonlarında şehrin var olduğu kesindir. Arap gezgini olan İbni Batuta (M.S. 1304-1368/69) bu şehrin isminin anlamını açıklamaya çalışan ilk kişidir. Bu efsane Astrahan Tatarları arasında günümüze kadar gelmiştir. “Tarhan onların kullandığı manada ‘vergiden muaf olan yer’ demektir. Şehrin adını almasından önce bir Türk hacı olan bir mübarek Türk bu civarda yerleşmiş, sonra sultan bu yerleri vergiden muaf kılmıştı. O yer önce bir köy haline geldi, sonra büyüdü ve şehir halini aldı ve dünyanın en muazzam nehirlerden biri olan İdil nehri üzerinde kurulmuş ve büyük pazarlara sahip en güzel şehirlerden biri haline geldi. Sert soğuklar gelene, nehir ve kolları donana kadar sultanın meskeni burası olmuştu,” diye yazıyordu İbni Batuta.1 Kendi gezi kronolojisine göre, İbni Batuta Özbek bölgesine (günümüz Pyatigorsk’a yakın) 6 Mayıs 1334’de gelmiştir. Hacı-Tarhan’dan ise 14 Haziran 1334’de ayrılmış ve aynı yılın 11-13 Kasımı’nda İstanbul’dan bu şehre geri dönmüştür.2
Timur’un fethi ve yıkımı sonrasında şehir başka bir yerde yeniden yapılandı ve böylece belki çok kısa bir zaman için de olsa Hacı-Tarhan el-cedid (yani yeni Hacı-Tarhan) ismini aldı. Bu yeni isim Şadibek Han tarafından hicri 805’de (miladi 1402-03) basılan sikkelerde görülebilir. Belki, GöF;}! şehrin yeni yerinin isminin belirtisi olmaktan ziyade “mutlu, kutlu, bahtlı ya da güvenli” anlamına gelen süslü ve etkileyici bin söyleyişin sembolü olabilir.3 Çok geçmeden bu yeni şehir Astrahan (daha doğrusu Hacı-Tarhan) Hanlığı’nın başkenti olmuştur.4
Dostları ilə paylaş: |