İldeki her sektörün 2006-2010 yılları arasındaki dönemde Gayrisafi Milli Hâsılaya katkısı aşağıdaki grafikte sunulmaktadır. Görüldüğü üzere ekonomiye en yüksek oranda katkı hizmet sektöründen gelmektedir.
3. Girişimci kadının profili (özellikler, gerekli vasıflar vb.)
Cinsiyet eşitliği 90’lı yılların başından itibaren Avrupa Komisyonunun gündeminde yoğun bir şekilde bulunmaktadır. Hedef farklılıkları ortadan kaldırmak ve Avrupa Birliği Antlaşması kavramları uyarınca cinsiyetlerin eşit imkânlarını teşvik etmektir. Konuya yasama, entegrasyon, pozitif hareketlerle yaklaşılmaktadır. Başlıca sorunlar arasında kadın istihdamını arttırmak, işgücü piyasasında durumlarını iyileştirmek, cinsiyetler arasındaki sosyal mesafeyi ortadan kaldırmak yer almaktadır.
Bulgaristan’da kadınların sayısı ülke nüfusunun % 51,5’ine tekabül eden yaklaşık 3.975.423’tür. Bulgaristan istihdam katsayısı göstergesinde Avrupa Birliği ülkelerinin ortalama seviyesinin gerisinde kalmaktadır. Bulgaristan’da cinsiyete dayalı mesleki ve sektörel ayrım diğer Avrupa ülkelerine yakındır. Bulgar kadınları erkeklere göre daha eğitimlidir ve hayat boyu eğitimde daha aktiftirler.
Bulgaristan’da küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin durumu ve gelişmeleri ile Bulgaristan’ın küçük ve orta işletmelerinde kadınların rolüne ilişkin yıllık raporda, küçük ve orta büyüklükte işletme kurulması ve başarılı bir şekilde geliştirilmesinin girişimcilik ruhunun teşvik edilmesi ve kendi işini geliştirme becerileri ile ilişkili olduğunun altı çizilmektedir. İşletmecilikte hedef odaklı eğitim önemlidir. İstatistikler küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde girişimci kadınların ve yöneticilerin sayısı sürdürülebilir bir şekilde arttığını göstermektedir.
-
Sektörlere göre dağılım – Bulgaristan’da girişimci kadınlar genellikle ticaret ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren küçük şirketler yönetmektedir. Kadınların başında bulundukları danışmanlık şirketlerinin sayısında kayda değer artış söz konusudur. Girişimci kadınların bilgisayar ve Internet hizmetlerinden yararlanmaları olumlu bir eğilimdir.
-
Finansman kaynaklarına erişim – Bulgaristan’da ve Avrupa Birliğinde kendi işinin erbabı olan kadınların ortak bir sorunları vardır. Bu sorun, özellikle yeni faaliyete geçen şirketler için finansman kaynaklarına erişimdir. Girişimci Bulgar kadınlardan % 62’si şirket faaliyetlerini kendi kaynakları ile başlattıklarını ifade etmektedir. Kredi geçmişlerinin eksikliği ve kadınlara yönelik yeterince güvenin olmaması Avrupa Birliği ülkelerinde kadınlara ait olan şirketlere kredi verilmesi için bir engel teşkile etmektedir. Bu nedenle kadın girişimciliğini destekleyecek teşkilatların kurulması ve meslek kuruluşları tarafından özel destek verilmesi gerekliliği doğmaktadır.
-
Evden çalışma – Bulgaristan’da evlerinden çevrimiçi çalışabilen şirket sahibi ve şirket yöneticisi kadınların sayısı yok denilecek kadar az, oysa bu tür çalışma diğer Avrupa ülkelerinde çok yaygındır ve Milyonlarca görevliye tam veya yarım gün çalışma imkânı sağlanmaktadır.
Başarılı bir işe başlamak için gerekli olan girişimcilik özellikleri büyüme elde etmek için gerekli olan özellikler ile genellikle örtüşmemektedir. Bu özellikler en azından işler belirli büyüklüğe geldikten sonra yönetilebilmesi için gerekli özellikler değildir. Girişimcinin rolü, işler geliştikçe ve büyüdükçe değişmelidir, fakat çoğu durumlarda girişimci bu değişikliği yapamamaktadır.
Yakın bir geçmişte gerekli bir işgücü olan kadın işçiymiş. Bu nedenle o dönemde kadınların çoğunun işi varmış, ancak 1190 yılından sonra işyerlerini kaybetmişlerdir. Karşılarında iki seçenek duruyormuş: ya evden çıkmayacaklar (pazara gitmek için çıkış hariç) veya kendilerine gelir sağlayacak bir şeyler yapmak ki aile bütçesi rahatlayabilsin. Girişimci kadınlar (mutlaka iş sahibi olanlar) değişimin uzmanlarıdır. Onlar mevcut bir işi optimize edebilmekte, onlara her yerde rastlanabilir ve doğru anda doğru yerde doğru insan olarak tarif edilmektedirler.
“Bugünün girişimci kadını nasıl özellikler taşımalı?” – “Kamuoyunda iş kadınının imajı: işlevsel ve işlevsiz etkileri” konulu bir tez çalışması çerçevesinde yapılan araştırmaya göre kadının taşıması gereken özellikler şunlardır:
-
Oyunculuk ustalığı ve psikoloji – kadınlar oyunculuk dâhisidir; onlar, kendileri de farkına varmadan, farklı roller oynamakta ve böylece ilave puan kazanmaktadırlar. Ticaret oyununda, iş kadınlarının mükemmel aktris olmalarının yanı sıra, onlar ayrıca çok iyi psikologdurlar – bu öncelikleri doğalarından kaynaklanmakta ve sıkça bilinçaltında bunu kullanılmaktadır;
-
İncelik ve dikkatli olmak – erkeklere göre kadınlar insanlar arasındaki ilişkileri ve kendilerine yönelik davranışları daha iyi hissederler; iş kadınları fazla ısrarcı olmamakta ve erkek taktikleri kullanmamakta, tam tersi, duruma ve karşılarındaki kişiye uyum sağlamaktadırlar; her kadın sadece dinlemeyi değil, karşısındaki kişiyi duymayı da bilir. Kadın muhatabının sözlerinden, ses tonundan, mimik ve jestlerinden hakkında fikir edinir ve çoğu kez bu fikir o kişinin kendisine takdim edildiği görüntüyle örtüşmez.
-
Sezgi (dillere düşen o kadın sezgilerinden bahsetmek zorunludur) – bu hayrete düşüren duyguya birçok kadının sahip olduğu inkâr edilemez. Bu duygu sayesinde kadınlar, bazen bilinçaltından, baş ağrısı yaratacak durumlarda kaçınabilmekte ve şanslarını yakalayabilmektedirler.
Sunulan bu özellikler ile bu tip kadınların (girişimci için çağdaş anlayış) risk konusunda daha dikkatli bir değerlendirme yapabildikleri, diyalog ve uzlaşma için daha iyi beceriler bulundurdukları ve işbirliğine daha eğilimli olduklarına ilişkin yeni teoriler arasında bir bağlantı olduğu ispatlanmaktadır.
GİRİŞİMCİ BULGAR KADINI EĞİTİMLİDİR, EVLİDİR, ÇOCUKLARI VARDIR VE EVİNDE GEREKLİ DESTEĞİ GÖRÜR
Ülkemizin Avrupa Birliği üyeliğine ilişkin Komünikasyon Stratejisi çerçevesinde “İş Hayatında Kadınlar” Derneğinin gerçekleştirdiği araştırmadan bir sonuç. Ankete 20-55 yaş arasında 848 kadın katılmıştır.
|
Kadın girişimciliğin önündeki bariyerler.
Avrupa uygulamalarında kadın girişimciliğinin önünde aşağıdaki engeller tanımlanmıştır:
-
Sosyolojik-kültürel engeller. Kadın girişimciliğin rolü ve ülkenin sosyal-ekonomik gelişimi konusunda toplumdaki tutum kadınların girişimcilik aktivitesi üzerine büyük etki yapmaktadır. Kadınlar hakkında klişeler ekonominin birçok sektöründe erkek girişimciliği ve yöneticiliğinin üstün olasıyla ilgilidir. Bu sektörlerde kadınlara daha az güvenilmekte ve/veya daha kötü imaja sahiptirler, daha kötü meslek alışkanlıkları gibi başkaca negatif özelliklere sahip oldukları öne sürülmektedir. Dolayısıyla olası müşteriler, partnerler ve tedarikçiler girişimci kadınları küçümsemekte ve bu nedenle kadınlar bilgilerini, becerilerini ve imkânlarını tekrar ve tekrar ispatlamak zorunda kalmaktadırlar. Kadının toplumdaki rolüne ilişkin geleneksel görüş engel olabilmekte ve girişimcilik konusunda kadınların cesaretini kırabilmektedir.
-
Kadınların insan sermayesi. Piyasa imkânlarının tespit edilmesi ve kullanılması becerisi girişimcinin eğitimi ve tecrübesine bağlıdır. Küreselleşme ve bilim ve teknolojilerin hızla ilerlediği bugünün koşullarında ekonominin birçok sektöründe başarılı iş başlatılması ve bu işin geliştirilmesi için sadece eğitim düzeyi değil, eğitim alınan bilim dalı de önemlidir. Kadınların eğitim düzeyi erkeklerin eğitim düzeyinden farklı olmasa da, kadınlar daha ziyade beşeri ve sosyal alanları tercih etmektedir. Teknik ve doğa bilimleri dalları seçmemeleri yüksek teknolojik bir işletmeye girişmeleri için bir engeldir. Kadınların işe alınmasında düşey ve yatay ayırım, başarılı bir girişimciliğe adım atmaları konusunda gerekli olan yönetici ve meslek tecrübesi edinmelerinin önünde ciddi bir engeldir.
-
Ekonomi ve mali engeller. Geleneksel olarak kadınlar ilk sermayeyi erkeklere göre daha zor edinirler ve bu da giriştikleri işin ayakta kalmasını ve başarılı olmasını olumsuz etkiler. Geleneksel olarak “erkek” sektörlerinde çalışan kadınlar yatırımcı ve bankalar tarafından daha az güvenilir sayılırlar. Ellerinde bulunan kısıtlı mali kaynaklar nedeniyle kadınlar personel, donanım, teknoloji vb. gibi diğer önemli kaynakları sağlamakta da daha fazla zorluklarla karşılaşırlar. Personel ve personel çeşitliliği eksikliği kadın girişimcilerine ait şirketlerin büyüklüğünü etkilemektedir. Kadın girişimciliğinde ilk sermayenin ve personel çeşitliliğinin olmaması aynı zamanda şirketin kârından memnuniyetsizliğe yol açmakta ve büyüme planlarını etkilemektedir.
-
“Yumuşak” engeller. Uygun teknik, bilimsel ve iş ağlarının eksikliği fikrin gerçek girişime dönüşmesini; olası müşterilere, partnerlere ve tedarikçilere ulaşılmasını; piyasa, piyasanın olanakları ve sorunları hakkında bilgi edinilmesini; bilgi, tecrübe ve destek alınmasını engelleyebilir. Belirli sektör ve iş alanlarında başarılı olmuş olumlu örnek teşkil eden kadınların ve bu kadınların tecrübesini aktaracakları olası adayların eksikliği de girişimcilik aktivitesini olumsuz etkilemektedir. İlgili alanda yeterlilik eksikliği kadınların kendi işini başlatmaları konusunda cesaret kırıcı bir etken olmaktadır.
-
Kadın girişimciliğini teşvik eden tedbirler.
İş başlangıcı ve yönetimine ilişkin kurumsal ortamın iyileştirilmesi girişimciliği teşvik edecektir. Merkezi ve yerel idarelerin yeni küçük ve orta büyüklükteki işletmelere ve özelinde kadın girişimciliğe yönelik verimli hizmet konusunda gerekli kapasitelerinin olması da önemlidir. Girişimci kadınların daha ziyade hizmet ve ticaret sektöründe çalıştıklarından dolayı bu sektörlere yönelik politikalar ve tedbirler onların spesifik ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmalıdır. Küçük kasaba ve köylerde şirket yöneten kadınlara özel itina ile yaklaşılmalı, çünkü burada büyük şehirlerde çalışanlarla kıyasla kaynak tedariki konusunda daha büyük zorluklarla karşılaşılabilmektedir.
Kendi işini başlatan kadınların finansmana erişimleri kayda değer ölçüde iyileştirilmelidir. Kredi kurumları, yatırımcılar ve iş ortakları başarılı olma olasılığı bulunan girişimci kadınları teşhis etmeli, onların kişisel özelliklerine, kendilerine ait iş başlatılmasındaki motivasyonlarına, yöneticilik tecrübeleri ve eğitimlerine ve yönetim tarzlarına daha çok dikkat çevrilmelidir. İş başlatılırken, personel ve sermaye eksikliği gibi ilk dönemdeki koşullar bu işin uzun vadede gelişmesini etkilemektedir.
Ülkede başlıca sorun işgücü piyasasındaki düşey ayrımdır ve dolayısıyla yönetici pozisyonunda daha da düşük oranda kadının bulunmasıdır. Bu durum ileri teknoloji ve yöneticilik ihtisaslarına yönelmelerinin teşvik edilmesiyle değişebilir. Kadınların yönetici kabiliyetlerini yükseltmelerine yardımcı olacak eğitim kurslarına daha fazla ağırlık verilmelidir. Girişimcilikle ilgili bilgilerin artması için lise ve yükseköğretimde girişimcilik eğitimine daha geniş yer verilmelidir. Böylece gençler yeni ve/veya küçük bir şirketin kurulmasının ve yönetilmesinin farklı yönleri ile tanışmış olacak ve bu da onların girişimcilik niyetlerini olumlu yönde etkileyecektir.
Kadınların yönetici görevlerine uygun olmadıklarına dair yerleşmiş olan klişelerle mücadele devam etmeli fakat bu zaman alacaktır. Bu nedenle kadınlar tarafından kurulan küçük ve orta büyüklükteki işletmelere yönelik kredi şemaları önerilmelidir. Akıl hocalığı ve başarılı girişimci kadınların tanıtılması, özellikle kadınların daha az katılımı olan alanlarda, kendi işini başlatmak isteyen kadınlar için olumlu kadın modeli teşkil edecektir.
VІІ. Küçük ve orta işletme kurmak için destekleyici araçlar
Avrupa Birliği’nin Yapısal Fonları, dayanışma ve daha az gelişmiş bölge ve sosyal gruplara mali destek verilmesi ilkesine dayalı bölgesel politikaların gerçekleştirilmesinde başlıca araçtır. Yapısal Fonlar 2007-2013 dönemi için iki mali aracı kapsamaktadır: Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu (ERDF) ve Avrupa Sosyal Fonu (ESF). Avrupa Birliği’nin ekonomik ve sosyal yakınlaşma politikasının gerçekleştirilmesi ve bölgelerin sosyal ve ekonomik gelişmelerindeki farklılıkları azaltmak için her program döneminde Avrupa Birliği düzeyinde birkaç spesifik hedef belirlenmektedir.
7.1. Bulgaristan’da Avrupa Birliği Fonları, 2007-2013
Bu temele dayalı olarak ve belirli istişare ve eşgüdüm mekanizmaları ve yöntemleri sayesinde üye ülkeler ulusal düzeyde operasyonel program (OP) hazırlamakta ve yönetmektedirler. Bulgaristan’da 2007-2013 döneminde operasyonel programlar yedi adettir: “Ulaşım”, “Çevre”, “Bölgesel Kalkınma”, “İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi”, “Bulgaristan Ekonomisinin Rekabet Edebilirliğini Geliştirme”, “İdari Kapasite” ve “Teknik Yardım”. Bunların arasından iş çevreleri için “Bulgaristan Ekonomisinin Rekabet Edebilirliğini Geliştirme” en çok ilgi çeken programdır. Programın muhatapları küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ), büyük işletmeler, araştırma enstitüleri, üniversiteler, sermaye fonları vb. Program tamamen, ülkede rekabet ekonomisinin geliştirilmesini destekleyen şirketlere/kurumlara kaynak sağlamaya yöneliktir. “Rekabet Edebilirlik” Operasyonel Programının yürütülmesinde, aralarında ekonominin bilgiye ve yenilikçi faaliyetlere dayalı olarak kalkınması, işletmelerin verimliliğini arttırmak ve elverişli ticaret ortamının gelişmesi, işletmelerin gelişmesi için mali kaynak, Bulgar ekonomisinin uluslararası piyasalarda pozisyonlarını pekiştirmek, teknik yardım32 konularının da yer aldığı birkaç önceliğe odaklanılmaktadır. “Rekabet Edebilirlik” Programı çerçevesinde yeni kurulan işletmelere (genellikle yenilikçi) yönelik tedbirlerin yanı sıra Bulgaristan ekonomisinin belirli öncelikli sektörlerinde faaliyet gösteren çalışır durumdaki şirketlere (küçük ve orta büyüklükteki işletmelere ve büyük işletmelere mali yardımda bulunulmasına ilişkin kıstaslar, gereksinimler ve parametrelerden oluşan farklı şemalar bulunmaktadır) yönelik tedbirler de içermektedir.
“İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi” Operasyonel Programın ana amacı istihdamın arttırılması ile hayat kalitesini iyileştirmek, kaliteli eğitime erişim, hayat boyu eğitim ve sosyal katılımın hızlandırılmasıdır. Programın içerdiği stratejik öncelikler: yeni işyerlerinin açılmasını teşvik etmek ve katılımı destekleyen bir işgücü piyasasının geliştirilmesi; istihdam edilenlerin verimliliğini arttırmak ve uyumlarını hızlandırmak; bilime dayalı bir ekonominin tesisi için işgücü piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda yapılacak eğitimin kalitesini yükseltmek; eğitime erişimi kolaylaştırmak; sosyal katılım ve sosyal ekonominin teşviki; işgücü piyasasında, sosyal ve sağlık hizmetlerinde kurumların etkinliğini arttırmak; sınırötesi ve bölgeler arasında işbirliği, teknik yardım33. Programın muhatapları: eğitim ve bilim enstitüleri, mesleki eğitim merkezleri, sivil toplum örgütleri (STÖ), işgücü piyasası ile ilgili kurumlar, danışmanlık şirketleri, işverenler vb. “İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi” Operasyonel Programın olası kullanıcılarının geniş bir yelpazeyi kapsaması nedeniyle hem işverenler, hem yeni iş başlatan girişimciler için caziptir. Program çerçevesinde öngörülen finansman şemaları geçici sübvansiyonlu istihdam imkânı (örneğin, staj programları olanakları, görevli veya uzmanların sigorta ve/veya ücret masraflarının belirli bir süre için karşılanmasına ilişkin tedbirler, özel eğitim alındıktan sonra kendi ekonomik faaliyetlerini başlatanları finanse eden tedbirler vb.) vermektedir ve bu şekilde yeni bir iş başlatılırken veya bir iş büyütülürken rekabet önceliği sunmaktadır.
7.2. Kırsal Kesimlerin Kalkınması Programı dört öncelikli başlık içermektedir: tarım ve orman sektörlerinin rekabet güçlerinin arttırılması; çevre ve köy doğasını iyileştirmek (toprak yönetimi) kırsal kesimlerde hayat kalitesi ve köy ekonomisinin çeşitlendirilmesi; entegre programlar ve yerel inisiyatif grupları arasında işbirliği aracılığı ile tarımsal gelişme34. Ayrı başlıkların çerçevesinde farklı tedbirler (finansman şemaları) tanımlanmıştır. Bunlardan bazıları tarım sektöründe olduğu gibi ekonominin diğer sektörlerinde de bağımsız iş başlatılmasına olanak sağlamaktadır. Örneğin, 1 numaralı öncelikli başlık çerçevesinde genç çiftçilerin (40 yaşına kadar) kuracakları çiftlikleri ve mevcut çiftliklerin modernizasyonunu teşvik eden tedbirler çok başarılı olmuştur. Tedbir 112’de (Genç çiftçilerin kurduğu çiftlikler) genç kadın çiftçiler tarafından çiftlik kurulmasına yönelik ayrıca teşvikler (bu kıstasa cevap veren adaylara iş planlarının değerlendirilmesinde ilave puanlar verilir) bulunmaktadır. Programın yürütülmesi sırasında 3 numaralı öncelikli başlık altında yer alan ve kırsal kesimde tarım dışı faaliyetlerin (örneğin köy turizmi, yenilenebilen kaynaklardan enerji üretimi) geliştirilmesine imkân veren tedbir 311 ve tedbir 312 büyük ilgi görmüştür. Tüm operasyonel programların yürütülmesi sırasında Avrupa Birliği’nin yatay ilkelerine uyulur ve bu ilkelere uyum ile her somut projenin bu ilkelere uyulmasına yaptığı katkı gerekçelendirilmelidir. 2007-2013 dönemindeki yedi operasyonel program çerçevesinde karşılıksız mali destek verilmesine ilişkin prosedürlerin analizi ve değerlendirilmesi yapılırken, cinsiyet eşitliğinin ve sürdürülebilir kalkınmanın ne derecede uygulandığı da ele alınmıştır. Analizdeki başlıca sonuçlar, “İdari Kapasite” Operasyonel Program ve “İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi” Operasyonel Programının tüm şemalarında yatay ilkelere yer verildiğini göstermektedir. “İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi” Operasyonel Programında ayrıca yatay ilkeleri birisine ilişkin olarak özel bir el kitabı da hazırlanmıştır. “Ulaşım” ve “Çevre” Programları yaşam kalitesinin genel olarak yükselmesine, çevrenin korunmasına ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunmaktadır. “Bölgesel Kalkınma” Operasyonel Programı sürdürülebilir kalkınma ve savunmasız gruplar için eşit imkânlar sunulmasına yönelik şartların oluşturulması üzerine odaklanmaktadır. “Rekabet Edebilirlik” Operasyonel Program, yeni işyerlerinin açılması ve eşit istihdam olanaklarının sunulması üzerine odaklanmak suretiyle ekonomik büyümeye katkıda bulunmaktadır. Ancak analizde yer alan ve önümüzdeki program döneminde öngörülen tedbirlerin planlanması ve etkili bir şekilde yürütülmesi için önemli sayılabilecek sonuçlardan birisi, muhataplara yönelik olduğu kadar gerçekleştirilen projelerin35 gözleminden sorumlu görevli ve birimlere yönelik olarak yatay ilkelerinin özü ve uygulanmasına ilişkin özel eğitim ve açıklama kampanyalar yapılmasının gerekliliğidir.
7.3. 2014-2020 program dönemi
Yeni 2014-2020 dönemi için Avrupa’nın yakınlaşması için yeniden düzenlenen politikası Lizbon Stratejisi’nin stratejik hedefleri ile yakından ilişkilendirilmiş, “Avrupa 2020”nin amaçlarını yerine getirmekte ve genel olarak sürdürülebilir ekonomik büyüme ve işyerleri oluşturulmasına yöneliktir. Finansmanların fonksiyonları ve mekanizmalarına ilişkin Avrupa Birliği düzeyinde öngörülen reformlar sayesinde alınacak tedbirlerden en uygun etkiye ulaşılması hedeflenmektedir (mevcut mali kaynaklardan azami etki hedeflenmektedir). Yatırımlardan büyük bir bölümü aşağıdaki öncelikli alanlara yönlendirilecektir: bilimsel araştırmalar ve yenilikler, bilişim ve iletişim teknolojileri, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin rekabet gücü, düşük oranda karbon dioksit ekonomisi, istihdam ve hareketlilik, daha iyi eğitim, sosyal katılım, daha iyi kamu idaresi36.
“Avrupa 2020” stratejisinin uygulanması sırasında Bulgaristan dâhil Avrupa Birliğine üye tüm ülkeler Stratejinin icrası için ulusal hedeflerini belirler. Bulgaristan için bu hedefler şunlardır:
-
2020 yılı itibarıyla 20-64 yaş arası nüfusun % 76’sından az olmamak kaydıyla istihdam edilmesi;
-
2020 yılına kadar yoksulluk içinde yaşayan insanların sayısını 260.000 kişi ile azaltmak;
Ulusal düzeyde “Ulusal Kalkınma Programı: Bulgaristan 2020”, ülkenin 2020 yılına kadar gelişmesine ilişkin politikaların hedeflerini içeren önde gelen stratejik ve program belgesidir. “Ulusal Kalkınma Programı: Bulgaristan 2020” Bulgaristan’ın 2020 yılına kadar sosyal ve ekonomik gelişmesine yönelik entegre bir belge olup, Avrupa Birliği’nin Avrupa: 2020 Stratejisi ışığında öncelikleri ile Bulgaristan’ın ulusal öncelikleri arasında bağlantıyı yansıtmaktadır. Avrupa: 2020 Stratejisi Avrupa Birliği’nin 2014-202037 dönemindeki bölgesel politikasına ilişkin program belgesi için temel teşkil etmektedir. Programda tanımlanan öncelikler devlet politikalarını üç başlığa doğru yöneltmektedir: insan sermayesinin kalitesinin arttırılması ve işgücü piyasası ile bağlarının güçlendirilmesi; yeniliklerin teşvik edilmesi ve Bulgar ekonomisinin rekabet gücünün arttırılması; fiziki ve kurumsal altyapının iyileştirilmesi. Bu şekilde tanımlanan stratejik hedeflere ulaşmak üzere söz konusu politikaların gerçekleştirilmesinde yatay ilkeler olarak adlandırılan ilkelerin uygulanması önemli rol oynamaktadır. Bu ilkeler, sektörler arasında sorunların daha iyi tanımlanarak uzun vadede sürdürülebilir kalkınma tesis edilebilmesi için entegre yaklaşım uygulanmasını ve sektörler arasında işbirliğini garantilemektedir. Bulgaristan 2020 Programı, belirlenen hedeflere etkili bir şekilde ulaşılması gerekliliği ve sonuçların devamlılığının garantilenmesi ışığında aşağıdaki yatay politikaların uygulanması üzerine odaklanmaktadır:
-
Сtoplum hayatının tüm alanlarına aktif bir şekilde katılmaları amacıyla cinsiyetler arasında eşitliğin sağlanması için koşulların oluşturulması;
-
Verimli bir şekilde sosyal katılımlarını teşvik etmek amacıyla özürlülere eşit imkânlar sağlanması;
-
Dengeli nüfus gelişimi;
-
Hayat kalitesini iyileştirmek ve onurlu bir yaşlanma ağlamak amacıyla emeklilik sisteminin yeterliliği ve sürdürülebilirliğini arttırmak;
-
Yüksek hızda geniş şeritli erişimin yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi;
-
Elektronik yönetim ve kamu sektöründe hizmetlerin geliştirilmesi;
-
Kamu sektöründe şeffaf yönetim ilkelerinin sabitleştirilmesi38.
Cinsiyet eşitliğini teşvik politikasının stratejik amacı “başarılı kişisel ve mesleki gelişimleri ve ülkenin toplumsal, ekonomik ve siyasi hayatının tüm alanlarında eşitliğin teşviki ışığında eşit muamele, toplumun kaynaklarına eşit erişim ve kadın ve erkeklerin karar alımlarında eşit katılımı konularında teminat verilmesidir39”.
Sonuç
Bulgaristan toplumunda kadınlara yönelik özel bir ilgi sosyalist toplum olarak adlandırılan dönemde gösterilmeye başlanmıştır. Bulgaristan toplumunun ve ekonomisinin hızlandırılmış bir şekilde sanayileşme ve şehirleşmesiyle modernleşmeye gitme arzusu başlıca hareket mekanizmasıdır. Böylece sosyalist toplumda bir taraftan bir kadının usanmayan işçi, biçerdöver sürücüsü, traktör sürücüsü vb. imajı ön plana çıkarılmakta, erkekten geri kalmayan, hatta endüstrinin her alanında ve her pozisyonunda erkekle rekabet edebilen çağdaş Bulgar kadınına “modern” bir imaj oluşturulmakta, diğer taraftan ise kadının artan çalışma meşguliyeti, sorumlulukları ve ev angajmanları açısından negatif nüfus değişiklikleri gözlemlenmektedir.
Bulgar kadını sosyalist toplum döneminden günümüze kadar önemli ölçüde gelişme kaydetmiştir. Bugün Bulgar kadını, yasal mevzuat uyarınca kadınlar için kısıtlama getirilen sektörler dışında, işgücü piyasasında erkeklerle eşittir.
Bulgaristan’da girişimci kadınlar ve yönetici pozisyonlarında bulunan kadınların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. İstatistiki veriler açıkça 1991-2011 yılları arasındaki dönemde girişimci erkeklerin oranında azalma olduğunu ve bu oranın % 79’dan % 55’e kadar gerilediğini göstermektedir. Buna karşılık olarak girişimci kadınların payı artarak 2011 yılında % 45’e ulaşmıştır.
İstihdam ile ilgili olarak günümüzde Bulgaristan’da kadınlar erkeklerle eşit haklara sahip olup, çalışma alanındaki yasal mevzuatta eş ve anne görevlerini yerine getirirken kadınların korunmasına yönelik özel tedbirler öngörülmüştür.
Cinsiyet eşitliği ve ayrımcılığa karşı olan uluslararası ve Avrupa ilkeleri tamamen Bulgaristan yasal mevzuatına aktarılmıştır. Yasalarımızda cinsiyet, ırk, ten rengi, dil, din, siyasi ve diğer inançlar, ulusal ve sosyal köken, ulusal azınlığa mensubiyet, mülk, doğum veya başka özelliklere dayalı ayrımcılığa müsaade edilmektedir.
Yukarıdaki analizin sonunda, çağdaş toplumda Bulgar kadınına eşit haklar, istihdam ve iş ile sorumlu görevler alma imkânları verildiği sonucunda bulunabiliriz.
Dostları ilə paylaş: |