Atatürk döneminde türk – bulgar iLİŞKİleri



Yüklə 154,27 Kb.
səhifə2/3
tarix29.10.2017
ölçüsü154,27 Kb.
#20207
1   2   3
25. Almanya’da Bulgaristan’a Makedonya’yı vade edince Bulgaristan Almanya ile ittifak yaptı. Osmanlı Devletinin de aynı blokta yer alamsı Türk- Bulgar ilişkilerini olumlu anlamda etkiledi. Savaş süresince iki ülke kader birliği yaptı ve Türk – Bulgar ilişkileri savaş süresince olumlu bir seyir takip etti.
1.3.2. I. Dünya Savaşı Döneminde Bulgaristan Türkleri
Savaş esnasında İki ülkenin müttefik olması Bulgaristan’ın Türk azınlık politikasında daha hoşgörülü davranmasını sağladı ve öncesinde Türklere karşı uygulanan baskı politikaları bu dönemde son buldu. Bununla birlikte Türklerin yoğunlukla tarım sektöründe olması Bulgaristan’ın Almanya’ya tarım ürünleri göndermesi Bulgaristan’ın Türklere karşı tutumunda önemli rol oynayan diğer bir faktördür. Genel olarak Bulgaristan Türkleri I.Dünya Savsındaki ittifak süresince rahat bir soluk almışlardır26
Birinci Dünya Savaşı, Türk – Bulgar ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirilebilir. Sürekli gergin olan ilişkiler düzelmeye başlamıştır. Diğer bir söylemle Çoğunlukla (1878- 1990) gergin geçen ve sorunlar üzerine kurulu olan Türk – Bulgar ilişkilerinde sorunlar bir süreliğine de olsa bir kenara bırakılmış karşılıklı dostluk ilişkilere hakim olmuştur.

II.BÖLÜM


1919 -1938 TÜRK – BULGAR İLŞKİLERİ

VE


BULGARİSTAN TÜRKLERİ
2.1. Birinci Dünya Savaşı Sonrasında Bulgaristan’ın Durumu
Bulgaristan, hem İkinci Balkan Savaşı hem de Birinci Dünya Savaşında mağlup olmuş, komşularına topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır. Bulgaristan’ın kaybı sadece toprak olmamıştır. 191’2den başlayarak devam eden savaşlar ve savaş giderleri dolayısı ile zor durumda kalmıştır. I. Dünya Savaşı boyunca Almanlar hem ekonomik alanda hem de cephane olarak Bulgaristan’a yardımlarda bulunmuşlardır. Savaşın sonlarına doğru alman yardımlarının da kesilmesi Bulgaristan’ın işini daha da zorlaştırmıştır. Savaşında kötüye gitmesi ve Bulgaristan’ın müttefikleri ile birlikte mağlup olması Bulgaristan için ağır şartlar içeren Neuilly antlaşmasını zorunda kalmıştır. Bu antlaşma ile Bulgaristan hem askeri alanda hem de ekonomik alanda tam bir çöküntüye uğruyordu.
Bulgaristan Savaşta, Yunanistan, Sırbistan ve Romanya gibi komşularına karşı savaşmıştır. Bulgaristan mağlup olunca bir anda etrafı galip blokta yer alan düşman komşularla çevrili bir konuma geldi. Büyük ölçüde bir kuşatama içerisinde idi ve komşularının tamamı ile değişik sınır antlaşmazlıkları bulunuyordu. Bulgaristan dış politikada bu olumsuz tabloyu çizerken içeride de işler yolunda değildi. Siyasi karışıklıklar söz konusu idi ve bu karışıklıklar içerisinde 1919’da Aleksandr Stambuliski27 liderliğindeki Çiftçi Partisi iktidara geldi ve 1923’e kadar iktidarda kaldı. Stambulski iktidara geldiğinde geniş bir toprak reformu yaparak yönetimini köylü ve çiftçilere dayandırmaya çalıştı28.

2.2. Birinci dünya Savaşı sonrasında Türkiye’nin Durumu


Birinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye’de Bulgaristan’la neredeyse aynı kaderi paylaşmıştır. Osmanlı devleti mağlup tarafta bulunmasında dolayı Bulgaristan’ın imzalamak zorunda kaldığı Neuilliy Antlaşmasından daha ağır şartlarla 30Ekim 1918’de Mondros Antlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştır. Bu antlaşma ile birlikte Osmanlı Devleti neredeyse parçalanmış, zaten zor durumda olan ekonomisi bitmiş, on yıldan fazla bir süredir devam eden savaşlardan dolayı halk iyice bitkin düşmüştür. Osmanlı Devletine imzalatılan antlaşma, Bulgaristan’a imzalatılandan farklı olarak işgalleri de beraberinde getirmiştir. Bir taraftan da Osmanlı Devletinin bütün olanaklarına el konularak işgaller kolaylaştırılmaya çalışılmıştır.
Osmanlı Devletinin savaş sonrası durumu, Bulgaristan’la kıyaslanınca çok daha kötü bir durumdaydı. Bütün bunarla rağmen Türk Milleti bu işgallere karşı yer yer direniş hareketleri gösteriyordu. Özellikle Bulgaristan tarafından yakından tanınan Mustafa Kemal29 önderliğinde bir kurtuluş hareketi başlatıyordu. Millet bütün olumsuzluklara rağmen yeniden bir var olma savaşına giriyordu.

2.3. Türk – Bulgar İlişkileri (1919 – 1938)


2.3.1. Milli Mücadele Döneminde Türk – Bulgar İlişkileri (1919 – 1923) ve Bulgaristan Türkleri
2.3.1.1. Milli Mücadele Döneminde Türk – Bulgar İlişkileri
Birinci dünya savaşı sonrasına her iki ülkede imzaladığı anlaşmalarla müttefik ülkelerle ilişkilerini kesmek zorunda kalıyordu. Türkiye Mondros Antlaşmamsının 32.Maddesi, Bulgaristan da Selanik Anlaşmasının 3.Maddesine müteakip ilişkiler kesiliyor Bulgaristan’ın Türkiye’deki haklarını koruma görevi İsveç Elçiliğine, Türkiye’nin ise Bulgaristan’daki haklarını koruma işi de İspanya Elçiliğine veriliyordu30.
Türkiye’de İşgallere ve İtilaf Devletlerinin dayatmalarına karşı bir mücadele başlamıştır. Mücadelenin bir merhalesi olarak Anadolu’da bir Millet Meclisi kurulmuştur. Bu Meclisle birlikte Milli mücadeleyi yönetenler için İstanbul Hükümetinin meşruiyeti ortadan kalkıyor bu meclis millet adına bütün yetkileri kendinde topluyordu. Atatürk’ün önderliğinde kurulan bu yeni hükümet bir taraftan İtilaf Devletlerine karşı mücadele ederken bir taraftan da Kendisini tanıtmak, kabul ettirmek, uluslar arası arenada kendisine destek olacak ve Milli Mücadele hareketine yardımcı olabilecek ülkelerle ilişki kurma çabası içerisindeydi. Bu koşullarda,dış politikanın temel hedefi işgalci devletlere karşı yürütülen mücadeleyi destekleyecek diplomatik imkanlardan yararlanmak ve bunu yaparken de Misakı Milli sınırlarını güvenceye kavuşturmak olmuştur.31 Mustafa kemal özellikle Trakya’daki sınırları güvence almak için Bulgarlarla ilişkileri geliştirmek ve Yunanistan’a karşı Bulgarları koz olarak değerlendirmek istemiştir. Bu dönemde Trakya’da Cafer Tayyar Bey önderliğinde bir mücadele başlatılmış ve Cafer Tayyar Beyin temsilcileri Bulgaristan’a giderek destek ve yardım arayışlarında bulunmuşlardır. Bulgaristan Bu isteklere olumlu yaklaşmış ve destek sağlama konusunda elinden geldiğince yardımcı olmuştur. Bu vesile ile Bulgaristan’dan Türklere silah-cephane yardım ve sevkıyatı yapılmıştır. Cafer Tayyar Beyin Bulgaristan’la olan müspet ilişkileri Mustafa Kemal tarafından izlenmiş ve takdir edilmiştir.32 Cafer Tayyar beyin birliklerinin Yunanlılara yenilmesinden sonra Bu birliklerin bir kısmı Bulgar sınırını geçerek Bulgaristan’a sığınmışlardır. Bulgar hükümeti Bunarla oldukça iyi muamele etmiş onları değişik bölgelerde iskan etmiş ve bunarlı cephanelerinin Anadolu’ya sevki konusunda da yardımcı olmuştur33
Diğer taraftan Bulgaristan’a baktığımızda da Anadolu’daki Milli Mücadele ağır bir antlaşma imzalayan Bulgar hükümeti tarafında ilgiyle takip ediliyor ve bunun Bulgaristan için emsal olabileceği düşünülüyordu. Diğer taraftan Yunanistan ile Bulgaristan arasındaki Batı Trakya Sorunu vardı. Bulgaristan Türkiye ile savaşan Yunanistan’ın yenilmesi durumunda Batı Trakya’da isteklerine ulaşabileceğini düşünüyordu. Bu sebeplerden dolayı Bulgaristan Anadolu’daki Milli mücadele hareketine destek olmuş ve iyi ilişkiler geliştirmenin kendi çıkarına olacağını fark etmişti.
Milli Mücadele yıllarında iki ülke ilişkileri karşılıklı beklentiler doğrultusunda gelişmiştir. Bu beklentiler iki ülke arasında işbirliğini ve dostluğu beraberinde getirmiştir. Bu dönemde iki ülke ilişkilerini incelerken bu doğrultuda değerlendirilmelidir.
Türk – Bulgar İlişkileri her iki tarafın da isteği doğrultusunda gayrı resmi olarak başlamıştır. Özellikle Mustafa Kemal başlattığı Milli Mücadele hareketine dış destek ararken Sofya’da görev yaptığı sırada kurduğu dostluklardan yararlanmıştır. Mustafa Kemal, Milli Mücadelenin silah gereksinimini karşılamak için Bulgaristan’da girişimlerde bulunmuş ve Milli Mücadele boyunca Bulgaristan’dan Anadolu’ya çok sayıda silah sevkıyatı yapılmıştır. Bu Bulgaristan’daki İtilaf devlet temsilcilerinin de dikkatinden kaçmamıştır. İngiliz Temsilcileri Tunca kıyılarındaki Yanbol ve Elhovo’dan bir takım silahların Kemalist İhtilalcilere doğru sevk edildiğini tespit ederek rapor etmişlerdir 34. Buna benzer olaylar yüzünden Bulgaristan bir çok sefer itilaf devletlerinin baskılarına maruz kalmış ve itilaf devletleri karşısında zor duruma düşmesine rağmen Milli Mücadele hareketine olan desteğine devam etmiştir. Stambuliski hükümeti savaşta yenilmesine rağmen Bulgaristan’ın Kemalist ihtilalcilere karşı bir üs olarak kullanılmasına müsaade etmemiştir35. Buna karşılık T.B.M.M. Hükümeti adına Mustafa Kemal de Aleksandr Stambuliski’ye 30. 04.192036 tarihinde bir mektup yazmıştır. Bu mektupta M. Kemal İstanbul’daki Osmanlı Parlamentosunun dağıtılması ve vekillerin tutuklanmasından bahsettikten sonra, Ankara’da toplanan Meclisin tanınmasını ve Mücadelenin amaç ve kapsamından bahsetmektedir. Mustafa Kemal’in bu mektubun Bulgaristan olumlu karşılamış ve ilişki kurmanın yollarını aramaya başlamışlardır. Bu çalışmalar sonucunda Bulgar hükümeti 1921 Mayıs ayında Ankara’ya Angel Grozkov yönetiminde bir gizli diplomatik bir heyet göndermiştir.37 Ankara Hükümeti de gelen elçilere itibar göstermiş onlara cepheleri gezdirmişlerdir. Bu Bulgar Hükümetinin resmi bir ziyareti olarak da değerlendirilebilir. Ancak o dönem Bulgaristan ve Türkiye’nin durumlarını düşündüğümüzde Selanik Antlaşmasından dolayı olacak ki iki ülke bir antlaşma imzalamıştır. En azından böyle bir metin kaynaklarda geçmemektedir. A. Stambuliski yönetimi Türk Hükümetine Bulgaristan’da gayrı resmi olarak bir elçi bulundurması için izin vermiştir. Bunun üzerine Ankara Hükümeti’nin yarı-resmi temsilci olarak Cevad Abbas Gürer 21 Şubat 1921’de Sofya’ya gönderildi ancak İtilaf Devletlerinin takip ve Bulgar Hükümeti baskıları üzerine Temmuz 1921’de Ankara’ya dönmek zorunda kalmıştır38. C. Abbas Gürer Bulgaristan’da bulunduğu dönemler içerisinde bir taraftan Bulgaristan ileri gelenleri ile görüşmeler yapmış diğer taraftan da Bulgaristan Türklerinin kurtuluş savaşına olan yardım ve desteklerini örgütlemiştir.
Aleksandr Stambuliski, Ankara Hükümetine olan desteğini gün geçtikçe artırmış ve alenileştirilmiştir. 26 Ekim 1922’de parlamentoda yaptığı konuşmasında M. Kemal’i övmüş Milli mücadeleye destek olacaklarını açıkça beyan etmiştir39.
Bulgaristan Hükümeti, Milli Mücadele yıllarında sürekli bir şekilde Ankara Hükümeti ile ilişkilerini geliştirmeye çaba sarf etmiştir. 1922 yıllının sonlarında Bulgar Hükümeti T. Markov’u Ankara’ya göndererek ilişkilerin geliştirilmesi için görevlendirilmişti. T. Markov 1923’ün başında İzmir’de iki görüşme yapmıştır. Markov Bu görüşmelerden sonra ilişkilerin geliştirilmesi iki ülkenin çıkarına olacağı dorulusunda rapor vermiştir.40 Ankara hükümeti de Bu ilişkilerin geliştirilmesine tepkisiz kalmamış bu yönde çabalar sarf etmiştir. Ancak 1923 Haziran ayında gerçekleştirilen darbe ile Stambuliski Hükümetinin devrilmesi bu çalışmalara darbe vurmuş Bulgar –Türk İlişkilerindeki ivme düşüş göstermiştir.
2.3.1.2. Milli Mücadele Döneminde Bulgaristan Türkleri
Anadolu’da başlayan Milli Mücadele Hareketi, özellikle Türkiye sınırları dışında kalan Türkler ciddi bir heyecan yaratmıştır. Bulgaristan Türkleri de Mustafa kemal Önderliğinde gelişen bu Kuruluş hareketini yakından takip etmişlerdir.
Bulgaristan Türkleri, Stambuliski iktidarı ile birlikte rahat bir nefes almışlardır. Bu iktidar döneminde öncekilere kıyasla çok daha olumlu bir azınlık politikası uygulanmıştır. İki ülkenin I.Dünya savaşında birlikte savaşmaları, Stambuliski’nin iktidarını çiftçi ve köylülere dayandırmak istemesi ve Türklerin büyük çoğunluğunun çiftçi ve köylü olması, Bulgaristan’ın Savaş sonrasında dost araması ve bu doğrultuda Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak istemesi gibi nedenler bu olumlu politikanın başlıca nedenleri olara düşünülebilir41. Bu dönemde Baskılardan kurtulan ve bir takım haklarını kazanan Türkler dış dünya ile ilgilenmeye fırsat bulmuşlardır. Özellikle çok yakınlarındaki Anavatanlarında olan gelişmeler Türkleri yakından ilgilendirmiştir. Türkler Anadolu’daki Kurtuluş Hareketini sadece takip etmekle kalmamışlar bu harekete destek olmak için örgütlenmişlerdir. Türkler arasındaki bazı vatansever gençler Anadolu’ya geçerek bizzat savaşa katılmışlardır. Diğer taraftan Bulgaristan Türkleri gerek Bulgaristan’dan yapılan silah sevkıyatlarında görev almışlar diğer taraftan da Milli mücadele için yardım toplamak için gönüllü olmuşlardır. Özellikle Ahali Gazetesi Milli Mücadele Hareketine ciddi bir destek cephesi oluşturmuştur. Gazete bir taraftan yayınladığı haberlerle milli mücadeleye destek olurken diğer taraftan da yardım komisyonları oluşturarak ve yardımları teşvik ederek Milli Mücadeleye destek olmaya çalışmıştır42. Bulgaristan Türkleri arasındaki ileri gelen şahısların yanı sıra, Bulgaristan Muallimimin-i Cemiyeti İttihadiyesi, Hilal-i Ahmer Komiteleri, Hilal-i Ahmer Derc-i İane Komisyonları ve Tenvir-i Efkar Müslüman Klüpleri gibi cemiyetlerde yadım toplayarak bunları Kızılay vasıtası ile Anadolu’ya gönderiyorlardı43
Milli Mücadele döneminde, Bulgaristan Türklerinin genel durumunu değerlendirdiğimizde önceki dönemlere bakış oldukça olumlu bir tablo söz konusudur. Şüphesiz İlişiklerdeki olumlu görüntü Bulgaristan Türklerinin durumuna da yansımıştır. Ayrıca bu dönem Anadolu’daki milli mücadele hareketinin etkisi ile Türklerin Milli bilincinin uyanmaya başladığı dönem olarak da değerlendirilebilir. Bu dönemle başlayan ve 1930’ların ortalarına kadar sürecek olan bu yeni dönemde Türkler arasındaki kıpırdanmalar aratacak Türkler özellikle kültürel anlamda bir dizi faaliyet gerçekleştireceklerdir. Özet olarak bu dönem Bulgaristan Türkleri Tarihinin günümüz de dahil en parlak döneminin başlangıcı olmuştur.
2.3.2. Lozan Antlaşması Sonrasında Türk –Bulgar İlişkileri ve Bulgaristan Türkleri
Türk Hükümeti dört yıl süren ve oldukça ağır geçen bir mücadeleden sonra, Lozan antlaşması ile birlikte uluslar arası arenada resmen tanınmıştır. Diğer bir söylemle bu antlaşama ile yeni bir Türk devleti resmen kurulmuştur.
Lozan Antlaşması soncunda kurulan ve tanınan Türk Devleti, bu tarihten sonraki ilişkilerinde tam bağımsız bir devlet gibi hareket etmeye başlamıştır. Lozan’la birlikte başlayan süreçte Yeni Devletin temel düşüncesi Lozan’da çözümlenemeyen sorunları çözmeye çalışmak olmuştur. Bu bağlamda Yeni Devletin yöneticileri genelde dostluk ilişkilerine dayalı bir dış politika takip etmişlerdir.

2.3.2.1. Lozan Antlaşması Sonrasında Türk Bulgar İlişkileri
Milli mücadele yıllarında dostluk çerçevesinde devam eden Türk – Bulgar İlişikleri Lozan görüşmeleri esnasında da devam etmiştir. Türk Heyeti, Bulgarların Dedeağaç üzerinden Ege denizine çıkma isteklerini desteklemiştir44.
Bulgaristan’da bir darbe ile A. Stambuliski iktidarı devrilmiştir. Onun yerine A. Tsankov liderliğinde yeni bir hükümet kurulmuştur. Bu hükümet, Stambuliski Hükümetinden farklı bir iç politika takip etmiştir. Bu hükümet iç politikada farklı bir siyaset takip ederken dış politikada ise özellikle Türkiye’ye karşı eski hükümetin dış politikasını devam ettirmiştir45. Buna karşılık Bulgar hükümetinin özelikle Türk azınlığa karşı öncekilerden farklı b ir politika uygulaması ve daha sert davranması Türkiye’nin Bulgaristan’a karşı çekingen davranmasına neden olmuştur. Bunun farkına varan Bulgar hükümeti ilişkileri eski seviyesine döndürmek için 1924’te Simon Radev’i Anakara’ya göndermiştir46. Çeşitli çabalar sonucunda Türk – Bulgar İlişkileri normale dönmüştür. Ancak hiçbir zaman bu ilişkiler Stambuliski dönemindeki seviyesine ulaşmayacaktır. Türkiye ile Bulgaristan arasında 18 Ekim 1925’te Bir dostluk antlaşması imzalanmıştır47. Bu antlaşma ile iki ülke arasına Türkiye Bulgaristan arasındaki sorunları çözmek ve iyi ilişkileri geliştirmek için mihenk taşı olmuştur48. Bu antlaşma ile Türkiye ve Bulgaristan arasındaki sorunlar çözülmeye çalışılmıştır özellikle Bulgaristan’daki Türkler ve Türkiye’deki Bulgarlar ile ilgili görüşmeler yapılmıştır. Bu anlaşma ile her iki taraf Neuilly ve Lozan Antlaşmalarında yer alan azınlık haklarını tekrar onaylamışlardır ve azınlıkları bu haklardan yararlandırmayı taahhüt etmişlerdir. Türkiye’de çok az sayıda Bulgar vardı buna karşılık Bulgaristan’da çok sayıda Türk vardı. Bundan dolayı diyebiliriz ki Bu dostluk antlaşmasının en önemli unsuru Bulgaristan Türk Azınlığı ve bu azınlığa verilecek haklardır. Türkiye burada soydaşlarının haklarını koruma ve garanti altına almış ilişkileri bu bağlamda değerlendirmiştir. Diğer bir söylemle, Türkiye ile Bulgaristan arasındaki dostluk, barış, iyi ve samimi ilişkiler, Bulgaristan’ın Müslüman ( Türk ) azınlığa göstereceği muameleye bağlı kalacaktır49. Bu antlaşma ile aynı tarihte iki ülke arasında Türk – Bulgar İkamet Sözleşmesi imzalanmıştır. Burada da daha ziyade Bulgaristan Türklerinin göçleri ile ilgili hükümler yer almıştır. Bu mukavele Atatürk döneminde oldukça dürüst uygulanmış ve Türkiye’ye düzgün bir göç akını başlamıştır50. Böylece zaten ekonomik imkanları kısıtlı olan genç Cumhuriyet Balkan savaşları sonrasında yapılan göçler sırasında Osmanlı devletinin düştüğü zor duruma düşmemiştir.
Türk –Bulgar İlişkileri 1925’ten sonra 1930’ların ortalarına kadar yukarda değinildiği gibi Bulgaristan’ın Türk Azınlık politikaları çerçevesinde şekillenmiştir. Özellikle Türklerin Türkiye Cumhuriyetinde meydana gelen gelişmeleri yakından takip etmeleri ve bu gelişmeleri örnek alarak çalışmalar yapmaları ve Bulgaristan hükümetlerinin bunlara karşı tutumu ilişiklerin inişli çıkışlı, küçük dalgalanmalar etrafında gelişmesine neden olmuştur. Bununla birlikte yinede iki ülke arasındaki ilişkiler incelendiğinde ne çok ciddi bir sorun söz konusudur nede Stambuliski dönemindeki kadar olumludur. Diğer bir söylemle bu ilişkiler orta seviyede devam etmiştir. İlişkiler bu trendde devam ederken Türkiye Hüsrev Gerede’yi 30 Ekim 1926’da Bulgaristan büyükelçisi olarak görevlendirmiştir51. Hüsrev Gerede’nin Ankara ile yaptığı yazışmalar ve gönderdiği raporlar genlikle buradaki Türk Azınlıkla ilgilidir. Hüsrev Gerede bu Azınlığın haklarının korunması için gerek Bulgar hükümeti nezrinde çalışmalar yapmış gerekse Ankara’dan bu konuda destek isteyerek diplomatik ilişkilerde Türk Azınlığı ve onların sorunlarını gündemde tutmuş ve çözüm aramıştır52.
Diğer taraftan Türkiye – Bulgaristan ilişkileri devam yukarıda bahsettiğimiz perspektifte, orta halli bir şekilde devam ediyordu. 1925 Dostluk antlaşmasından sonra Bulgaristan’la farklı alanlarda yeni antlaşmalar yapılıyordu. Dostluk antlaşmasından sonra Atatürk dönemimde Bulgaristan ile yapılan diğer antlaşmalar şunlardır;

  1. Türkiye – Bulgaristan Modüs Vivendi

  2. Türkiye – Bulgaristan Ticaret ve Seyrisefain (Deniz Ulaştırma ) Anlaşması

  3. Türkiye – Bulgaristan Tarafsızlık, Uzlaşma, Adli Çözüm ve Hakemlik Anlaşması

  4. Türkiye – Bulgaristan Ticaret ve Seyrisefin Anlaşması

  1. Türkiye – Bulgaristan Baytari (Veteriner ) Anlaşması

  1. Türkiye – Bulgaristan Ödeme (Tediyeleri Tanzim eden) Anlaşması

1938 Balkan Paktı Bulgaristan arasında Anlaşma53

Söz konusu anlaşmalardan da anlaşılacağına göre bir çok alanda Türkiye ile Bulgaristan arasında değişik alanlarda işbirliği söz konusudur. Dikkat çeken diğer bir nokta 1933’ e kadar her bir yıl anlaşma yapılmıştır. Bu döneme kadar Türk Bulgar ilişkileri normal seyrinde devam etmiş hatta 1931 ve 1932 yıllarında karşılıklı ziyaretler gerçekleştirilmiştir. Ancak bu tarihten sonra uzun bir süre Bulgaristan ile Türkiye arasında anlaşma olmamıştır. Bunun nedeni 1934’te Bulgaristan’da bir iktidar değişikliği olmasıdır. 1934’te Bulgaristan’da iktidara Faşist eğilimli bir parti hakim olmuştur. Bu tarihten itibaren Bulgaristan’ın hem içi politika- sında hem de dış politikasında ciddi değişiklikler olmuştur. İç politikada Türkler karşı baskılar artmış Türklerin okulları kapatılmaya sosyal hakları kısıtlanmaya başlanmıştır. Diğer taraftan dış politikada ise Bulgaristan, Birinci Dünya Savaşından memnun olmayan Revizyonist Grupla birlikte hareket etmeye başlamıştır. Esas itibari ile Bulgaristan’da savaşta toprak kaybetmiştir. Bundan dolayı Bulgaristan bu toprakları geri almak için Balkanlarda saldırgan bir politika izlemeye başlayacaktır.


Türkiye ise kuruluşundan itibaren Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” prensibi doğrultusunda bir dış politika takip etmiştir. Bu bağlamda Yunanistan ile kurulan iyi ilişkilerden de Bulgar hükümetleri rahatsız olmuştur. Bunun yanı sıra Bulgaristan’ın politikaları ile Türk Dış politikası uyuşmuyordu. Bunun sonucu olarak iyi ilişkilerin devam etmesi zaten beklenemezdi. Bulgaristan’ın dış politikalarından ve içeride Türklere uyguladı baskılardan rahatsız olan Türkiye’nin ve Bulgaristan ile ilişkileri bozulmaya başlamıştır. İlişkilerde başlayan bu gerginlik sürekli artarak 1990’ların başına kadar devam etmiştir.
2.3.2.2 Lozan Antlaşmasından Sonra Bulgaristan Türklerinin Genel Durumu
Milli Mücadele döneminde Bulgaristan Türkleri arasında milli bir uyanışın başladığına yukarıda değinmiştik. Lozan Antlaşmasından sonraki Türkiye’de meydana gelen değişiklikler Bulgaristan Türkleri tarafından aynı heyecanla takip ediliyor Türkiye’de gerçekleşen devrim hareketleri Bulgaristan Türkleri arasında yankı buluyordu. Özellikle 1906’yılında kurulan Türk Muallimler Birliği54 bu gelişmeleri yakından takip ediyor ve bunları örnek arak Bulgaristan Türkleri arasında uygulamaya çalışıyordu.
Bulgaristan Türkleri 1920’li yıllarla bir çok alanda ilk denilebilecek faaliyetler yapmışlarıdır. Bunlara örnek olarak iki olayı gösterirsek Bulgaristan Türklerinin durumunu ve onlar için Türkiye’nin önemini daha iyi anlarız.
2.3.2.2.1.Türk Öğretmenler Birliği
Bulgaristan Türklerinin bilinçlenmesinde örgütlü hareket etmesinde ve Bulgaristan Türklerinin Türkiye ile paralel bir gelişme göstermesinde yoğun çaba gösteren bu kuruluş Bulgaristan’da görev yapan Türk öğretmenlerin ve aydınların çabaları ile 1906’da Muallim-i İslamiye Cemiyet-i İttihadiyesi adıyla Şumnu’da kurulmuştur55. Özellikle Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip etmişler ve Türk çocuklarının Anavatanla paralel bir eğitim alabilmeleri için yoğun çaba sarf etmişlerdir. Bu bağlamda Türkiye’deki harf inkılabının hemen Bulgaristan’da da uygulanması için Alfabe kitapları hazırlamışlardır56. Çalışmalarında sadece çocukları değil yetişkinleri de hedef alan bu birlik Yeni alfabenin kabulünden sonra bu alfabeyi insanlara öğretmek için, Türkiye’deki millet mekteplerini örnek alarak halk kursları veya alfabe kursları adları ile kurslar açarak adeta bir eğitim seferberliği başlatmıştır57. Yine öğretmenler birliği kendi üyelerine yeni harfleri öğretmek ve öğretmenlerinin kalitesini arttırmak için değişik bölgelerde öğretmenlere yönelik yaz kursları da açmıştır
Yüklə 154,27 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin