Yükseköğretimde İnovasyon
Eğitimde inovasyonun amacı, daha kaliteli bir eğitim yaratmak, günceli yakalayan ve yaratıcı düşünebilen çocuklar yetiştirmek, eğitim sürecini daha etkili ve hedef odaklı hale getirmek olarak tanımlanabilir (Pehlivanoğlu, 2011:12). Ancak eğitime inovasyon açısından bakıldığında yükseköğretim alanının, ilk ve ortaöğretime göre inovasyona daha yakın olduğu ortadadır (Taş, 2017:104). Nitekim yükseköğretimin, bilgi ve yöntem açısından ekonominin en inovatif sektörlerinden biri olduğu ifade edilmektedir (OECD, 2014). Yükseköğretim açısından inovasyon; “yükseköğretim kurumları ve/veya yükseköğretim paydaşları tarafından geliştirilen ya da bu kurumlar üzerinde önemli etkileri bulunan yeni ya da geliştirilmiş/iyileştirilmiş bir ürün, süreç, örgütsel yöntem ya da örgütün kendisidir” biçiminde tanımlanmaktadır (Brennan vd., 2014; Arslangiray ve Özdemir, 2017:157).
UNESCO, Dünya Bankası, Avrupa Komisyonu gibi uluslararası kurum ve kuruluşlar yükseköğretimde reform ve inovasyon konusunun önemine işaret eden raporlar hazırlamakta, özellikle gelişmekte olan ülkeler için rehber niteliğinde yayınlar yapmaktadırlar. TÜSİAD ve EUA (Avrupa Üniversiteler Birliği) hazırladıkları raporda Bologna Sürecinin önemine vurguda bulunarak yükseköğretimde inovasyona olan ihtiyacı belirtmiş, Türkiye’de yükseköğretim sistemini incelemiş ve öneriler sunmuşlardır. Yükseköğretimde inovasyonun dünya çapında önemli bir konu olarak ele alındığı, yükseköğretimde inovasyon kültürü oluşturmak gibi kavramların ortaya atıldığı, özellikle Amerika Birleşik Devletleri üniversitelerinde “inovasyon yönetimi çalışmaları merkezleri” kurulduğu ve bu alanda birçok işbirliği, eğitim ve proje çalışmaları başlatıldığı görülmektedir (Arslangiray ve Özdemir, 2017:156). Harward Üniversitesinde Teknoloji, İnovasyon ve Eğitim adıyla açılan master programının amacı eğitim teknolojilerinde yaşanan gelişmeleri takip ederek teknolojiyi eğitimde inovasyona dönüştürmek olup programdan mezun olan eğitim teknolojisi uzmanlarının araç gereçler, çoklu ortamlar, eğitim stratejileri ve politikaları geliştirerek eğitimde inovasyonu sağlayabilecek çalışmalar yapması, İngiltere’de bulunan FutureLab kurumu öğrencilere yaratıcı düşünme ve üretkenlik becerileri kazandırılması amacıyla eğitim teknolojilerine dönük projeler geliştirmek, yapılan projelere destek sağlamak ve yükseköğretim kurumlarıyla işbirliğine girmek suretiyle eğitimde inovasyon sürecine katkıda bulunması buna örnek olarak gösterilebilir (Taş, 2017:106).
İnovasyon için en önemli destek üniversiteler ve araştırma geliştirme merkezleridir. Örneğin 3.nesil üniversite olma yolunda ilerleyen İTÜ Vodafone işbirliğiyle 29 Nisan 2019’da açılışını yaptığı Future Lab bünyesinde bilgi teknolojileri ve haberleşme alanında yürütülecek projelerin yanısıra, İTÜ lisans ve lisansüstü öğrencileri danışman öğretim üyeleri ve Vodafone AR-GE ekipleriyle toplanarak doğrudan endüstriye yönelik, inovasyon yaratma potansiyeline sahip ödev, tez, proje gibi çalışmalarını yapabilecekler. İTÜ Rektörü Karaca, İTÜ Vodafone Future Lab için; IoT, VR ve yapay zeka alanındaki yeni nesil teknolojilerle araştırmacıların buluşacaklarının altını çizerek: "Akıllı teknoloji üssümüz hem Vodafone'un mevcut teknolojilerinin tecrübe edilebildiği bir laboratuvar, hem de burslu lisansüstü ve lisans öğrencilerimizin neredeyse tamamı yerli paydaşlarla proje geliştirdikleri bir inovasyon merkezi olacak. İTÜ Vodafone Future Lab aslında eğitim alanında da yeni bir dönemin ve dönüşümün de habercisi" olduğunu ifade etmiştir. (http://medyamerkezi.vodafone.com.tr/basin-bultenleri/itu-vodafone-future-lab-316, 2019).
Türkiye’de üniversitelerde inovasyon kültürünün benimsenmesi ve yaygınlaşması adına kurulan Teknokentler ve kuluçka merkezleri önemli roller üstlenmektedir. Profesyonel bir ekibin katma değer yaratan hizmetleri sağlayarak yönettikleri fiziki veya sibernetik bu alanın amacı, bilgi ve teknoloji transferini organize ederek sürdürülebilir, inovasyon temelli şirketlerin gelişimini aktif olarak destekleyerek bulunduğu bölgenin rekabet gücünü arttırmaktır (Dulupçu, 2005’ten aktaran Taş, 2017:108). Aralarındaki küçük yapı farklarına rağmen bilim parkı, teknokent, araştırma parkı v.b. terimlerle ifade edilen teknokentler; üniversite, sanayi, araştırma merkezleri, girişimciler ve piyasalar arasındaki işbirliğini arttırmak, bilgi ve teknoloji transferini arttırmak yoluyla yüksek katma değerli, Ar-Ge’ye dayalı ileri teknoloji ürün ve hizmetlerin üretilmesine uygun altyapı, üst yapı ve hizmetleri kaliteli çevrede sunan merkezlerdir (http://www.sakaryateknokent.com/teknokent-kavrami, 11/05/2019). Bugün ABD’de 7355 bilim parkı, Almanya’da 4120 bilim parkı, Türkiye’de ise 64 Teknopark olup Türkiye’nin de ilk ve en büyük teknoparkı Ar- Ge ve inovasyon çalışmalarına büyük katkısı bulunan ODTÜ Teknoparkıdır (Taş, 2017:109).
Dostları ilə paylaş: |